İ8 NİSAN —— 1938 HABER'in zabıta romanı -1 k v , ” .. On adım ileride, ellerile yüzün kapatmış, bir Serin ve ankin bir mart genı!rd- 0 tuz kilometre sür'atle Esterel geşıdını aşmağa uğraşıyordum. Otomol motörü bir kedi gibi borulduyordu. Ya. rı inik düran ön camdan esen hafif bir Tüzgür yüzümü sıyirıp geçiyordu. Mü- temadiyen uzakta parlayıp duran fene. ri gözden kaçırmıyordum. ıçlîh.“' bu dağı, bir an Önce aşmak isteğini duyu- yordum.. Acaba niçin? Bu arzum, etra. fi aydınlatarı ay ışığını daha iyi göre- bilmem için mi idi? z Otomobilimi ormanın vahşi ve kor. kunç olan kısmını geçince durdurttum. Drrünenyerde Ağeşler dalarıı yo- Ağaçlar rmı :n kenarma sarkıtmıştı. Hepsi de oto- mobillem için birer tehlike halindeydi.. On altı silindirlik Acrodinamik Ameri- (kan makinem ile, bu geçidi kazasız ve belâsız geçip geçemiyeceğimi düşünü. S ll topoğrafya haritamı bile göstermiyor- du. İlerisinin nasıl olduğunu anlayabil- mek için otomobilden aşağı atladım. Fa- kat, fenerlerin göz aları aydınlığı ı'ı—_u_ı- da ilk gözüme çarpan yol ürzerinde bir başka otomobilin tekerlek izleri oldu. gece kuşuna benze” adam duruyordu VARPOTERn direseie ) benim misafirperverliğimi — culistimal 'Yolda bir kaç dakika oyalandıktan sonra tekrar otomobile bindim. Bir parça düşündükten sonra da .om!_mbüi işleterek normal bir hızla sergüzeşte atılmış bulunuyordum. Sıq; kzlyıılvlı::ı arasından ge bu yolun, deniz kenüö- Tında biun:ıi“i:dnil de vardı. Yoı o kadar çakıllı, er o kadar sert .ıdı Ki buradan selâmete çıkabileceğim yddıphe;.l ilhassa, — Viraj . mo;t: :.uıwdnxi kı.)"aluı sürtünerek hışıltılar meydana getiriyor- u, y Güçlükle ve böylece bir Saat uduı' yol aldım. Bu kadar kötü bir yvh;l:r'_ düştüğüme kendim de hayret *Ö Na dum. Hele, benzinimin de ışıkwdı;iı;ı görünce yüreğim atıyordu. Bir hay ggi gitmiştim.. Fakat bülü tasavvur CÜ0 Him mavi denizden ortada bir İZ yoktu. 'Yollara sarkan dallar, ay rgığının ç #üzülüyor, hâlâ karşıda ıpıldadığını &” düğüm fenerin etrafında gölgeler VS Boğazım kurumuştu sanki.. EİW de Ge kuvvetin gittikçe eksildilin! :'; İryordum. .Birdenbire önüme çıkan k Yük bir yokuşu bir hamlede aşarak (9 peye ulaşınca, içimde ferahlık duydum. Mavi denir görünüyordu ve ben :- #i denizin temiz kokusuna karışan Te veyı artık — teneffüs edebiliyordum. Bürada — #rabamı durdüurdüm. d Fenerleri söndürdüm. 50"5 ra, karşımde ay işığının altında, 1?“, oyada, uyuyormuş gibi duran köyü f maşaya daldım. Bu dümdüz köyün :f kıyısında yükselen sarp kayalıklar Ü- zerinde bir şato göze carpıyordu. Bu güzel manzara, kır’ıırıdııldtfl Şaşırmıştım. Gözüme çarpan akislerin bir bakikat olduğunda Sdeta tereddüt ediyordum. Geniş cepheli ve etrafi dür varlarla çevrilmiş oloa bu şato N€ ka- dar da bir derebey melikânesini andırı- yordu! Ay ışığıyla parlayan bu çatonun bi remit rengi, bir tiyatro dekorumu At & u samer v datıyordu. Bu güzel manzarayı biraz daha seyrettikten sonra, buranın ”Kı- #d kaya, çatosu olacağına ihtimal ver- dim. Yolmua devam etmek için tekrar motörl işlettim. Fenerleri yaktım. Fa- kat, yakar yakmaz onu adım ileride, bizi sinin dimdik ayakta durduğunu gör- düm. Bu adam bir gece kuşuna benzi- yordu! Elleriyle yüzünü kapatmıştı. A- robama doğru yürüdü, Yaklaşınca da: — Allah aşkına, - dedi - beni de gö. | türünüz, Bu yabancı ve garip kıyaletli adama: — Bininiz!. demekten başka bir şey yapamadım. O (fenerlerin şıklarından birar uzaklaşarak ve bir kaviş çizerek arkadan dolaştı. Kapryı açarak arkama oturdu, Ötomobilin İapısını şiddetle kapadı. İşte onun bu saygısızca hareke- ti beni bir bayli içerletti. Zira, ben oto. <GöRterk, patmış ve etmişti. Fakat, ses çıkarmadım.. Tam hareke, te hazırlandığıımız sırada arkamızdan bizibiri ordına üç el silâh yıtlıdı._xıuv şunlardan ikisi yan taralımızdaki çar |'ıul.l &: sıyırarak vımlayarak geçti. Ü- çüncüsü de arabamın bagaj yerine isa- bet etti. Önümüzdeki vireği aşıncıya kadar tehlikede olduğumuzu arlıyordum. A- rabamrı hızla sürdüm. Meçhul arkada. şıma, ürkütmiyecek bir şesle — İşittiniz mi? . - dzd(ıı: Mırddanarak cevap verdi.. — Ne olabilir? Gümrükçüler olsa ge- rek! - dedi. Ben de onun gibi tahmin etmiştim.. Fakat, hiç bir İşaret wermeden ateş ct- meeleri de garip değil miydi?. ) Böyle korkunç bir gecede, ıssız bir ormandan almış olduğum bu meçbul a- | mıa kim olabileceğini kestirmeğe ve î:neılerin saçtığı ışıkla hafifçe aydın. lanan arabada, dikiz aynasının yardı - miyle ,bu meçbul adamım hareketlerini gözden kaçırmamaya çalışıyordum. 'Tam bir viraj gdönerken, gözüme T kırmızı bir cilâ ile hareketleriyle korkunç mu Dünya işlerinde Amerika, liderli- ğini Uzak şark ve Avrupadaki patır. tıları bieyük bir aldkayla takip eden Amerikan matbuatı, Amerikanın bu işlerde seyirci kalmasının müteca- vizleri ccsaretlendirdiğini, dünya muvazenesinin bozulmasını inlaç et. tiğini yazıyorlar ve hükümetlerini şiddetle tenkit ediyorlar. “Dünya sulküne karyı - Amerikanın mos'uli- yeti,, sarlevhasiyle geçenlerde Nov- york Taymis gazetesinde çıkan en. teresan bir makaleyi kwaltarak a şağıya wiklediyoruz. l “Amerikâ dünya işlerinde liderliği. ni kaybetmiş bulunuyor. Bu, Brüksel- de toplanan dokuzlar konferansının zaafına atfedilebilir. Amerika acaba neden eski nüfuzunu kaybetmişlir? Bu susle cevab vermek pek kolaydır: Müuahedeleri bozmak - itiyadında olap hükümetler ve diktatörler kanaat ge. tirmişlerdir ki Amerika, bilfill kendi toprakları istilâ edilmedikçe dünya sulhünün teessüsüne yardım edecek müessir bir harekette bulunmiyacak - tır. Onlardaki bu kanaati kökleştiren- lerse Amerikanın “tecridel,, ve "pasi. fist., naylavları ve onların gikrültülü çığırtkanlıklarıdır. Amerikada m_u . himce bir topluluk teşkil eden bu züm. re memlekatin islerse her türlü İx:ırâ- ten kolaylıkla içtinab edebileceği id. |diasında, onlara nazaranı Amerika coğ-, rafi ve tabil vaziyetine o,ıâ her türlü harb tehlikesini atlatabile- cek bir kudrettedir. Gün geçtikçe Amerikada pasifistli. Hin biraz daha yayıldığını, dal budak saldığını görüyoruz. bunlar, Amerika hükümeti ne zaman muahode bozanla- ra karşı biraz ciddi bir tedbir almak isterse hemen ortaya çıkıyorlar, di . rını etrafa ilân ediyorlar. Japonlar Mançukuoyu iatilâ eder etmez, hbemen pasifistlerle tecritçiler harekete geç . miş ve Amerikanm hiçbir zaman ken- di toprakları dışında harbetmiyeceği - ni, bunun hükümet için bir prensip meselesi olduğunu söylemişlerdi. Onlarım bu müfrit sulhperverlik gayretleri ilk olarak Amerikanın 1936 da bir “bitaraflık,, kanunu vazetmesi. le maddileşmiş bir şekil almıştı. Bu kanunla Amerika Bade mütecaviz milh- LA A Istanbul Radyosu 18,30 plâkle dans musikisi, 19,15 çocuk. Jara masal, Bayan nine, 19,58 borsa haber leri, 20 Pufat ve arkadaşları — tarafından 'Türk musikisi ve balk şarkıları, 2045 bava raporu, 20,4$ Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 21 Fasıl saz beyeti: İbrabim ve ar- kadaşları tarafından (sast ayarı), 2145 orkestra, 22,15 ajans haberleri, 22,30 plâk la sosolar, opera ve öperet parçaları, 22, B0 son haberler ve ertesi günün programı, 23, son. Tonton amca hamal kaybetti Amerikalılar şu fikirde birleşiyor: Demokrat devletler elele vermeli! geraremimuraenr Y y İ — Faştem tehlikesine karşı kati bi ğ va vatdır: Ametika, * icabında diğen demokrat devletlerin yanında — mevk almağa hater olduğumu bati- — olarak ilân etmelidir. Bu — takdirde kabını sığmıyan Dazı devletler herkangi bi adımı otarken uzun uzün dnş:mnı:r; mecburiyetinde kalecoklardır. ğ letlere değil, Habeşistan gibi istilâya uğramış olan milletlere de silâh sa . tılmasını menetmişti. Şayanı itimad hükümetlerle sözüne itimat edilemez hükümetler arasında bir fark gözetilmesi ve haydutluğa, tecavüze kargı nefaini müdafaa eden milletlere yardım edilmes! yolundaki teşebbüsler şimdiye kadar hep sustu- rulmuştur. Amerika birlegik devletle. rinin burnunun dibindeki tehlikelere karçı kendi postunu korumak kaygu- sunda olduğu, binaenaleyh eski dün - yanın faşistleşmesinin onu bugün için alükadar edemiyeceği dünyaya ilân e. dilmiştir. Cumhurreisi Rüuzvelt, Japonyanın Çin istilâsma karşı köpüren Amerikan milli hissiyatına tercüman olurken bunları yapan — milletlere karşı bir “karantine,, mevcut olduğunu söyle - mişti. Bu söz bazı hükümetlerde bü - mürsüz alabileceğini düşünerek telâş- lanmışlardı. Hele Ruzveltin bu sözü söylediğinin ertesi günü Amerika ha. riciye vekâleti Japonyayı “mütecaviz,, olarak damgalayınca bazı devletlerin korkusu büşbütün derinleşmişti, Hal- buki pasifist ve tecridci saylavlar he. men ortaya atılarak Amerikanın ta - kındığı bu bareketin “bilaraflık,, siya- setine aykırı olduğunu iddia etmişler ve bu korkuyu ortadan silmişlerdir. Amerikan maeclisi dağıldığı vakit Va. tingtondaki Japon seliri Brüksel kon- feransındaki meslekdaşına hemen ha. ber salmığ, Amerikanın elân pasifist- me esir olduğunu tebşir etmiştir. Or. tada dönen bu kanaatler ve sayinlar Brüksel konferanamı mahud akıbete sürüklemiştir. Bu arada Japonya, Almanya ve 1- talya, dünya sulbünü sağlamlamak i- çin en evvel komünizme karşı birleş. mek lâzımgeldiği behanesile araların. da bir munhede imzalamışlardır. Bu muahede icab ederse zahiren bu dev. letleri komünizmin intişarına kuvyet- le mâni olmak tashhüdü altına almak- tadır. Halbuki bazı Avrupa devletleri ve Vaşington bu üç — dilıli anlaşmayı büsbütün başka türlü tefsir etmekte . dirler, Onlara göre Japonya, Almanya ve İtalya gayelerine vâsıl oluncaya kadar biribirlerine hem müdafas, hem bücum halinde zahir olacaklardır. Meselâ İtalya Akdenizde şimdikinden daha tehditkâr bir vaziyet alır da İn- giltere de ona cebren mâni olmak is. terse Japonya Hong Kong ve Singapu- Ta yürüyecektir. Almanya Çekoslo . vakyaya el atmak İstese ve Fransa i- le İngiltere buna mâni ölmaya çalış- salar İtalya Akdenizde hemen faali . Hesanamardenesane hekere | yelini arturocak, Japonya da şarkta- t devletlerin böyle bir aa. ka muktedir oldukların- edilmemelidir. Fakat bunda ye kadar muvaffak olacık. nez. Almanyanın Baltık de. billeri İngiliz fitosunun hücum- açıktır, Mütehaasıslar, İngilte- gimali Avrupa sularında meşgul ol. sa bile Akdenizde İtalyanın meydanı pek boş bulmıyacağı kanaatindedirler. Eski ve yeni dünya politikacılarınm Almanya - Japonya , İtalya anlaşma- sını böyle tefsir etmeleri demokrat milletlerin bu faşist ittihadına karşı Müttelik ve ahenkli mukabil bir cephe almalarının lüzumunu tebarüz ettiri . y Sivrilmekte olan fagizm tehlikesine kargı kat'i bir deva vardır: Amerika icabında diğer demorat devletlerin ya- nında mevki almağa hazır olduğunu kat'i olarak ilân ederse kabına sığa - mıyan bazı devletler herhangi bir adı. mr atarken uzun uzun düşünmek moec- buriyetinde kalacaklar, meydanı bu günkü kadar boş bulmıyacaklardır. Amerikanın halkı memleketi harbe sürükliyecek avantürlerin aleyhinde . dir. Lükin öyle tedbirler vardır ki, on- larmm ittihaşiyle harb yakmlaşmış de- Bü, bilâkis uzaklaşmış-olacaktır. Bi nun bir misali olarak Amerika fle İn- Biltere arasında yapılmak Üzere olan ticaret anlaşmasını sayabiliriz. Bu bağlantıyı Amerikalılarla Britanyalı . lar ve ayni bizlerle hareket eden dev- letler arasmdaki diğer husust ve umu. Tei bağlar takip etmelidir. Ticaret, pa| ra ve kredi yollarmdaki anlaşmalar munabede bozucularıma kargı mükem . mel birer silâh teşkil edebilir. Amerikanın bükümet adamları pe- silisilerin yaygaralarına kulaklarını tıkıyarak manlıklarına istinat etesler ve sulh düşmanlarına, onların ilerde- ki plânlarını pek iyi bildiklerini ve . rasında. diğer demokrat milletlere yardımdan çeklnmiyeceklerini açıkça Böyleseler sullb sağlam bir temele o- turtulmuş olurdu. Ekonomik iflâa ve açlık tehlikesi mütecavizleri her şey. den fazla yıldıran bir tehlikedir. Om- lar bizden bu sahalarda yarım görmi. yeceklerini kat'iyetle anlarlaraa 20c- ri tedbirler almaya veya harbetmeye lüzüum kalmaz. Amerikan efkörı umumiyesini pasi- fizm aleyhine çevirmek zar bir iş de. ildir. Eski dünyada bir iki tecavüz vakası daha olur ve Amerikan mat- bustr da kendine düşen iği yaparta “bitaraflık, ,kanunu suya düşüverir. Demokrat devletlerin el ele verdi . Bini gördükleri an, muahede bozucu- larm yüzleri ekşiyccek ve onları cid. d bir düşünce alacaktır. İşte Amerika kaybettiği liderliği ancak böyle tekrar ele geçirebilir. Za- yıf komgularının sırtından geçinmeye kalkanlar, onların topraklarına göz dikenler günün birinde karşılarında A- merikayı göreceklerini bilmelidirler. Bunu nekadar erken bilirlerse düsya © kadar rahat eder. Dr. irfan Kayra conker sokakta Aslaner apartıman No, 8-10