26 ŞUBAT — 1938 Alkatraz adas, ni üseri pe kaplı korkunç bir harp yle benzer Alkaponun karısı OLUMLE tehdit ediliyor “Kocamın serbest bulunduğu günlerde şapkacıya bile zırhlı otomobille gidiyordum; Çucu- ğumla yalnız çıktığım bir gün üzsrimize mitralyöz ateşi açtı- lar; canımızı güç kurtardık Kocam Alkatrazda her an tehlike içinde bulunuyor ! Alikapon, düşmanlarının bıçak Paris . Soir muhabirlerinden biri, gimdi Alkatraz adasındaki hapis- hanede bulunan ve son günlerde gıldırdığı haber verilen Amerika- h haydud Alkapon'un karısıyla konuşmuş ve gazetesine yazmış- tır. Gazeteci, bu ziyareti, Madam Alkaponun Sanfransiskodaki köş künde yapmıştır. Bu müldkatı Kısmen okuyucularımıza nakledi. yoruz, Camları açık pencereden Sanfran. sisko körfezi, daha İlerde, güneşin zi. yası altında parlıyan Alkatraz adası görülüyor. Madam Alkaponu görebilmek pek güçtür. Hele gazete muhabirlerinden kendisini gören ve konuşan hiç yok gibidir. Ben, Sanfransiskoda olduğunu tesa düfen öğerndim. Fakat bu öğreniş hiç bir fayda temin etmedi. Fazla tafsilât alabilmek için kime müracaat ettimse bir şey bilmedikleri cevabını aldım. Meslekdaşlarım, muharrirler omuzla - rmı silmekle mukabele ettiler. Va- gingtona telefon ettim. Bu hususta bir gey yapamıyacaklarını söylediler. San İransisko polis mildürü de bana yar- dımda bulunamıyacağını beyan etti: — Bu kadının kocasının İşlerinde dahli olmadığına kanliz Onun için kendisini rahat bıraktık. Meşgul oldu. Zumuz yok. Ne yapıyor, nerede oturu. yor, bilmiyoruz. Üç gün sonra otelde bir mektup bul- dum. Zarfm üzerindeki adresi makine ile yazılmıştı. İçersinde, yine makine İle yazılmış xşu mektup vardı: “XY bulvam üzerinde, R sokağı kö- şesinde pembe köşk. Yarın öğlene doğ- ru geliniz. Ve şu mektubu yırtıp atı MZ İmza yoktu. Bugüne kadar, bu mek. Yubun kimin tarafımdan yazıldığı, ki. min tarafmdan gönderildiğini hâlâ anlıyamadım. Ertesi gün, köşkün ka - pısmı çalar çalmaz açtılar ve buyru- nuz, dediler, Köşk, Sanfransiskonun en kibar ma- hallesinde, denize yakm caddelerin birinde idi. İki katir, konforlu ve güzel döşeli küçük bir köşk... Bana kapıyı açan hizmetçi kız par- dösümü, şapkamı aldıktan sonra: — Madam Düval sizi bekliyor, de. âl. Gösterdiği odaya girdim. Mari Dü. vali, yani madam Alkaponu gördüm. Şankacıya giderken bile zırhlı otomobi!... Kırk yaşlarında kadar bir kadın. Orta boylu ve etine dolgun. Saçları kumral, hafifçe kırlaşmış. Gözleri za- yıf, dikkatle bakarken arasıra göz ka- paklarını kırpıyor. Arkasında sade, fakat güzel biçilmiş bir rob vardı. — Hayatım, dedi, daima böyle sa- kin değildi. Bir şapka satmalmak iste- Alğim zaman şankacı dikkânma zırh. W öteomobille gidiyordum. Sağımda ve solumda otomobillerle muhafızlar ge. Hyordu. Bir gün küçük oğlumu gezdir darbelerinden vücudünü üç santimetre kalınlı- Al kaponlai mülâkat korunmak Için ğında keten sargılarla sararmış mek için yalnız sokağa çıktım. Üzeri- mize