Kiralık Apartıman Küçük Komedya Eşhas: Nuri, birinci ziyaretçi, ikinci ziyaretçi, mütekalt yar. bay, ev sahibi, Nuri — Cidden çok müte essirim! Apartımanımı bırakı- yorum! Halbuki bu apartı manda tam yirmi senedir otürü- yorum!,. Fakat ben birekmak istemedim. Ev sahibinden kira- yı biraz indirmesini istedim .. Çünkü ben en eski kiracısıyım ve hiç bir zaman onu masrafa sokup tamirat yaptırmadım. Halbuki o arzumu yerine ge- tirmedi.. Ben inat ettim. A- portımanı bırakmağa karar verdim., İştel,. Fakat bu karar beni cidden üzüyor. Apartıma- nım: terketmek beni cidden mliteessir ediyor. Burası çok rahat. Çok geniş. ve üstelik ko saman bir bahçesiyle mükem- mel bir manzazsst var. Düşü - nin bir kere! Bütün Boğariçi görünüyor. Sonra hakikaten müthiş bir şey, ben apartımanı OZ bırakacağımı söyleyip te, ev sa- hibi kapıya bir levha astıralı beri bir sürü ödam gelip apar- tımanı #iyaret ediyor ve bazı- ları da fens hakle gevezelik e diyorlar. Halbuki ben asabi bir İnsanım. (Kapı çalınır) işte!.. Eminim ki gene bir ziyaretçi. Görürsünüz.. Ziyaretçi — Merhaba, be yım. Kiralık apartıman burası mamda sebep var. Çünkü siz de takdir edersiniz ki, yanıla- bilirim. İnsan basen $ &ncü kata çıktığını zannediyor, son- 72 bit de bakıyor'ki 4 fincü ka- ta gelmiş.. Ve yahut ta 2 inci kata,. Fakat bu defa her halde yanılmadım, değil mi? Buras: ber halde 3 üncü kat. — Evet tayım. Ziyaretçi — Kapıcı bana 3- üncü kat dedi.. “Kiralık apartı- Mân üçüncüdedir.,, dedi. 3 ün- <ü kât, ne 4 Üncü kattır, ne de 2 inci kat. Değil mi? Ve ma- dem ki siz bana burasının 3 ün- SÜ kat olduğunu söylüyorsu - Müz, size itimat edebilirim, de ğü mi? Nuri, (sinitlenerek, hiddet- le) — Evet, bayım. Ziyaretçi — Bu kadar hizli bağınp kendinizi yormayın, bayım, ben sağır değilim. A- Partımanmız cidden güzel. Nuri — Teşekkür ederim. Ziyaretçi — Bir şey değil. Şu karşıda görünen ağaçlık yer Gülhme parla değil mi?. Nuri — Evet, bayım, Gülha- me parkıdır. Ziyaretçi — Ya şu önlmüz- de uzayan güzel sular da Bo- me galiba, ii — bayım, içidir, e m Ziyaretçi — tetex misiniz si- ze bir şey söyliyeyim? Evvelâ, Gülhane parkının o ağaçları, mangaranmn bir kımmını gör meğe mâni oluyor. Sonra, bu ağaçlarda her halde sivrisinek var, değü mi? Çünkü ağaçlar» da sivrisinek bulunur. Nuri — Sivrisinekte ağaç olmasın da.. Ziyaretçi — Zannetmem, çünkü sivrisinek küçük, ağaç ise büyüktür. Sonra bu ağaç- larda her halde bir sürü Okuş var. Çünkü dikit ettim - ben gayet müdekkik bir insanım - nerede ağç varsa, orsla mu- hakkak kuş ta vardır. Ve ya- hut ta,. belki de, kuşlern bu İunduğu yerlerde ağaç çıkar. Tabiat her şeyi o kadar ince « den inceye hesap etmiştir ki, değil mi bayım?. S:öahları, bu kuşların cıvıltısı beni yoracak. Sizin apartmanı tutmamayı tercih ederim, bayım. Allaha ısmarladık.. (Dışarıya çıkar). Nuri — İşte bu!.. Bütün gün hep ayni şey. Halbuki ben, sa- bahlart kuş cıvıltıları İle uyan- mayı ne kadar severdim.. Ah! Bu apartımanımı baaktığıma cidden müteessirim!.. (Kapı çalınır). Al sane bir daha!., İş- te başka bir ziyaretçi daha. (Kapıyı açar). İkihci ziyaretçi (İçeriye gire- rek) — Kiralık apartıman bü- tası mad, Nuri — Evet. Ziya — Zaten yl er duğu besbelli. Banâ 3 üncü kat demişlerdi. Ben de doğru 3 üncü kata çıktım ve 3 Üncü katta bir tek apartıman bulun- duğu için, bilâtereddüt sizin ka- pıyı çaldım. Esasen yanılmak kat'iyyen âdetim değil Bu e açlık yer Gülhane parkı de- ğil mi2, — Evet! . Ziyaretçi — Zaten bundan emindim. Yanddmak âdetim değil, Nüri — Ve dilşünlin ki, be- yım, bu ağaçlar da ağaçtır. Ziyecetçi — Bundan emin dim.. Beni aldatmak imkânsiz hir şeydir. Gülhane parkında kaç ağaç var? . Nuri — Efendim? Şey.. Bil- mem, Ziyaretçi — Bilmiyor musu- nuz? Demek ki bütün Gülhane - NN parkı görünmiyor. Şu halde manzara zannetmiş olduğum kadar güzel değil. Şu halde bu apartımanı tutmıyacağım... Nuri — Fakat bundan bana ne) Ziyaretçi — 'Tutmıyacağım, bayım.. Ben kolay kolay alda- nacak insanlaridan değilim . (Çıkar). Nuri — Delil. Zaten hepsi Biliyor musunuz ? | Şen Fıkralar 3439 senelik ekmek Hat Nufferi her. halde tanımıyor - sunuz, Zsten onu tanıyanlar pek az dır. Çünkü bayan Hat Nuffer mi. İâtten 1494 sene evvel yaşıyor. du. Bu zengin ve meşhur bir Mısırlı kadın olup mezarı he- nüz açılmıştır ve ohün göhre, ti, bilhassa, mezarında üzüm- lü bir ekmek çıkmış olmasın: dan ileri gelmiştir. Görülüyor ki eski Mısıritlar da ağızları. nım tadını biliyorlardı. Bunu bulmuş olan arkeoloğ. lar bu ekmeğin tadı hakkında malâmat vermiyorlar âmâ hakları da var: 3.432 senelik bir ekmeğin tadmı anlamak cidden meseledir!! Farol adalarda ağaç o ka, dar nadir bir şeydir ki, so - kakların ortasında ağaç bit- se bile bunu kesmezler. Ameriknda bir cins uluyan maymun vardır ki, bunların sesi 5 kilometrelik mesafeden kolaylıkla duyulmaktadır. — de delil,. Beni de deli edecek- ler.. Bir daha birisi gelirse. o na.. (Kapı çalınır). İştel (A- şar.) Müteksid yarbay — Bayım, kendimi takdim edeyim: Müte- kait süvari yarbayı Özcan Bum bum. Nuri (Kendi kendine) — A- man! Yarbay! Hiç kızmağı gelmez.. Hem ismi de pek ya- man, (Yarbaya hitzben): Em- rinize âmadeyim, bâyım!.. Yarbay — Aartımanı görme ğe geldim. Cilde hoşuma gi diyor, Hem büyük. hem hava- dar.. Hem aydmlk.. Güzel manzarası da var. Ağaçlar gö- rinüyor.. Ağaçlara cidden ba- yılırm.. O kadar bayılırım ki ekseriya onlar keser ve yenile- rini diketim.. Bu apartman ha- kikaten hoşuma gidiyor. Nuri © (içini çekerek, kendi kendine) «- Heyheti Benim de hoşuma gidiyor. Burada ka- labilseyidim.. Yarbay -— Bir şey soracağım. Burada boru çalmabilir mi ?. Nuri — Efendim?, Yarbay — Ben ordudaki & detleri hâlâ muhrfaza ederim, bayım. Sabahları boruyla kak kar.. Yemeklerimi boruyla yer ve gene boru çalınca yatarım. Nüri — "Tabii, bayım, buras da boru çelar, hattâ isterseniz top atar ve ata binersiniz.. Yarbay — Benimle alay edi- Yeni nakil vasıtaları İnsanlar bir sürü nakil vasıtası keş fetmişler ve bu kAfI değilmiş gibi gimdi de bir çok kimseler de, her. kesin nazari dikkatini celbe - decek nakil vasıtaları bulu- yorlar, Bundan bir müddet evvel Paris sokaklarında, arkasında garib bir araba sürükliyen bir bisikletçi görülmüştür. Bu araba, iki tekerlekliydi, fakat bir tek insanm kuvveti için hayli yüklü (görünüyordu. Çünkü bu arabanın içinde, beş yaşla yedi yaş arasmda osin dört çocuk vardı. Yapılan tahkikatta bu kü . çük kervanın Belçikadan gel diği ve Avrupa turuna çıktı ğı anlaşılmıştır. Bu fakir a - dam belki de çocuklarmı ge. çindirmek için başka bir çare bulamamıştı. Bu bulduğu ça - reyse, itiraf etmeli ki, hiç de kolay değil... r #.