Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ve ; ARABER - Akşını postum EFDE bi F güzele, yaşa- şaırıerilni v Ş * dn zin birinden c I.vıııu lıılııılıgı için o Unmüyor,, diyor- î::ıh—nll düşündürdü. g hım bitirmek ne de- €? Ki g * hüküm veren w me SElü hi zîe > Acaba eski şair- “r ' mmr;tnlı Şairlerimi- Olsun açI H İüçhh, ’d':l.: ?kumuşoısıı ı.uırı)l.îjr- .,l:;.d" d;ı -*;m)ürs.ı içinde | ünü demden biran ol- N eserlerini de la- dü kendini bulamı- len acıriımı, Pek ya- İf adam, # Onda ltak :e P onunla konuşmu- hisse ü Bibi düşünen, ken- küm tın İnsanların sohbeli- $ h!ınq.w “Iak bir — değişiklik ” el “'l'i FSÖYleneni anlamaz o ' qllilqüı "Modayabu — kadar bîr d Ti en Silasız illete, kala- emekıır Yk klıl devirlerin eserlerin- : lh“h'a hfhı 'Orsa bu — sözü: t? g Tlüuy İfin arlık şiirleri hhğ“ €mesi ne demek- "İılııı,ı İbir Wndırnlemek öna: ĞUD gelir, her şair T4 demek mi ister? “ünac(ık yazıları- İlih t Masını tabil bula- BU c düymiyacak... d im.dlq:ı' Var? kendisi kadar, % İ Yaşlı oldukları hal- s) ııdugumuzu oldu- Emecburuz.o şajre *rini -beğenmediği- a tek başına k.ılm.ık gini bildirdi. ni bildirerek verdi. nunda göreceklerdir. Havas: polis servisleri arıyor. bir muükabelede bulunuyor. riksizliğinden ileri gelmiştir. Günlerce ve hattâ aylarca dillik olur. —-. '_- v yr e k G" ü Fransa zau:ası ve Ekrem Göynüy KREM Köniğ aranıyor.., Bulunabilecek mi? Bunu Fransız zabıtasına sormalı... Maalesef bir Türk vatandaşı olduğu halde, merbut bulunduğu ve belki de nimetlerini gördüğü Tür- kiye Cumhuriyeti adıma sahtekârlık yapan bu stüidü bozuk ser- güzeştçi, bugün Türkiye hududları dışmda bulunuyor. Nerede? Bize göre Fransada, Fransızlara göre de başka bir yerde... B Haber'in, hâdisey1 verdiği ? tarihli nüshasmdaki malümat Ekrem König'in bir otomobil kazası : hastanesine yatmış bulunduğu ve hüviyetinin de bu hâdise dola. yısiyle anlaşıldığı merkezindeydi. İ Havas ajansı, bu haberi tekzib edecek yerde: “Haber gaze- tesi böyle bir havadis neşretti, fakat Türkiye zabıtasının Ekrem König'in yakalanması için, Fransız zabıtasına müracaat etmedi- Anadolu Ajansı, bu zoraki tekzibe lâzımgelen ce- vabı tarih zikrederek Türkiyenin hangi yollarla müracaat ettiği- Bugzünkü gazetelerde de bu vazılı ve mukni cevabın karşı. hğını görüyoruz. Bunu okuyucularım Haber'in muayyen sütu- “Hkrem König'i milli emniyet cinai Bundan evvelki tekzibimiz adli polise ta- allük ediyor ve o Ekrem Hamdi adında birini arıyordu ki, son va- ziyette bu iki şahsın ayni adam olduğu anlaşılmıştır.,, yolunda Bundan da ne söylemek istediğini anlamak müşkül değildir: “Biz bu iki adım ayni adama ait oldu. ğüunu biliyorduk ama ya suçluyu yakalamak istemediğimizden, yahut da beceriksizliğimizden kaçırdık; bulamıyoruz.,, Şimdilik, Fransız zabrtasını suçluyu yakalamak — istememek gibi bir suç altında bırakmak istemiyoruz. Fransız zabıtasının bozuk işlediğinde bütün dünya müttefik- kikada aklımıza gelenler şunlar: Prensi kim öldürmüştür? İtalyan kardeşlerin katilleri kimlerdi? Metropolitende öldürülen kadını kim öldürmüştür? durduğunu gördüğümüz bu hâdiselerin zabrtanın Ekrem Köniz'i ele geçireceğini sanmak büyük bir saf- ?lat' neticesinde Nimes şehri Bu daha çok bece- Staviski hâdisesinde komiser Fransız matbuatımm — üzerinde faillerini bulamıyan bir R. Aza bu beyanatı “ sözlerile Istanbul avukatlarının dünkü iİçtimarnda Genç bir avukatbağırdı: Biz birbirimizin sözünü dinlemeği ve şaşa,çok doğru,, alkışladı ——— — —— Bir reçete için biri lıaşka, diğeri başka ücret istiyen eczehaneler olabilir mi ? Eczacıların vaziyetlerini güçleştiren mustah- zaratçılığın içyüzü nedir ? Eczacı, doktor halk ne diyorlar ? ve Bu gün temas edeceğimiz mese. le, halkın doğrudan doğruya haya- tına taallük eder bir mahiyettedir. Her şeyden evvel söyliyelim ki, ya- zımızda kimseyi kasdetmiyoruz. Biz- ce şu müessese veya bu miüessese yoktur. Gazetemizin şiarı mutlak- tır. Biz halkın menafiinden gayri işlerle meşgul olmayız. Şimdi ecza- eilârdan birinin şöyle bir ifadesini ânlerseniz siz de bu derdin mühim bir tarafını anlamış olursunuz. Bu zat bilhassta müstahzarat üze, rine iş yapan biridir. Binaenaleyh dedikleri, kendi aleyhine de olduğu cihetle, daha çok doğru olmak mey- lini uyandırır. Diyor ki: “Bugün tababetin işi kolaylaşmış, İmız, bin bir adlı, bin bir derde de- va müstahzar yapmıştır. Bunlar bu gün o hale gelmiş bu- lunuyor ki, insan hastalığını teşhis edebilse devasını bulmak gayet ko. lay olacaktır. Çok şükür ki birçoklarının reçe- tesiz satılması memnudur. Yoksa eczanelerin bakkal dükkânlarından farkı kalmıyacaktı. Bu vaziyette doktorlar için mü - cerreb olanlarını vermek kolay, a- ma, satmak müşkül, Bakınız bir noktayı söyliyeyim: Meselâ bir fabrika herhangi bir müstahzarı yapıyor. Fiatı 300 ku - ruştur. Diğer bir fabrika ayni dozlarla Müşterinin bu vaziyette takma - eağı eda ne olabilir? Bittabi bize emniyetsizlik. Hakları da yok değil- almaktan kolay ve rahat oluyor. Doöktor da buna mütemayildir. Bizim arada aldığımız basit bir bayilik komisyonudur. Dünyada hiçbir devirde bu kadar bol ve bu kadar mütenevvi müstah- zarat görülmemiştir. Bir eczanenin bunlardan yalnız örnek olarak bu - lundurması bile mühim bir serma. ye, mühim bir yer, mühim bir iş, mühim bir hesab ve kitab mesele- sidir.,, Şimdi bu - cczacıyı dinledikten sonra bir genç doktorumuzu da din- liyelim, diyor ki: “Öyle müstahzarlar var ki, onları hazırlamak hem müşkül, hem uzun zamana muüuhtaçtır. Ve meselâ hem de taze olması gerektir. Öyle şey- sabetli neticeleriyle halk arasında tutmuştur. Artık ondan müessirini vermeğe kalkışmak da faydasız 0- lur. Halkm kanaati acaibdir. Bir dok. tora gider. Meselâ midesinde bo - zukluk hissetmiştir. Bu alelâde bir grib neticesi olabilir ve meselâ böy- ledir. Bir müshil al dersek bize iti- | madı kalmaz. Mutlaka reçete yaza- cağız. Yarıbuçük fransızca bilenlerimiz reçeteyi okuduktan sonra yaptır - maz, Tanıdığı vyeya adını duyduğu ilâçları görünce baştan savma bir reçete telâkki eder. Bu . vaziyette doktor hassas olmak mevkiindedir. İcabında reçetelerin okunmaz bir Simdi etcza fiatlarına gelelim. Eczanelerin herhangi bir Treçete maz, O halde fiatlardaki başkalığın sebebi nedir? Buna eczacılar da cevab veremi « yorlar, Yalnız bu işin halkı üzen ve