süğ, » y0 od ep — GEEzaşuş J0 aşdağığa YOLA9Ü ULALS OYUAA C ASEIUZUOUL ULOYKOĞ UNÜY — 5720090 TI J0 AadfA mey Unsngo)o sa *ypo ypua) — Jöğaad 1*0Tpo apro —- ure)go UY9 uyuRg (aa JIGON030 “UgELU) — Opu 19903 “TEN “OAMÖZ üA — Kwo - $ FE " aöi dERESEEEŞ ADT lipEE Ş KEP REDlikgi İrlaşie t3 oON HHH HH GA A LH ğğğ BU RE İ el Igy"nğâla 3 V li W HL : 14 F İf bipi KSlRRlEr : B ğği H ğiedişde KEPER Ç pt $ İç ? ; ; &.£ : : FO ŞiR Ği | i B 5 ğ ği T 4 ŞŞT ŞERKKEKEK $ | ŞEZEE ? y ĞEFEFEFER i> idede 3 İlş tpleme #L BRişlE *îğ ğun"n ı"%ğ % "ğnâî ' BE taşfard, ilirr: Bi P duğik ı : E ğ î ! âğuğ iks E S REH ye z ç g* İ Di R, YE £ 5 402 PARDAYANIN KIZI istemesine rağmen, bu xâğıtla alâka. dar olmaktaydı. Mektubu büyük bir dikkatle iki Üç defa üst üste okudu, her kelimeyi tekrar tekrar gözden ge- girdi, nihayet mektubu Valvere uzat - 'tı. Delikanlı da kâğıdı eline alarak okudu. Bu mektupta gunlar yazılıy . di: “Pardayan!... “BSentdenide verdiğim sözü yerine getirmek zamanı geldi. Monmartr kö. yünde bundan beş sene evvel bir in. filâk ile mahvolan yeri bilirsiniz? O. rada bir de meydan vardır, Yine bu. rada Bu çeşmesine giden yol mevcut. tur, Bu yolda da Dam postacısının çiftliği vardır ki, buraya yarın sabak saat onda bizzat kendim, Luizle dai. ma beraber olduğu köylü kadını oraya gölüreceğim. Luizi yanrma aldığım gündenberi bu kadından ayırmamış - tım, Sitin oraya saat ondan evvel gel. menize lüzum yoktür. Ben ancak söz verdiğim saatte bulunacağım. İsterse. niz yanmıza adam almız, fakat size &öz veriyorum ki, ben yalnız gelece - Bim. Size yalan söylemeğe tenezzül et miyeceğimi şüphesiz bilirsiniz?.,, Valver, bunları okuduktan sonra biraz duraladı. Pardayana dikkatle bakyıyordu. Şövalye adamakıllı dalmış. tL Nihayet delikanlı Pardayanın ko. Tuna hafifçe dokunarak onu düşünce. lerinden ayırdıktan sonra sordu: — Ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bu tandevuya gidecek misiniz? Bana ka. dirsa bu bir hayli tehlikeli bir iş.. Pardayan Valyerin uzattığı mektu . bu &ldı, yırtarak yere attı ve sorra da alaycı haliyle gülerek dedi ki: — Faustanm randevusuna gidip git. iynceğim henüz malüm değil, Yalnız ğ .. şuns eminim ki, hemen şimdi Moo « martr manastırma gideceğiz. - Ackadaşlarımızı da beraber alaca « Biz, hem de şunu Jddla ederim Kİ; ora- da, ya madam Faustaya, ya Sinyör Dalharana veyahut da enların adam. larmdan birakç kişiye tesadüf edece . ğiz. Şivalyeyle Valver hamen yola çık . tilar, Bili adım ilerlemişlerdi ki, La . gördle rasgeldiler, Fakat ona dikkat hile etmeden yürüdüler, O da iki kah. ramanı tanımıştı. Durdu ve - onların yürüyüşünü seyretti, İki arkadaş 'For sokağına girdikten sonra Lagorel de yoluna devam etti ve Büyük Paspar. tuya girdi. Floransın bedelini peşin verdiği işi namusuyla yapmıştı. Madam Nikole ya kendini ele vermek istemediğindeh, yahut da dikkatsizliğinden kimin ta. rafından geldiğini söylemedi. Otelci meşgulken onu bekledi. Nihayet”mek. tubu alan madam Nikol, bunum kim. den geldiğini derhal anlamıştı. Bahşiş bekliyen Lagorele bir egü verdikten sonda Ode dö Valveri bülmak - için koşmuıya başladı. Halbuki Pardayanla Valver geçen müddet zarfında mlüte . madiyen yürümlüşlerdi. Evlerinin ka - palr pancurları, önünde bir iki saniye durdular, Pardayan, kendi aralarında bir parola gibi kullanılar islığı çaldı. Evden de ayni tarzda bir ıslıkla cevap verildi. İki arkadaş budan sonra yol. Tarma devam ederek Kansuneri soka - ği civarında meşhur Troikifil lokanta. sı önünde durdular. Bu sırada madam Nikol de For sokağımna koşuyordu. E. ğer Marşe Opuareye kadar Yürümek — aklmıma geseydi, onları görebilirdi. Pa. — kat bunu düşünmedi. Cebinden çıkar. gır Tei reğ 5 u 5 İtoS -| n " G AU IN S © “ıâ î İ öid dici ği W R'TRA *i Ht) HŞ HU de, Çi İEEHMEİ b ç Hi Si âğğs K .