13 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

13 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 MAYIS — 1938 H S HABER AKŞAM POSTASI Yazı işleri ti idare Italya seyaha- tinden sonra Alman devlet seisi ve Nazi Şefi Hit- lerin İtalya seyahati, büyük debdebe ve ihtişam içinde yapıldı, Kabul resmi- nin ihtişamı hakkımda beş gündenberi gazete muhbarirrlerisit Romadan ver - dikleri malümat peri hikâyelerini bha- tırt uyos. Filhakika kabul yalnız ihti. şaraı bakrmandan göz kamaştırdı oldu- ğu rtiramı bakımından da teşki- lâtçıl ğin bir örneği olmuştur. Bu beş gün zarfında Alman devlet relsk: İtslya eskerlerinin — manevtasında — bülvadıe. | Dört yüz tayyasenin hava oyunlarını seyretti. İtalya deniz küvyetlerinin ge- çit resmini gördü, İtalyan müzelerini gezdi. Kırk beş orkestranın bir arada verdiği konsesi dinledi. Ziyafetler, nu- tuklar, bütün bu gürültü ve aümayiş arasında birktç saatlik siyasi! müzake- re.. Bu beş günlük yüklü program ni. hayetlenmiş ve Hitler evvelki gün Al- manyaya geri dönmüştür . Hitler seyabatinin nihayetlendiği bu sırada herkes tarafından sorulan sual güdür : — Acaba bu riyarette neler görüşlül. BüÜZ. Almanya ile İtalya arasında as- keri bir ittifak imzolandı mı, gizli bir anlaşmıya varıldı mı?. Bir defa iki Hder arasında neler gö- rüşüldüğünü uzun bis zaman ve belki de bi; bir zaman öğrenemiyeceğiz, Fa- kat bu ziyaretin Avrupa muvazenesini olduğu yerde bıraktığımı anlamak için ne görüşüldüğünü bilmeğe Tüzüm yok. tur. Döğrüsünu söylemek İâzımsa, Hit. derin bu seyahati esnasında — söylenen sözlerden ziyade söylenmiyen — sözler dikkate lâyıktır. Meselâ iİtalyan - AL- man dostluğundan çok bahsedildi, Fa- gist ve Nazi kasdeşliği tebarüz ettirildi. Fakat İtölya - Almanya münasebetleri bahis mevzua olduğu zaman dalma ile. ti sürülen Roma - Berlin mihveri üze- rinde ısrarla durulmadı. Bu çok dikka. te lâyık olan bir noktadır. Çünkü iki devletin münakaşa kaldırmıyan dostlu - ğundan ayrı, bazı gayelese matuf e- lan bir siyaset birliği vardıtr ki Roma . Berlin mihverinin mânası da bu idi. Ve İtalya - Almanya plâtonik bir dostluk bakrmından değil, hu münasebet bakı- mındandır ki dünya kamoyunu alika « dar etmektedir, Hakikat şuduür ki eğer Hitlerin ziyareti anşlustan ve İtalyo ile İngiltere arasındaki itilâftan evvel ya- pılmış olsaydı, Roma - Berlin mihveri, nin kuvvetini tebarüz ettirmek, bütün seyabatin ağırlığını teşkil edecekti. Al- manya Brener'e gelip dayandıktan son- ta bu nokta üizerinde pek o kadar dü«- rulmamırştır. Bunun ürecine — Hitlerin ısrarla Üzerinde durduğu bir nokta var- dır ki, Alman . İtalya münasebetlerinin Psikolojik noktası da budur.. Hitler bir koç vesile ile Almanyanın artık Brener den cenuba doğru ilerlemiyeceği hak- kındaki teminatını tekra retmişı hattâ bu taahhüde kendisinden sonra gelecek olan Alman nesillerini de bağladığını anlatmak için bu yolda vasiyetnemesi olduğunu da ilâve etmiştir. Bu sözler İtalya kamunu tatmin etmiş olabilir , Fakat bu münasebetle Musolinin meş- hur sözlerinden birini de bhatırlanak gerektir: — Hudutlar münskaşa edilmez, mü- dafaa edilir. Dalma bu realist politikadan ilham alan Musolini, bugün İtalya dış politi- kasına yeni bir istikamet vermiş daha doğrusu harpten evvelki yoluna sev - ketmiş bulunuyor: Bu da Almanya ile dostluğu muhalaza etmek; fakat İngil. tere ve Fransa ile de çok iyi münasebet te bulunmaktır. Hitlerin ziyecetinden evvel, İtalya dış politikasının bu yol 3 yaşındaki sine göre 5 l 000 iira ÇAU hei SAA ZN Bir etowmobil kazasında ölen çocuğun kardeşi, babasının kacağında Üç yaşındaki bir çocuğun kıymeti nedir?, Londradaki bir mahkeme bu — sual karşısında kalmış ve uzun müdde halle- dememiştir. Mesele gu: Bir adamın Uç yaşımdaki küçük kım, bir öotomobil kazasında ölüyor. Adâm, şoförü dava ediyor. Mahkeme, evvelâ, zarar ve ziyan olarak bizim paramızla 3000 lira kadar bir para tesbit ediyor. Çocuğun bobası, bu parayı az bulu- yor, itiraz ediyor, Otomobil sahibi ise, fazla olduğunu söylüyor. Adamaın davavekili - meseleyi - töyle müdafaa ediyor: “ Vakla üç yaşıma gelen çocuğa ba- basının ettiği masraf çoktur. Büyüyün. ceye kadar da kendisine edilecek mas- raf bir hayli olacaktır. Binaenaleyh, 3 yşındaki bir çocuğun babasına büyük bir masraf membar: olduğu düşünüle- bilir. “Bununla beraber, meselenin bir de öteki tarafı vardır: “Büyüyünceye kadaer masraf kapısı olan çocuk büyüdükten sonrar bir ka- sanç membar olacaktır. Bu cihetle, ço. cuğun öhümü ile, büyük bir küranç kaybedilmiş oluyor, Binaenaleyh, 3000 Hra azdır.. En âşağı on bin lira zaraer, ziyan isteriz... ,, Ölen çocuğun babası, ayni zamanda, otomobi! kazası neticesinde diğer kızı- nın da hasta olduğunu ileri sürerek tekrar tazminat İstemiştir. Mahkeme, son kararında bu tazmi- nAt ta dahil olmak tzere, otomobilin sahibini 6000 lira ödemiye mahküm et- miştir. İkimsi çocuk için 1000 lira tazmi nat tahmin olunduğuna göre, 3 yaşın- daki çocuğun 'değeri" 5000 lira tesbit» edilmiş oluyor. YECSENTELETEİRE * GDT S HUTT EMASTRNNTK Ras gele Birzöyi GAZETWIZ!NM sayfalarında bir zayi ilânı gördük. Ehemmiye- tine binaen, bu sefer meccanen bu sütun- da tekrar neşrediyoruz: ZAYI TAKMA DİŞ 8 Mayıs 938 pazar gürü Küğrthanede üzerinde yürümekte Olduğuna delâlet edecek işaretler vardı. Ziyaret bunu te- ”| yit etmiştir ; Alman dostluğundan kuv- vet alarak demokrat devletlerle iyi pa- zarlık yapmak. Almonya ile münasebetlerde de demokrat devletler- le idame ettiği dostluktan kuvvet al, | mak, (Ulus) A, $. ESMER HABER — Aksam postası L Aki Kün, Ht dr dd e K Gor : |, “Hayat veya ölüm,, çocuğun değeri|heyeti kararını verdi Bir Ingiliz mahkeme-|Çocuk, yapılan ameliyat netice- sinde, bir gözünü kaybetmek suretlle hnayatını kazandı Çöocuğunu ölüme veya kör elmıya mahiküm etmek bususunda mütereddit ana ile baba, hakem heyetinin kararını almış bulunuyorlar: Çocuk yaşayacak ! Kafatt içinde bir şiş çıkan ve ancak | amdliyat olduğu takdirde hayatı kur- tarılaçıık, fakat kör kalacak olan — ço- cuğun macerasın; biliyorsunuz : Evvelki gün, kadının, evlâdının kör olmaktan, ©a ölmesini tercih ettiğini yazmıştık . Dün gelen yeni malümatta kadının, tenkitler karşısında, fiktinden vazgeçe- rek karotın, hakem heyeti tarafından #erilmesine razı olduğu bildiriliyordu. Bugün de bakem heyetinin verdiği kararı haber alryoruz : Rahip, doktor, retiyo şuat mütehas- sısı ve diğer ilim adamlarından müte- şekkil on iki kişilik “ hayat ve ölüm,, beyeti, çocuğu mueyeneden ve uzun müzakerelerden senra, ameliyat yapıl- masmâ, yani, yaşatılmasına karar ver- mişlerdir. Yalnız, çocuk İki gözünden değil, bir yağşayacağına çok seviniyorlar. Haki- katen, işi hâkem heyetini havale etme- lerinde isabet etmişlerdir. Çünkü, bun. dan evvel doktorlar, ameliyat netice - sinde çocuğun iki gözden de mahrum kalacağını söylemişlerdir. Hâkem hey- etinin derin tetkiki esnasında, bir gö- zünün feda edilerek de hayatının kur- tarılacağı sevlaşılmıştır. Bü münasebetle, bundan beş sene evvel İngilterede bir çocuğu — ayni şekilde bir hastalığa uğradığı ve anası ile babasının böyle müşkül bir vaziyet- te kaldıkları anlatılıyor : Çocuk üç aylıktır. Beyninde bir şiş hasıl olmuştur. Bu şişi almak için a. meliyat yapmak lâzım.. Ameliyat olur- sa gözleri kör clacak, ameliyat olmazsa çocuk ölecek.. Fakat, çocuğun anası, babası hiç te- reddüt etmiyorlar: Çocuklarının ölme- Hindistanda verem artıyor Tngilterede neşredilen bir istatisti- ğe göre, Hindistanda veremden ölen- ler seneden seneye artmaktadır. 1935 senesinde Hindistanda kayde- dilen ölüm vakaları, 6.500.000 kişi Bunun 500.000 i veremden ölmektedir. Veremden ölenlerin çoğu da 15 ile 30 yaş arasındadır. 1.808.000 mil murabbat bir sahayı kaplıyan Hindistandaki 370 milyon nüfusa mukabil ancak 40 verem sana- toryomu vardır ki, bunların da ancak pek azı mütekâmi) şekildedir. Verem vukuatının artması üzerine, Hindistanda büyük bir veremle müca- dele cereyanı uçılmıştır. mesire yerinde bir adet alt çeneye ait takma diş kaybolmuştur. Bulanların aşağıdaki adrese getirdikleri takdirde memnun edilecektir. Galata: Çeşmemeydam 171 numayalı Rahveci Yusuf. - * Yedi yaşındaki bekâr ve evil gençler H ENDEKTE “garip ve çirkin bir adetin birçoklarını rahatsız ettiği,, ni Tan gazetesinden öğreniyoruz. Gaze- te bunu şöyle anlatıyor: w Ü e aA sindense kör olarak sağ kalmasını ter- €ih ediyorlor ve ameliyat yapılmasına karar veriyorlar. Bugün, Pefer ismindeki Bu — çocuk beş yaşımdadır. Güzel, gürbüz bir yav. rudur, fakat gözden mahrumdur. Fakat şimdir Londradaki kör çocu - ğun ana ve babası: “Acaba bizim çocuğun da hayatı bir gözü fedâ edilerek kurtarılamaz, muydı?,, diyorlar. Hattâ amcliyatı ya - pan doktoru dava edecekleri söyleni- yor. Tomi Far Çok kazanan bir varyete artistile evliendi İngiliz boksörü Tomi Far Ameri- kadan İngilereye dönmüştür. Fakat, böksör Amerikadan bu sefer başka bir zaferle geliyor: oradan, Amerika- nın en çok para kazanan varyete ar- tistlerinden birini kazanmıştır. Ya - kmda onunla evlenecektir.. Eylin Venzel ismindeki bu artist, ayda bizim paramızla on bin lira ka- dar bir para kazanmaktadır. Fakat, 'Tomi Far, bu kızla, bu kadar çok pa- ra kazandığı için evlendiğine dair o- lan haberleri şiddetle tekzib etmiştir, Bununla beraber, Tomi Far, evlen: me meselesinden fazla yine boksla meşguldür. Bir beyanatımda göyle di- *“Kiminle olursa olsun çarpışmaya hazırım. *Şampiyonluk unvanımı muhafara etmek niyetindeyim. Yakında, Edi F- Hps ile, Ben Furd arasmdaki maçtan kim galib gıkarsa onunla çarpışmak istiyorum. Yahut Noyzel ile çarpışa- cağım...., Düğünün ne zaman olacağı belli ol- madığı gibi, Tomi Far'ın yapacağı mraslarm da tarihbi malüm değildir...., “Yedi yaşından tutunuz da yirmi ve hatta yirmi beş yaşına kadar olan bekâr ve evli gençlerden bazıları geceleri ma. balle aralarında, hiç münasebetleri bu- lunmayan evlerin avlularına girmekte, pencerelerini bıçakla kaldırıp aileleri seyre çalışmaktadırlar. Hatta, yüksek penverelere yetişmek için merdiven kul- landıkları bile görülüyor. Ev sahibi, bu çirkin gözcülüğe müdahale etmek itsediği takdirde “eski adetimizdir,, cevabile karşılanmakta, bazan dayak da yemek- tedir... Yedi yaşmdan küçük bekâr veya evli gençlerin böyle - bir iş yapmadıklarına şükredelim! Dinarda bir cinayet YBDAGÜ!_ Muvazaalar ALİH BRifki Atay — “Yedi Gün, ün bu haftakt nüshasında yarıyor: 19 unca aârin büyük İngilizlerinden bi. ri: “Şark şark, garp da garptır?,, demİğti. Osmanlılar bu bir satırdaki hakikati an. lamadıkları için, bir axır zaman kaybetti. ker. Atina tefekkürünü on beş asır söndüren sebepler, her tarafta müzlüman orta çağı- ni devam ellirmekledir. No ırk, ne iklim, Ne muhit, ne de garp medeniyoti usulleri. nin üstünlüğünü tasdik eden sivil meklep banu menedebiliyor?: Sırpça konuşan ve altmış sene, esir dimaksızın tazyik görmek İs illimas ve tercih ile, garp içinde nesil Öreten müslüman Vugos la, Hind hudutlarındaki müslüman yağınları arasında şartlar aynidir. Tefek. kür kurtulmdıkça, bülün taklitler ve ileri bamleler nihayet akim katmaya mahkâm. gurlar. Eskiden müslümanlığı medeniyetle te- Kf mümkün olup almadığı hakkında mü. nakaşalar yapılmak edetti. Mesele yanlış konulmuştur: Görp medeniyeti bristiyan. bâ kendine ihtida ettirmek için bin şu kodar sene mücadele etli. Bu sözlerle, milliyetçilik demagojilerini siper edinen Irticam Hkılâp müessesele- rindeki mukavemelini kasdediyorum: Ön- lar da, Özemanlılar gibi, beş şartlı bir garp çılık tahayyül ediyorlar. Ayni medeniyet âleminin umuml ahen. Bi İle, bu abenk İçinde milit karakter ve gebaların rolleri bizim İnkılâbımız müna. sebelile, iarafımızdan İcat, tetkik ve hal- Tedilecek değildiler. Bunlar ruhur, tetkik ve hallolunmuşlardır. Vazifemiz milliyet softalarının demagojilerine, tefokkür ve hayat hürriyetinden hiçbir sey kurban ct. memek, bizi şarka, tecerrüde, tekrar mis. tik ve riyazel tekkesine doğru İten taryik- leri yerinde ve zamanında kırmak, kafa ve ruhça şarklı olana garp Türkiyesinin faaliyet efhamı içinde yer vermemektedir. *“Şark şark, garp dâ garptır.,, İkisi Bir- Teşemoz. TAN Imtihanlar sullM Zekeriya imtihanlar İkında Jikrini söylülyerek umı he le, çocuğun. ve çalışması. İçin Tam ve Bir ötçü olamayacağını kay. delliklen. sonra şifahl veya tahrirl irali. hanlardah hangisinin lercih ödilmesi lâ- zım geldiğine datr diyor ki: *“İmtihana giren çocuk bir defa dima. ğen yorgundur. İkinci olarak da büyük bir korku içindedir. Böyle sarsılmış bir ruhi halet içinde, çocuk mümeyyizlerin karşısında, kendisine tevcih edilen sual. leri bir defa kavramakta güçlük çeker.. Hele suali kavramadığını bissettiği dakika maneviyalı tamamen bozulmuştur. Sair günlerde en çok bildiği bir meseleyi bir muamma gibi görür, yapamayacağım, gibi bir gerilik ve düşkönlük duygusu kendi. sinde hasıl oldu mu, © çocuğun cevap ver- mesine imkân yokltur. Şimdi mümeyyiz. lerin bu çocuk hakkında verecekleri hü. küm doğru müdür? Bu sebeple imtihanın tahriri olamsında daha kuvvetli faydalar vardır. Çocuk bir defa kendisini rahatsız eden, üzerine di- kilen nararlardan uzaktır. Kâğıdı, kalemi eline aldığı raman kendi âlemine kapana- bilir. Düşünmek için biraz daha geniş zamanı vardır. Bu yalnızlığın, ve vakit karal n verdiği teselli içinde ken- dini, sını dinlemeye daha çok vakit bulur. Bu itibarla tahrir! imtihan şifahi imtihana müreccehtir. Çocuğun sene içindeki notları, mualli. min çocuk hakkındaki kanaati, senö içe. risinde yapılan imtihanlar hence çocuğu tartmada en kuvvetli âmillerdir. Sene içe- risinde çocuğu ölcmek için yapılan zekâ jsetleri de buna yardım edebilir. Sene so. nu İmtihanları, umuml! imtihanlar çocuk hakkında son ve katl sözü söylemeye el. verişli değildir.,, Fransanın yeni deniz programı Paris 13 (Hususf) — Fransız bahriye nazırı gazetecilere beyanatta bulunarak Fransanın deniz inşaat programımı biran evvel bitirmeye karar verdiğini söyle- miştir, Deriz programma göre, Fransız “do- nanmasına iki büyük zırhlr. ve birçok küçük harp gemisi ilhak olunacaktır. Programın tatbiki için birkaç milyar frank tahsis edilmiştir. Dinar, 13 (Hususi) — Dinarın Tatarlı köyünde bugün bir cinayet oldu. Hızir oğlu-Hacı, beş kurşunla hatip Ahmedi öldürdü. Cinayet, kadın yüzünden olmuştur, katil maktulün' karısını kaçırmıştı, | | | | l İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: