4 Bir yıldız gibi azametli olmıyan (11786 da Istanbul! Ne sihirdir, ne kera çin ve Türk kadını Sü HARFR — Afşam poktalk Iz Dünkü ve bugünkü Mişel Morgana ait iki hatıra (Baştarafı T inelde) Her figüran arayan kumpanyaya baş vurdu. “Ben ve Teyzelerim., filminde ufak bir rol aldı.. Mubte. Mf pozlarda resimlerini çıkarttı, teşhir ettirdi. Fakat aradığı mur vaffakıyet bir türlü gelmiyordu..., Bu yazı, Mişelin mazisini gös- teriyor, biraz da haline bakâlım: Mişel Morganın en çok beğeni- Jen filmlerinden biri olan “Son Bu. se,, filmi Londrada akademi sine” rasında 10 kânunusani 1939 akşa- mı ilk defa olarak temsil edilecek- tir. Bu münasebetle verilen gala. da hazır bulunmasi yı'dizdân tica ediliyor. Yıldız Paristen Londraya giğiyor. Bu münasebetle bir İngi liz muharriri de şu satırları yazı- yor; «— Londra istasyonünda Mi- şel Morgan: bekliyorur. Saat do. kuzü on geçe teren geliyor. Yıldız trenden en sön inenler arasın€ dır, Mişelin etrafında elliden fazla gazeteci var.. Hepsi en küçük ka- reketlerini, ağzından çıkacak her cümleyi not etmeğe hazırlanıyor. Fakat otek kelime bile söylemi- yor ve doğru Londranın en pahalı oteline gidiyor. Bir gün sonra otel. de yene gazetecilerle kârşı kar şıyadır, O gazetecilerle karşılaşıt- ken: 7 —Rica ederim, bender bir şey sormayınız, Fakat istediğiniz ka- dar fotografım: çekebilirsiniz! di. yor» Derhal makineler işliyor, yıldır — Nasıl vermedik?!., bir kere... Dolaptan çıkardığı, üzerinde Şi- fa eczahanesi etiketi yazı kinin paketlerini doktora gösterdi. O vakit Karâbet Altunyan efen- di, kendini kaybetmiş bir halde haykırdı: — Bu kininler verilir mi yavru" cağıza hiç!. . Sonra gene ayni şaşkınlıkla dek tora izahat verdi; — Kinin âzalmişti.. Mübarek ilâç ta çok pahalr. Ne yapayım di- ye düşündüm.. Karbonatın içerisi- ne biraz kweç tozu koyarak kinin diye sattım. Muzaffer ESEN Bakınız 20 « siniz. Venedik veya Milân mer- ke4 olmak üzere şimalde o, Roma veyahut Napcli hükümet metke- zi olmak üzere de cenupta &iz hüküm süreceksiniz. İşte hülâsa- ten anlattığım plân bundan iba- i get, Pikriniz ne?.. i imiyeceksiniz değil mi? fel Şüphe etmeyiniz. size söylemeyebilirdim de.. — Benden cevâp alamadığını görünce bir başkasını da gönde" r6bilirdi, * * — İhtimal, Fakat sözüme isi. i at ediniz.. Bu namus ve hayşi- İ yetimle alâkadardır. — Alâ. .Ora söyleyiniz.. Fikri » .Kabul ediyorum , tâkdire değe — Hepsi bu kadar mı?. « — Bu Kadar.. “ Şüphe yok ki sonra kat'i karar işin Foskari ile ayrıca müzakereye girişme- miz lâzımdır. Bunu da ben, Ve. nediğe gönderdiğim bir posta ile temin ederim.. Yarın başir yacağım harp için şimdi hareket edeceğim.. Kontrol işi nihayet bir kaç saat sürer. Yarın da yağma nihayetlenmiş olur. Ve. mediğe göndereceğim posta $iz- den dört gün sonra orada bulu- nur, Jan dö Mediçi bunları istihza Zin fotograflarını çekmekte ga: seteciler biribiriyle müsabaka edi- yer . O gece tiyatroda Londranın bi, tün kibar halk: mevcuttur. Mişel ışıklar sönmeden bir kaç dakika evvel gelmiştir. İlk sırada oturu” yor.. Kendisini tanıyan halk çıl- gımca alkışlıyor. o Film bittikten sonra Mişel bir defa da sahne üze- rinde görünüyor. Yüzü kıpkırmızı. dr. y Bütün Londra Mişel Morganı beğendi ve sevdi, Yıldız şerefine bir çok ziyafetler tertip olundu ve hepsinde hazır bulunması rica € dili, fakat imkânsız. Estesi sabah, bütün Londra ga- zeteleri yıldızın resimleriyle Tudur. Bu resimlerin altında fatlı cümleler; “Londranın de ilki, en İşte iki sene evvel Paris sokak- larinda kloş'bir şapka ve yıpran- mış bir manto ile dolaşan 17 ya. (Baş tarafı 6 mcıda) | Çocuklarınız var mı? İyi misiniz? yoktu, Bazılarında ise yanyana © turmuş iki öç kadın görünüyordu. Bir dairenin nihayetinde genç ve gü- zel bir kadın gördük, Başının sar gısı elmaslar içindeydi. e Korkünç bir zenci kadının kucağına Otur muştu. Bunun, Kaptan paşanın baldızı olduğunu < söylediler. Bize önce hayret ile baktı, sonra korktu ve zenci kadının kolları arasına #- tıldı. Nihayet, şimdiye kadar gördükle- rimizin bepsinderi büyük bir salo na getirdiler. Kaptanpaşanın zevce- si oradaydı. Bizi büyük bir nezaket” le kabül etti. Orta yaşta bir kadın dr.. Muhteşem giyinmişti. Etrafın- da birçok kadınlar vardı. Yarında küçüle kız evlâtlığı vardı. Onuda pek muhteşem giydirmişlerdi. Bizi kapıdan karşılayamadığın dan dolayı özür diledi. Geldiğimiz zaman kocasile beraber yemekte İ miş. Bize şerbet, kahve, reçel çr karttı. Fakat kendisinden izin alip .layrılmakta acele ediyorduk. Erkek lerimiz bahçede sıkılacaklardı. Bu haremden daha temiz bir yer düşünülemez. Her taraf hasır düşe“ li, rengi uçuk sarı, salonlarda moble — Size söyleyeceklerimi Fos- , Kariye söylemekte tereddüt et i Sanır* sam çumhurreisinin tekliflerini olarak çepeçevre konulmuş şilte ve yastıklardan başka bir şey yok: Hepsi beyaz pamukludan yapılmılş p . perdeler de ayni kumaştan, Zabita hikâyesi © Meminolissum cinin ibtdm gusu olan en ufak bir kıskançlığa (Başlarafı 10 wcuda) |kapılmadan diyebilirim ki, Türk Bütün bu izahatı büyük bir alâka |kadınlarının esvapları o harikulâ ve dikkatle takip eden Süheylâ: o İde Jâtif, — Bay'Turhan, dedi. İzahatmız | Kaptan paşanın zevcesi zengin her şeyi aydmlatıyor ve bu suretle | sırma işlemeli saten bir maşlah giy- zabıtaya pek az iş kalmış oluyor, ;mişti. Bu maşlalı elmaslarla süslen Yalnız biraz evvel kucağınıza oturt: | mişti. Altında İki sıra mücevher tuğunuz bebeği nasıl konuşturdu - | ve incilerle müzeyyen bir kemer nuz? Yoksa siz de vantrilek mumu - | vardı. Buz? 1k « oşz o, Bu kaymetli insa” Ayır bayan Büber benim | 1 e İt aklimi Bor. v n nçe ince örülüp (,omuzlars v i Saçla ein level dökülür, Yakut hotozun etrafında arkasma sesi bayan Fltnatın sesi, | t0planır. Türk kadınlarının çoğu, na çok benziyen şu bayan: sakladım. | Yaradılışta çok güzeldirler. Fakat Jaklık ve kızıllığı çok kötü kullanır Turhan, bu sözleri söylerken ka - | yorlar. Kaşlar, iki kalın rastık çiz- mâralardai hizmet eden gemi mis- | giçinin altında kaybolmuştur. Dişler tahdemininden genç, bir kadı işa | de cızaradan kararmıştır. Omuzlar FL umumiyetle düşüktür. Çocuklukla" — Sakladım, Sorduğum suale o | rından itibaren bağdaş kurup otur” cevab verdi. Şimdi bütür merakınız | maktan bacaklarının tenasübü bo” zail oldöu mu, bayam?.. zulmaktadır. Yabancılara sorduk: Kömran ŞERİF (Jarı şeylet basittir; evli o misiniz? şındaki kızcağızın bugünkü hali... KAHRAMAN HAYDUD dolu bir sesle söylüyor ve iskem“ lesinin arkasına dayanarak Ro* Janı tetkik ediyordu. Rolan sözüne devam etti; — Demek böylece, hiç bir te. reddüt göstermeden, hiç bir şart ilâvesine lüzum görmeden kabul ediyorsunuz. — Düşünmiye ne hacet var... Foskarinin fikri güzel. Kabul edilmiyecek bir şey değil. — Şu halde size, sirin tarafr- nızdan bazı itirazatta bulunaca- ğım.. — Ne demek İstiyorsunuz 2. — Siz bir harp adamısınız..... Siyasetle alâkânız yok.. Diplo- masi size, şimdiye kadar kazan, dıklarınızı kaybettirecekti. Fos- Kari ile kuvvetlerinizi birleştir- dikten sonra farzediniz ki mu” vaffak olarak İtalyayı emriniz al tına aldınız. .Neticede ne cla, cak? Foskarinin nasıl bir adam olduğunu düşündünüz mü? O- nün siyaseti karşısında sizin harp adamı olmanız kâfi gelmi- yecek siz de kazandığınız hal de kaybetmiş bir vaziyete düş. müş olacaksınız. Jan dö Mediçi, Rolanm söz“ lerini büyük bir dikkatle takip etmişti.. Deminki müstehzi çeh- resi yerine, düşüren, neticeyi araştıran bir adam yüzü hâkim olmuştu, di: mış olasınız. ya kuvvetli bir rek: : tibet İstanbulu seviyor musunuz? Türk kadınların vakitlerinin yük bir kısmmı süslenmek ile yar hut hamamda yıkanmakla geçiri ler, Sıcak su, adalelerinin elâstiki- yetini bozuyor. On sekiz o yaşında bir kadın iki yaşlı görünüyor. Erkeklerimiz haremde gördükleri- mizi dinlemek için pek meraklıydı- lar. Avludan çıkarken arkamızdan bir ulak koşup geldi. Avdunun etra- suçuyla tevkif olunmuştur. tında arabalarımızla dolaşmamızı| Leviyi davet eden Fiora isminde rica etti. Kaptan paşanıri zevcesile bir kadındır. Dolatidırıcı evvelâ diğer kadınlar bizi seyredeceklermiş, kendisine, kumarda kazanmanın Bu gülünç gezinti teklifini pek tabit sırrını bildiğini, bunu bir para mu- olarak kabul etmedik. Bir hayli kabilinde satabileceğini : söylemiş gülüştükten sonra Beyoğluna dön |(U- dük. Arabalar Beyoğlunda ve İs- Kadın, yahudiden rulette kazan tanbulda o kadar hizh yü yemi» | aran sırroı birkaç yüz raya sati yor, Sokaklar hiç kimseye ait olmu- nslıyor, Fakat o zaman, sahte sihir- şuh Hoikieie diki Ba “İl İbas, elmasları ön sihirii bir bale ge > v i trmenin sırrını da bildiğini söylü - güneşe yattıkları zaman atlarla E* | vor. Levinin dediğine göre, bunu te zen Türklerin kendilerini