*.X Afrikanın yerlileri olan Un. pular, merasim esnasında biri birlerini korkutmak için, ga - .yet garib ve korkunç maske- ler takarlar, yorsünuz, öyle mi bayım? Fa- kat gunu bilin ki mütekald bir yarbayla alay edilmez. Bunun cezasını göreceksiniz. Sizin a- partımannızı kiralayacak, fa- kat sizin canmuızı da slacağım.. Şimdi gidiyorum. Fakat bir Baat içinde size şahitlerimi gön- dereceğim.. Yarın sabah sizin- le düello yapacağız.. Hangi si lâhı tercih ederseniz onlorla karşılaşınız. Nuri — İyisi mi siz tercih e din: Ya iki metreden top ve yâ hut ta 40 metreden İkılıç düel- Yosu., Yarbay — Korkak herif.. Gö. rüşürüz. (Çıkar). Nuri — Bir süpürge! Nere de şu süpürge! Bir daha birisi gelirse süpürgeyi kafasma in- direceğim.. Ne diye bu mpartı- manı bırakıyorum? Şüphesiz inadım yüründen.. Ahl.. Bura- da kalabilseydim.. (Kapı: çal mr.) Bir ziyaretçi daha! Şim- di görür halini,. Şu süpürgeyi kafasmna bir indireyim de.« Görür halini!, Buyurun! Ziyaretçi — Bune? Bu ne röralet?.. Beni süpürme sopasi- le mi kârşrlıyorsunuz?. Nuri — Eyvah!.. Ev sahibi!, Ev sahibi — Evet ev sahibi- mı söylemeğe gelmiştim. Fa- kat madem ki kafa süpür - geyi İndirdiniz, derhal evimi terkedin, bayıml, al : Romatizmadan fe EN na halde muzta - GİZ rib olan Mişön, sokakta, tanıdı. ğı bir doktora rasladı ve parasız bir konsültasyon elde etmek ümidile sordu: — Doktor dostlarımdan bi- risi bacaklarındaki romatiz - madan fena halde şikâyet 6. diyor ve geceleri uyuyamıyor. Ona ne tavsiye edeyim acaba? — İyi bir doktora gitmesi. ni söyleyin, * * “Tabit ilimler öğretmeni si. nıfa geldi ve kürsünün üzeri- ne küçük bir paket bırakarak talebelerine göyle dedi: — Size çök şayanı dikkat bir şey göstereceğim: yirmi sene müddetle alkol içinde ka lan bir kurbağa. Bu sözler üzerine paketi a€- ta ve İçinde bir sandviç bulun. ca hayretle mırıldandı: — Halbuki ben otobüste a- lelâcele sandviçi yediğimi zan- nediyordum!.. x» * * İşçi — Sözüm o- Ustabaşı — Evet, kürek de irad eğilmeseydi, o zaman da, küçük kaşıklarla çalışan bir milyön üimeleye Iş vardr. Yukarki murabbaların içi. me, 17, 23, 28, 29, 32, 38 ve 41 rakamlarını öyle bir tarz. da yerleştiriniz ki, yukardan aşığı veya sağdan sola doğru Yapacağınız cemilerin hepsin. de yekün 87 olsun, Bu bilmecemizi halledenler- den birinciye bir kol santi, kinciye bir pergel takımı, Ü- çüncüye bir büyük şişe kolon ya ve ayrıca 200 okuyucumu. za muhtelif hediyeler verile « cektir. Büyük bir avuka- tın yanında çalı . şan, hademe, pat. ronundan sik sık azar ve nasihat i- şitiyordu. Bir gün avukat, bekleme salonunda, hademesile birisi arasında vu- Yubulan şu muhavereyi duy . du: z — Burada kaç para kazanı» yorsun? — Ayda 275 lira. -- İmkânı yok! — Evet. 25 lira nakit ola rak, 260 lira da hukuki tavsi. yeler ve saire olarak... HABER ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu 21 MAYIS — 1938