18 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

18 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: M.S. Pencerelerden birinin arkasından bir elin perdeyi kaldırıp dışarı baktığını gördüm —71- Filhakika, arabanın hamlesini kırmış. tım, fakat o müthiş sademe içinde ben de muvazenemi kaybetmiştim, araba ile beraber, yolun kenarındaki tümsekten aşağıya yuvarlandım. Böylelikle çal şan amelenin canlarmı kurtatmıştım amma, ben de perişan bir bale gelmiş- tim; Kalam patlamış, kollarım, bacakla. rım hurdahaş olmuştu. Başıma gelen kazadan sonra, hasta - nede aylarca, hayatla ölüm arasında çarpıştım. Nihayet iyileştim, hastane- den çıktım, Böyle bir fedakârlığın, insanı şeref. | lendirmesi lâzrmdır değil mi?, Hayır, böyle olmadı, yerime başkası alındığı için, işsiz kaldım. Fedakârlığı- min mükâfat: bu oldu, Ne denir, hayat bul. İnsana öyle sahneler hazırlar, öyle vodviller, dram- lar seyrettirir ki artık isyankâr olma, mak, yedibelâi keşilmemek kabil değil dir,. Bir gün karıma dedim ki: — Böyle boş durmakla olmaz... Ne- reye baş vurdumsa iş bulamadım.. De. mek ki bize burada ekmek yok. Ben başka taraflarda, İstanbulda iş aramı. ya gideceğim.. Burada bir yer boşalın- ca hemen döner, gelirim. Evin taksit. lerini muntazaman vermek, ödemek lâ- zın. Borçlu olduğumuz adamın ne ka- daş zalim, ne kadar edepsiz bir faizci olââğünu bilirsin.. Köyde yakmaklık can befakmadı... Taksitleri zamanmda vermezsen sonra bizim de canımızı ya. kar bu herifi, Kanm beni köyün sırma kadar ge girdi, Boynuma sarıldı, kucakladı, öpüş- tük, koklaştık. İşte artık o günden sonra karrmı gör. medim.. Şunu da söyliyeyim ki, karam iki canlıydı. Karnınde yavrumu taşı yordu.. , İKİNCİ KAZA! İnsanın bir kere talihi ters döndü mü, uğursuzluklar, felâketler biribirini kovalar, Bir iş bulmak için İstanbula gelmek üzere bindiğim vapur, imana vardığı zaman, ambardan yataklarımı Şıkârırken ayaklarım kaydı, paldır kül. dür aşağı yuvarlandım, Gene kafam, görüm patladı. Bu defa o kadar fena düşmüştüm ki, günlerce, haftalarca kendime geleme . dim .Kendime geldikten sonra da ba- zan çok iyi konuşuyor, bazan da deli gibi oluyor, her taraf: parçalamak, yık- mak, koparmak istiyordum. Gözlerim karar'yordu. Döktorlar bu halime bir türlü mâna veremiyorlardı. Nihayet kafamdaki bu tazyiki keşfettiler. Kırık bir kemik parçası beynimin içinde kalmış. Bazan etrafı kırmak, parçalamak orzusu, buh- ranlar bu yüzden ileri geliyormuş,, Ni- hayet bir gün ameliyat yapıldı. Ve bu uğursuz kemik parçası çıkarıldı. Hastanede ne kadar kaldım, bilmiyor. dum. Evimden çıkalı, karımdan ayrılalı ne kadar olmuştu, hiç haberim yoktu.. Aynldığım gündenberi karıma bir ha- bercik göndermemiştim, Sebebi mi?, Sebebi malüm!., Geçirdiğim kaza! .. Hastanede ateş buhranı geçiren, acılar içinde yaşayan bir adamın, geçen günleri hatırlamasına | imkân var mıdır? Bu vaziyette bir adam | karısını mektup yazabilir mi?. İ Bir gün, hastaneye geleli ne kadar | olduğunu öğrenmek istedim. Hastaba- kırlara sordüm: — Üç buçuk ay!.. Dedikleri zaman, hayret içinde dona | kaldım. Hattâ, ne yalen söyliyeyim, ağ- zım epey müddet açık bile kaldı! Nekahet devri de on beş gün kadar sürdü. Sonra beni taburcu ettiler, He- men karıma bir mektup yazdım.. Ge- çirdiğim kazayı bildirmedim. Devamlı iş bulamadığımı, bir koç gün bir işte, bir iki gün başka bir işte çalıştığım: anlatım. Cevap gelmedi. Bir mektup daha yaz- drm. Taahhütlü yolladım. İlmühaber yerine mektup geri geldi.. Meraktan ha- rep oldum. Üzüldüm.. Birde telgraf çektim. O da geri geldi. Bunun üzerine evime, köyüme, dönmeğe karar verdim. Param yoktu, şiltemin, elbisemin bi- rini sattım, Vapura atladım. Memleke- time döndüm, Evime koştum. Bahçe ka- pısınt açtım, içeri girdim. Pencerelerden birinin arkasından bir elin perdeyi kaldırıp dışan baktığını gördüm. Bu bir kadındı. Fakat benim eşim değildi. Olduğum yerde dikildim, kaldım. Ne. fesim tıkanır gibi oldu. Kötü, uğursuz bir haber alacağımı sezinledim. Deli gibi kapıya koştum. Yurdum, vurdum.. Pencere açıldı. Bir kadm: — Ne istiyorsun? Kimi arıyorsun?, Diye sordu.. — Ohooo.. dedi, o çoktan buradan gitti, — Nereye?, — Ne bileyim ben? Hem sen kimisin, bunları ne diye soruyorsun?. — Ben kimi miyim? Bu ev benim a- yol!., Sorduğum kadın da benim ka - zrmls — Ya!. Hani buradan gidip te hiç bir haber vermeyen adam sen mişin?, Şimdi anladım.. Evde biz oturuyoruz.. Babema ev taksitlerinden geri kalan bir borcün varmış.. Zamanmda verme- yince, elindeki senetle burayı boşaltır. dı. Karın da buradan gitti. Bağırarak sordum: — Nereye? — Benim bikliğim bu kadar. Ötesini babam bilir.. İstersen babamı bir gör, onunla konuş, elbet onun bildiği bir şey vardır. — Kendisi nerede?. — Köyde, dükânında... NASIL BOĞDUM!. Gözlerim yaşlandı. Teessürden, &cr- dan boğulacak gibi oldüm.. Bir hömle- de bahçeden dışeerya fırladım. Bir ayak evvel bir haber almak için, içim içime sığmıyordu. Koştum, koştum.. Borçlu olduğum adamın dükkinma varıncaya kadar bir kaç kişiye çarptım. En niha- yet nefes nefese dükkân girdim. Dükkünda kimseler yoktu. O kadar kendimde değildim ki, girer girmez he- rife sorduğum sual şu oldu; — Karım nerede? Evimden kovdu - ğun, çıkardığım Fatmam nereye git- ti?, Onu soruyorum. Herif birdenbire beni tanıyamadı. Şaşkın şaşıkn yüzüme baktı. Sorgum 0- nu şaşırtmıştı. Ona doğru gittim. Dirseklerimi tez- güha dayadım. İçim yanıyordu. Gözle- tim dolu dolu, ağlamaklı bir sesle: (Devamı var) | Memleketimi ze gelen ecneb Dp Aaa ilere ilk anda saygı telkin etmeliyiz ! Bazı ufak tefek dikkatsizlikler yabancılar üzerinde fena intibalar bırakmaktadır Güzel Çanakkalemizde denebt va purlarımı kontrol için çalışan vasıtalar, Yabancı bir memlekete girerken, o memleket hakkımda ilk intiba, insan hudutlarda karşılaştığı manzaralar « dan alır.. Giriş deniz Üzerinden oluyor. sa, geminize yaklaşacak ilk memleket mümessili, sahil sıhhiye teşkilâtı me- murlarıdır. Arkasından, zabıta ve İşte ,bütün bunları bilen bir Türk vatandaşınm, bir yığın ecnebi ile dolu bir vapurda, Çanakkale yoluyla kendi rinde ekseriyetle silinmesi güç izler | nına dönerken, vapur Çanakkale » | ye yanaşır yanaşmaz, ilk anda gördü. ) iz Piâjlarda uzun pantalon giymek mo. dası bu sene de devam ediyor. Fakat bu senenin pantalonları geniş değil, dardır. Pantalonların üzerine bir blüz giyiliyor. Buradaki blüz; üzerinde gemi çapası ve iskakoz resimleri bulunan emprime bir kumaştan yapılmıştır. Tonton amca postacı kemxmeliyette olmalıdır.. ğü bir manzaradan sinirlenmemesine imkân yoktur. Niçin mi? Bakmız anlatayım: Daha vapurunuz boğazdan girme . den, bütün yolcular, güvertelere top- lanmış, çoğunun elinde dürbün, şirin topraklarımızı seyretmektedirler. Hep sinin yüzünden daha ilk anda, memle- ketinizin tabit güzelliklerine hayran kaldıklarmı memnuniyetle görüyor sunuz. Vapur yavaş yavaş Çanakkale önü- ne yaklaşıyor. Düdükler çalıyor, kap. tan kontrol memurlarmı davetet. mektedir. Birkaç dakika sonra da, li- mandan oldukça güzel