çiğneme: | alı edecek ola. “Tibet tozu" deni- mek için etraflarından o dolaşmala;|yen tozdur. Toz, hangi elmasa sürü- tınâ © kadar alışmışlardı ki, uşaklar” | lürse ons sihirli bir kuvvet verir ve rımız sik sık arabalarımız durdu”) onları takan hastalar de hal iyi © tarak köpekleri kovuyorlardı. Ba” |lurlar, zan yüzlercesine atılan süprüntüler | Kadın buna da inanıyor ve “Tibet için boğuştukları görülüyor. Merha- | tozu” ile sihirli bir hale getirilmesi kadınının 4 bi heratını nasıl İtalyada Levi Ke *n isminde bir yahudi hslka, kumarda kazanmanın sırrını öğreten “Tibet tozu,, satmak üldüğü elması sihirleşii”| Açıkgöz bir Yahudi, bir italy? * Rolan sörünü şu sualle bitir — O zaman ne yapacaksınız ? — Ne demek, ne yapacağım? Napolide hüküm Beni, bundan kim menedebilir?. — Hayır.. Yanlış düşünüyor. sunuz. Sizi bundan menedecek birisi var: Şerikiniz.. Çünkü o, İtalyanın bir elle idaresini isti- yor.. O kral olacak ve siz uzak- tan baka kalacaksınız. Feskari yi sanmam ki benim kadar tanr Jan dö Mediçi önürle masa, — Ben, diye mırıldandı, Sonra da ilâve etti; — Her halde bu mevkie Fos- kari benden ziyade Rolan cevap verdi: — Ali. Şimdiye kadar ki iti razlârım hep sizin taraf nızdan, dı. Şimdi de şahsıma ait olan- Janmdan bahsedecteğim.. Foska- siye kinimin ne kadar amansız olduğunu söylemiştim.. Kendisi” ne tavbike karar verdiğim şeyle. rin icrasına mâni olmıya çal şa” <ak clursanız bunda aldanmış ol duğunuzu göreceksiniz. Çünkü elemden, kederden ölen annem, işkenceler altında inliyen ba bam adına yemin ederim ki on. dan almıya karar verdiğim inti- met ile verilen şeyler hepsinin bes- lenmesine yetmiyor, çoğu açlıktan ölüyor. 11 Kayıkçı soğuktan dondu Japonyada Hakkodasan dağında kayak sporu yapan on bi kişi, 80- Zuktan donarak ölmüştür, On yedi kişilik bir kafile halinde dağr spor yapmağa çıkan bu Japon- lar, birdenbire kar, fırtınasına Las tulmışlar ve yollarmı kaybetmiş - lerdir. Nihayet içlerinden bazısı civardaki yardım İstasyonuna kendi ni atabilmiş, ve oradan yardıma ko- sanlar sporcularm ancak altısmı kurtarabilmişlerdir ; cn biri ise 80 Zuklan donmuş olarak bulunmuş - tur, Hakkodazan dağı bu gibi faciala- riyle meşhurdur. Birdenbire çıkan kar fırtınaları orada birçok kişinin ölümüne sebeb olmuştur. 1899 da oradan geçen askerlerden iki yüz ki- şi soğuktan donmuştu. KAHRAMAN HAYDUD İiçin Leviye bütün mücevherlerini | veriyor. Fakat, sihirbe: yakudi, onden İsonra ortadan sır oluyor. Kadının dört bir liralık elmas ve mücevhe Şoförler, portakal yiyiniz ! Bu suretle kazaların önüne geçmek kabil olur “Şoförler ve otomobil kullanan: lar günde bir portakal yerlerse ka zajarm kısmen önüne geçilmiş 0- Yar» diasını şöyle izahediyori Geceleri, bir caddeden ölğer bir caddeye çıkarken, otomobil kulla - nanların gözleri, elektrik ışığının değişmesi yüzünden, kamaşır, veya ortalığı karanlık görür. Kazaların birçoğu da bundan