| | İ | ) l ! ) Holivatla “Sinema erkânı harbiyesi ,, nin şayanı diıkkat şahsiyetleri kimlerdir? ARLER Sinema Esasen sinemayı terkedip aıyasetle meşgul olacak. Göyet küvvetli ve meşhur bir adam olduğu için, siyasi sahada da namağlüb bir şahsiyet o. Jabilir. Bir perşembe akşamı, daha doğrusu geceyarısı Lüi B, Meyer, bir türlü de- gişmiyen lâcivert elbisesi ve ağzında sigarıyla “Kloner Klöb,, e geliyor. Bir masaya oturmak üzere salonu ka- tediyor. Yolu üzerinde herkes titri » yor, iğiliyor. Yirmi yıldız, yirmi sah- Be vazır onun nazarı dikkatin! celbet. mek, onun bir bakışmma nail olmak i. çin ellerinden gxa her şeyi yapıyor. lar. O da sağa söla küçük “himaye- kâr,, tebesaümiler dağıtıyor. Nihayet bir masaya oturuyor, metr — d'oteller koguşuyorlar, Biraz sonra, dansa da- vetedeceği kadın, en büyük şeref ve zalere ulasacaktır. Ertesi gün, idare meclisleri panik içinde çırpınıyorlar. “Vol- Strit,; te bir buhran başlangıcı başgösteriyor, “Metto" yu kontrol eden sigorta şir- keti tehditkâr telgraflar gönderiyor. Her taraftâ Meyer'in “uçacağı,, söyle- niyor. Cuma akşamı, tam geceyarısı Lüi B. Meyer “Klover, Kiöb" e geliyor. Sigarı hep ağzında, fâkat adımları her zamanki gibi emin değil. Yolu ü. zerinde soğuk bir sükünet var, “Hi. Mayekâr,, tebessümler dağıtmıyor, sı kacak eller &rıyor ve bulamıyor. Otu- ruyor ve masasında yapayalnız kalı- yor. Sanki bir tesadüf eseri olarak, herkes, sırtını bu masaya çevirecek gekilde oturmuş bulunuyor. Ertesi günü, vaziyet tamamiyle de- ğişmistir. L B. Meyer mücadele et- miş, bütün kozlarını açmıştır. Akşam Baâ&t begte kendisini kuvvetli hissedi. yor, “Metro" nun idare meclisini top. luyor, istifasıntı meolisin suratma fır. latıyor. İstifa reddediliyor. Meyer gü- Hbiyeti kazanmiştır. Cumartesi akşamı, geceyarısı Lül B. Meyer, “Klover klöb,, e giriyor. A- dımları parkenin üzerinde gınlıyor. Yolu üzerinde herkes titriyerek iğili- yor. O da, sağa sola küçük “himaye- kâr,, tebeasülmler dağıtıyor. Biraz son ra onunla dansedecek olan kiz en bü. yük zafere ulaşacaktır. ş İşte! en şayanı dikkat dihet gudür kivo, dün kendisini muhakkak ölmüş zannederek yüz çevirenlerin hiçbirisi. ne kızmıyor. Bu, oyunun — kaidesidir. Oynanıyor, kaybedilip. veya kazamılı, yor. Hiç kimes size acımıyor. Bu, or- manlarda cari oaln kanundur. Bu üç gün müddetle; Lül B. Meyer, kendis! gibi mücadeleci insanların sevdikleri. çılgın anlar yaşamıştı. Gö- rünüşte sakin kalmıştı. Fakat zaför- den sonra, o sumertesi -gecesi, kendi- sini vahsi ve müheyyiç bir neşe ve sevince terketmişti. Sabahın beşinde, “Klover Klöb,. de ancak altı kişi kal. mıştık. Salonun ortasında, tamamile sarhoş olan sinetra “Çar" r, yalnız ba. şına “Kakvalk., danzını yaptyordu. MÜSTAHSİLLER Bu direktörler, bilhassa şirketlerin umum! * idarelerile meşgul * olurlar. Filmlerin hakiki yaratıcıları müstah- sillerdir. Bunlar bir şirkete mensup- turlar veyahut da müstakildirler ya- ni bir Cilmi yaparak bir şirkete gatar. lar. En büyük müstahsiller Darril Za- nuk, Selznik, Sam Goldvin, Mehin L5 Roâ, Laskidir. Mevzuubahs - İlk iki müştahsille, İrving Talbergin dehasın dan istifade ederek yükselmiş nazari- le bakılmaktadır. Holivud, Tarlbergin sembolünü İs- iki kişiye müracaat etmek inde kalmıştır. Meyerin damadı olan Selzmik, güyet Halim, sön derece idareci bir gençtir Çok film çıkarır, Holivadün eaki ana- nesine hizmet eder. icer, danseder, bü tün “pârti,, lere gider ve günde sekiz sâdt hummali bir fulıyeue çalışır, b ee *“erküniharbiyesi,, nin en şayanı dikkat şahsiyeti, şüphesiz, Foksun yaptığı istihsalâtm gefi Dar- ril Zanuktur. Bu, kısa Vuylu, zayıf, her zaman gri elbise ve mavi gömlek giyen yarı dızlak, sarışın bir adamdır, Gayet asa- bidir, yürümez fakat koşar, konuş- maz fakat bağırır. Daimi bir himma içindedir. Ber şey ona felâket veya mühim bir şey gibi görünür, Sönük bir sigar parçası çiğneyerek, bütün gün stüdyoda, “set,, lerle idare büro- ları arasında dolaşır, her geyi o idare eder, her şeyi görür. Akşam, çıkıp gittikten sonra, bürosuna yerleşir ve nihayet, rahat ve sakin bir halde, sa- bahın beşine kadar, senaryoları üze- rinde çalığır. Sonra evine gider, dört Baat uyur ve saat onda tekrar stüdyo ya gelir, Bir gün bitkin bir halde has- ta düşecek ve belki de bir daha kalka- mayacaktır. Bunu pekâlâ biliyor, fa- kat aldırmıyor. Pazar günleri katiyen sayfiyelere gitmez, Fakat bütün gün Santa Monikada'polo oynar. Bu onun yegâne ihfirasidır. Foksun mühim mevkilerine dört beş delikanlı yerleştirmiştir. Bunlar sinemadan hiç bir şey anlamazlar. Fakat çok güzel polo' oytarlar. Pazar günleri de polo oynamak mecburiyetindedirler, Bütün bu üstatlarda, meziyetleri ve zatflarile, Holivudun sırrt hakkında “hiçbir fikir veremezler. DÜNYANIN İKİNCİ SANAYLİİ Resmi istatistiklere nazaran, 90 milyonu Amerikada ve 160 milyonu dünyanm diğer yerlerinde olmak üze- re, haftada 250 milyon insan sinema- ya gitmekte ve vasati olarak, adam başına 7,D frank vermektedirler. Bu, hartada 1 milyar 875 milyonluk bir hasılat tamin etmektedir. Demek olu- yör ki, Amerika sineması, senede 97 milyar 500 milyonluk bir varidat te- min ediyor. Sinema, çelikten sonra, dünyanın ikinci sanaylidir. Sinema sahiplerinin kârları ve masraf çıktı mr, Holivutta sağlam birkaç milyar kalmaladır. Bu- nunla da filmler yapılmaktadır. Fakat sadece, Avrupada gösterilen ve Ame- rikan sinemacılığınım şöhretini temin eden filmler değil. Holivutta, her sene, takriben 700 film istihsal edilmekte ve bu filmler A ve B gruplarma ayrılmaktadır. Birinciler “super productlons,, de- mnilen büyük filmlerdir ve bunlar, iste- dikleri kadar masraf yapmak salâhi- yetini hsiz bulunan büyük sahne vazı- ları tarafından idare edilmektedir. Bu sahne vazıları en meşhür yıldızları intihap etmekte, filmi dört ay müddet le çevirmekte, diş sahneleri çevirmek Üzere dünyanm öbür ucuna kadar gitmekte ve şayanı hayret dekorlar inşa etmektediler. A filmlerinin he- men hepsi masraflarını korumaz, Bun lar perestij için, Holivudun reklâmı için yapılır. Bunların adedi, senede elliyi geçmez, Geriye kalan 650 film, B filmleri- dir, Gayet basit şeylerdir ve bunlarla bütün kazabalar ve küçük vilâyetler doldurulur. Bir senaryo halkın höşü- na gitti mi, gâyet az bir değişiklik- le, âyni sahne vazıı, ayni aktörler, ay ni dekorlarla, bunun on tanesi daha d yapılır. j Bu filmler Üç haftada çevrilir, bun- ların kaç paraya mal olacığı, ne ka- dar kâr getireceği kolaylıkla tahmin | edilir. Bu filmler Avrupada hemen hemen hiç gösterilmez. Fakat — Holl- vut bütçesini işte bu film'er kabar- tır. Holivut eszarmın bir kızmı- bunda, bu gşayanı hayret idarede, enerjizi bir tek nokta Üzerinde temerküz ellir- mekte, güzel ve bahalı bir film çıkar- l mak için, yirmi bözük fakat kârlı film yapmak keyfiyetindedir. Bu esrar ny- j ni zamanda Holivudun elinde bulunan namütenahi iİnsan levazımındadır. Bir müstahsi!, role tamamile uygun - bir | aeeran PEP A g KSN S eT A ö ÇS SNÇ 22 'NİSAN — 1038 © - .. S- Fenerbahçenin Milli küme deki yer.ne Muhtelit takım ikamesi lüzumsuzdur: Dünkü nüshamızda, futbol federasyo. nanun Fenerbakçeyi millii kümeden çıkaran bir kararı vardı. Gerçi Fener- bahçe klübü şehrimize gelen İzmir takımlarından Üçok ve Anhara ta. kımlarından da Harbiye ile maç yap- mamış ve İzmire gidip deplâsman ma. çını yapmaktan da imtina eylemiştir. Fakat T. 8. K. wun milli külme tali, matnamesi gayet sarihtir ve der kiz Kendi şehrine deplâsman maçı yap- mak için gelen herhangi bir - Klüple karşılaşmaktan imtina eden mahulli takımlar para cezasına çarpılırlar, Ve yine bir deplâsman maçımı yap- mak için icab eden şehre gitmiyen klüp ilie defasında para cezasına çarpılır, ikincisinde de mülli kümenin mütcakip müsabakalarına girmekten mahrum edilir. Şu vaziyet karşısında Fenerbahçe iki mahalli müsabakaya iştirak etme. miştir ki, bunun cezası paradır. Bir de deplâsman maçına gitmemiştir. Bunun cecası da - ayaidir. Böyleyken Federâasyon kendisini mülk kümenin müteakip maçlarından mahrum etmiş- tir, Halbuki Fenerbahçe bir tek de. plâsman maçına gilmemiştir. Nizam- name ila deplâsman maçına gilmiyen Klübün milli küme maçlarından ihraç edileceğini sarahaten göstermektedir. Doğru olmiyan bu karar, verilirken yanlış bir yot daha tutulmuüştur. Fenerbahçeyi milli kümede istihlâf edecek olan İstandbulur (6) Klüb karı- gığı bu maçlarda galib gelse de, mağ- Müb olsa da kiç pusan almıyacakmımış. Amatör bir federasyondan böyle bir kararın çıkmasina doğrusu şaştık. Bu a n TedEYARYONUN VeT VE A i, amal en | Ç eevk, yaplığı müsabakalarda galip gelmek ve bir varlık göstermek. tir. Mademki bu maçlara girecek olan karışık takımın yapacağı maçlar pu- van vaziyeti üzerinde bir tesir yapmı. yacaktır da, niçin binlerce lira sarfe- dilerek deplâsman maçları yapılacak- tir? Esâsen yense de, yenilse de ye- nik addedilecek olan bu karışık ta. Rımla, vasiyetinden emin olan ve na. sil olşa 3 puvanı garanti etmiş bulu- nan milli küme takımı arasında yapı. Tacak olan müsşabaka bir anirenman Mmahiyetini geçmiyecekir. Öyle bir müsabaka ki, neticesi ev- velden ve resmen ilân edilmiştir: karı- şik takım galib gelse de, mağlüb ve müli küme takımı mağlüb olsa da ga. Hib sayılacak! O halde emeklere ve bin- lerce Uralik yol masraflarına yazık değil mif Her taraftan sakat olan federasyo nun Dü kararımın, şimdiye Radar ver- dikleri kararlarla Türk sporunun yük- selmesi için çalışar ve bitaraf ellerde idare edilen T. 8. K. tarafından tas. Hih edileceğini beklerken, memleket sporunu senelerce şerefle temsil etmiş ölan ve Türkiyenin en eski klüplerin. den biri bulunan Fenerlilerin de dahi- N vasiyotlerini dir an evvel düzelterek tekrar şanlı mazilerini kaybetmemek İçün ebor sahasına avdetini dileriz, aktör bulmakta asla mü . Şirketlerin elinde, konturatla bağlan. mış olan ve “stok,, adı verilen yüzler- ce gene kız vârdir. ve her sene, bünlü- rin arasından bir veya iki büyük yıl- dız çıkar, Bundan başka insiyak, gençlik, bu ırkim neşesi gibi, gayet müessir ve fotojenik meziyetler vardır. Nihayet bir sır vardır ki izah edil.- mez fakat kabul edilir. Meselâ Fran- sada aşçılığın sirri vardır. Amcrikalı- ların ise sinema sırları mevcuttur. (Devamı var) bi İL SÜ ee GK Först Viyana takımı Yarın Şişli, Pazar da Pera ile karşılaşı, or Yörn First Viyana tle karşılaşacak olan Şişli takımında oynayacağı söylenen Beşike taşlı Hakkı ve Şeref ile Şişlinin en lehlikeli muhacimlerinden Zirayer Bir haftadanberi memleketimizde bulunan eski Avusturyanın tanınmış klüplerinden Först Viyana futbolcüle, Ti evvelki gün İzmirde yaptıkları dör. düncü müsebakadan sonra yarın ve pazar günü de Taksim stadında gayri- federe klüplerin en kuvvetlilerinden Şişli ve Pera İle çarpışacaklardır. Fena teşkil edilen İstanbul ve An- kara muhtelitlerini güzel bir oyun oy. nıyarak 3-1, ve 5-0 gibi kat'i neticeler. Te yendikten sonra Ankaragücü . Genç Terbirliği karışığına ve İzmirdeki muh- telite mağlüb olan Viyanalıların, ya- pacakları bu son kargılaşmalarda ala. Buhaftaki fut- | « bol maçl!arı Fenerbahçenin milli kümeden çı . karılması Üzerine bu haftaki Galata . Bürüy'. Pener mâaçının Yaptlahiryacağı ve bunun yerine birinci kümenin altı klübünden seçilen futbolcülerle sarı - kırmızılılarm karşılaşacağını dün yaz- mıştık. Altı klüb murahhası takımı teşkil etmek üzere dün akşam mımtaka mer. kezinde toplanmışlar ve Galatasaraya kargı çıkacak on biri şu şekiled tertip etmişlerdir: Kaleci: Safa (Beykoz) . Müdafiler: Bahadır (Beykoz), Ruhi (Süleymani. ye). Muavinler Mehmet, Kemal, Sa -| deddin (Beykoz). Muhacimler: Tür - han (Beykoz), Muhteşem (Vefa), Şa- hap (Beykoz), Daniş (Süleymaniye), Haydar (Topkapı). Milli küme haricindeki sporcuların en küvvetlilerinden hazırlanmış olan bu muhtelitin Galatasaray karşısında muvaffakıyetli bir müsabaka yapaca- ğma hiç şüphe yoktur. Diğer taraftan altı klüpten alman futbolcülerle bir B muhteliti de yapıl. mıştır ki, bu karışık takım da pazar günlü saat 15 de Beşiktaşlılarla husu. &İ bir müsabaka yapacaktır. Ajanlığın tebliği 24-4-938 pazar günü yapılacak maç. lar: T. 8. K, İstanbul bölgesi ajanlığın- dan: Beşiktaş sahası: Altı klüp muhteliti . Beşiktaş saat 5. Hakem: Tarık Özerengin, yan ha. kemleri Şevki Çanka ve Fahri Somer. Altı klüp muhteliti . Galatasaray 'ant 16,30. Hakem: Ahmet Adem Göğdün, yan hakemleri Hayri ve Rıfkı Aksay. Altı klüp muhteliÜin! teşkil etmek tizere aşağıda esamisi yazılı fubolcula- rın futbol levazımlariyle birlikte sa- at 14,30 da Beşiktaş stadında hazır bulunmaları rica olunur: Beykozdan: Safa, Kemal, Sadettin, Şahap, Turhan, Mehmed, Kâzım, Vefadan: Muhteşem Hüseyin. Istanbulspordan: Samih, Hasan, Envyer, Süleymaniyeden: Muvaffak, Ruhi, Daniş, İbrahim, Topkapıdan: Sabahattin, Haydar, Salâhaüdin, Yunus, Hilâiden: Rauf, han, Zeynel, H Suphi, Hakkı, İl- cakları neticeler merakla beklenmek. tedir, Memleketimizde bulunduğu dokuz günün üçünü İstanbul - Ankara - İz, mir - İstanbul seyahati ile geçiren mi« safir futbolcüler, geri kalan altı gün. de de altı mülsabaka yapmak gibi çok Büç bir işi başarmaya muvaffak ol . Tauşlardır. Takım ahengi yerinde olan Viyana. hdlar, kısa paslr, deplâsmanir ve çok seri bir oyun oynamaktadırlar, İçle « rinde kaleci, sol açık, sağ müdafi gibi nispeten zayıf elemanlar bulunan ta« kımlarmda Şmavs gibi, Hofman gibi, Fw:r gibi fevkalâde oyuncular da var- Fnrst Viyana ile cumartesi günü sa. at 16 da karşılaşacak olan Şişlililerin Beğiktaştan Şerefle Hakkıyı aralarına alacakları söylenmektedir. Enerjik bir ondereLerın en teknik futbolcülerine malik olan Peranın, pazar günü saba. hı yine Taksim stadında yapacağı bu müsabakalar futbol sevenler için na « kadar enteresansa, bu iki klüp taraf. tarları için de - iki klübün bir ecnebf takım karşısında geçireceği imtihan dolayısiyle - o derece mühimdir. Mülâyim pehlivan Pazar günkü güreş- lere girecek Vukubulan müteaddid davetler üze. rine tekrar Avrupa turnesine çıkzcak olan Mülâyim pehlivan, bu hafta Him. met pehlivanla karşılaşmak üzere şeh. Timize gelmişir. Halinden gayet iyi bir vaziyette bu- lunduğu besbelli olan Mülâyim, İngile terede dört maç yapmış ve hepsini de ezici bir Üstünlükle kazanmıştır. Kıymetli pehlivanın aldığı neticeler şunlardır: 1 — Mançesterde King Kurtise 21 dakikada tuşla galib, 2 — Liverpulda Boni Muir'e 13 da- kikada tuşla galib. $ — Nyu Brigtonda Dik Vilyam'a 16 dakikada tuşla galib. 4 — Notingamda Con Şmite 27 dâa- kikada tuşla galip. İngilterede son derecede beğenilen Mülâyim organizatörlerin ısrarlı da . veti üzarine, burada yapacağı müsaba- kalardan sonra tekrar Londraya dö. nocek ve gerek bu şehirde, gerekse İn- gilterenin diğer vilâyetlerinde birçok müsabakalar daha yapacaktır, Kiymetli pehlivan, eylül ayında, Pariste başlıyacak olan büyük gilreş mevsimi için de davet edildiğinden ©- raya da gitmesi kuvvetle muhtemel - dir.