—— - . DOLU TR/ lZmİrde komur x Trakva mektubu çePuhranı | Trakyada at nesli takririer verlidi iSlah ediıiyor ilhtikâr İki büyük çihlikte tay, aygır ve boğalar yeliştiri! Y” dev yardı IFıkir v muhtaç mı7 Sanatkâr midesini düşünmemelidir Zeki Faika göre hakkı telif mukave- .lesinin tanınması zaruridir Yerli sanatkâr ancak bu suretle eserini Hangi nisoetteki astmak imkânına kavuşur Akademide, hocaların atölyesinde- yim. Bedri ve Cemal Tollu ile konuşu- yoruz, Biz konuşurken — kapıdan Zeki Faikla heykeltraş Zühtü girdiler. Hep beraber oturduk. “Kısmetinde olanın kaşığında çıkar,, diye, derkal lâkırdıyı san'atkârın himayeye muhtaç olup ol- madiğı meselesine getirdim. Hepsi de dertli, Hepsi (Zühtüden maada) aka- demide muallim. Binaenaleyh az veya çok yardım görmektedirler. Zeki Faik * söylüyor: — Ne söylüyorsunuz birader. Bu memlekette sanat adamı kadar yardı- ma ihtiyaer'olan kim var?... Şüpbesiz - sanatkâr devletten yardım görürse e- seri süratle terakki eder. Bunu size bir misalle izah edeyim: Ankarada, onuncu yılda bir sergi yapılmıştı. Bu sergi hazırlanırken külliyetli miktarda eser almacağı, san- atkâra da iyi para verileceği vaado- Tundüu. O senenin sergisi sergilerimi- zin en kuvvetlisi olde; buna mukabil resim satınalınmadı. Almanlara da, sanatkârın ancak boya masrafını kar- | şılıyacak bir para verildi. Ertesi ser- gilerde randman düşük oldu. Neden?.. Bu sualin cevabını elbette kolaylıkla tahmin edebilirsiniz. Bence, sipariş ve ya diğer suretlerle himaye başlar baş- lamaz kalkımnmanın baş!ıyacağı da mu- hakkak, Çünkü o zaman sanatkâr hiç olmazsa masrafını koruyacağına emin olarak malzemesinin iyisini seçecek, rahat ve müsterih, sanat gayesile çalı- şacak. Ben kendi hesabrma sergilere iştirak etmiyorum, Çünkü resim alın- mıyor; alındığı zaman da ahbapça sa. tıg yapılıyor; Bimaye edilmek İsteni- tenlerin esörleri almiyor. Halbuki lâ- zımt olan, değere hitab etmektir. Aksi şartlar altında, sanatkâr, elbette mide- sini düçünmek mevkiinde kalacak, ese- rini ihmal etmese bile, ilerleyişi ağır olacaktır. Bu sırada kapı açıldı; bay Leopold Levi girdi; Zeki Faikle konuşmamız durur gibi oldu. Sonra, hoca, Bedri ve Cemal tarafından işgal edildiği mra- da, Zeki Faik sözüne devam etti: — Himayenin ferdiliğini kabul et. tikten sonra, bizde bunun ne şekilde yapılabileceğine dair düşündüklerimi de söylemek isterim. Devlet, İstanbuldaki resim akademi- sile alâkadar genç elemanları bir te- şekkül etrafmda topluyor. Şüphesiz güzel bir şey; fakat bu alâkaya bele- diye neden iştirak etmiyor?.. Faraza belediye bir konservatuvar binası yap- ftırmak üzeredir. Sanatla bundan da- ha yakın müessese tasavvur odilebilir mi?,.. Bina yeri mimar veya mühen- dise yaptırılır. Mimarinin bu eserine heykel girer, resim girer, tezyinatın birçok şubeleri girer. Bu suretle, bu Şubelerle alâkalı sanatkârların hepsi- ne iş verilmiş, hepsinden eser alınmış olur. Bundan başka belediye bir resim galerisi yapabilir. Bu, şehrin vazifesi. dir. Hattâ bütün Anadolu belediyeleri, tesis edecekleri birer küçük resim ve- ya plâstik sanatlar müzesinde mem- leket artistlerinin ve ikinci derecede yabancıların eserlerini toplryabilir. Bu şekildeki resim müzeleri hem sanatkâ- rı himaye yolunda hayırlı bir - vesile, hem, mektep devresini geçirmiş mü- nevverin sanat terbiyesine hismet de- mek olur. Sonra, yine iş hükümete kalıyor. Ge niş, memleket mikyasında siparişler yapar. İlkmektepten itibaren vereceği sanat terbiyesile - buna musiki, mi- mari, mobilyacılık ve plâstik sanatlar dahil - yetişecek nesilleri sanata alâ. kalı kilar. Bir sanat havası yaratır. BSanatımızın himayesi zaruretine İ- nandıktan ve bunun tarzını düşündük- ten sonra, dışarda bu hususta yapılan- lara göz atalım. Meselâ Fransada, sanatkâr üç m—m] himaye görür Zeki Faik (Bedri Rahmi tarafından çizilmiştir.) 1 — Hükümet tarafından sipariş- ler, müzeler için eserler alınması ve müteaddid mükâfatlar verilmesi sure- tiyle,.. 2 — Belediyeler tarafından himaye olunmak suretiyle... 38 — Husus! teşekküller tarafından, mukabilinde mühim bir şey beklen- Meksizin, sırf teşvik maksadiyle mü- kâfatlar ihdas olunmak suretile... Bütün bunların dışında ayrıca hal- kın alâkasını, seyircinin esere olan Tüğbetini de kaydetmek lâzımdır. 1937 Paris sergisi bilhassa bu nok- Ber- Devamt 12 incide Tarih diyor ki: bazançtan sonra başlar ? İzmir (hususi) — Şehir meclisi. nin şubat devresi toplantısında bazı a- za tarafından, şehir şleri etrafında ri- yasetten istizahta bulunulacaktır. Ve- rilecek takrirler arasında belki de en mühimi kömür işine aid olacaktır. Fil hakika, belediyenin elinde kömür satı şında ihtikâr yapanlara kargı mücade. le vasıtaları yoktur. Momleketimizde hangi nisbetteki kazancın ihtikâr sayı lacağı her hangi bir kanun veya karar name ile tasrih edilmiş değildir. Bu iti barla, ihtikâr yaptığı sabit olan bir kimse bile bu nisbetin kurulmamış ol. masından mahkemece lâyikiyle takip edilememektedir. Ancak şehir meclisi azasından bay Hüsnü Tonak, ikinciteşrin toplantısın da verdiği bir takrirle riyasetten kö- mür buhranma karşı ne gibi tedbirler almdığını sormuştu. O zaman riyasetin verdiği cevapta İzmirde mevcud kömür stoklarmın şeh rin kışlık ihtiyacma kâfi olduğu, vilâ- yetle temas edilerek kömlür sıkıntısı çekmesine meydan verilmiyeceği te- min edilmişti. Halbuki, vaziyet tamamen aksine olmuş, kömür buhramı bütün şiddetiy. le hissedilmiştir. Fakir halk kömür te. mini için geceleri semt semt dolaşarak en ucuzu sekiz kuruşa bir kaç kilo kö- mür bulabilmiştir. Takrir veren azala- rm mütalealarma göre alman tedbir- ler, tedbir değildir. Belediye hariçten kömlür getirerek pek âlâ halkın ihtiya ema cevap verebilir ve İzmir halkma Kkışm en soğuk günlerinde beş kuruş. tan kömür temin edebilir. Şeyhin ördüğü çorap! ÖRDÜNCÜ Mehmedin cülüsun- danberi memleket fesat içinde kaynıyor, millet açlık ve sefalet al- tında eziliyordu. Yeniçeriler, isteme- dikleri sadrazamların, ricalin katli için padişahtan ferman, — müftüden fetva koparıyorlardı. — Sultanahmet meydanında “kan gövdeyi ötürü yordu.,, Öldürülenin, baoğazlananın, haddi ve hesabı yoktu, Saray bir ihtiras yuvasından, bir entrika ocağından başka bir şey de- Kildi. Sultan İbrahim örülü duvarlar içinde: — Bir damla su!.. Diye bağıra bağıra asabi buhran- lara totuldu, Nihayet cellâtların e- linde can verdi. Kösem sultan, du- varları ayetlerle, dualarla süslü o- dasında, küçük bir dolapla — boğuz- landı, burnundan kanlar fışkrrarak öldü. Köprülü Mehmet pasa sadareti ka- bul ettiği zaman — (10668 hicrot yılı) memloketi fesat içinde, anarşi İçin- do buldu. Köprülü slahata, cezri bir suretto başladı. Hatır, gönül tanımadı. Hak- sızlık yaptı&nı sezdifi ricalin kafa- sını koparttı. Zorbaları tepeledi, her Esyanı patlak vermeden evel bastır- dı. Saray entrikalarını önlemek için padişahı Edirneye — yolladı. Sonsuz salâhiyetle sadrazamlı*a geldi”i için istediğini yaptı. Askere ehemmiyet verdi, orduyu kuvetlendirdi. Köprülünün. üstünde en fazla dur- duğu mesole, para isiydi. Hazinenin kötü vazivetini kurtarmak — için bir takrm tedhirler nldiı. Kimseyo farin para verdirmedi. Yüksek — Heretleri, maasları ma'ın! bir haddo indirdi. Buna Vk Hiraz — eden seyh Sülim olün. O, Ma”rinli — bir üfürükeüydü. Sühreti, hiltin YetanlımIn kucaklamış tı, Renkli kâdrtlar Bzerine — yazdı'ı rakamlarla, karvacık bourencık yazı- Tar'a halkı aldatıyor, — bol bal para sAkivordu. Avrıca evkaftan da nara alıvertn. Altatmak fetin kullandı”ı yemllar savrardı. Bir sün — yanımda balsLalık varken, şöyle bir numara yantır Odaya külâhları sırmalı İki balta- cı girdi. Şeyhi bürmetle selâmla- dıktan sonca, biri bir mektup, öteki do bir kese altın uzatarak — şunları söyledi: — Valide sultan hazretleri gönder- diler. Hediyelerinin kabulünü rica ediyorlar. Mektuba da cevap İstiyor- lar. Şeyh paraya elini sürmedi, yalnız tezkereyi okudu, birkaç dakika dü- şündü, bir iki kitaba baktı, sonra bir kâğıt alarak bir şeyler yazdı, balta- cılara vererek gönderdi. Gelen adam lar baltacı değil, şeyhin kendi a- damlarıydı. Şeyh Salim, yalnız falcılıkla, ke- ramet furuşlukla kalmadı. Kondisi- nin Ebu Bekire mensup — olduğunu da iddla etti. Devlet ricalini inandır- dı, gümrükten, evkaftan günde bin âkçe almanın emrini kopardı. Köprülü Mehmet paşa, para meso- lesini tetkik oderken bunu öğrendi. Başka yerden hayatını kazandığı I- çin gümrükten — aldığı parayı kesti, Arkasından da, evkaftaki “duagü luk) vazifesinden uzaklaştırdı. İkinci darbe şeyh Salime çok do- kundu. Köprülünün karşısına çıktı. beratlarını, senotlerini ortaya dök- tü, yaygarayı bastı: — Hakkım meydanda.. İşto vesa- Ik.. Sori şerifi münafl — Işler görülü yol t bir küfürdür. çf Köprülü istifini bozmadı, şak bir sesle: — TÜ yüz akca sana kâfidir. Bu- nunla geçinebilirsin. dedi. Şeyh tti- raz etti: — Padisahm ihsanını kesmeğe no hakla cesnret odiyorsun?.. Mehmet pasa itidalini muhafaza etti. Kızmadı, Okşar gibi bir sesle cevan verdi: — BFarinede darlık var. Şimdilik bu kadarla idare et, İleride geniş- W alnrsa, eski miktara çıkarmağa çalısırım. — Bu bir haksrslıktır. Padisahın hatkma tecavüiz etmekle küstahlık ed'vorenn, Pu derccesi — rerzalettir, münasabetaizliktir, haddini bil koca bimatt Sadrasam sevhin sözlerine rüldü. Hele kapıya doğru ilerlerken savur. yumu- Muhtelif köylerde 81 aşım durağı, *| suni lo1um ama merkezi açıldı Edirne, (Husu- si) — Köy kalkın. oyx İmasının en mühim İaevzularından ©o - yan ve Türk küöy- Wisünün muhtaç ©- duğu iş vasıtaları nan başında gelen a1 ve diğer hayvan » Lwr Trakyada her yal atılan yeni ve Kwvvetli adımlar . la ıslah edilmekte ve çoğaltılmakta . dir. İklim ve topra- B hayvancılığa pek elverişli bu » luyan Trakyada at, eşek, ve boğa nevilerinin — 1slahı için umumi müfot tişlikçe ciddi ted « birler almmakta - dır. Ziraat veklle. tinin alâka ve yar- dımiyle geçen se- ne Çorlu kazasının Köprüce çiftliğin de açılan tay bü .. yütme çiftliğinde yetiştiricilerden alı. nan taylar iyi bakım, besiye tâbi tu- tulmuştur. Bu çiftliğin yanıbaşında 200 hayvan alabilecek büyüklükte ki- ralarınn Şerefli çiftliğinde tay ve bo- ğaların daha geniş ölçüde yetiştiril. mesi temin edilmiştir, Köylerin kısraklarmı — ekseriyetle uzaklara göndermedikleri ve götüren. lerin'de gün kaytp ve fuzuli masrafla- ra girdikleri görülmüş ve bunun üzerine domşgu köylere na- zaran merkezi bir durumda olan hay- van yetiştirme örnek köylerinde açıl- mış olan aşım durağı miktarı bu sene 81 © çıkarılacaktır. Ve böylece kısırlık veya kötü döllere takılmak — ortadan kalkacaktır. 'Tabil aşılara verilen ehemmiyet gi. bi sunf tohumlamıya — da ehemmiyet verilmiş ve bu tohumlama merkezi 8 e çıkarılacaktır. Trakyada 108 at ve eşek aygırmın önümüzdeki nisan içinde yen! yapılmış olan aşrm duraklarında faaliyete geç. mesi için gimdiden tedbirler almmış. tır. Bu sene içinde Karacabey ve Kıb- rıstan yeniden 19 aygır almacaktır. Bu Yurddan Kücük Haberler * Çalışmaları şayanı takdir görülen Ü Menemen mal müdürü Mehmed Rauf $i İzmir vilâyeti tarafından bir takdirna ile taltif olunmuştur. * Mersinin Duraun bey kazasının, ' Osmaniye köyünde Ahmed oğlu İlyas tam on çocuk bahasıdır. En büyükleri on altı yaşmda olan bu on gürbüz çe- |H cuk babası hükümetten himaye ve yar dım beklemektedir. * İzmirde tanmmmış birkaç lisan mu- İ | ' alliminin teşebbüsile bir “dil Hsesi,, kurulmuştur. Bu lisede esas yabarı Hisan İngilizce olacaktır. duğu şu: — Bak başına ne çoraplar — örece- Kim! Tehdidi büsbütün — tuhafma gitti. Manamafih, artık terbiyesinin veril- mek zamanı geldiğini de unutmadı. Hemen odada bulunan Asesbaşı Zül- fükar ağaya seslendi: — SŞeyh hazretleri başımıza çorap örmeden, sen onun başına bir çorap ör! dedi. Zülfükar ağa, Şey Salimi yakasın- dan tuttu. Veretti tokatı. Bastı yam- ruftu, adamakıllı patakladı. Dayak faslından sonra cellâtlara teslim ot- H. Usta İlo çrrak bir kementte “kâü- rmı tamam,, ettiler, boğdular, cese- || dini denize attılar, | kilometre wrakta bulunan BÜ * Ş iren beklemek çok müşkill Ff İf oluyor. Kazamızdan ulidııf“' iğ den de Nafla veköletine bildi # hile Bartınlılar mümkün oltf dilemekte ve bunn sıyın “M H mizin herhalde esirgemli v takdirde bütün aygırlar sayısl lacaktır. ) Beş yıllık programla başlam!f Şarbon aşısı üçüncü senesine ” mak üzeredir. Yılda 300.000 aşı yapılryor ve parası Ziraat 7 ço tine veriliyor. Yanağı borsaya alınd! Kırklareli (Hususl) —— de satılacak yün, yapağı ve ü nm ticaret ve zahire borsasındü mele görmesi iktısat vekâletind? gun görülerek keyfiyet Kırk! sa komiserliğine bildirilmiştir. j Bu ay başından itibaren bü lerin borsada satışına başla! Borsanın bahçesinin toprük dj yesi ile bazı gksamının beton Üyli inşaatına yakında buşlmclk."ı £ çeye fidan ekilmek suretiyle bif” rafı ağaçlandırılacaktır. Edirne zaraat müdürü ©' j Edirne (Husust) — Vilâ! müdürü Bay Fuat Niğde zirâât lüğüne tayin edilmiş ve emri f tir. Mumaileyh bu hafta Nigde” derek yeni işine başlıyacaktır- , üğüne # Dılekleri Bartın bir İstas” istiyor — yok bt Bartına en yakın şimendi/&? . ml nu Kokaksu mevkildir. ld;l" H tada Ankara » Zonguldak d€ H kavuşmuştur. Bilhassa, mnl':f'n’ mevkle kadar uranan 30 ld"d yol da yapıldıktar sonra, BU di kazamızın vilâyet ve devlet | ne açılan kapısı muhiyetini yalt Hele hat Zanguldağa nlıııllwn KanbE Ai ” | j Bartın için baranın ehemmli daha artmıştır. Hattâ kışın ($ bi Marmara ve Akdeniz şehirlerimize, kasabalarımızd ve buralardan Bartına um*ı' İ da, kara golünü tercih etmek | İ de butundukları için bu "'"",ç ne binen veya inenler birküf * dalaşmıştır. Fakat mantesef burada ı_a:', ği tasyon binast yoktar. — Bi / vağmur ve kar altında — Kof bırraya kapalı bir !ııımon" min bulunmaktadırlar. BÜ