AAA ——— ——— G TLEEYAR. 22 NİSAN HABER'in zabıtâ romanı Önesima arkamdan bağırdı: zırhlı gömleğini giymeği unutma A 5 n Burada tipinden İtalyan olduğu an Taşılan sivri rugan iskarpinli, bol paça pantalonlu, boğazına bir eşarp dolamış bir adam bu ufak dükkândan çıkarak korkak ve çekingen bir tavırla yanıma yaklaştı. Ben de arabadan inmiş Ve ona doğrü birkaç adım atmıştım. — Söyle bakalım Luici. Ne var nt yok? - dedim. Adam hiç cevap Ver- medi, Bir parça daha sokulduktan #Of- ra! işlttim. Lükin, sana hepsini söylemiye- ceğim. Yalnız sözlerime itimat et. Sen makul bir adamsın. Beni dinle. Sen bu işe dahil olma. Gideceğin yer sağlam yer değli dedi. Bu adam kadar ciddi söylüyordu ki, gaşmamak guyri kabildi. Biraz gvvel çıkctığı küçük oakkal dük kânma girmek ürere dönerken fısıldar gibi ilâve etti: — Oraya gitme.. Bu sözler beni düşündürüyordu. Â- rabama doğru yürüdüm. Yaklaşınca, arabamda birisinin oturmakta olduğunu hayretle gördüm. Bu adam katil başlı adamdı, Onu tanımakta gecikmedim. O, bu sefer de bambaşka Lir şekle girmişti. Vokitli vakitsiz karşımma çıkan bu adamın maksadını anlayamamaktan doğan bir asabiyetle kendi kendimi yi- yordum, Kendisinet — Azizim Önesima, yoksa, otomo- bilimi tiz otobüs mü sanıyorsunuz? Hem de bir gece servisinde kullanılan bir gtöbüs. mü? dedim. :M—nmı»i:wı&ı——' gibi gü ü: — Alfedersiniz yanılmışım, ne tesa- ü'tür bilmem. Her gece yarısı otamo» bilinize rastlarım. Bu çok garip bir tesadüf e-eri olsa gerek. Fakat, bu gece otomobilinize cidden ihtiyacım Var, Eğer, Cannese gidiyorsanız?. — Hayır! Sizi burada bırakmak mec- buriyetinde olduğumdan gok mütecs- sirim.. Cevap verdi: — Nasıl irterseniz. Lâkin, ben mü- hakkak ba akşam Cannese gitmek mec- buriyetindeyim, Allaha rsmarladık öyle ise. Yalnız, zırhli gömlek giymeği unut mamanızı tavsiye ederim. O bunları söyledikten sonra inmişti. 'Tam haceket edeceğim — sırada ığıı eder gibi, için için güldüğünl serdim. Bu gülüşü bir muamma idi! Majesko oteline dönüp de otomobi llmi garaya berakacağım sırada sağ ta- raftaki oturulacak yerde gözüme bir kâğıt ilişti. Bunu, gece eğlenti yerle- tinden birinin ilânı zannederek a7 daha atacaktım. . Fakat, alıp bir kere okuyayım C& dim. Göz gezdirince birdenbire afalla- dım. Üzerinde gayri muntazom bir ge- kilde bozuk bir yazıyla şunlar yarılı #di: 14—3—33 'YEDİ POSTLU HAYVAN Imza KARNAVAL Bu küstahça yazılmış kelimeler “ne- Yi ifade etmek lstiyordu. Bir hayvan-. Bunua manası bir hiç olse gerek- Ya, Karnaval ne demek ve kimdi? Derhal bü kâğıdın, Onesima Kardan düşmüş olduğunu hatırlayarak katladım. Çan- tama yerleştirerek kimseye bit şey İf- tıldamadan neticesini beklemeğe — ka- rTâr verdim. Mechul istikame- tin yolcusu Ertesi gün hizmetçi büyük bavulu- mu yerleştirirken, kahvaltımı ediyor Ve bütün hâdiseleri bir sinema şeridi g- bi gözümün önünden geçiriyordum. Hizmetçinin işi - bitince, bevulumu dışarı çıkarmasını ve beni yalnız bırak- Masımır rica ettim. | “Tabancamı herhangi bir tehlikeye kar. —'Behi dinle'eriz dostura. Bir geyler | yerlertirdim. | &. Esterel'in senelerce metrük kalmış | ertesi gün dostum ! Sonra, ufak