—— Bepoğlu Billar 17: Yaşımız 20 etrafındadır. Boyunuz ax or- fadır. Bünyece zayıf sayılırsınız. Herhalde çalışşmakta olan bir bayansınız. Ev İşleri ne alâkanız yoktur. Hayatınızı çalışarak geçirmeği düşünmeniz mühtemeldir. En iyi bir bayan için saadeli iş görmesinde değil evde aramak daha tabil olmalıdır. Fazla hayalden kaçınız. SiSnirlerinizi da- ima kuvvetli tutmağla ihtiyacınız vardır. İyi havalardan istifade ediniz. —— —549— Beşiktaş Sadettin: 'Tam bir tahlil için elinizin şekline, dir. sekten bileğe kadar uzunluğun bilinmesine ve sol elinizle yazacağınız yarzıya — lüzum vardır. Maamafih — gönderdiğiniz yazıya göre şu neticeleri yazıyorum. Alâkadar ol. » düğüunüz takdirde diğer — isteklerimi de gönderirsiniz. Memtr değilsiniz. Ticaret. le Iştigal etmekte olmanız en kuvvetli ih. tHimaldir. Son on, on beş sene içinde siz. desaslı ruhl bir tahavyvül olmuştur. Bu tahavvili yeniliğe, daha Iyi görünüşe doğ. rudur. Esasen rühen kendinize itimadınız vardır. İyi kalbli, iyiliği sever olduğunuz 'da muhakkaktır. Alıştığınız şeyleri kolay. lıkla birakamassınız. Yaşımız — kat'iyyen BO dan aşağı olamaz. Başladığınz bir işte acelecisiniz, çok çalışıp çabuk bitirmek İslersiniz. Bu izahat sizde alâka uyandır. dıysa İstediğim şekilde tekrar müracaal edebilirsiniz. —550— Vsküdar M. $. U: Gençsiniz, yaşınız 290 den fazla — olma- mak gerek. Bünyece ortaya yakın sayılâ. Bilirsiniz. Hassas ye asahisiniz. Alıngan. Iığınızdan da şüphe edilemez. Royunuz da ortadır. Henfiz tahsilde olmanız veya tah- silden ayrılalı çok olmamış bulunmanız muhtemeldir. Niraz-hırçın ve çabuk sıkı. lan bir tablatte bulunmazsanız uysal rü- ı ÜTÜN tafsilâtile karakteri- mnizi; meziyet ve kusurlarınızı; sizi Hayreto düşürecek kadar vazıh ve sarih olarak hususiyetlerinizi; tut- tuğunuz veya düşündüğünüz işte mu- vaffak olup olmryacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızı size söyliyebilirim. Bana bir gazeteden, bir kitaptan ve- ya aklınızdan yazacağınız dört satır- lik yazıyı; son aylardaki imzalarınız- dan ikisini gönderiniz. —— —— hunuz kendisini daha iyi gösterecek, Çok tan bir işi yapmış olmak için yapar, onu sonradan düreltmeği, kontrol etmeği fazla külfet sayarsınız. Zekânız ve iy ikalhlili. Biniz şayanı takdirdir. El işlerine kabili. yetiniz de iyidir. Daha Iyi ve muntazam yaşamağa , spor ve açık havaya ihtiyacınız muhakkaktır. —55l— Sahir - 144: Gençsiniz. Boyumuz urundur. Boyunura göre orta veya normal bir bünyede sayıla. bilirsiniz. Daha farzla faml olmanız ve s1- kıntılı veya uzun sürecek İşler karşısında daha İradeli olmanız şayanı — tavsiyedir. Sizde itiyatların tesiri büyüktür.Alıştığını. za fazla bağlı kalırsınız. Dikkatiniz inkişa. fa çok müsalttir ve Inkişaf etmelidir. Her yeni şeyi biraz hayret ve biraz da tered- dütle karşılamak