Plâk Fabrikasınin yeni artisti Bayan ifakat'in Yeni okuduğu plâklar Nr. 270221 — Beni sana bağlayan Benim olsan “Yasemin,, Nr. 270222 — Mihnetle geçen Çözmek elinde değil Bestekâr : Sadeddin Kaynak Satışâ çıkarılan va çok kıymetli eserleri havi olan bu plâklar cidden tavsi» yeye şayandır. 'İstanbul Belediyesi Hânları oo—o—m—o—o0o—0o0oao—e———— ——— — Beher metre murabbama 10 lira bedel tahmin edilen Aksaray yangın yerinde Camcı Ali maballesinin büyük Reşitpaşa sokağında 5 inci adada 10 metre dÜ san- timetre murabbar sahalı arsa satılmak üzere açık arttırmaya konulmuştur. Şart- namesi levazım müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 7 Hira 80 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektübile beraber 13-5-938 cuma günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmahdırlar. (B) (2454) Keşif bedeli 649 lira 17 kuruş olan Çubuklu Gaz depolarında yaptirılacak beton Börü kanalı Ve ferşiyatı açık eksiltmeye kömülmüştür. Şartnamesi levasım müdür. lüğünde görülebilir. İstekliler 2400 No. lı kanunda yazılı vesikadan başka Fen işle- Ti müdürlüğünden alacakları fen ehliyet vesikasile 48 Hira 69 kuruşluk İlk tetminat makbuz veya mektubile beraber 20-5-918 cuma günü &aat 14-de Daiml Enecümende bulunmalıdırlar. (B.) (2585) Bebek -İstinye asfalt yolu inşası 25-5.938 çarşamba günü saat 15 de İstanbul vilâyeti ve belediyesi daimi en- elimeninde 400.000 lira muhammen bedeli Bebek - İstinye arasında yapılacak be- tan asfalt kaplamalı yol ve telerrüatı inşaatı kâpalı zürf usuliyle eksiltmeye konul- müştür. Mükavele, eksiltme Bayımdırlık işleti genel şartfamlesi, hususli ve fenni şartnameleri, proje, keşif hülüsasiyle buna müteferri diğer evrak 1000 kuruş mukabi Hinde Nafia dairesinden verilecektir. Mu vakkaât teminat 19750 liradır. İsteklilerin teklif mektupları ve en az 150.000 liralık asfalt kaplamalı yol yaptığtma dair vesika ve nafia vekâletinden almış olduğu 938 yılma ait müteahhitlik vesikasiyle 988 yılma ait ticaret odası vesikalarını havi kapalı zarflarını 25-5.038 günü saat 14 de kadar İstanbul vilâyeti ve belediyesi daimf entümenine vermeleri. Bu saatten tonra verilecek zarflar kabul olunmaz (İ) (2610) Ş Yavrum Oq İ e lflçi gaîıracağım M N 15 Bankasırdaki hesabın 5O İirayı: bulacak! Taliin varsa, hazıran Keşidesinde bg M Birdeln Y L'şra atlabilir. MARKİZ DO POMPADUR 139 256 MARRIZ NDO PORNPANTIR tesiri altında, yölün Üzerinde çilğ.u bir sür'atle koşuyorlardı. D'Etyol, asabi, müteheyyiç, endişeli görünüyordu. Çünkü oynayacağı öyun çok kor- kunçtu.. Fena hesap edilmiş bir tek kelime, Biz tek jest, bir tek hareket, oynayaca- ı oyunu kendisine kaybettirebilirdi. Ve baroyunun — kayboluşu dâ, bütün »hülyalarınm yıkılışı demekti., Uzun za- Mmandanberi kurulan ve büyük bir sabır neticesinde, tedricen inkişaf eden bir plânın yıkılmasiyle beraber her şey de yakılabilirdi. Bir tek hata, en küçük bir dalgitilik ona, hayatıma, hürriyetine malolabilir- di.. Çünkü kralla - yani &9 büyük kuv. vetle - boy ölçüşecek, onunla mücadele edecekti ve silâh olarak elinde, bu işte hiç te ehemmiyeti almıyan milyonlarile yalnız her zaman uyanık bulunan ze- küsındec başka bir şey yoktu. Bu düşünce üzerine, cıliz göğsünü büyük bir gürür nefesi şişirdi. Muzaf- fer olacağından süphe etmiyordu. Krebiyonu hatırlayınca, dudakların- da istihfafâmiz bir tebessülm belirdi. Namusun bu işte ne işi var?., Ve bu adam ne diye burnunu, kentlisine ait ol. Mryan işlere sokuyordu?. D'Etyol'un dudaklarındaki istihfaf - Smiz tebessüm korkunç bir hal aldı. Çünkü, şair kendisini bir hayli kor- kutmuştu ve d'Etyel onun bu müdahe- lesinin atısmı pahalrya maletmek isti. yordu. —— Bereket ondan kurtuldum, diye m'rıldandı, yoksa bu aptal plânlarımı pekâlâ altüst odebilirdi. Ne iâe! Bu c hetten şimdi rıdıztrm.. Bü ayyaş şair'n İşkembesi ne kadar sağalm olursa olsun, Deş yüz altıntık içki öyle bir iki günde İçiknez ve o, paraları tüketinceye kadar ben de işlerimi bitirmiş olurum.. Eğer bu serseri şair küstahlık edip te gene işe karı ğa kalkmsa, o rarhan da... D'Etyolun bu düşüncesini korkunç bir Jest tamamladı.. Baş döndürücü bir hızla yol alan ara. ba Versaya yaklışıyordu ve bütün so- gukkanlılığını toplamış olan d'Feyol, sakin, ve kendisine tamamiyle hâkim bir vaziyette tuvaletini düzeltiyordu . Sarayın Bnünde indi, uşağına bit e- mir verdi ve uşak bu emri yerine getir- mek üzere uzaklaşırkea, o da, mağrur bir eda ve dudaklarında küstah bir te- bessümle, hâkikf bir fatih gibi içeriye girdi.. Muvaffakryetinden c kadar emin- di ki bütün sarsıy halkının zevcesi kra. lm metreşi olan kendisine büyük — bir jiltifat göstereceğini, herkesin, yol üze- rinde hürmetle eğileceğini ve bir. . çek meşhur gimaların kendisine dalkavuk- Tuk edeceklerini Ümit etmişti. Fakat hiç kimsenin kendisine aldırmadığını, battâ kendisine istemiyerek çarpan bazı ne- dimlerin af talebinde bile bulunmağa lüzüm hissetmediklerini görünce, çeh - (Tesi sarardı, gözlerinde, gelip geçenle- re karğı sönsüz bir kin belirmeğe baş. ladı ve dişlerini gıcırdatarak şöyle mr- tıldandı: — Sabtedelim! Pek yakmda bütün bunlar değişecek ve bütün bu adamlar karşımda hürmet ve dehşet içinde titri. yeceklerdir!. . Halbüki, d'Etyolu acı bir inki. sarı hayal daha bekliyordu. Janm, artık kralın metresi olduğuna muhakkak nazariyle bakan d'Eeyol, bu münasebetle kendisinin de mühim bir şahsiyet haline gekliğini ve binsenaleyh kralın buzuruna çıkmak için sadece mini zikretmesi kâfi geleceğini düşünü- yordu. Bunun için, teşrifat kaidelerine al. dırmadan, derhal kralı görmek istedi- ğini söyelyip te, bu garip talebe muha- tâp olan teşrilat memuru onunla âdeta eç A a ge ÜS lll ö gae < Z —— aet d n İK S ada ae eli nni < aeit dddi D SÜİi e ga — d d —— — — ——— — ——— ——— ——— — bağısolamı:; büslt bir fani çök uzamlu olsa bile, kral onu kendisine kadar yükseltir ve mesele hallolur gider.. — Pekâlâ!.. Bir an için kralım Ja- na karşı aşkını kabul edelim, çünkü fil hakika, kralın böyle bir harekete düş- mesi için çılgınca âşık olmâas Jârımdır. » Ve D'Etyol bunları söylerken, her şeye rağmen, gayri ihtiyar! memtiuni. yetini hafilçe gösteriyordu. - Pakat, kral ne kadar âştk olursa olsun, zanne- diyor musunuz ki, en mütevâzi, fakat en sadık hizmetkârlarından birisine bu müthiş hakareti yaparken, bir hoyli düşünmez? Ben basit bir halk adamı değilim, buna rağmen size söyledim ya! Karımı seviyorum.. —— Farzedelim ki, kral bu hareketi yapmadan evvel günlerce düşünmüş ol- Sun, fakat... Neticede buna aklırmadı.. Bu da isbat ediyor ki, pek haklı olarak işaret etmiş olduğunuz veçhile, kralın tşkı çok kuvvetlidir.. Hattâ en sadık * kizmetkârının şerefini lekeleyecek ka- dar kuvvetli... . D'Rtyol, sahte olduğu güç anlaşılır, Hiddetli bir tavırla: — - — Aman ya Rabbim! dedi. Rüya görüyorum! — Demek - #öyledikleriniz doğru.. Ve siz, mösyö, bu adi işe yardaım ettiğiniz halle gelip bunu yüzüme kar, $r söylemek cesaretini gösteriyorsunuz! Biliyor musunuz İi bu size çok pahalı- ya malolur ve kat'i? darbeyi indirmeden evvel size uşaklarımım sopalariyle bir ders verebilirim?. Sahte bir hiddetle söylenen bu söz. Jer karşısında Krebiyon, gülümsiye- Tek: — Canım! Uzun etme, iştet.. Demek istiyormuş gibi başını salladı. Noe de debşet içinde etrafına bakına- Tak, endişeyle, icabında, sığmabilecek bir delik arıyordu. Çünkü Krebiyondan sonra, kendisinin de uşakların sopaları- nı tadacağından şüpbe etmiyordu. Nihayet Krebiyon şöyle dedi: — Filhakika, uşaklarmızın topalarile bana bir ders vermek gayet doğru olur. Fakat gunu nazarı itibara alm ki, tize biraz evvel, söylediğim gibi ben ve dos- tum Puasson bu işe, gayri şuurt bir şe. kilde iştirak etmiştik. Hanri tekrar koltuğuna oturarak, ka- rarını vetecek bir hâkim tavriyle: — Sözlerinizi iyice tasrih edip, me- seleyi açıkça anlatan, mösyö, dedi. Kre- biyon da: — Mesele gayet basit.. Dostum Pu- asson bütün bunları size izah edecek - tir . Diyerek, dehşeti büsbütün —artmış olan Puoosona döndü ve ilâve etti: — Haydiı Puasson, mösyö Berrye ile aranda geçen şeyleri, mösyö d'Btyola anlat. Bunun üzerine, Hostunun kendisine bahşettiği bu izah şerefinden maalmem- nuniye mahrum kalmayı tercih eden zavallı Noe, endişeli bir tovırla, mösyö Berrye'nin, Janın kudretli dilşmanları tarafından tehdit edildiğini kendisine nas:l haber verdiğini, polis müdürünün tavsiyesi üzerine ve onun yardımiyle Krebiyonla beraber Janm kaçırılmasını nasil hazırladıklarını ve onu tehlikeden nasıl kurtardıklarını zannettiklerini an- htti... Bunun üzerine d'Etyol da: — Demek ki, dedi, siz bu şekilde ha- reket ederken, zevceme büyük bir iyilik yaptığınım zannediyordunuz. Şu hal- de size teşekkürlerimi arzetmek mecbu- riyetindeyim, mösyöler. Noe, nibayet korkunç sopalardan kurtuldukları için memnuniyet izhar e- derken, Krebiyon da hiç bozmadan, d'Etyolun sön sözlerine şu cevabı ver- dit — Doğrusu, evet! . Fakat d'Etyol, mahiyetini — pekâli anlaklığı entrikayı kavramamış gibi gö rtünmekte Jsrar ederek: