Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
 8:...*" POSTASI u H.lınN”mM Müdürü %EVİ Rasim Us büzatel Yi ZVA Telgraf adresi . İstanbul HABER Marş VeT telefonu: — 23872 .iııi ': .'.' ; ” 20335 .. #ewup ABONE ŞARTLARI | | tdem C im çe | lll e di - ' M—'—ı---i—! x " *îwa dair A!)lî'baş,lı adamlar gı | MARLF Fransız — voödvilcilerin- '4) dâfıa bi Pirre Wolf, geçenlerde ! ("irıy üda h"iazelede. bazı kimselerin, | Teia Unca mühim işler varken, ! "hya 6 #rbo'nun kocaya varıp var- J 'h*lru ! Meselesine alâka- — göstere- | Lüı;m ihe Şaşlığını ima ediyordu; 'hcgi Slekile berikile yarenlik et- J “”ta €ven Toplu İğne dostumuzda, | Âv | 'bîıı mmpa da kavgalar — olurken, ğ M'Ena Selerin “Süleyman Efendi,, | & f :*a 9081 ile — uğraşmalarına bir / Rr;[ e"e'mı'or Zalen mizah mu- | IW hep böyle ağırbaşlı adam- b ikar.,, l’ t ı B0 | mademki İspanya'da dö- ]&fl; "'upa da da birtakım ihti- Ş "*'ı Yar, biz de gâbah akşam, hiç | İı : eksizin onlardan bahsetme- l!leı-. îl“dernı,ı zamanımızın mühim klı-q lürdir, artık öteki işlerin lâ- 4 ile caiz değildir. Evdekiler: ; u&am Ne yemek yapalım?,, di- ı / l.,. o"“— sizhemen: — “Acaba Hit- "lluları Macaristan'a ne za- h!ü; “Ncek,, gibi bir cevap ver- "Tom * yoksa M. Pierre Wolf'un quıl ne dostumuzun nazarında tîı ik ciddiyetiniz kalmaz. Hat- -—i h :’lle ancak — Çekoslovakya ve W'l W'lı NYa ile meşgul — olmalısınız; | Tnızda ancak Göring, Negrin, rlain, Hacha gibi zevatı gör h“kkınız vardır, yoksa düşün- th. İP &dam olduğunuzdan hiçbir Dun).mın mizah mu- ı&j Sizi Grela Garbo'yu veya k""dq E[endı,,yı düşünmeklen |. DA u he nlm dostum Toplü — İğne, in- Ş'rül'üıj Yaldız olduğun zamanları da B üy Fakat sana, bizim Çekoslo- “lilnu €selesine ehemmiyet verme: %ylgd ?' aldırış — etmediğimizi kim | 'h ”Ama ne yapalım ? elimizden üı Ü biz O mühim işlere üzüldüğü- ( %“e de, dilimizin yettiği kadar ;Ü k, Bene de söylemeğe çalışüâ- h g, ) Meseleler altında Avrupa' k'l * diğer dört kitanın da birçok '*hı n“l canını tehdit eden bir ulunduğunu bilmiyor deği- '“"'İni Umumi bir harp çıklığı tlmamız kabildir... Ama ne Sem ftemin ederim ki Al- q'luı 'n birtakım araziyi ilhak et- “Süleyman Efendi,;nin hiç ğ 'llı dahli yoktur; o, Münih kon- %!îli dahi iştirak — etmemişti; yitlan hin nasırı bu gibi işlere ka- w'îuğ ?' Maniydi. Sizin meslekten a Sin belki tanırsın, M. Pierre Ü & Söyle, Greta Garbo'nun ko- u:“ h'D varmıyacağını merak e- Taya CEPsİ de dünya işlerine al- ç kimseler değildir,.. lıqı Di dünyadı o mühim işler ya- Nı Makim başka işler de vardır.. 4 t.| içbiri ötekileri unuttura- İ Oğlu sabahleyin gazeteler- EÜh Taflan okuyunca, bir mem- )R*ll ttin arSîalanrua:r.ma, harp ihli- "”üı- İn Soğalmasına — sinirlenir, “!r. ,_.;;ndan ötekine berikine bah- Eı.