HABERİN ZABITA HİKÂYESİ Tenezzüh Vapurunda İR Ginayer E. kadar kadın ve erkekten mü-| — Maamafih şimdi kellifelli bir rekkep tenezzüh kafilesini İstanbul. dan Mısıra götüren vapur sabah - leyin erkenden İskenderiyeye va - rıca, yalnız seyahat eden bazı ba- yanlar karaya çıkmak için erkek arkadaş bulmak telâşma düştüler. Zeyneblo Güker , İki genç ressam hemşire - bu iş için bay Osman: göz lerine kestirmişlerdi, Fakat dört günlük yolculuk esnasında herkes öğrenmişti ki, bay Osmanı kendi » sinden biraz daha yaşlı, çok zengin ve fevkalâde müstebid zevcesi be- yan Fitnatın pençesinden bir an i- çin bile kurtarmak değme yeğidin harcı değildi, Maamafih şu dört günlük yolcu - luk esnasında “bay Osmanı kurtar. mak,, kadınlar ve bilhassa genç kız lar için bir nevi spor haline gelmiş- d. Bu oyunda en fazla muvaffakı, yet gösteren yine Zeyneblie Güher. du O gün bayan Fiinatm (omalim kalb rahatsızlığını behane ederek karaya çıkmıyacağı tahmin olumu - yordu. Bu takdirde kocasına da bö- tün günlü vapurda geçirmek düşü - yordu. , Genç gazeteci Turhan bir gece ev vel, orta salonda bay Recsiyo, gü- nn meselesi olarak bu bahsi açına- m Üzerine, dürüst ve çelebi bir a- dam olan Recai birden ciddileşmiş; — Azizim, demişti, doğrusunu Is, terseniz. bizim bayanların bu ada » ma hürriyeti bir kadın tarafmdan gaspedilmiş bir mazlum mazarile bakmaları beni birez sinirlendiri - yor. Osmanı eskiden tanırım da ©- nun için midir, nedir? Ben bir tür- Ii bu roktainazara iştirak edemiyo- rum, Bana kalırma Osman otursun kalksın, karısına dus etsin, — Neden? — Nedeni var mı acanım... Önün sayesinde insan arasma karışmış, İçtimat bir mevki sahibi olmuş. Os- man bey aşağı, Osman bey yukarı. Daha no ister! — Demek eskiden... Recai omuzlarını #ilkti, — Eskiden. Na değildi ki. Gir. modiği sanat, boyanmadığı boya kalmadı. Kafeşantanlarda varyete artistliği bile yaptı. — Tevekkeli hanımlara iskambil oyunları yapmıyor? — Başka oyunlar da yapmasın da, Ben iskâmhil oyununa razıyım, 3 Paket? temamtle açılmış, siyeh kadife elbiseli bir bebek ortaya çıkmıştı. adama benziyor. — Dedim a, karısınm sayesinde, ... ERKES karaya çıkmaya baş. lamıştı. Zeyneble Güher Os Mânmi peşini birâakmıyorlardı. — Osman bey, biz size güvendik. Nafile elimizden kurtulamazsınız, - diyorlardı. Bay Osman: — Fakat şey... Daha Fitnat uyan- madı, Gidip bir kere göreyim... — Haydi, biz de sizinle geliyo. Tuz. Bay Osman bu teklife memnun olmuş gibi göründü. Bu arada ga- zeteci Turhana tesadüf ettiler. Genç kızlar sordular: — Siz de çıkıyor musunuz? — Ben biraz #onra çıkacağım. Daha evvel yazılaack bazı yazılarım var, Bunları konuşarak bayan Fitna - un kamarasının önüne geldiler, Ga, zetecinin kamarası da tam karşıda idi, Osman asabi bir tavırla kapıyı bir iki tikırdattı. — Fitnat, uyandın mı? İçerden bayan Fitnatm uykulu se si cevab verdi, — Kim 0? Sen misin Osman. ... — Benim Fitnat. Karaya çıkma. ya niyetin yok mu? — Kat'iyyen.. Geceyi rahatsız Föçirdim. Yataktan kalkımıyacağım. Osman, kapını tokmağını çevi - rip de açmağa muvaffak olamadı. — Yapma Osman, kapıyı içer - don kilitledim, Kimse rahatsız &me sin diye, Rica ederim, rahatsız et- me... — Peki Fitnat, peki... Zeyneb Osmana usulca sordu: — Pasaportunuz Üzerinizde mi? — 'Tetndüfen üzerimde, — Öyleyse haydi... ... SMAN iki genç restamla akşam vapura döndüğü zn - man, doğru karısmm kamarasına gitti. Kapı hep kilitliydi. Faket bu seler bayan Fitnatım sesi çıkmıyor. du, Gazeteci Turhan da dahil olduğu halde kamaranm önüne toplanan birkaç kişi kapıyı vurdular, haykır. dılar, Bay Osman telâş içindeydi. Nihayet kapı serkamarot tarafın. i dan bir maymuncuk'la açtırıldı. Man- zara az korkunç değildi. Bayan Fitnat, kalbinden bir Atab hançeriyle vurulmuş olduğu halde yatağında yatıyordu. Yerde kehri- bar bir tesbih vardı, Bayanin kıymetli mücevherlerin. den bişbiri çalınmamıştı. Yalnış komidinin çekmesinden bir miktar para almmıştı. Cinayet haberi bir an içinde va, puru dolaştı. Bir çeyrek sonra her- kes kamarasına kapanmıştı. Yalnız genç üniversiteli Süheylâ, sinirleri fena halde bozulduğu için, kamarasında oturuyordu. Nibayet dışarı çıkıp gazeteci Turhanı buldu, Güvertenin tenha bir noktasında bir koltuğa uzandılar, Süheylâ; — Turhan bey, dedi, Haydi an latınız.... — Noyi anlatayım beyan Sühey- a? — Bu işin nasr! olduğunu, sizin ne kansatte bulunduğunuzu, ne tahmin ettiğinizi, Ne bileyim, bana her 46 Takleden; Kâmuran Şerif Cinayet o hoberi biran içinde va - puru (o dolaşiı, Genç üniversiteli Süheylâ, sinirle ri fena halde be sulduğu için kg” marasnda otura mıyordu, Güver » taye cıkhı ve... yi “elif” iden “ye” sins küdar ar latınız. Turhan güldü. — Ben keramet sahibi miyim? Nihayet bu işi ben de #izin kadar biliyorum, — Rica ederim, öyle söylemeyi, niz... Ben sizin kim olduğunuzu bili- yorum, Siz buna gelinceye kadar da ha me muaiımalar hallettiniz, ne kör düğümler çözdünüz. Haydi, söyleyiniz. — İlüfat ediyorsunuz... Fakat... Tarhan sözün alt tarafını getire- medi, Dalmıştı. Çenesini avucunun içine dayamış olduğu halde uzun u- zun düşündü, Neden sonra: — Peki, siz ne dilşünüyormunuz? — Ben hiçbir ş6y anlamıyorum, Haydi diyelim ki katil kapıdan çik- tı, kapıyı kilitledi, anahtarmı da a- İp götürdü. Bu suretle vakanın mey dana çıkmasmı akşam saat dörde kadar tehir etmiş oldu. — Hayır küçük bayan, bence hal. ledilecek mesele katilin nasıl dışarı duğu için açamadı. Bunu biliyoruz Hattâ kapı kilitlendiğini bizzat ba- yan Fitnat söyledi. Bunu hepimiz i- şiktik, — Peki, bundan ne çikar? Bayan Fitnat kaptyı kilitlediği gibi açabi- iirde.. — Evet, fakat ancak tanıdığı bir ximsoye.., — Yani gemiden bir kemseye... — Bittabi... — O halde yerde bulundn kebri- Yar tenbih... Çalman paralar... Hep 7“adağı, öyle mi? — Öyle anlaşılıyor, — Yanl, bavan Fitnatı bizlerden biri Bldüirdü demek İstiyorsunuz, 'Turhan yerinde doğruldu. — Hayır, öyle bir şey demek is |leri dikine tizraktı. Gazeteci paketi temiyorum. Onü muayyen bir kim. | açmağa başladı. Bir taraftan da sö- ss, onun mevcudiyetinden bizar o- lan bir şahsı, yani sizin anlıyacağı- mız onu kocast öldürdü, demek isti- yorüm! — Kocası mı?... — Rica ederim, telâş etmeyiniz. Bu fir fırtınadan ibarettir, hem de ispatı imkânsız görünen bir fars- siye, Zira Osman vapurdan çıktığı sırada onu sağ biraktı, vapura dön- düğü, zaman © buldu. Bu gerait da- hilinde onun katil olduğu nasl i8- da olunabilir? — O halde siz kendi faraziyenizi ... APTANIN daveti Üzerine bütün yolcular göminin bü- yük salonunda toplanmıştı. Kaptan ayağa kalkıp yolculara hitaben şu kısa nutku irad etti: — Baylar, bayanlar, gemide bir facia cereyan ettiğini maalesef he- pimiz biliyoruz. Bu çirkin cinayetin failinin bir an evvel adalet pençe- sine teslim edildiğini görmek iste- diğimiz için bu hususta elimizden ge len yardımı yapmakta tereddüd et- miyeceğiniz tabidir, Gemimizde bu- lunan gazeteci bay Turhan bu gibi İşlerde çok tecrübesi