Alp Arat: Gençsiniz. Sıhhatiniz İyidir, hassaa, sımız. Kolaylıkla asabileşmeniz müm- kündür. Ruhan bedbin olmaya tema- yülünüz vardır, bu teessürlerden ken. dinizi kurtarmanızı ehemmiyetle tav- siye ederim. Hayatmızda, munlazam olmağa istidadınız fazladır. Bunu tak viye etmeniz çok iyi olur. Bana gön. dermiş olduğunuz yazımın hususl bir itina ile yazıldığını kat'iyyen iddia e- debilirim. Bununla gönderdiğiniz ya zının seciyenizi tam manasiyle mey. dana çıkarmadığını söylemek istiyo - rum. Zarfın Üzerindeki yazmızdan anladığıma göre, karakteriniz müte - havvildir. Meselâ uysal olduğunuz za. manlar gibi inatçı olduğunuz; çaltş - kan bulunduğunuz vakitler gibi çalış- maktan hoşlanmadığımız &rralar da var dır. Tekrar tabil şekilde yazılmış yazı. larınızı göndermenizi rica ederim. — 456 — 8. Tenaçam: Sol elinizle yazılmış yarınızı gönderme. miş ve bileğinizden dirseğinize kadar olon DAİA ytf Pa yagazsİİ N ayyyyayaı İN anyaz çoi V layi yordu. Mütevazi evinin kapısına bir u- fak tabelâ bile asmamıştı. Meşhurdu. Hastası çoktu: O, hasta- Jatiyle, bayağfıı bir bazirgân g'bi, pa zarlık etmiyordu. En ufafk bir iş için, hastalarını günlerce muayenehanesine taşındırmıyor, paralarmı sızdırmıyordu. Reçete yazmadığı hastadan ücret almı- yordu. Uzak hastalarına gitmek için o- tomobll İstemiyordu. Fakirlere bedava bakıyordu. Parası çıkışmıyanların ilâç- Tazını yaptırıyordu. Reşat ENİS ÜTÜN tafsilâtile karakteri: nizi; meziyet ve kusurlarınızı; sizi hayrete düşürecek kadar vazıh ve sarih olarak hususiyetlerinizi; tut- tuğunuz veya düşündüğünüz işte mu- vaffak olup olmıyacağımızı; nihayet beş farkla yaşmızı size söyliyebilirim. Bana bir gazeteden, bir kitaptan ve- ya aklınızdan yazacağınız dört satır- lık yazıyı; son aylardaki imzalarımız- dan ikisini gönderiniz. GA e g ” T T” uzunluğu da bildirmemişsiniz. Soyadı ile beraber olmumak, üzere başka imizalarını- za da lüzüm vardır. Bütün bunları gönder menizl rica ederim, Gönderdiğiniz — yazı- mizdan çıkabilen bazı neticeler şunlardır: Gençesiniz. Hassas bir rubunuz vardır. A. celesi olmak temayülündesiniz. Hariçte bir işte almamanız çok muhtemeldir. Uy- sallığa da islidadınız fozladır. Sakin ve fakat asüde bir hayat sürmek emelinirdir. Bu tahlil hakkıadaki — düşüncelerinizi de bildirirseniz meranun olurum. - 4i Nisarboyu 203. U, G. K. Gençslniz. Boyunuz uzuünca - olacaktır. Orta bünryodesiniz (yani ne şişman ve ne de zayıf). Alışmadığınız işlerde çabuk yo. | rulüyorsunuz. Ameli — işlere kabiliyetiniz takişafa çok müsaitlir. Çabuk sıkılan bir ruhunuz vardır. Hassas ve zekl olduğunuz muhakkaktir. Yaptığınız bir İşi sonradan kontrol ve murakebeye alışmanız da bü. yük faydalar vardır. Hayrıhahlığınızı, sa. mimiyetinizi daha fazla uysallıkla birleş. tirmenizi de tavsiye ederim. Kendihizi göstermek temayüz etmek — hususundaki tabil ve haklı arzularımzı daha az nazarı dikkatf celbeder şekilde yapmanızı İste. mek, işlek zekânızdan beklenir. — 1568 — Bebek A. G. K. 229 Genesiniz, sınız herhalde 20 den az. 850 KAHRAMAN KIZ Cevapları veren Profesör Sanerk Grafo oji ve Grafo netri mütehassısi dır. Sizde orta bünyedesiniz. İleride toplu vücutlu olmağa istidanız vardır. Amell iş. lere kabiliyetiniz iyidir ve inkişala çok müssillir. İnatçı ve biraz da iddiacı tabi. atınız olması çok muhtemeldir. Kendinize itimadınız fazladır, herhalda muvaffak olacağınızdan eminsiniz. Sıhhatiniz iyidir ve bu noktadan şikâyeti mucip olabilecek bir şeyiniz yoktur. Zekanız çok iyidir. Başkalarını taklit etmektense kendi düşün va zevklerinize göre hareketi tercih eder. siniz. İradeniz ve çalışma kabiliyetiniz de mükemmeldir. Daha fazla uysal olmak, şimdiki balde en fazla dikkat edeceğiniz bir keyfiyettir. Bu suretle şimdikinden çok fazla etrafınızda sempali yaralırsınız. —19 — İsl, ve Lis, Zeki Yaşınız 20 den fazla değildir. Bolki 15-18 arasında olacaklır. Hassas bir yana. dılıştasınız. alışmaktan boşlanırsınız. Güç bulduğunuz işlerde dikkatinizi duba faz. lar toplar ve İşin içinden çıkmak çarele. rini bulursunuz, zsekisiniz, fakat henüz ze- kânızdan tam bir istifadeye dikkat etmi. yorsunuz. Muntazam ve tutumlu — olmağa istidadınız fazladır. Hayatlta muvallak ol. mak, büyük işler görmek hedefinizdir. Yabancı bir dil öğrenmek moselesine şim diden bütün alâkanızı vermenizi tavsiye ederim. Boyunuz orta veya uzuncadır. İle ride muvaffak olacağınızdan eminim, Bir kaç ay sonra tekrar müracaat ederseniz diğer bir tahlil yapmama imkân vermiş olımvmu. ÖĞGESESİLEİTER SOTEDDLDE Diş Doktoru Necati PAKŞi Hastalarım hergün — sabah saat H 10 dan akşam 19 a kadar kabul eder, Salı ve cuma günleri saat 14 ten 18 e kadar parasızdır. Adres: Karaköy Tünel meydanı, Tersane eaddesi bışmda No, 1/2 ÇAR ©OKOMOBİL Olmuz karbı... Manvo- LACAGIZİ. y YE DİŞLER|MLE ALAYACAĞIM YA NASILMIŞTA DAMI iİŞTE BöYÇ KÂHRAMAN KIZ 85T sele memleketin selâmeti ve kralın ha- yatını alâkadac ediyor, fazla tereddüde lüzum yok, gidelim!. . O zaman b.r hâdise, korkunç bir hâ- idise vuku buldu. Rişliyö, prensi hep ko- lundan tutarak, hücrelere inen merdive- nin kapısına getirdi. Orada, zulmetler içinde, elinde korkunç bir gilâh olan ya- zt takımı tutan bir adam bekliyordu. Rişliyö bu adama, bir işaret yaptı, â- dam da kendilerini takip etti, Bu kör- kunç kafilenin önünde meş'ale taşıyan bir adamla, bir gardiyan yürüyorlardı. Nihayet hücrelere geldiler. Gardiyan bir kapı açtı. Meş'öle taşıyan adam, hüceyi aydınlatmak Üzere evvelâ içeri girdi. Onu kardinal, kardinalı da Gas- ton takip etti. Elinde yazı takımı bu- lunan adama ge!lneı. ©, içeri girmedi ve malıpusun kendisini göremiyeceği bir şekilde kapının arkasına saklandı. Fakat kapı aralık bıraklıdı. Adam böy- lelikle her şey duyabilecekti. Elinde kalemi olduğu halde bekledi.. Bu hücrede Şale bulunuyordu. Zincire vurulmuştu. Fakst buna rağmen, iç'n- e bir nevi zarafet bulunan bir tavırla eğilmek imkânını buldu., Kardinalın gehresi sert bir haj almıştı, kralm kar- deşi de titriyordu.. — Zavallı dostum, Şale, dedi, kardi- nal seni görmek istedi, bunun için gel- dik. Şale de bitkin bir sesle: — Kocdinal cenaplarına ve size te- gekkür ederim, monsenyör, Şale, her şeye hazır bir variyette du- ruyordu. Fakat cesur olmamakla bera- ber, alçaklık yapacağına da ihtimal ver mediği Gastonun huzuru onu biraz te- min etmişti, Rişliyö öne doğru bir adım atarak ciddi bir tavırla: — Kont dö Şale, dedi, size büyük bir muhabbeti olan prens hazretleri, sizin affınız için bana ricaya gekli, Majeste nin kardeşinin bu ricasını reddetmeme şartlar — tahtında kendisine vaatta bu- lundum. Size söyliyeceği bütün sözleri tasdik etmiş olmak için buraya geldim. Fazla bir şey söyliyecek değilim, Şale, söyliyeceklerini dinlemek üze- re Gastona doğru döndü. Gaston titri- yor ve ara sıra alnını siliyordu. Nihayet şöyle mırıldandı: — İtiraf etmek lâzım, Şale, o zaman serbest kalacaksın.. Şalenin içinde, bütün şüpheler bir- den feveran etti: — Ne itiraf etmemi istiyorsunuz, monsenyör?. « Her şeyi, Şale! Her şeyi itiraf et- men (âzıum. , Şale, şayanı hayret bir tabillikle : — Ne demek istediğinizi anlayamı- yorum, monsenyör. Bundan başka, ba- ştma gelenlerden hiç birisini anlsenadı- ğıma da emin olabilirsiniz.. İster misi- niz, her şeyi tasrih edelim, monsonyör? Bana bir emir vermek lütfunda bulun- muştunuz: Kardinalin Fontenbiö or- manı civarında bulunan Flöri adı veri- Jen köşküne kadar size refokat etmek emti. Doğru değil mi? . Gaston ürpererek cevap verdi: — Evet, Şale.. Fakat mesele bunda deği.. — Devam ediyorum, monsenyör. Öğ- Je üzeri, biz! kabul etmesi Lizım gelen kard'nalin gelmesini beklemeden — se- bebini anlayamadığım bir hiddetle ora- dan ayrıldınız ve sizi Blüada beklemek emrini verdiniz. Ben de Blüaya gittm ve bu deli Lüvinyiyle bir müddettenbe- ri, azgın birer deli olduk.. Lüvinyi be- ni âdeta katletti. En iyi dostum olan Lüvinyi.. Sonra beni bir hana kapattı ve ben bu handa bir kaç gün kâaldım. Bu tmüddet zarffında o beni tedavi etti, iyileştirdi, ben de onu deliğinden kur- tulmuş zannederek, handan hareket ete tim. Majestelrinin Nantta — olduklarını öğrendim ve kenklilerine arzı tazimat etmek üzere Nanta geldim. Şehrin ka- pılarında bir de ne göreyim? Her ze- mankinden daha kudurmuş bir hale ge- len Lüvinyi, tekrar üzerime saldırdı ve beni bir kaç hayduda attı. Onlar da beni yakalayıp bu güzel yere soktular.. Tam aklımı oynatacağım veya ölece- ğim sırada, işte şimdi siz geliyorsunuz. Beni hemen alıp çıkaracağınıza, s'rde itiraf etmemi söylüyorsunuz, Neyi itiraf edeyim, canım?. Şalenin sözleri alaylı bir sesle söy- lenmişti. Fakat alnında dehşet damlaları beli- riyordu.. Gaston bir ölüm tavriyle cevap ver- di; — Her şey meytdana çıkmıştır, Şale, her her şeyi.. Anlıyor musun? Bu - işe iştirak edenlerin hepsi kaçmıştır. Yalnız sen yakalandın. Eğer itiraf etmezsen, bu iâe kelleni kaybedeceksin.. Haki- kati söylersen, kurtulacaksın. Şale hep ayni towırla: — Monsenyör, dedi, bu cidden kor- kunç bir şakadır.. Herkesten iyi bilir- siniz ki, itiraf edecek bir şeyim yoktur. — Şalel Şalet.. Eğer itiraf edersen, yalnız sen kurtulmıyacaksın. Kalbinden, müthiş bir şüpheyle vuru- lan Şale böğrür gibi bağırdı: — Ya kim?. — ÖL Düşes! Anlryor musun? Oda yakolandı? O da herşeyi itiraf etti! Sen de itiraf et.. İkiniz de kurtulacak- gsıniz.1 . Şale sendeledi. Zincirlerinin sesi ve bir nevi vabşi inilti duyuldu. Gözleri faltagı gibi açılmış olduğu halde bağır- dı; — Yakalandı!.. O da yakalandı!. . Elinde meş'ale bulunan adam başını yana çevirdi. Meş'ale elinde titriyordu.. Rişliyö hareketsiz durdu. Gaston tek- rarladı: — İkiniz de kurtulacaksınız! Fakat itiraf etmek lâzım!. , — Kurtulacak!, . Başını eğdi. Içinde cereyan eden şef” yüphesiz korkunçtu. Sonra birdenbire, vahşi bir sesle bA” gerdı; — Pekâlâ! İtiraf ediyorum!. . iyö ürperdi. Gaston iki eliyle YE” zünü kapadı.. Şale de, korkunç bİr şe$” le, suikast teşebbüsünün tafsfilâtıni 5 lotmağa başladı. Her şeyi anlattı. b kardinalı bizzat kendisinin vurada! ve Nant'a sırf diğer suikastçilerle #7 laşmak üzere geldiğini söyledi. Bunültk üzerine Gaston, bu suikastçilerin iSif” lerini, yani kendisi için mücadele olan adırnların isimlerini sordu? Şale de sert bir tavırla şu ceva' di; y — Monsenyör, bu isimleri biliyors” nuz, Eğer isterseniz onları siz sayık ENE ğ ürün istE” Rişliyö bir işaret yaptı.. Büt' Z diklerini elde etmişti.. Üst “"ff'w B Gürü) hemmiyeti yoktu.. Gastonu da $' yerek dışterıya çıktı. " Meş'aleli kayboldu. Kapı kapandı. ıvıahı”"w_î metler içinde, mütebcssim dud"u kendisine büse vandeden Safi v zel bir çehre görür gibi oldu VE dandı; — Senin içini. . Gaston aydınlığa çıktığı eçit kunç bir rüyadan uyanmış B Çehresi papsarı kesilmiş © titriyerek, apartımanına d;' Fakat bütün gün heyecant” we dehşetten dehşete lw;':: oğa5” halde, kaderinde yazılıydı. ÖD şiyer kraliçeni? " Üline na kapanacağı sırada, tü kendi *ndeki kırtmlardan birisi doğru geldiğini gördü- Kadın onat — Monsenyör, dedi, kçaliçt: MW ni görmenizi istiyor.. gten Gaston bir saniyelik teredib yraliçt bi vET” Ta cevap verdi? — Pekâlâl, . Bir kaç dakika sonra