mitralyöz ateşi açtılar. Canımızı kurtarmak için yerlere yatmak mecbu- riyetinde kaldık, Kocam, hemşiresi &vlendiği vakit düğün merasiminde hazır bulunamadı. Çünkü polisler ken- disini arıyorlardı. Seyahatte olduğumuz zaman gittiği. miz otellerin bazıları boş oda bulun. madığı söylüyorlar, bizi kabul et - mek İstemiyorlardı. Tabii bunlara karşı bir gey diyemiyorduk, Kocam Fioridada bir ev satmalmıstı. Bura- da rahat bir ömür sürebeğimizi ümid ediyorduk. Fakat mümkün olmadı. Oğ- Yum. onuncu yil dönümünde mektep ar- kadaşlarma bir ziyafet vermek istedi. Polis, gelecek çocukların elinde, ebe. veyninin müsaadesine dair bir vesikk olmazsa kendilerini köşke girmekten menedeceğini bildirdi. Ve bütün gün evimizi tarassut altında bulundurdu.,, Her gün bir tehdit mektubu Bakışları, açık pencereden, Alkat . Tazdan ayrılmıyordu. Bir an sustu, sonra ilâve etti: — Milyonlar pek işe yaramıyor. Bu milyonlarm sahibi karşıda mahpus bulunduktan sonra.. Bana gelince, pek emniyet altında değilim. Her gün bir tehdit mektubu alıyorum. Bütün bun- lar Şikagodan gönderiliyor, kocamın düşmanları, eski gangeterler tarafın- dan... Bunlardan birisi bir gün koca- mı öldürmek istedi, Muvaffak olamadı. Yakalandı, hapse atıldı. Bu adam ge. çenlerde cezasını bitirdi, çıktı. Beni |: öldürmek, bu suretle kocamdan inti . kamını almak istiyor. — Polis sizi himaye etmiyor mu? — Elinden geldiği kadar... Fakat, daima yanımda bir düzüne polis bu- Tunduracak değil a... Birçok defalar da beni kacırmak istediler... — Kaçırmak mı? Niçin?. — Büyük bir fidyel necat almak İ- çin... Hayretle yüzüne bakıyordum. Gül- dü: — Parasız değiliz Fakat, herkesin dediği gibi yirmi beş milyon doları» mız yok. Bu pek fazla... Servetimizin iddia olunduğu gibi Miyami civarmda bir adada gömülü ve saklı olduğu da doğru değildir. Paramızı, birçok sana. yi işlerinde kullanıyoruz. Bu sebeble bazan Şikagoya, Nevyorka ve cenubi Amerikaya gitmek mecburiyetinde ka. Iryorum. Fakat, muazzam bir servetin idaresi kadım işi değil. Bereket versin, Alkapon kendisi idare ediyor, bana 1â- zımgelen talimatı veriyor, ben de o su- retle hareket ediyorum. Yoksa... — Buna müsaade ediyorlar mı? — Evet, benim vasıtamla.. Diğer mahpuslar gibi onun da ayda bir mek- tup yazmaya ve bir cevab -almaya hakkı var. Tabii gönderilen mektup- ların aslını değil, kopyasını veriyor. lar. Bon de, buna yazdıkları mektup . larm ancak kopyalarını alıyorum. Hü- kümet, mektupların aslmı göndermek- ten çekiniyor, belki arada bir parola vardır, diye korkuyor. Sonra iki ayda bir kendisini görme- me müsaade olunuyor. Fakat, bilseniz nasıl... Bazan bu ziyaretlerimin onu gok muztarip ettiğini görüyor, gitme- mek istiyorum. Burada mahkümlarla görüşmek, diğer hapishanelerdeki gibi değil..., Alkapon heran ölüm tehlikesi içinde Uzun bir süküt, her ikimiz dece. hennem adasına bakıyoruz. — Fakat Alkaponu niçin buraya koydular? — Çünkü onu pek tehlikeli addedi. yörlar. Gardiyanları parayla kandırıp kaçmasından korkuyorlar. Alkaponun düşmanı çoktur, Kaç defa hapishane- de kendisini öldürmek istediler. Birkaç ay evvel çamaşırhanede çalışıyordu. Mahkümlardan birisi, azılı bir ketil, Üzerine ıslak çamaşırları attı. Alka - pon kızdı, bir yumruk savurdu. Gar- diyanlar müdahale ettiler, ayrrdılar. Sonra her ikisini muvakkaten zindana koydular. Bir gün, yine azılılardan birisi başı, na bir demir parçası fırlattı. Eğer ko. câm vaktinde başmı eğmemiş olsaydı, muhakkak beyni parçalanacaktı. Alkapondan nefret etmelerinin, ken- disine karşı kin beslemelerinin sebebi zengin olmasıdır. Kocam, şimdi düşmanları arasmda yaşıyor. Hayatı her an için tehlikode- dir. Beş sene sonra serbest bırakıla - cak. Bunun için kendini öldürmek İsti- yorlar, Çünkü öteki mahmuslarm hen. si müebbed küneğe mahkümdurlar. Ha pisten çıkabilmeleri ihtimali yoktur. Hapishane müdürü bunu bildiği f- çin kendisini kütünhane memurluğu i- le tavzif etmiştir. Geçende müdürje gü- rüştüm. Kocamdan memnun olduğunu söyledi. Cumartesi aksamları sinema» yı idare eden de odur, Kocam vücudu. nu baştan ayağa kadar üç santimetre kalmlığında keten sargılarla sarar. Bıçak darbesinden korunmak, için, A- caba bu cehennemden ölmeden çıka - bilecek mi? Müdür bile bundan şünhe- li. Mahkümlarm tecavüzünden, bir fır- sat bulup kendisine bir fenalık yapma. larından endiseli. İşte, burada, bu kü- çük köşkte kocamm kapalı olduğu a- daya bakmak ve daima bunları düşlin- mekle pek endişeli dakiknler geciriyo- rum, Ah! bu beş sene bir bitse... Müsaade alarak cıktım. İki gün son. ra gazetelerde Alkapon'un çıldırdığı haberini okudum, Gazetelerin verdiği i Madam | Eğe mektupları m A A ie Nazilli kombinası Eğeye refah getirdi! Aydın ve havalisinde mühim ek Pi) muk Ekiliyor. Yeniden yüzlerce işçi alınd! İşçi ve amele pavyonları da tamaml nmış olan Nazilli mensucat Jab sına bir imiz! İzmir, (Hususi muhabirimizden) — Türkiyeyi endüstri memleketlerinden biri haline sokmak düşüncesile bükü - metimizin tanzim ettiği beş senelik sanayi programmın yeni eserlerinden biri de birkaç aydanberi Ege havza sında faal'yet haline geçti. Sanayi bünyemizde ehemmiyeti bir yer kaplayan Nazilli mensucat fabri- kası zirai ve dolayısiyle Iktisadi bün » yemizde dahi faydalı neticeler tevlit edecek vazifeler yüklenmiştir. Komb nanın inşasına başlandığı yıl- dan bu yana Eğe mıntakasınla pamuk- çuluk cereyanına doğru at'lan adım - lar bugün hızı dinmiyecek bir kuv vetle İlerleme yoluna girdi. “ Fabrikanın faaliyet imebdej olam gu son aylar içinde Aydm vilâyetinin e- konomik durumunda büyük bir inki- şaf belirmiştir: fabrika muhitten yüz- lerce işçi aldı. Müstahsil, fabrikaya pa- muk vermek için sevinç ve gayretle çalıştı. Artık Aydın vilâyetinde sade- ce ihraç malı olan incir yoktur, Dahilde istihlâk edilen pamuğa da Aydında rağbet fazlalaştı. Mill Ekonomimizi tevsi eden mah- sullerimiz arasına Eğe pamuğu olgun hüviyetile girmiştir. İzmir, Balıkesir, Manisa, Denizli ve Muğla vilâyetleri- nin birçok toprakları pamuk zeriyatı- na ayrılmıştır. Facia Bir ebe taslağı, kadını doTurtamayınca Çocuğun bir bacağını kesti Genç anayı da öldürdü Bigadiç, (Hususi) — Nahiyemizin Okçular köyünde İbrahimin karısı Kezbanın doğumunda ebelik yapmak Üzere Zehra adında bir kadın çağımıl- muğlır. Fakat cahil ebe, gayritabii va» ziyette gelen çocuğu alabilmek ve san cilar içinde kıvranan anayı kurtarmak için çocuğun ayaklarmdan birini keş- miştir, Fakat buna rağmen çocuk doğ mamış ve gittikçe ıstırabı artan genç ana ölmüştür. Hâdise birkaç gün sonra duyulmuş, müddelumumi jandarma kumandanı ve sthhat müdürü buraya gelerek kö. ye gitmişler ve gizlice gömülen genç ananın cesedini mezardan çıkartarak muayene eliirmişler ve ebelik yapan Zehrayı da adliyeye vermişlerdir. malümata göre Alkapon yemekhane- de birdenbire bağırarak arkadaşları « nm boynuna sarılmak istemiş ve yaka- lanarak sırtma deli gömleği giydiril. miş. Madam Alkapon buna rağmen, AL katrazm karşısındaki köşkünde dalma kocasını bekliyor, bakiğın Aydın vilâyetinlde zeriyat bu s1 azamet ifade edecek kadar genişti” zilli ve civan da böyle olmakla ber, son yağmurların fazlalığı den tarlaları su- basmış ve ovada tarı yüz bin kiloya yaklaşan mıştır, Ovanın hâlâ su içinde ei mür halinde bulunması yüzünden tahsil malını toplıyamıyor, Her sene zuhur etmiyecek 0l8” 2 1 fevkalâde hali bir tarafa bıcsi j |, Ege muhitine ve bu muhit içinde pamyıkçu hüviyetile tanınmaya " bulunan Aydın vilâyetine pamuk e yatının ne büyük bir saadet ge ği derhal anlaşılır. Netekim bü yağmur zarârı keyöediimiş söğücu Mastiliğe büyük Liz &e48 vası esiyor. Kombina müstahsilin elinden # Zu derhal alıyor, Ve işin azelö" Mi. mevsimde de müstahsil zümrede” çoklarını tezgâhlarında çalıştır” wi re kendi bağrına çekiyor, Son gün içinde mensucat fabrikası” rar yüzlerce işçi alındı. İşçi V€' 4“ pavyonlarının tamamen bitiri! gi” ması münasebetile kombina müd A ğü tarafından yapılan ilân üz€! lerce müracaat vaki oldu. VE P”. lerce müracaatin onda bir misP*”, WU na edilmek üzere geri taraf ya ELE. ELELE EĞİ Linç! Çarşı ortasinda bir vi taş ve sopa İle öldürü e Osmüniye (Hususi) — BU“ feci bir linç hadisesi lomuştü”* e a On sekiz yaşlarında Osm4 Eg g küşe isminde bir genç 7 tasmda altı erkek tarafından sopa İle feci bir surette öldü EE Hadise etrafında yaptığın. p ii göre, messle bir kan davası" gelmektedir. Jandarma #uşl“ hal yakalamış ve Adliye Me ederek katilleri tevkif etmişti kat devam etmektedir. 7 “Kızına tecavl eden bab 4 sene altı a9 hap” mahküm oldu İzmir (Hususi) — A kemesi, Değirmendere zı ondört yaşındaki z olsn gözle bakmaktan suş ir hakkında şayan dikit eniştir. B Karâra göre Öm“" e dört len suç sabit görülerek hapsine yy ay müddetle ağır bap miştir, Bundan başka Gi rinde Zübeydeye “İt Ür & malzemeli akl hakimliği mül rl ve İn üzerinde yetini