Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ramıde ve Beyog- lunda iki cinayet oldu pocak yanında duran odun yarmaya mahsus baltayı yakalıyarak Ömerin omuzlarına, boynuna indirmiş, sar" hoşu kanlar içinde yere yıkmıştır. Bundan sonra da sürükliyerek dük- kândan çıkarmış, az ötede — bırak- mıştır. . Bu sırada Ömerin annesi oğlunun saat geceyarılarını geçtiği halde evi- ne dönmediğini görerek — merakını gidermek ve oğlunu bulmak için so- kağa çıkmış, aramaya koyulmuştur. Yolda, oğlunun kanlar içinde bay- gın bir halde yattığını görünce aklı başından gitmiş ve soluğu jandarma karakolunda almıştır. İşe el koyan jandarma o dakikada ölüm halinde gördüğü Ömeri hemen Cerrahpaşa hastanesine göndermiş suçlu kahveciyi yakalamıştır. Tah- kikata devam edilmektedir. Bu sa- bah saat 11,5 da yaralının vaziyeti- ni hastaneden sorduk, Nöbetçi -dok- toru bize yaralının vaziyetinde ölüm tehlikesi bulunmadığını, iyice oldu- gunu bildirdi. İkinci hâdise Garson Mustafa, Taksimde bir köfteci yanmda çalışmaktadır. Ken- disi gençtir. Feriha adında bir ka, dmla da nişanlr vaziyettedirler. Tarlabaşında Yağhane sokağında oturmaktadırlar. Feriha ile Mustafanm arası, sön günlerde her nedense açılmaya, a- ralarında sık sık fakat ufak tertib ağız kavgaları görülmeye başlamış- tır. Mustafa bundan müuztaribdir. Ve dargınlıklarmın sebebimi nişan- lamım anası Fatmanm kızı üzerin- deki tesirinde bulmaktadır. Mustafa, evvelki gece, geceyarısı- na doğru, çalıştığı köfteci dükkâ. nmdaki işini bitirdikten sonra çık- mış ve evine gelmiştir, İçeriye gir- diği zaman, Ferihayla anasını kar- şı karşiya oturmuş konüşürlarken bulmuş. Bu vaziyet elinde olmadığı halde Mustafanın yüzünde hoşnut- suzluk havası yaratmış, suratı asıl- mıştır. Ferihanm da, Mustafanın asık su- rat göstermesi tabiatiyle hoşuna gitmemiş ve Mustafadan bu surat asıklığımın sebebini sormuş. Arala- rında yine bir münakaşa başgöster- miş, Canı sıkılmış, âsâbı bozulmuş bir halde bulunan Müustafanm si- nirleri, bu ara daha fazlalaşmış ve iki kadmın üzerine atılmış, çektiği bıçağımı rasgele sallamaya başla- mıştır. : Hücuma üğradıklarını gören ana kız, bir taraftan bağırıp çağırmaya, bir taraftan da müştereken Musta- fanm üzerine çuüllanarak kendileri, ni müdafaaya çalışmışlardır. Arada oynıyan bıçak, ananın kol- larmda, kızm ve Mustafanım yüzle- rinde yaralar açmıştır. Bağırıp çağırma seslerine evde bulunan diğer kiracılar koşuşmuş- lar ve bir taraftan da polise haber vermişlerdir. Gelen zabıta memurları Mustafa- yt yakalamış, yaralı ana kızı da te- davi altma aldırmiştir. Tanzim edilen evrakla birlikte yaralılar adliye doktoruna gönde . rilmişlerdir. Bu arada kendisiyle konuşan gazetecilere Mustafa: — Bir iştir oldu. Fakat kayna- namla nişanlım merhametli insan- lardır, elbette beni affederler. Bir kalpazan çetesı yakalandı S- Baştarafı !1 incide isimlerindedir. Bu şebekenin yatakları ve elebaşı ları olarak da Mustafa Sınar, Yw karıdeğirmendere köyünden Ahmet Fidancı, Abdullah oğlu — Mehmet, Ahmet oğlu Kâmil, Mustafa oğlu Kâzım Kahraman, Hisarın köyün- den Mehmet, Kâmil Hakkı, Derin- cede Gebzeli Halil, Derince Travers fabrikasında işçi Haci oğlu Hamza Sürmeneli Gülfidan oğlu İzzet Şenr gül bulunmaktadır. Bu — adamlar, İlyas kaptanla Hakkı Ağacanın i- mal ettiği sahte beş ve on liralık- Bır müddet evvel İstanbulda Mar yas caddesinde yakalanan sahte ber Hiralığın da bu şebeke mallarındar olduğu anlaşılmaktadır. Kalpazanların, Bursada, İznikte İzmitte, Derincede, Gebzede, İstan bulda ve bilhassa İzmit köylerinde geniş mikyasta faaliyette bulunduk ları anlaşılmaktadır. Şimdiye kadar sahte olarak yeni harflerle elli yedi adet 5 liralık, otuz yedi adet 10 li- ralık, birkaç tane eski harflerle 5 liralık bulunmuştur. Bunlardan baş- ka henüz imal edilmekte bulunan on ları muhtelif yerlerde sürmektedir- beş kadar 5 liralık elde edilmiştir. — MELEK'te & Senenin en hissi ve en müessir şaheseri Ü ç Arkadaşi! Fransızca sözlü Bugün saat 12,45 ve 1 de ucuz fiyatlarla matineler ua HABER — Alşani postasi — Ingiliz Başvekili Londraya döndü Çemberlâyn ve Musolini ile Lord Halifaks ve Kont Çiano Roma istasy onunda... DE-- Başlarahı T incide natına rağmen, iki memleket devlet adamları ancak noktal nazarlarının biribirine muhalif bir vaziyette olduğunu müşaha- de etmişlerdir, Görüşmelerin bir tek müsbet tarafı varsa, o da bunların çok açık vesamimi bir süurette yapıl- İiğıdir ve bügün biribirlerine vedelaşan davlet adamlarımın, Bütün İstanbul Halkı Cüşmlan krız) DOROTHY LAMOUR'u & 'Trader Horn,, ve (Tarzan) lan sonra vücuda getirilen en Yüyük ve en güzel aşk ve ma cera filmi olan Ormanlar Perisi (Tura) vamamen rTenkli ve Fransızct .. * D “ L .. ' özlü filminde görmek Üzere Saray Buügün saat 1 ve 2.30 da ten —zilâm matinelergemmmme fi m _, MARKOPOLO # (NUN MUÜTHİiŞ , MACERALARI İ cat 12,45 ve 1 de çok ucuz fiatlarla HALK ve TALEB“ MATINELER ığ! pek Vakında |ZMıRde ELHAMR.— sınemasında I.I'Iı“ııı—ıln_ııılıııı EFLER LT rülmemiş bır muvaffakiyet ğğı DEVAM EDİYOR Sasa i karşılıklı Tikirlerini çok daha iyi bilmekte olduğundan “Ti- mes” gazetesinin Roma muha- birinin bildirdiğine göre, Fran- saya karşsı olan İtalyan taleple- rinin haklılığında ısrar — eden Müusoliniye — cevaben — Çember- layn, ancak bü meselelerde İn- gilcerenin tavassutunun dahi mevzüubahis olamayacağını söy lemiş ve bilâhara çok açik bir sürette Fransız menfaatleri ile legiliz menfaatlerinin sıkı bağ- ltğından bahsetmiştir. “İngil- tere, demiştir, Fransaya karşı bir tehdit takdirinde, hareketsiz kulümayacaktır, Zira iki mem- leket münasebetleri* muahede- lerle tesbit olunmuş hududu aş- maktadır.” Söylendiğine güöre, Musolini, İngsiliz başvekilinin boyanatındaki bu sarahatten memnuniyetini bildirmiştir, İspanya — işinde, — Musolini harp nihayet bulmasının artık bir hafta meselesi olduğunu i- leri sürmüş ve borazanlar “Âteş kes” borusunu çalar çalmaz, İ- talyan kıtalarını geri alacağını 'tatiyetle süylemiştir. İngiliz nazırlarının İspanya- nım tamamiyeti mülkiyesi hak- kında İtalyan nazırlarının bu mütemmimn teminatına büyük ebhemmiyet atfettiklerini kay - deylemişlerdir. Liberal Nevs Chronicle diyor ki: Eğer Roma seyahati Çem- berlayn'in gözünli açtı ve haki- ki sulh temini için iyi niyetle Avrupada yapılan bir seri seya- hatlerden başka şeylerin de lü- yumu bulunduğunu kendisine zsösterdi ise, bu seyahat fayda- yız olmamıştır. Daily Herald diyor ki: Vaziyet eskisi gibi kalıyor. Fakat, Musolini'nin sülh temi- natma rağmen, İngilizler, her halde istikbaldeki tehlikeleri çok daha iyi anlamışlardır, İtal- yanlar da Fransız - İngiliz tesa- aüdünün boş bir kelime olmadı- $ını görmüşlerdir. Maamafih şurasınr kaydede- Hm ki, Fransaya karşı İtalyan zazetelerinin neşriyatı katiyen ızalmamıştır. Bu keyfiyet, İn- giliz heyeti Üüzerinde çok Tena tesir bırakmaktan hali kalma- mıştır. Zira bu hal, Musolini- nin sulh teminatınin kiymetini azaltmaktadır. 15 İRİNCİKANUN — 1939 Bir çığ, 5 spor- cuyu öldürdü Mucizeyle kurtulan delikanlı faciayi anlatıyor Bir kaç gün evvel Fransada Grönobi şehri civarındaki büyük Galibie dağına spor yapmak üze- re gitmiş olan beş genç ile rehber- lik yapan iki kişi dağın yüksek bir kısmına yaklaştıkları sirada yü- karıdan kopan çığın kapladığı sa- hadan kurtulmağa muvaffak ola- mamışlar ve karlar arasına karı- şarak aşağılara kadar yuvarlan- mışlardır. 5ierkek, 2 si kadın olan bu ye- di kişilik kafileden altı kişi ölmüş, ancak Ruselie mucize kabilinden kurtulmuştur. Kazanın yegâne şahidi olan Rü- selie bu müthiş faciayı şöyle an- latmaktadır: *“Sabahın saat dördünde Valuar kasabasından hareket ederek tepe- lere tırmanmağa başlamıştık.. AÂ- ramızda iki de kadın vardı. Mak- sadımız dağda biraz spor yapmak, ski ile kaymaktı. Plan Laşada, sonra da Matet - de birer mola verdikten sonra çok müsait şerait içinde dağa tırman” mağa başladık! Hava fevkalâde idi. Güneş olma- sına raâğmen biraz soğuktu. Bü- yük bir neş'e içinde güzel günler geçireceğimizi tahmin ediyorduk. Arka arkaya dizilmiş bir şekilde yol alarak beyaz göl yanındaki sahaya varmak istiyorduk. Bu sı- rada içimizden biri başımıztn üze- rinde hafif bir gürültü duyduğu- nu söyledi. Başlarımızı kaldırdık, yukarıda zirveden kopan ve gittikçe büyü- yen bir kar parçasının âşağıya doğ- ru yuvarlanmakta olduğunu gör- dük. Şüpheye mahal yoktu. Yuka- rıdan gelen çığ idi. Derhal kaçmağa, kurtulmağa çabaladık. Başımızın üzerindeki felâket, gök gürültülerini andırır sesler çıkarmağa başlamıştı. Bu korkunç manzara karşısında deh- şete düşmüş, hayatımızı — kurtar- mağa çalışıyorduk. Fakat çıg iki yüz metre kadar genişlikte bir sa- ha üzerinde baş döndürücü bir sür'atle geliyordu. Bütün gayreti- mize rağmen kaçamadık, karlar a- raşına karıştık. Ve bir an içinde feryatlarımız kesildi, kar hepimizi soğuk bir mezara gömmüştü. Karlar ile birlikte aşağılara yu> raslanmağa başladık. çaıg durduğu zaman, kollarımı, bacaklarımı oynatabildiğimi — gör- düm, Bilmem nasıl bir tesadüf ne- ticesi üzerimde pek az kar vardı.. Derhal kurtuldum, ayağa kalktım. Etrafımda kirnseler yoktu. Her ta- raf bembeyazdı.. Bağırdım, çağır- dım, feryadlarıma hiç bir ses ce“ vap vermedi , Facianın büyüklüğünü o zaman analdım. Bağırarak her tarafı do- laştım, çılgın gibi sesime bir ce- vap aradım, fakat hiç bir şeye, ne bir insana, ne bir elbiseye rastla- '—. Warları, buzları mümkün ol- duğu kadar ellerimle açmağa çalış- ...... hiç bir ipucuna tesadüf ede- medim. Çaresiz kalmxştım Ski ile Verne- ye geldim ve Valuara telefon ede- rek vaziyeti bildirdim.,, İki gün süren devamlı arçma- lardan sonra nihayet Âlp kıtaları askerlerinin teşkil ettikleri bir grup, cesetleri bulmağa muvaffak lomuştur. Yeni bir çiftin , birinci olmuştur. Yeni bir çığın, birinci ler meydana çıkmıştır. Bit gün zarfında taş kesilmiş altr ceset karların arasından çıkatılmış ve T Aşka Taban Kadın ZARAH LEANDER' in bu emsalsiz temsili SAKARYA Sinemasında Muzafferane bir muvaffakıyetle devam ediyor. İlâveten VİCTOR FRANCEN'in Şaheseri MAaCERA ADAMI AŞSYA TAPAN KADIN 2.30-5,45 Suvare 9 Seanslar: MACERA adaml 4,15 ve 7,30 da Fiatlar: Hususi 35 Birinci ve Bülkön 25 Locular 150 kuruş isminde bir zabit| İngiltere Jaf bir nota Tokio, 14 (ALA.) —* yük elçisi, hariciye 147 nota vererek Japor yanlll litikası ve Çindeki niy' kında malümat talep &* Sanıldığına göre, İNE kümeti, Çindeki açık kasına — dayanarnı dokufi paktı prensiplerini yert mış bulunmaktadır. İngi paktta, tek taraflı olaf cak her türlü tadilâti — öğ imtina etmekte, fakat ı_’“ tadilât için yapıcı M lifleri nazarı dikkate de bulunduğunu da dir. Bir kadın, 'k defa yüz yâ$”| kufluladl İngilterede Dovasterd? biz adın ikinci defa olart” cü yaşını kutlamxştn' , Emma Vilians ısmm dın, iki yüz yaşına gir Ortada basit bir tarih dır: Bundan iki sene mel Emma Vilians bir kaç £ yüz yaşına basacağili — miş ve bu kutlu gün merasimle kutlulanmış etwı muüm yakılmış, ziyaf miş, nutuklar irad olun” sız matbuatı da bu vâk* setmişlerdi. W Merasimden bir kaç B madam Emma vesikalari ederek doğum tarihini * bir şekilde tesbit etmt” ve henüz 98 yaşmda görerek memnun olmu? Madam Emma VÜW gün evvel yeniden yüz ) rak ettiği için 1936 senii duğü gibi gene muaz77' f sim yapılmış, ycnıd ) verilip mumlar yakıllîl“fl"ıı * Ekrem Köl (Baştarâlt .1 Hamdi ile Ekrem Königi? aynı adam olduğu anlâ Ekrem Königin € maceraları Bu sabahki arkadaşla ri Ekrem Königin nasil olduğunu anlatmak m eski bir macerasını Ekrem, Riyaseti kalemi mahsus müdür!€ yatinin kaymbıradend“' vefatı üzerine çoculd yin olunmuş, fakat wsaî*“ mal ettiği şüphesini V? ; reketleri üzerine aa bizzat Atatürkün emfi * müştur. Yot kızaklara konularak M rilmiştir. Faciaya kurban İıdea kekten biri Bordo havk ! rine mensup bir tâ ; l. p dâ_” Âi dir. İki genç Grönobl rafından tanmır ve 5* Bilhassa Kızılhâ$ çok büyük yardımlari olan bu iki kızın VE arkadaşlarının ölüm büyük bir teessür V - w,_.j OGL