18 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

18 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | e İs | ai HİK Malik ya zere, mehtapsız boğucu bir 3 Söcesi, etrafı baştanbaşa örtmüş- sehir. kocaman, bitkin bir hay- BİYE boğuk boğuk inliyor ve ağır ryordu. doğru alçalan kara Kinin” kımıldıyorlardı. Şehir bah- a tozla örtülü ağaçları, boğu- ayaranlığın içinde Adeta ölmüş dareketsiz duruyorlardı. tagleri muzikanın sesi behçenin - My. Yatmakta (olduğum » kuytu karanlık köşesine kadar geliyor- Marş çalınıyordu. Bu marşla beygirlerin ayak sesleri, ka- Atlayışları, bilmem kimin söyle- F veda şar! da işitiliyordu. tayin sesler, marşla birleşerek, Sek lokomotifin ağır nefes Dük 1 boğuyordu. b bir yerde, ağaçların arasın- ? takım ateşler parlıyordu. Bu vi yerde Adeta yerden uzaklaşmak İ Vray İt kara göklere uçmak isto- dir hal vardı. İlan. kasya ağaçlarının altında- tilt ve eski bir kanape üze- Yattyor, açlığın uzviyetimi na- “i 1 rin duymağa çalışıyor- yetten başım dönüyordu. o 8vvel, şimdiki açlık kadar n, bana eziyet veren hayata hisleri de, aYboluyordu. kanin dönemecinden o yuvar- ey yavaş yavaş kN bir kadın, bir Yanından İN ba ina sallanarak ağır adim- İsti MN doğru geliyor ve yarım #ârkı oOmırıldanıyordu. Az h başyarkının sözlerini ayırt etme- Ştmayem i d at gitti © , se ayl hazin ve gamlı idi. Kadm, Vet karape Üzerinde oyatmakta “ag. Du görünce şen bir sesle söy- < yg MN yarabbi, o burada birisi Hiç Ke Korktum vallahi... YAP vermedim, kımıldama- irin dikkatle bana © bakarak Meter geçti. Biraz uzaklaşınca Yüksek bir sesle, hattâ bir &z da hayasızca, gebe şarkısına de vam etti: Sevgilim döğüşüyor, galiba aç; 'Tok sevgili ise hep uyuyor. Ben ondan ayrıldım, fakat Dünyada kimsem yok, Az sonra kadının sesi kesildi. Bana öyle geldi ki biraz oOkalkıp oturur ve ellerimle karnımı bastı- rırsam, açlığın acısını daha a3 duya- cağım. Ağır bir hareketle döndüm ve kalkip oturdum. Kanape intitiii bir sesle gıcırdadı. Bu inleyen ince ses, kadını dönüp bakmağa sevketti, Tek ve ağır bir yağmur damlası 6- limin üzerine düştü, Bilmem neden, bu damlayı dilimle yaladım. Kadın s6ssiz06 geri döndü ve kar- şıma gelip durdu: — Sen burada neye oturuyorsun? diye sordu. Sarhoş musun, nesin? — Buradan gidin!z!.. Ben sarhoş falan değilim.. Size hiç de lâzım ol- mayan birisiyim.. N Kadın, sakin fakat çıngıraklı bir sesle: — Esasen bana hiç biriniz Jâzım değilsiniz! Hepinizi o şeytanlar gör- sün!.. Kanapeye yaklaştı, yanıma otur- du. Bir kibrit çakarak yüzüme tuttu ye alaycı 'bir sesle; — Surata bak da süngüye davran, diye söylendi. Bir sigara tellendirdi ve vücudunu sallamağa başladı. Bu (o saliantıdan kanape gıcırdadı. Bana öyle geldi ki bu gıcırdayan benim vücudumdu. Zuman zaman pırıldayan sigara «- teşi komşumun yüzünü aydınlatıyor- du.. Bu yüz, yanakları beniz penbe- Nklerini (o kaybetmemiş açık mavi gözlü, sevimli bir Rus kızmın yu- varlak vüzüydü. Sordu: — Hasta mısın? — Evet, dedim. Geç kız yüzünü bana doğru yak- Kiparak batifçe bir şarkıyı başla- “ Ben coktan kendi diyarrma #rider- dim. Fakat nerde doğduğumu bilmi- yorum, Yazan: Maksim Gorki İ İssssesee sersem. Biraz sonra gene sordu: — Demek yatacak yerin yok? — Evet, yok. —Demek böyle, ha!.. Halbuki ben arzu edince kendime cak yer bulabiliyorum.. etmiyorum. Genç kız başını şiddetle salladı ve #lgarasını avucuma sıkıştırmak İste- di: — İstemiyorum, dedim. — Yoksa aç mısın? diye sordu. Yavaşça: — Evet, dedim. — Halbuki ben tokum.. Yarım sa- at önce bir ahçı dükkünmda çorba ile köfte yedim. Sıcak köfte ile s0- van,. Ne lezzetli şeylerdi!.. Belki sen de köfte isterdin? Adeta kırılmış bir camın — sesini andıran çımgıraklı bir sesle gülmeğe başladı. Gitmek Istedim. Fakat aya- ân kalkinca sallandım. Bunun üre- rine, sokaklarda serseriyane dolaş- madan burada oturmanın daha mü- nasip olacağını anladım. Komşu: — Ne o, dedi, ayacıkların tutmu- yor mu? Sesinde gizli bir sevinç geldi bana.. Genç kız biran için sustu. Müzika Ar artık çalmıyordu. Şimdi havada yorulmuş lokofotifin o nefes alışm- dan başka bir şey duyulmuyordu. Ganç kız birdenbire bana doğru eğilerek yavaş ve okşayıcı bir sesle: — Bana bak, dedi, sana yirmi ka- pik vereyim mi? İstiyor musun? Ha, söyle? Yavaş bir sesle; — Veriniz, dedim, sonra ben size geri veririm. Yemek yiyebilmek (imkânlarını düşünerek a6 bir insanın bütün o aç- lık hirsile titredim; — Görüyor musun? İşte yirmi ka- piklik para..Bak işte.. Bilsen bunun- la neler alınabilir!.. İki gün karnın doyar.. Vereyim mi? Ben sessizce elimi uzattım. — Demek vereyim? Birdenbire kahkaha ile gülmeğe başladı. Elime vurdu. Kolunu bütün var gibi hızıyla sallayarak parayı otların içi- ne fırlattı. Yavaş ve madeni bir ses | duyuldu. Bu, yirmi kapiklik paranın | yere düşerken, ağaç (yapraklarına çarparak çıkardığı esdi. Hareketinin manasinı anlamaksı- zin sessizce ona bakıyordum. O, benden bir adım kadar uzakla- şarak hain bir sesle: — Onu sana vereceğimi (sandın,| değil mt? Buldun oenaiyi.. Burada | senin gibi yüzlercesinin açlıktan ge- berdiğini görsem bana vız gelir.. AJ- laha zsnarladık.. Hayasızca bir küfür (savurdu ve uzaklaşmağa başladı. Fakat beş > dım kadar uzaklaştıktan sonra £g6- ne durdu; ağlamaklı zannettiğim bo ğuk ve titrek bir sesle: — Belki de sen kabahatsizsin, de- di. Belki de iy! bir adamsm!.. Fakat arkadaşların hesabına (tahammül et!.. Anladın mı? Ben de, hiç olmaz sa hayatımda bir defa bir köpeği 18- nelediğimi düşünmekle müteselli 0- Bana, güya yüzüme yapışkan bir çamur atiyorlarmış gibi geldi. Acı- dan, hakaretten, açlığın verdiği 18- turaptan Ütriyordum. Bundan maa- da, onun, hayatımın çamurile zebir- lenmiş yüreğinin ıstırabımı v6 a6181- nı anlamış olmamdan ötürü de tit- riyordum. Genç kız yürüdü. Küçü silueti ge- cenin karanlığında kayboldu. Fakat