12 Kasım 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Min hulâsası: :u Senesinin ilkkânün ayında, beön Ertî;!hocep Parise gelmiştir. doğtu ıgîlııtı, her ikisinin de yakın Ga 9ân meşhur tayyareci Roland #Tosla bir lokantada buluşuyorlar. Garros, Onlara: “Herkesi — hayrete ş:l;urecek bir âlet,in — tecrübelerini '-Iîfo:m—ıfh Meşgul bulunduğunu anla. . âlet, ta; lerde, d » tfayyarelerde, perva. Üiver "lıl:iırdı.n âteş etmek — imkânımnı 1_=!k * ' " kîo'klrdeş hayret ediyorlar fakat T aei Bülerelt şöyle diyor: ! “hhü:unüşte.guq ve tehlikeli bir te- Ti a 8 Bayılır Amâ, mösele basittir.,, » e | Y yay Tün « 'nç_'k Pttvaheyle mitralyö- t'n'ilğ&“ “ONizasyon,, nunu elde etmek tedle '“fîî tereddüt ifade eden “bir e| S gağlece b mü | *“ğl y SUU büı_üizim!'Ve bu mesele Jan .h:"" bitmiş gibidir! Yretini gizliyemedi: bu pek'm'ı:imnîffnu muvaffak olursan;, Garşo * 3 bir şey olur! itfw"ei: :: trafına, çd.:ing_en nazarlar. -— flu;m'ı': :;a;!' Bu kadar yüksek sesle ko- kıitlî dlv Ko ETkâmharbiye, bana dik- lap b ra',"_“îml tavsiye etti. Alman- Veyİ ai ö?“dedtn haberdardır 've bir .;ç"mek'iıtiyçrlar.' Esasen, düz dilîır_f l?irmı_ takdir etmek fırsatını h')li ;îı,k'ndîlerini bu yeni usulle bir ç a Tğimiz zaman hiçbir şey an- l?“dekn dv;e O kadar büyük bir:dehşet Ve fh_r ki tayyareme: “cehennemi yw " .a.dı_m Verdiler! Sonraları, tay-. tep | tahrip-etmeden beni ele 'geçir-: *%ğâ“ almış: olacaklardı'ki; -bu T Ğn . Ürn ;":ğe mecbur _etm'e!ı: için, ellerin- birkaç <u Ber şeyi yapıyorlar. Bundan *traf Bün €vVel, yine üç “Albatroş,, tü de aldı. İkisini indirdim; üçüncü- Tedi, wh*mku asla tereddüt et- '—.._hhey'm takdir ve heyecanla: Olürgan YEMmel! dedi. Eğer muvaffak — F 1% EV" €ğer muüvaffak ölürsam, öy- qfi;ının- 'Yorüm ki, hava kuvvetlerimiz Yük hirw !'“I_VI kuvvetleri üzerinde bü-- Deksiş g_'_*kıyeı_ elde edecektir.-Sen de: t& ,t.y"*hr_ıîn ki, hali hazırda, bir av- Yemiz, “Sinin takip ettiği bir tayyare İlmka O iM hat üzerine ateş etmesine Berya Yöktur, İtat tamam'le bittiği ve Ty hnıîy * mitralyözün senkronizasyo- bı%tı'ı.î M oedildiği zaman, pilot yalnız. tehiip, P*Tvanesini kırmak ve güşmek ! l he Maruz kalmadaı:ı.löriüne_dqğ laş “ebiletektir. —— p-m-"e_ Zarif genç bir kadın Gap ine_n_ıq arasından ateş getmek, düğq ' değil, Deperdussinin düşün- Yi ;r Şeydi. Fakat, istenilen netise- b'% *demeden yaptığı birkaç tecrü- Mmgn- işleri fena giden. Deper- M"" sıkmntısından dolayı bu pro- M Vazgeçmek — mecburiyetinde Mncpcrduııin müesseselerinin N sonra, Saulnier bu icadı te- ““Ün. CCti çalıştı. Fakat elde kib“y;'“ler hiç de parlak değildi. an' 100 mermisinden 607 %*Ii 'Nin arasından geçiyor, fakat 40 l'lıuh hn'“lt üzerine sekiyordu. Ta- 4 kanatlar da böyle bir yağmura ha gç Pet edemiyordu. Havada yapı- Miğep y CTübe bir felâketle neticelen-” Tüp R Natlar kopmuş, tayyare düş- Ror Pilot ölmüştü. ç ı)q*!'i üle Mdrrös, işte o zamân, tecrü- İ li 7 Tine almıştı. L - ter ai senkronizasyon hemen. he- yülde sk_emeldir_! dedi. Mermilerin / 1 kolaylıkla pervanenin arasın t , “İYOr ve geriye kâlân| yüzde 5 hî'betı de Wyo !tı!u,:,' E“âcrş tertibatın tetkikile meş- “g'*'îıığ,;.; ' sayede pervanenin arasındân “Rtrüne e YuNlar. artık kanatların — Gece gç Miyetektir. BT 'ımiYWdu- Lokantanın salonu Te g l y ARIŞ Yarın ağabeyisi —Jan mezi- —| lâr, beni kendi hatları üzeri- » Büyük bir tehlike teşkil et- | Ahkdenizi ilk defa aşan meşhur Fransız tayyarecisi Roland Garros, 1918 'de bir Te l N Attn Tolgalı | hava