Yazanı Soğeman Tedlliryan — Çeviren: 8. — iktibas ve tercume hakkı mahfuzdur. — — $i Komita relsi, martın on beşinci günü Talât Paşayı öldürmezsem benlin öldürüleceğimi tebliğ etti Ben: — Bunu tHiçin sötüyorsunuz? Zakaryan: — Bu kuvveti hissetmediğin dirde Talât paşadan evvel seni kaldırmak mu-buriyetinde Mmuru açıkça sana bil: nevre ve Paristen aldığıı mucibince gana son ve kati emirlerimi | weriyorum.. Martın on beşinci sabahı İTalât paşa ölmüş bulunacaktır... Mar- ftın on beşinci günü ye kâdar vazi. feni yapmadığın takdirde saat tam - on ikide seni öleceksin.. Bu iki şaktan han- gisini kabul ediyorsunt,., Zakaryanın bu katf sözleri karşı- sında girdiğim yoldan artık geri döne- miye-eğimi bir defa daha anladım. Bes nim için ölüm mühakkak olduğuna gö- ye, fırkâsına ihanet etmiş bir hain gibi arkadaşları tarafından köpek gibi öl- dürülmektente Talât paşayı öldürmeyi | elbette tercih edecektim. Bilâ tered- düt Zakatyanın sualine cevap verdim: — 'Talât püşk martı 15 indi sabahi saat ön bire kadar ölmlş olacaktır. Zakaryan: — Paşa evinden çıkmâsda ne yapı- caksın? — Her t ne giretek, ğim... Martın 14 Ünoti sabahı erkenden kal- katak pencereye koöştum. Saat tikize | doğru Talât paşa evinin bahçesine İndi we ön dakika kadar bahçede dolşatıktan sofira tekrar içeri girdi. Kendisini bah- çede gördüğüm zaman uzaktan bir kur- şun atmayı düşündüm, fakıt neticesin: den'emin ölmad ğit kâstır mah- | zurlarını düşünerek bu fikirden vaz- geçtim. Saat ona doğru paşa gene bir arkadaşiyle beraber sokağa çıktı. Ta- bancamı cebime yerleştirerek ben de dı- kendisini orada — öldütece- şarıya fırladım ve uzaktan takibe başp Jadımı. Talât paşa ile arkadaşı hergön- kü gibi titüncüden gazeteleri aldılar we Uhland sokağındaki yazıhaneye gir- diler. Bir saat kadâr orada kalan Talâe paşa, sâat ön bir sulatında bu sefer re- fakatinde i arkadaşı olduğu halde e- vine döndü. Odama girmek ürere salön- dan geçerken ka: a çıkan madam Dittmazın beni durdurarak sördü: — Hasta musrnız Herr Tehliryan?.. Renginliz sapsarı... — Teşekkür ederim madam, bir şey Geğil, şimdi geeçr.. Biraz başım döndü.. Bazan böyle olurura biraz uyucunca ge- çer, diyerek odama girdim. | Aynaya bakınca madam Rittmann'ın haktı olduğunu — gördüm. Filhakika rengim sapsatı ve bütün vücüdüm tit- Tiyordu. Bir gün evvelden aldığım kon- yak şişesini açarak ağırma dayadım. Biraz sonra konyak tesirini gösterdi. titremeden eser bırakmadı. Şimdi gene pencereye — yaklaşmış 'Talât paşanın evini '*.*'ff'l:ya&dum Pa- şanm evi her zamanki sükünetini mu- hafaza ediyordu. — Paşa hazretleri mülükatımız yarı | na kaldı, diyerek pencereden ayrıldım | ve karyolama uzandım. O gün Talât paşayı takip etmemeğe karar verdim Kendi kendime “ne olacak, diyordum, mademki paşanın 24 saatlik bir ömrü kalmış, varsın istediği gibi yaşama,, Bugün kendisini rahatsız. emiyeceğim., Hatta bu İhmal yüzünden kendisini ka çıralzağımı em bile, gene rahatsız etmiyeceğim.., Akşam yemeğini hastalığımın ge İi geçmediğini sormuya — gelen madam Dittmannla beraber yedik, Mutadın f Xinde olarak gon derece > ev sahibem bunun sebebini bi lü anlamadığı halde memnuniyetini iz- har ediyor ve be İ lt fırsatın zL nederek bana fazla vi tmek İçkinin tesitiyle zihnim karışmıya ba5 | ıştı. Bilhassa sabahleyin göreceğim e belki benim de öle ve hiç olmazsa ni eğlence ile geçirmek işi düşün hâtıra getiri Börmmrü- n son ge istiyordum. Madam Dittmann'ı elde etmekle baş etmiş olacaktım. Birkaç saat evvel aşk macerası geçirmiş olan bir adamın tas ammütle adam öldürdüğ din edemiyecekti. Bütün bu düşünce- adam Dittmaan'ın hissiyatına mukabele ettim ve hayatıntın son gecesi telâkki ettiğim 14 mart 1921 gecesini ev sahibemin odasında, onunla beraber geçirdim. Sabahleyin kendimi bu yeni müşu- kamın