zarara sokan bir tarafı varsa, büu « nun kontrolunu biz istemek mevkii- ne geçiyoruz. Söyle ki: Pek âlâ eczanelerin kârları tayin olunabilir, sıniflara — ayrılabilirler. Bu suretle tutmağa mecbur bulun«s dukları fiatlar defterleri kontrol e. dilebilir. Ne nispette kâr edildiği tetkik olunabilir. Böyle olunca halkta da emniyet artar, Ve bitta« bi böyle olunca eczanelerin yalnız gınıf farklarına göre kira ve Bairc« den dolayı fiat fazlalığı varid olabi- lir. Yoksa mallarım almışı bir oldu« Bize eczanelerden şikâyet eden« ler oldu. Fiatlarının kontrol edilip edilmediğini bilmiyoruz ama, kon « trol edilmediğini sanıyoruz. Ecza, lüks eşyadan değil, hayat amniyeti noktasından zaruri ihtiyaç mevaddındandır. Et gibi, su gibi, ekmek gibi kontrol edilmsi lâzım- dır. Kâr muayyen bir badde getiril. melidir. Ondan fazla alan teceziye o- lunmalr, teşhir edilmelidir. Bir gün bir eczaneden bir iki şeyden gayri alrşverişlerde beş ön kuruşün adı bile söylenmez. Halbuki bu para halk için bir ek- mek, yarım ekmek, bir kilo kömür değerindedir. i budur. Bu j YE eserleri neşrolu- ı h ' h ı ı ay iti * halde yazılmasınn sebebi Âklımıza bir fıkra geldi. Hasta SÜRÜ miv.. Herkese SURE BYTEASA FM ratcılığa doğru yürümektedir. — İyi olmam için nekadar para lâzım? — Eh, elli lira kadar. W; N, Mensu fakat, eczacıların vaziyetleri müş- ğuna göre, reçetelerin tutacağı üc, alt P olduğu ce- 5 y : r : y $ i, ayrıca ihzar olunamaz. y 4 tey ncîîria GDi vRk Cakılal tir. Onun kendilerine taallük eden bir hayli ehemmiyetli va- kilât Kesbetmiştiri Hem hatizi: bir ğrı Val'"ğltl;hî;îlar HRLE, Yi Y (tok da vaşalnda mmayati nti gel | dgm ni, kEderlerım söy- kaların falllerini bile ortaya çıkaramadıkları görülmüştür. Şu da. Avrupa ecza fabrikasmı alırsanız a- Mi e Yi : rektir. İstanbul barosu avukatları, dün| —Bu isteğe de cevab İB Di üzerinde muayyen fiatları yoktur. ç y v z:lîızıt:cğuıımm'ğmm öğleden sonra adliyede ığırcez.a sa- | liranın faîla. olma;ğı:îrîeîlâî ADE P l Epat aa ct DÜ — b Bîîır ı?)ağka d]i’ğerî büsbütün başka | —— ğ luş en;?.. ya naklolunursun k 'İîrıe:“ € böyle “:îıetîğl lonunda bir toplantı yapmışlardır. | den 12 lira alındığını x'ra o zaman Fori 100? Ş ister. ş : Öîleîîe ığîîadğı îileî';:ı;ı'ı : ğ Ü Ş Hrasında gerçeLİeı; Bu toplantının en esaslı mevzuu- | bunlarla masrafım karşılanamadığı- K L LEAKADAL AŞ T KAS, bip Nedendir, bunu kimse bilmez, ya- Eczafarı;ı da bugünk;î l:iatlar! kı îl'ıhr Öyl Z ç kaşın zim itibarımızı kesrediyor. : , SA : tlk. Yüz tdilecek l“)fî ez ;'; nu baro aidatmın tesbiti ve bütçe- | nı söyledi. Bir d Sümbde yünlerce Hüç mtt ni halk öğrenemez. doktorların verdiği reçeteleri halkm aır e l - * . VA * n * ü LAİ - « * ü 5p & deği, * ıq!ış D E İ a k'ahul edüme?i teşkıl_ ediyordu. Burıı_dan sonra da bir Özâ söz ala- cuttur. Bunlar, doktor tarafından | Tazedir, veya dikkatlidir gibi lâf- | slinde brrakmaktadır. Eğer. ilâçlar İ nın ımlzda, miübim. bir _İçtıma, baro İkllîci reisi Mekki rak göyle dedi: tavin e dı .|larm da yeri yoktur. bizzat pahalıysa ucuzlatmanın çare- KŞ Tübeşşi ridi Hikmetin başkanlığında yapılmıştır. A 3 yin edilen dozlarda bazan tevhi N ik yaB hal y Onü D.) Cel ü Gvvelâ dükuliya — Arkadaşımız.Suad bazı hâkim- den hazırlanır. Kezalar bozulması muhtemel o - | Sini bulmak gerektir. :ı*?î'_l’a ail ÇB kn Siirleri niçin neşro- aidaîsfîsîâaîrc;n ;ı;îake:e:ir:ğ b:; YErlA D ANİSRNK . Zİrorieel .karşı -| Fakat dünya müstahzarat fabri - | lanlar tazelenir. Bu kanun icabıdır. satılıyorsa müdahale etmek İcab e« tai Sİ Yazmıyor da 0: ğ laştıkları sıkıntıdan bahsetti, kaları bunlarım ilânlarını hazırla - | Dikkat şarttır. Eczacı mes'ul adam- der.l DA hdi ;;:e;' ekseriya genç 832'5' ÜDü Hebak ücreti “Hâkimlerin, mesleğimize girmek- mıştir. Binaenaleyh bir müstahzar | dır. Bizden —temenni, — büyüklerden a e ıira dühüli creli t SĞT t gü t . HD tşi, ıâî;îuî):lııîı' ıî;- bi ye le bize şeref w_erdı'klerı Şuplıesızd_ir. almak, belki yarım saat, bir saat ha | İnsan hayatı — muvacehesindedir. himmet, ğ fiktet için de öye )î:zak:îe et SANANE âmcak ğu ık;îııl kimseler bu Şetkıl- zırlama müddeti sitenen diğer ilâcı | Binaenaleyh bu iki sebeb varid ola. N âbE « Şikesle'den i -| de işe başladıkları zaman, gayet u- h ! K :1 nedir ki9 Tarihi - ad_soz alarak, avukatların e!ueri- cuz iş alarak dolayısiyle bizi muta- | ler ayağa kalksın! dedi. kaybettiniz? Barlında maden tetkikatı 4J .heakat Halâkun def- | Sinin eski hâkimlerden teşekkül et- | zarrır etmektedirler. 24 lira olan Sesimi kesmiyeceksiniz! İ Mşhur avukat şöyle cevab ver. r d K Gti Men hiç şiir yok- | tiğini ve bunların mesleklerini ter. | senelik aidat çok değildir.,, Neticede takrir ekseriyetle kabul ' miş: yapıidı y Ssetliği iç:[tıırluıe :ıır kal- |kettikten sonra arttirilmiş paraları| - Söz söylemek hakkı ! adildi/ Vaekât bu Gahâdaböz söyle-w — Hâkimlerin “kâfi!” deyip sö- Bartın, (Hususi) — Kazamız- z 5 A z i 1 t at ğ > 1 — , AFiştırip onuîıla 1(ı âa;ı;ı b.u.lun_madıgıfıı%an baroya 25"lıra. Ve-| Daha birkaç avukat bu mevzuda | nip söylenmemesi için bazı avukat- zümü kestikleri davaları? !,, daki madcnlcı_" uzermdâ tctl;ıî;;_tk ; Tevfik Fikret gi- | £ söçüe Bıkmtı;,a_d_uştlı.kle— söz söyledikten Sonra reis: lar arasında şiddetli bir münakasa | Aekadar doğru. Zira biz ar ta bulunmak gS A BN YA l Şair Rösterebiliriz: rini, bu dühuliyenin indirilmesinin | — gSimdi müzakerenin kifayeti | başladı ve söz için sıra almış olan- id kie'aıar dog:;iu.'b' lira_ 'ız mf“;mi; ve atama enstitüsü mineroloji K u“““ veyahut eski | İzem olduğunu söyledi ve bir tak- 'hakkında dört imzalı bir takrir Ve. | lardan genç bir avukat ayağa firli. | <. İŞEMAGA VİTE irlimizin — SÖZÜNÜ | müşavihi mühendis Herman Hu> —— — » Vvetli olmuyan şey- | tir verdi. rildi. Fakat müsaade ederseniz, ev- | varak, hiddetli bir sesle: dınle_megı ve söz söylemesini bile -».. Sanrimize gelmiş ve Karasu, * ık neş::f İni bilirdiği | Reis buna karşı duhuliye ücreti- | yelce söz söylemek için sırası gelen | —— Arkadaşlar gayriresmi olarak bilmüyorüz. Durnuk mıntakalarında tetkikat ün - ç eai e bi ,” © - VÜ Ghı vledir, E':Lıî:;reğî_ Bi _k'anun.en tesbit edıldığıv ve de.Vüc arkadaş söz alsınlar. söz söylüyorum, fakat mutlaka söy- | Genç avukatm bu sözleri bilâis- | Yanmıştır. —— . İ ğ. :ıerınm