28 HAZ ZİRAN — 1938 Haber'den Tarihe Mübaşirin. Unutulmaz günler! Üstünde yazı bulunan küçücük bir kâ- ğıt parçası, yerinde xıymetii o bir tarih vesikasıdır. Fakat nekadar oyazıkur ki bugün elimizde milli | kütüpbaremizin, bu kelime ile herhangi bir bina kasdet- miyorum, bir bibloğrafyası yoktur. Yaz. ma ve basma, muazzam esetlerden bir iki vataklık risaleciğe kâdar, Türk kalemi- nin mahsulleri, isimleri kaydedilerek bir arada toplanmış, tasnif edilmiş değildir. Bir büyük hayatı, mühim bir vakayı bazan hattâ bir devri aydınlatan öyle &- serler vardır ki, faydalı olacakları kimse. lerin meçhülü, herhangi bir kütüphane nin ralında uyumaktadırlar. Bir bayatır tarihini, bir vakayı, bir devri o mütalez eden Türk tarihçisi, belki en mühim kay naklarından bir kaçını görmeden, haliğ bilmeden ölmeğe (o mahkümdur. Çünkü kaynak ve vesikaları arayıp yılan adam ile bulunmuş ve gözönüne (yığılmış ve- sikalar, kaynaklar üzerinde terkip yapar adam, ayrı âyrı yaradılmışlardır. Yazma ve basma, muazzam eserlerden bir iki varaklık risaleciğe (okadar, Türk kaleminin mahsulleri bir aracis toplana. rak tasnif edilinceye kadar, bir Bibliyoz ralyamız vücut buluncaya kadar tefek- kür alanımız müverih götemiyecektir. İşte 48 sayfalık küçücük bir kitapda Meşrutiyet tarihini yazan (tarihçinin o yıllardaki heyecanları o göstermesi İçin, bir vesika: Manastırın unutulmaz gün. leri muhariri, Manastır vilâyeti meclisi idare başkâtibi Abdülmecit o Fehmidir, Kitabının sonura, eli şakağında bit de resmini koymuş... Dâlgin bakışlı çok gü- zel bir adam... Kendisi: Bundan beş sene evvel çrkasdlığım bir fotoğraf: “Eer lâhza calan, derdine, ölâmna cit... “Birkaç sene epvelki bütün ah ve eninim “Atiyi tasavvurla divzağım mülecekil.... “Bürhan celi, işte bu tasviri hazinim!,, Diyor. Neşredilmek üzere daha beş eseri o varmış: Ezharı o nevbaharım ve Eş'arı perişanım adında iki manzum © ser, Asarıtarımarım, Pejmürde mektupla tim ve Perakende (sözlerim adında üç mensur eser. Mharriri kâfi derecede anlatabildim sanmmım. Binaealeyhi “Manastırın unutul maz günleri, nde okuyucularım belki bir şey bulamıyacağımdan korkmuşlardır.. Hayır, yukarıda söyledim, üstünde yazı bulunan küçücük bir kâğıt oparçasıda Yerinde kıymetli bir tarih o vesikasıdır. Değil böyle 48 sayfalık kitap! Mesrüti- yetin ilânı sırasında Manastırın unutul- maz günleri şunlarmış: 10 temmuz 1324 perşembe — On tem. muzu nutumamışızdır ama o perşembeyi çoğumuz unutmuştur sanırım, Ohri milli taburu, Manastır üstündeki Hanlarönü denilen mesirede büyük toplantı, kucak- laşmalar, öpüşmeler, sevinç gözyaşları... Yekdiğerini tebrik etmeler. Hamiyetin.. den coşan hatipler.. o Müessir nutuklar. hutbeler. Hanlarönündeki toplantı saat üçe kadar sürüyor. Oradan o bir alay ile şehre giriliyor. Mektebi Harbiye bahçe #inde şerbetler içiliyor. Cıgaralar dağı. fılışor. Muharrir bugünü tam yedi say- fa içinde anlatmıştır. 