harbinde ölmüştü... Hatıralarını anlatan: Mart Rişar Fransanın en meşhur kadın casusu boşalıyor ve ancak birkaç müşteri, li- kör içerek gevezelik ediyordu. Garros başını çevirdi. Çok güzel ve çok zarif genç bir kadın, yanımızdaki masaya , oturdu. Garı:oı, göz ucile, kadını kardeşime işaret ederek, yavaşça şöyle dedi: — Başka şeylerden konuşursakı. halde daha iyi olur! Jan, hafif bir hayretle fısıldadı; — Ne-o: Yoksa casus mu? Garros müammalı bir tebessümle gülümsedi ve bize doğru eğilerek: — Gafip şey! dedi. Bana öyle geli- yor ki, bu kadını daha evvel bir yerler de görmüştüm. Fakat nerede? Bunu bir türki hatırlamıyorum.. ğ Bakışları mütemadiyen bu 'meçhı.ıi kadıma doğru dönüyordu. Birdenbire alçak bir sesle: : — Anladım, diye mırıldandı. Viyana da, beynelmilel tayyare mmüsabakaların her öyle hissetmiştim ki, beni gözetliyorlar. “Ağabeyimi. —— — Şu halde! Gidelim! "Diyerek-elile garsonu çağırdı Hesabı gördü - ve çıktık. |- Caddede ağır ağır dolaşmağa başla- - Garrö Ği_i;ü'ncelı' görünüyordu. — Beni gülünç bulacaksınız ama, dedi, bana casuslardan ve bilhassa ka- dın tasuslardan o kadar bahsedildi ki, fena hâlde kuşkulanmağa başladım!- " Bir müddet sustu, sonra devam et- “— Bizim vantmıza oturmuş olan kâa- dın, “o,, değil mi diye düşünüyorum. * Jan, tecessüsle sordu: — "O,, dediğin kim? — Altın tulgalı'sarışm kadın! | Jan gülerek bağırdı: ! — Altm tulgalr ı_arrgfn' kadın mı? Yani apaşlar kraliçesi mi? —— Hayır. Apaşlar kraliçesi değil fa- kat casuslar kraliçesi! Ondan bahsedil diğini hiç duymadın mı? — Doğrusu hiç duymadım! — Şu halde pek yakında, ondan bahs edildiğini - duyarsın, çünkü, 5öy1endîği- ne görer senin mıntakanda bulunuyor. — Sent - Polde-mi? ee Eyet! * 2 — Almanlar hesabına mr çalışıyor? — Evet! Fransanın şimalindeki AL- man teşkilâtlarının hepsini, bu kadın idare ediyor. Yaman bir kadın... — . — Güzel mi? “— Söylendiğ'ne bakılırsa, vaktile çök güzelmiş: - e , Jan gülerek: HT Ü— Eh, dedi, madem ki vaktile güzel miş, demek artık tehlikeli - bir - kadın değildir. : Gayet zarif, #on derece şık ve tam ma- nasile bir eğlence kadını.. — Nereden cıktı bu kadın? — Betl'nin “lüks - fahişe,, - İerinden biri olduğu - ve bündan bit hayli sene evvel, Alman casuğ& sebekesine intisap ettiği sövleniyör. Hatta seflerinir emri üzerine,harpten evvel, Fransa ve Belçi- kaya harp malzemesi satan, zengin bir da oöna bir berda tastlamıştım. Yanında | | gçok güzel ve genç bir arkadaşı vardı ve | du. Belçi.kalı müteahhitle evlenmiş, Alman lar, böylece, onun sayesinde, Fransa ve Belçikanın yaptıkları bütün sipariş lerden haberdar ediliyorlardı. Ağabeyim acı bir tebessümle: — Fena değil! Diye mıttlâandı. " a Vazifesini, akillara' * durgunlük verecek bir muvaffakiyetle başardığı temin ediliyor. Harp esnasında, fabri- kayı, kocasını.. Ve imalâtın bütün sır- larını ele vermiş! Zavallı kocası , tees- süründen deli divane olmuş. Jan heyecanla sordu: — Ve bu kadımın, benim mintakam- da çalıştığını söyliyorsun, öyle mi? - Garros bir kahkaha atarak bağırdı: , — Ha söyle!,, Bakıyorum adeta he- vecana düştün!. - Alman casusları arasında telâş . Başka şeylerden korluştuk © ve'artık | Öne altın tulgâalı sarışın -Casüs, ne:de pervane arasından (atış mevzubalhs ol- O gece, evime dönünce, ÂAlman - - ta- sus-teşkilâtlarının, Garrosm — anlattığı pervane arasından atışiın sırrını keşfet- mek üzere, beni bir vasıta ittihaz etmek istediklerinde şüphem kalmadı. Bilâhare öğrendiğim birçok şeyleri ve, ezcümle, Roland