13 MART — 1939 l"* !öyîedıgımı artık ben de bil- MWH Mahnasız bir &ual sördü- Sonradan farkına vardir. Aklıma bir fikir geldi: . p, Süzan Darresin tl yazısını tar Tir'h 4 eşi y ' ,ğı': Manşertonün bana — otelde $ Olduğu ilk mektubu cüzda: ldın çıkararak genç kıza göster- B“ Yazıyı tantyor musunuz? Niy> — Okumama müsaade eder misi- %;!üy hay. Ben de sizden oku- rica edecektim zaten.. M"'î:bu alıp dikkatle okudu.-El % tetkik etti. Mektubu iade zaman elleri titriyordu ve yü- hh'n Sararmıştı. N Byet Süzanın el yazısı.. Fakat Aij * Yazıyor? ötelde geçenlerin hep- bana anlatın rica ederim. %Heğswi anlatmak neye yarar? y Ki Inanmıyacaksınız. Doktoör . ı&q Beleceği saatte ben gene uğ- B O zaman her şeyi öğrenirsi- n BU zavallr kadın ve diğerleri i- bir Seyler yapmak lâzım. JİI — Diğerleri mi? demek bü otelde da mahbus? t%. —Evet. Ben de mahbustum. Kaç: 1% inanılmryacak şeyler o- ' IU: » Polite habet — vermediniz'mi? — Polise haber vermek olmalı de iydi? Söylemiştim efendim. Bu'ak Mona doğru. » e ww W sokaklan-dar do!ıışmalda ıh'% Bir sinemaya — girdim. bir aşk macerasırdan - bir Sösteriliyordu. Seyrine taham: *demiyerek yirmi dakika sonra '—'!ktnn Halbuki seyircilerdet * İhassa geriçler bu — Tilmden h, nıyorlardı. IN_ birahanenin tarasasına © 1r- hlı Vah matalardan birinden va- <a ftam seslendi: € Vür ne yok, Sunkist? ıî"'“"'um Baha böyle hitap eden "ama baktım. Londra zabıta: 9 komiser Oliyer Murdu. B> &in İZi gayet iyi tanryorduk. Elin 'U, defa kaçmiştım. Dört senelik M kaçakçılığı işi için beni a- Buumıla beraber — birkaç “dan çekilmişti. Şimdi —mü- %%r tin şahst muhafazaları işine edilmişti. k N”Be _lyıyım. | “aıîqh“lmle beraber Londraya © | değil mi Suskist? + ça Ha 5&“ Yır, ne münasebet! Esasen | hhe Bürada tevkif etmek salâhiye- p Te raatik değilsiniz. Uhu biliyorum. nhaqc“mn istiyorsa — Fransadan İ hakhnda bir karar çıkartın. hhd'_:*ağı altı ay'sürer, Ö zama- x : Freıîl'ansada bulunmaman — için M Verilmiş bir karar yok mu —- Mü%niz olmayan işlere kariş NE Zevk duvuyursunuz’ evet, Hem — sanırmm ki î ei İngiliz zabitasınım takip | â:üzabnasıdaeemanw Frar | âı? bir hapishaneden kaçmıştm ga: "*—_ Sök eski bir hikâyedir. Bur l" çit kimse, hattâ polis müdürü , Ör. v B Tabir, Falsat ben onlarim Hatı- îeığjbzl Ü Talarını tazeliyebilirim. Geçetek ilk polis memurüna seni Yakalatmak ve hakkında malümat vermek kâfidir — Şimdi de muhbirliğe mi başla- dinız? Eskiden böyle şeylerden nef- Tet ederdiniz? Böyle söylemekle onun nazik tara- fina dokunduğumu biliyordum. Bu Mür, polis olmasıma fâğmen muh- birlerden hiç hoşlanırtazdı. Gülümse- di: — Yakalarıdım Sunkist! Hakkım- da ne düşüneteğine ehemmiyet ver- miyebilirdim. Fakat 'sana karşı bile gürurüumu muhafaza'etmek isterim. Hem belki de uslarımışsındır artık.. Böyle olmasa bile müsşterilerimder birini Fransızların yakalamasını iste mem; bu bizim iİşimiz. . Böyle düşüneceğini de — biliyor: mıştım, Önün yakalayamadığı bir adamı F aa Zadıtasınım — yakala: masını istemmezdi. Öünkü bu takdir- de maharetialan şüphe edilecekti. Beni ancak kendisi yakalayacak ve böylece mülz © Muvaffakiyetsiz- liklerinin intikamını almiş olacaktı. — Buratla ne yapıyorsunuz? — Bu-seni alâkadar etmez. — Tabil.Ben yülnız şunu öğren mek istiyorum: Vazife ile mi geldi- 'niz? Yöksa izinlimisiniz? Vaktiniz ı—-mühw — (Çok mühim bir iş için... Lon: draya ne zaman dönüyörsunüz? — Yarm akşam. — Varifenizi mmı&tgıı Mm önüne — Pekâlâ, Şimdi bana — Söyleyin lanryor musunuz? — Tabit. Bilirsin ki ehemmiyetsiz — Mükenmel.. Ö halde — bitkaç günlük bir izin kopararak buraya Nakleden: F. K. telde namınıza bir mektup bulacak- sınız. — Bir mektup mu? — Evet, Bu mektupta —cenubi, Fransa köylerinden biritlin ismini bulacaksır.ız. Oraya — gidip Otel de Ben,e bit seyyah gibi ininiz. — Sen ' biraz sapıtryorsun galiba? — Katiyiyen Ve gayet ciddi konu- şuyorün, Söylediğimi yapınız. Piş- man olmaz&mnız. İlâve ettim: — Siz geldiğiniz zaman belki de partiyi kazanmış olacağız. Yahut... — Daha açık ve sarih söylesene.. — Hayır. Partiyi kazarımsak size teraklı bir mâacera anlatırım. Aksi takdirde yardımınıza muhtaç olaca Şımızı sanırım. — Merakımı tahrik etmek istiyor- Sun.. — Sözüme ister inanın, 'işter inan- mayın. — Benimle alay etmiyorsun ya? — Hayır, katiyyenz. - İngiltereye gitmişken mis Manşertörün kim ol- duğunu da öğrenmeğe Çalışın, — Mis Manşerton mu? — Evet. Bu kadın sir Ârşibalü Manşertonun yeğeni imiş. Bu adam iki sene kadar evvel ölmüş. — Bü- kadını - tanıyor musun Sunskist? a "Hivaki, - —« Jaydi artık ayrılalım. Size bir kelirme daha söylemem. Ha unutu- | yordüm: Sizin lç!n!ııngıwımüı tüp brrakayım? « Grand otele... —- Evet — 'Güzel öteldir. Muhakkak gele- ceksiniz değil mi? — Belki.. işim çıkmazsa geleceği- * . * * Doktör Kutzün kapısımı çaldığım vyaman saat onu ön geçiyordu. Evine tdiönmüş müydü acaba? Muallim —Hebmrı İle Halkevi- nin bir müsameresinde tanıştılar . Bu, genç, güzel zülüşlü bir kadın- dı, Ağır başlı, melânkolik tavrı ile Reşidi pek çabuk kendine bağladı e) güzetesi yazı Mmüdürü de, genç muallimi cezbedebilecek —de- recede Yyakışıklı bir delikanlıydı . bir aşkla seviyerdu. Gerçi Mebru. reye gelinciye kadar pek çok ka- din tanırmıştı. Cevza, Vuslat, Han- dan ,Nutten ,Macide ve ilh... Hep- si de aşkı gecici bir eğlence sayan (hercaimeşrep mahlüklardı. Hep. sinin deaşkı ete ,sinire hitap eden maddi bir aşktı. Hiç biri, hayalpe- rest Reşide n'öton'k #evginin lez- zetini tattıramadı. Mebrureyle, tanıştıklarımndanbe- ri. ki bir buçuk &y oluyor - antak üç defa buluştula:. Bit defasında... durgun bir yaz gecesiydi. Yenikapıdan bir sanda- la binerek Aaçılmışlardı. Çamlıca sırtlarından ağır ağır yükselen ay, o gece, yıllardanberi görmediği bir aşka şahit olmuştu. Onlar, bir tek kelime konuşmadan, kucaklaşma- dan, öpüşmeden, fakat bakışları- nın Çılgın ihtirasiyle sevişmişler. gi İkinci buluşma yeri, Beyoğlu- | ntn gözden trak bir pastahanesiy- di. Onların bu garip sevdası, hiz- metlerine bakan mütecessis garso. nubile sinirlendirmişti , Nihayet üçüncü randevuda, ba- kışların diline könuşmanın da kuv- Yeti terfik edilddi. < — Hiki “Sevgli Mebrure: Yaşını başımı almış koskoca bir adam olduğum halde, sana şu Ba- tarları yazarken, bir mektepli şocuk toyluğuyla titriyorum. Hak. kitin da yök değil: Ömrümde ilk defa aşk mektuübü yazıyorum. Belki. de inanmıyor ve gülüyor- Bsun; fakat.. Yemin ederim ki doğ- geliniz. İsmini bildireceğiniz bir o-. (Devamı var ) ru.). Reşid, hayatında ilk defa, ciddi" ""-Hmıııuqıîm, derme Yazan : Buna şak mektübu adını verme- ğe de dilim varmıyor. Senin yanında o kadar eriyorum ki, kafamıda tasarladığım en süs. lü cümleler, kasıtgaya uğramış kuru yaprak parçaları gibi uçup gidiyor. Kaç defa kendi kendime azmettim: Ona, kendisini çıldıra. sıya sevdifimi söyleyeceğim!. Fakat.. toyluğun ye acemiliğin mel'un kszskacı, senin yanında bir- denbire dilimi kıskıvrak yakalı. yor; titriyorum, kekeliyorum. Mebrüre- Sevilmeğe öyle müh- tacım ki! Sevmeğe'o kadar ihtiya. cim var ki!, Her dakika “yarnımda olmak, ellerimi güzel saçlarından, gözlerimi güzel gözlerinden ayır- mamak istiyorum ve bu imkânları bana çoök göre nkötü talihime kü- süyörüm, “Mebrüre: Senin en kızdığım hangi tarafm bilir misin?. “belki,, kelimesini çok kullanryorsun. — Beni sevebilir 'söruyorum, — Belki?l. ü Diyorsun. — Benimle evlenir misin?. imisin?, diye Sualimin aldığı cevab gene ayni “belki,, olüyor. Hayatımda “te- reddiği,, e yer vermemeği pren. sip yapmış bir insan olduğum için 'ker halde, bu “belki,, ler beni üzü- kat'ilik olmasmı istiyorum.. (Alla- ha İnarimış olsaydım, bu kat'iliğin aleyhime — olmamasmı yı!vım-— dim!.) varl! çatma aşk m&t&bum*bmdı sön vermek İâzım... Nerede yazıyorum 'biliyor musun? Matbaada ve iş a. rasınlda... Başmürettip “yazı iste- rim ,, diye başımda bekliyor. “Hi- kâyemi bitireyim del!.,, diye avu- tuyorüm. Yazdığtmın hikâye de. ğil de bir aşk mektubu olduğunu | doğrusu... bevglliye mektup Hikâyeci Hakkımda düşündüklerini —sa | mi olarak yaz., Hislerimde sam ve ciddi olduğuma seni nasıl in dırabileceğimi ilâve etmeği de nutma, (İnand gını tahmin etmi le beraber...) Buluşma günün zü ve buluşma yerini bu defa « tayin et sevgilim, Gözlerinden t meme izin verir misin?.,, Sevglin,, XH Telefonda, heyecanlı ağlay bir sesle sevgilisi konuşuyordu — Bana en büyük fenâliğı ya tın, Reşid.. Seni ciddi bir ins sanmıştım. Beni inkisar hayale'u Tattırı. , vir — Fakat.. Mebrure.. Ne dermn istiyorsun?.. — Ne demek mi istiyorum?. ! arifane tecahülüne deyecek y: Gizli kalması için © k dar didindiğim aşkımızı, —gazel sütunlarma geçirerek, sanki oki yucularınızı alâkada redermi gib âleme duyuruşunuz.... — Kuzum, Mebrüre neler &5) lüyorsun?, — “Üzün konuşamıyacağım Rı şid. .Dünkü hikâyenden dolayı &: na teessüf etmek için kelime bu lamryorum.. Beni görmeğe calış ma; her şey bitti! . N Telefon kapanir kapanmaz, de Hkanliı, ahizeyi elinden fırlatarak gazete kolleksiyonuna atildı. Dün. kü nüshanın hikâye uyiuım çe virdi. Ve..'sersemledi” Küçük bir yanlışlık olmuştu ... Sevgiliye yazılan mektup, yanlış Iıkla, müsveddelerin arasına ka rışarak Mmürettiphaneye gitmiş vi hikâye zanniyle hikâye sütunları na geçmişti. Mebrureye gönderi len zarfın içinde de, gazeteye ya zılmış hikâye vardı. sezse içinden kimbilir ne kadar Cevabinı hemen bekliyorum..... HiKÂYECI Tü KAHRAMAN HAYDUD KAHRAMAN HAYDUD 69 Fahişenin gentloluna doğru yürüğü, gantalın kıç ta- 'Tüfmıda ötüran adamla koönüşmüa- Ya başladı. Takala Brirönun ha- Yekâtinı takip eden Rolan: — Tamam, maksadımı anla. € . Emnperya tartık ölüme mah- kümdür. Diye mırıldan'dı ve Bambönün sarayıma doğru uzaktlaştı. Ne Rolan, ne'de İstala Brino, Heyecatilr işlerinden dölayı dal- iyın bütlundüklar 'için kendilerini mışlardı. Üi YA Bu kadın evvelâ saray ceaphe- “&i önünüe toplammış o'an merak- Sonra göndolların Teverlerine 'ba- ka baka usatımış Clar meraklıla. Ym dağılması Üürerine yalnız kal- Trlşti. Rıhtim üzerinde tek tük di- lenciler'den başka kimse yoktu. Bu kadın sarayın önünde do- — Jaşırken İskala Brinonun — gel. Viğini ve kapının karşısında bek- lemeğe başladığını görmüştü. Haydudu, yüzündeki Ynaskesine Tağmen tanıdı, ve M kay- Betmemeğe talıştı. Büu — kadm Juara idi, v ee L göndoluna yaklaşmıştı. Emperya ekseriya göondelüunun idaresini zengin ve ağır kümaş- lardan elbise giyen bir Sandalcı. yabrakırdı. Fakat gerek 'esraren- giz bir aşk randevusuna gitmek, 'igerekse şairane bir arzüyu yeri- ne getirmek için çıktığı gece gezmelerinde göndolcusunu de. Şiştitir, her ihtimale karşı ken- disini müdafar edebilmek - için güçlü küvvedi bir Venedikli ge- 'Bu "devirde, caniler, katiller, haydutlar şehrin asayiş Ve inzi. batını temin için büyük bir Ordu teşkil eden polislerden çoktu. gin göndolları çevirerek toymak için haydutlarım polislerle birlet- '*tikleri 'bile ölürdü. Başmdan mıhtiint — bağlı olan göondölün kiç tarafında —düran mevzubahis gondolcu, Empetya. nin gelmesini bekliyerek üuyukla- makta idi. İskala Brino kes'din bir sesle bağırdı: — Hey, sandalcı!, Venedikli uyandı ve başını kaldırdı.. İskala Brino âni ve müthiş bir karar vermişti. Btrufina toplanan bir kaç dı!en:iye Myıt vermedi: — Sözlerimi Hidiyormusun ? — dar şüphe etmiyordu. Yumrukla- rını sıktı. Az daha Hiddetine mağ- Jüp olacaktı. Fakat, her şeyi bil- mek, öğrenmek için sükünetini elde etmeğe çalıştı. En heyecanlı zamanlarda bile kendine hâkim ol mağı bilen Rolanın ha- lindeki değişikliği farketti. Daha ziyade hararetle sözüne devam etti: — Anlıyorum. Vaktiyle Lea- nora olduğu gibi şimdi de yeni ııev Şilinin Temini söylediğim için na kızıyorsün. Benim ghü"öir ra- hişenin ağzından sevgğiline ait sözler çıktığı için iğreniyorsun, öyle değil mi namuslu efondi ? Durdu, Rolanın hâlâ süküt et- mekte olduğunu görünce söz- lerini dirhetm gibi tartarak — ve < #ehir gibi damla damla akrtarik devam etti : — Her şeyden evvel şuna emin ol; Biyanka da seni sevi- yor.. Bunu bBilmiyor müydüm ?.. Daha âlâ, bunu sana haber ver . mek benim için fazla bir zevktir. (Acı bir kahkaha salrvererek) lâkin hep- si bu kadar değil, uzizim, —da- hası Vvar: Senin sevdiğin, peres- tiş ettiğin Biyankayı bir başkası da seviyor. Bu başkasınır sen de tanryorsun. Aziz dostun Bâmbe- ziyade azap ve ıstırap içinlde kıv. oğanmanı istediğim için Süha meti- ceyi de haber vereyim.. Namus- suz fahişenin faziletli kizt şimdi nerededir, biliyor musun? Batm- bottün Kolları arasında, onu ben teslim ettim.. Nerededirler? A. ta! Elinden gelirse, bul.. 'Tekrar sustu. Sonra asabi bir — buhrana tutularak, titrek — du- dakları tarâsından çılgğın kahka- halar salrvererek koltuğa düştü. Rolan ayağa kalkmiştı. Hid- (detten köpürüyordu: — Aftık bu menhüs - kaltağın son saâti geldi, diye mirildandı.. Hançerini çıkardı. Kolunu kal. dirdr. Pakat bu kcl fahişenin ü- zerine iİnmedi. Yavaş yavaş eğil- di ve hançer tekrar kınına gir. di, — Hayır, hayır, dedi. Bu cina- yetin müsebbibini cezalandıracak adaletçi ben değilim. Emperyaya soğuk ve kindar bir göz attıktan sonra odadan çıktı.. — Zavallı, zavallı küçük Bi- yanka diye düsşündü., Mahvoldu, betbaht çocuk.. Yazık ki çok geç kaldım. Saraydan çıkarak etrafta nö4 bet bekliyen dağ reislerinden' bi. | rinin yanına hnıtuı İ Bambonun smmgıt_tq:o-j verse zotla içeri gir. Sarayın. het tarafnı ara, Eğer Bambo ©-