ı ârk döstu ile dertleşir; hattâ İh hrd“düşla beraber, o memle- mlı'ıq üi imina koşmak — hülyaları 3'1:__ da Lîabıldir. onu da ayıpla- hlhs “kat sonra başka şeylerden lı. .lâkde*' Greta Garbo'nun haya- Bösterir, edebiyat müna- k'a[ * girişir, güler, Ooynar, so- ]"n“t Seyrek düşürmüş olmak gi- l('bıl Sık felâ'retlere üzülmesi da- !,;k'.-q ir, Bu adamlara kalkıp da: w w’ Ya'nın halini düşünmü- kîî' ’nt'uînbnk nelere kalkışıyorsun,, .,n:*ln ” #a haksırlık olur. Birimiz ıi%”ı Ün Süleyman Efendi,, dava- ” & eh © Avrupa — meselelerinden lj“*h ml“Btlı olduğunu söylese ımhlr İtl * değişir. Fakat kimse böy- !;h_ aöi nafîa bulunmadı. Bu mese- h 'lL| Sihi da hiçbir münasebet. yok- n de sahası, plâ'nı ayrıdır. ah olsun Sarıştırdın..? “ Nurullah ATAÇ ı"kqu Tiz ' İnsan bali bu, sayıklamaları- | HABER — Akşam Poöstası Not Bu yangındanda halâ hisse almıyacakmıyız ? K IRK nasihatten bir musibet yektir,, derler. Kırk musibet geçirdiğimiz halde hâlâ bir hisse almadığımız bir hata- mız var, Gazetemiz bu hata etrafımda fırsat düştükçe neşriyat yapmaktan geri durmadı. — Dinliyen olmadı, Fakat Bahçekapı yangmı, bu hatamızı tekrar yüzümüze çarpan feci bir musibet ol- du ve bizi tekrar ayni hata etrafında bir defa daha alâkadarları ikaza, memleketin emniyeti bakımından mecbur etti. Eğer bun. dan da hisse çıkaramazsak, böyle faclalara daima ve sık sık şa- hid olmak ezasma boyun bükmek gerektir. Yangınm henüz başlangıcında, dışardan ilk gören bir vatan. daş derhal telefona sarılıyor, fakat itfaiyenin numarasmı bilme, diği için rehberde aramağa başlıyor, heyecandan, rehberi her za- man kullanan biri olmadığına göre, yerini bilmemesinden ve ni. hayet aklımda kalabilecek bir numara olmamasımdan dolayı bula- mıyör, istihbaratı açıyor, biraz geç cevab alıyor. İstanbul telefon teşkilâtı otomatik olduğu için istihbarat yalnız numarayı verebi. liyor ve nihayet mühimce bir müddet geçtikten sonra itfaiyeye haber verilebiliyor. Halbuki, vaktinde haber verilmiş olsaydı ve itfaiye zamanmda yetişebileydi bu facia nihayet daha az zararla önlenebilecekti. Bu işte istihbaratın kabahati olmadığı ve teknikman İstihba, rat memurunun birkaç santraldan aranması karşısında biraz geç- çe cevab vermek zaruretinde bulunduğu tahakkuük etmiş olduğu. na nazaran, hata, daima söylediğimiz nokta etrafında kalmakta. Telefon tesisatı otomatik olmıyan Bakırköy, Bebek, Büyü- kada, Büyükdere, Burgaz, Erenköy, Heybeli, Kandilli, Kartal, Kmalı, Paşabahçe, Trabya ve Yeşilköyde santrala (yangın) de. mek kâfidir. Bu çok güzel ve kâfi, Bu takdirde halk kolaylıkla işin içinden çıkabilir. Fakat telefon tesisatı otomatik olan İstan- bul Beyoğlu, Kadıköy ve Üsküdar semtlerinde vaziyet böyle de. ğildir. İtfaiyenin numaraları: ! “İstanbul için 24222, Beyoğlu için 44644. Kadıköy için 60020, Üsküdar için 60625,, dir, Bu numaralar akılda tutulması güç ve hattâ heyecanlı bir anda otomatik klaviyede parmaklarla arayıp çevirmekte de yan- Iışlıklar vukua getirebilecek kadar karışıktır. Yangın, kaza ve saire gibi çok müstacel müdahaleyi davet eden vakayi için telefon hemen şehrimizin yegâne vasıtasıdır, Herkesin bu numaraları ezberlemesine imkân yoktur. — Telefon rehberinde ise her açılan sayfada bulunması lâzımgelmesine rağ- men ilânlara karışmış bir haldedir; bulmak müşküldür. Bir küçük ihmal, çok büyük facialar tevlid edebilir. Nete. kim otomatik telefonda yangmı haber vermek veya can kuttara- nı bulmak veya polisi aramak için en aşağı birkaç dakika mühle, te ihtiyaç vardır. İstilzam ettiği süratle telif edilemiyen İ bu,hâreket, çok Küğük bir ilhiği olmasına Yağmen, yukarda da söylediğimiz gibi Bahçekapı ve buna benzer facialara yetişilmek- te geç bırakan bir ehemmiyet taşır. Bu itibarla, derhal bu işin bir yoluna konması lâzımdır. Bizim tekliflerimiz şunlardır: 1 — Yangm, can kurtaran gibi hâdiselere ait —muhaberal paraya tâbi olmamalıdır. Yani otomatik tertibat bu numaraları, aboönelere kaydetmemelidir. 2 — Her abönenin telefon klaviyesi ortasında şehir iİm- dad vesalitinin numaraları yazılmalı ve bu mecburi kılmmalıdır, Bunu bizzat telefon idaresi süratle yapmalıdır. 38 — Bu numaralar çok basit ve hattâ müselsel ayni numa, ralar olmalı ve bir başka aboneyi ifade ediy r"sa derhal değiştiri- lip o numara itfaiyeye verilmelidir. Meselâ (İstanbul: 22222, Be. yoğlu: 44444, Kadıköy 66666, Üsküdar 60000) gibi. Bu numaralar otomatik klaviyede de kolay çevirmeyi temin ettiği gibi, ayrıca akılda kalabilmeği de temin eder. Nihayet her kesin öğrenmesi lâzımgelen Beyoğlunun 4, İstanbulun 2, Kadı- köyün 6, Üsküdarım 60 olduğudur. İş hem pratik bir hale getiri. Hr ve hem de bu gibi vakit kayıplarma mâni olunur. * — Telefon rehberinin her sayfasma bu numaralar büyük yazılarla konmalıdır. Telefon idaresinin ve alâkadarların bu dersten müteessir olacaklarımda şüphe yoktur. Eğer söylediklerimizden daha pratik şekil bulunabilirse, bittabi tercih olunur. Yalnız vakit geçiril. memek ve süratle yapılmak lâzmdır, Artık şehrimizin yangma tahammülü kalmamıştır. Dal, | zifesile mükellefiz, İnsan, |mesine müteallik kanundan tesisatı Fethiyede elektrik Fethiye, 17 (A.A.) — Belediye tarafından yaptırılan yeni elektrik törenle açılmış, törende memurlar ve büyük bir halk hazır bulunmuştur. Bir ırz düşmanını öldüren kadın beraat etti Bırkaç ay evvel sarayın —Ayas- paşa mahallesinde namusuna teca. Gazetemize, milli mücadeleye iş- tirak edip bugün emekliye ayrılmış karilerimizden biri geldi. Şikâyetle. rini dinledik. Bugün memleketimiz- de dört muhtelif kanun üzerine dört muhtelif mütekait olduğunu tebarüz ettirerek göyle izahat ve. riyor: 41325 tarihli memurini mülkiye- nin tekaüdüne dair tekaüd kanunu. 