26 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l Ulus Basunevi « (IIIMM Çankırı caddesiı Ankara ş E H I R 26 Telgraf: Ulus - Ankara TELEFON MART Başmuharrir Hlâ 1938 Fransızca Ankara — 106 9/4/938 Cumartesi Atletizm müsabakaları î';zı lılârdı“rı li?öl—;ggî 10/4/938 HıThiye — Muhafız 5 KURUŞ A(ıöı;;,m v 1064 A D ı ÜM| L z ANDIMIZ - Miz 17/4/938 Pıhnr]'!—"inz Vienna — Ankara muhteliti. Pragda muhtariyetçiler genişliyor Mediste almanların 53, çeklerin de AA mebusu var! Sosyal hıristiyan partisi hükümete cephe aldı Prag, 25 (A.A.) — Parlamentoda altı mebusu olan alman sosyal - hıris- tiyan partisi hükümet koalisyonun- dan çekilerek hükümete karşı cephe almak üzere Henlayn partisine ilti- (Sonu 5. inci sayfada) Antakyadan güzel bir görünüş Hatayda türkleri hudud dışına çıkarmak istiyorlar ! Seçim günü yaklaştıkça türk düşmanlığı artıyor ! Çek hariciye nazırı Krofta Bayan Pitarın Edebi müsahabesi Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Profesör Âfet çok kıymetli bir hitabe ile edebiyatta “Noel Roje” ismi altında tanılan Madam Pitar'ı takdim etti. Dün Halkevinde dördüncü — konfe- ransını veren profe- sör Pitar'dan son- ra refikası Bayan Pitar Ankara kız sesrrare UEcUT DD müsahabe yapmış- tır. Yazıları ve e- serleri türk âle- minde lâyik oldu- ğu kıymet ve ehe- miyet ile tanınıp takdir edilmiş olan ve eserlerinde (No- el Roje) namı müs- tearımı kulla- nan y/Bayan Pitar kız lisesinin müdür ve muallimleriyle, zeki, dikkatli ve heyecanlı bir tale- be kafilesinin dol- durduğu salona girdiği zaman her- kes mektep disipli- nine yakışan vekar ileayağa kalkarak yeye geldiği Pitar'ın, Tarih kongresi münasebetiyle türki- Reygasle beraber Boğazköy kazılarını ziyareti esnasında çekilmiş bir resmi AA ş İLERİ . HAnElı_şr ı AŞ Ş Aragon cephesindeki asi taarruzunun inkişafını gösterir bir harita - Frankistlerin ileri hareketi devam ediyor Saragos-Barselon yolu kesildi| ( İspanya hâdiselerine dair tafsilât 5 inci sayfamızdadır | Antakya, 25 (Hususi) — Hatayda mahalli otoriteler türkleri nüfusa kaydetmemekte ve hudud haricine çıkarmak istemekte- dir. Türkler çıkmak istememektedirler. Bu vaziyet karşısında türklerin cebir istimali suretiyle çıkarılacağı zannolunmaktadır. IHataya aid diğer haberlerimiz 5. inci sayfadadır| Viyana elçiliğimiz konsolosluk olacak Berlin, 25 (A.A.) — Şimdiye kadar Laheyde bir maslâhatgüzar ile temsil edilmekte olan Türkiye, Hollandada bir elçilik ihd karar iştir. Türkiyenin ilk Lahey elçiliğine, şim- diye kadar Viyanada türk elçisi bulu- nan B. Ahmet Cevad Üstün tayin edi- lecek, Türkiyenin Viyanadaki elçiliği de başkl losluğa tahvil ol ktır. Berlin, 25 (A.A.) — Türkiye büyük elçisi, Almanya hariciye nezaretine, Türkiye hükümetinin Viyanadaki el- çiliğini kapatmağa ve Viyanada bir başkonsolosluk kurmağa karar verdi- ğini bildirmiştir. kendisini hürmetle selâmladı. Konferans kürsüsünde Bayan Pitara tefakat eden Türk Tarih kurumu As- başkanı Prof. Afet, dinlenilecek mev- zuu canlandıran ve Bayan Pitarın ede- bi ve içtimai hayatını mahirane birkaç kalem darbesi içine icmal eden bir hi- tabede bulundu. Bu hitabeyi aynen dercediyoruz: “Meşhur beynelmilel preistuar ve antropoloji âlimi profesör Pitarın Ba- yanını size takdim ederim. Bayan Pi- tar, hayat arkadaşının bütün ilim ça- Iışmalarında dahi yakın ve ayrılmaz bir yardımcısıdır. Onun — muhtelif memleketlerde yaptığı ilmi tetkikler- de bayanı daima beraber çalışmıştır. (Dobrice) türkleri arasında, çok sene- ler evel, yaptıkları anuopou_ıetrik tet- kik defterleri bu beraber çalışma haya- tının izlerini taşır. O defterlerde ölçü- leri gösteren rakamlar karşısında elle yapılmış resimler bizim ırk kardeşle- rimizi tesbit eder. Bu samimi türk dostlarının yazıları o günlerden beri daima işlemiştir. Bayan Pitar böylece profesörün ilim arkadaşı ve yardımcı- sıdır. Onun bir ikinci rolü fransız ede- biyatındadır. Orada adı (Noel Roje)- dir. Noel Rojenin romanları bugün fransız edebiyatında en parlak yer. tu- tuyor. İlk eserini ondokuz yaşında İ- ken (Çocuğun göz yaşları )namı altın- da neşretmiştir. O günden beri yazıp bastırmış olduğu roman ve tiyatro pi- yesleri otuzu bulur. En mühim eserle- ri genel savaştan ilham alarak yazdık- larıdır. Bu eserler şunlardır: 1. Larmes d'enfants 2- Docteur Germaine 3- Nos mensonges (Sonu 5, inci sayfada) eee — — Bugün ilâvemiz J APO NYA Bu ilâvemizin içinden 4 sayfalık çocuk ilâvemizi çıkarıp çocuklarınıza veriniz Türk ticaret bankası umumi heyeti toplanıyor Bankanın blânço yekünu 22, mevduat 6 milyonu buldu Yarın bir milli finans müessesemiz son yıllık hesabını verecek- tir. Doğrudan doğruya, halkın güvenine ve sevgisine dayanmış ve daima genişleyen iş hacminden faydalanmış olarak büyüyen bir müessesemiz olmak itibariyle, Türk Ticaret Bankasının son bilânç da bütün lel tin gün geçtikçe yükselen ve geli- şen umumi hayatının seyrini bulabileceğiz. Bnkanın bu seneki kârı, 682.721 li- ra 96 kuruştur. Bu kârin 54.638 lirası, amortisman ve provizyon olarak ayrıl- dıktan ve umumi masraflar ve mevdu- ata verdiği faizler çıktıktan sonra ge- ri kalan kârdanı 934 ten önceye aid o- lan 27497 lira imha edilmiş, yani aynı senede tahakkuk edip her sene kârla- rından kısmen imha suretile bakiye kalmış olan 124.794 lira 17 kuruş dahi bu sene tamamen kapatılmıştır. Blanço rakamları : 'Türk ticaret bankasının son sene ra- kamlarına göre iş hacmi, dört yıl için- de dört misli artmıştır. 6.439,240 lira olan 934 bilânçosu yekünu; 935 te 6.691.044 gibi az bir fark, fakat 936 da 12.524.198 gibi yüzde yüz bir artış göstermiştir. 937 de ise, üç yıl evve- Hnin dört misline yakın bir yeküna 22,067.592 lira olarak kapanmıştır. Son (Sonu 5, inci sayfada) Tür. Ticaret Bankası Genel Direktörü B. Said Başak Fıkra Yalnış bir tarih Bügünkü ilâvemizi kendisine tahsis ettiğimiz Japonya, on dokuzuncu asır ortalarına kadar dış âleme sımsıkı ka- palı idi. Ancak tâzyik we tehdid yü- zünden yabancılarla temas etti ve az bir zaman içinde de, taklid kuvveti i- dle, en ileri garplı devletler sırasına geçti. Bizim bildiğimiz sathi japon kalkın- ma tarihi budur. Acaba garp medeni- yeti ile hiç alâkası olmayan iptidal bir memleket, kendisini beyaz emperya- listler hesabına sömürgeleşmekten na- sıl koruyabildi? Garp üstünlüğünü da- ha evel tasdik eden ve garplılaşmağa daha evel teşebbüs eden osmanlı impa- ratorluğu acaba niçin aynı muvaffaki- yeti elde edemedi? Hakikat bu değildir. Kumandan Pe- ri hikâyesinden pek eski zamanlardan- beri Japonyada Çin medresesi ile Av- rupa mektebi mücadele ediyordu. Da- ha ingilizler Asya denizlerinde hâkim değilken, japonlar garp ilmi ile temas- ta idiler, Nitekim Japonyanın, kapıla- rını niçih açmağa mecbur olduğuru nakleden bir amerikalı muharrir, se- beblerin başında şunu zikreder; “Ec- nebi ilmi taraftarlarının gittikçe artan İç tazyiki!” Japon yenileşme tarihinin hakiki başlangıcı olarak gösterilen timsali bir hâdise vardır: bir gün japon talebele- ri cenaze alayından kaptıkları bir in- san cesedini sınıflarına taşıdılar ve hastalıkları cin ve perilerle izah eden medrese hocalarının karşısında, onu bıçakla parça parça ettiler: “İşte kalp.. İşte ciğer... İşte karın... İşte barsak! Bunun içinde ne cin ne peri var!” Japonyayı müsbet ilim kurtarmış- tır. Arab medresesi ise osmanlı tefek- kürüne tâ cumhuriyet devrine kadar musallat kaldı. Bizim orta çağımız, yirminci asrın yirminci senesinden sonra kapanmıştır. Kuvayı milliye meclisinde bir mebus: “Kuran varken, kanun istemem!” diyordu. Osmanlı inkılâpçıları şarkla garb a- rasındaki farkın bir tefekkür farkı olduğunu anlamadılar : bir “muh- telit medeniyet” kurmak hayaline, koskoca bir asrı kurban ettiler. Osmanlı devleti, müesseselerini, a- ma maddi değil, bilhassa manevi mü- esseselerini nerede garplılaştırmağa muvaffak olsaydı, türklüğün hududla- rı bugün öz vatan olarak asgari 'orada, siyasi hâkimiyet olarak kimbilir ciha- nın neresinde idi? - Fatay

Bu sayıdan diğer sayfalar: