MEŞHUR CASÜS MEKTEBİ Umumi harbin en kurnaz casusluk profesörü talehelerıni nasıl yetıştırıyordu" Am Sarın mechur Bortu Yopu Umumt bürp, casusluğun —en fazla inkişaf bulduğu, dalbudak saldığı barp- tir. Harbin sonundan evvel her iki ta rafta çalışan on binlerce casus vardı Onların cesaretleri, ince buluş ve zekiâ lacı, ve sebatları hep yazılmış olsayı Şimdi kocaman ciltler dolmuş olurdu, Almanların umumi harbin ilk sene- lerindeki casus teşkilâtı pek iptidali, ptek amatörce idi. Bunu telâfi için Al- manlar casusluk mektepleri vücuda ge- tirmişlerdi. Bunlardan en meşhuru An verste idi ve bir kadin tarafından idare idi. Harbin'ilânında kendi- hede bir İş verilmesi için o ka- israr etmişti ki Almanlar onu zapt ettikleri havali meyanında olan Brükse- le yollamışlardı. Ocuda bir müddet mektup sansörlü ğü yapmış, bu işinde o kadar muvaf - fak olmuş, öyle mühim vesikalar ele geçirmişti k! onu gizli teşkilâtlarında yetiştirmek için ayırmışlardı. Alman casuş mekteplerinde her şey büyük bir dikkat, Prusyalılara has bir ke'iyyetle öğretiliyordu. Meselâ, tale- be, gizli mürekkepleri, plân ve harita resmetmeği ve buna benzer birçok şey. leri öğcenmek mecburiyetinde idi. Baden » Badende bir mektebin tale- besi, birer kiçilik sıralarda, yüzlerin- de maske olduğu halde - oturuyorlardı. 'Talebeler, mektepten Üüçer dakikalık f> gılalarla teker teket çıkarılıyor, böyle- Tikle onların biribirlerini tanrmalarına meydan verilmiyordu, Froylan Şragmüller, casus mekte- binde bütün imtihanlarını pek parlak bir şekilde kazanmış, fakat düşman kine yollanacak yerde Anverste yeni te- sis edilen bir casus mektesine müdür tayin edilmiştir. Mektep gehrin güzel bir yerinde idi. Mektebin talebesi — şi- mendifer istasyonundan perdeleri ör- tülü bir 6*omob'lle mektebe getiriliyor, etomobil kapının örüne gelir gelmez esrarengiz evin kapısı sıcki kendiliğin- den açılıyordu. Talebe, kendine tahsis edilen yatak odasına götürülüyor ve yatak odasımın kapısı kilidleniyordu. Talebenin numa- Tasmı Ve işaretini taşıyaa beyaz bir kart kapıs'na iğneleniyordu. Bütün ta- lebe, bu işaretlerle tanılryordu. Ortada kat'iyyen isim zikredilmiyordu. Yemek saatlerinde, bir asker — kapıyı vurup bir tepsi içinde güzel yemekler getiriyordu. Genç talebe, mektebe gel- diğinin ilk Üç halftası yatak odasmdan dışarı çıkserlmiyor, c, bütün İşini oda- da kendisi yapıyordu. Mektebin hoca - — Barı, baritalar, vapır modelleri, plân- Yar, fotoğraflar, velhasıl o günkü ders daları birer birer — dolaşıyorlar, tale- beye teker teker ders veriyorlardı. Talebe telerrüat hakkında iyi bir fi kir edindikten sonra, Froylayn Şrag- nüller onu ele alıyordu. Şragmüller'in öğrettikleri, onun in- anların zaallarını pek İyi anlamış ol. duğunu gösterir. Onun öğrettikleri şey- ler arasında şunlar vardı: “Doğrudan doğruya pazarlıkla malü. mat alırken bü malümatı vereni müm - kün olduğu kadar onun evinden uzak bir yere götürünüz. Bu yerin sizin faa- liyet sâhanraım dışıfıda olmasına dikkat ediniz. Onun bu yolculuğu sıkıcı bir tâ. rikle, tercihan gece yapmasını temine çalışmız. Yorgun bir adam daha az ih- Ayatlı ve daha müsremahakârdır. Yalan lüşünecek halde değildir. Pazaclığı kı- za kesmeğe âmadedir. Bütün bunlar le- dinize kazanılmış şeylerdir. *“Yabancıların yanınızda serbestçe konuşmalarını temin için bildiğiniz li- sanları saklayınız. Unutmayınız ki bir Alman casusu başka bir memlekette va- zifede iken tek bir kelime Almanca bil. mez ve yazmaz. Hattâ Almanca sizin ana diliniz olmasa bile buna riyaet et- meniz şarttır . Her malümatar, onunla hiç alâkadar gözükmeden toplayınız. Öğrenmek is- tediğiniz herhangi bir şeyi öteden beri- den tahkik ederek herkese onu öğren - mek istediğinisi ilân etmeyiniz. Buk- duklarınızı ve öğrendiklerinizi büyük bir safiyetle ve başka şekillerde kay- detmeği öğreniniz.. Hutırınızda tutma- mız icap eden rakamları veya ölçüleri nat defterinise günlük — masraflarınız meyanında geçirebilirsiniz. Meselâ on tane ağır deniz topunun kamyonlara yüklendiğini gördünüz değil mi? Bu- nu defterinize on kuruşluk sandöviç di« ye kaydedersiniz.. Herhangi bir küğıdı veya vesikayı yakıp kurtulduğunuza zahip olmayınız. Yazılar küllerinden bile mikroskopla okunabilir. Gizli teşkilât işinde bir kâğıdı yırtıp atmak ondan kurtulmak — değildir. Hiç bir zaman estarengiz bir tarada hare- ket etmeyiniz veya konuşmayınız, Göş- teriş yapmayınız. Çok orijinal veya çok zeki görünmek hevesine kapılmayınız. Fer pulun bir munüsı var İşte bu kurnaz casusluk — profesörü talebesini böyle - yetiştiriyordu. Maa- mafih onün esrarını dünyaya yayan ge- ne kendi - talebeleri olmuştur. Casus- lar her zaman cesur ve fedakâr olmaz- lar. Anvers mektebinin merunlarından Jozel Marks adında biri Tilbury'ye a- yak basar basmaz bir korku bulranı geçirmiş ve gidip hemen polise teslim olmuştur. Jozefin polite gösterdiği pul kölleksiyonunda ber pulım bir mânası için lâzım olan her türlü malzeme ile o- | vardı. Fransız casusları, 75 mil mesafeden Parisi döven bu müthiş Alman topunun yerini öğrenmek için nasıl ugıaşmışlardı? KN ÇT VETTR Meşhur Belçikalı cosus Sonise de Betliynies Avrupa pulları, zirhlıları, Afrika pul- ları kruvazörleri, gimali Amerika pulla- tt da torpidoları temsil -ediyordu. O, bu pulları tekrar holandaya yollayacak, Hangi puldan ne kadar yolladı ise ön- ları alan, limanda ne cinsten ne ka - dar İngiliz gemisi olduğunu öğrenecek 4 : Muvalffakıyetleri muvaffakıyetsizlik lerinden pek çok olan bu mektep, Alman ların Anver tehliyesiyle ortadan kalk- mıştır.. Froylany Şragmüller de çimdi meçhulâta karışmış bulunmaktadır. Bir pul allında 1600 ketimelik yazı Gizli teşkilât erbabının en zekisi mu- hakkak matmazel de Bettigules idi, O bir mürebbiye idi. 1914 de Almanların işgaliyle Belçikadan kaçmış sonra casus olarak gene geri yollanmıştı. Sahte bir pasaportla Alman alayları arasında dolaşmanın yolunu bulmuştu. Bu kadın köylüler arsaında bir sürü casus yetiş tirmiş, bir kartpostala yapıştırdığı pu- lun atlına tamam 1600 kelimlik bir ya- Bi sık ştırmaya muvaffak olmuştu. Pa . saportuna yapışık resminin Üzerindeki ince ve şeffaf sellü'oza görünmez mü- rekkeple tamam 3000 kelime yazmıştı. Onun çocuklardan mürekkp ulak bir çetesi vardı. Bütün ehemmiyetli kâğıt- ları öteye beriye onlarla yolluyordu. Alman çavuş'arı büyükleri sıkı bir mu, ayeneden geçirdikleri veya pataportla- rına baktıkları halde küçük sokak ço - tukbemi aramaya tenezrül bile etmi- yorlardı. Bu onun pek çok işine yarâ. mıştı. Bir gün, bir Alman hududundan ge- gçerken kadın arayıcısı ondan şüphelen- miş, onun her tarafını İyice aramıştı. Bununla iktifa etmiyen arayıcı birtee kım kimyev? mabsullerle onün vücude. nü islatinış ve gizli yazı olup olmadığı: | erbabının en ze- . kisi Bettignles'di, kelimelik bir yazı Berta “sinde ölmüştü. Gizli teşkilât bu ğgenç casus kadın, bir posta pulu altına 1600 sığdır abilmişti na bakmıştır. Bütün bu arama esna . sında onun dilinin altında pirinçten ya- pılma sigara kâğıdı gibi ince bir kâğıt | yapışık düruyordu. Bettingnies de bütün zekâsna ve kurnazlığıra rağmen birçok emsali gi- bi yakalanmış ve bir Alman hapishane- Körtfezin derinliğini nasıl Öğrenmişler? Almanların umumi harb - başlangı - cındaki en büyük casusluk muvaffakı- " yetlöFinötr 'Börl de Hriğiliz adalarinm g” -molirideki Scöpa Tlov körfezinin derin- liğini öğrenmekti. İngiliz -donanması » kendi sularında asırlardanberi döğüş - memişti. Almarıya erkânıharbiyesi böy- le bir harb halinde İngilir donanması- nn ne tabiye kullanacağını bilmiyor, Seopa Flov körfezinin İngiliz donan - masinı barımdıracak kadar derin olup olma diğını öğrenmek istiyordu. Stein Bouver adında bir Alman, ba- lıkçı, kıyafetine girmiş, arkadaş olduğu bir fskoçyalının kılavuzluğu ile — balık avlamak behanesile bu ıssız sulara gir- mişti. Orada balık avlarken dibe koyu- verdiği oltasmın düğümlerini saymış. sonra, oltayı ölçerek körferin derinliği ni tesbit etmişti. İşte Almanlar Slopanın icabında bü- yük zıhlıları barındıracağını böyle öğ- renmişler ve bu bilgileri sade tahakkuk etmekle.kalmamış onların çok da işle- tine varren'ytır. 75 mil mesafeden Parisi döven top Casusluk teşkilâtı her zaman muvaf- fak olmaz. Onun halledemediği en bü- yük muamma umum! harbde Almanla - Tn meşbur “Büyük Berta" sının mev - kil idi. Bu esrarengiz top 1918 senesi martının 24 üncü günü ilk güllesini 75 mil gibi akla sığmıyacak kadar uzak bir mesaleden Parisin tâ göbeğine dü- şörmüştü. Bu görünmez bombardıman, maneviyatı o kadar sarsmıştı ki, onu 'Susturmak için her türlü fedâkârl'ğa katlınilmıya razı olundu ve yetmiş ki- gilik bir fedtiler grupundan beş kişi se- çilerek geceyarısı tayyareye' bindirildi ve “Büyük Berta” nım mevzii diye tah- min edilen bir mahallin etrafına para- şüt'erle atıldı. Bu gizli teşkilât adamları, Almanla « Tın crsuslara karşı pek mükemmel ter- tibat aldıkletnı keşifte gecikmemişler - di. Asil toptan belki millerce uzakta ve muhtelif istikametlerde tıpkı “Büyük Berta,, gibi ses çıkartan küurusıkı toplar atılıyordu. Buna rağmen beş casus ken- di telâkkilerine göre ve hemen hemen ittifakla topun yerini tesbit etmişlerdi. Bunlardan ik'el bir hafta sonra Franra topraklarina dönebilmişti. 'Diğerlerin ” den Biri vürulmuş, biri yaralanmış, be- Şincisi ise” Hollandaya kaçarak oradan Şlifbar Almünlar Tehine casushik yapan sabık Yunanistan kraliçesi Sojia bir muhabere güverelni İle - Pransaya h » |Casusların gösterdikleri saha bamii “balarla tâş UStünde taş kalnüydcak şe- kilde tahtib edilaî—. fakat her vurulan topun orsusları aklatmak için kuruları kurusıkılardan biri olduğu anlaşılmış * tır. Velhasıl “Büyük Berta” nın yerini tayin etmek ve onu susturmak bir türr | Tü kabil olamamıştır. Fransızlar ona karşı husus! bir teş: kilât yapmıylar, Parise her gülle 'düş” tüğü vokit tahrib'edilen sokak veya &- — vi azami altı saat zarfında erki haline - sokarak Alman casuslarının onları gö * TÜp 'topun isabeti hakkında. kendi ta“ roflarına mâlümat yetiştirmelerine md- ni olmaya çalışınışlardır. Bu kadar v- gak bir mesafeden Alman topçuları bit tabi sırf riyaziye kuvvetile ve kararla- ma ateş ediyorlardı. - Güllenin İsnbeti hakkında verilecek malümat anların en" dahtlarını çok stathih edebilirdi. Umumi hurp casus'uğunda Bir Amerikan zeteri 1917 senesinde, Fransızların Ameri- kan kampt civarında iki Almân jeplinl düşürülmüştü. Zeplinler Amerikon En- tellicens servisi tarafından iyice aran * mış fakat mühim bir vesika veya plân ele geçirilememişti. Amerikan entelli « cens servisine mensüp bir zabitin aklır na bir fikir gelmiş, o, balonun toprağa düşmeden evvel katettiği yolu arnena - yı tasarlamıştır. Zabit büyük bir dik“ katle balonun geçtiği — yerleri aramıf: fakat izin bir bataklıkta nihayetlendiği- ni görmüştür. Ufak bir tereddütten sonra botaklığa 'dalmış ve kısa bir 8- tTaştırma neticesinde bir harita parçasl bulmuştur. Bunun Üzerine araştırmı ” larına daha büyük bir tehallüikle ve bir kaç yardımcı İle başlamış ve haritanıt diğer bir parçasını da bir ağaç tepe * sinde bülmüştur. Bu kâğıt parçaların! bir araya getirmek için tamam bir ge“ ce uğraşmış ve neticode Üzerinde bif takım İşccetler olan bir Şimal denizi haritam ortaya çıkmıştır. Zeplinin içit. de bulunan ve bu harita olmadığı için bir mana ifade etmiyen şifre kitabr © Zaman İ;> yaramış, haritanın, şimal de nizind-ki Alman denirzaİtı. gemilerinin hüreketler'ni ve fanlivetlerini göster * diği anfaşılmıştır. Malümat hetmen İn- (Dovoınıubıdde) € t ,ı!