uzaktan, koyu karanlığın içinde bir defa daha sesini duydum; — Şayet gebermezsen.. Onlara... O herzelelere bunu anlat. Etrafımda ölü bir sessizlik vard. Yalınz lokomotif, muztarip bir hay- vanın ağır nefesini andırır bir sesle hâlâ nefes almakta devam ediyordu. Uzaktaki ışıklar korkak korkak tit riyorlardı. Altımdaki toprak da, insanlar ta- rafından kirletlimiş, göğsünden be- ni fırlatıp atmak için uğraşırmış çi- bi sallanıyor, dönüyordu. hi Size düşen dö Şevrözü veriyo- Pakat bana yardım etmeniz lâ. N buzı maniler vardır. Bu hile ben tanımıyorum. Bazı # in vardır ki, onların listesini ba- meniz lâzımdır. Diyorum ya he. iy kapılmayın ve isyan etmeyin. “yin. Farzedelim ki, sizin ağkı- tan mevzuu bahis değildir. Siz, Uçak e ketleriniz ve halinizle bir hâlin bir casus olduğunuzu Yemek İstiyorsunuz. Ben ise &#ize May Miz man riştideyim ki, Ha katşı olan vazifenizi har yorumuz Şunu söyliyeyim ki, İki, SAla'mAzsanız. asıl O zaman ğ üyeye addedilirsiniz. o Şunu ge ümitsizlik ve tessürünün LİR bir sarttike sözünü kesti; Mimi gözlerle bakt- he bu adamım, isin isin İltita, Yediğini ve belici de aşkımın KA yalar Yurulup hemen ayle im anladı. Bir Mi yiye en Ço oram Bea Mmdiyg, KOMİ ağır ağır düştü. Biiy ve .... Ve o zaman Yay bi ; aleni #poletlerini, gövatyelik Yan, Bane hişanlarını sökü- » kiltetne de çıkararak KAHRAMAN KIZ | masanın üzerine koydu. Luvinyi, kendi kendini şövalyelik ten azlediyordu. Bunu bitirdikten sonra, karma ka. rişik bir hal alan ve tere bürtinmiiş o- lan başmı kaldırdı ve — Şimdi konuşabilirim! Dedi. Rişliyö de; sizi dinliyorum! demek istiyen bir beş işareti U yaptı. Bunun üzerine, Luvinyi güçlükle duyu labilir bir sesle şöyle dedi: — Sulkasteiler bu akşam toplan. âılar... » — Nerede? — Onun evinde?... — Çok güzel. Beni ne yapmak isti- yorlar? Luvinyi çok garip bir tavırla cevap verdi: — Sizi öldürmek istiyorlar, Rişliyö sarardı. Kama darbesiyle ölmek, onun hayatında her zaman cn büyük korkusu olmuştur.. Bunun için. dir ki sarardı ve etrafına dehşet dolu nazarlar atfetti. Bu bakış, kapmın Üzerindeki per. denin aralığına takıldı ve Rişliyö, bu aralıktan bakan ve dinliyen peder Jo- zefin başmı gördü! Bunun Üzerine ken disini topladı ve sakin bir sesle #or. du: — Bu işi ne zaman yapacaklar? — Yarın! Bu defa kardinal sendeledi. Dars- ğacma bunca insan göndermek cesare- tini gösteren bu adam, katil ve bilhas. sa katlinden son derece korkardı, Asa- bi bir ürperiş içinde kenidisin koltuğa attı. Luvinyi ona doğru bir adim içe. ri girerek Rişliyönün kolunu yakaladı ve kamçı tesiri yapan vahşi bir sesle göyle dedi — Katiller, ellerinde kamaları du- lunduğu halde, burada O Olsalardı lacağım.. -— il Çeviren: Sesi: boğuk çıkıyor ve zaman zn- Ferah Ferruh man kesiliyordu. KAHRAMAN KIZ ( 213 Bu söyliyen, kapı arkasındaki bir Raskasın, dudaklarına doğru uza nan şarap bardağı yolda kaldı, Saçları diken diken oldu, — Bu ne? diye mırıldandı. Yoksa mucizeler devresi avdet mi etti ? Ölüler konuşmağa mı başladı? Dışarıdaki acıklı ses inliyordu — Aş Raskas! Tanrı aşkı için dos vun rahip Korinyana kapıyı aç! Raskas koşarık kapıyı açtı ve Ta. hip içeriye girdi. Köpek onun ayakla» rına doğru atılarak ısırmağa çalıştı ve hayretinden donakalan Raskas bağır- dr: — Ta kendisi! Korinyan sordu: — Niçin ben olmuyacakmışın ? — Fakat sizin, Sen nelirinde veya mezara olmanız Jâzımdı! Rahip masaya iştihaâver bir nazar at/ederek cevap verdi: — Beni yemeğe davet öderseniz, #iz» hem mezarderı hem de Sen nehrin. den. nasl kurtulduğumtu anlatırım. Korinyan bunları söylerken, bir taraftan da iki tiç tekmeyle köpekten kurtuluyordu. Bu aralık, Raskas da kapıyı kapıyordu. Beşmi çevirdiği zaman, rahibin masa başına oturduğu. nu ve kenarda duran sucuğu keserek yemeğe başladığını gördü. Raskas 6. na hayretler içinde baktı ve sonra mi- rıldandı: — Doğrusu, hiç olmazsa ben de payıma dilşeni yiyeyim. Yoksa bu he- rif her şeyi yutup bitirecek. Bir dakika sonra iki casus karşı karşıya oturuyorlardı. £ İnanilm gey miydi bu? Korinyan Raskasın ziyafe- tine müthiş bir şekilde kızmıştı; Ras kas ise, Korinyanm dirilmesine kızı. yordu. Buna rağmen, bir defa daha buluştuklarmdan âdeta memnun görü nüyardu. Karmlarını doyurup, şarap gişesini | nazeledikleri zaman Raskıs şöyle dedi — Korinyan, erzakımı yutmak sü- retiyle beni âdeta iflâsa kadar sürük- lemenizi affediyorum. — Raskas, bana böyle sefil yemek ler yedirmenizi affediyorum. — Doğrusu rahip, bana o tavan arasmda oynadığınız oyundan Sonra, bu küstaklığınıza hayret etmemek el der gelmiyor. — Bu da ne? Size ne oyunu öyna. dım? Kendimi öldürtmedim, diye mi? Rahip Korinyanm böyle birtekde. fada kolay kolay ölmez, dostum. V6 Sizi iyice kızdırmak için şunu da söy- liyeyim ki, beni siz kurtardınız. Raskas hiç bozmadan cevap verdi: — Bunu gayet tabit olarak biliyo- Yum. Ne diye kızayım? ; Korinyan dirseklerini masaya da- yıyarak devam etti: — Evet, sırf sizin, sandalyelerle ve cübbemle yaptığmız hayalet saye- sinde kurtuldum. Haydutlar kapıyı kırmoa kısa bir teredâlitten sonra cüb bemin üzerine atıldılar. Ben de, bir yı. ğin eski mobilyenin arkasına saklana- rak bu garip mücadeleyi gülerek seyret tim, 'Tabil anlıyorsunuz, değil mi? Doğrusu çok kalm kafalısınız! Raskas hayretler içinde gözlerini açmıştı. Buna rağmen cevap vermek- ten geri kalmadı ve göyle dedi: — Kafam sizin hizmetinizde kalın. laşmış Olacak. Anlatfıklarmızı pek alâ anlıyorum ve İsterseniz vuku bu- lan hâdiseyi de size kendim izah ede- yim. Ben bu hayaleti yaptığım 7x man, bunun böyle olacağını zaten tah- min etmiştim. Bunu, sizi kurtarmak için yaptım Korinyan! — Bunda katiyen şüphem yoktu. Siz beni terkedip gidince, ben derhal mobilye yığınmın arkasma girdim. Ve bir dolabın içine saklandım. Tabii, bu dolaha girmek için, onlarm hayalet

Bu sayıdan diğer sayfalar: