Haber'in tarihi Romanı: 2 Ali, bir menseneye sıkışmış gibi kıorıldıve... Ve bir hamlede Alinin boynuna atıldı, İki sdam karıştılar, Sarıldılar ve inilti- leri# yere yıkıldılar. Boş meydan birdenbire kalabalıklaş - 134, halk bu ölüm boğuşunu, bu boğa gü. reşinden korkunç mücadeleyi uzaktan seyre dalmıştı, Ali, Halilin bacakları srasma atıldı, De. kanlı haykırdı ve yerde iki defa yuvar landı. Anemas korkunç bir feryat kopar. dı: — 0, bre deyus, öldürdü oğlam! Fakat Halil bu ölüm badiresinden bir Oyunla kendini kurtarmış, Alinin yüzüne | kuvvetli bir yumruk indirerek bir gözünü patlatmıştı. Kadm haykırdı: — Yaşa delikanlı, Varol! AN yumruğunu kan pıktısı sarmış gö-! glins bastırarak yerden firladt ve kaptığı | bir kayayı kadının büğrüne fırlattı. Biçsre kadm ince bir çığlık kopararak Orasığa yıkıldı. Halıl kudurmuştu. Haykır. dı: — Alçak herif! Kahbe! Ve parmakları çelik birer yay gibi ge. Filmiş ellerini uzatarak (Alinin üzerine fırladı. Ali bir mengeneye sıkışmış gibi kıvrık dı. Halllin bilekleri üzerinde havalandı. Halk bağırıştılar. Halil herifi bir yığın taş üzerine çarptı. Kafa parçalanarak beyin parçdları hal. kın üzerine sıçradı. Seyredenler irgilerek geriye çekildiler, İki ihtiyar haykırdı: — Delikanlı kaç; hassalılar geliyor! Halil cansız bir tunç heykel gibi duru Yor ve yerde bâlâ başı kopmuş bir yılan gibi hafif hafif çırpınan Aliye bakıyordu. Halğ arasından uzun boylu, zayıf fakst çolak bir adam Halilin yanma fırladı ve kulağına eğildi, parmaklarile bir yeri göstererek; — Şuracıkta, dedi, Kır atım bekliyor. Atla ve benli Kasatovada bekle. Haydi yakit geçirme!. Halil, tanımadığı bu ademm eterine l sanki büyülenmiş gibi itaat etti. Düşün. | medi, düşünemedi ve hızlı hızlı halkı ya. | Tarak uzaklaştı, Halk, bir aslan heybetiyle aralarından geçen bu delikanlı için söyleştiler: — Barekallah! Halik bağışlasm! Dört süvari halkı yararak meydana geldiler, Şişman ve sırmalı elbiseleri pi- ril pırıl yanan bir Sırplı atmdan atlıya- Tük hâlâ şaşkınlığı geçmiyen Ansmasn yanma koğtu: — Hey bunak! diye haykırdı. Bunu kim öldürdü? Anemas cevab veremedi, Dili tutulmuş- tu sanki ihtiyarm. Kolay mı? Ali gibi bir geririn bıçağı altından canmi kurtarmak akla gelir şey değildi, Sırplı elindeki kamçıyı ihtiyarın yüzün. de şaklattı. — Ulan, dilini mi yuttun deyus! Cevab versene! Fakat ikinçi kamçıyı yapıştıramadı. U- sun boylu adam bir hamlede herifin ya- mına fırladı ve elindeki ince urun hançe- i çekerek uzun hücum ettiler, balik bir çil yavrusu gibi dağıldı. ç dakika içinde meydan bassa 3s- keriyle doldu. Hassa kumandanı Arkelâs haşmetlâ Sirb kralı E in yaninda yerlere eğildi: - Haşmetlü efendimiz. Yeğitbey Bos- naya, Firuz bey Vidine girdiler, (1) Sırp orduları perişan bir halde içerlere kaçıyorlar. Halbuki