10 temmuz günümün gecesi — Halk 0 gece sabaha kadar soküktadır. Çarşı pa- zar kapanmamıştır.. Yaşasın millet, ya- Şâsm vatan... sesleri dinmemiştir, Evler, dükkânlar, hanlar, kahveler, oteller bay- | lerle donanmıştır. Nüzhetiye bahçesine İttihat bahçesi adı verilmiş. konser ve- rilmiş. Nutuklar söylenmiş. 11 temmuz 1324, anna — Kanunu e. sasinin mer'i olduğu gün. 12 temmuz 1324 cumartesi — Niyazi bey ve vatan fedaileri (o arkadaşlarının Manastıra gelmesi... Müuharrir “Manastırın bu hafta zarfın da hele pek debdebeli istikballerle, teş- yilerle geçen tarihi günleri, birer ikişer ün ara ile biribirlerini veli ve takip ey- ledi., diyor. 26 temmuz 1824 citmartesi — Gürüce. Yiler Manastırda. 28 temmuz 1324 pasertesi — Kolanya- Marla Serfiçeliler Manastırda, 12 oğustos 1324 salı — 24 kişilik bir Sırp hüriyetperver grupunun Manastı- rt ziyareti, 13 ağustos 1324 çarşamba — Debreli. Haber'den Jarihe | (MESELE ||| Memlekette in, geat işlerile uğ - repanlar, bu son bir buçuk ay için- de, büyük bir sf- kıntı ile kerşt © karşıya bulunu- yorlar. b Bütün inşaat işlerinde esasi teşkil oOeden gi- mento, umumt harb senelerin « de ekmek bul- maktan daha güç bir vaziyette elde edilebiliyor. Geçen aym ba. şından itibaren bu çimento sikmtıs ni bize mütema diyen şikâyet e - denler oluyordu. İlk günler arızi ve geçici bir mesele olduğunu sandığımız İçin, krizin pek çabuk geçeceğini um- duk ve devletin büyük bir ehemmiyet verdiği bu çimento işinde neşriyat Yapmak için tam bir satırla bekle - dik. Fakat dalma tevali eden ve git- tikçe arton şikâyetler karşısında çi- mento sıkmtısının geçmesi söyle dur. Bun, her gün arttığını ve artacağını anlamakta gecikmedik. Dev adımlarla ilerliyen muâzzam bir İnşa siyaseti kurmuş olan Türki - yede, çimento sıkıntısı üzerinde cid - den Ütizlikle durulması icab eden bir memleket meselesi olduğurdan, bu İş hakkımda geniş ve etraflı bir tahki - kata giriştik. Fabrikalara kadar gi - dip oradaki vaziyeti yakmdan gördük. Çimentosuzluk yüzünden İnşaatları yarı yolda kalmış müteahhitlerin bi- nularını gezdik, dertlerini dinledik ve nihayet şirket merkezine uğrıyarak bir de onlarla konuştuk. Üç gündür takip ettiğimiz bu işi, ha- kiki bir memleket meselesi telâkki ettiğimiz için, vaziyeti her taraftan ayrı ayrı tetkik etmeden bir şey yaz. mâk istemiyorduk. Şimdi edindiğimiz intibaları sayalım: Bütün merilekette, hattâ fabrikela- rin tekâslif ettiği gu İstanbul şeh - rinde dahi gu anda tam manasiyle bir gimento buhranı olduğuna hiç şüphe edilemez, Bunu şöylece ispat etmek kabildir: Meselâ bugün bin çuval çimentoya ihtiyscmiz olsa, paranız elinizde ha- sr «e bulunmasına na rağıner, istediğiniz çi Cezairden gelen tonlarca Eboşon kökünden pek ay Fransada sarfedilir. En mühim kısmı pipo yapmakla şöh- ret kâzanmiş mem'eketlere, Amerikaya, manyaya :hrag Olunur. Cezairde bu çâlilarla dolu 450.000 hektarlık geniş bir saha vardır. Bugün bu sâhanm ancak yarısı işletilmekte- dir. lerin ziyareti. 