Istidadındasınız. Tahsil ve kabiliyetleriniz nisbetinde — kondinizi göstermemektesiniz, bunun sebebleri yu- karıda yazılı olan husüslardır. Başkaları. na fenalıktan çekinirsiniz. Bir şeyi yap- mak istemenizle yapmanız arasında “w. zunca bir müddet geçtiği vaki — değildir. Başka yazılarınım gönderir ve bu tahlil hakkındaki mütaleslarınızı bildirirseniz tahlilinize devam etmekliğim imkfnını ver miş olursunuz. | HABER — Aksam postam 21 MART — 1938 Cevapları veren Profesör Sanerk Grafo'oji ve Grafometri mütehassısi —532— Şişli . 33 « K.0.: Yaşınırz 20.25 dir, Boyunuz ortadan a- şahıdır. Bünyece toplusunuz. Ruhen sakin görünüyorsunuz. Harici şeylere alâkanız azdır. Şahsi teşebbüs kabili vetlendirilmelidir. Bu zamanda by kadar münzevl bir bayatın manası olamaz. Daha faal ve iradeli olmağa ihtiyacınız vardır. —33— Pangeltı Z. Alınca: Bünyece ortanın üstündesiniz, şişmanla- mağa istidadınız muhakkaklir. Gıda ve ya- şama işlerini tanzim etmezrseniz saçlarını. zın vaklinden evvel zayıflaması - ihtimali çoklur, Boyunuz da orlanın üstündedir ve büyük bir ihtimalle uzunca veya uzun boy hasunuz. Yaş itibarile de gençsiniz. 935 de 938 © nazaran duhu sakin ve daha iddlasiz bir vaziyetteydiniz. 937 denberi biraz asa« bileşmiş görünüyotrsunuz. Uysal ve tutum- ha olmağa İstidadınız vardır. — 937 ve 936 danberi niçin asabileştiğinizi —yazarsanız tahlillere devam etmekliğim imküânını ve. rirsiniz. Size daha söyliyeceklerim vardır. —bbi- Ankara N, Liz Arzünuzla yaşama şekliniz arasında de. rin farklar görülüyor, gençsiniz, niçin-dü. şündüğünüz, istediğiniz gibi değilsiniz. Bu vaziyette sizin de ihmal ve kusurlarınız ol. mak gerek. Evvelkl — yazılarınızdan bazı parçalarla, sol elinizle yazacağınız, bir ya zıyı, elinizin şeklini ve dirseğinizden bi. leğinire kadar mesafoyl gönderiniz veya bildiriniz. Ancak bu suretle tam bir tahlil münkün olacaktır. —535— Ayazpaşa Y. O: Orta bünyede, orla veya uzunca Boyda- sınız, genç; hassas ve rekisiniz. İmzanızı okuyamadığım için tahlilinize imkân bula- madım. Yalnız mütehavvil bir karakteri. niz olduğunu tahmin ediyorum. Tutumlu da değilsiniz. Müteaddit imzalarınızı gön- deriniz ve imzanırın açık şeklini de göste. riniz. GEL MiKi SSANA 58 MARKİZ DO POMPADUR pısı içinden, bu konağın pencerelerini seyrettiğini hatırlıyordu. — Bana bu darbeyi indiren, kralm bir adamıdır! Kralım orada ne işi var- dı?, Fakat şövalye derhal başını — salla- dr... Kral, Catım, kral nazırının kona- ğudan çıkryordu. Bunda hayret edile- cek ne vardı ki? Halbuki onun aklına ne gelmişti!.. Bu düşünce üzerine, itimat ve iman- Ta gülmeğe başladı. İtimadı vardı, çün- kü geaçti ve çünkü başı hâlâ zayıftı. Bir sevkitsbityle bütün teşevvüşleri reddediyordu: * — Neler düşünüyorsun? Hayatından hâlâ mı memnun değilsin?.. Onun e- vindesin! Seni o tedavi etti! Evet ol. O üzerime eğildi. Bana bir şeyler söy- Tedi.. Her halde acıdığını söyledi!. Eli. nin lâtif tesirini, yanan alnımda hâlâ hisseder gibi oluyorum.... Oh!.. Hatır- hyorumt.. Bu eli, bu ince ve güzel eli benim dudaklarıma uzatmağa razı ol- muştul.. Rabbim! Beni seviyor mu aca- bar. Bu düşünceden o kadar sarsıldı — ki, farkında olmadan yanma gelmiş olduğu gömineye yoslanmak mecburiyetinde kaklı. Bu vaziyette, saadetten sararan çeh- Tesini gördü... — Beni seviyor! diye mMırıldandı. Başka türlü olmasına imkân yok! Beni seviyor! Gelecek! Muhakkak buraya girezek,, Ona ne diyeceğim?, Ona diye- ceğim ki, .Hayır! Hiç bir şey söylemi- “yeceğim, sadece önünde diz çökeceğim. Böylece mırıldanıtken, ayni zaman- tuvaletine çekidüzen veriyor, dantelâ- larını düzeltiyor, elbisesini düğmeliyor- du., Saat önü çaldı.. Şövalye oturarak gülümsedi. — Ne güzel bir salon!.. Burada her gey ne lâtif!.. Bu kadar güzellik için, ne güzel bir çerçevel.. Olur şey değil!. Demelke o, bir bayli zengin ha?, Şövalye d'Assas'ın gözlerinde bir en- dişe, bir düşünce ifadesi belirdi! .. Çünkü kenkdisi fakirdi!.. Fakat yukarıda da söylemiş olduğu- muz veçhile, d'Assas, şimdilik bütün bu tegşevvüşleri redetmeğe karar vermişti, Esasen o zengin olsa bile, kendisinin de mükemmel bir kılıcı yok muydu ?, Hu- dutlarda döğüşülmüyor muydu? Zafer ve şeref paradan daha kıymetli değil miydi?. Vokit geçiyor, şövalye gözlerini ka- prdan ayırmıyordu. Bu kapıi açılmıyor « du!.. Bundan başka, evde hiç kimseler yokmuş gibi, her taraf derin bir sessize lik içine gömülmüştü. Her şey ölü gi- biydi!.. Biratz sonra bu sessizlik, azap verici bir hal aldı.. Ne oluyordu?, D'Assas, her ne bahasıan olursa ol- sun bunu anlamak istedi. Ayağa kalktı ve, kafasının oldukça hafiflediğini, yal- mnız şakağında bir ağırlık bulunduğunu duydu. Kendisini kuvvetli ve yapılacak bir iş varsa bunu yapmağa âmade his- setti!.. Tereddüt ederek kaprya doğru yürü- dü, açtı ve, muhteşem bir sofada bu-« Tunduğunu ve yukarı katlara da birer merdiven çıktığını gördü. Ayni zamanda, haryet ve dehşetle, büyük sokak kapısının açık olduğunu da farketti. Sokağın neş'eli parlaklığı içinde gelip geçen yolcuları gördü. So- fanın halısı üzerinde çiçekler serpilmiş- ti. Sanki bir bayram varmış gibi.. Bü- yük kapının önüne de bir halı konmuş- tu., Şövalyenin kalbini müthiş bir azap kıskaçladı.. Sofada ilerledi ve seslenmek cesare- tini gösterdi. Bu ges Üzerine süslü elbi- seli bir uşak göründü. Bu adam sokake ta, kapının önünde duruyordu. Şöval- __ıl " y NER İSTEDİĞİNİ YAPTIRMADIM <. HEYA MARKRIZ DO0 POMPADUR. , 59 İyeyi görünce, büyük evlerdeki uşakla- rahas bir Iâunbalilikle bağırdı; — At Ayaktasınız, subayım! Isa. bet çünkü madam.. Şövalye sörünü kesti: — Madam mı?, — Evet! Madam Puasson. , — Apnnesi... — Evet, matmarel Janın annesi!. D'Assas ürpererek: — Jan! İsmi Jandır!.. Diye düşündü ve sordu: i — Söyleyin bakayım, dostum, ev- Hekiler, her halde çıktılar, değil? Hal- buki ben onlara teşekkürlerimi arzet- imek istiyordum., Uşak başını sallıyarak cevap verdi; — Herkes kilisededir. Şövölye ürpererek mırıldandı: — Kilisede mi ?. — Evet... Mösyö ve madamdan tu- tün da, son uşağa kadar herkes oraya gitti. Yölnız ben. konağı beklemek için burada kaldım.. a Ve adam vakurane bir eda İle doğru- larak ilâve etti: — Ben kapıcıyım!. . Şövalye alnından düşen soğuk — ter keri silerek sordu: — Hangi kiliseye gittiler?. — Sen - Jermen'el. Şövelye bir teşekkür jesti yaptı ve, kalast oğulduyarak, âdeta koşa koşa dı- şarıya çıktı.. Uşak ta yalnız kalınca şöyle düşlün- dü; — Amma deli, ha!.. Ona matmazelin düğün merasimini izah edecektim. Bu onu şüphesiz alâkadar edecek, bana da asgari beş dakika vakit geçirtecekti.. D'Assas da, kendi kendine soruyor - du: — O niçin kilisededir?, Bu suali kapıcıya sormak gayet ba- sİtti. Fakm bu kilise kelimesi şövalyeyi altüst Etmiş ve sual gırtlağında boğul- muştu. Bir felâket hissediyor, fakat Ğ Z ğ son ana kadar, ümit beslemek istiyor- du. Kiliseye!.. Bu ne pazar, ne de bay- ram günüydü.. Kiliseye bir cenaze merasimi için gidilir. Fakst hayır: Sofadaki halının üzerinde ve etrafta çiçek doluydu ve kapıcının üzerinde parlak bir elbise vardı.. Kiliseye bir düğün için de gidilirl. Şövalye olduğu yerde kaldı ve çehre- si sapsarr kesildi. Onun yanından ge“ çenler, âdeta yüksek sesle şöyle dedi- ğini duyular: t — Eh! Farzedelim ki düğüne gitmiş, gider a!. .Dostlarından birisinin düğü- nüne gitmiş, işte bu kadarl.. Bu sözler Üzerine tekrar koşmağa koyuldu; ve, kilisenin yanına yaklaştı- ğı sırada, çanlar neş'eyle çalmağa baş- ladı; büyük kapı açılarak, orgların çal- dığı havayı, dalgalar halinde sokaklara yay'dı.. Bu açık kapının önünde d'Assas, deh- şet içinde olduğu yerde kaldı. Kilisenin loşluğu içinde, zarif, güzel, süslü şaşaalı, parlak kıyafetli büyük bir kalabalık gördü ve bu kalabalık, çım ve org sesleri arasında, davetlilere mah- sus yerin iki tarafına açılarak yeni ev- Hlere yol açıyorlardı!.. Şövalye, dudaklarında hafif bir te- bessümle bunları seyrediyordu. Bu kalabalığın arasında Janı arıyor« ve gözleri etrafı süzerek mihraba doğ- ru dikiliyordu.. Nihayet kalabalık iyice açıldı ve ye- ni evliler mihrabın altında göründüler: D'Assası, hafif bir Üürperme sarstı Bir ağaca yaslandı.. Iniltiye benzer şi- kâyetiâmiz bir nida dudaklarından çık- tı. Çehresi mosmor kesilmiş ve gözleri dehşetle açılmış olduğu halde, eli koca- sının eli içinde, titriyerek, ağır ağır ilerliyen solgun çehreli, matmwun ve gü- zel geline bakıryordu. — Jan! diye inledi., Jan!.. Ol.. Rüya Ğ'gx LA YAZA“ ve Gizernri VALTDİSNEYGE