İspanyadan Brüksele - ve Brükselden İspanyaya ... Yazan : Şekip Gündüz RÜKSEL Konferansımda bugün ikinci devre başlıyor. Bu de renin birinci devreden çok daha süreceği, hattâ bir Iki gün içinde bite- ceği söylenmektedir. Söylenilenlere inanmak lâzım. Brük gel könferansı esasen biteceği kadar bitmiştir; bütün manasını kaybetmiş- tir ve bu konferanstan Pasifik davası | üzerinde müessir olabilecek bir karar | alınabileceğine İnanan kalmamıştır. Dünya sıyasası yarın büyük bestekâr Chopin'in ruhunu yine şadetmeyo ha- zırlanmaktadır : Büyük bir dünya gallesinin önüne geçmek ve dört yüz milyon Çinliyi istilk — katliamlarından — kurtarmak vaadiyle toplanmış olan bu konfe- ranstan bahsederken kulaklarımız İş- te yine üstadın meşhur matem hava- sını duyar gibi oluyor. Oh! mutlaka Brüksel konferanğımımn dâ sonu gel- miştir. Üç gün evvel, Fransa Gış işler ba- Kanı Yvon Delbos& parlâmentoda yapı- lan gon istizahlar eanasında halk cep- hesi hükümetinin dış Eryasasını etraf- Hıca izah eden nutkunu u cümlelerle bitirmişti: “— Fransanın gözününde tuttuğu şey cihan ıullşüdür. Vargova, Bükreş ve Prag'a doğru seyahate çıkmıya ha- zırlandığım bu günlerde hedeflerim şunlardır: 1 — Bizi doğrudan doğruya alâka- dar eden dostlukları bir kat daha kuvvetlendirmek. 2 — Tecavlizlere mün! olmak, 3 — Her türlü şiddet temayüllerini tel'in etmekle beraber bazı faydalr an laşmalara imkân vermek. 4 — Milletlere zakâlarınm ve işle. rinin Meyvasinı sulh içinde tattiracak bir istikbâ! hazırlıyabilmek. ” Bu hedefler, Fransa hükümetinin de hedefleridir.,, ğ — — w Güzel sözler! Fakat çok duyulmuş oldukları için insanda samimi bir he- yecan uyandıramıyan sözler. Bu sözleri bir tecavüzün Çin istilâ. Bına giriştiği ve uzak şarkm eşsiz bir katliğma sahne olduğu gu günlerda 1. gitinek doğrusu hiç de sadra şifa ver. miyor. Bununla heraber, dünyanm bugün. elim şartlar içinde hakikate inkı- l4p etmiyeceklerini bildikleri halde in- sonlurmm tatlı söz dinlemek - tiryakili- &ihe tutulmuş olduklarını da unutma- mak lüzımdır. Tatir söz İnsanlık İçin cıgara gibi, kahve gibi, aperitif gibi bir ihtiyaç olmuştur. Bazı memleket- lerde de yem borusu tatlı sözün yeri- ni tütüuyor, Horkes cigara içmez yu... Bazı insan da nargile tiryakisi olur. 'Top, tüfenk bomba ve pervane gürül. tüleri arasında tehditkâr tutuklarm, soğuk siyasi notaların ve her kelime- Si tartıla tartıla yazılmış resmi tebliğ- lerin devamlı tedhişi altında bunalan dünya, yalan da olsa tatlı sözü dinli- yor, tatlr söze kulak veriyor. Veya en bunalmış gününde bir yem borusu ile tekrar yaşama cehdine kavuşuyor. Al. danmak, aldanarak bir gün daha ge- | Çirmek birçok memleketlerde yatan- daşların yeni zevki, yeni - itiyadı ve “tatlr illeti” oldu. Bu da olmasa nasıl yaşar Fransız? Hangi ümitle her sabah uyanır Al- man? kü “Yvon Delbos” un — sözlerine inan- mak Tüzimgelirse büyük demokrasi devletlerinin son on altı ay içinde cl- han sulhüne büyük hizmetler gördük- Terine de inanmak icab ediyor, Parlâ- mentodaki son nutkunda Fransa diş sakanı aynen gu cümleleri de söyle- mıalr: «.——.. Ademi müdahale sıyasası cihan sulhünü on altt ay koruyabilmiştir. Bu s'r'y"uayı devam ederken milli menfaatlerimizi bir an gözden kaybet- medik ve masum insanların canlarını ler düurmuş, yüz üstü kalmıştır. Sinir- lerin ve asşların bu gergin halin- de İspanya işlerine doğrudan doğruya müdahale edilmiş olsaydı - nasıl bir netice ile karşılaşılmış olacağı kolay- lıkla anlaşılabilir. Şimdi İspanya me- selesinin bir nihayete ulaşmasıma in- tizaren... ilâh.,, Acaba Fransa dış bakanı İspanya meselesinin nasıl bir nihayete ulaşma- sına intizar etmektedir? Nutkunda bunu ihsas edecek tek cümle yoktur. Fransa halk cephesi hükümetinin İspanyada harbin taliini değistirecek herhangi bir hırekıtıj girişmiyeceği sanılabilir mi? — Delbosi | İspanyaya gönderilecek komisyonla*| rın kontrolu altında gönüllüler mese-' lesinin kolaylıkla halledilebileceği ka- naatini ileri sürmektedir. Demokrat Fransayla demokrat İngilterenin , bü. meselede aldanmıyacaklarını tahmin etmek de hiç şüphesiz Avrupa efkârı umumiyesinİn saadetli hulyalarından biri olsa gerek. fi Bununla beraber ademi müdahale sıyasasına bü derece sarılmanın $ir- Jarından biri de Fransada İç aıyasa şartlarımın her gün endişeli tezahürler göstermekte — olmasıdır. — denilebilir. Sağ cenah müfritlerinin ancak bir A- merikan genaryocusunun muhayyile - sinde yer bulabilecek birtakım tertip- lerle büyük bir hükümet darbesi ha» zırladıkları günlerde Fransada bir.hü- kümet İspanyada hir kuvvetli müda- hale «iyaseti takip edebilir mi? Edememesi tabildir. *“Fransada balk cephesi hükümeti ademi müdahale sryasasma bu hükü- met darbesi hazırlıklarının keşfinden tok evvel karar vermişti,, denilecek o- lursa buna verilecek cevab gu olabilir: “Komplo bugün keşfedilmiştir ama bunun hazırlandığı daha o6 meşhur 6 Şubat gününden belliydi. Hem sağ ce- nah tarafından yapılmış olan taklibi hükümet hazırlığının ancak keşfedilen lerden ibaret olduğu nasıl aöyle - nebilir?,, Fransada düne kadar amele sınıfı- nın sıyasa partileri, birtakım içtima! ve Iktısadi haklar peşinde koşup tah- rikât yapıyorlardı. Bugün bu tahrikât sağ cenah partileri tarafmdan köylü arasında yapılmaktadır. Birçok yer - lerde köylü amele sınıfına kargı tam bir düşman haline sokulmuştur. Tıpkı büyük Fransız ihtilâli günlerinde ol- duğu gibi sağ cenah köylerde kendisi- ne her fedakârlığa amade — “Vendöe” ler hazırlamışa benziyor. Fransız par- Tamentosunun son celselerinden birin- de Morbihan saylayı “Cadic” in şu söz leri her halde, halk cephesi hükümeti- Kin köylüler ile olan münasebetine Ppek emniyet edilir bir çoeni vermemek tedir: “— Amelelerin yüksek ücretler ala- Tak haftada yalnız 40 saat çalışmaları nı temin etmek için rençberlerin haf- tada 100 saat çalramalarına nasıl ta- hammül edilebilir? Bu adaletsizlik bir cümhuriyet hükümetine yakışır mı? demi müdahale sıyasası tam bir insa. ni müdâhalede bulunmamıza müni o- lamadı. Bu siyasaya devam — etmemi- zin ne derece doğru olduğunu hâdise- ler göstermiştir. İspanya ihtilâli baş- ladığı gündenberi Avrupada bütün iş- Bvet, lüks hastaneler yapılryor, fakat | bu hastanelerden hangi köylü istifade edebiliyor? Çamurlu yollarda dolaşan Ve pis tavan aralarında yatan köylü Çocukları hastalıktan — kırılmaktadır. Hükümetir. en bellibaşlı işi toprağı ve | nileyi korumak olmalıdır. Zira mem- lekete lâzım olan maddeleri ve mem- leketi korumağa muktodir - olan as: kerleri hep toprak yani köy vermek- tedir. Fransayı İspanya isine müda. hale ettirmiyen kuvvet köylüdür. Zira köylü, müdahale taraftarı olan amele. ler Paris fabrikalarında rahat rahat Wörumak mevzubahs olduğu zaman a- | Obüs hâzırlarlarken kendisi bir başka ları dün toplu bir halde belediyeye gi - derek Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağı görmek istemişlerdir. — Vali Doğru Değü mi ? Odun, kömür ihtikârı Her sene bu aylarda bir ihtikâr gösterir. Bu odun kömür ihtikd- rıdır. Geçen çarşamba günkü sayı- mızın birinci sayfasında bu movzua datr çerçeveli;bir. yanı vardı.” Yinc ir gün - #onaaki - güşelelerin » Güze igörünür. yerlerinde refiklerimiz bu mevaue femas- ettiler, Bu, ükerinde - durulmıyacak — bir mesele değildi, Yasılan satırlar - üserinden - bir İhaftaya yakın bir- zaman geçtiği hâlâ belediyode bir hareket görülmüyor. Kömürcülerle oduncu- lar boş buldukları meydanda atları- nt #stedikleri gibi oynatıp durmak- hareketsizliği karşısında haklı olarak endişe du- yanlar ve (Adana belediyesi kadar da olamıyor mu?) diyenler — vardır. Adana belediyesi vaktiyle belediye- misin Yaptığı işteh 'pek farklı | bir 9ev Yapmamaktadır. Tedarik ettiği odunla kömürü halka müaliyet fiatı- na saftmaktadır. Bu movzu — dzerinde alükasızlık göstermek muhtekirlerin ekmeğine yağ sürdürüyor, " Istanbul belediyesi bir an cüvei harekete geçmelidir. HABER menfaat için bir başkâ toprakta öl- mek istemediğini ihsas etmiştir.., İspanya işine- müdahale- meselesi hiç şüphesiz bu saylavın söylediği tarzda hulâsa edilemez. İspanya işi basit bir köylü meselesi olmaktan çok daha başka manaları olan bir hâ- diseydi ve bir hâdisedir. Fakat saylav Cadic'in bu sözleri, Fransanin hiçin a- demi müdahale taraftarı olduğunu, hiç şüphesiz Yvon Delbos'dan çok daha manalı bir tarada izah etmiş bulun- maktadır. Fransa halk cephesi hükümeti İs- panya işine müdahale edememiştir. Zi- Tra: 1 — Dünya tulhünün bozulmasın- dan hakikaten körkmüş ve çekinmiş- kir. 2 — Bizzat ve binnefis Fransiz köy- lüsünden ve bu köylüyü -tahrik eden Fağ cenah ve sağ cenah müfritlerinin :—'_ompluundan korkmuş ve çekinmiş- ir, Şekip GÜNDÜZ x Tecek olan ben şimdi ocağıma ateş bula mayorum! Negüs — Hey gidi günler hey! Bir Bamanlar Avrupayn a: kaldı at — Fransız karikat Taksi otomobillerine | » İzin verilmelidir 10 kuruşa müşteri taşımak için / Bu suretle şoförler sıkıntıdan kurlulacak, tramvay ve otobüslerdeki kalabalığın önüne geçilmiş olacaktır : Soförler Cemiyeti tdare Heyeti aza- || fen heyetinde bir toplantıda bulundu . : ğundan görüşme vaki oımımıwı.'. Ce- “miyet azaları bugün tekrar valiyi l_" - Ümiye teşebbüs edecelklertlir. Çcmıyn azaları, şoför arkadaşlarının cı'h ve ye ni bazı dileklerini valiye bildirecekler, 'yardım ve himaye istiyeceklerdir. î Taksi şoförlerinin dilekleri şu nokta- Yarda toplanmaktadır: 1 — Plâka paraları çok yüksektir. 'Ayda on iki buçuk Jira plâka parası çok gelmektedir. Bunun indirilmesi için bir kaç senedenberi belediyeye yapılar müracaatın bu sene nazarı dikkate alı- nacağı şayi olmuş, bu haber şoförleri se vindirmişti. Şoförlerin haber aldıkları « na göre, plâka ücretlerini: ilmesine , daip ölam proje vali ve'belediye tesin - dedir! Wuhiddit Üstündağ ise hükü - metiri Bütük memlekete gamilf bir'plâka ücreti yapacağı haberini aldığı için proz* | . jeyi Şehir Meclisine vermekten vazgeç- miştir. Şoförler plâka parasının benzin sar - fiyat Üzerinden alınmasını istemekte- dirler, “Plâka parası tamamen kaldıril- gın, benzin Üzerine muayyen bir zam yapılsın. Bu takdirde bir taksi he ka- dar benzin sarfederse o'kadar iş yapmış Gemektir. Kazancı nisbetinde de plâka | ücreti vermiş olur.,, demektödirler, 2 — Piyasa baştan başa yeni taksi « terle dolmuştur. Halk taksi durak yerin de gördüğü bu arabayı tercih etmekte, biraz modast geçmiş arabalara İiş kal « mamaktadır. Halk bunda haklıdır. .Her geyin daha yenisi ve daha gıkt aranı- yor. « Yeni taksilerin çoğalmaşsı ve bir çok zenginlerin hususi otomobil sahibi bu - Yunmaları yüzünden arabaları biraz de- mode olmuş, şoförler işsiz kalmıştır. Bunların günde bir tek müşteri bile almadıkları zaman olmaktadır. 3 — Üçüncü mesele de, son zamanlar da İstanbulda çoğalan otobüslerdir. Kurtuluştan — Beyazıda, Maçkadan — Beyazıda oön iki buçuk kuruşa müş- teri taşıyan ve hemen hemen otomobil- ler kadar sür'atli giden otohüsler, taksi ptomobillerinin bir çok müşterilerini al- Tarştır. Koca otobüsler şehrin en kalaba- İrk bir yerinde durmakta, mürteri indi - dip bindirmektedirler.. Ve bu yüztder seyrüsefer de hiç sekteye uğramamak - tadır, Şoförler bu. vaziyette otobüslere müsaade edillikten sonra taksilerin de on kuruşa müşteri taşımalarmma müsaade ni istemektedirler. Taksimde, Tepebaşında dört Eminönüne getirmek üzere herhangi bir taksinin durmasma izin werlimemekte, böyle bir şeye cetaret e- den şolöre en aşağı on İirâ ceza yanıl. maktadir . Şoförler, taksi saatlerinin sökülme - sini, muâyyen mıntakalar arasında - be. lediyeye otobüsler gibi yüzlle on ver. mek şartiyle . on kuruşa müşteri ta- #ımasını da teklif etmektedirler . ; Bizte belediye bu iştekleri nazarı dik- Tacih diyore ki: Abdülmecidin saravında- | Her gün beş bin insaft besleniyordu ! ihi zenginleştirecek vesil ç şüphesiz hatıralardır. öiçl İstanbulu görmeğe gelenlerin, olarak bulunanların yazdıkları hâti lar, şarkı daima bir efsane ve rüya çevesi içinde görmeğe ve göstermfi Ka Şamda entari, İstanbulda sarı çedik B? meğe alışmış kimselerin kalemin çikmiş — olduğu için, biraz bayal 9. olmalarına rağmen, ekseriya müvislerin — tuttuk notlardan, $47 falarca yazdıkları trihlerden, yvakay melerden daha kıymetlidir. -Bunlar İstanbulun tarih! manzaralarını, ’l köşelerini, Boğaz eğlencelerini, ğ bul hayatmı, hükümetle halk arasıtdi veti, padişahların yaşayış't nr, hakikt hüviyetlerini görmek kündür. 1 Bu cümleden olmak üzere, ilk evYÜ hatıra gelen, madam (Lâ baron Dorâf, m Çİkinci imparatorluk zamanıf | Fransa sefaretinde bir oturuş) adl ese ridir. Kitapta, ikinci impatatorluk 7” f rine ait ehemmiyetli malümat ” K Lâ Baron Doran, güzel, ince ve İşl miş bir fislüpla Abdülmecidin, ; Âli ve Fuat paşaların portrelerini çir miş, devrin siyasi vaziyetini, veziri' siyast akidelerini, görüşlerini anlatm'?” tır, a Abdülmecidin - kızlarının üşün” düğününde bulunan Lâ Baron DeTE”' sarayda gördüğü düğün hediyelerP” göyle bahsediyor: *Kaptan derya Mehmet Ali paşa b ni saraya davet etmişti. Düğün :: gittim, kendisiyle görlüştüm. Band tün kediyeleri gösterdi: Iki yüz YAĞr tabla... Hepsinin üstü yaldızlı k’: Vler, renk renk sirmalı tüllerle miş, Çiçekler, kordelâlarla bağ tı. İçinde kadife —mahfazalar Bunların içinde sayısız taçlar, Iî’r” takımları göze çarpıyordu. Bunls başka elbiselik ve döşemelik ku ::ıı,!_?" keşmit “Şalları, “sırmalı ve incili EYE. » kabılat' dü Yülünüyordu! —Al sattk yapılmış, sayısız torbalar içinde İgrr y lar, düğün hediyelerinin atasında ı“_f’ leri yaldızlıyordu. Her törbada beşyi altın vardı. Bakın az daha şekerlemeleri y yordum: Beş yüzü geçen saksonya t bak ağızlarına kadar şck:xlemzlnle hiydu. - Arada öteye beriye konmt” serpilmiş avrupa eşyaları da gözt &î"l pıyor, bunlar, yığın yığın şark 69”' arasında bir garintür gibi duruyofdü yardı ynutf Padişahlar devrinin saray lııın'". ni göstermesi itibariyle Lâ Baron Dof nın verdiği bu malümat ne kadar :;_ı" | resandır ve muhakkak ki, bunda ve efsane hiç yer bulmamıştır. Düğün :ümi "Tophaneden Dolmi” bahçe sarayına giden, Lâ Baren yanında kavas olduğu için, kalabahi İK ve sarayın etrafına dizilen, askerl€ ü arasından rahat rahat, bir sorguya “;_ ruz kalmadan geçiyor, içeri giriy9”> ü a dışarı çıkıyor! sırada sultanlar şı"_ :ıkı;ı"*" BALI İRİNCİTEŞRİN — 1087 ç Hicri: 18546 — Ramazan -P— Güneşiri Kavla burcünü ı""__. 687 16440 Vakit Sabah Öğle İkindi Akşarı YAft Ö7 ig 5.0 1200 1430 12645 1K 3d FB ee Kİ idir- vermeli f kate alıp istenen müsaadeyi Sorörle Ö Çünkü otabüs işletenler gibi vergi ve resim vermektedir. Bu jerct sermayelerinin çüıümem.eı'ı. 15 par watandaşın aç kalmaması için P'' ç raları indirilmeli, on kuraşa "'"”_'.ı ! taşınmasına izin verilmelidir. İî“.w,f' ) jle hem altın yumurtlayan 19VV iy ıç, ğım&mmş. hem de halk vesaitı Bıkıntısı çekmekten kurtulacaktır. i Şofözlerin son ümidi Vali ve ısl*f Di ye Reisindedir,