31 — Ağustos 1324 pazar — Bulgaris- tan ahalisinden 20 Ökişilik (bir grupur ziyareti, 3 Eylül 1324 çarşamba — Başta opera tör Cemil paşa olduğu halde İstanbul doktorlarından bir grupun Münastırı 2i- yareti, 4 eylül 1324 perşembe — Salık Yunü: nistan başvekili mösyö Ralinin bürtye, tn doğduğu gehir sıfatı ile Manastırı zi. yareti. Bir nutuk irad ediyor: “Bir me- bus hasta olmak... Hattâ (bazan ölmek Pipo neden yapılır? pP İPOLAR, Eboşon Ismi verilen ve çalıya çok benzi- yeti bir pebatın köklerinden yapılır. Bu çalılar en yade Cezairde yetişir. Dünya pipoculuğu bu kökten se- İnede binlerce ton sarfeder, 1937 senesi içersinde 3000 ten aklar, defne dallari ve rengârenk kandil | Eböyön kökü sarfeditmiştir. e AL NN RR a Aİ — Aksam pustasi meki Çinentosuluk yüzünden, müteahhit Cevlefin Ealarköy hastanesi için yap- tığı büyük bir pavyonun daşcadı yerim almıştı mentoyu elde etmenize imkân yoktur. Birçok muamele ve misaadelerden sonra, parayı götürüp şirketin mer - kezine yatırırsmız. Oradan gifhde yüz çuvalı geçmemek Üzere, muayyen ta- rihlerde fabrikadan çimento almüniz için #ize bir kâğıt verirler. Bu kâğıt- larm üzerinde alacağınız çimentola - rm teslim tarihleri yazılıdır ama, bu tarihlerin hiçbir kıymeti yoktur, Fab- rikada ne zaman sıra alabilirseniz çi- mentolârinızı ö zamanlarda size İc$- lim ederler. Hem de ceste deste ola. rak, Bu yüzden, inşaat yapmak elbette güçleşmektedir. Malım parça harça, ve uzun zaman nöbet bekledikten sonra teslimi ise, bilkümetin çimento satış fiatlarına ezami bir narh koymuş ol- masinâ rağmen, &lıcıların gimentoyu gok daha pahalı bir fiatia elde etme- sine sebeb olmaktadır. Çimento alıcıların nöbet işi, başlı. başına bir metele, şirketin yan. ış ve manasız usulü yüzünden halkin tamamen zararma öyle bir hâ- dizedir, Bu noktayı yarın ayrı bir yazıyla önlütacak ve nekadar basit bir surette halledilmesi kabil olduğu- nu da izah edeceğiz. Bü gün burada şu nokta leme duracağız: — Memlekette hiçin bir elinle buhranı var? Birleşik fabrikâlar, dıştrdan çimen to getirilmemesi mukabilinde, Tür - kiyenin bütün çimento İhtiyacını karşılamayı hükümete taahhüd ettik. leri halde, acaba bu aaa eee i Memlekette bir çimento buhranı mı var ? Yerli çimento fabrikalarının isti iri istihlâki Mayer miktarda değil mi ? fa edemiyorlar mı? Bu suzlimi ze çimento şirketi u. muti kâtibi göy- , Je vevab veriyor: — Memlekett e bir çimento buh - , Tenı yoktur. Hâ- dise gelip geçle! bir sıkıntıdır ki, geletek seneler bunları da kat'i. yelle önlemiş ©- acağız. Bu mev- sim, gimento ta « leblerinin tahmi. nen iki mali ari- ması karşısında geçen yıllara na- züran Jstihsalâtı - mızı pek çoğalt . mış olmamıza rağmen, ortadaki sıkın- tıyı defedemedik. Daha doğrusu ihsihsalâtımiz, istih- liki bol bol karşılıyacak miktardadır. Silolarımızda daima bol stoklar bülun- duruyoruz. Fukât sevk (o kabiliyeti - miz, talebleri tamamen karşik. yacak vaziyette bulunmuyor. Gelecek seneler, sevk, yani yükleme tesisa - tımızı da çok genişleteneğiz ve o zâ- man inşaatta sikmtı mevrubahs ol - mıyacaktır. , Şirket nümina söylenca bu sözler, önümüzdeki seneler için, iyi midler vermektedir. Fakat bu sene, mmemle - ketin dört bucağındaki imar faaliye- tini tamamen önlemek, müteğhhidle. ri taahhüdlerini yerine getiremiyecek vaziyellerden kurlarmak ve çiinento Altetlermr, bit-yığın fazla nisaraftan korumak için girket hiç bir sy yap. wrcak midir? Eğer büyleyse, bu büyük bir kaba- hat olur. Imara çok muhtaç memleketimizde inşa işlerinin en büyük ihtiya- cı ölün çimento maddesini, halkm en kolay ve bol bir şekilde elde edebilme- 8i için gelecek seneyi bekliyemeyiz. Şirket, bir dakika daha durme- dan, her türlü tedbire başvurmalı, sevk teşkilâlını o kuvvetlendirmeli, yükleyici amelenin miktarını arttır. malı ve milnkün ölan her şeyi yap - malıdır. Bu arada, yarınki yazımızda yaza- cağımız bu günkü nöbet işini de kö - künden halletmek, yapılacak öşlerin başında gelir... HABERCİ Şehirde serap ERAB çöllerde sık sık tesadüf edilen bir hâdisedir. Çölde dölağan seyyah uzakta ağaçlar, göller, güzel manzaralar görür, fakat bunlar aldatici bir hayaldir. Geçenlerde İngilterede Vulvik şehrinde dahi böyle bir serab görülmüştür, Birçok kimseler yüz metre kadar iler- milşledir. İngiltereye, AL de dalgalar içersinde yürüyen otomobiller ve insanlar gür. Bu manzara o kadar vazıh olarak görünmüştür ki bü. tln sokaktaki insanlar telâşa düşmüşler ve caddede umu- mi bir panik başlamıştır. hakkına bile sahip değildir. İdarei meş- rutede herkes hürdür, esir olanlar ancak mebuslardır... 26 eylül 1324 cumartesi — Bulgarista. nin Mini istiklâli. Bosna ve Herteğin A- vustürya Macaristana ilhakı münasebe- tine Manastırda efkârı umumiye... mi. ting.. türkçe, armavutça, rumen, bulgar- ca, Sırpça, ulahça, ispanyolca nutuklar. Ahali vekilleri tarafından imzalanan mi- ting mukarreratının fransrrca birer suret leri düveli muazzama Karicive netaretle. rine göderiliyor. « Nihayet Mısırda askerlik yapmış olen bir belediye m&- muru bu hâdisenin ssrab olduğunu anlamış ve kalkın he. yeratunı teskin edebilmiştir. 4 könünmevvel 1324 petşembe — - Mec: Bs mebusan açılıyor. Merasim, şetilikler... 2 könumuseni 1924 cuma — Girit İçin düting; 3 nisan 1325 cuma — 31 mart münase- betile hükümeti merkeziyeye kars miting, 15 nisan 1225 çarşamba — Besinci Mehmedin cülüsu münasebetile biat, teb. rik ve şehriâyin; 16 mayıs 1325 cumartesi, Mehmet Re şadın beyannamesinin okunması... Ekonomi Beyne'milel ticaret, sahasında Mısır Mısırın dünya Hoarotinde çök 6s- ki zamanlarderberi ehemmiyeti bir yeri vardır. Genç Mısır kralı. ğı Misirin iktıaadi ünkişafı için Çok uğraşıyor ve beynetmilel tica- vet sahasında Misıta daha ev velli bir yer temin elmek istiyor. İskenderiye ticaret odası reisi ve Misir yüksek iktisat meclisi aaz- sından bay Ali Emin Yakyanın bir iktisat mecmuasında çikan a- şağıki yazısını bu dos? devletin ik bsadi durumu hakkında bir fikir vermek itibariyle faydalı gördü- ğilmliz için tercüme cüiyoruz: İki esaslı nokta, Mısırm iktisadi muvazenösinin en müihm vasfını teğ- kil eder: 1 — Mısır dünya piyasasına palnız pamuk ve pamuğa sit maddeler ihraç eder, 2 — Mısır iktisadi muva. xenesinde daima ihracat yekünü itha- lâttan fazladır. Vakıâ bazan pamuk fiatındaki dü şüklük yüzünden bu muvazene bozu- luyor. Fakat bu buhran yalnız birkaç sene devam edebiliyor, sonra fiatlar yine yükseliyor, ve memleket eski zi- yanmı telâfi etmiş oluyor. Sonra bü buhran senelerinde hatıra gelmiyen bazı hâdiseler buhranm şiddetini ha- fifletiyor. Meselâ cihan harbinden sonra pamuk fiatları birdenbire düş- tü, Misrr korkunç bir iktısadi buhran geçiriyordu. Fakat harbden yeni çık. mış ölan dünyanın her tarafından Mı- sıra akın akın seyyah gelmeye başla” dı. Turizm hasılatı, pamuk buhranmı karşıladı. Mısırda ihracatın ithalât - tan fazla olması Mısır için bir zaru- rettir, Çünkü Mıso'in harice karşı ö- demek mecburiyetinde bulunduğu pa- ra, yalnız pek az olan ithalât bedeli, sigorta, komisyon, ve Mısırlı seyyah - larm memleket dışarsında sarfettikle- Ti para değildir. O, borçlarımı da üde- mek meçburyetindedir. Mısırın, mü - him bir kısmı Fransaya, İngiltereye ve Belçikaya ait olmak üzere aegari 4.000.000 Mısır lirası borcu vardır. Vakıâ Mısira giren para; yalnız sattı- Zi eşyanm karşılığı değildir. Memle- ket Süveyş kanalı hamlatmdan da hay li istifade eder. Fakat eğer Mısır it - halât, ihracat muvaaenesi Mısır aley- hine olursa memleket Avrupaya olar borçlarımı tediye edemiyecek ve yeni. den bore edecek bir vaziyete dilger, Bir memleketin ihracatımm yalnız bir tek maddeye inhisar edişi o mem- leket için çok zararlı bir vaziyettir. Bu tek madde üzerinde âni bir buh- ran memleketi sit üst edebilir, 1930 - 31 buhranı bu tehlikenin bir hakikat olduğunu göstermiştir. Pa - muk fistınm yüzde 43 nispetinde düş- tüğü bu senelerde Mısır kötkunç bir vaziyette kalmıştır. Halbuki pamuk - tan başka maddeler ihraç eden mem. leketler buhrandan 6 kadar fazla mü- teessir olmamışlardır. Misir, buhranı nikbin bir görüşle kargılamak gâfletinde bulunabilirdi. Böyle bir gaflete düşmesi için de 86“ bebler yok değildi. Çünkü Mısır bu buhran vaziyetine rağmen Avrupa - dan &redi bulabiliyordu. İngiliz lira - sıpa bağlı olan Mısır parası sağlam- dr. Fakat bereket versin ki Mısır bu gaflete düşmedi. Bu buhran kârşısın- da üç tedbire başvurdu: Bir taraftan Mısır köylüsünün mas raflarını azalttı ve Avrupadan sldığı eşyayı tahdid etti. Bu hal Misir köy. İislinün esasen imrenilecek bir halde olmıyan yaşayış şeklini bir kat daha kötüleştirdi. Fakat Mısr köylüsü sa- birlıdir, çalışkandır. Meşekkatlere ta- hammül eder. Bunlara rağmen bu züşkül vaziyet karşısında yalnız bu tedbire müracaat edilmekle iktifa e- dilseydi hem buhran devam eder, hem de Mısır çök gerilerdi. Mısır bu va ziyet karşısmda opümuktan başka mahsuller de yetiştirmeyi denedi. Sab- 7», meyva ihracma, pirinç ekimine başladı. Bu terihe kadar pamuk Mısıs rm. ihracat yekünunun yüzde 9i ini teşkil ederken, bu tarihten sonra yüz. de 63 e düştü. Hükümetin müraceat ettiği üçüncü tedbir, memlekette inkişafı -mümküm bazı sanatların himşyesi oldu, Bu an- Reşat Ekrem KOÇU | cak Montrö anlaşmasından sönra, Mir gep; Devamı 8 incide | Sali iğde DAŞ mİ i E ie de e ke dk ek zn han. Mg