22 NİSAN — 1938 OReTaR S A -T51— Göeleta G. Ev, Be. Bir arkadaşmız hakkında tahlil dola- yasile gösterdiğiniz at ve teveccühe bilhassa teşekkür ederim. Yaşınız 20 et- rafındadır. Boyca ortasınız. normaldir. Zaman zaman baş ağrılarm- dan ve ayrıca inkıbazdan müşteki oldu- Hunuzu tahmin ediyorum. Tahlile devam için bu hususta tenvir etmenizi rica &- derim. Beyoğlu, E. A, D: Sinirlerinize pek hâkim o sunuz, Karar ve hükümlerinizde acele- cistiniz. Zevkleriniz de çabuk değişmekte- Gir. Başladığınız bir işi bitirmeden diğe- tine göçer, bir işte zorluğa uğradığınız vakit, onu bırakmağı tercih — edersiniz. Bu şeraitte muvaffak — olmantza imkân yoktur. Daha gençsiniz. Bu - tabiatleri- | nizi mutlaka değiştir 55- 38 Hor. D.D.: Yaşmız 30 dan fazladır. Belki 30-35 Gir. Boyunuz ortadan biraz tazladır, Bün yece toplusunuz. Fikri ve zihni kabiliyet- leriniz, ameli bilgilerinizden daha kuv- vetlidir. Düşüncelerinizi saklamağa lü- zum görmeden her yerde ve herkese söy- lemek tabiatinizi, hiç beğenmiyorum. Bu 'yüzden şimdiye kadar zarar görmüş ol- manız muhakkaktır. Bugün candan dost olduğunuzla yarın — bozulmryacağımız! kim temin edebilir? Bu ttibarla düşünce, Karar ve hükümlerinizde daha ketum ol- manızı tavsiye ederim. Bünyeniz | Kendinizin, akrabanızın, olâkd. dar olduğunuz bir kimsenin, be- raber iş yaplığınız ve yapacağı- vaz bir zatın tabiotlerini, huylarır nı, kabiliyet ve istidatlarım, te- mayüllerini ve eesahımı — yanı ve imzosım mütekassısımıza taklil ettirerek kati şekilde öğrenebilir. siniz. Tuttuğunuz bir işte muvafe fak olacak mısımız? Muhitiniz site karşı samimi midir? Kusur ve me- siyetleriniz nedir, koyatta muvaf- fak olabilmek için ne yapmakşı- var... Bunları yazı ve imzanın tak- ll ederek mütehassısımız side iti- ryaz kabul etmiyecek şekilde söyli. yebilir. Yüzlerce — okuyucumuzun takdir mektupları bunun en sağ- | lom delilidir. Böyle bir taklil için, S4ğ ve söl el ile yazılmış kerkangi dört satır yazıyı, mütreddit im- zayı, mümkünse elin kâğıda çisil. mtiş resmini gönderiniz ve dirsek- ten bileğe kadar olah — mesafeyi santim olarak bildiriniz.. ee T t 45 egi Dü GF _754_ Ankara SA, 1015: Boyunuz orta veya ortadan biraz üt- tün. Bünyeniz normal; fakat - topluluğa istidadınız var. Yaşmızı, kati olarak tah- min edemedim, fakat 25 den az olacağı n sanmıryorum. Yaptığınız işin gösterişi- ne dikkat edersiniz, bu tabiatiniz çok i- yidir, yalnız bunu daha tabif vasrtalarla yapmanız bilhassa şayanı tavsiyedir. Ze- kânız ve çolışma kabiliyetiniz iyidir. Te- 188 MARKİZ DÖ POMPADUR —— Cevapları veren Profesör Sanerk Grafo!'oji ve Grafometri mütehassısi kâmül ve temayüz, tuhf ihtiyaç ve te- mayüllerinizdendir. Kendinize güveni- niz de fazladır. Hiç bir yerde ihmale uğ- muhitinizde kendiniz için zararir gördük leriniz var zannederim, bu husustaki dü. şüncenizi öğrenmek isterim. —T Akhsoray 9. 999.999: Böyünüz uzun, bünyeniz — normaldir. Yaşmız 20.22 dir. Yeni bir işe atılmak üzeresiniz. Kararlarımmızda — mütereddit görünüyorsunuz. Her yeni iş, ilerisi meçe hül bir teşebbüs olarak nazarınızda can. lanryor. İradenizi daha kuvvetlendirebi- lirsiniz ve kuvvetlendirmelisiniz. Şim- liye kadar bütün mesuliyeti ve idaresi size ait olmak üzere bir işte bulunmadı- nız. Aileniz, son zamanlara kadar sizi karar ve hareketlerinizde yalmız bırak. mamıştır. Şimdi bunun tesiri altındası- Bir işin idare ve mesuliyetini bizzat al- mağa alışmalısınız. . —TS6- Kodiköy R. N, Z: 'Yaşınız 20 den arzdır. Boyunuz ve bünyeniz normaldir, Zeki, hassas ve fakat fazlaca kıskançsınız. Bu kıskançlık tabi- atiniz umumldir. Yani sizde ve sizin o- lanları kıkandığınız gibi siz de olmayıp başkalarında bulunuları da kıskanırsınız. Bu yüzden hem kendiniz pek rahat de- Kilsiniz ve hem de muhitinizde kendinize kargı samimi bir hava yaratamamaktası- nız, Bu buyunuzu, mutlaka değiştirme- Tisiniz. SAZAN ve B ATKAKIZ DO PONYADUR Te7 lar, bağırsalar, tebdit etseler, kapı a- çehreyi.. Bu görleri nerede görmüş- söylemiyordu. Jan fena halde sıkılıyor- çılmıyocaktır. tüm?. Bunu yarın sabah anlarım.. dul.. Nikol: Ve yüksek sesle ilâve et# Kendisine bu kadar iyi itaat edildiği, — Gece yarısı kapıyı açmak! * dedi.. — İsminiz nedir? . ni gören Jan âdeta asabileşiyordu; ve Çok iyil., Ya sonra?, — Jüli, madam., eğer on beşinci Lüi, intizatın Janı — Sonra merdivendeki bütün ışıkları söndürüp gelecek olan adamı, mada- man odasına alırsınız.. — Bu kolay.. Fakat ya madam beni kovarsa?, — Merak etme.. Madam seni kovmı. yacak.. Bilâkis! Fakat bu olsa bile, ma- dam dö Rohan'ın hizmetine girecek ve buradan çıktığın gün, beş yüz altım de- ha alacaksın, böylelikle bin altın sahibi olacakın.. Kabul ediyor musun? Ça. buk kararını ver, Nikol kat'? bir tavırla: — Kabul ediyorum, dedi. — Pekâlâ kızım. Şu helde ötekilerin yanına git ve lüzüumsuüz gevezcliklere mânj ol.. Beni sık sık, kardeşim Süzen- Ja beraber gördüğünü ide söyliyebilir- sin., İşte madam sgesleniyoc.. Jülyet merdivenlere atıldı ve Janın, ginde bir kitapla, bir kanapenin üze. zinde uzanmış olduğu balde hülyaya daldığı büyük salona girdi. Jan dikkat- Je Jülyete baktı ve sonra sordu: — Siz yeni fam €5 şambr mısmız? — Evet, madam ve ümit ederim ki kızkardeşimi aramıryacaksanız. . — A, Süzon sizin kardeşiriz mi? —— Evet, modam; esasen bu bell! olu- yor.. İkimiz de ayai endamdayız, o de. rTece ki, madamım gördüğü veçhile, o- nun elbisesini giydim.. Çüzkü Süzon, madamın odacı kızlarının elbisesi hu- susunda titiz olduğunu söyledi.. Jan devam etti: — Süzon, bana, üç, dört gün için git. tiğini söyledi.. — Evet, madam, Şartr yanındaki kö- yümüzde bir iş vacdı da oraya gitmesi Yâzım geldi. fan: — Evet, diye mırıldandı. Fakat... Bu — Çok güzel! Fakat evin âdetlerini değiştirmemek için, size kardeşinizin ismiyle, yani Süzon diye hitap edece. ğim... — Madam nasıl emrederse öyle olur.. — Evet.. Şu helde Süzon, kazım, kendimi yorgun hissediyorum. Yemek yemiyeceğim. Yarım saat sonra bana beni yatırırsın.. Jan, filhakika, bu devirden itibaren, kendisini bütün hayatı mükldetince hırpalayan mide hostalığına duçar ol- muştu. Jülyet aldığı emir üzerine âdeta deh- get içinde kaldı. Eğer madam d'Etyol derhal yatarsa, bu kadar büyük bir itinayla harırlan. mış olan plân altüst olacaktı, Jan, yeni fam dö gambrın çehresinde ren sarartıyı, derhal gördü. — Ne oluyor, Süzon? . Diye sordu. Jülyet te: — Bir şey değil, madam.. Diyerek sür'atle dışarıya çıktı. Yalnız kalan Jan da garip bir endişe içinde şöyle düşündü: — Bu cidden garip bir şey.. Baca öyle geliyor ki.. Öyle hissediyorum ki.. Bir hiyanetin kurbanı olacağım.. Ve yahbut ta oldum!.. Ya Lüj niçin gelmi- yor? Onu boşuboşuna bekliyorum.. Ne can sıkıcı günler, Ya Rabbim!.. Acaba me yapıyor?.. Beni düşünüyor mu? , Jan, kralın, kendi daveti almadıkça bu eve giremiyeceğine dair söz verdiği- ni unutuyordu!, . Garip bir haleti ruhiye içinde bulu, nuyordu. Kralın aldığı ve, görülmüş olduğu veçhile, mösyö Jak tarafından gönderi. lJen bu mektup, netice itibariyle yalan attığı bu haleti ruhiyeye güvenmiş idi- se, cidden zeki bir adam sayılabilirdi. Fakat kral bu kadar uzun düşünme- mişti: O sadece cesaret edemiyordu?. Ve Jan onda en parlak meziyetler gördüğü halde, kral, netice itibariyle, aşkta oldukça mahcup ve tembelliği yü. zünden, gayret göstermektense, kolay entrikaları tercih ederdi. Janımn bundan kat'iyyen haberi yok- tu. Günde belki yüz defa ağlryor ve şöy- le düşünüyordu: — Belki ona fena muamele ettim! Halbuki o, beni ne kadar seviyor!.. O. na karşı zalim ve haktın davrandım.. Oh, kralma! Oh, güzel kralım, beni af- fet.. Maşukanı affet!.. İşte Jan, bu haletiruhiye içinlde bu- Tunduğu bir sınoda, birdenbire, Süzo- nun meruniyet tâalebiyle karşılandı . Jan kolaylıkla bu müsaadeyi verdi.. Belki de yeni bir sima görmek - istiyor- du. Süzon, onun hoşuna gitmiyordu; onu sinsi buluyordu birkaç defa onun, ken. ni kızartan küçük ve mânalı tebes- sümlerini göz ucuyla yakalamıştı. Bunun içindir. ki Jan, yeni bir fam dö şambr'ın geleceğine biraz da mem- nun olmuştu. Fakat, bu defa da Jülyeti görünce, içine yavaş yavaş, garip bir endişeye girmeğe başlıyordu.. Yeni fam dö gambr'ın izhâar ettiği bariz heyecan ise bu şüpheyi bir kat daha arttırmıştı. Bu heyecanm, bu sararmanın sebebi neydi?. Sonra nasıl oluyordu da, bu kadın, muhakkak daha evvelce görülen bir ka- drna bu kadar benziyordu?.. 0 — Jülyet'in çehresinin hatırlattığı bu kadmmı nerede görmüştü?. Bunu bilmiyordu. Büyük balonun hatırası ise meiküresinde — kat'iyyen canlanmadı. Nihayet Jan, yersiz bulduğu bu dü. şgüncelerden kurtulmak - için, bütün kuvvetiyle, kralım hayalini gözöününde canlarıdırdı. Sekizi çalan duvardaki — #aat, onu birdenbire, düşüncelerinden uyandır. dı. Bu sırada, Jülyet tekrar içeriye gir- di.. Deminkinden daha fazla mütehey. yiç görünüyordu. Hattâ buna heyecan da denemezdi.. Adeta altüst olmuştu. Küşük bir masanın üzerine bir fin- can süt koydu. Ve Jen bu südü bir ne. feste içerek, ayni zamanda, göz ucuyla onu tetkik etti. Sonra ayağa kalkarak; — Haydi ,Jüli, dedi, gelip beni «o. yundur.. Jülyet, Janı yatak odesına kadar ta- kip etti. Birdenbire, titrek bir sesle: — Madam, dedi, şimdiden yatağa mı girmek istiyorsunuz?. Bu şuale ve bilhassa bu sualin bür dehşet ifadesiyle sorulmasına hayret e derek : — Tablii, kterm.. Jülyet devam etti : — Madam.. Alfınıza mağruren., — Ne var?.. Beni âdeta korkuttuğu- nun (arkında mıtın?, Söylesene, — ca- nım.. Ne söylemek istiyordun?. — Size bir tavsiyede bulunmak isti. yordum, madaml.. »— Pekiâlâ, yap bakalım bu tavtiyeni! Jülyet, saf bir karar ittihaz etmiş gibi: — Madam, dedi, inanın bana, şimdi- den yatmanız hiç iyi değil.. Endişesi her an artan Jan: — Deli mi oluyorsun, dedi. Uykum varsa ne diye yatmıyayım?, Jülyet tevap vermeden devam etti: — Hettâ, ben madammın yerinde ol- ' .UIAı:ronışış l