sen... Etiyon hassi kumandanı Arkelâsa e- Mindeki kamçısnı yapıştırarak haykırdı: — Burası harb nazırlığı odası değil, halk meydanıdır. Omuzundaki sırmalı ü- niformalarınla bir zafer tebşirine mi ge. ' lyorsun ki halk içinde gevezelikten u- tanmadım, ahmak, Arkelâsm idamına karar verdim. Hey, küçük zabit! kumandanımı belin - deki kılıcmla ikiye biç! Genç rabit, elleri titriyerek kralm ya- nımaâ yaklaştı ve kılıemı çekerök mazi ve hayatı şerefli harb kamramanlıklariyle dolu kumandanmı idam etti. Hassa as- kerleri bu tüyler Ürperten faclayı seyre- demediler, gözlerini yöre eğdller, 'Btiyen tekrar haykırdı: — Halki dağıtın, bütün eğlence yerle- rinâ dağılın, sokaklarda, dairelerde, €r- lerde, dükkânlarda, her yerde elinize gö- çen kadınlarla coşkun ve taşkın eğlence- İer yapin. İçin. Halk ve soranlar sansin. lar ki, Btiyen orduları barbar Osmanlı ordularını perişan etti, Halkın maneviya- tmi kuvvetlendirmersek, enltanat da, hassalık da, Üniforma da elden gidecek - tir. Karşımızdaki stavetli düşman, Lela- pustar (2) haydi! Anemas, Anemas! İhtiyar Anemas kendini kaybetmiş bir haldeydi. Sürünerek kralın yanına yak - Taştı: — Haşmetlim! — Bu kadını sarüyna götür ve beni ora- da bekle, — İrade senin kralım. — Kaltağm bir yere kaçmamasma dik. Yazan: Ikimim kat et. Gözlerin! kızgın sirkeyle kavuru- rum. (3) — İrade senin kralım. Btiyen yanma aldığı dört süvari fle Karatovaya doğru meydanı terketti. İki küçük çocuk ve birkaç kadın hasta kumandanın cesedi Üzerine kendilerini atarak haykıra haykıra ağladılar, Her gin böyle yüzleres hâdiseyle yürekleri nasırlaşmış halk bile buna dayanamadı « lar. Kadm saçlarını yolarak haykirıyor- Tum hışmina uğra! âtlarımı yetim koydun! — Timurtaş, Brtuj nottde? — Çok yorgun hünkârım. — Nerode? — Uyuyor şevketlöm. — Odasını muhafaza altma aldır. Ira- dem olmadan tagra çıkarmasınlar! Timurtaş yerinde rrhlanıp kalmıştı. A- caba Yıldırım bir ikinci facla mı hazırlı. yordu? Yildirım Bayezld haykırdı: — Pifitneti eşeddü minelkatl (4). Ya. kub Ssveci âsilerinden esirimdir. Ertuğ- rul amcasının idammı duymamalıdır. (Devamı var) (1) Yıldırım Bayezid büytik Kosova muzafferiyetini Asya hükümdarlarına tebliğ ettikten sonra padişah o Muradın | Sırbistanla başladığı harbe devam etti, 1389 da büyük Osmanlı (o kumandanları Sırp topraklarmı çiğniyerek dehşetle'i- lerlediler.,, (Duka - Sırbistan tarihi.) (3) Bizanslılar, Yıldırım Bayezide (bo- Ta, fırtma) manasma gelen Lolapus adını vermişlerdi. Bu ad Osmanlı düşmanları &- çinde dorhal yayılmıştır. Bu hususta Mammoer diyor ki: “Ezminei kadimede Klearkm oğluna verilen (Geravnts) adı. nı vermek daha doğru olurdu.,, (3) 12 inel asrın İkinci yarısmda, 13 Üncü asrm sonuna kadar en büyük ceza- lardan biri gözleri kırgın sirkeyle yak - maktı, Netekim