Dün İp Li try boy Ye uş 0 di YS ij, iyi , Vie azametli olmıyan ir li tık Piyeste iz Jer, Miyoriy, yıldız ve bugünkü Mişel Mdiğana ait iki hatıra ilk rolü aldığı gün sesi bir | Yordu; arka tarafta oturan seyirciler ü . “ ... . ye voyarda <. İleiiraz. İd yatürnumt Hikmet Onat şu fikirde: Gerek zehir satahlarâ, gerek- İ dele Mişel Morgan b tiyatro sinema bir at 3 e “Tak çanlayan tria» Berlan bu 3, day, "ie k İzi 2. kikg Zi bir kahvede kağ sinde senli : T ahbap ol Üyatromuzu pi İçimizde isi 1, de olunca her | , kumpan- isimli bir Y hazırdı. tek kadın ro. isimiz yoktu , | başa ezberlemişti, 6 | ziyor.. Şımarık çocuk rolünü yapa hayalimde canlandırdığım o kıze çok benziyordu. Derhal kendisine yanaştım ve sordum: — Yakında oynanacak bir pi yesteki tek kadın rolünü almak is- ter misiniz?, Gözleri sevinçle parladı; — Memnuniyetle. Piyes yanı zda mı ?. Derhal müsveddeleri verdim... Kahveden çıkarken ; — İsminizi proğrama koyaca ğız, lütfen söyler misiniz? dedim. | — Mişel Morgan.. Ertesi gün Mişel tiyatromuza benden evvel geldi. Rolünü baştan Derhal prova” lara başladık.. Hepimiz biribirimi #i tenkid etmekle meşguldük.. En| fazla tenkid ettiğimiz de Mişel idi Çünkü içimizde en genci o idt, On yedi yaşında ya var, ya yok, âdeta bir çocuk, Gürültü, patırdı, nihayet temsil yünü geldi. Ve Mişel ilk defa sah” neye çıktı, | Mişel sahnede muvaffak olama, | &. Bütün cazibesini kaybetmişti. Sesis bir türlü çıkmıyordu. Arka| wralarda gürültüler oldu: — İşitmiyoruz, işitmiyoruz!. Bir iki tecrübeden sonra Mişel tiyatrodan çekildi. Bir sene, Mişeli ne gördüm, ne de kendisinden bahsolunduğunu Bir gün Mariyüs piyesinin mu- Panyol bana filmlerinden Morganı hatırladım.. Araya arayı evini buldum, Bu haberi verdim. Kzcağız sevincinden deli gibi ol du: — Nice zamandır, bugünü bek Je diye ellerini çarptı. B: aber muharririn evine koştuk .. Pakat üstad Mişeli beğenmedi — Çok sakin, uslu bir kıza ben maz, dedi, Ve Mişel boynu bükük evine döndü, Fakat kızcağız sinemada çalış | dABER > Akşam powtam Zehirli. mükeyyifat kullananlar. i Hayırsız adada tecrit kampına lüzum var mıdır? Fahreddin Kerim diyor ki: A A Ver A ME sma RA AMMAN Ruh hastalarına tatbik edilecek tedavi | şeklinin en faydalısı kolonyal tedavi sistemidir çin se kullananlara karşı elimizdeki mevzuat kâfi tedbirleri havidir Son günlerde, Hayırsızadada yepyeni bir ıslâhevi kurulacağı, bu yeni müstesede veremden daha sinsi bir faaliyetle içtimai bünyelere musallat olan ve on İarı tahrip eden bir derdin, ero- in, kokain, morfin, esrar gibi zehirli keyif maddele i mal teamülünün tedavisi yapı- lacağı bahis mevzu uoluyor. Memleketimizdeki mevzua. ten, böyle kötü tesmüllerle çar pışmak için muhtelif servisleri mevcut olduğu halde daha iyi ve daha faydalı neticeler nlım- mak için ortaya atılan bu yeni tasavvura göre, şimdiye kadar köpekler için bir sürgün yeri gi bi kullanılan Hayırsızadanm i- marı da mümkün olacak, Projsyi hazırlayan gümrük muhafaza teşkilâtı baş müdürü Hasan, ilaresindeki mücadele nde yaptığı tetkikatla e. dindiği kanaatin mahsulü olan bu tasavvuru hangi sebeplerle orlüya attığını şöyle izah edi yor: “- Zehirli keyif mücadele ' etrafında yük “bir faaliyet gösteriyoruz. Gev ae memnuniyetle kaydedilecek bir servi: olanların sayısı diğer ere nisbetle en az deni- lebilecek miktardadır. Yalnız, # aliyet halinde yakaladığımız zehir | kullanan ve satanlar kanunlarımı, zın tesbit ettiği cezalarla bu feng İ huylarından vazgeşirmeğe hrken bu işin biraz da bir sini ruh hastalığı olduğunu nazarı iti bara #lmak lâzımdır. Umumiyetle zehir müptelâlar iki şubeye ayrılır: Bunlardan bi ri zehri kaçak satarak para kaza. », servet edinen fâna tıynetli ler, diğeri de kötü arkadaş, fena temâyülleri yüzünden zehir ipti- âsma uğrayanlar, Bunlardan birincisi, kaçakçılar, tcaretlerinin iyi olması, çok'para müptelâların raşr ve zazanabilmek için ş imasın: isterler, Kendi adam arı vasıtasiyle bir çok toy, tecr. Besiz ve cahil insanları iğfal ede cek onları zehir istimaline alıştırır lar. ikincileri de iptilâlarını hergür zehir tedarik etmek üzere gelişti rerek insanlık hasletlerini kaybe. derler. Ceza kanunumuz kaçakçı müptelâ- lar için hapishaneyi lar için de muayen bir tedavi dev-| resi müddetince timarhaneyi mev. zuatı içerisine almıştır. Bunlardan yilhassa ikinci zümre, müteah&sıs doktorlar elinde tatbik edilecek tebbi sistemlerle timarhanede ça” buk saliha varıyorlar. Fakat, ara- larında bazıları bu fena İtiyattan kurtulduktan sonra tekrar halk a asina karışınca eski temây lar, tfuh hastalarına yapıla” üm- ne avdet cdi Bu çeşi avi de ,zehir tedariki takadan bir müddet ızaklaşma, bu uzaklaşma sırasın da muktedir doktor ve iy üreb. bilerin elinde uyuşuk sinirlerini vicdan kamçısı ile harekete getire” rek orlara hayatı sevdirecek, çar lışmanın zevkini anlatacak (bir edilirse, muayyen teda- için Muhafaza Başmıidürü Hasan Müddelamumi Hikmet Onat larını tel'in edecek bir hal alırlar; insanlık karakterlerini iktisap e derler, İşte bu maksatla bu nevi laşların salâhın; temin et böyle bir tasavvur tetkik #dilmektedir. Dünyanın en güzel toprak par- şalarından birini teşkil eden Kızıl adalarınar iinlete makarntndec ağaların arasında mevki ve man, zara itibariyle de en fevkalâde © lanı hiç şüphe yok ki Hayırsıza dalardır, Yalnız, tabiatın yersiz inadiyle burada suyun pek bulunmaması, adanın en çok mi taşlık olması, şehre uzaklığı dolayısiyle şimdiye kadar bu ada. İller böyle boş kalmalarına sebep olmuştur. Burada tesis edilecek yeni “Zehir hastaları sanataryo- netice verecek mühim bir müesse- se haline gelecektir. 40 « $0 bin li. vücuda getirilecek tesisatla dün biraz | mu,, &n kısa zamanda en faydal| ca gibi ufak bir masraf ihtiyariyle | anın €n iyi bir milessesesi kurula: bilir, Buraya gönderilecek zehir müj telâları 6 aydan aşağı olmamak ül. zerç bir tedavi devresi geçirecek- ler, dektorların devamlı nezareti hekimlik tatbikatı ve nasihatleriy- le fena huylarmı o bırakacaklar, saa'at evlerinde, bahçe, tarla gibi aşma kabiliyetlerini kazana hem de hayatı sevmeği öğrenecek. lerdir. rojenin bir an evvel tetkik edi sahasına konulması e alâkadar makamlar meşgul slünmaktadır. Müddiumumi Hikmet Onat'ın fikri Gümrük Muhafaza Başmü. dürünün o İzahatından sonra, Cumhuriyet © müddelumumisi Hikmet Onalın bu husustaki i Dini riraat işlerinde çalışarak hem ça Adiiye Doktoru Salih Haşim Mutad nezaketiyle sualimi dinleyen Hikmet Onat bir lâhza düşündü; sonra, kanaatini ki- saca şöyle izek etti: *— Bu işin tubbi cihetini bu. Nunla alâkadar mütehassrslara, ya- ni doktorlara terkettikten sonra idari ve inzibati taraflarını “uzun ya tetkik etmek, ondan sön- hususta edinilen kanaatimi mek muvafık olur, Bugün böyle bir müesseseye It zum var mıdır, yok mudur? Bunu #athi bif münakaşı ile kestirmem, dâğru olmaz, Yalnız gerek #ehir satan, görekse kullanan kaşakçıla; ra karşı elimizdeki mevzuat. kâfi ve gafi tedbirleri dir. Eğer böyle sulur, bunun tetkik cöllereğ faydak