1325 tarihli kanunun zeyillerine göre tekaüd kanunu, 1683 numaralr askeri ve mülki tekaüd kanununun — meriyetinden sonra tekaüd olanlar. 1453 numaralı zabitan ve askeri memurların maaşatı hakkındaki ka. nuna merbut cetvelle bu kanunun bazı maddelerini tadil eden 2702 numaralı kanunun neşrinden sonra tekaüd olanlar. Görülüyor ki dört türlü tekaüd vardır. Bunlardan bilhassa bizim vaziye- timiz çok şayanı dikkattir. Biz mil. H mücaceleye iştirak ettik. Tekaüt olmakla cemiyetteki vazife ve ve- tibelerimiz bitmiş olmuyor. Çocuk. larmmız var, onları yetiştirmek va- tekatid olduktan sonra mesal hayatmdan istirahate sevkedilmiş olmanın em. niyet ve huzuruna kavuşmuş olmak istiyor. Halbuki biz bu y vaziyette değiliz, 80 sene hizmet ettim. Mülfi mü - | eadeleye davetsiz- iştirak — ettim, 1683 numaralı tekalid kanununun meriyetinden evvel tekaüd oldum. Size vaziyeti şöy*!eae bir misalle- anlatayım: Bu kanundan önce tekaüd olan bir ön yüzbaşı — tekaüdiye olarak yirmi dört buçuk lira alıryor. Karısı ve dört evlâdı olan bir yüzbaşmın 3 ayda bir alacağı 73,5 lira aylıkla ne müşküllere maruz kalacağını he sab etmek mümkündür. Kaldı ki bu aylık, vergileri çıktıktan sonra 66 lira kalır. İradı yök, başka geliri yok, te - | tatid olduğu icin hizmeti yoök bir a. ile reisinin geniş bir alile yekünu karşısında bugünkü havat sartları- na göre ayda 22 lira ile gecinmesi. ne imkân tasavvur olunabilir mi? Diğer taraftan bu kanunun neş- *inden bir müddet sonra tekaüid o. lan bir yüzbası 70 lira ve zabitan maaşlarının birer derece yükseltil- sonra tekaüd olan bir yüzbaşı ayda 9Ö li. va maaş almaktadır. Halbukti hesab olunursa her Üc vüzbaşı da ayni derecede ve Aayni devirda hizmet etmişlerdir. Millt hizmetlerinde hicbir fark olmıryan bu vatandaşlar bu kanun - larla Üüç başka baska mütekaid BA- dağ agn'ceza mahkemesindekı du. ruşması hitmiş ve beraetine karar vüz etmek istiyen Hasanı tabanca ile öldüren bayan Kâmilenin Tekir- verilerek Kâmile serbest — bırakıl- miştır. A arasında Günün Mesele yılrıyorlar. Bir de mütekaidin bira. kacağı eytam ve eramili düşünmek lâzmdiır. 1683 numaralı tekaüd kanununun meriyetinden önce tekaüd —olanm eytam Vve eramili sefalete düşebi - lir. Aile reisinden başka erkeği ol madığma göre vaziyeti düşünürsek | daha acı bir tezahür görürüz, Maliye vekilimiz Büyük Millet Meclisinde mütekaidinin — terfihleri için 2,5 milyon lira kâfi —gelseydi yapmakta tereddüd — etmiyeceğini söylemişti. Biz de bütçe zarureeti karşısında bu dört türlü teekaüd kanununun bir şekle irca edilemiyeceğini ka - bul ederiz, Fakat hiç olmazsa milli mücadelenin bütün safhalarma işti. rak ederek az çok bugünkü varlı- ği hazırlamış bulunan, feragatle çalışmış, yara almış ve nihayet va- zifesini itlmam ederek emekliye ay- rılmış olan 22 Mayıs 1336 yılından 1339 yılma kadar