sultan Mursd meşhur Sa- vocl Isyanmda elebaşılık eden Bizans Pa- Teoloğlarma böyle cezalar vermiş ve bil. | hassa o zaman İcrayı saltanat eden hi kümdarın oğlu Andernikos (e hafldi Jaa hakkında gözlerini kızgın sirkeyle yak » mak cozasının tatbilanı emrelmişti, Bu cezayı tatbik etmediler ve sonra bu fl ceza padişah Muradm başına bir çorab ördüler. (4) Sadeddin tarihi. “Fitne katilden 40- diddir.,, Eski müverrihler Yıldırımı, kar- deşi Yakubu idam ettirmekte haklı bulu. yorlar. “Rakipsiz icrayı saltanat etmek gerektir. Rakipsiz olan Cenabihakkaimti salen yeryüzünde wllüâllah olan Emiril - müminin İçin isyan ve fesada mümanaat Be- ©tmek cnizdir,. derler. 21 1 NE ZN VE DE Zİ 7x © babamın bütün parası ve işleri benim olacaktır. O zaman Sizi Mmücssesede bırakxınağı şerelimle temin ederim... Ustelik size his” ge de vereceğim... kKızmayınız. Buraya pazarlık için gelmedim, Beni mazur görünüz, fakat büna yalnız bir kimse mâni oluyor: Babam. Bu fikrimi ona da açtım. Zannediyorum ki beni öldüre- cekti. Evvelce, hatırlarsınız ki, Aliye Harımı bir defa fotoğraf haneye götlirdüm diye süpürğe sopasile başımı petlatıyordu. Onda garip bir kıskançlık hissediyorum... azizim: Babam Aliyeyi seviyor, yani arzu ediyor. Aliyenin alay gitiğine şüphe yoktur, tabit... Babam elli yedi yaşında! Don Juw- mi görüyor musunuz ? Ne ise, İş sarpa sardı. Ona meseleyi açtı- İÜ ğam zaman bana dedi ki: — Aliye seninle alay ediyor, budala! Hem evveli, benim re yime mühtaçsın! Baba İle oğul arasında ne hoş bir muhavere, değil mi? Ha Bonra, şayet israr eğecek olursam beni kapıdışarı edeceğini ilâve etti. Bunun üzerine, İtalyadeki anneme yazdım. Vaziyeti izah ettim. Üzüntülerime iştirak ettiğini, lâkin bana meddeten yar - dım etmek imkânı olmadığını, yalnız bir oda tutabileceğini bil * dirdi. Bunun kâfi gelmiyeceğini biliyorum, fakat vücudum sağ- lam, kollarım, hasaarım, zem var ve havatımı kazanscsk ik . tidardayım. Şimdi sizden istirham ediyorum: Sizi Aliyeye bağ İayen kilçük hissi unutunuz ve ona benimle beraber gelmesini ri ilk zamanlar, kuru ekmek yiyeceğiz, lâkin tavsiye ediniz... B ne ehemmiyet! var! İstikbal milemmen: Rabam Mvemit değil ki, Sunu da five edeyim M, szi7fm, Alive ia aramızda bir awp #eetmalisi hita düsünmek fetemiyorum. Öyle bir sey olursa, size bütün mukad- . İşte tehlike burada, Cahit söylerken yüzüne bakıyor ve düşünüyordum: “İşte bir bedbabt ki intiharı düşünüyor, çılgınca seviyor ve sevilmek İs- tiyor; halbuki ne ellerini yıkamağn, ne dişlerini #ırçalamağa, ne de saçlarını taramağa iktidarı var. Bu şersemliğine rağmen se vilmek istiyor, İnsanlar çok garip!, rürüm. Onu teskine çalışıyordum. Aliyenin son sö için onu serbest bırakmasını; onun zaten akıllı mi tercih ederse onunla evlenmekte muhtar olduğunu söyledim. Endişe ile: — Ya sizinle evlenirse ? diye haykırdı. Bu çok fena. Zira, netice itibarile, siz bir amelesiniz ve bugün değilse yarın çıka- rilmak, hem de on parasız kalmak mevklindesiniz. Sükünetle cevap verdim: — İyi ame, benim elimde bir sanat var! — Beni iktidarsız mi sanıyorsunuz ? Göreceksiniz! Bu püsküllü belâdan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Al- ye ile kat'i surette görüsmek niyetinde idim; fakat Aliye, her halde babasından meseleyi öğrenmiş olmalıydı ki çıkageldi ve Sahilde çıkıztı! — Ne oluyorsunuz, allahaşkınıza! Aliyi böyle buğnlera 1*- sü söylemesi ğunu ve ki- MATMAZEL LİN Yazan. R Robe Düma — 103 — Çeviren WLAN YAD K Koridorda kalın halı sayesındi ayak sesleri duyulmuyordi. Yavaşça kavıyı açtı Kapıya gitti, çıkmadan evvel: — Merak etme, dedi. Bu yanmıza kal. mıyacak. Hilda ayağa fırladı, kapıya koşup ki- litledi ve bağırdı: — Alçak! Yalnız kelınen hiddeti boşandı. Biraz evvel korkmuş, adamım cinayet yapabile- cek bir halde olduğunu anlıyarak bayıl. mış gibi görünmüştü. Şimdi intikam al - mak bırsiyle titriyordu. Dayak atmıştı ha! Bunu onun yanma brakmıyacaktı, Fakat nasıl? Mantosunu çıkarıp bir koltuğun üstü. ne attı. Soyundu, Kombineyonla kalmea oturup düşlinmeğe başladı. Kurtun son sözü onu endişelendiriyor du. “Yanmıza kalmıyacak!,, #özile ne de- mek istemişti. Ne yapacaktı acaba? Ki me karşı? Stefana mı? Kapıya doğru baktı, Kinle suratı bu . ruştu. “Eğer ona bir fenalık yaparsa... kendiâlni şimdi her şöyo kadir hissedi « yordu, âgıkını himaye edecekti. Çünkü Stefanı aşkla seviyordu. “Eğer burada olsaydı?,, diye düştindü. Gözleri yaşardı “beni bu bayduda karşı nasıl müdafaa ederdi?,, Kendisini zayıf hisseden bir kadm sevkitabtislle ona ka. vüşmak Ihtiyacmı duydu, Kurtia beraber artık nefret ettiği eski öziklle bir çatı altında yaşamaktan korktu ve tikeindi. Soknğa bırakılmış bir göcuk gibi ağlamağa başladı. "Ora yazacağım, diye karar verdi. Fa. kat sonra tereddilde düştü, “Neyi yaza cağım?,, sefilâne geçek zavallı hayatımı mı?,, bunun tehlikeli olacağını arlıyordu. Ya ondan vazgeçerse? Hayır! Ondan ay- r: kalmağa tahammül edemediğini, Kont. I onun yüzünden kavga ettiğini ve da. yak yediğini yazacaktı. Pencerenin yanmdaki yazı masasmın bayma geçti, Gözlerini kuruladı. Sumenin içinden bir kâğıt aldı. Fakat kalemi ala, cağı #irada oli öylece hareketsiz kaldı Kaşları çatıldı. “Ben yokken birial mek, tup ya », Sünğer kâğıdnm Üzerinde mürekkep lekeleri vardı, Bir gün evvel öğle yemeğinden sonra evden çıktığı va- kit sünger kâğrdmm temiz olduğunu ga yet iyi hatıvlıyordu. Merak etmişti. Ters yazıları okumağa çalıştı. Sonra birden “Ben de ne budala, yım?,, dive söylendi. Ayağa kalkarak gantasmlan aynası: alılı, tekrar masa va. şma geçti, Sünger kâğıdındaki yazıları Aynada kısmen okudu: «Gironel sokağı einayeti hakkmda... Azar sokağı 28 nnmarağa Söbert 1. simli birinin evinde wturan Glefyinzer... Zabıtanın bir dostu — Ah baydud! onu ele verdi, Kalbine hücum eden nn a ei rengini aldı, dudaklarla # an kafasından bütün di eri Sonra birden harekete goes" / alarak giydi. Kapıya koştu” , Koridorda kalm hair şayan sesleri duyuimuyordu. * Açtı. Merdivenlerden koşarak kağa fırladı. ei Sokakta koşuyordu. Bir yınca çılgın gibi atıldı: gs — Çabuk şark garma! çabuk bukf Otomebol birden hareket ed nm içine düştü, Mani 4 eliyle çıplak göğsünü (4 alamıyacak gibiydi. Baj Fakat biraz sonra sabah bö i dı. “. Otomobil tenha sokaklari# “ W lerliyerek şark garma vâsl Lr taksinin parasını vererek gü ii” tömobl gidinceye kadar pi #onra bir gazete aldı. “Stofanm cinayeti" gezet df Vİ muştı, fakat ancak üçüncü # baberler,, sütununda, iki iJâ9 sında kaybolmuş gibi bir satırdan ibaret havadlain bir tebliğ gibi soğuk bir if olminsi da dikkatini çekti, “M bas ediyorlar. Emir üzerine zıldığı belli. diye söylendk Havadisi okudu: ig GRÖNEL Sokağı CN Erkânıharbiyeden yüzbasi | gö öğleden sonra ssat üçte, 106 numaradaki evinde ölü b Onunla ayn! katta oturan Hİ dniresinden çıktığı vakit heniz mış olan ölü ile karşılaşmıs, haber vermiştir. Katil üç el ateş edmistir. bitin şahsi hiçbir düşman! Meçhul katil hiçbir iz bi tadan kaybolmuştar. Tahkikat devam © cesedi otopsi için tabbı adliye tar, İ Ililda, garm saatine beki © EesİYOğ.,, Gazeteyi katlayıp anla koydu. Gardan çikti. karşıya göçerek otele girdi püren garsona: "7 — 39 numaraya gidiyor” Diyerek yukarı gıktı. li Aşıkının uyuduğu odanın — du. — Benim Stefan. Çebuk #8 İçerde bir somye da kapı açıldı. ar (Dersi * m0: kırdılaria sıkmanıza asla müsaade etmedim. Cahit ulur gibi cevap verdi: — Tamam, tamam! İhtiyar istediğine mu Lâkin sana evveklen haber vereyim: Babam anasi Seni metres yapacak ve daha gencini bulduğu atacak. — Maşallah! Bu ne teklifsizlik? Cahit Bey» haydi gidip yatınız. İsterseniz gidelim, pederinis8 belki #lri affoder, Her h varır bir hal aldı. — Ya “şafak vakti, diye inledi, şafak vaktini © "Şafak vakti,, nin ne demek olduğunu katiy” 6 firar mânasına geliyordu. Aliye bir kahkaha attı. Cahit büzbütün gevstö” Ailye üzerine yürüyerek onu kapıya kağ h il rigötürdü. Azmış bir hayvan nasıl küçük baz biye odilirse, o da Cahidi sakin, kısa cümlelerle iğ hit mırıldanarak kayboldu. Aliye bana döndü: — Fazla izahat istememek için zannederim dın vardır. Babasi onu İstanbuldan çıkaracakti; y kadar çok uğraştım. “Şafak vakti,, tabirile ne ben de hilmiyorüm. Hem suna emin ol ki, şayet on dar slâkadar olsaydım, evvelâ temizlenmesini, daki çürük ip yerine bir kıravat takmasını — İntihar edecek. — Arkasından koşayım mı istiyorsun ?.. Vars? dürsün! yanl