%aı%ı“%ğâ Dod gire göa ŞHĞH £ VB HH izi3 ğğğ%â.:% 4 M FH Sizi fils d PARDAYANIN KIZI 403 dığı bir anahtarla evin kapısını açtı. Madam Nikol, kapıyı açarken, etrafı suneri sokağından çıkıyorlardı. Par . dayan kendisini takip etmelerini işa. retle bildirdikten sonra Valverin ko. luna girerek Monmartr sokağma doğ. Tu yürüdü. sından gelenler de gittikelri yeri bil . medikleri halde onu takip ediyorlardı. Bu suretle Perşron köprüsünü geçti . ler. Şövalyenin keskin gözleri m&ı süvari de vardı. Arkalarından da gi. lâhir sekiz kişi geliyordu. Pardayan bunları görür görmez ar. kadaşlarına gösterevek dedi ki: — Bu iriyarı adamı tanıdmız de . ğil mi? Şövalyenin bu sualine Valver cevab verdi: — Kim olacak, Dalbaran! — Evet, tâ kendisi. Sekiz gün evvel yediği bıçağın yarası tedavi edilir e. dilmez yola çıkmış. — Madam Faustaya refakat ediyor. — Tabi! Ben size dememiş miydim? Yolda raslıyacağız diye. Şimdi şu da. Kin öte tarafındaki yol nereye gider, bilir misiniz? Manastırın kapısı önün. den geçerek çiftliğin bulunduğu mey. dana varır. - Fausta çiftliğe mi gidi . yor dersiniz? — Eğer çiftliğ gitmiyorsa, ben ka. famı kestiririm. Yalnız gu var ki, everyıehooLlugobudneıınnnı.ndyubllo praeticaliy da bırakarak Pardayanım ne yaptığınt görelim: 4 İngilizce derslerimiz üzerindeki eğzersizlerin 14 üncü, sünü geçen derste vermiştik, Bu dersimizde 15 inci egzer. — #Size geçmeden evvel geçen derstekilerin yapılmış şeklllö, rini görelim: Çevrilecek olan ingilisce parçanım türkçesi şudur! — Bize sabahları şehirdeki kalabalık işçi — kafilklerin, — den bahsederken, “Tube” leri zikretmiştiniz, Mister Wal, — Geçen derstekilerin halledilmiş şeküleri: —İ-— ker. Nedir bunlar? the country. 'The numerous rivers afford excellent opportunities for swimming and rowing (kürek) and the Oxford and (to be continued) particular cricket and football eluba, Lawn tennis is another vastiy popular game, while has firmiy (kuvvetle) established itself in favour (sevgi) and there are golf linka all over Cambridge boat race, in which erews from these two Universities compete (çarpışmak) every spring on the HThames (Teymis nehri), arouses national intercst, olffice has its own golf doğrudan doğruya oraya gideceğini yı tanrmamış olursunuz. — Pardayan yavaş yavaş gülmeye baş ladı, Eğer Fausta bu gülüşü görsey - di, muhakkak ki korkacaktı. Şövalye hiraz daha ilerledikten son. ra geri döndü. Üç arkadaşının, yanı, na gelmeleri için işaret etti. Onlar ya. nına yaklaşınca, bin frangı aralarmda taksim etti. Bü hareketi düşünmek için vakit kazanmasından ileri geliyor du. Nihayet Pardayan konuşmağa : | — Eskargas, sen Landriyle beraber olacaksın, bakmız ne yapacaksmız! diye söze başlıyarak kendine mahsus bir kat'iyetle talimat verdi. bir taş ocağı daha gözüküyordu. Val. Ver, Grengayın delâletiyle bu ocağa girdi, biz, kont ile arkadaşını yolların- Ha 1 — 'Yukardaki parçada tasrif edilmiş halde geçen fL.