ve biçimli bir motörün gemiye doğru yaklaştığını görüyorsunuz, Bir dürbünle bakarsa - nız bu motörde gümrük ve polis me- murları bulunduğunu anlarsınız. Fakat motör vapura kadar gelmi - yor, biraz açıkta durup bekliyor... E. ger işi bilmiyorsanız buna gaşarsmız, fakat tecrübeniz varsa, ne gümrük, n8 polis memurlarının, sıhhi kantroldan evvel vapurlara (çıkamıyacaklarmı bilmeniz icab eder. Vaziyet böyle o. Tunca doktorun daha evvel yola çık- ması lâzımdır ama, nedense, bu İş ÖY- le yapılmaz. Bütün gözler, ilmana dikilmiş, sa- hil sıhhiyenin motörünü aramaktadır. Dekikalarca sonra, baş tarafında rengi solmuş, uçları parçalanmış, bir sahil sıhhiye bayrağı taşıyan, taka bozması, garibüşşekil eski berbat bir motör görünce, evvelâ şaşırırsmız ve sonra da ylireğiniz sızlar, Hele bu ta- ka bozması gemiye yaklaşıp da yana. şınca, bazı ecnebilerin biribirlerine bu Nuh nebiden kalma tekneyi gösterip güldüklerini görerek sinirlerinizin kö. künden sarsılmamasına imkân yok - tur. Sizl ciddön utandıran şu teknenin bir an evvel uzaklaşıp gitmesini istar- siniz ama, o dakikalarca olduğu yer- de durur ve yüzlerce ecnebi ona bakıp bakıp gülerler... Sıhhi muamele bitip, doktor geldi- ği yere dönünce, gümrük motörü va. pura yanaşır ve memurlarını bırakır, Çanakkaledeki vaziyet içinize hic. ran olduğu için İstanbula ayak basar basmaz, işi tahkik edip öğrenince, bir kere daha gaşa kalırsınız. Sahil sıh- hiyenin başka, ve diğerinden biraz i- ee e pe Türk Milletinin şerefile mütenasip bir mü- yiee bir motörll daha varmış, fakat şimdi tamirde olduğundan, bir vapur "acentesine ait olan bugünkü motör a- vuç dolusu bir kira ile tutulmuş... Sahil sıhhiyenin tamire girenlerin yerine koyacak başka motörü var mıdır, yok mudur? Bu başka bir mese- 1e!... Yalnız herhangi bir mecburiyet karşısında da olsa hiçbir âmirin, hiç bir memurun, 'Türk devlet teşkilâtm. da, bilhassa her an ecnebilerin karşı. sma çıkacak, onlara ilk memleket in- tibalarımı verecek bir işte, bu kadar kötü, bu kadar biçimsiz bir vasıta kullanmayı düşünmeye bile hakkı yok tur. Eğer Çanakkaledeki sahil sıhhiye teşkilâtı motörsüz kaldıysa, yine ay- ni iş ve ayni vazife için çalışan orada- ki gümrük motörlerinden, birkaç z4 man için pek Alâ istifade edilebilir. Alâkadarlarım, böyle işlerde pek ti. tiz davranmaları ve en ufak bir Jâu. belilik yapmamaları icab etmez mi? Süvarilerimiz Varşovada Kendilerinden takdirle bahsediliyor Varşova 17 (A.A) — Varşovada yapılacak büyük enternasyonal binici. lik müsebakalarına iştirak etmek üzere Türk ekibi Varşovaya gelmiş bulunu- yor, Ekip 8 binici ve 15 attan mürek. keptir. Gazeteler Türk ekibinin daha ilk an- lardan itibaren yarışlarda heyecan w- yandıracağını tahmin etmekte ve Türk Pinicilerinin Fransız ekulünü mlikem- mel bir tarzda temsil etmekte olduğu” nu yazmaktadır. 7 —— Yeni alınacak posta vapurları Almanyada yapılan posta vapur rından ilk olarak gelen “Trak,, vapuru Salıpazarı önünde demirlemiştir. Dün yeni vapurumuzu İleniz müesseseleri mümessilleri ve mütehnesısları gezmiş- lerdir, Geminin bugün fenni muayene ve tecrübeleri yapılacaktır. Diğer taraftan, yeni rsmarlanacak on yeni posta vapurunun şartname ve projeleri de hazırlanmaktadır. Yapılmakta olan vapurlarımız geldik ten sonra Denizyollarmın faal kadro- sundaki posta vapurlarınn toneje 240 bini bulacaktır. Yeni rsmarlanacak pos ta vapurlarile beraber posta vapurları- #muzın tonajı 300 bini bulmuş olacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: