» Moda röportajı Asri bir süvare ropu Çok dekolte suvare roblarından bi- ri. Bu vobu, genç kızlar giyemez. E- tek külrengi yünlü kumaştan - yapıl- mığlır. Korsaj, bir karpadan ibaret. tir, ve boyunun etrafına atılmak su- retiyle yobut tutmaktadır. Dü İN yti TP gaa Porayyayıa AM eg yti Ve onuu koluna girip: — EBeaim buradan geçmem — tesadüfen olmadı, dedi. Sizi aramağa ve burada bek- lemenize arlık lüzum kalmadığını söyleme- Be gelmiştim. — Yani yeni bir şey mi ele geçirdiniz? — Hakkınız varmış, kuyumecunun suçlu olmadığı meydana çıktı; onu serbest bi- raktılar. Ama İşin garibi, kadının da tu- mamile masum oldu ma çıktı. —'Blintzde Blr ıf'ı'& X“!." m? — Hem de delillerin en âlüsı! Elmasla- rı buldum, sahici elmasları! Detektiv şaşırarak: — Sahi mi? dedi; netede buldunuz? — Alay dediğin de böyle — olur! Sanki bilmezmiş Kibi soruyorsunuz.. Nerede bu- lacağım? S odada, sakladığınız 'yerde buldum. me tahtasının altında, Ama iyi saklamışsınız. Fermicr bembeyas — kosilmişti. Martin, bradaa geçen bir olgmobili durdurdu. — Polis müdüriyetine!.. dedi. Otomobile yerleştiler, —— Bu iİşle Sart Odanın Esrarı arasında. &l benzerliğe, daha doğrusu zıddiyete dik katimi o kadar israrin çekmekte hala elli niz, dostlum, Nihayet o kitabı aldımı; ben ki hiç bir şey okumam, onu sonuna kadar okudum. “Fakat bilirince âklıma — bir şey geldi. Münasebetsiz bir fikir.. İcimden: “Ya, de- dim, Tki vaka ârasındaki müvazilik sonu- na kadar devam ediyorsat.. Acaba Yeşli Odanın Esrart, söonüna kudar Sarı Odanın Esrarı'nın aksi olmasın?,, Bu düşüncenin doğrü olup olmadığını bir anlamak, iste- dim, “Doğrusu hayli garip bir netice verdi. “Sarı Odanın Esrarı'nda bir heveskâr detektiv ile bir de resmi polis — memuru var, Sonunda suçu, polis memurunun işle- diği anlaşılıyor. Sizin hahsettiğiniz müva- ziliğin tam olması için, madame de Rouv- res'un elmasları içinde resmi polis me- mMmurünün « yani bel * namuşslu bir. a- dam, heveskâr detektiy - Fermler! » ha- kikt suçlu olması lâzımgel “Bu aklıma Fakat soora: “Neden olmasın? Bunda ol- mıyacak bir şey yok ki!,, dedim. Gerçek- ten de öyle İmkânsız bir şey değil. Saatle şamdanları çalmış olmanız; sonra ertesi gün hakik! elmasları gözden geçirmek ba- hanesile benim burnumun dibinde onları eebinire indirip yerine sahtelerini — koy- muş olmanız ihtimalini düşündüm. Hani bana: “Acaba fnci gerdanlığın parlaklığı pırlarlaların sayu hiç mi — bozulmadı?., diye garip bir şev söylediniz. Sonra beni, madame de Rourres'daen şüphe etlirmeğe çalıştınız. Ben de kuyumcunun suçlu o ması ihtimalini d düm. Bundan istifa- de edip hemen şamdanları — kuyumcunun mMahzenine #ötürdünüz. Sonra işe bir kat daha olaşanlık hall vermek İçin madame de Rowvres'un peşini bırakmadınız... *“Sarı Odanın Esrarı'ndan bana o kadar ikrarla hahsetmesteydiniz. — belki o kitabr okumar ve bu münmmayı bu kadar çahuk sökmerdim. “Surasını da (lâve edeyim ki işteki mü- yaziliğin ta sonuna kadar devam etmesi de benim sayemde olacak! —— Yani ne demek istiyorsunuz? Martin keyifli keyifli güldü ve ne do« H'ABER—-Mm "şumr_ FİREXNA Parislileri meşgul eden ALİBİ Amerikalı milyoneri öldüren kim ? Manyatizma profesörü Vinker mi? Bütün şüpheler onun üzerinde toplanıyor. cinayetin işlendiği geceyi bir kadının Fakat, Profesör, koynunda geçirdi- ğini İsbat ediyor VRUPADA bu yıl en çok be- ğenilen filmlerin başmda “A- Hbi,, geliyor. Senaryosu Marsel Aşar tarafından yazılan filmde baş rolleri Erik Von Strohaym, Alber - Prejan, Jani Holt yapmaktadırlar. Fransız gazetelerini, günlerdenberi işgal eden “Alibi,, artistlerin göster - dikleri muvaffakryet mevzuunun cazibesiyle fazla Tağbet kazanmıştır. Filmde profesör Vinkleri Strohaym, Loran'ı Alber Prejan, Elen'i Jani Holt yaşatmaktadır. Mevzu gudüur: Gizli bilgiler ve maynatizma müte- hassısr profesör Vinker, Avrypanın büyük şehirlerini dolaştıktan. birçok para ve muvaffakryet * kazandıktan sonra Parise geliyor, ve büyük barla- vın birinde, (Femina)'da numaraları- | nı göstermeye başlryor. | Bir gece, nımara'arını yapıp bitir- likten sonra halkın alkışlarına el kür için sahnenin önüne gel man, ilk sıradaki masaların birinde o- ve mek istediğini izah et — SarvOdanın Eararı'nda hususi polis memurü, kotil polisin adalet elinden kaç. masına müsaade eder. Demek ki bu işte bunun- aksi olmalı, yani polis. bırsız de- tektivi etinden kaçırmamalı! Hiç korkma: yın, bu hususta küsür etmem! Fermier'nin bileklerine kelepçeleri tak- t 'Detektiv mahzun mahzun: — Ben sitedemedim miydi? dedi, insan Filmden birkaç sahne roman okumakla daima vaktini kaybetmiş olrraz! don adlı zengin bir Amerikalıdır ve birkaç sene evvel, Vinkerin genç ka- rısmrı kandırıp kaçırmıştır. Profesörün göz bebeklerinde bir se- vinç şulesi parlıyor. Çoktanberi on - ntikam almayı tasarlamakta, fa- kat bir törlü ele geçirememektedir. Bunu Gordon da biliyor, Ve daimâ ön- dan kaçıyor. Buraya da tesadüfen gelmiştir. Pro fesörün kendisini tanıdığımı anlıyor, hemen hesabinı görüp bardan çıkt - yor, Ertesi günü de büyük bir oto - mobille Paristen ayrılıyor. Fakat; Vinker kendisini takip edi yor, Yolda vetişiyor, yanmndan geçer- ken bir kurşun sıkıp öldürüyor. Ayni göece, Vinker, Femina barmın en güzel, en sevimli artistlerinden E- lenin yanma gelerek;, — Al, diyor,'sana yirmi bin frank hediye ediyorum. . Genç dansöz, bu teklif karşısmda ne cevap vereceğini sasırmıştır. Hay- retle profesörün yüzüne bakıyor. O, gayet tabil bir tavırla ilâve ediyor: — Buna mukabil senden ufak bir hizmet, ehemmiyetsiz bir şehadet vi- vca edeceğim. Şayet size soracak olur- Tarsı, dün geceyi sizinle beraber, evi- nizde geçirdiğimi söyleyiniz. İşte bu kadar... Klen, profesörün bu kayboluşu is- mamakla beraber, teklifi kabul etmek- te mahzur görmüyor, parayı alıyor; çantasına ulıyor. Yürmi bin frank bu! Az para değil... Zabıta, Gördöonün — katilini arıyor. Komiser Kalas, tahkikatın başlangı- cında Amerikalı ile profesörün ara- sındaki düşmanlığı öğreniyor. Ken - disini karakola celbedip sorguya çe » kiyor. Profesör: — Ben, diyor, cinayet işlendiği ge- ©e (Faemina) bart artistlerinden Elen- le beraberdim, ve geceyi onun evinde geçirdim, Komiser, derhal Eleni getirliyor. Genç kadım tereddüd göstermeden, profesörün sözünü tasdik ediyor. Fa- kat, bilâhare cinayeti öğrenince pro- fesörün durup dürürken yirmi bin frank vermesinin sebebini anlıyor. Kendisini buluyor; parayı iade et- mek ve sözünü geri almak istiyor. — Siz, diyor, alçak bir canisiniz!... Zabitayı iğfal için bana yalan söylet. tiniz. Beni de cürmünüze şerik yaptı- nız... Ben, gimdi gidin, o gece sizinle değil, bardaki Şassörle beraebr oldu- Bumu polise söyliyeceğim!... Vinker kızı tohdid ediyor, Hattâ bir yolunu bulup Şassör'ü de öldürü- yör. Süküt etmezse kızı da öldürece- ğini söylüyor. Zavallı kadın, şaşırıyor, korkuyor. İstemeden, bilmeden, düşünemeden ka rıştığı bu vakadan derin bir vicdan a- zabı içinde ömür sürüy: Komiser Kalas, genç kadının doğ - ruyu söylemediğinden şüphelenmistir. Kendisini uzaktan takip ediyor, Ka - dının, profesörü görünce titrediğini, ondan kaçmdığını farkediyor, şüphe - leri bir kat daha artıyar. film Elen, bir gece barda yalnız başılü oturuyor. Son derece sarhoş şık BİF delikanlIr içeri giriyor, doğru yanınd geliyor ve oturuyor: Loran Andârt Delikanlı bir şişe şampanya 1sm5f” liyor ve genç kadınla konuşmaya bES* ltyor. Az sonra, parmağmdaki değtf” l bir pırlanta yüzüğü çıkarıp kendi sine hodiye ediyor. Halbuki bu Gordonundur. Andre; artık (Femina) barmın mür davimleri arasına girmiştir. Hemef her gece geliyor, Elenle beraber İ$T yor, dansediyor, eğleniyor, para 887 fediyor. Bir akşam, iki sivil polis kendwl birdenbire bardan alp götürüyorlar: Sorguya çekiyorlar ve nezaret a!f alıyorlar, Elen, delikanlının kendisine — kartf gösterdiği sevkiden az ve çok müt ” hassistir. Onun kabahatli olmadI! pok iyi biliyor, Fakat, profesürdüf korktuğu İçin ağzmı açıp, yeni dosdti” nu kurtaracak bir söz söyliyemiyöt: Halbuki Andre, sivil bir memi başka birisi değildir. Yüzüğüm çali” ması, hakikati meydana qıkav'mlk 'g çin komiser Kalas tarafından tertip ” — hınmuş bir plândan ibarettir. Komli * serin düşünemediği" yalnız bir vardır: Andrenin Elene gönül veriPt” Bİ... Andre, bir gün komlserin ynnm.ı' gelerek: — Şef, diyor, istifamı veriyorul” Artık bu komedide devama taka' kalmadı. Sevdiğim ve masum ani olduğum bir kıdM' oynamayı çirkin vi | yorum... — Ne kömedisi diyor, kızın 'nl" olduğunu ben de biliyorum. Benim zum hakikati moydana nkır'nl“ Bu hususta bana ancak sen yardım ” dan azabından kurtarmış — ola: Ğ Onu sevmene karışmam. — Allah yil ) Andre, komiserin bürosunda l?” yor; zihni çok meşguldür. köylerden birine gezmeye ÖM karar veriyorlar, ö Andre yeniden tevkif olunuyor- gŞ az sonra, komiserliğe giden nel dre ile anasınm karşılaşması... nör Yaşlı kadın, saçlarinı yohl&’“:/ olduğunu söylüyor. Öyle acıklı bİY H vardır ki... M bir fi Üd başka birisi değildir. Sahnt heyecana düşürmek hakikati $Ö Komiser, bu sefer plânımdâ ’“ğ" fak oluyor, yaşlı Kkadınm BAl profesörün ısrarı üzerine yaldl ,40' mek mecburiyetinde Elen, zabıtanın him:weol da şakağına tbir tabanca sıkiP sini öldürüyor. olduğunu anlayınca göste! betin sahteliğine hükm! debilirsin. Hem zavallı kadını dâ v habbetinizi arttırsın. Ertesi gün, Elenle beraber Fakat hareket edecekleri pi acıklı bir manzaraya şahit ol“)u gür hüngür ağlıyor, oğlunun Halbuki bu kadın, söyl” mek için düşünülmüştür. yan Elen, daha ziyade da ediyor. Imıyor. Yinker, tevkif oıuıu“"'/ Elen, sevgilisinin bir polif bir inkisarr hayale, ümitsizi v&& ıl' & yor. —| Fakat, bilâhare Andrenif Vi cidden sevdiğini anlryor Ve diyor. Fırtına , Hanri Bernştaynın s*" n sİNemaya almmış VE ilk defa olarak güstcnlm wı “v& A Filmin başlıca yıldralar! ye ve Mişel Morgandır. BU "i ’ tin ayni filmde rol almalart # a vaki oluyor. 4