29 HAZİRAN — 1935 MİRİ KOVBOYLAR DİYARINDA DEN, SİZİN EVİN KAPISINI 1 Göz DIĞM ZAMAN NERDE İDİNİZ; BUNUMU MERÂK ET; Yazan ve Çizen ya 1g DİSNEY ARTIK KONUŞMAK VE: DEMEK BENİ HAPSETMEK Tea “eno KuÇUKEM N TEDİNE SONRADA EVİMİ ..SİZE NE YAKTINIZ YAPACAĞIN | Bi I Taniz 1 OYNATAYIN 39 HAZİRAN — 1938 ÇARŞAMBA Hicri; 1357 — Cemaziyelevvel: 1 sömenin dağa Mümin hat ii 1 1945 i .... öle iie Akyar 7 Gi Ba 2.29 1217 16,18 1945 Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için: 24222, Beyoğlu için: 44644, Kadıköy icin: 60020, Üsküdar 00625. için: Yeşilköy, Bakırköy, Bebek, Tarabya, Büyükdere,Fenerbülçe, Kandımi, Eren- köy, Kartal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, için: Telefon muhabere memu- Tuna yangın demek kâfidir, Rami itfaiyesi: 22711 Deniz , . 35. .20 Beyazıt kulesi; 21996. Galata yangın kulesi: 40060. Sıhhi Imdad: 44998. Müddelnmumilik; 22200. Emniyet müdürlüğü: 24382. Elektrik Şirketi; Beyoğlu: 44801 - İstanbul: 24378. Sular: İderesi: Beyoğlu: 44783. Beşiktaş: 40033. Cibali: 20472. Nurosma. Biye: 21708. Üsküdar - Kadıköy: 60773. Havagazl: İstanbul: 24378. Kadıköy: 80790. Beyoğlu: 44642. Taksi Otomobili İstemek Için Beyoğlu ciheti: 49084. Bebek ciheti: 36 - 101. Kadıköy ciheti: 60447, Denizyolları Istanbul acenteliği: 22740. Karaköy: 47 Pazartesi Tophaneden 16,90 Mudanya, 20 Bandırma Salı Tophaneden 9,30 İzmil, 16,30 Mudanya, 19 Karabiga, 20 Bandırma, Ga- tatadan 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mersin, Çarşamba Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Sirkeciden 15 Ayva. tik, 18 Bartın. Perşemhe Tanhaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Galatadan 34 BÜRİDAN — ————— ii — ———————— Cuma Tophaneden 18,30 Mudanya, 19 Karabiga, Sirkeciden 10, Mersin. Cumartesi Tophaneden 14, Mudanya, 20, Banivrms, Sirkeciden 15, Ayvalık, 18, Bartm Pazar Topbuneden 9, İmroz, 90,30 İzmit, Galstadan 8,30 Mudanya, 10,30 Iz- mir Sür, 12, Karadeniz, 22,20 Mudanyn, Müzeler Ayasofya, Roma - Bizens, Yunan eserleri ve Çinili Köşk, Askeri Müze ve sarnıçlar, Ticâret ve Sanayi Müzesi, Sıhhi Müze: (Bu müzeler hergün saat 10 dan 18 ya kadar açıklır.) Türk ve İslâm eserleri müzesi: Pazartesiden başka hergün saat 10 dan 16 ya kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 ye kadar açıktır. Topkapı Müzesi : Hergün saat 13 den 18 ya kadar açıktır. Memleket Dışı Deniz Seferleri Romanya vapurları: Cumartesi günleri 13 de Köstenceye; Salı günleri 18 de Pire, Beyrut, İskenderiye. Ytalyan vapurları: Cuma günleri sant 10 da Pire, Brendiz!, Venedik, Triyeste. Avrupa Hattı Sirkeci Istasyon Müdürlüğü Telefon 23079 Semplon ekspresi hergün Sirkeciden sas! 22 de kalkar ve Avrupadan geleni saat 7,25 te Sirkeciye muvasalet eder, Konvansiyonel 20,30 da kalkar, 10,22 de gel Edirne postası: Tlergün saat 8,50 de Bit bila 19,33 de gelir. Anadolu hattı Hergün bareket eden şimendiferler; Sani 8 de Konya, 9 da Ankara, 19,15 de Diyarbakır ve Samsun, 1540 de Eskişehir, 19,10 da Ankara ekspresi, 20 de Adapazarı. Bü trenlerden sna! 9 da hareket eden Ankara muhleliti Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir. GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? * Seyit Rıza yakalandı, debalet eden Dersimliler imar işinde çalıştırılı, yorlar. * Hüseyin Cahidden (sonra vali de davasından vazgeçti. BÜRİDAN Istanbul Radyosu 18,30 plâkla dans musikisi, 18,50 konfe rant, Eminönü halkevi o namma, Doklof Sani Yaver (çocukinrdr Boğaz bestalıklari ve tekayyüdut), 19,20 Nezihe Uyar ve ar“ kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 19,55 Borsa haberleri, 20 saat 9“ yarı, Grrnviç rasalhanesinden naklen, Şe. hir bandosu: Bay Cemil idaresinde, 1 — Rozmant: Uvertür, Şubert, 2 — Lö Peyyi: Dö surir, fantezi, LebaT 3 — Lakme: Fantezi, Leodülips, 4 — Estüdiyanlina: Vals, Valtofel. 5 — Alte Kamarat: Marş, Karl TTaygs. 20,45 hava raporu, 20,48 Ömer Rıza Doğ rul tarafından arapca söyler, 21 saat ays- rı: Tahsin Karakuş ve arkadaşları tarafın» dn Türk musikisi ve hik şarkıları, 21,45 orkestra, 22,15 ajans haberleri, 22,30 plâk la sololar, opera ve operet parçaları, 22,50 son haberler ve ertesi günün programı, 38 saat ayarı, son, BÜKREŞ: 19,15 salon orkestrası, 20, plâk, 21 plâk, 22 müzikli program, 22,30 kafe konser, BUDAPEŞTE: 17 enzbant, 18,30 cazbant, 70 o gkesir 22,50 radyo orkestra, tarafından ( valsler, 24,10 sigan orkestrası, BERLİN: 19, bando, 21: radyo orkestrası, 22 kon ser, 22,30 plâk, 29,90 müzik, 1, plâkla s8. renal ROMA: 20,40 orkestra, 21,30 hafif müzik, 22 Kon” 35 Filip: — Sefil kadın! diye ağlamıya başla- kdr. Margaritin dudakları hiddetle geril. di. Yaralanmış bir idişi kaplan gibi ge- iledi Filip bir kelime söylemeden kapıya Merledi. Açtı ve çıkıp gitti, Bu sırada Margarit odanın bir köşe- sinde asılı duran gonka koştu.. Firzlı hızlı vurdu. Onun şiddetli sesi Nel ku- lesini titretti!.. Kulede derin akisler uyandıran bu gürültü odanın üstündeki üçüncü katta patırdılar uyandırdı. Bu bazıları, nın koşuşmalarından, kılıç şıkırtıların- dan vücuda gelen bir gürültüydü. Filip, ne yaptığını bilmeden, kar- deşinin nerede bulunduğunu öğrenmi- ye lüzum görmeden merdivenlerden in. miye başlamıştı. Fakat kurtulamadı. Arkasından ya. kalarıdı. Üst kata götürüldü. Silâhları alırkdı, Kolları bacakları bağlandı. Nefsini müdalaa etmeyi aklma bile getirmiyordu. Kıskıvrak bağlandığı bal. de anlaşılmaz bir sevinç içindeydi: — Beni öldürünüz! . - diye bağırdı. Bir ses; — Müsterih olunuz. Umduğunuz. dan sür'atli ve umduğunuzdan tatlı o- lacak, Fakat Nel Kulesi misafirlerinin hiç birinin şimdiye kadar böyle bir is- teğiyle karşılaşmamıştım. Bu adam, Filibin üzerine eğilince, Filip Strajildonun menfur çehresiyle, gökük yanakleriyle karşılaştı ve £ — Nel kulesi misafirleri ha? - mırıldandı. — Hesapta yanılmıyorsam «siz on yedinci, biraderiniz on sekizinci olacak, Gördüğüm işler doğrusu bana şeref ve. şiyor. Çünkü. Boşuna anlatıyorum Çünkü bu asil senyör söylediklerimi işitmiyor bile. Onu şöyle bir kenara çekiniz de biz işimizi hazırlıyalım. Diye Filip daha fazlasıma tahammül ede - memiş, müthiş bir inilti boğazımı yırt- muş, bayılmıştı, Miçe) dirik e, Gİt ema Filip yakalandığı sırada elleri han - gerli on kişi eğlence odasına hücum et. mişti. Gotye, bu sırada içki masası ba- şında ve iki prensesin ortasında bulu - nuyordu, Oturduğu koltuğun arkalığı- na dayanmış, yüzü kızarmış, gözleri parlamış bir balde kaba kaba Jâtifeler ediyor, iki kadm da kahkahalarla güle, rek neş'esini arttırmıya çalışıyorlardı. Gonkun korkunç uğultusunu işidir işitmez, kadınlar korkarak yerlerinden fırladılar. Çünkü gonkun çalımmasna daba hayli bir zaman vartir, Bu ses, Nel kulesi misafirlerinin Strajildoya (tes- lim edilecekleri state işaretti. Öyle #mma, daha eğlenceye yeni başlamış . lar, hattâ başlamamışlardı bile.. Gotye içeriye giren silâhlr adamları görünce: — Bu ne?. - diye mırıldandı -, Son- ra dudaklarmda bir tebessüm dolaşa- rak: — Anlağıldı, - diye ilâve etti. . Bu lâtif sürahileri boşaltmak için yardım- cı geliyorlar. Geliniz (o kahramanlar! Gotyenin misafiri olarak oturunuz sof- raya... İçiniz... Daha fazla söyleyemedi. Çünkü si- lâklı adamlardan biri hemen başının üstüne bir atkı atarak ağzını tıkaldı. Ya. rı mest bir halde bulunan Gotye elini hançerine götürdüyse de bir şey bula- madı. Mançerihi de almışlardı. Ayni za- manda 3yağa kalkmıya çalıştı. Kollari- le bacaklarından yakalandığı için ye. re yuvarlanmaktan başka bir şey yapa. madı. Etrafına bakınir. Taliyle, Pasitenin odada bulunmadıklarını görünce de içini müthiş bir korku sardı.. Ayılmış - &. Fakat kaç para eder! İş işten geç * Kaldırılarak götürüldüğü sırada Nel kulesine giren insanların bir daha, ne- ye görünmediklerine aklı yattı. ölüm fikri, zihaine dehşetle yerleşti. O ölmek istemiyordu. Son bir gayretle gerindi.. Bu sırada ağzını kapayan bağ kaytdı, ve; Yetiş Filip! Yetiş kardeşim! Ye- tişin imdadıma Taliy, yetişin Pasite... Gotyenin bu feryadı merdiven başın. da kesildi. Prenses Blânş: — Obl. Ne müthiş! . - diye mırıl- dandı. Jan mosmor kesilmişti; — Şu neş'eli zdamın hayatını kurta- ralım.. Alınından terler akarak Getyenin ba. Fızışmı dinleyen Margaritin şu cümle. sinden sonra onların kurtarılmıya de- ğer şeyler olmadığını anlamışlardı: — Bunlar bizi tanıdılar. Kim oldu - ğumuzu biliyorlar! . — Gebersinler öyleyse. Gotye üçüncü kata çıkarılınca, döşe- mesiz, çıplak ve soğuk bir odada bu - lunduğunu gördü. Kendisini boylu bo. yunca odanın taş zemini Üzerine yatır. dılar, Bu sırada kendisini gene on kişi sımsık: tutuyordu , Artık korkusu yoktu, Yalnız hüzünlü bakışlarını öteye beriye dolaştırıyordu. Birdenbire, bir kaç adrm ötede kendisi gibi taşlar Üzerine uzatılan kardeşini gördü.. Onunla meşgul olan kimse yok- tu ve hareket te etmiyordu. Öldürül - müş olacaktı; «— Zavalk kardeşim, - diye bağıra. rak ağlamıya başladı. - Öldürdünüz “değil mi onu.. Beni de öldürmek * için ne bekliyorsunuz? Benim cesur Fili- bim!.. Buraya gelmeyi isteyen asıl sen- dini. — Satırk ol. Kendisine “sabırk ol,, . diyen ada- mı görünce tüyleri diken diken Olan ————————— —— — Strajildo! - dedi. - Sen buradasın bal, Gözleri yerinden fırlamış bir halde, Strajifldonun ne yaptığına büyük bir merakla bakıyordu. Dehşetten dehşete düştü, Strajildo sağlam bir iple bir çu- valın ucuna büyük bir demir parçası bağlıyordu. Çuval göründüğüne bakı « lırsa iki katlı ve çok sağlamdı. İş anlaşılıyordu, Hançerle öldürülmi. yecekti. Kan izi bırakılmıyacak, kendi- lerinin itham edilmelerine sebep olacak bir emare bırakmıyacaklardı. O, ne kadar yıkanırsa yıkansın, gene bir iz bırakır, taçlı başların, günün birinde kesilmesine sebep olurdu. Kendisini bu çuvalın içine koyduktan sonra nehre a- tacaklardı. Demir, bir an içinde kendi- sini Sen nehrinin tâ dibine götürmüş bulunacaktı, — İstemem! İstemem, - diye bağır- dı.. Beni hançerle öldürünüz. Sizde merhamet nama bir şey yok mu? Ya © kâdmlar, önlar da cehennem zebani- leri miydi?. Strajildo gülerek: — Varan bir. » dedi. Varan bir de ne olabilirdi. Şüphesiz bir çuval olacaktı. İki mahküma, iki çu- val lâzım değil miydi?. Adamlardan ikisi, bayılmış yatan Filibi yakalayarak, iki kardeşi Sen neh- rinin dibine götürecek çuvala koydu. lar. Gotyenin saçları dimdik oldu: Kar- deşiyle birlikte ölecekti. Az sonra, kendisini de kaldırarak çuvala korlarken, hiç bir mukâvemet göstermedi. Bu sırada kapı açıldı. Bir kadın sesi; — Tamam mı? - diye mırıldandı. Strajildo: — Şimdi... » cevabını verdi. Götye, son bir kuvvetle başını kaldır dı. Kapı önünde müskesiz, mantosun& bürünmüş, cehennem zebanisi gibi a.