elinden zor kurtardım. Trağ - ol- mmak behanesiyle odamı giderek ilk işo larak koynak şişesini dibine kadar bo- şalttımı... Sonra giyinerek tabancamı yie muayene ettikten gonra cebime in- rdim ve penceye yaklaşarak: — Paşa hazretleri zatıllinizi bekli- yorum, diye bağırdım. Birar sonra Tü- 1ât paşa yalnız başına sokağa çıkmasın mı? Gözlerime inanamıyordum... Cü- neşli bir havarım güzetliğinden istifa- de ederek mutatsââtten evvel sokağa çıktığına nazaran, Uhland — sokağına gitmezden evvel biraz hava almak iste- diği anlaşılıyordu... Kendimi nasıl soka- ğa attığımı bilmiyorum... Kargı kaldı- rımdan bir müddet Talât paşayı takip ettikten sonra geniş bulvarı geçerek 'Talât paşanın bulunduğu piyade kaldıs rımına geçtim... Bu esnada Zakaryanla Apelyanın uzaktan beni takip ettikleri ni gördüm... Arkadaşlarım konuşa ko- nuşa arkamızdan geliyorlardı.. Arka day Kalustyan da Fasanen sokağının köşesinde gazete okuyordu.. Beni ka- Çıracak olan otombil de hazır olduğu anlaşılıyordu. Demek ker şey tamamdı. Arkadaşlarımızın görünüşü Lesaretimi arttırmıştı.. Fazla beklemiyerek Talât paşaya yetiştim ve tam tabancamı çeke- ceğlm esnada sırtındaki gri pardesuyu göretek kendi kendime: “paşanın gri parilestisli yoktu.. Bu adam — başkası Olmasın?,, dedim.. Talât paşanın biraz evval evinden çıktığını gördüğüm bal- de bende ani bir tereddüt hasıl ölmüş- tu « Herhangi bir yanlışa mahal bırak- mamak Üüzere gri pardesülü adamı on heş &dım kadar geçtim, sonra birdenbi- re geri dönerek yüzüne baktım.... Bu anda Talât paşa İle gör göze geldik.. Bir elektrik telinin uclarına dokunmuş gibi paşa halifçe titredi. Fakat bir şey belli etmek istemiyerek yoluna devam etti... Birkaç âdım uzaklaşmasına mü- gaada ettikten sonra birdenbire geri döndüm ve — “Paşa,, diye seslendim, lerle İSTANBUL: 18,30 Tanburi Cemll pliikla segâh taksim kemençe, müstear taksim, tanbar, suzidilara takaim, tanbur, pesendide taksim, kemençt zavll taksim, kemençe suzldil takalma, tan bur. 10 çocuk Üyatrosu Aralan harbe gid! yor, yü,30 hava raporu, 19,35 Konferans AlI Kâmi Akyüz, çocuk terbiyesi, 10458 börsü haberleri, 20 Rufat ve arkadaşları tarafından Türk musiklsi, ve halk şarkıları. 20.8 Rıza tarafından arapça söylev, 2045 Belma Ve arkadaşları tarafından Türk musiktsi, 21, 15 stüüyo orkestrosı, refakatila radyo fonik Opora Rigoletto, 22,15 Ajana haberleri, 2280 Riğgoletto plâkla, 2240 sön haberler, Ve erte * günün programı, 23 son BÜKmeş: VN Şiâk, 20,20 vale plâkları, 21, orküktramı, 2248 plâk, BUDAPEŞTE: 18,90 carband, 20, plük, 21,15 konser. 2225 opera örkestram, VARŞOVA: 1910 ŞlAk, 20.30 konser, 21 orkestra kon meri, Z8 Tadyo örkestrası, tarafından Yügos lav müziği, radyo Sinemanın pek az bilinen tarafı Kiralık yıldızlar Film şirketleri, İctabettiği zaman biribirlerindet $ film kumpanyalarına sımsıkı bağlandıklarını herkes bilir. Fakat, bu Yildızların İ-abında, mensup bulunduk Tar: girket tarafından başka bir şirkete kiraya verildiklerini bilenler pek azdır. Bü iş, şirket kapılarına: “Kiralık yaldızlarımız va: şeklinde levhalar asmak suretiyle yapılmaz. Şirketlerin bu şekilde hareket etmelerine bazı âmil- ler sebep olmaktadır: Meselâ, şirkötlerden biri, güzel bir senaryo ele geçirir. Fakat bu senaryo- nun baş rolünü lâyıkiyle başarabilecek bir artişti bulunmaz. Yahut da, başka girkette, o sırada boş duran bit yıldız, bu işi çok iyi yapabilir. O zamanı bu meşhur yıldızın meh- Sup bulusduğu şirkete müracaat edile- rek, bir film için, kendisinin kiralanması teklif edilir. Şirket de, —eğer mevzuu bahiş yıldız hakikaten o sırada meşgul değli se — bu teklifi memnuniyetle ka bul eder, Çünkü, mensup olduğu gi kette haftada 15.000 dolar kazanan bir yıldız için onu kiraliyan şirket 30.000 dolar vermeğe mecburdur. Bu paranın yarısını yıldız, diğer yarrsı alır. Bu şekildeki kiralamalarda ekteri- ya, iki şirketle, yıldız mutabık kalırlar. Fakat bazan, yıldız naslanır ve bu yür- den anlaşma da akamete uğrar, Yıldızların nazlanmalarına bit çok tefetrilat sebebiyet verebilir: — Reklâ mın iyi yapılmaması, senaryonun veya rol arkadaşının gözel olmaması, reji- sörün fazla ukalâ olması ve saire. Meselâ, Karol Lombar, “Universal,, girketi taralından kicalanabilmek için bütün bir senaryonun baştan başa değiş- mesini istemiş, — hatta muharririn! bile kendisinin İntihap edeceğin! şart köş- muştur. Bu nevi anlaşmalara giren yıldızla- fın ekserisi, kiralık olarak — gittikl girketlerde de, mensup oldukları — gir- ketteki &detlerini muhafaza etmek e- terler. Meselâ Kay Fransisle Klodet Ko ber dışarıda çalıştıkları zaman, reklâm için kullanılacak fotoğraflarının bizzat kontrollerinden geçmesini şart koşar- lar, Karo) Lombar, Paramunt şirketin- deki daimi kamaracısımı da beraber gö #türür; Marlen Ditrih makyajcı ve ber berini yanından ayırmaz. Üstelik kiralık bulunduğu devre esnasındaki — tuvalet masraflarını da bu şirkete ödetir. Yıldız teatisi, ekseriya entrikalarla dolüdür. Bandan bir müddet — evvel M. G. M.,, şirketi Klark Geylb'le Ro- ber Möngomeri'yi “Warner,, şirketine verdi. Buna mukabil de “Warner,, Pa- ramnuta Pol Muniyi verdi ve Pol Muni burada “Sarı esir,, leri çevirerek tam bir sene kaldı. Bu filmin ne büyük bit ÜK Halbuki a şirket malümdur. fer, şirketinde, aşağı yukarı hiç bir mu vaffakıyet göstermediler. Netisede bu yıldız teatisinde, Paramunt son derece Baş, diş, nezle, ve bütün ağrılarınızı derhal keser: tcabında ründe isim ve markaya dikkat, Klark Geylb'le R. Mongomeri “War- | “ yıldız ,, kiralayabiliyorlar Kiralanan yıldız bazan nazlanır: Rol arkadaşının çirkin ve rej!sörün ukalâ olmamasımnı is'teye' lir yıldızları alâkadar eden her türlü ticari | müuamtele, sin.ma kolislerinin en mühim hüdiseleri meyanımdacır. Hiç bir stiüdyo, mühim bir sebeb o a, böyle anlapmalardan asla çe« | Basçeveka görünmektedir. Güstav Frolihin Karısı olan Çekos. lovak sinema yıldızı Liğya Baarova Ççok güzel bir kâdındır. Bundan bir müddet övvel, Lidya Ba. arovanm başmdan çok garib bir hâdi. se geçmiştir: Pragda bir tratvaya binen yıldız, akşam üzeri evine avdet edince, çan - tasında plâtinden ve elmaslarla süslü güzel bir saat bulmuştur. Hayretler içinde kalan yıldız, derhal polise gi . derek vaziyeti bildirmişte de — polis, ait olmuyan bir saatin, Çantasına gir. grip, romatizma 3 kaşe alınabi'ir Taklitlerinden Sakınınız. Ha A T B k- n egi n ü kinmez. Çünkü gün kendileri de böyle bir el mak mecburiyetinde kalaçaklarını " â1â bili müsr resim, Polonyalıların son defa çevirmiş oldukları aHalka” inden bir sahneye aittir. Stanisla s Monyusko'nun meşhur bir sından alman bu filmin baş rollerini Lili Zelinskayla Viloki Zahareviç döe ruhte etmişlerdir. Üstte, Polonyanın en meshur yıldıclarından Elizabet operde -____,___________.___._____._-—_/ Meslekten yetişmiş yankesicCi Sevdiği yıldıza nasıl bir hediye verir ? miş olmasına bir türlü akti erdiretik yörek, işin bir şakadan ibaret odt * ğu neticesine varmıştir. Butdan üç gün sonra, güzel yıldi” göyle bir mektup almıştır: “Lidya Bâaarova, #isl! seviyor, sist perestiş ediyorum. Tramvayda geray! fanliyet) ederken sizi gördüm. ek ten yetişme bir yankosleiyim. Ancek #izin gibi bir güzele lâyık olan W ” metli saati (muşmula suratlı) bir W Atndan aşırdım ve size takdim edi rum. Onu meçhul bir perestişki bir hatıra olarak muhafaza edil-m Aradan bir hâyli zaman geçtiği yek de, polis bu meçhul perestişkâr1 Hulk mamış, güzel yıldız da saati muhl-"” otmiştir. L T AA aei d HABER YA N cuiı .ın!r?un lııı!"'“ı akşum, » güzetesidiy. llıiıı!n",'v HABER'e . verenler. kâr eder'” )