5 . Sevgimiz ve Si dÜ ü kinimiz DEBİYATÇILIK, şu pöhpöhlü ve boş cümleler merakı, içimiz. “ğ bir hakikat bulunmadığını güsterir. Bildiğimiz, söyliyeceğimiz bir şey ol- Madığı zaman, ancak o zaman ona baş- Vururuz. İçimizde bir bakikat varsa ©, Süse bürünmeğe ihtiyac duymadan, (teden beri yerleşmiş masmam'ları i. tek, hattâ mücsses itikadları sarsa- Tak kendisini ifade ettirir. Çoğumuzun — içimizde bir hakikat Yok, çünkü eşyaya; ve etrafa bakmayı bilmlyaruz. Hakikat bir mizacın bir Desne” ile temasından, bir nesnenin Vasıflarını anlamak gayretinden do- âr. O gayreti göstermediğimiz için fîflakım ezberlenmiş sözleri tekrar i- 8 iktifa ediyoruz. En yakın hislerimi. Zi göylerken bile taze veya gerçek bir "Ahmıı olmuyor. Çünkü en yakın hisle. Timiz de bizim değil, onlar da öğrenil- Miş şeyler, Fransız moralisti Laroşfu- Ko (La Rochefoucauld), çoğu kimsele. |Fin aşktan bahsedildiğini duymamış Olsalar hiç bir zâman âşık olmıyacak- Sarmı söyler. Bana öyle geliyor ki bu *Üz yalnız ağk için değil, hemen bütün hislerimiz, ihtiraslarımız için de doğ- uduür. Belki hiç birini kendimizde keşfetmiyoruz. İşin asıl fenası, yalnız hisleri öğrenmekle kalmıyor, onların İladesini de kalıb halinde ezberliyo. Yuz., Sevdiğimiz bir kimseden, bir dosttan | T bahsedeceğiz? Onda bütün. mezi, Yetlerin bulunduğunu iddia ediyoruz. Onum öyle bir tasvirini çiziyoruz ki Kkimsenin anlamasma, takımasına im- kân yoktur. Nemize lâzım? Bizim Maksadımız. “güzel” söylemek. Bir Mmüarıza cevab vermek, bir hasımdan Büâhsetmek mi istiyoruz? Aklrmıza ge- len kusurları, kabahatleri ona yüklü. Yoruz. Amd doğru imiş, doğru değil- Tiş, bize ne? maksadımız. yine “gü- *e1” söylemek değil mi? Bünlarr zamanmmıza mahsus bir ku. tir diye kaydetmiyorum: bizim ana. nevi edebiyatımız budur. Methiyelerin, kleviyelerin çoğuna, hem de en meş. hurtarma bakm: falan adam için söy- lenmiştir ama filân için kullanılmasın- da da beis yoktur, Merhum Emiri E. fendi, Ali Kemal ile kavga ederken: *“Bir cild bazır hicviyem vardır; kafa. Mi kızdırma, üzerine senin-adını ko- Yüp neşrederim” demişti. Emiri Efan- di'den evvel gelenlerin de sonra ge- lenlerin de yaptıkları - başka bir şey değildir. Eeki husumetlerimizi unutüyerme- Miz veya eski müuhâabbetlerimizi inkâ- Ta kalkmamız da bunun için. Biz san. ki saf, yani hedefi olmryan muhabbet. ler ve husumetler duyuyoruz. Şu kim- Seya karşı olan husumetimizi, bu kim- Be için beslediğimiz mühahbeti değil, hattâ kendimizde duyduüğümüz husu. Met've muhabbeti. değil, mücerred husumet ve muhabbet mefhumlarını, kendi gönüllerimizde denemediğimiz Seyleri söylüyoruz. Gönüllerinizde ne Sevgi var; ne de kin. Ancak kalıhlarır Ni ezberlediğimiz birtakım hisler var Ve yazılarımızda onları gerçekten du- Yamamanım retırabi seziliyor. Nurullah ATAÇ Feci bir cinayet Öldürdükten sonra belinden aşağısını yakmışlar İzmir, 29 (Hususi) — Kemalpaşa WKazasının Emeksiz köyünde tüyler İürpertici bir cinayet işlenmiştir. Dedi. kodusu-İzmire kadar yayılan bu feci canavarlık hâdisesi şöyle olmuştur: Köyde çobanlık yapan 15 yaşındaki Sabri, davarları otlatırken meçhul şa. hıslar tarafından taarruza uğramış ve başı taşla ezilmek suretiyle öldürül - Oükten sonra belinden aşağısı ateşle Yakılmıştır. Yakma keyfiyetinin zavallı çocuğa taarruz yapıldıktan sonra bünu ört « Mmek kastiyle vukubulduğu sanılmakta- dır. ğ ) Zabrta katilleri sıkı bir surette ara- maya başlamıştır. “Deniz bank teşkilâtı Başvekâlete bağlanıyor Mülhak idarelerin servislerini tevhit için yeni kararlar alındı. Hukuk servisleri birleştirildi kurulması işi tamamlanacak kadrolarlle Denizbank teşkilâtının nisanın ilk günleri de ve banka bülün leşkilât faaliyele geçmiş olacaktır. Banka müdürü Yusuf Ziya umum mü. düörlük teşkilütini kurmak üzere Ankaraya gitmiştir. Mevsuk bir yerden öğrendiğinilze göre, Denizbank umum müdürlüğü başvekâlele bâğlanacaktır. Bu suretle başvekli, — deniz işlerimizdeki faaliyetl ve deniz ticaretimi. zin inkişafı için alımacak tedbirleri daha yakından tıkip edecektir. Denizbank teşkilâtı kurulürken işletme. umuru hariç olmak ürere — bülün İşlerin teehit edilerek merkezlleştirilmesine karar verilmişli. Bu karar ilk olarak muhase- be işlerinde tatbik edilmiştir. Denizyolları Akay, Liman işletmesi, deniz fabrikaları, kılavuzluk, tahlisiye, gemi - kurtarma şir. ketleri nuhasebeleri denizbank İstan. bül şubesinde birleştirilmiştir. Yalmız bu idarelerde İşletme hesapları için — küçük mikyüsta birer muhasebe teşkilâti bırakıl. Trak Bir mayısta limanımı- za gelmiş bulunacak Denizyolları idaresi hesabına Al. manyada inşa edilmekte olan posta vapurlarımızdan Trak gemisi hareke- te hazır bir hale gelmiştir. Tekneyi teslim almak üzere denizyolları süva, rilerinden Kenan kaptanın idaresinde bir heyet Kicl limanma gitmiştir. He- yet orada bulunan Denizyollarının baş makinisti ile gemiyi teslim alacak ve bir mayısta limanımıza getirmişz bulür nacaktır. Trak gemisi"3500 tonluk olup süra- ti 13,5 mil ve makinelerinin kuvveti 2000 beygirdir, 37 birinci, 44 ikinci mevki yatağı, cigara, müzik ve ye - mek salonları vardır, Gemide üç an . bar, allı vinç vardır. 136269 liraya mal olan Trak vapu. rundan sonra, Nisanın 18 inde ikinci gemi de teslim alımacaktır. ye Şeker salışı 934 senesine nisbelle yüzde 85 artlı Ankara, 29 (Hususi) — Türkiye şe- ker fabrikaları şirketinin, umumi he. yet toplantısı bugün Ziraat bankası meclisi idare relaj Sabit Sağtroğlunun riyasetinde toplandı. Moclisi idare raporuna göre, şirke. tin şeker satışı, 934 yılına nispetle yüzde 85 artmış ve 90132 tonu bul . muştur. Mehleketin şeker ihtiyacı bu miktardan 50 bin ton fazla olduğu i- çin hariçten ithalât yapılmıştır. Şir. ket bu miktarı da dahilde istihsal için yeni fabrikalar kurmak üczre tetkik- ler yaptırmaktadır. * HEYBELİ sanatoryomundaki 160 yata. Bın 200 a çıkarılması için verilen karar- dan sonra İaşaata başlanmıştır. Yapı işi mayıs sonunda tamamlanmış — olacaklır. Bu arada bir de sinema salonu vardır. * KARAAĞAÇ - ŞİŞLİ arasında — otobüs selerleri İhdası için belediyeye bir müra. esat yapılmıştır. Muvafık görülürse mü. sâade verilecektir . * ŞİRKETLERİN beyeti umumiye top- Yfanlıları yarın nihayete erecektir. * BORSANIN Ankaraya nakli dolayısile İstanbul borsasında iki gündenberi mua. mele ölmamakladır. Yarından sonra bu- rada üç sene müdedile hiçbir. müamele yapılamıyacaklır. * İSPANYADAKİ Madrit elçimiz Tevfik Kâmil mezunen çehrimize gelmiştir. Elçi yarın akşam Ankaraya gidecektir. * ŞİŞLİ'deki sıhhat yurdü, — binasının İki kalı esnaf cemiyelleri — hastanesi için ayırabileceğini bildirmiştir. Cemiyet bu hususta tetkikler yapmaktadır. * C. M. BANKASI tarafından yeni olarak tedavüle çıkarılacak olan elli Uralıkların bir nisan tarihinden itibaren — eskilertle değiştirilmesine başlanacaktır. * İTALVAN'ların Amerika Vespuci is. mindeki mektep gemilerinin — İlmanıtajza l ı mıştır. Banka şimdi de bukuk servislerini birleştirmiştir. Şimden sonra Denizbank mülesseselerinin bütün hukuk İşleri banka merkezinde kurulalak müşterek büro tara. fından görüleceklir. Mülhak idarelerdeki hukuk müşevirleri bu büroda varife göre- teklerdir. Hukuk işlerini fen servislerinin birleş- mesi, onu da Jevazım teşkilâtınin tevhidi takip edecektir. Denizbank İstanbul şubesi her iki servi. sin birleştirilmesi İşile meşguldür. Bu su- retle devlet demniz mücsseselerinin - bütün fenni hususalı önümürdeki aydan itibaren Denizbank İstarbul şubesi tarafından. gö- rülecektir. Bu suretle denizyolları, Akay, Liman işletmesi, Fabrika ve Havuzlar mü- dürlüğündeki teknisiyenler, bankanın İs. tanbul şubesi emrine geçmektedir. Gene bu cümleden olarak bankanın İstanbul gu- besl bütün tevazım işlerini de ele almak. tadır. Bu vaz.yete göre, Denizbenk önü. müzrdeki ay içinde hakiki manasile taaz- zü ederek çalışmağa başlayacaktır. C. H. P. Dün toplandı Maliye vekili bütçe üzerinde, Hariciye vekili Hatay meselesi hakkımda izshat verdi Ankara, 29 (A A.) — Cumhuriyet Halk Partiis meclis grupu bugün (29 Mart 1938) Antalya mebusu Dr. Cemil Tunca'nm relsliğinde toplandı. Söz alan maliye vekili Fuat Ağralı, yeni sene için hazırlanıp kamutaya tevdi edilen bütçenin umum! batları ü- zerinde izahat verdi. Bundan sonra kürsüye gölen hatf ciye veklli'DP, Aras, Cenetrede Hatay hakkmdaki noktainazarımızı müdafaa ve kabul ettiren heyetimizin mesaisi- ne dair izahat verdikten sonra, bütün orta Avrupada 'cereyan eden $İyâsetin umumi durumu üzerinde de parti gru. punu tenvir etti, Bir otobüs devrildi 22 kişi yaralandı Arabayı kullanan ehliyelsiz bir şolördü İzmir, 29 (Hususi) — Bugün Tür- gutlu yolu üzerinde büyük bir otobüz kazası olmuştur. Ehliyetsiz bir şoför muavininin (- daresindeki araba, bir virajda devril- miş ve kadınlı erkekli 22 - kişilik bir mp yaralanmıştır. Bunlardan mühim bir kısmıntn hayatı tehlikededir. Ken dileri derhal hastaneye kaldırılmış ve tedavilerine başlanılmıştır. Arabayı kullanan şoför muavini tev. kif edilmiştir. ücuktlaberle. gelmesi muhtemeldir. Geml halen Pirede- dir. * LİSELER'deki ikinci yoklamalar nisa. nın beşinde başlayacaklır. Bu imtihanlar. da suallerin bir kısmını Maarif — vekâleti gönderecektir. * SARACHANE'de bakkal Halimin dük. kânımdan bir çuval patates çalarken yaka- lanan Aziz, dün cürmümeşhut mahkeme. sinde 4 ay hapse mahküm olmuştur. * BURSA'nın bazı köylerindeki - mek- teplerde salgın halinde kızamık hastalığı Cörüldüğünden sıhhi tedbirler alınmış ve bu mektepler 15 gün müddetle — kapatıl. mıştır. * GEMİ KURTARMA şirketi, hükümette. Ki hisselerin Denizbanka devri ve eşhı kilerin de satın alımması üzerine tamamen Denizbanka geçmiş bulunmaktadır. Şirket .banka tarafından bir anonim şirket halin. de ihka edileceketir. * HARİCİYE vekâleti umumt kâtibi Nu. man Rıfat Menemeneloğta dün Ankaraya vasıl olmuş ve öğleden sonra başvekilimiz tarafından kabul edlimiştir. yrn Kadın çorapları Imal ve satışları sıkı bir kontrola tabi tutulacak DEF Başlaratı 1 incide Fabrikalar, koza tpeği ile yaptıkları ço. rapların üzerine ipek damgasını basacak. lardır. Suni ipekten yapılan çoraplara da, sun! ipekten yapıldığı yazılacaktır. Sunt ipekle yapılan çoraplar da kalile itibarile ve sı- rasile Bembetg, Kütner ve Viskor isimle. rini almaktadırlar. Talimatname mucibin- ce çorapların üzerine kalitelerini gösteren bu isimlerin yazılmış olması da lâzımdır. Ayrıca ipek çoraplar, kalın, orta, ince olmak üzere üç tevi ipekle yapılmaktadır. Çorapların dayanıklık bakımından vasıf. larını tesbil eden bu noktanın da — gene mamulât üzerinde mraslle K. 1, K. 2, K. 3, şeklinde gösterilmesi icap ediyor. Halbu. ki birçok fabrikaların, muhtelif — isimler altında yaptıkları çoraplara, hakik!. vasıf ve vaziyetlerini gösteren — damgalar koy- madıkları anlaşılmıştır. Piyasadan toplanan çorapların tetkik ve tahlili neticeslade sun! ipekle yapılmış o- lan çoraplara ipek damgası vüruldüğü gi bi, en Adi sunt ipekle yapılmış olan mal- lara birincl nevi isminin — vurulduğu da anlaşılmıştır. Bazı çoraplarda ise ne ipek, ne de sunl İpeklern yapıldığım güsteren işaretler bulunmadığı görülmüştür. Diğer taraftan fahrikaların talimatnamede mev- eut örgü hakkındaki kayıtlara riayet et- medikleri veya fennl vükufsuzluk ve im- kânsızlıklar yüzünden dokuma — ve örgü işini, çorabı az dayandıracak şekilde yap- tıkları da meydana çıkmıştır. Kadın ço- raplarının çabuk akması veya yırtılması bundan İleri gelmektedir. Şayanı dikkat © Tam bir noktada, fabrikaların fazltı ve ca- buk yırtılan ince çoraplar imalini tercih etmeleridir. Bu tercih kadınların ince ço- raplara rağbet göstermelerinden — ziyade çabuk seklmelerinden ileri geltinektedir. Halkın aldanmaması için hükümetin al- dığı bütün ba tedbirlere rağmen, — kadın çöraplarını hakikt evsafını tesbil hususun. da gerek fabrikalar, gerekse satıcılar tara- fından gösterilen bu Mübali — harekellere inzimamen cins veya evsafı lagyir edil- miş veya hiç gösterilmemiş mallardan do- layı halkın şikâyet hakkımı kullanmama- sı umuümi menâfatlerin haleldar olmasını mucip olmaktadır. Cünkü satıcılar, halkın bu husustaki bi. gâneliğinden istilfade ederek — mallarını eskisi gibi ve diledikleri fiyatla satmakta. dırlar. Bu da iktisat vekâletinin çok — isa- betli bir şekilde aldığı karar ve tedbirle- rin akim kalmasını intaç etmektedir. İşte, bunun içindir ki hükâmet, kadın çorapları iİmal ve sahış işini daha sıkı bir kontrol altına almayı ve bu yolda hile ya. pan esnafıtı şiddetle tecziye — edilmesini karar altına almıştır. Sabıkalı bir esrarcı yakalandı Zabıta memurları tarafından Kadıköyde iki esrarcı yakalâğmıştır. Köfteci Hayri ve Şevket ismindeki bu iki sabıkalı Kurbağa- hderede esrar satarlarken tutulmuşlardır. Bunplardan Hayri bir buçuk sene evvel ge- ne esrar satmaktan suçlu olarak yakalan. mış, öon sekiz ay hapse mahküm olmuştur. Bir hafta evvel de mahkümiyetini billre. rek hapishaneden çıktığf anlaşılmıştır. ——— Ö —— * ADANADA bulanmakta olan — Ankara şebir tiyatrosu artistleri buaün Bağdada Mmüteveccihen bareket edeceklerdir. * İRAN ile yapılan bir anlaşma üzeri- ne, Karaköse - Trabzon hattında işlemek. te olan devlet otobüsleri Tebrize kadar gi- deceklerdir. * ET kömisyonu dün toplanarak van borsasından almman fiyatları tetkik etmiş ve et fyatlarım İhkaya karar ver. miştir. * KÜLTÜR BAKANLIĞI ilk — tedrisat kadrosuna yeni müfettişler alacaktır. Ye- ni müfettişler, mümkün olduğu kadar Ga- zi terbiye enstitüsü merunlarından seçile. cektir. Kadro 10 kişiliktir. * MALİYE VEKİLİ Fuat Ağralı birkaç gündenberi şehrimizde bulunuyordu. Ve- kül dün Ankaraya hareket etmiştir. * ÜNİVERSİTE talebeleri, pazartesi gü- nü Tokatliyanda rektör şerefine bir yemek ziyafeti vereceklördir. * Eminönü halkevi konferanslarından (yurtda teknik tedrisata rağbel) mevzulusu 31-3.938 perşembe günü saat 17,80 da Ca. Baloğlundaki —merkez salonunda — İstan. bul sanat okulu direktörü Yusuf Ziya E- timan farafından verilecektir. — Daveliye yoklur. Herkes gelebllir. — KURUN'da Altınlı aşyre HAS AN Kumçayı yazıyor: “Misirin genç kralı Faruk veliaht prens Mehmet Alinin yüksek İngiliz ricaline ver. diği bir ziyafetle bir sürpriz hazırlamışlır. Bu sürpriz ziyalet sonuna erdiği bir sıra. da kral Faruk — tarafından — günderilen daşure) lallısı hediyesidir. Aşuteler misa. firlerin Önüne konduklan sonra — herkes kâselere kaşıklarını daldırmağa başlayınca içerisinden yeni basılmış Mısır altınları çıkmıştır! Tabil olarak kral Faruğun sara- yında büyük bir itina ile pişirilmiş olan nefis aşurelerin tadı kaşıklarda çıkan ye. ni basılmış altınların parıltısına karışmış, eşürenin tadı misafirlerin damaklarında kaldığı gibi altınların parıltısı da gözleri. ni kamaştlırmıştır: Bu havadisi Avrupa postalarında oku. duğumuz sırada ajans haberleri de Mısır. da yapılan inlihabalta sopa yiyenlerin se- yısını bildiriyordu. İşte hayat dalma höy. ledir: Dir tarafta içinden altın çıkan aşı- re tatlısı yiyen, bir tarafta türlü vesile ile sopn yiyen insanlar?,, SUMAURİYET 'te Politika oyunları IXGILTERBNİN umumt harpteki rolü. ni anlattıklan sonra Abidin — Daver güvle yazıyor: “İngiliz politikacıları, şimdilik, bir ta. raftan silâhlanırken diğer taraflan da Ber. Tin « Roma « Tokyo mihverini zayıflatmak yolunu takip ediyorlar, Japonya Çinlilerle uğraşıp — durmakta. dır. Çin sefori, Japon ordusu için bir as. kero tenezzüh ve manevra olmaktan çık. mış, kanlı, yorucu ve yıpralıcı bir müca. dele şeklini alasıştır. Onun için — Japou. lar, İngilizlerle mesele çıkarmaktan vaz. geçmişler, ihtiyatlı davranmağa başlamış. hardır. t Tiryeste, Alman ordusunun boru sesle. Tİni İşitecek kadar Almanyaya yaklaşmış. tır. Günün birinde Brennerden yuvarlana. cak bir gamalı haç çığının Adriyatik kı. yılarına dayanacağını bilen İlalya, şimdi, jyavaş yavaş İngillereye — dönmenin kâtlı olacağ,nı düşünmektedir. Eğer, İngiltere e İtalya adamakılthı anlaşırlarsa, Berlin.. Roma mihverine iyi bir darbe jndirilmi olacaklır. İngiltere, İtalya için. bir Jehlike olmaz apaa, büyük Almanya pekâlâ olabi. lir. Bugüne kadar Almanyaya dayanıp İm. giltereden istediklerini koparan — İtalya, bundan sonra da İngiltereye dayanıp AL manyaya kafa tutabilir. İtalyanın yardı. mından mahrum kalan Almanya da harp. de neticelenmesi muhltemel — sargüzeşilere kolay kolay cesaret edemez. Fakat, İngilterenin bu politika hesabları tahakkuk etmez de Almanya « İtalya - Ja. ponya Bloku teğanüt ve kuvvetini muhafa. za ederse, İngilterenin silâhlanması bittiği zaman, bu silâhlara, tahakkuk etmiş “em. rivaki,,leri selâmlamaktan başka iş kalmı. yacaktır. Bakalım, bu politika oyununu kim kaza. nacak?, TAN' da Gayesiz zıd faaliyetler snnıu.ı ZEKERİYA pazıyor: “Şehrin temlzliğini, sıhhatini — tamin için sokakların süpürülmesi gayet tabil. dir. Şüphesiz ki bu süpürme Hilinin gı yesi temizlik ve halkın sıhhatidir. Fakat günün ortasında, elindeki kocaman süpür. ge ile sokaktaki tozu toprağır biribirine ka. tan, bunları havalandırıp Vâ ciğerlerimize kadar indiren bir ameliyeye nezafet ismi- ni vermek, bu kelimenin manası ve muh. tevası ile alay olur. İstanbul şebrinin İç ve dış sokakları bu şekilde süpürülür. Bib belediyeye her sene ba yuttuğumuz tozların bedeli olarak tan. zifat vergisi öderiz. Bir şekrin umum! hamamları, evlerinde yıkanma vasıtast olmıyan şehir halkı için sıhbi bir ihtiyaçtır. Bir şehirdeki hamam- ların temizliğini, ucuzluğunu, halkın müm. kün olduğu kadar sık yıkanmasını temin de belediyenin vazifesidir. Fakat bir gün gelir, hamamıcılar kullandıkları terkos su. yunun metremikâbından on kuruş alın; sına İtiraz eder, bu parayı ödemiyecek- lerini belediyeye bildirirler. — Belediye, mahkemeye müraenat etmek mümkün iken hamamcıları suyu kesmekle — tehdit eder. Hamamlarda suyun keslilmesi, halkı pisli. Be sevkeden bir âmil, ve bu temizliği te. mia de belediyenin vazifesi iken, gayesine taban tabana zit bir kararla karşılaşırsı. nız. Şehrin nezafetini teftiş eden - belediye memurları İstanbul cihetindeki hanlarda otellerde yaşıyan halkın billendiğini, ve bunun göze çarpacak bir salğın halinde olduğunu tesbit eder. Bir güla garetelerde belediyenin bitlere karşı mücadele açlığı. ni görürsünür. Doğru, yerinde bir t-<eb. büz.. Ertesi gün hamam gularının kesile, ceğini okursunmuz. Tezatlar, nüliyetle ans -cak bu kadar kuvvetle birleşebilirler.,