tüzellği kat gıştn'[lme.sme imkân olmadığı ceva-| Reisin bu 'tekhfı bir âzânımn İtira- liyeceğim, sesimi kesmiyeceksiniz, ' tisna salonda bulunan âzâlar tara - Mühendis bilhassa kil ve boya K %ı'ı Bun &'ledîklerini iekegr | P verdı: ; | zıma uğradı ve takrir verildikten | dedi ve şöyle devam etti: ıfimdan: madenlerimizle diğer madenler- 4 Yü Sİn sustu. Şimdi | —Senelik aidat meselesi sonra evvelâ reye konmasının lâ-| —. Biz her vakit hâkimlerin "kâ-ı —Draro! , | den nümuüneler alarak Ankaraya r a İkîfmi OEKERE REŞ alan bir âzâ da, zîmgenldiğini, lfabUİ_îdfİdiği takdirde | i!” diyerek sözlerimizi kesmelerin-| — Yaşa!... , | dönmüştür. v * bugün ökünüme senelik aidat olan 2_* liranın .bır âa-|söz söylenemiyeceğini, kabul edil- | Jen şikâyet ederiz. Fakat hâkimler' — Çok doöğrü!.. sözleriyle alkış f :;:a © halde o şai- vukat için çok olduşu_ndan, bıf kıs- mezse müzakerenin devam edebile. | yerden göke kadar haklıdırlar. Vak- landı. Ve bundan sonra bütçe, ol- « 'e Seklen bir devri | mimm veremediklerini, bu yüzden ceğini söyledi. tiyle meşhüur bir avukat ölürken ken duğu gibi kabul edilerek idare heye- Çekns?ovak a . üd ; 't_;î';' flık moda te- | bakayanın gittikçe kabardığını ile-| —— Esasen ben de sizin müsaade- | disine sormuşlar: ti ibra edildi. ? y k İ A ü ; AŞ ini H ç s Li T n ğ İ . . * u“î: Şlir. (.,_:.T:î î:?rî Ka ür-eıîek aidatm 12 liraya indiril. nizi istemiştim. Mademki öyledir. | — Üstad, hayatmızda aldığmız! İçtima da bu suretle nihayet bul- Komunî S:—ıe ri Ti 3-:; aç FisaireVü sı;ızxu mesini ıştedi. Reye koyuyorum. Kifayetini İstiyen |binlerce dava içinde hangilerini düu. .'l ; ıelk; o zi R M -h Üü İKi en ağır, en GARPRPOPRIPGPI ROPEPPARRS VUSyaya InTaç — f*umnaa ATAC k * « ni ahârTac | Ruüzmere farzi muhal.er Iıstesı Ra sgel Başlıklara — cavap etmek istiyor ; : ; | ; | ' M Prag, 15 (A. A.) — Çekoslavak — | | ÜNÜN hâdiseleri içinden çıkarıl AZETELERDE görülen - başlıklara y OREA T t ana j n f t siyasi mahafilinden bildirildiğine na- ha cak ";;ı mtulıı.ller listesi: lesiz ve gayrimağşüş havayici zaruri- metni okumadan cevab vermek lâ- sdrari Ürüşi hükümeti. Hoskoya BÜL _ “Adalara su esi. Ş n t . ğ : G qulöumbln Abat . Et fiatlarmda İstikrar ğ z_nngelse. kümetine müracaat ederek, Sov- F ! S Gtruk ünîte.d arkadaş- | ERİY UĞU TÜT Nezafzli fenniye mücadelesi. Ş Et Ihtiyacı: Hemen hâlik, ashabma sa"ı- ne şerait altında Rusyaya kabul e- 4 _| 4 %Gıı Güne neünln karde- | — Vesaitinakliye kazalarınım önüne geçil- Deniz nakliyatında emniyet. —. TI cemil ihsan ede, debileceğini sormüştur. D, %Tğ*“rıa Beyazıt ma- mesi. Ka Tramvayların yola gelmesi, N *—__Ucuz ekmek: Açm rüyası. Sovyet hükümeti, bu babda bir i ha ç| Tmdan İhsan “İspanya harbinin sonu. Cemiyeti Akvamın müspet müdahalesr Avrupa sulhü tehlikede: Yılan hitâyesl. karar vermek üzere movzubahs ko- Mötaretya Işla Pdir, Genç nî- Avrupa sulhünün tehlikesiz yılı., Mezarlık işlerinin ikmali, Bu haftaki maçlar: Sonu sıfırlı rakam. 8 te sa. | münistlerin mufassal bir listesini is- SDrik ederiz, . Grip ve tifoyla mücadele. , ' Bir kaza: İstanbulun alm yazısı. : temiştir. Ça A 4 "İ haleriarten urlır Y