8 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SS NİSAN — 1939 ü &n Alhn Ve muharrir profesör Juli. | Tüş yatley ile plâklara ses zapte- Tele, tehassısı Ludvig Koch'm se- b lamş En'beü devam eden çalışma - Üğraş, GCesinde hayvanat ilmi ile kîla.baman pek alâkadar eden bir îa?ın mîydana çkmıştır. “Hayvan- dakı , * İsmini taşıyan bu kitab- Oldug, ” bahsin birçok resimleri Mesaja 8ibi ayrı bir plâğı da vardır. Silökaç © karga acıktığı zaman na Ya g, “Orktuğu, ıstırab çektiği ve Bi se&teıni _Çağ'mîığ-ı zaman çıkardı. dilip> ? biribirinden nasıl ayırd e- ı"ab!!;xu'tB bütün bu suallerin ce- Merag Sün bir sabır ve emeğin se- Te Olan plâklar veriyor. Tinm umiyeue hayvanların lisanla- lk, ,, Slica vazifeleri, korku, aç - * Sey Bibi 6 K ve cinsi arayışları ifade Yarg İnsiyakların — tatminine Bahı, Tektir, le Sa Arda, ve örümceklerde bi - ad'&tâe Arşt hassasiyet gösteren, bulm, “ak vazifesi gören uzuvlar erkük uş._t“!'- Bu uzuvlar dişi ve örümceklerin — biribirlerini k“Surıam*a yardım eder. Her cins Sit seğş%a türlü sese sahib olma- Yaçtıp, V1 de bu biyolojik ihti - bu!m Ha—îvan ğ Hesi N bilhassa plâklarının arasında Çok beğepîıî;-n?vi kurbağa sesleri bağası de;ıi] lştıı.__ AÂmerikan kür - (ninni) gi î’n bir cins kurbağanın söylediği " VNi eşini uyutmak için rm"ctgr îı Sarkr o kadar hoşa git - y S Parçayı Bethofenin (Ay Işığı) & İ _) m_natmın başlangıcına benze- enler bile olmuştur Kuşlarım hemen Öltmelerini va k "ı"-îxmm diğer bir sebebi de ar dur lîâdmız kaybetmek ' korkusu - * Üre F r deklerin, bıldtremların ve di Ber ku ; tüşl .Şlarm tehlike haber veren ö- Üşleri vardır. hiç durmadan nuîîlıııîz '_vılaîılar tabiatm bu kanü lar .q îhl değildirler, Çünkü yılan. da ;L.a*"rfhrlar. İşitme hissi onlar- S hiÇ fnkisaf iîinrîiiîorin Müt terbiye etmemiştir. çalarak H ettiklerini, $ ıI“ıh" ve d Bazı yılanları oynattıklarını Pit t Uyarız. Hintlinin çaldığı üü bir l._m anf—ak Bözü Je gördü- TW f'"“k““lr. Kulağına hiçbir * NSde etmez Akşam Postası Hayvanların dilinden anlıyabilecek miyiz ? Hayvan sesleri Plâklara dolduruldu! Amerikan kurbağasının dişisini uyutmak için inni, Bethofenin bir sonatına benziyormuş şAcaba neler söylüyorlar? 'Tıpkı bir çocuk gibi ağlıyan fok baliğı gayet güzel, adetâ bir şarkı kadar ahenkli bir sese maliktir. Et yiyen hayvanların sesleri da- ha kuvvetli ve mütenevvidir. Bil - hassa aslan ve sırtlan seslerinin zaptedildiği plâk çoğ uzundur. Çün- kü o hayvanlarda konuşma çok te- kemmül etmiştir ve sevinçlerini iz. har edişleriyle ıstırablarmı ifade- leri arasında çok bariz farklar var- dir. Sırtlanım, insanın tüylerini di. ken diken ürperten tiz perdeden bir kahkahası vardır. Ve daha ga- ribi şu ki, bu kahkaha insanlarda ve diğer bazı hayvanlarda olduğu | hiş kahkahasile gülmüştür. a HABER — Ki .. . AZTR AAA z Fmİ y gizli sevincin değil hiddetin İfade- sidir, Plâgım almdığı hayvanat bah çesinde bir sırtlanm önüne et atiıl . miş ve tam dişlerini geçireceği za- man et geri alınmıştır. Buna fev - kalâde hiddetlenen sırtlan o müt . İnsana en yakım olan maymunla- rın Jisanları ise başlı başma bir ki- tab mevzuu olacak kadar vâsi ve çeşitlidir. Plâklariyle beraber satılan bu ki tabı tetkik eden bazı meraklılar, evlerindeki kedi ve köpeklerile mü kemmel anlaştıklarını söylemekte . "rum!,. Onun için öğrenmek istiyo- rum.. Eğer hususi beslediği kuşları |© '| vo)nun (ihtiyarın manasına) bir si t -ç yi Böylece küçük tepeye tırmanma- ya başladık. ho-Dohoyu isticvap etti: — Kuzum! dedim. Bu sizin sihir- bazım herhangi bir yerde beslediği kuşları, domuzları, köpekleri falan gibi hayvanları var mıdır? Dohu-Dohu müstehzi bir gülüşle yüzüme baktı: — Niçin soruyorsun?.. dedi, — Zira, ne yalan söyliyeyim, ben sizin sihirbazın böyle bir — mucize 'yapacağına bir türlü —inanamıyo- varsa onlara zehir içirip adamları vasıtasile arkasından uçurabilir! Ve zehirlenen hayvan havadan birden bire yuyarlanınca güya kendisi u- zaktan öldürmüş olur!.. Doho-Dohu hayretle yüzüme bakıyordu. Birden bire: — Ne diyorsun? dedi. Bizim (Ma neği bile yoktur!.. Değil ki kuşları. Domuzları olsun!.. h — Böyle bir kudretli — sihirbazın hiç malr olmaz — olur mu, a Doho- Doho?.. Doho-Doho hiddetlenmişti: — Bizim sihirbaz çok ihtiyardır! dedi. Bütün mallarını kabileye ver- miştir!.. Zaten yabani yemişlerden başka hiçbir şey yemez!.. Gece gün- düz ormanlarda yaşar, boyurnl orüç tutar!.. Mala ne ihtiyacı olsun?.. — Peki! bu adam üzaktan insan öldürmeye kadirse »neden bütün düşmanlarınızı öldürüp bütün ada- ları zaptetmiyor?.. Doho-Doho bu sualim karşısında tekrar o müstehzi tavrile güldü: — Fakat, dedi, uzaktarı yalnız tek bir adamı öldürebiliyor! Kalabalık düşmanlara ne yapabilir?.. Doho-Dohonun bu mantiki cevap ları beni büsbütün hayret ettirdi. O aralık tepeye gelmiştik. Sihir- baz başını arkaya dönüp Doho-Do- dirler, Ben merakımdan yolda bizim Do ! hoya başile işaret edince DohoDoho - YAZAN: L.Buseh 35 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Doho - Doho belinden çıkardığı bir örtüyü sihirbazın başından aşağı örttü Şarki Avustralyahların Bara dedikleri garip üyinlerinde gençler böyle başları örtülmüş bir halde kum üzerine çizilmiş garip çizgiler içinden geçir ilirler hemen sihirbazın yanma — fırladı. Sihirbaz ona bir kaç kelime sıöylc- di. Sonra büyücek bir taş parçası- nın üzerine oturdu. Doho-Doho belinden — çıkardığı bir örtüyü sihirbazın başından aşa- ğı örttü. Biz onların ne yaptıklarını merak la seyrediyorduk. Doho - Doho sihirbazı örtüp öylece bıraktıktan sonra hemen bizim yanımıza geldi. Hemen Bor dum: — Sana ne söyledi? Şimdi ne yapacak? Doho - Doho: _-—_ IKızll Gölge HABER'İN RESİMLİ ZABITA ROMANI: 138 SİRİLEYİN DEŞİNDEN KO- FALIM . PARAMI VE KIZI ALIP KAÇTI .. YAKÂALA- YINCA ONUN HESR, Birli BizzA4aT Gö. h PECE - e N GİRA A LAMBAYI Ki ATEŞ ETTİ? EYET.SİMLEY NWE Ol- Du ? BEYAZ KADI- YEMİN EDER/M Ki BENiİMİ Bulş TE ALAKAM YOK , Bu KiIZıiN SIZIN WİŞEMNLINIZ OLDUĞUNU — BEN SONRADIŞ HL ÖGRENDİM.. e UDU ——— NİŞANLIM Mi? WELER ANLATI- YORSUN SEN BANA - S/İMLEY ÖYLE SöY. LEDİ MER :MiŞ XEZİN İSMİ |" Mi4 DıYANWA PAl y iYANA PAL. M'Nwou%ugı AA NMDİ '5 MER ÜÖt ARPIŞĞ KIMSENİN YAR. İ2E YARİI DİiMMİİNA İHTi YA - CIıM YÖK . Si MMİLE YN HESABINI GÖRDÜKTEN Soy RA GELİR MA MİLYON VERSELER Sim LEYİN VERİNDE ÜL MAK 1STEMEM ONU GELEN A7 GÖLÜE #Di LAMBAYA O ATE) ETİ' VE GEN: DI.,.! X KEZİN MÜŞÜN WLPSP... — Hangi kuş geçerken istesin ler bana haber ver, dedi! Öldüre- ceği kuşun intihabmnı size bıira. ikıyorlar! Hayretle: — Ya? dedim, — Evet! — Peki, neye başmı örttü böy- le? — Adeti öyledir! O şimdi ör- tünün altımda cinleri çağırıyor! Tekrar istihza ile cevap ver - dim! — Ya!l, — Evet!.. Doho . Doho hiç oralarda ol- madan, fevkalâde bir emniyetle havaya bakmarak ilâve etti: — Şimdi kuş geçmesini bekli- yelim!,. Her halde geçer; Dedi. Biçare Pohua geçen — sefer Duk- Dukların — sihirbazı yüzünden atlattığı vartayı pek güzel bildi- ği için gayet ürkmüş ve tatsız bir surette olan bitene bakıp düur- maktaydı. Buranın kuşları kâmi. len yabani olmakla beraber her halde rüzgârlara pek alışık de - gillerdi, Çünkü henüz güneş doğ- muş olmasma rağmen meltem de çıkmış olduğu için ormanlardan köylere doğru uşuşmuyorlardı. "Yoksa onlar da kendilerini bir mucize kuvvetile öldürecek garip bir sihirbazın bekelmekte oldu- ğunu ana'mış olamazlar ya! Uçümüz de böylece havaları gözetlemekteydik. Kirmızı rönkli, ne kuşu olduk. larvmı tanımadığım bir sürü gör- dük Fakat kuşlar pek uzak me- Bafelerden ceçtiler ve aksi istika mete gittiler. Gariptir ki kuşlar sanki bura- da kendileri için bir ölüm öksesi olduğunu hissetmiş gibiydiler ve adeta inat ediyorlardı. Adanın tâ öbür ucundaki ormandan birçok kuşlar havalanıyorlar, fakat he. men hepsi merkezin üzerinden u- çup öbür adalara, aksi istikame- te gidiyorlardı. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: