İN0 (, çok giddetii zelsele de, tamamile düz. ve bir toprağın ortasın: Birkaç saatte mey- dana çıkan dağ dan, birkaç saat içinde, 550 metre yükseklikte bir dağ çık- mıştır. Bu dağ cenubi Amerika daki Jorullo dağıdır. X * * Bi sene tazlu ile beslenen adam ! q'r teyde olduğu gibi, y , işinde de, cidden müba- t &den birçok İnsanlar var- —ı şaşılacak derecede Nn bazıları da hayret edile kadar az yemek yorler, hClhemızıı küçük bir kö- L bir kadın vardır ki ga- qu;;ne, büyük bir şöhret K r. Filhakika, bu ka S iki senedenberi, sadece anlenmehedir. h —Ptir ki, bu kadın, 1926 h adtadığı bir kazadan son- & * gıdat rejime başlamış- .' Bün sokaktan geçerken, bir tuğla düşmüş ve Cağız baygın bir halde b Yuvarlanmıştır. şuhnen vuku bulmuş t la kadının kabul et- RBidat rejim arasında ne R_am wardır? Burası meç (:uı. maddi bir darbeden ı— İlit, bir sinir buhranın- KTi geldiği zannedilebilir. ih, bu kadınm Üze- sbu kadar ıstar etmeğe Yok, çünkü bu sahadaki lı%' bu hatuncağıza ait de- ğ*'ı adında bir Hindli bir &ç fam elli altı senedenberi N::&“ tuzlu süyla “bes- k, İ Buretile, bütün rekor- l Tmeştır. "San vücudüa ,__Ve radyo x:'n bir müddet evvel İ A asabi buhranlara — dü- » “otyalrı, bir genç kız t *ı: garip bir uykuya daldı O©nun, bu uyku esna- "—t:w bir lisanda ko- Nı t hayretle gördü. Ucuna çağrılan âlimler, tî.—ı mükemmel bir lâ- *ı;;hmmm kontıştuğunu ı,""H Kgesç kız, bu klâsik bilmek şöyle dursun :llum bile lâyıkile bil- PŞ s O, Slimler, bunun fevka- Hlepatik bir hâdise oldu- di ettiler. Diğer , bunun,, fikir «'ra- ileri geldiğini söyle- arasında, bu hususta ,:“*ır birliği mevcut de- M), » bazı bünyelerin tıpkı Bibi Mevceler alrp neş- ında bir ittifak KÇ ALLERE &, yümM mucldi N“'*h ıı:a:ah:.' ;ı;n:: Tadyomun — miktarı, $ santimetrlik bir acmini geçer, V e Canlı korkuluklar ! Kuşları korkutmak için, bos- tan ve bağlarda kullanrlas kor kulukları hepiniz görmüşğsünüz dür.. Gördüğünüz resim, bu cansız korkuluklardan biri de- ğil, cenubt Afrika yerlilerinin kullandıkları canlı korkuluk - tur. Bu gördüğünüz yüksek yere çıkan adam, kuş'ları çamur dan yapılmış küçük toplarla ürkütmektedir . Şapkamı, beşik mi ? Geri memleketlerde, küçük çocukları taşımak için, çok garip usuller kullanılmaktadır. Fakat bunların en garibi, hiç şüpbesiz, resimde gördüğünüz usuldür. Afrikanın garbinde yaşayan kabilelerden birisine mensup olan bu kadın, çocuğunu başı- na geçirdiği garip ve yumuşak bir nevi şapka içide taşımakta- Hikâye: Arslanlar arasında... — Bu akşam nasılkın, Bob? — İyiyim Vil, teşekkür ederim. — Ama garip bir tavırla söylü yorsun! Yoksa — bir derdin mi var? — Pek değil .. ama.. İşte. — Eh.. Pekâlâ.. Mademki ben den bir şeyler saklamak - isliyor- sun. Genç erkek gülümsiyerek, dar yalağın üzerinde — oturmuş olan arkadaşına baklı ve başını salla- dı: — Niki bu gece pek sinirliydi di Vil hayretle bağırdı: — Net.. Aslan sinirli diye mi bu kadar üzülüyorsun? Doğrusu seni fanıyamıyorum, dostum.. — Dinle ezizim.. Eğer sen de, benim gibi bu akşam aslanla be- raber kafese girmek mecburiye- tnde kalsaydın, böyle söylemez. din. Emin ol ki, bu akşam, hül kın önünde, Nikiyle gösteriş yap mak, beni bir hayli — beyecana düşürüyor! Bwvvelâ: Hayvan çok sinirli, bu fena bir alâmettir. Ka- fesi yanına hağlanmış olan elle- rin kokusunu — hissetmiş. Sonra da; Bu akşam ilk defa olarak, başını onun ağrına — yaklaştır. mağa karar - verdim.. Bunun |- çin.. anlıyorsun ya. — Bir hissikablelvuku mu? — Hayır.. Pek öyle değil ama, bir can sıkıntısı. Ben de kendi- mi sinirli hissediyorum. Netice Hlbarite ben kendi kendimi asla- nin âğrına teslim ediyorum!.. Farzet ki, Niki kendini kaybedip kocaman çenesini kapatmış.. Eh! Artık bizden hayır bekle. Derhal öbür dünyayı boylarız! Şimdi ver bakalım elbisemi! Neredeyse beni çağırırlar!.. Örkestrayı duyüyor müusun? Halkı ve bilhassa vahş! hayvanları bekletmemek lârım.. Boh büyük bir sükünetle, ken- disini kovboya benzeten elbiseleri Hiydi ve bir elinde kırbaç, diğer elinde de eldivenler olduğu hal- de, çıkmağa hazırlandı. Arkadaşı ona batırlattı: — Tabancamı unutuyorsun. — Doğru., Ver. — Dur bakayım tabanca - topuü- nn aAltmet gözüne, — hakikl bir kurşün koymak tedbirinde bulun dun mu.. — Lüzumu yok canım! — Hepsi kuru sıkı.. Patiryor ya, ona bak Vil: - Arma tedbirsiz adamsın hat Diye bağırdı ve sahte kurşunu gıkararak hakikisini koydu . San- ra da ilâve etli: — Böyle fantezilerin bir gün hayaltına nenl olabileceğini hiç dü şünmüyor mustım? Aslanlar sana — hücum — eder de, senin sıkacağın boş kurşunlar dan cekinmezlerse ne yaparsın? Hiç olmazsa, en ârılının kafasına sıkacağın hakiki bir kurşun, ka- festen çıkmana vakit kazandır- mış olur... Al bakalım tabancanı ve Tanrı yardımcın olsun. Bob tahancasımı beline takarak odadan cıktı. Tam bu sırada da, sirk direktö rünün sesi duyulda: Noktalarla işaret edilen yer- lerj koyu siyah bir kalemle dol. — Bob, sıra sirde. — Geliyorum. Bob, büyük ve kırmızı perde- nin altından geçerek sahneye çık tr. Alkışlar koptu. Yaşının küçük lüğüne rağmen — tam on sekiz yaşındaydı — Onu herkes tanı- yordu! Omun, aslanlar karşısında Kösterdiği büyük cesaret ve so- Ruk kanlılık son derece takdir e- diliyor, ara sira hafif bir - heye- can ifade eden sakin ve çocukça çehresi çok seviliyordu.. Bob, hademenin kendisine u- zatlığı kamçıyı aldı. ve hayvan- ların kendisini beklediği kafese girdi. Faaliyet derha! başladı. Brütüs, Atos ve Portos — adlInrındaki üç dişi nslanla iki aslan yavrutu. Bü tün temaşa müddetince, — büyük bir itant mösterdiler — ve Bobun her istediini yaptılar. Bu gösteriş bittikten sonra, bü- tün aslanlar yerlerine kuruldular ve etrafa büyük bir sessixlik çök- Yü: Büyük bir Arabistan — aslanı olan ve halk tarafından heyecan- ta beklenen Niki kafeşe girmişti. Bu, çok güzel, İri yarı ve tüyleri son derece parlak — azametli ve mağrur bir aslandı. Kafesin orta- sında durdu ve, kendistnin, deli- kanlıya nasıl itaat edeceğini gör- mek İçin gelen halkı, mağrur bir eda ile sürdü.. — Buraya gel.. Nikf.. Aslan, âdeti Benden ne isti- yorsun, bebek?,, demek — iİstiyor. Muş gibi, istihfaf dolu bir tavırla, başını Boba çevirdi.: — Gel.. Niki., Kırbaç şakladı.. Aslan Itaat et- tk. Son numaraya kadar her şey yolunda gitti. Kafesli sahnenin or lasındaki yüksek bir yere uzan- madan evel, Niki biran inat eder &ibi oldu. Bob, gözlerini hayvamın gözleri içine dikmiş, onu — jtaate mecbur elti.. Sonra, emin bir ta- vırla, elini hayvanın çenesine doğru uzalarak dişlerini meydana çıkardı. Hayvanın korkunç dişleri, se- yirciler arasında dehşet mırıltıla- rı tevlit etti. Bob bağırdı. — Aç Niki.. Ağnımı aç.. Aslan, ağzımı iyice açtı. Bob elğerlerini bol havayla doldurdu ve kafasını hayvanın korkunç ağ- zına döğrü uzattı. Bir - eliyle ta- bancasını, diğer eliyle de hayva- nin sıcak bürnünü — tüutuyordu.. Ve birdenbire, tam kafasını, hay- vanın korkunç ağzı içine sokaca- h sırada, hayvanın, burun delik- lerinin şiddetle açılıp kapandığı- m, sıcak bir nefesin — kendisini hdeta yaktığını hissetti. Ayni za- manda bir yıldırım süratile eğildi ve, aslan Üzerinden atlıyarak ka- Yesin öbür ucuna kadar — vardı. Bob. Korkunç dişlerin, kafasın- dan İki parmak ötede kapahdığı- mı hissetmişti. Derhat döndü ve kudurmus bir hale gelen Nikinin karşısında di. kildi, Ttnat etmesi tcin bağırdı ve kırbacını şaklatarak, — büyük bir çeşaretle hayvanın üzerine yürü- dü. Fakat aslan, köşeden korkunç durursanız, ]ıpon!;r;n nasıl harp yapmak istediklerini göz- lerinizle görürsünüz, kükreyişlerle cevap veriyor, tek- mağa hazırlanıyordu. Bob ' iki el ateş etti. — Bunlar, sahte kurşunlardı!.. Nikl son bir defa daha kükredi ve delikanlı- nn üzerinden atladı.. Bob, ancak eğilecek vakit bulmuştu. Bunun üzerine, kafesten çıkmayı düşün- dü. Fakat, hayvanın, son sıçrayı- şında, tam kapının — önünde yer aldığını hayret ve dehşetle gördü. Adeta hapsedilmişti. Çünkü, ha- demelerin, Nikiyle başa çıkamı- yataklarına emindi.. Üç el daha steş etti ve şöyle düşündü: — Tam beş kurşun ediyor. A- tıncısı, yani sonuncasu bakiki kur şundar. Aslan, ağır ağır, ona yaklaşıyor, taartüza Mmüsait ünı bekliyordu.. Halk, heyecan içinde — soluyarak bu korkunç facfayı dehşet içinde seyrediyordu. Yardımcılar artık hiçbir şey yapamıyacaklarım ve hariçten bir müdahalenin de hay vanı daha fazla kızdıracağını dü- Şünerek, aslarnla delikanlının bü- tün bareketlerini seyretmekle ik- tifa ediyorlardı.. Aslan çok kuvetli, delikanlıysa ona nisbeten çok zayıllı. Fakat aslan düşünmüyordu, buna muka bil delikunlı, düşmanı karşısında büyük bir tedbir ve dnşiil!rrylı hareket ediyordu. — Birdenbire, Niki fazla istienl göstererek, ka- pıdan birarz ayrıldığı sırada, Bob bir işaret yaptı ve kapı sürmesi- nin çekildiğini