valizden, bir gün evvel içine koymuş olduğum silâhlarını çÇı. kardım. Bunların birisi, sessiz kurgun atan otomatik bir tabanca idi. Her 2> man bedef olarak kaullandığım ince çe. lik tabağı da bavuldan çıkartarak kö- modinin üzerine yerleştirdim.. Karşı- sıno geçerek, bir saat kadar nişan talimi yaptım. tsabetler istediğim şekilde idi. gt kullanacağıma emin olunca cebime Yarım saat sonra, iki gün evvel ap mış ve ber karış toprağını öğrenmiş ol- duğum yolu kat'ediyordum. Hiç şüphe yök ki, tuttuğum İstikamet, yi ay ışığında gördüğüm “Kızıl Kaya,, şa- tosu idi. Ona “Kızıl Kaya,, ismi, rengi- nin kırtmızı olmasından dolayı vetilmiş. bir noktasında 1903 senesi sonlarına doğru bir Amerikal; milyarder torafı- dan İnşa ettirilmişti. Şatonun geniş arazisi, bütün Kot a. zür imtidadınce yayılıyordu. Etrafı köprü ve kulelerle çevrilmişti ve Ku- Tt sta şatolarından hiç te farkı yoktı 5 Şatonun 30 senelik bir tarihçesi de vardı. (Kızıl Kaya), sanıki yabani insan ve delilerin sığınağı İmiş gibi herkes- ten uzakta, bir tepe Üzerinde kurulmuş. tu, Yavaş, yavaş gidiyor, etrafıma baka- rak şatoya gidecek yolu arıyordum, Bi- raz sonra buldum. Lâkin, bu yol © ka- Bu ŞEHRİR DERTLERİ Çamlıcalıların iki büyük derdi var. İ-Susuzluk 2-Tenvirat meselesi Yazan: Haberci Çamlıca, hiç şüphe yok ki, İstanbu. lun en güzel sayfiye yerlerinden biri- dir. Hela bahar ve yaz mevsiminde ta. biatm kendisine bahşettiği güzellikler sayesinde hakiki bir cennet olan Çam- hca, maalesef en iptidaj modeni vast- talardan bile mahrumdur. Geçön gün Çamlıcada bir dostumu | ziyarete gitmiştim. Bir hayli tozlu yollardan geçtikten sonra, ni yet gi. deceğim eve vardım. Doğma büyüme Çamlıcalı olan das- tum, bana yana yakıla bu civarm dert. | lerini anlattı. vvelâ, dedi, susuzluk Çamlıca- ni başlıca sıkıntısıdır. Kadıköy su gşirketinin ilk tecssüsünde, Çamlıcaya bir su deposu yapılması ve bu civara ucuz su vermek ilk şartlardandı. Fa. kat şirket, buna kat'iyyen riayet et- | medi. Hattâ son senelerde, Çamlıcayı güzelleştirme cemiyetinin nazarı dik- katini celbetmesi karşısında, nafla ve. kâleti, Çamlıca ve civar halkının susuz kalmaması için girkete kat'i emirler verdi. Fakat bunlar hep neticesiz kal- dı, Bilâhare vekâlet su şirketini sa. tımalıp da belediyeye devredince bü- tün Çamlıcalılar, artık susuzluktan kurtulacağımıza emin olarak bayram yaptık, Çünkü belediyeye devir muka. velesinde de Çamlıcaya su yolu yapıl- ması, ilk şartlar arasına kanmuştu. | — Fakat haftalar, aylar, soneler geçti, yine ses asda çıkmadı. Halbuki, bu - gün, tesisat için Jâzım olan su borula. rınm elde mevcut bulunduğunu biliyo- ruz. Sonra, sular idaresinin elinde de bir buçuk milyon Nira kadar toplu bir dar-dardı ki, geçmenin imkân' ve ihti- mall yökte. Nasrl gğeçeceğimi düşünür. ken; birdenbire Bir öt kulağımı çınlat- tır — Nereye gidiyorsunuz, aziz dot tum, zırllı gömleği giydiniz mi?, Başımı çevirip bakınca, yolun sağ kenarında, yüksek bir tepeciğin üzerin- de duran, ve elinde sipsivri bir kama, taşıyan Önesima Kar'in, yemi / katil adamın sesi olduğunu anladım.. (Devami var) _______,-—'—__'—— Salılık ev Beyoğlu Tokatliıyan — arkası Balıkpazar köşesi 336 motre üzerinde gayet muntazam çift ve mermer merdivenler bahçe çift apartıman olur. Altında $ veya G büyük dükkân yapılır acele salılıktır. Müracast Beyoğlu Parmakkapı Tstiklâl enddesi Na 117 hirincl kat Veli Örder başlı istanbul Radyosu 22 NİSAN — 1938 CUMA 23 nisan çocuk hafta- ve bayramı münasebet çocuk esirgeme köruma namına Doktor İhsan Hilmi (ço- cuk sevgisi),. 1845 Beyoğlu halkevi sön terit kotu tarafından bir temsil, 10,15 plik ta dans musikisi, 19,30 çocuk terbiyesi. A H Kâmi Akyüz. 19,55 Borsa habherleri, 20 Muzaffer İlkar ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve Halk şarkıları, 045 ba- ru, 20,48 Ömer Ruza tarafından a- öylev, 21 Nihal ve arkadaşları tara- Oa e asikisi ve halk şarkıları (saat ayarı), 21445 orkesira, 22415 ajans haberleri, 22.30 plükla sololar, epera ve gperet parçeları, 22,50 son haberler, ve gn programı, 23 sön. 18,30 konlerans, Si, ya rapol BÜBREŞ: B Paskalya dolayı caktır. JDAPEŞTE: l!lıı!nM:nî orkestrası, 10 caz plikları, 20 Kar- rakil, (perde aralarında oPerdA ). 2405 radyo orkesiranı. BERLİN: 19, plâk, 21 sen 23,30 gerenatlar. ROMA: 20,30 hafif müzi 22 küçük orkest müztk. nakli, 24 YARŞOVA : 'ılı;Slb klâsik koönser, 19,10 plükla fran- Ya a kılar, 2030 mandelin orkesirasi, ;'İ plâk, 21,90 Oslodan Avrupa konseri nak N 22,30 küçük orkesira, ısile meşriyat yapılmıya- fonik konser, 22 tomsti bafif — müzik, Berlindem hafif azbanl. ik. 2130 29 para bu dır ki, bununla der. hal işe başlıyabilir. © Fakat bü parayla bentlerin temiz - lenmesi mevzubahs oluyormuş. Yani Çamlıca daha senelerce böyle susuz kalacakmış, Dostumun acı acı anlattıkları tama. men haklı ve bir hakikatti. Eski girke. tin, blitün imtiyazlı girketler gibi, hasl- kin ihtiyacını değil, kendi işini düşü. nerek Çamlıcayı susuz bırakması pek tabif Idi ama, iş belediyenin eline geç- tikten sonra ayni vaziyetin devamı cidden acı oluyordu. Çamlıcanınm su derdinden başka bir derdi daha vardır ki, bu da insanm kolay kolay İnanamıyacağı kurunu . vustaf bir iştir. | İstanbulun bu zavallr sayfiyesinde, bütün evlere elektrik verildiği halde, sokaklar hâlâ havagazi ve petrol lâm- balarıyla aydınlanır. Aydmlanır diyorum ama, bu ancak bir söz alışıkığıdır. Yoksa, işin haki- katinde, ufacık bir havagazi lâmbası- mın öyle koca caddelere pek de ışık ver diği yoktur. Maamafih Çamlıcalılar, havagazine çoktan razıdırlar, Onların gücüne gi- den, harıl barıl tramvay işliyen cadde. lerin bazısında, geçen asırda olduğu gibi hâlâ ufacık petrol Jümbaları ile - andırılmakta! olmasıdır, Sözüne hürmet öttiğim bir'Çamlıca. h: — Kuzum, bir gece kalk buraya gel de, şu petrol lümbalarının gülünç va- ziyetini gözlerinle gör. Yahu, binlerce Voltluk cereyan geçen, tramvay işli- yen tramvay caddelerinde, hâlâ petrol Jâmbası kullanmak, medeniyetle alay etmek demektir. Eğer birkaç elektrik ampulü takılamıyorsa, petrol lâmba - larımı da kaldırsınlar, hiçbir şey yan. masın'daha iyi... Yine Çamlıca civarmda gördüğüm içler acısı bir iş de, Çamlıcayı güzel- leştirme cemiyetinin ve belediyenin gayretile büyük yola dikilmiş binler. ce ağacın, yanlarma istinat kazıkları dikilmediği için, kırılma tehlikesine maruz kaldığı oldu. Halbuki etraftan ZAYİ — 11/250 numaralı liman cüz- danı ile nüfus kâğıdımı zayi ettim. Yenisini a'acağımdan ” eskisinin hük- mü yoktur. 810 tövellütlü Hergid oğlu Riza 11086 ah NN Çamlıcadan Adalara budanan ağaçların dallarıyla, bunlara birer kazık ilâvesi çok masrafsız bir iş olacağı muhakkaktı. Çamlıcanın Bulgurlu kısmımda otu- ran bir zat bana: — Köyün içine elektrik geldiği hal- de, bütün Bulgurlulular her ay bin- lerce lira elektrik parası verdikleri halde, geceleri sokaklarımız zifiri ka. ranlık içindedir, diye dert yandı ve bana o civar sokakların hâlâ 5 numa- ralı küçük petrol lâmbalariyle aydın. latıldığını anlattı. Çamlıcalılar bütün bu şikâyetlerin- de yerden göke kadar haklı buldum. Son olarak, Şirketihayriye ile Üskü- dar tratmvay şirketlerinin İstanbuldan Çamlıcaya gelenler için yaptıkları ten- zilâtir biletlerden de göyle bahsetti . ler: — Şirketler, yalnız İstanbuldan ge- bir. bakış.ır | Jenlere gidip gelme tenzilâtlı biletler veriyorlar. Fakat Ça ada oturanlar niçin tenzilâttan istifade etmemelidir. ler?.. Bizce asıl tenzilât Çamlıcada ©- turanlara yapılmalıdır. ki, bu güzel sayfiye yerleri halkın daimi rağbetini kazansın ve birçok sileler, yol masra- fmm çokluğundan korkarak buralar - dan kaçmasınlar. İstanbuldan kalkıp kırk yılda bir Çamlıcaya gezmeye ge. Tecek birkaç kişiye, tenzilât yapılma- sının hiç ehemmiyeti yoktur. Çamlıcalılar, güphe yok ki, bu YJadlalarmda haklıydılar, Bitmez tüken mez yeşillikleri ve yeni açmış bahar çiçekleri arasında doyulmaz güzel. liğe bürü lan Çamlıcadan sayrı- ltrken, bu nefis sayfiye'” yerine, niçin ehemmiyet vermediğimiz ve bu kadar bakımasız brraktığımıza bir türlü akıl erdiremiyorum. FHer akşam Bayan safi ve aa Eski Ambasadör salonunda “1 Mayıs parar gecesine kadar devam edecektir.., Telefon: 43776 4 Beyoğlu Ç AGL AY AN Gazinosun, MEŞHUR RAKKASE Namet Elmasriyye Ayrıca? Anadolu ve Zeybek Revüleri Muganniyeler: MAHMURE ŞENSES, FAİDE, AYDA, RADIFE DÜRDANE Muhteşem sar heyeti. Te'l: 40335 Istanbul Belediyesi ., ilânları Beyazıtta Cumhuriyet caddesinde 58 N. dükkân Beyazıtta Cumhuriyet caddesinde 22 N, dükkân, Beyazıtta Cumhuriyet caddesinde 56 N, Kikkân Beyazıtta Beyazıt mahnllesinde Kaşık- gçılar sokağında yol artığı Beyazıtta Koska mahallesinde Cumhu- riyet caddesinde 18/20 iki odalr ev ve dükkân Beyazıtta Beyazıt mahallesinde Cum, huriyet caddesinde 28/142 N. lr dükkân Şehzadebaşımda Şehzade mahallesinde Pevziye caddesinde 15 N, 10 odalı ev. Şehzadebaşmda Emin Nureddin mahal. lesinin Tramvay caddesi sokağında 106/82 N. ev ve dükkân Senelik muhammen — İlk teminatı klirası 13,50 Yukarda semti, senelik muhammen kirası yazılı olan mahaller 030, 940, 941 seneleri Mayıs sonuna kadar ayrı ayrı kiraya verilmek üzere açık arttır- maya konulmuşlardır. Şartaameleri levazım müdürlüğünde gürülebili: İstekli. ler hizalarında gösterilen ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 29-4-938 Cuma günü saat 14 de Dalmf Enciümende bulunmalıdırlar, () (2035) hecnakle A e n ür