clduğu an laşılırsa her faydalı müessese gi. bi bunun da iyilikleri tebarliz ve tezahür eder. Bugün tatbik edilen kanunlarımızla iyi neticeler alın - maktadır.,, ihtiva etmekte- bir milessese ku" vereceği neticeler Profesör Fahreddin Kerim ne diyor ? Sinir ve ruh hastalıkları mü- tahasuısı profesör doktor Fah-| reddin Kerimi, yıllardır bu ka. bil zehir müptelâları ile uğraş tığı için bu husustaki fikrini öğ“ renmek Üzere müayenehanesin de ziyaret ettim.. Doktor, da ha ben sualimi tamamlarken, hazdan süzülen gözlerini masa. | smm üzerinde yaprakları açık ufak bir muhtıra defterine dik- | ti, sözümü bitirir bitirmez fillir- lerini izaha girişti ; “— Bir müjde sevinciyle Hâ- ber gazetesinde okuduğum bu çok güzel ve çök yerinde tasavvuru bütün kudretimle alkışlamaktar kendimi alamadım.. Şu deftere ba. kın: Havadisi okuduğum tarihi ha yatımın en mes'ud günü diye muh- urama kaydettim, İçtimat dertlerimizden birini teşkil eden keyif verici zehirli yok ki çok mühim ve çok kıymet li bir çalışmadır. Gerçi elimizdeki kanunlar gerek satıcılara, gerekse müptelilara karşı bir çok tedbirle ri ihiva etmektedir. Fakat, bu ka Profesör Fahreddin Kerim bu sistemin taammlimü için ümü- mi karar ittihaz edilmişti, Gerçi Bakırköy hastahanesinde zehir müptelâlarına tedavi tatbik edilmektedir. Fakat, gerek harici mubitle alâkanın tam kesilmesine mâni olan ziyaretler, gerekse bir çok sinir ve ruh hastaları arasın la bu kabil hastaların en fazla muhtaç bulundukları devamlı na- sihatler ve normal hayata alıştır * şekli fevkalâde bir surette tat edilememektedir. Halbuki al sistem âdı verilen böyle şehirden, içtimaf muhitten epeyce uzak ve mücerred bir mmtaksda kurulacak bir müessesede yalnız bu hastalarla meşgul olacak bir tabib ve mürebbi heyeti onl, normal hayata çevirmek için iyi bir çalışma mevkil ve vaziyeti el- | de edeceklerdir. Bu tasavur, F -yırsızadayı imar için de yarayacak çok iyi, çok ye rinde ve dünyanın en ileri memle* tlerinde tatbik edilen tedavi u- sullerinin başında gelen mükem mel bir şekil olacaktır. Sizi temin ederim ki havadişi sevinçle aldığım zündenberi bü- yük bir sabırsızlıkla bu projenin tatbik zamanmı beklemekteyim. .. Tekrar ediyorum: Bunu gazete“ nizde okuduğum günü hayatımın en mes'ud günl diye kaydettim .. İstanbul valisinin bu iş etrafında şhemmiyetle tetkikler yaptığını da kuvvetle tahmin ediyorum... Adliye doktorunun fikri Elinden yüzlerce zehir müp telâsının muayene evrakı geç- tiğine şüpha etmediğim ve bu günkü adli sahadaki mevkii ile salâhiyettar vaziyeti aşikâr bu- İunan tabibi adli Salih Haşim fikrini şöyle izah etti; “— Zehirli telâ olanlarla morfin, eroin mükeyyifata müp gibi | zehirlerin bazı eşhasta (hali ihti yaç )dehilen bir arıza tevlid e vakidir, Bu sebeple bunların nef- sine bu zehirleri tedarik edemiye- cekleri, fakat hekim nezaretinde bulundurularak kati ihtiyaçları görülenlere miktarı azaltılmak su" retiyle verilerek tedricen terketti- rilmesi ica peder. Şu hale göre mü bil ruh hastalarma tatbik edilecek tedavi şeklinin en faydalısı bu ye- ni tasavvur, kölonyal tedavi siste” midir. Geçen sene Münihte toplanan beynelmilel akıl hastalıkları kon- gresinde bu şekil heyeti umumi" yeye arzeden Türk delegeleri dün cerred bir adada bu şartlar altında tecrid edilmeleri daha müessir ne tice vereceği kanatindeyim, Bil hassa böyle bir tecrid yerinde, has ta iptilâsını terkettikten sonra da bir müddet nezaret altında, fakat iyi şartlara avdet etmiş (Dir hal de kalacağı!