olan bir zat - tr. Onun için hepinizi kemali dikt kale kendisini dinlemeğe davet ©- derin, Kaptan bu sözleri söyleyip yeri- ne oturduktan sonra gazeteci Tur - han ortaya çıktı, Bir iskemle çekip oturarak söze başladı: — Paylar, bayanlar, bay kapta: nn tecrübelerime kıymet vermek suretiyle hakkımda gösterdikleri *eveccühe teşeekkür ederim. Pilha- kika, hasbelmeslek ve hasbetmerar hayatta birçok şeyler gördüm. Bakalım bu görgü ve tecrübem “ay kaptanm mevzubahsettiri çir- *in cinayetin esrarını avdmlatmal “uşusun”a ne dereceye kadar İşr varıyacak. Ga si Turhan bu #ö“leri söv erkön bir kemarota a hir vet yerli” Kamasot Jaleyip ef de tuttuğu bir paketi Turhanm diz- züne devam ediyordu: — İçinizde ben az çok tanıyanlar bilirler ki, ben ne varyote artisti- yim, ne de hokkabazım, Folat yar pacağım şeylerin biraz bunlara benziyecceğini size şimdiden haber vereyim, Paket tamamiyle açılmış ve si « yah kadife elbise giymiş, küçük bir erkek çocuk kıyafetinde ve tabii büyüklükte bir bebek möydana çık- miştı. Turhan bebeği canlı birço. cuk gibi bir dizinin Üzerine oturttu ve güllümsiyerek yanaklarını okşadı, behoğe hitaben gu sözleri söyledi: — Çocuğum, sana bazı şeyler 80- racağım, eğer bana cevablar verir - sen çok memnun olurum, Bu gemi- de öldürülen bayan Fitnatm son söy lediği sözleri bize kendi sesiyle tek- rar edebilir misin? Turbanm arkadan idare (ettiği tertibat vasıtasiyle bebeğin tahta - dan dudakları kımıldadı ve ince bir | kadın sesiyle şu sözler döküldü. — Yapma Osman, kapıyı içerden kilitledim Kimse rahatsız etmesin diye. Rica ederim, rahatsiz etme. Bu sırada yolcular arasnda bir hareket oldu, bir adem yerinden fırladı, nefes alamıyor, havasızlık tan boğuluyor gibi bir eliyle boğa- anı tutuyor, ayakta bir saniyeden #azla duramadı, sallandı, boylu bo- yuna yere yıkıldı ve hareketsiz kal dı. Bu adamı Osmandı, Geminin doktoru nabzı yokladı, sonra: . — Kalb durmsar.., dedi. Turhan #soğukkanlıtıkla ilâve et . “: — Hiüesinin keşfedildiğini görmek anun için pek fena hir darbe oldu. Manmefih, zindan köşelerinde sü - rünmektense böyle bir an içinde 5- Vip gitmek hskkında daha bayırlıy- ji, Bu sözleri dinliyen bay Recsl, başmı sallıyarak gazeteciyi tasdik sdiyordu, Gazeteci yaşlı sdamım ko- tumu tuttu, — Sizin bir sözünüz beni ikaz et- *i. Osmanm vaktiyle varyete artlet yapmış olduğunu siz bana söy- mis*iniz. Bu benim için bir ip ucu İolau. Her ibtimali gözönünde tut. mak rab ediyordu. dan da bizardı. Karsi hem serbest kalacak, sının gervetine tevarÜ$ Fakat Osman gemide rısnm sağ olduğuns ii y SN MAN sesini işitmek, onü demek değildir. Eski artistinin dağarcığına”. bünerler çıkabilir. Mest? 3 A KON Ağımı açmadan, di ve madan karşısındaki selâ bir kapı m gl yatan bn irana ME e a sanatı! Osmanm böyi” olduğunu ben ve a halde, ürda O saman tay Reesl 7 — Müsaade ediniğ” 18 ben biliyordum. Yaba wi kurnazen tertib edile. ys) kaplıyan esrarın VAR le siki bir alâkasi yalan söyliyeyim - geçmezdi, Bunu #i£ ömez, burada bans e dam sıfatiyle BUGU yy rifesi düşüyor. Osma?” Mu 46 vardı, kendisi yi rinde gördüğüm zam? yi ip bir hünerle yaptığ” "yorum, i & Nİ y — Nk Turhan sözüne dö pa — Çok güzel. DEMİ aya ri y y 7 bütün tavazruh eti” # a1 kamarasmda sm # kapıyı kilitledi ve “ne ye Ni #iyi alıp kamaranıR erd e m e e Ger Büneriyie iel e den ölmüş le e Karısma söylettiği yitert r manidardır. Beys” ve gi ar kamarasındi hal / rahstsış Osmanm si | nayetin şüyyunü tirmekti, (Deran #