duydu. Vil oraday di ve kapıyı, açmağa harır bir vaziyette tutuğordu..O zaman Bob büyük bir soğuk kanlılıkla, hay- vanın arka bacağına nişan ala- rak ateş etti. Bir tek — düşüncesi vardı: Hayvanın sıçramasına ma- ni olmak.. Bunda muvaffak oldu. Aslan can acısıyla — korkunç bir kükreme kopardı ve damarı ke- silmiş olduğu için, gıçrayamıya- rak, yerinde tepindi., Bob, bir yıl dırım süratile, kafesten fırladı ve onu takip etmek istiyen Niki de, karşısında, kırbaç ve mizraklarla mücehhez on kişi buldu. Hademe- ler, parmaklıklar — arasından u- zatlıkları mızraklarla, aslanı, ken disini hususl demir vagonuna gö türecek dar koridora — girmeğe mecbur ettiler. Dışarıda, Bob, cehresi — sarar- maş fahat gayet sakin bir vaziyet te, güfüğnsiyerek, kendisini çılgın ça alkışlayan halkı selâmliyordu. Sirk direktörü de, gülümsiye- rek facinyı, bir zafere çevirmek için şöyle bağırıyordu: — Bayanlar, baylar, tamamile yeni bir sohneyi seyrettiniz: As- lan Nikinin genç mürebbii Boba bücumu.. İki artistin, tabil oyna- maları size heyecanlı anlar yaşat tı. Bu da, dostumuz Bobun hayva nı en gürel terbiye etliğini göste- rir, Kendisini, sizin buzurunurzda bir defa daha tebrik etmeği bir borç bilirim. Halk dağılırken, bir kadım, ya- mındaki erkeğe heyecan — ve sila- yişle anlatıyordu: — Aman ne güzeldi.. Bu numa- ra hakikalen, bir — sürprizdi ve başka hiç bir sirkte, böyle heye- eanh sürprizler göremezsiniz. Bu sözleri duyan Bob, — başını salladı ve gülümsiyerek, — şöyle mırıldandı: — Filhakika öyle.. Bu numara programa dahil değildi.. Cidden güzel bir sürpriz!.. Faket me çek- tiğimi bir de bana sorsalar!.. Soğukkanlı in- sanlar nasıl seçiliyor? 'Tren hatlarında çalışan ma- kasçıların, son derete soğuk kanlı olmaları lâzımdır. Hele birçok hatları idare eden ma- kasçılarnm bu meziyete sahip olmaları elzemdir. Avustürya şimendifer idarc- si; Çabuk sinirlenen insanların bu işi yapamayacaklarını en iyi idrak etmiş idarelerden biri dir. Bunun için, makasçılığa talip olanlar çok ciddi ve aynt nisbette orijinal bir imtihana tabi tutulmaktadırla:. Makasçı namzedi, 25 çek- mecesi bulunan bir dolabın önü ne getirilmekte ve eline bir anahtar — verilmektedir. Bu anahtar bir tek çekmeceyi aç- maktadır. Fakat hangisini?.. İş te bunu bulmak lâzımdir. Bir müddet uğraştıktan son- ra, namzet, bu çekmeceyi aça- rak, içinde, ikini anahtarr bul maktadır « Tabii, bu defa, bu ikinci anahtarım hangi çekmeceyi aç- tığını aramağa çalışmaktadır. Ve böylece, yirmi beş çeke mecenin hepsi sırayla açılmake tadır, Siz de takdi redersiniz ki, bu işi başarmak için cidden soğuk kanlı olmak lâzımdır. BULMACA Bu gşekli dört müsavi parçaya tayırınız, Bu bilmecemizi halleden lerden birinciye bir para cüzdanı, ikinciye bir pergel takımı, üçün« cüye büyük bir resim albümü ve ayrıca 200 — okuyucumuza da muhtelif hediyeler verilecektir. ÇOCUK SAYFAS Bilmece küuponu 25 BİRİNCİKANUN