10 ŞUBAT Br günlük zabıla hıka/esı :Uenu— “Pir kadın işi” :fmedl bu da bir kanaat hasıl etmek | SİN hiç de kâfi degildi. Kendisine sırrı meydara çıkarılmı- Facağı vadedilmesine rağmen ağzını AÇmamakta srar etti. Fakat o da, Mar &, Jean Ren& Lemoine gibi bu cina- Yeita hiç bir dahli olmadığımı iddia e- Yordu. Tevkifine karar verildiğini öğrenin- | « kendisine Levieg'i (1 A gidip: Acaba, dedi, bu işi bir kere da. İ n a abir “olkmmz t Bu İşde bir muamma var; n gibi * âlimin merakmı telbede->k ve an- Sizin gibi bir âlimin balledebile- bir muamma. Ben, milekkilimin ümile masum olduğuna kanlim. ş'-"l birtakım — itiraflarda bulundu... Ani o otuz beş dakikayı nerede ge- İğini anlattı... N,î Hani şu kadm — Evet. Bittabi kağım işi değil. O- Tt Yalan söylemiş. T Elbette yalan. Otomobilim bo- Yalan, dü diyor, yalan, Kadm işi diyor, "lh " O sizin Caffler, yalandan ya- atlıyan bir adam... Hayır, Mon- :" ’—Hpıcq. bence tekrar tedkike hiç aef 'Acet yok, Saçlar onun saçları. O Ü fi tekrar tedkik etmekten hiç bir tıkmaz, boş yere vakit geçir. Sit oluruz, d’lk'“k“ bulanık sarı gözleri ile bir & profesöre baktı. Bir gayret da- Röıu—rdl Tni j —- Caffior'nin bana — itiraf ettikle- Sİze de anlatmağa maatecesüf me- ğilim; yoksa 35 dakikayı nere- M'Mı#lnl söylemek istememesine .,_ hak verirdiniz ve bu cinayetin o- Olmadığını kabul ederdiniz. O- Böy bez dakikayı nerede geçirdiğini , mezse mahküm olacak, belki de 5. #silecek (başınnı kcsıleecgl mu- Pabas değil, idamdan kurtarabiliriz), “'Eı_ © otuz beş dakikayı nerede ge- ’U söylerse muhakkak öldürüle- "'tş, ü biliyor ve bildiği için de sus PN:_l'rcıh ediyor. *sör Chapelain sert bir tavur- bq Sahlar Ceffler'nin saçları, dedi; S biç şüphe yok. Yin3 ** bir şey daha Bgorabilir mi- avukat olarak Proper pik) tuttu. İi Bllvnm Büy .)"'dtmnodaıı.— Lemoine'in tırnak- Sölar Tasında ancak makasla, kesilmiş Teç £ Bulurmüş, yanl Onların hiç bi- Gı Yok, » Yolmamış, bir tek tam gaç lıı İ hensi bir büyüklükte, Bunu İ Zh etmeli? ne müna — verme - î ımdl'“lmlv:ı-nk hir şey yok, Yve- k". “Sİne hücum eden adamın bir- Saçmmı aykalamış; fakat küçük ;"!.ıhı. ""h:ın içine kolaylıkla sı- Üyl ide büyük parçalar |- aç Üeğildir. Yakaladığı bir iki :n%ı_,::l“'ği götüzdüğü sırada kı- bi at ıîl—"ındaı:ı düşmüş olabili; se- :*h Adar baygın yatmış, o Za- h"lb.. “İsmüş olması kabildir. Za- İh |“'1'Edu komiserlerin büyük im, — *lduğunu raporumda kay- ::ı:n, Yekklir #derim, profesör. Bir ü T gün için bana o saçlar- .Uîl L."'alm verir misiniz? Merak T hokta var, onu tedkik &- * ederseniz ikisini ala - n.-h"n! dör gff q&.;' Baat sonra profesör Cha- & Ha Srükat y ihtidlü bir mektup geldi: - Bir fesör Lepleo'in kar- Üzerine, zamklı kâğıd- İki saç parçası — var- AKSAM Ti ki Oi î:" av Armuşlar “î-k H"' Söçl t y.h""*""hııı' işi, masa başmma n konuşuyorlardı. Otlardan biri, zayıf, u- '; tavurlu olanı söylü- bi a Zziyade dinleyip susu- q lar, o't':;ıh Avukat Prosper Le- —? Büm h“:ü'müq başmımı eğ- “an,m "l Va, döstum, hiç Vardırmak doğru de- VUKAT, profesör Chapelain'e işi dediği şey diye cevab | Baş - Diş ğildir. Cinayet i;'erinde de bovıedır Kurnazlık, incelik iyi ama fazlasından da zarar gelir. Chapelain kararmı vermekte o kadar acele etmese idi ha- kikati keşfedebilirdi. Ben, onun tu- tulduğu tuzağa düşmedim! — Ne tuzağı? Nereye varmak iste- diğinizi anlamıyorum. Ortalık kararıyordu. Batan güne - sin son okları pencereleri kızartmış- tı. Leploğ: — Ciddi olun, dedi. Bön buraya bir düşman olarak gelmedim. Artık anlamalısınız. Ben bir polis memuru değilim, avukatım. Hapishanede bir masum olmasaydı gelip sizi, asıl ka. Hili aramazdım. Öteki sıçradı. Şimdi... — Rica ederim, rahat oturun ve be- Rica ederim elleriniz de masanm üze- rinde dursun. Öyle olması ikini. niz. için dedaha hayırlı... Hah! şöyle Sizinle —birfenni bir” po- lis — meselesi tedkik edeceğiz. Mesele şu: dört saç parçası bir katil ittihammın esasmı teşkil ediyor, ya- ni delil olarak onlar gösteriliyor. On- lar, maktulun tırnakları arasında bu- lunmuş, Chapelain o saç parçalarını muayene etmiş ve Caffier adında bi rinin saçları ile bir olduğunu tesbit et- miş. Caffler tevkif ediliyor. Ben di- yorum ki Chapelain acele etmiş. Saç- ların yaşmı, yani onların ne dercceye kadar ölmüş olduklarını tedkik etme. ği hatırına getirmemiş. İsterseniz da- ha açıkça söyliyeyim: o saçların ne sa. mandan beri kesilmiş olduklarını araş- tırmamış. Ben bu noktayı merak et- tim. Meseleyi bir mütehassıs kimya- gere açtım ve o, saçların cinayetten takriben öon gün evvel kesilmiş oldu- ğunu keşfetim. Demek ki o saçlar, cinayetten üç gün evvel berberin kes- tiği saçlar değildi. Sonra Caffier'nin berbere ne zaman gittiğini araştır- dım: cinayatten Üç gün evel, bir de üç hafta evvel gitmiş, Demek ki bizim e- limizdeki on günlük saçlar, berber ta- rafından kesilmemiş. Leplog masanın üzerinden koca bir cedvel almış, söz söylerken bir taraf- tan da onu sallıyordu, — Berber kesmedi ise kim kesti? Bu saç kırımtıları nasıl olup da Caf- fier'nin saçlarına karışmış? Hem na- sıl oluyor da mademoiselle Lemolne'in tırnakları, üç gün evvel kesilmiş saç parçalarını topliyacağına, seçer gibi araştırır gibi, gitmiş de yalnız ön gün evvel kesilenleri toplamış?... Bu ne tesadüftür?... Lepicg birdenbire eğildi. kolunu u- zattı ve cedveli, karşısında oturan a- damın parmaklarına hızla indirdi. Bir sez, gonra yere düğen bir şeyin gürül- tüsü duyuldu. Lepieg'in karşısında o- turan adam elinden tabancayı düşür- müştü. Avukat silâhı ayağı ile itip ©- danın bir kösesine attı. — Beni dikkat etmivor mu sanıyor- sunuz, dostum? Kımıldamayın, devam edelim! Hırll kolunu masaya dayadı ve yü- zünü elleri ile örttü. Duvarlarda ve re- sim sahpalarının üzerindeki garib ve donuk renkli tablolar, ortalık karar- dıkça, daha derin bir hal alıyor, bir kâbusu andırmağa başlıyordu. Avu- kat devam etti: — Marcel Lemoine, amcanızın kızımı siz öldürdünüz. Uzun düşünüp gayet cesurane bir plân kurmuşsunuz. En “tehlikeli” anı da mahsus intihab et- tiniz: en tehlikeli an, yani amcanızın kızı jla yalnız olacağınız an... Hiç in- san kendini bu kadar tehlikeye atar mı? Bunu söyleyip kurtulacağınızı, bütün şüpheleri kendinizden uzaklaş- tıracağınızı hesap ettiniz. Ama bundan başka tedbirlere bağvurmağı da unut. madmız. Elinizde başka bir koz daha vardı: Caffier bazı akşamlar geç ka- lır, köşkte yatardı; cinayetten on gün evvel bir gece yine köşkte yattı ve siz onun saçlarından bir parçayı kesmiş- tiniz; onlar da işinize yarıyacaktı. “Cinayet günü usulca amcanızm kı- zınım odasımna “girdiniz. Kendinizi göstermeden kıza vurdunuz. O, yere yuvarlandı. Öldü sandınız ve o za- man, Caffier'nin saçlarını onun bır - nakları arasına yerleştirdiniz. “Ama Yvette öülmemiş, sadece bay- gindi. Parmaklarının ucunda — gayet garib bir iş görüldüğünü duym setmiş olacak. Tırnakların arasma saç kırıntıları yerleştirmek kolay iş mi? O zaman kız kımıldandı, kim bilir? belki de inledi, değil mi? Bunu görün- ee bir daha vurdunuz. *Chapelâin saç kırıntılarmı bulun- ca pek sevindiniz, değil ml? Zaten o bulmasa idi &iz ne yapıp yapıp onlar ü- zerine dikkati çekecektiniz. Armcanı- zin kızını öldürmüş olmanız yetmi- yordu; siz bihassa Caffier'nin ölme- sini istiyordunuz! “Çünkü amcanızın kızını seviyordu- nuz, Marcol Lemoine, Onu her gey- den, belki sanatinizden de çok sevi- yordunuz. Elbette aşkınızı kendizine de söylemişsinizdir. Fakat pek âlâ ta- savyvur ediyorum: Biİzi gayet nazikâ- ne, adeta dostça reddetmistir. Elbet te çok üzülmüş, çok keder etmişsiniz- dir. Cılız, kendi içine büzülmüş, yapa yıılrız dolaşmaktan hoşlanır bir adam gözüküyordunuz ama hakikatte 'an, parlıyan, neşe veren her şeyi, i kıskanıyordunuz, değil mi? Zekâ ve haasasiyet itibarile sizin pa- bucunuza bile değmiyon o bayağı Caf- fier'i kim bilir ne kadar kıskandınız, ondan kim bilir ne kadar nefret etti- niz? O, bütün bayağılığına — rağmen neşeli ve pürbayat bir adam; kızlara kezdini beğendirmesi icin o canlı, sih- hatli dudaklarında bir tebessüm be- lirmesi kâfi... Marcel Lemoine, başını “vuçları .- içine almış, hiç sevab vermiyordu. “Aşağılık duygusu ta yüreği iş- lemişti; bu hastalıklı tabloları öfke i- le yapıyordun hiç bir zaman bah- tiyar olmuyaca düşünüyor ve bu. nu düsündükçe saadetten bir kat da- ha uzaklaşıyordunuz. Rakibinizi kim Nezle -Grip - ve üşütmekten hasıl olan Hastalıklarda hatırınıza gelecek ilk isim unmamasıdır. ipudra henüz keşfedilmemıştir, PERTEV ÇOCUK PUDRASINI Şişman, vücutlu, bazı kimseler de kullanmaktadırlar. Vücüdün ilti. valarında ve koltuk altlarının pişiklerine kargı bundan daha müessir bir ONU DİĞER ADI (TALK PUDRA) ları iİle karıştırmaymız. 11 Romatizma Kadınların ay sancılarını derhal geçirir. Eczanelerden 1 lik ve 12 lik amba'âjlarını ısrarla arayınız. Taklitlerinden sakınınız. HMI A Arada büyük fark var Pörtev Çocuk Pudrası: şimdiye kadar hiçbir benzeri tarafmâan tak. Hid edilememiştir. Bu puaranm, ev büyük meziyeti bilhassa çocuk ciki leri için hazırlanmığ olması ve terkibinde tahrig edici hiçbir. madde bu. Rahatını, kesesini sevenlere tavsiye : Kuştüyü kullanınız Bir Lıraya Kumaşile Kuştüyü Yastıklar Yorgan, şille ve yastıklarda mübhim tenzilâl yapıldı. Kuş tüyü kumaşlarının en iyi si ve her roel Adres d bulun nl Çakmal miz: Satış Ankarada, Fiyatlar çok uçuz dur. ilar yokuşu Küş tüyü fabrikası. Tel: 23027. Beyoğlunda Yerli Mallar Pazarı. ğun ahlâksızlığını, bir hırsız çetesine mensub olduğunu keşfettiğiniz za. man kim bilir ne kadar sevinmişsiniz. dir. Ahlâsız, daha doğrusu - iradesiz bir ada: Hırsız getesi de, veresiye aldıklarını peşin para ile satan adam- lar... Bilmem bunları Yvette'e söyle- diniz mi? Yoksa o size, bütün bunla- ra rağmen Caffler'i sevdiğini, ona v1. ne varacağını mı söyledi? orası bana lâzım değil, Her ne ise... dokuzu çeyrek gece ile an buçuk ara- sında arkadaşları ile buluşmak üzere sözleştiğini öğrenmişsiniz. O sabah babanızla amcanız da Paris'e gidecek- ler... Tam srrası, Cinayeti o gün işle- meğe karar veriyorsunuz. Ertesi gün de Caffler'yı e arkadaşlarından telefon ediyorsu- ölümü mese'esinde en güpheleniyorlarsa/ başının ça - resini ara, ama bizden bahsedersen, o sabah ne işle mesgul olduğunu söy - lersen kendini ölmüş bil. Elimizden kurtulamazsın.” Caffler onun üzerine susuyor, kendini mahvetmeği göze a- hp susuyor..? Lepleo ayağa kalktı. — Haydi, Temoine, bir gösterin cinayetinizi temizlemek ka- bil. Bu dünyada her şeyi temizlemek kabildir. Gidip polise teslim olun, ben sizi mahkemede müdafnra ederim. Ba- şınızı kurtarırım, Sizin çektitiniz a- zabdan, sanatkâr hasasasiyetinizden, yalnız yasaman'zdan, elemli, küskün hayatımızdan bahsederdim, Jüri heye- tini mütcessir ederim. Beş sene hapis- le kurtulursunuz, anlıyor musunuz? Lepieg elini ressamın omuzuna da- yadı: — Boş senecik, Lamoine, beş sene cik. Fazla değii Avukat elini biraz daha bastırdı. erkeklik ressamı göyle bir sarstı. İskemle bir Caffiler'nin, | bilir nasıl (:ıkıb elun_ı o guıı—l çocu- SAÇ BAKIMI 1 ’ Güzelliğin ca birinci şartıdır. ! l VAAT | %â* AM SUSÜNN ! Petrol Nizam Kepekleri ve saç köklerini tedavi eden tesiri mücerrep bir ilâçtır. Kiralık Birahane ve Lokanta Beyoğlu İstiklâl caddesine on met- re mesalede Birahane ve Lokanta itti- hazına elverişli, icabında üst katı da iki büyük salen halinde kulanabilecek büyük bir dükkân kiralıktır. Görmek için Bekâr sokak 10 Numaraya, pazar- İrk için de 21316 Numaraya telefon ede- bilirsiniz. utredı ressam yere da—tu. Ölmüştü. Sağ elinde Lepicg, kaşı kırılmiş bir yüzük buldu. Lemoine kendini zehir- lemişti. Avukat: — Hay budala hay! dedi. Bu da aşa- ğülik duygusundan: Hazır, gül gibi bir müdafaayı mahvetti. Nurullah ATAÇ