Bi l Tmek, film çevirmek arzu edilm Nn Nlesini prova ederken gösteriyor. l.ıh.'k Geybi' ile Karol — Lombar lşler... em do gizlice., Kim- haberi olmadan... Bu gizli iz- Acın bir tek şahidi var: Norma Şe I_;_Ekır doğruysa, Allah bahtiyar Km' bugün burada Klarkın bir ya- y,:l İktibas ediyoruz. Yıldız, yazı- Na başlık olarak “sanatimi seve- | 'N'ı:' seçmiş.. Evlendikten sonra da Mk sanatini Lombara tercih ede- .'ı ? Çok zayıf bir ihtimal.. Mlark Geyblin yazısı işte: ikrimce, bayatı en ziyade tet- değer adamlar tebessüm eden- İr. Yüzünde tebessüm eksilmiyen !:”" çalışmayı severler, &K Mi bunların arasına sokabilir- ,, Daha ileri giderek şöyle demi- ıl_’ülın: Çalışmayı o kadar — seve- ı—:l bunu şunun veya bunun daha İepeit, daha rahat ve daha kârlı bir “ıığ"" ile değişmeğe asla razı ol- "lhumal. bu sözümü okuyunca ha- bsip, Eülüyor, kendi kendinize: “El- 4 b » diyorsunuz, elinden başka bir e Mez ki.... k't İa! Ben, aktör olmazdan evvel GçOk işlere girdim, çıktım, İyisini, İylt'nı anlayacak kadar tecrübe sa "ldüm Ö Trol işlerinde çalıştım. Paçavra <ı.':“îh|ılığl yaptım, — makinist ol- e. Daha birçok şeyler.. — Fakat, “Üsu bütün bunlar hoşuma git- iâı Bunlar benim işim değlidi. Fa- , a ederim, sakın hataya düş- Mi tiz; Birçok meslek değiştirişi- lıııığ-ebıbı kabiliyetsizliğim,becerik İyy ' değildir. Petrol işlerinden “b,,“' BDara kazandım, Paçavra tica- Ü 'den de zararlı değli, kârlı çık- ıî:f*n, bulunduğu — mekleklere bir D, Hnamamış bir adamım. İyçiTünuz! Sonunu — anlatmazdan İit bir dakika fasıla verelim de İş ada sulzanda — bulunmayası- k:?Ş_AıA biliyorum ki içinizde kul | Acalp! bu meslekten — nedoen Myglmadı? Ben onun yerinde ol- İm başka bir şey istemezdim..., ba, ©" bulunur. İNAMLAL Pekâla.. 'ü. ; #vinizden çıktığınızda etrafı- .qnl'!hm halkın — çevirmesinden İğşllzü ve başınızı paçavraya dön- Bi #tinden hoşlanır mısinız? d 'tı_h'h::ııhn hücumuna maruz — kal- P;.ın * günde yüzlerce fotoğraf im- Oypyaktan, mektup — yazmaktan h ı,nn'l' MiıRımız?, ,""?l bir gı ertesi günü oyha- İhiz rolü ezbere öğrenmeğe ça- (;ııd Sever misiniz.. Nth 8 ön kere kapınızı çalan, hü- Müm Vatımza nüfüz etmek istiyen, * Yince de hayalinden — binbir I=ı bştt :'—’)'Iı'r uydurup yazan gazete- ""'6!' mialniz?. Hülleri daha uzatabilirim. Fa a “La,_'::_"'r yok. Siz bunları pekâlâ apılız. ?' ı“"' bunlar sanatin ufak tefok J n'ı"d". diyorsunuz. Ve — be- Malaş, DİM parayı alabilmek İçin Tİyaş'a katlanabileceğinizi zanne- | Pan nuz. (Nelszon Eddy)nin yerinde olmayı kim Iıu—meı?[ birinden güzel ve hafif ipek pijamalar içinde birer Ç *Dağe benziyen bir düzüne genç kız arasında şarkı Yukarıdaki resim Eddyyi son filminin danslı bir iyecek şey mi?.. çi bunlar bir şey değildir. Ama mü- temadiyen tekerrür etmesi de İnsan- da hiçbir rahat ve huzur bırakmıyor. Anladınız mı, hiçbir rahat!.. Her sa- bah uykudan kalktım mı, bütün gün içinde beş dakikâa rahat edebilecek bir vakit bulabilmek için bin türlü çareler, hlileler düşünmek mecburi- yetindeyim. Fakat, her defasında da bulduğum çarelerin bir faydası oldu. ğunu görürüm. Buna rağmen sanatimi, sanatimin meftunuyum, dalâr ıda var. Bu sayede, yüzlerce — adam tanı- dım, yüzlerce büyük şahsiyetle mü- nasebet peyda ettim. Bu sayede İstediğim gibi balık tut mağa avlanmaya muvaffak oldum. Bu sâyede seyyahatlere — çıktım İstediğim yerlerde gezdim veo — göezl- yorum, Nihayet, esası sanatte beni en çok de şuduür: Aktörlük... İhtimal yüksek bir aktör — değil. Çünkü size, banden daha muktedir ve değerli birçok aktörlerin isimle- Fini zikredebilirim, fakat, sanatinin gallelerini, kasnvetleri sırtına yük- lenmesin!'bilen ve bundan zevk alan bir aktör!... Daha ne söyliyeyim?.. Sanatimi severim vesselâm.. X- Greta Garbo hc « — Garbo, bü- hust hayatına karışılmasına son derece kızar. Holivud — gazetelerinin ği Maestro Stokovski ile — evlenece dair verdiği havadis Üzerine çok — hid- detlenmiş ve kimseye haber vermeden harteket etmiştir. f Garbo, yalnız seyahat ediyor. Noe- el yortularını geçirmek Özere memle- ket'ne, İsveçe gidiyor. Holivuttan ay- rilişini en samimi dostları bile sonradan Sğrenmişlerdir. severim, Sonra fay- unutmıyalım; bun eğlendiren şay Kddy; Holivudun en maheunp, en ualu bir yıldızı. dir, Annesile yaşar, sakin bir hayat geçirir. Şimdiye kadar hiçbir kadınla bir münasebeti olduğu işitilme- miştir. Her zaman şu süözleri söyler: “Şimdilik bütün düşüncem sanatimdir!,. Klark Geybl dün paçavra üteahhidi idi; bugün yıldız... "yYyüzünden tebessüm eksilmiyen İnsanlar çalışmayı Severler,, diyor Bolki... Fakat, iyi düşününüz. Gor- | 'Yeni bir Almanyıldızı Alman Bİneması kadın - yıldızlar bakımnından pek fakirdir. Bu sebeb- le bütün kumpanyalar yıldız. ara- makta, yıldız yetiştirmeğe çalışmak tadır. Bin müşkülattan sonra niha- yet güzel bir artiat bulmuşlar: Jutaa Freybe. Yüzü cidden karakteristik olan bu genç artistin ikinci bir — Brigitte Helm olacağını ümit ediyorlar. X Sesil B. dö Mil — Sözünde, hare- kâtında dürüstlüğü ile meşbhurdur. Her şeyi, söylediği saatte bitirmek âdetidir. Tıpkı bir kronometre saati gibi... Yeni çevrimekte olduğu bir filmi, — tahmin bitirmiş, biliyor musunuz? Yalnız bir dakika.... Alhazar sineması bu hafta “Holk düşmanınım barısı,, tsmiyle çok Reyecanlı bir gangster filmi göstermeye başlamıştır Resim bu filmden bir sahnedir. ne di Nurullah Ataç yor ? Himayede mümkün olduğu kadar müsamahakâr davranılmalıdır Devletten maaş alacak muharrir, yazı yazmadığı zaman bu paranın kesileceğini bilmeli Nurullah Ataç, yabancı dili iyi bil. menin öldürülmemesi icap ettiğine ka ni olduğu sadelik ve yerlilikle, o mele kesinin tesirile, tütün kutusunu aç- mış, cıgara #arıyor. “Alman,, demi- | yor, “Alamah,, diyor. Öyle yazıyor. Telâffuzu yazısı, ve yazısı telâffuza gibi. Güzel bir ayniyet. Nurullah Ataç, “Yazınız!,, diyor. Ben şaşırıyorum, O, anketi dikte ede rek yazdırmağa alışmış. Hayretim | karşıisında o da dnraladı: Yani, isterseniz bon söyliye- yim, siz not alın, sonrâ yazarsmmız,, dedi. Onun alışkanlıklarını bozmak is- temiyeceğim şüphesiz. Binaecnaleyh, tıpkı mektepte İmlâ Yyazdırır gibi, dura düşüne, yalnız noktalama hak- kını bana terketmiş olarak — söylü. yor. Bu tabiri bir türlü anlıyamıyorum ! — “Sanatta teknik,, gibl “sanatın devletleştirilmesi,, tabirini de bir türlü anlayamıyorum. Zamanrmızda faşizm ve komünizm cereyanları bu devletleşmek ve