ileri gelir. Halbuki, portakalda bulunan vi- tamin gözleri kuvvetlendirir ve bil bassa, gözlerin karaniıkta görme kuvvetini arttırır. Dr. Stevart ismindeki İng” #i- mi bu keşfini hastanelerdeki uzun teerübelerden sonra yapmıştır. kamın dehşeti büyüktür ve onu bu intikamdan hiç kimse kurta- ramıyacaktır.. İ: clarak haber V süreceğim... o nimle cumhurre etti : Jan dö Mediç cevap verdi? — Beni tehdi acir Jan dö Mediçi rer gibi bağırdı Miyıktır. Rolan hemen Çadıra girdiği Rolan : ba çalış, sonra ifrit cevap v . soğukkanlılığını şte size halisane eriyorum ki be isinin arasına gi. receklerin vay haline... Rolan, ayağa kalkarak ilive — Tercih ediniz, karar veriniz. Jan dö Mediçi... i ayağa kalkarak it mi ediyorsun? — Hayır, .Sadece haber veris yorum., Foskari bir cürüm, ben de intikamım.. Tercih ediniz... i birdenbire kök- — Hola! imdad!. On kadar zabit çadıra gi: Jan dö Mediçi onlara emretti: — Tevkif ediniz bu adamı. İkinci emrime kadâr nezaret al tında bulunacak, . iler, çevrildi. i zamandanberi kaybetmiyen — Mediçi, dedi.. Tavsiye etti, ğim gibi iki şiktan birini intiha- nedamet edecek- sin.. Daha vakit var, Bu fırsatı erdi? — Götürünüz!, ii — Şu halde bunu istiyen biz 13 ŞUBAT — 1639 ie “ tOZU! LU n liralık mü 7 dolandırm$.. ratı onunla beraber Bundan sorrs den Fiora bu “Tt nin marifetlerini yi lerce İtalyanın per © dıktan sonra Levi . ket haricine cıkmak ©” kalasıyor. e Diktatörle". Şarlo, hazırladı! hakkında neler Şarlo, bir zamani ği dığı “Diktatörler,, Pİ muhafaza ettiği uu yet bozmuş ve ilk def | natta bulunmuştur. Şarlo, yeni filsni iç? | — Filmi çevirmeye gindo başlıyacağım. * İfilmin sensryosu v& hazır, O zamana Ksği” zırlıkları bitireceğini dekorları tesbit edecir dersem film gelecek dar hazir olur. “Biliyorsunuz ki ei diktatörlerdir. Fakat © esas gaye halkı gülğ kat, bugünkü siyasi sa bu tip hükümet bahs olunca, komik $ sinde bazı zorluklar $ © Malüm olduğu ie defa olarak sinemsö? konuşacaktır, : | Diğer taraftan, ter” filerinde çirte #9 dir, Rollerinder biri, Bİ diğeri de diktatöre b” Şarlo bunları ayrı ay linde çevirecektir. zik (Senfonik plâkis) pia, 19.15 Türk ti - Celâl Tokses, 1 ref Kadri, Basri Üfle; (Bayati fast), 20 Aİ haberleri ,zirast bo Türk miiziği (K pi tekâr tanbari Alİ ll için); 1 — Tanb dil peşrevi. 2 — * Susidil 1 inci a sitemden). 9 niz. 'i Suzidil2 nei kim bizden). 4 — Te di - Suzidil ağır n tebinle), 5 — Refik FE taksimi. 6 > dik sezidil şarky (Yan di | 7x Tanburi Ali kı 4Bir nizâhla eY büri Ali efendi - bir bakışında me$# ti efendi « Yürük Ki rayan didei giryi" Ali efendi » Saz inat ayarı, 21 K“ tabvilât, kambiyo » yar), 21.30 Müzik Şef: Necip Aşk” Şarap yortüsu (a - Venedik yal Özernik « Güzel eb - Fİ veride), 4 — DİE ya 5 — Müller * LX ine fantezi. © Kesi imelodi). 7 Biisust” ser « Dinle & 70). 41 — Meube p1,297 | Müzik - Melodiler “yg, gep” hand - pi)» 2848 e yerleri ye Yarı