olan subayları . mızla sivil hizmetlerde çalışan va- tandaşlarımızın maaşlarmnı tezyi- di mümkündür. Ve bu 2,5 milyon değil, yarım milyon liralık bir bütçeye mütevak- kıftır. Dünyanm her yerinde emeklile, re karşı'daha derin ve şamil ma- hiyette hayat hakkı verilir, emni- yet bahşolunur. Bizde de hamdol - sun bu yapılmıştır. Yeni ve son te. kaüd kanunu, hizmetin mürüvveti- ni eda ötmektedir. Fakat bu yekün lçindn biıim gibi olanlar da vardır. Biz 1336 yı]ı ile 1339 yılr arasın- da hizmet edenler sırasmdayız ve vaziyetimiz 1683 numaralı tekaüd kanunundan evvel ve sonra tekaüd olmak gibi bir müddet meselesinin tevlid ettiği neticedir. Yoksa bun: da hizmet mevzubahs değildir. Böy. le olsa bizim tekaütlük vaziyetimiz de ıslah, olunurdu. Ben kendi hesabrma şahsımı dü- sşünmüyorum, Benim vaziyetimden sok fena olan arkadaşlarım var, Bunların vaziyetlerini düşünüyo - rum ve nihayet bu davada hakkı- mız . olduğunu iddia ediyorum. Âlâ. kadarlar tetkik etsinler, görecek - lerdir ki vaziyet dediğimiz gibidir. Ve küçük bir bütçe farkı ile, hak- kile terfihe muhtaç olan bizim gibi mütekaitleri kurtarmak mümkün 0- lur,;,, Karlimizin şikâyetini ve şikâye, tini istinad ettirdiği kanun esasla- rını aynen yazdık. Bütün mütekaidlerin vaziyetleri- ni ayni kanunun gümul ve icabatı- na uydurmak hakikaten bhir bütce işidir. Maliye vekili, bunun bütcede cok mühim bir yekünu icab ettirdi. Sini tebarüz ettirmiş bulunduğu i- cin bu noktada ısrar etmek — doğ. rvu olamaz. Fakat kariimizin dedi- ği nokta doğrudur. Hiç olmazsa mil diye mi onları | Darbımesellere örnekler Atalar sözlerine örnekler: i — Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır: Sultanhamamı ve Bahçekapı yangın- 2 — Atı alan Üsküdarı geçti: Almanya. 38 — Sivrisinek saz, davul zurna az: Cemiyeti Akvam., 4 — Gülme komşuna, gelir başma: Hasan ecza deposu. 5 —- Eskiye rağbet olsa Bitpazarına nuür yağar: Etrüsk, $ — Bal tutan parmak yalar: Rasgele Denizbanktan açıkta kalan 43 memur, ? — Eski çamlar bardak oldu: Avrupa haritası, 8 — Geçmiş zaman olur ki hayali ci- han değer: İstanbul sokakları. 9 — İşliyen demir ışıldar: Kanalizasiyon. 10 — Gören göz kılavuz istemez: Et meselesi, 1i — El elden üstündür: Otaomobil, otobüs, can kurtaran, 12 — Parayı veren düdüğü çalar: Demokrasiler. BAA PPRORPGEOAA T ALURA 13 — Bugünkü İşini yarma bırakma: Otomatik yangın tertibatı, 1â — Üzüm üzüme bakarak kararır: Gazeteciler. | 15 — Yuvarlanan taş yosün tutmaz: Tramvay. 16 — Yarsız kalır cihanda kusursuz yar İstiyen: d İstanbul. 17 — Damla damla göl olur: Mebusluk ls'tlycnl'er. 18 — Tekdir ile uslanmıyanım hakkı kötektir. Ekrem Köniğ, 19 — Ak akçe kara gün içindir: Piyanko, Mim, esi Bazı mütekaitler, hizmetlerine mukabil tekaüdiye almadıklarından şikâyetçi ! 1863 Numaralı tekaüt kanunundan evvel tekaüt olanlarla bundan sonra tekaüt olanlar ne fark var ? li mücadeleye hizmet edenlerin va. ziyetleri tehvin olunabilir. Bizden hâdiseyi olduğu gibi nak- letmek. Üst tarafı alâkadarların i. şidir, Ümid ederiz ki, hâdisenin böy le olduğu tahakkuk ettiği takdirde halli cihetine gidilsin, NOT: Beyazıd, Saraç İshak Ma- hallesi Mollabey sökağı ahalisinden bir şikâyet aldık. Burada Fatih dev- rinde Saraçbaşı tarafından yapılmış hayrat bir çeşme var. Bu çeşme a- sırlardanberi o mahalle halkmın su ihtiyacmı önlemektedir. Halkın hem ev işi için, hem içmesi için lâzım o. lan suyu temin eden bu çeşme be- lediye tarafından geçen sene kapa- — tılmış ve hâlâ açılmamıştır. Mahalle halkı, bir senedenberi susuzluktan şikâyet etmektedirler. Her yere başvurdukları halde su : meselesini bir türlü halle muvaffak olamadıklarmı söylüyorlar. Hâveten burada bir yangın çı- karsa, itfailyenin de susuzluk kar- şısında âciz kalacağımı bildiriyorlar. Belediyeden ve alâkadarlardan bu mahalle halkmı —susuzluktan kurtarmağa himmet rica ederiz, Tedavülden kal- dırılan paralar Nikel bir kuruşluklar ile bronz yüz para ve beş kuruşluklar 938 | senesi son gününden itibaren teda- vül mevkiinden kaldırılmıştı. Bir — taraftan bu paraları Cumhuriyet Merkez: ve Ziraat Bankaalriyle” malsandıklarının bir sene müddet. le kabulüne karar verilmiş olması diğer taraftan ufak paraya olan geniş ihtiyaç dolayısiyle bu para- lar ile uzun müddet nakil vasıta- larında ve halk arasında muamele yapılmıştır. Şimdi piyasaya fazla miktarda nikel beş kuruş çıkarıla. rak bronz beş kuruşluk ve yüz pa. ralıklar tamamen tedavülden kal- dırılmıştır. Yeni beş kuruşluklar ihtiyacr tamamen karşılamaktaldır. Fakat nikel bir kuruşluklar te- davül mevkiinde kalmakta devam etmektedir. Bir kısım halkın yeni paraları saklamak hususundaki iptilâsı bil. hassa kenaftları dantelli kuruşlukla - tın hoşa gitmesi, eski kuruşlara ihtiyaç hissettirmektedir. Maama. fih Cumhuriyet Merkez Bankası bu kuruşlukları da sür'atle piya « sadan çekmeğe başlamıştır. Bu su- retle gene bu senin son gününe ka dar bu paralar bankalara ve mal sandıklarınca kabul edilmekle bera ber tedavülden yakında tamamen - kalkmış olacaktır. — Güzel Sanatlar Akadâ- misinde mimarlara , kurslar Güzel san'atlar akademisinde nin bu sene temmuzunda akademi. nin bu ders senesinde mimari şu. besine girecek hevesliler ile ilerle- miş mimarlar için iki kurs açılm'ş- tı. Bu kurslar çok faydalı olduğu için bu sefte yazın da bu şekilde iki kurs açılacaktır. İtizar Dün çıkan (Kahraman Haydut) romanımızda forma şeklinin bağ- lamışında bir tertip hatası yapıl. miş ve forma cildlermiye elveriş- siz bir şekil almıştır. Yakında faor- mayı, cilde uyacak şekilde tekrar vereceğizi bildirir ve okuyucuları. mızın bu hatadea dolayı bizi ma- zur görmelerini rica ederiz.