devletleştirilmek tabirini pek çok kullandıkları İçin sa nat âlemi bunu kendisine de tatbika kalktı. Devletleştirmek herhangi bir sanayi şuboesinin devlet tarafından; yöni hususf sermayelerin tesirinden kurtarılarak işletilmesi değil midir? Bunun edebiyatla, musikile ne alâ- kası olabilir? Anlayamadım. Bunun için sanatın — devletleştirilmesine taraftar mıyrm, değli miyim bilmi. yorum. Çünkü suali anlamıyorum. — Güzel sanatların devletleşmesi, sanatkârın ve binnetlce sanat eseri- nin himayesi şeklinde anlaşılıyor. Yalnız bütün mesele bu himayenin hasbi mi yoksa mukabilinde devle- tin bazı istekleri ileri sürülmek su- retile nef'i mi olması lâzım geldiğin. dedir.. * b — Faşittler ve Markslstler devlet. leştirmeden bahsettikleri zaman hbiç bir suretle küçük sanayi erbabını kastetmiyorlar. Alınanyada da, Rus- yada da marangozculuğun ve tene- kociliğin devletleştirilmesi diyo (ev- velâ bir cereyan diyor, sonra, hayır hayır, silin onu diyorek düzeltiyor) bir arzu yok. Bizde kitap neşriyatı henüz küçük sanayi devresini aşma- mıştır. Bunun için bizde kitap bası. şının da devletleştirilmesi — lâzım olüp olmadığı bence münakaşa edi. lemez. Kalryor himaye meselesi. Himayeye taraftarrm, hatta onun Zaruri olduğuna kanlim, Şalrlik, ro- mancılık, hatta münekkitlik bir mes lek olmadan, yani müntesiplerini ge. çindirmeden ilerliyemez, Bizde mu- harrir, yaşayabilmek için muharrir. NZinden başka bir İş görmeğe moec. bur oluyor. — Ve ekseriyada munllimlik edi. yor. — Evet; fakat geçinmek için gör. düğü işten muharrirliğine pek az vakit kalıyor; veyahut ki o İşini gö. remiyor. ettiği saatten ne kadar zaman sonra (Bir akademi tesis edilehilir Bizde büyük bir kari kütlesi olma- dığı için muharririn yazıslle geçine. bilmesini fatiyemeyiz; fakat devlet onu bir muharrir olduğu için besli. yebilir. Ne bileyim, azası kalabalık bir akademi tesis eder; veyahut Av- rupada eskiden olduğu gibi bir pen- slon verir. Ve daha bizim hatırımıza gelmiyon şekilleri bulur. Fakat lâ. fım olan, muharrire geçinmesi için zarurf paranın bir muharrir olması haysiyetile verildiğini göstermektir. Yoksa ona herhangi işsiz bir vazife verilirse çalısmaması kabildir. Bizde bunun birçok misalleri görülmüştür. — Bir iki misal veremez misiniz? — Hayır.. — Vaktile devletin bazı ressamla- vı 60 lira aylıkla çalıştıracağı mev. zubahisti. Bu, söylendiği şekilde bir menfi netice verebilir mi? — Benim kasettiğim, kendilerine şirket azalıkları verilenlerdir. Bu adamlar artık çalışmıyorlar.. Keyif. leri istediği zaman yazıyorlar, Hal. buki devletten muharrir diye maaş anlan, yazı yazmadığı zaman bu para. nn kesileceğin! bilmaltdir. Bu şekll. deki himayeye taraftarım ve yuka- rıda sgsöylediğim gibi bunu zarurt gö. rüyorum, Devletin mevzu ver!p ona göre yaz dırmasına gelince, bu, ayrı mesele. dir. Bence devlet, muharriri müm. kün olduğu kadar serbest bırakmalt. dır. Bittabi hükümet kendi dayandı« Rı esasların aksinl neşre çalrşan mu- harriri bimaye edemez; fakat o esat ların haricinde serbest bırakabilir. Size başka bir şey sorayım: Hü« kümat, muharrirleri himaye etmedi!. ğl takdIirde de yine bir sansüre tabi tutmuyor mu?. Bugün gözümün önünde iki misal var: Rusyada kitabı devlet bastırryor ve yarıyor. Bittabi — muharrirleri herhangl bir şey yazmakta serbest bırakmıyor. Almanya 'da ise muhar. rir Rosyadaki kadar himaye edilmi. yor. Kitabr bir takım hususf müez. seseler bastyor; fakat Almanyada Rusyadakinden daha ziyade serbest? var mı7, Demin de yalnız. muvaffak olan muharrirlerin himayesi gibi bir şey söylemek İstediniz. (Filhakika öyle bir şey sormak ist*miş fakat ancak sualimin yarısını soracak vakit bu4 Inbilmiştim) .. Elbette ki osas, kıymeti olan mu. harrirleri himaye etmektir.. Öylea ama, bu, katiyetle atnlaşılır işlerden değildir ki!. Onun için ben, muvaf. fakiyet şartı konmadan muharrirle- rian, sanatkârların himaye edilmesi. no taraftarım. Himaye gören, yanl yukarıda söylediğim gibi bir penslon alan iki yüz muharrir arasında böy- Je beş tanesi iyice eser verebilirse büyük bir kazançtır. Bunun için hi. maye meselelerinde mümkün olduğu kadar müsamahakâr vo geniş davra. nılmasına taraftarım. Başka bir so- racağınız var mı? Hakkı telif mukavelesine iştirak etmeliyiz ? — Var tabil.. Hakkı telifin tanm. masr, acabâ bu Hiyakatl ortaya çıkar. mayacak mı?.. — Bern mukavelenamesine iştirak etmemizi ben de isterim, Biz Avru. palt muharrirlere hiçbir telif hakkı vermediğimiz için, istediğimiz za- man onların en bayağı hikâyelerini, romanlarını tercüme ediveriyorut.. Bu, bilhassa gazetolerde yerli hikâ. yeler, romanlar çıkmasına w ani olu. yor. Yan! muharrire bir kazunç ka- piıst kapatılıyor. Bern mukavelesini Imza edersek — tercümelerimizin de iyileşeceğini zannediyorum. Çünkü biz Avrupalı muharrirlere para ve. remeyiz., Bunun için artık - frenkçe yazacaksınız . Domalne publlc'e düşa müş,yani muharrirleri ölmeli hiç ol. mazsa.. Binaenaleyh, elli yrl geçmiş kitapları tercümeye mecbur olaca- ğız. Bunun bangilerinin kıymetli ol« dukları aşağı yukarı taayyün etmiş- tir. Ve mütereim çalıştığı eserin iyi bir şey olduğuna emin olarak çalışa. caktır. Maamafih bu, yeni muharrirler. den hiçbirinin tercüme edilemeyece- &l demek değildir. Bir kısmı bilhase ga paradan ziyade şeref arayanlar, kehdilerine hiçbir Ücret verilmeden eserlerinin tercümesine İzin verecek- lerdir. Intihalciler — Hakkı telif, binnetlce, muhar. rirler arasında bir tasfiyo doğuraca- ğına göre bu, alelitlâk muharrirle. rin himayesine dalr noktai nazarı. nızı nakzeder gibi görünmiyor mu? Bence, sizin tasfiye dediğiniz şey bilhassa intihalcilere manl ol. maktır. O tasfiye elbetto olur, Fakat bunu koöntrol bayli zordur. Adamca- ğızın biri, kimsenin okumadığı her hangi Almanca, İtalyanca birer ro- man adapte ederse onun bir İntihal eseri olduğnu nasıl moydana çıka. racağız?. Belki bunun için de « hayır, satır başı yapmayınız « bir usul vardır ama benlm hatırıma gelmiyor. Fa. kat ne de olsa Bern mukavelesini imza ettikten sonra bu cins İntihal. cilerin içine bir korku gelir. Kitap. çılar, gazeteler kendilerine verilen eserleri blraz daha dikkatli tetkike mecbur olurlar. Çünkü onun başka bir dilden aşırıldığı anlaşılınca asıl metnin muharririne bir tazminat vermeğe mecbur olacaklardır. Nurullah Ataça teşekkür ettim, Tütün paketini.cebine koydu ve Ni- zamettin Nazifin odasına gitti. 8. Z. Güven/