6 aslanla mücadele ! Istimdadına rağmen, kafesin kapısını açmağa ve mürebbiyi kurtarmağa kimse cesaret edemiyordu “Siyak eldivenli hayvan mürebbisi,, aslanla boğı Birkaç gün evvelki Fransız gazete- | leri, Leonda Pozen isminde bir vahşi hayvan mürebbisinin 75 yaşmda ola. rak Brükselde öldğünü haber verdiler. gelen bir Fransız gazetesi, bu a- mın, bütün ferdleri vahşi hayvan . larla boğuşan bir canmaz ailesinin son çocuğu olduğunu yazıyor ve bu aile- ye dair şu meraklı tafsilâtı veriyor: Pozen ailesi Belçikada bir köyden çıkmıştır. Bu köyde 1793 senesinde Pi- yer Pozen isminde bir çocuk doğdu. Bu gocuk Napolyon ordusuna gönüllü yazıldı. Rusyaya kadar Napolyonla beraber gitti, “Vaterlo savaşmda bu - lundu. Sonra köyüne döndü, çalıştı, evlendi “ve beşerkek evlât sahibi ol. du. Köylerinin toprağı kısırdır. Çocuk- lar genc yaşlarmda para kazanmağı mecbur kalırlar. Binaensleyh Pozen ve büyük oğlu Jan on iki yaşmda ço. banlığa başladı. 1835 kışmda bu civarda iri bir kurd dadanmış, sürüleri kırıp geçiriyordu. Bu kurdun Janm sürüsüne zararı do - kundu. İki kuzusunu bü kurd parçala» dı. Jan kurda bir tuzak kurmağa ka rar verdi, Sürüsünü gece ormanda kazdığı tuzağın yanmda bıraktı. Ken. disi bir ağacm üzerine çıktı. Kurd ka- ranlıkta yavaş yavaş dolaşan sürüyü görünce sevinçle saldırir. Ertesi sa. bah ağacın üzerinde uyanan Jan kur- dun tuzakta çabaladığını gördü. Delikanlmın meharetle fırlattığı ke- mend kurdun boğazma sarıldr. Jan hayvanı sürükliye sürükliye köye ka- dar getirdi. Kazançlı bir meslek Babası oğlunun bu muvaffakıyetine sevindi. Kendisi, oğlu ve kurd köy köy dolaşmaya başladılar. Boynunda bir zincir bulunan kurd, baba ile oğlun arkasından kuzü kuzu gidiyor, deli . kanlının elindeki kırbacın çakırtıları- na derhal itaat ediyordu. İşleri iyi gidiyordu. Fakat Belçika köylüleri kıskançtır. Bir gün kurdu zehirlediler. Bu vaka üzerine baba köye döndü. Fakat oğlu, çobanlık yapmak istemi . yordu. Cebinde birkaç; frankla Fran- ssyr aştı, Pirene dağlarma kadar git- ti, Orada 35 frank mukabilinde iki ya- şında bir ayi yavrusu satın aldı. Kö- yüne döndü, kendisinden üç yaş daha küçük olan kardeşi Baptist ile ayıyı oynatarak bütün Fransa panayırlarmı dolaştı. Daha küçük iki kardeşleri de bu göçebe hayatın cazibesine kapıla - rak ağabeylerinin yanma geldiler. Artık biricik emelleri bir vahşi hay. vanlar canbazhanesi kurmaktı. İlk arslan Bu emellerinin tahakkuku gecik - medi. Bordodsydılar, Cezairden bir ge mi geldi. Bu gemide hafif yaralı güzel bir aslan olduğunu haber alan derhal gemiye gitti. Kaptanla gö tü: — Bu aslana ne istiyorsun? — Yüz lire Jan “peki" dedi ve derhal 100 Lira. yı saydı, Kaptan: “bir demir kafes getiriniz de hayvanı koyalım. Sonra kafesi alır götürürsünüz,. dedi. Delikanlı “hacet yok, kırbacım yanımda, sağlam bir de zincirim var. Hayvanm boynuna tâ - kar götürürüm,, cevabı ile mukabele etti. Bu vakayı anlatanlara inanmak lâ. zımgelirse Jan aslanı tıpkı bir köpek götürür gibi canbazhanesine kadar götürdü. Jan aslanı günlerce sokak - larda arkasında gezdirdi, halkı heye cana verdi. Nihayet'polis bunu meneğ, meye mecbur kaldı. Bu ilk aslan Fransada çok maruf- tur. Hattâ, Perlaşez mezarlığında Po. zen ailesinin mzarları başında bu 25- İanm bronzdan bir büstü vardır. Jan 1874 te öldü, Fakat canbazhane devam ediyordu. Ailenin yeni yetişen ferdleri birer birer bu müesseseye ka» tulryordu. Siyah eldivenli hayvan mürebbisi Janm kardeşinin oğlu Edmond bu a ilenin en tanmmış çocuğudur. 1888 de aslanlar kafes içersinde geçen heye- canlı macerasını hatıralarında Şu 8u. retle anlatıyor: “Pariste, İtalya meydanında can- bazhanemizi kurmuştuk. Hava fırt - nalı ve kafesteki altı aslan hissedilir derecede sinirliydi. Öğleden “sonraki seansta “Rolan” isimli en vahşi aslan mutad numaralarını yapmak için mey. dana çıkmak istemedi. Derhal elimde çatalım, hayvanm kafesine girdim. Kırbacımı salladım. Hayvan homur - dandı ve yerinden kımıldanmadı. Se. yirciler: “yetişir, yetişir, diye haykı- rıyorlardı. Aslan arzuma itaat edecek yerde üzerime atıldı. Fakat atik dav- randım, çatalı aslanm altıma daya . dım. Birinci hücumu bu suretle sa - vuşturdum ve hademeye bağırdım: — Kafesin kapısmı aç! Bu sirada hayvan tekrar üzerime atılmıştı, beni tamamen silâhsız br - rakmak için çatalı sapından dişleriyle yakaladı. Dişler arasmda çatır çatır kırılan tahta sapın sesini işittim, Ar. trk elimde kızgın bir aslana karşı hiç bir işe yaramıyacak olan kamçıdan başka bir şey kalmamıştı. Yeniden haykırdım: — Bir çatal... Bana bir çatal veri- niz. Sirkte mevcut bütün insanlar kafe. sin etrafımda toplanmıştı. Fakat hiçbi- risi kafesin kapısını açmaya cesaret edemiyordu. Ben yavaş yavaş geriye çekilmiş, kafesin tellerine dayanmış- tım. Aslan kırbacımı da dişleriyle ya. kaladr. Parçalıyarak attı. Artık ölüm- Je karşı kar$ıyaydım. Ölümden yaka. mı nasıl srıyırabileceğimi bir şimşek mektebi Yazın da derslere devam İKurslardan 63 erkek| ve 30 kadın eğitmen mezun oluyor İzmir, (Hususi) — Kızılçullu köy muallim mektebinde yaz mevsimi ted- risatına başlanmıştı Bu mektebin tedrisat sistemi nevi şahsma münha. sır olduğu için, tatil yapmıyacak ve tatil mevsiminde derelere devam eği - leçektir. Ancak her köy çocuğu on beş günlük izinle ailelerinin nezdine gidebileceklerdir. Mektepte smıf geçme zamanı ey - lâl ayıdır. İlkteşrinde yeni yıl tedri. satı başlıyacak ve fasıla verilmiye - cektir. Eğitmenler kursu da büyük bir mu. vaffakıyetle devam ediyor. Bu kurs- ta mevcut 63 erkek ve 30 kadın eğit. men ilkteşrin ayında mezun olacak ve köylerine döneceklerdir, Eğitmenler köylerine dönünce miinasip vazifelere tayin edilerek maaş âlmıya başlıya- caklardır. Kadın eğitmenler de köyle- rinde, köy işlerinde, köy okullarında vazife göreceklerdir. Uzündere köyü, köy öğretmen oku. lunun müfredat programında hususi bir yer işgal etmektedir. Yaz mevsi- mi içinde köy çocukları bu köye de. vam ederek orada ameli ders göre ceklerdir. i Köy muallim | | Afyon Halkevi azası Bolvadinde Bolvadin, (Hususi) — Afyon hal kevi gösterit ve müzik kolları kaza . mıza gelerek evimiz üyeleriyle tanış- mışlardır. O akşam saat 20 de . firlerimiz (Himmetin oğlu) piyesini çok güzel ve tam muvaffakıyetle tem- sil etmişler ve müzik kolunun çaldığı muhtelif parçalar da zevkle dinlenmiş tir. Bu ziyaret çok iyi bir gece geçir. memize vesile olmuştur, Misafirleri » Miz evimiz üyelerinin içten tezahürle- ri arasında Afyona avdet etmişlerdir. darbesiyle düşündüm. Ve aklımdan ge çen delice bir fikri tatbika karar ver- dim. Sol elimi hayvanın açık olan ağzına soktum, Dilini: yakaladım ve bütün kuvvetimle sıktını. Bir kat daha kızan hayvan pençeleriyle bacaklarıma sal, dırıyordu. İkimiz de beraber bacak - larımdan akan kanla kızarmış olan yere yuvarlandık, Fakat hâlâ hayva - nın dilini bırakmamıştım. Hayvan dilini kurtarıp benimle fa. Te İle oynıyan kedi gibi oynamak is- tiyordu. Öteki aslanlar sanki bu mücadele. den urmışlar gibi kafesin bir köge- sinde Mişkm gaşkın duruyorlar, ve s3. dece vahşi vahşi böğürmekle iktifa e- diyorlardı. Artık kendimi kaybetmiş gibiydim. Birdenbire köşedeki beş as- Tanm çılgmca sıçrıyarak koştuklarını işittim. Baktım. Kafesin yan kapısı açılmıştı, aslanlar koşa koşa kapıdan çıkıyorlardı. Derhal bana hücum eden aslanm dilini bıraktım. O da ölekile. rin arkasından dışarı fırladı. Kurtul- muştum. Fakat ne hak Hademeler hâlâ yerlerinden kımıl . damamışlardı. Beni kurtaran onlar değildi. Seyircilerden bir genç kadın büyük bir cesaretle, aslanlarm kafe - sini öteki kafeslerden ayıran kapıyı açmıştı. Bir harılede yerimden kalk. tım, kapıya kadar gittim, fakat dışarı çıkamadım. Bayılmışım.., Edmonun $ol eli tamamile sakat | kaldı ve çok çirkin bir manzara aldı. Onun için Edmon yaşadığı müddetçe | bu eli siyah bir eldivenle gizledi ve bu yüzden “Siyah eldivenli hayvan mü - rebbisi,, ismini aldı. Geçenlerde ölen Pozen de Ieonda tilmışti. Tekirdağ kursundan 70 muhtar vesika aldı Vi 8 ri, Kursa devam elen ve vesika alan muhtarlar vali ve muallimlerile bir &rada Tekirdağ, (Hususi) — Vilâyetin te- şebbüsüyle halkevinde açılarak on beş gün devam eden muhtarlar kursu bit- miştir. Tekirdağ merkezine bağlı köy- lerden 70 muhtar ve köy kâtibinin de- vam ettiği bu kursta valimiz ve deva. ir müdürleri tarafından kendilerine köy ve köylüyü alâkadar eden mev. zular Üzerinde dersler verilmiştir. Bu hafta yapılan imtihanda muhtarların bu kurstan çok istifade ettikleri an - laşılmış ve kendilerine birer vesika verilmesi uygun görülmüştür. Hava şehitleri için 'Tekirdağında hava şehitleri ihtifa- li çok heyecanlı olmuş ve bu törene bütün subaylar, askerler, okullar ve kalabalık bir yurddaş kitlesi katılmış” tır. Bir tayyare subaymn ve iki öğ. retmenle okul çocuklarının söylevle . Ti alâkayla dinlenmiştir. Törenden #onra okullar ve askerler tarafından düzgün bir geçit resmi yapılmıştır. Sağlık korucuları Halkevinde bu hafta açılan sağlık korucuları kursuna 'Tekirdağından ve kazalardan ayrılanlar devam ötmekte- dir, Bu kursa devam edenlere sıhhat müdürü tarafından dahiliye mütehas- sısı, hükümet ve belediye tabibleri ta- rafından muhtelif hastalıklarm ârazı ve korunma çareleri hakkmda dersler verilecektir. Bir buçuk ay devam ede. cek olan bu kurs sonunda bir imti , han yapılacak ve muvaffak olanlara ehliyetname verilecektir, Tekirdağsporun müsameresi apor klübü bu hafta gü“ zel bir müsamere vermiş ve klübe iyi bir varidat temin etmiştir. Müsamere- de Faruk Nafizin “Canavar,, piyesile bir komedi oynanmış ve piramid ba- reketleri yapılmıştır. Tekirdağ spor klübünün bu hafta içinde Bâirneye git mesi; orada bem bir miisamere ver. mesi, hem de bir maç yapması-karar. Jaştırılmıştır. İrini Kırşehirde zelzele Ankara, 19 (Hususi) — Kırşehirde yeni bir zelzele olmuştur. Civardaki üç köyde büyük zayiat olmuş, birçok ev yıkılmıştır. İnsanca zayiat yoktur. Burdurda mekteplerde sergiler açılıyor Bs? Burdur, (Hususi) — Bu yıl Burdurda okullar 19 Mayısta Kapanıyor. Köy eğ gı o ser ep ve yatı okulları 10 Mayısta ders kesimi yaptılar. Geçen sene olduğu gibi bu yıl da merkez ve yatı okullarında mmtaka sergileri yapılmaktadır. Evvelki gün vali belediye relsi, halkevi başkanı parti azası ve öğretmenlerden mürekkep 31 kişilik bir heyet Çeltikçi' nahiyesine giderek orada yapılan mmtaka sergisini meslek hayatma bu canbazhanede a açmışlardır. Resimlerde giden heyet sergi binası önünde köylülerle beraber ve sergiden bir köşe görülmektedir,