İNAYETTEN iki wün sonra yece bek- çisi Börnler'in tevkif edilmesi, Re- nard'ın katli meselesini alelâde bir polis yakası haline iudirmiş, onun — etrafından bütün musmma havasını kaldırmışlı. Halk da ocdan alâkasını kesti. Parartesi ile salı arasındaki gecede Bar- nier, banka mililürünün odasına — girdiği zaman efendisini ölü bulmuş — ve bemen telefona koşup polise haber verimişti. Ük Yabkikat şu neticeyi vermişti: Şerikleri ve Renard bankası direktörü Renard, suat om bire doğru, husust kasasının önünde iken arkadan alılar ve sırlı geçip kalbe sap- danan bir tek kuryütla — öldürülmüşlü. Filhakika ceset, kasanın Önünde idi: Ka sonın zorlandığını gösteren hiş bir alâ- met, hiçbir iz de bulunmamıştı. Fokat ka sanın içinde bulunması lâzım gelen esham ile nakid par a da yerinde olmadığından einayetin bırsızlik için işleâdiği muhak. haktı. Adli polis, cinayet gecesi - bankaya direktör ile gece bekçisinden — başka hiç kimsenin girmiş olması ihtimali buluma- dığına kanani getirdiğinden Bornier tev- kif edildi. Fakal gece bekçisi cinayet de hiç — bir dahli olmadığını söylüyordu. Zaten onun süçlü olduğunu gösterecek kât'I bir delil de yoktu. “Başka hiç kimsenla bu işi yap- ması kabil değildir, o halde bu İşi mu- hakkak bu adam yapmıştır,, demek bir 1d- disname vücüde gelirmek İçin kâli sayı: lumaz. Komiser Poussin (Pusen) İle genç ve meşliur meslektaşı Grey İşte. Dunun için. yani Bornler'in Uham — edilmesine kâfi gelccek delilleri bulmak için, cinayelin İşleadiği oduda çalışıyorlardı. Saat ikiye gelmişti, Komisar Poussin, sıcaktan hayli yorulmuş, kendisini meşin koltuklardan birine atmışlı; — moslektaşı Grey de onun karşısındaki masunın ucunu ilişmiş, düşünüp duruyordu. Poussin bir- denhire İstihza iİle güldü ve — arkadayşını, sevdiği için yanlış bir yoldan çekmek is- tediğini österen bir eda İle: — Bu seferlik bana inanın, — dostum, dedi. Ben haklıyım, zatet başka türlü ol- maşına da İmkân yok.. Grey de, terden parlıyan şişman arka- daşına, gözlerini afır ağır kaldırarak bak- tız onun da müstehzi bir hali vardı. Ko miser Grey'in istihza ile bakmasına pek kızar, onun gözlerinde partıltıyı görünce korkmadğa da başlardı; cünkü o parıltı çök delnlar Poussin'in canını arkacak bir metir cp Yermiyti, Gnşy sadecei » — Hayır, dedi. — O halde siz, Hornier'i tevkif ettirmek- Je benim yanlış bir iş gördüğüm — kanı- alindesiniz. — Evet, — Nasıl olur? Bu bankaya kapıdan geç- meden girmeğe veya çıkmağa imkân var mı? — Hayır. — Gerek aşağlıdaki, gerek — yukarıdaki pencerelerin hepsinde de demir parmak- lak var; çıkılacak bir tek delik yok. Her torafı gözden Heçirdik, detrir çubukların bir tanesine bile dokunulmamış. Siz bir şey farkettiniz mi? — Hoyır. — Katil bu odaya gelmiş; damek ki ka- pidan Kirmiş, bolü geçmiş, merdivenden çıkmış, bu kapının önündeki sofndan geç miş. Başka türlü olmasına imkân var mı? — Yok ama sabahtan kizmiş ve cinayet gantine kadar bir tarafa gizlenmiş olabi- lir, — Onun sabahtan girmiş olmasına bin türlü mani var ama haydi — sizin dediği- nİzi kabul edelim. Fakat cinayeli İşledik- ten sonra ne oldu? Burada, — Barnler'den başka hiç kimse yoktü. Katil merdivenden inmeden, halden geçmeden kapıdan çıka bilir mi? Halbuki Bornler, holden kimse nin geçmediğini söylüyor. Orada olurmuş, kitap okuyormuş. Mademki ışık, kitap ©— kuması için kâfi geliyorda, o halde — kac- mağa çalışan, kapının önündeki parmak- Tiğı, sonra kapıyı açan adamı — Rörmesine de kâfi gelindi. Parmaklıkla kapının anah Yarları da bir kapıcıda — varmış, bir de direktörde,.. O halde? Katil bir — hayalel Bibi duvarları mı delip keçti? Yoksa gaga- sında bir milyon franklık esham, kırk bin frank da para olarak, kuş gibi parmaklık: Tarın arasından mi uçtü? Poussin arkadaşına şöyle yukarıdan bak tı ve söğlediğinden emin bir adam tavriler — Dostum, dedi, ben bu işin nasıl cere- yan ettiğlini size kendi gözümle görmüş gibi söyliyebilirim : “Gece bekcisi direktörün odasında kel dığını Üğrenmiş; yavaşçacık — yukarı çık: mış ve analıtar deliğinden içeriyi gözelle- meğde haşlamış. Direktör kalkıp kasayı a- çınca Börnier de kapıyı açıp nleş etmiş. Direktör yere yuvarlanmış, kece hekçisi A6 eshamı ve paraları ahıp çabucak aşağı inmiş, paraları bir tarafa saklamış.. Ne reye sakladığını elbette hir gün öğreni. riz. Sonra tekrar içeri gelmiş... —— ve holde oturup rahat rahat kita: bını okumuş... Kendixinden güphe edilece- #ini, tevkif olunacağını ve belki idam e- Adileceğini bildiği hüalde. Kabüf Bir şeyden emin olmak insanın içini rahat eltirir. Üüi HABFR — Aksam rındıı E BE K Cisi Bir günlük zabıta hikâyesi Greyin bu sözleri ile şaşıran Poussin; — Ama,, diye söze başladı ama arkada. şı onu birakmadı: — Öyle yaplu ise o adamın ya pek bu- dala, yahud da idam edilmeği zevkli bir şey sayacak kadar garip bir şey olması lâzım. Poussin istihza ile: katlin — Ne mi yapabilirdi? Sabaha, meydana çıkmasına kadar tamı dokuz sa- at olduğunu ve elinde hayli parası bulun- duğunu düyünüp kaçabilirdi. Bunu düşün- memiş. Kaçmak şöyle dursun, kendisini kurtarabilecek bir yalan hazırlamak bile aklına gelmemiş. Poussin biraz şaşaladı; zaten Grey'in is Hkzası onu Calma şaşırtır, en sağlam ka- naatlerini bile aarsardı. Ö sırada içeriye direklörlük odacısı girip — Mademaoiselle | hiddetle: Renard'ın geldiğini haber verdi, Pvuıılıw Pusen, masanın bir köşesine oturmuş ve Groye bakıyordu... — Ne? Kim? dedi. Ölen direktörün kızı Mmı? Burada ne İşi var? Ağlamağa mı gel- miş? Söyleyiz, bizirn şimdi insan teselli etmeğe vaktimiz yok. Grey atıldı: — Hayır, hayır, dedi, söyleyin, buraya buyursun Odaçı çıktıktan sonra Grey arkadaşına. — Mademolselle Reııııd’ı bon çağırt- mıştım, dedi. Poussin omurzlarını silktp arkasını virdi. Grey gülerek:! — Dostüm, dedi, © kızla konuşmağlı ar- Ta etmiyarsanız size başka hir şey tavsiye edebilirim: bakın, kasanın önünde, halı- nın Özerinde İki mürekkeb lekesi var, ön- ları bir tetkik etseniz... Poussin kırdı: — Benim işim yok da mürekkep lekesi Mi tetkik edeceğim? Siz benimle alaya mı başladınız? Mile Renard İçeri girdi. Önu — görünce Grey karşısındaki kızın öyle boyuna ağ- tayacak, sinir buhranları geçirecek bir kız olmadığım anladı. Yirmi ile yirmi beş aratında, orta boy- ha, mavi gözlü bir kıtdı; yözünden ciddi- yet ahkıyordu, elbisesi de zarif ve kibar ol makla beraher öyle pek şık değildi. Grey ona elurmasımı İşaret ettiklen sonrd he- men «öze başladı: — Sizi rahalsır eltiim için offınızı ri- ca ederim. Fakat öğrendiğime göre, bun- don dört sene evvel bahanıza Lowix Nar- nier'i siz tavsiye etmişsinir. Omu nasıl kanıdı zi ve babantza niçin tavsiye et- Üğlnizi Öğrenmek İsterdim. — Monsleur Nornler ile karısı bizlm al- le dostlarımızdı. Grey hayret etti: — Alle dütllarınız mı? — Bvet. Kızları Suzanne benim mektep arkadaşımdı. Önun babası annesi ile be- nim babamı ve annem senelerce ahbablık ettiler; her hafta birkaç defa buluşurlar. dıu. O zamanlar baham henlirz bankayı kur- mamıştı, Stern şirketinde mühendisti. Grey: »- Evet, dedi. Kır devam etli: — M. Rornler hahasından kalan servet- le geciniyordu. Öyle pek zengin — değildi ama holi vaktı yerinde - sayılırdı. Resim yapardı; Takat doğrusu resme olan istida- dı, mühabbeti kadar değildi. Bundan beş sene evvel, annemin vefatından az sonra, M. Normler de karısından aytıldı. Bütün servelini kavbetmişti. Kendisine habamın tavslye ettiili bir Borsa ayımına girişmiş, tahminler de yanlış çıkmıştı. Powssin bm sözlere kulak kabartmıştı: — Vat dedi. Mile Renard, kömlseri” duymamışlıktan melerek sözüne devam etli: — Malame Nornler güzel bir kadındı; kocasının fakir düşmesine İnhammül ede- medi, Nep kendini düşünür, süsü, — b04- yete hayalını sever bir kadındı; kocatımı çe da, kızını da birakarak gitti, Ne olduğunu bilmiyorum. Ben bir sene kadar Suzanne Bornler'i de, babasını da görmedim. Son ra bir gün Suzanne bizim eve geldi, ne kadar fena bir balde olduklarını anlattı kendisi piyano dersi veriyor, babası da 49 bulmak İçin ber tarafa baş — vürüyor muş. Akşam ben vaziyeli babama anlaltım. Eshi dostunun haline hiçbir nlâka gösler- mek İstemedi. Bilâkis, onun bir hayli a- teyhinde bulundu; tenbel, elinden İş gel mez bir adam olduğunu söyledi. Bonkada M Börnler'e bir iş bulması için wrar et- tim. En sonra banı çiliğinden başka İş yok!,, dedi ve eski dus tana ancak o İşi verebileceğini — bildirdi. Hiç şüphesiz bunu da kabul edilmiyece- Hinden emin olduğu için söylüyordu. Br- tesi gün Susünne'i gördüm ve — babamla konuştuklarımızı olduğu gibi anlallım. Çok ganı sıkıldi, Üzüldü, gitti. Fakât — birkuç zanl sonra lekrar geldi. Babasının — gece bekçiliğine razı olduğunu bildirdi. Babam hunu öğrenince fena balde kızdı. “Ben ka- bul etmez diye, sırf kendisine — ha maksadı İle böyle bir şey teklif etmi; dedi. O işi da vermemek istedi ama lıın- dislne söründen dönemlyeceğini anlaltım. İki gün sonra M. Bornier işine — başladı © zamandanberi kızını görmedim; babam da, iyi biliyorum ki — M, Bornler ile hiç konuşmadı, batıkada onu görmemezlikten geldi. Bülün bildiğim bundan ibaret. — Rabanız size bir. — daha M. Börnler” den veya onun eski karısından hiç bıhıo gder miydi? — Hiç. Babam benim kendisi gibi dl- şünmediğimi bilirdi. Benim N. Bornler'e hürmetim vardı, eski karısını ise bir çok sebehler dolayısile nefrete Jâyik — bülür. düm. — O kadının ne olduğunu - biliyor mu- sunuz? — Hayır. Poussin hafif hafif öksürerek Grey'e mühavereyi kesmesini işaret — ediyordu; Yakat arkadaşı onun işaretlerine aldırma- dan düşünüyordu. Kıza: — Siz Autevil'de oturuyorsunuz, değil- mi? diye sordu. — Evet; yirmi senedir aynl — evdeyiz. Şimdi evimiz pek boş. — Elbelte,.. Pederinizin ölümü... — Babam dört senedik ayrifotürürdü” FAyda . iki dela ya gelir, ya gelmezdi. Zaten Benenin yarısını Normandia'da bir köys de, leyzemin yanında geçirirdim. — O halda pederiniz — Paris'te nerede otururdu. — Onu kendisine hiç sormadım, Zaten kendisine bir şey sorulmasını — pek sev- ; benimle de xamim! değildi. Evin bana bBakan — kadınıin aylığını verirdi; bana da bir aylık bağlamıştı. Bu- na annemden kalan paranın gelirini de lar, geçinirdim. Mademki babam nerc..c oturduğunu, ne yaptığını — bana kendisi söylemedi, ben de bunu bilmemi İsteme- diğine hükmederek kendisine bir şey sor madım. Bülün hakikati söylemediği belli Vdi a- ma bundan başka bir şey — söylememele karer verdiği de anlaşılıyordu. Bunun için Grey ısrar etmedi ve kızın Ritfiesine mü- sande etti. Kapı kapanır kapanmaz Pouz- sin son derece memnuniyellet — İş artık iyice anlaşıldı, dedi. Rorni- er'in, eski arkadaşı Renard'ı niçin öldür- düğdü anlaşılıyor. Ona parasını kaplırmış, yahut onun yüzünden kaybetmiş; sonra on dan hakaret görmüş. Parayı çalması mese- Tesine gelince o da anlaşılıyor: Hem inti- kam almış, hem de zararını çıkarmak İs- temis. Grey: “Bvet! Evet!,, diyerek başını sal- Hyorsa da arkadaşının sözlerini pok din temediği belliydi, Bir cigara yaktı ve ha- Dyı iyiden iyiye tetkike başladı. Poussin dayanamadı; — Belli, dedi, siz kendinize — Sherlock Halmes süsü vermek İstiyorsunuz. O mü- rekkep lekelerinden bir şey mi çıkaraca- Hınızı sanryorsunuz? Herhangi bir kalem- den sıçramış. Hiçbir fevkalâdelik yok. Grey komisere tuhaf tuhaf baktı, sonra Ridip kapıyı açtı ve odacıya, veznedarı Ça- fırmasını söyledi. Veznedar birat sohra Beldi. Grey ona: — Rahatsız ettim, dedi. Soracajğtım bazı şeyler var, Cinayet olduğu akşam bü ka- sada bir milyon franklık exhem e kırk bin frank bulunduğunu — söylüyorsunuz. Bunlan emin misiniz ve niçin eminsiniz? Veznedar: — Kasadaki esham, — bankanın İdare meclisi azasına altii. Ban'ta Üç sene evvel cenubi Amerika madenleri — üzerinde bir Borsa ayununa girmiştiz: bepsi de hami- hine mülharrer olan esham, o zaman bu İşe karşılık olarak buraya yatırılmıştı. Va? Demek ki onlar — M. Renard'ın kendiwne ait değildi? — Değildi. Biz eshamı makbur. mukabi: Hinde almıştık, Zatea kiymelini de bu mü- mhasebelle biliyorum. Bu ay sonunda sahip- lerine iade edilecekti, çünkü immgelen sermaye ve ililiyat akçası arlık tamamlle öÖdenmişti. — Ya kırk Win frank? — OÖnu M. Nemnard'a ben — vermiştim. Dostlarından M. Gürnet'e — götüreceklli M. Gürnet sayfiyede olurur; bunun İçin parayı nakden İstemiş; civarda banka bu- Tuntandığı için çek istememiş, — Tabil ... Cinayet gecesi paranın kasa- da olduğundan eminsiniz, değil mi? — Öyle zannediyorum. M, Renard be- nim yanımda parayı kasaya — koymuş ve ancak M, Gürnet'i görmeğe gideceği güü alacağıni söylemişti. — Pekâlât. Eshamın falzlerini — almak Çâzımgelince kuponlar koparılmaz mı (di? — Her üç ayda bir koparılırdı. O işi direktörün hususl kâtibi olan bir bayan tardır, o yapardı. Kuponları koparır, la- izi alır ve esham sahiplerinin — hesabına yatırırdı. Zatea o bayan, kupon servisin- de çalır, x UU V ai Kuponlar dairesi memurlarından gü- sel ve sevimli bir kadınla karşılaşmış. tı. * — Ya? Lütfen kendisini buraya çoğırır mısınız? — Peki, gönderirim. Poussin oduda, külese konmuş bir ayı Bibi dolşiyordu. | — Bülün bunlar aeye, yarâyacak? Zaten penim ianka Myesine Ahlınş çerimes. dislelir Zim bir şey var; o da bu kasada bir mil- yon franklık esham ile — nakid kırk bin frank varmış, şimdi yerinde yeller esiyor. Grey bu sözlere tebessüm bile etmedi; sadece: — Renardı kimin öldürdüğünü bilmek ister misiniz? diye sordu, Komiserin ağrzı açık kalmıştı. — Bilmek istiyorsanıe ben size onu öğ: FPenmenin yolunu söyliyeyim. Burada bir takım şeyler düydümüz; şimdi sizden bir meselenin tetkikini rica edeceğim. Tetki- kalını bitledikten sonra katilin kim oldu: Bunu balursınuz. — Hanzi meselenin tetkiki? — Çok gade bir iş. Baraler'in kâğıtları- na bükarken eski karısının adını — Öğren- dım._Tnhıl bir isim, insanın aklından çık. miyor: Jeanne Ant&mone, Çiçek isıni. Andı mone, Şakeyik. Bir telefon deflerine ba- kın, o İsmi bulursunuz. Yoksa Pormer'in kızını bülün, © vasila ile elbette Mıuılr» siniz, — Sonra ne olacak? — Sonra gidip o kadınla — konuşun, O, hiç şüphesiz, M. Renard'ın katilini hergün #örüyordu. # Neler de söylüyorsunuz? — Nasıl isterseniz üyle hareket eder Riniz. Fukat ben size iyi bir tavsiyede bu- Tundum, bBunu unutmayın, Poussin, ne yapacağımı bir türlü karar taştıramıyordu. Bornler'in katil - olduğun- dan emindi; bunun için Grey'in söylediği tahkiketı lüzüumsuz buluyordu,. Fakat nr- kaduşman- nasihatlerini — dinlememek de çok defa omu pahalıya mal olinuştü. Gerçi #nun hiçbir saman iyi bir komiser olamı- yacığından emindi; fakat onun bir çok defalar hiç umulmadık irzleri takip ederek gene hiç umulmadık Neticelere vardığını Börmüştü, Yok yere arkadaşının — canımı sikabilecek hirkaç cümle — miırildandıktan sonra şemsiyesini aldı, melon — şapkasını başına geçirdi ve çıktı. Kapının önünde, siyahlar giymiş, gayet- te güzel, sarışın bir taze kadınla karşılaş- ü Grey İçeri giren tazeye sordu: — Mademoiselle, siz burada direktörün hurcust kârihi miydiniz? yoksa kupon ser- Yİsinde memar mırvınuz? — Üç senedenberi kupon servisi şefi- yim. Fakat bana ıtimat göstermek lütfunda bulunan direktörümüz, birkaç aydanberi, husust kâtipliği vezifesini görmemi de ri- €n elmişti. — O halde M, Renard'ın vaziyeti hak- Üğk nn aaaane GA ÜMEEĞEE ĞÜŞ DEEÜNER ÖNŞ ME ŞÜĞ İREEEEĞĞEİMÜ yi şa eli nenenandeeenetkrekeekene ğ —ND ae İT İaikaaüaaaai aa gaŞ İN gAAA EİNEEĞN ŞÜĞ NERENENA GAĞA " i PDErs DLEDÜ SA LARMME e. ...1XX2 X - B ALFRED GRAGNON “Nuru lah ATAÇ ııııuıı ne biliyorsunuz söyley Grey bir cesaret güsteridi: — Bu kasadaktı eshem e samandeti? Bu suali duyunca kiz kendini tulufi 5Dd €0 yakın iskemlenin üzerine düşet * — Cevap versenize e! öte Kız ağlamağu başladı; hiçbir şeY — Öyle zannediyocum ki — ben ıl'“J | yüzünü lamamile anladım, Geli. e. Ne biliyorsanız söyleyin. ö Kız nihayet itirufa beşledı! ğ parmak vakti gelmişti, M. Renard'dif hamı İstedim. Miraz teredilürten edilmiş olduğunu sözleli. Munmafih © harın sahipleri ile görüştüğünü, kuP Bimizi ve bunün için lözimgeler kendisinin yatıracağını anlaltı."Ben VW nardi kızdı ve fazla İzalıat vermedi. — Susmanız için size kaç para hemen onu söyleyin, daha Iyi ıdı"'* Bilim!.. İ — Öyle mi? Demek ki bankudaki ÜY | yor zennederken siz esham — sahli y İ hesahına, direktörden aldığınız para3? direktörden biçbir şey almadınız. mi oldu? bu sefer sarih bir sunl sordu: — Cinayet günü kasada — Hiç kalmamıştı. — O halde 15 lemmuz günü, eshatf M. Renard'ın bir gün evvel verdili İle, — Yani bir gün evvel M ı.-ııırl' mem hangi dostuna gölürülmek üzeft — Evet ama parayı değiştirmişik nedar şüphelenmesin diye... dereceye kadar İştirak eltiği anlaşı 'J | O halde kız ceza göreceğini — anlı l yordu? —M. Renard'a hç bir mükâfat 4 den yardım etimiş olmanızı N' ’ 26 ŞUBAT Çeviren — Öyle hususl hiçbir şey ııılnıl#— ri eksilmeğe başlamıştı? od oturdu. N miyordu. Grey biraz bektedi, sonra' bir kere de sizden dinlemek — İti — Bir sene kadar oluyor. Kuponlaft | verdi; fakat bir kısmınıa sahiplerint rın bedellerini gene besaplarına ııt""'âl hayret elliğini belli ettim, fakat — Ben öyle satın alınır insanlardıt 'ı daşlarınız sizi, kupoaların (faizini çiriyordunuz. Bu hizmelinite mılil"""" 1 Kızın cevap vermediğini görünece kalmıştı? hiplerinin hesaplarını neyle ııııl'/ — Kırk bin frank. dedarın texlim eltiği kırk bin Grey BUdeaın, YATRAAR AA Tdrar ü ni Takğa BÜ seböslü TilAF'Rördüğü, kızıa 'da DÜM g muydu? Anlıyorsu niçin böyle iWtirat — — hm almıyor. Kız Greş'e baktı ve her şeyi nlfl den kurtulamıyacağını anladı. —M. Renard, benim kendisine # Bana aile huyatının bir cekentem ııı u K nu, çok sıkıldığini ve bülün emeli? olluğunu anlatmıştı. Benl pek iyt M için kenidisi ile nikâhsız yaşamatli ha, vaziyetini düzelüip — bazı ö tazyikinden kurtulduktar Sonta — Hanki kimselerle? — Bana öyle geliyor ki M ” yık almıyan biz kadının ıı!ıı““”.)' yüncuk olmuşlu. Pakat Dü hüsür M Zalen mağruy Bir adarudı. H J dan kimseye bülizelniek ""Mı'ı#"' bürada, benim yatınıda ağzında” T af acı olduğunu anlamak Yabildi. — Ne gihi cümleler? ,.,n' Ü kat şöyle bir şey anladı! kÖtü bir hareket ışlruıın. , hP Henard'ın bütün hataları vE >lk onun yüzündenmiiş. M bahsetler miydi? — Hayır; hiç. di. Grey onun kalkıp İŞİNE c harkefi? sande citi. Yakat kaptdan SÜĞ M ümlilet ha ili acı sukutü hayallere URP lli vepre” delim ki buze harekelle C Sonra Grey, konülşerin © odada yalarz kaldi. ,.uımh her şeyi söylemeğe karur verdi: diğita sadakat ve mubabbete ıüv-*"" nim gibi bir kızla yeniden bir mile K olmadığını da unlamıştı. W'l" Ş cağını vanıdetli, ııd"' » rısı Öldükten sonra, Iuıdıılı- sine bir şey sormaşla cesaret bit unıa v Bi bazı cümlelerden, ha — Hiçbirimi iyice ıuı.ıılı!l"" ..ı.ı ü İ' sini ağır masraflara T — Size gece bekçisi paşlamak TÇ Kız tekrar ağlamağa egi A” — Ne yapalım? dedti. hft Tement! ' Cdimti Olmasın. çetint Poustia, akşam SAR) 2004 heti geldiki zaman ü :_ı', İ'd» olurmuş, cmtahe — İCiYO' yatl feykulâde mlııınınılıl. W My — Allah aşkına, deni aıd'"" oraya ne diye RÂN şöphem , g Jati olduğundan YŞ ' paramı