Garrosm bize tec- rübelerinden bahsederken, bütün Al- man casus şebekesinin, onun peşinde bulunduğunu, '0 zaman bilmiyordum. General Falkenhayn, -Hlândrdeki “Al- man hava filolarına bir tebligat yapa- rak, “cehennemi tayyare,, yi tahrip et- meden yakalayacak olan tayyare-ilere | ' YY S ere (milyon asker bulundurmasında görmektedir. en büyük ikramiye ve mükâfatların ve- rileceğ'ni bildirmişti. Garrosın: menkı- beleri Alman erkânıharbiyesini s&on derece endişeye düşürliyordu ve umu- mi karargâh, pervane arasından ateş sistemini keşfetmenin çarelerini araş- tırmak üzere, hususi, bir komisyon teş- kil etm'şti. . Düşman, senkronizasyon tertibatı- nn bütün avcr tayyarelerine teşmil edi leceğini öğrenince, ümümi karargsâh, büyük mikyasta bir faaliyet plânı hazır ladı, Ve, böyle vaziyetlerde adet olduğu vechile, her şeyden evvel, casus teskilâ tına müracaat edildi. başlayacaktı. Ş : (Devamı var) Müthiş bir kasırga Manille 12 (A.A.) — Bugün ” Luçon adasınlda — kasırga ta—hrıb_a_t yapmış ve Kenivorth adındaki İngiliz gemisini sahile atmıştır. Manille'in büyük bir kısmı su altında kalmıştır. 3,000 İtişi melcesiz kalmıştır. Şimdiye kadar 5 kişinin telef olmuş ol- ğu bildirilmektedir. Satılık motosiklet Standart marka, beş beygir kuvvetin- de çok az kullanılmış bir motosiklet 350 liraya satılıktır. İstanbul Cağaloğlu yokuşunda 44 — 2 numarada — Foto Âliye müracaat « Temizlik vergiSi ödeyen 7 Istanbullular sokak- ları süpürmeğe mecbu rmu? Dün şehir meclisinde azadan biri bu suali sordu, fakat cevap alamadı Şehir meclisi dün saat onda toplanmış, u. mumi meclisin başlaması münasebetile Rei. sicumhur Atatürke çekilen tazim telgrafma gelen cevap okunmuştur. Cüzdanları olmıyan ve yahut zamanmda müayene olmıya gelmiyen — müstâhdemleri kullananların da cezalandırılmaları. yolunda. ki belediye iktisat müdürlüğünün teklifi, sıh hiye ve mülkiye encümenlerinde incelenmiş, encümenlerin müstahdemlerin tecziye olun. malarinı, istihdam edenlerin cezalandırılması na mâahal olmadığını bildiren müşterek ka- rarı kabul edilmiştir. Karaağaç soğuk hava depolarında yumur. ta sandıklarından alman ücretin 225 kuruş. tan ikiyüze indirilmesine karar verilmiştir. Bundan sonra yeni belediye talimatnamesi. nin müzakeresine başlanmıştı". Talimatna. menin “umumi yerlerde gözetilecek — şeyler,, cümlesi okununca azadan Abdülkadir “şey,, kelimesine itiraz etmiş, kanuni ahkâmı taşı. yan talimatnamede “şey,, kelimesinin yeri olmıyacağını - söylemiştir.. Farukt bu noktai nazarı. müdafaa ederek — yerine “nokta,, kelimesinin kullanılmasmı teklif etmiştir: Talimatnameyi hazırlayan komisyon namı na/ Galip Bahtiyar, “şey,, kelimesinin yerine konacak daha münasip bir kelime bulama.. dıklarını, bu kelimenin talimatname hüküm. leri arasma giren birçok işleri gösterdiğini söyliyerek, bu kelimenin — kaldırılmamasını istemiştir. i Avni Yağız, “şey,, kelimesinin bir aciz i. fadesi demek olduğunu - söylemiştir. “Şey,, kelimesi üzerinde yarım saat münakaşa edil Dış siyasa Ingiltere ve Fransa karşısında Italya ve Almanya Baştarafı 2 incide “Hava küvvetlerine gelince; Lörd Strabolgi İngiltere ve Fransanın hiç olmazsa, , İtalya ve Almanya kadar tayyâreye sahip olduğu. nu, yani bu noktada iki zümre arasında mü. savat bulunduğunu iddia ediyor.. Fakat bu | meselede çok ehemmiyetli olduğu söylenen Sövyet hava kuvvetlerini de hesaba katmak icap etmektedir ki Almanya ve — İtalyanın karşılaştığı zümre silâh bakımından kendi. lerine kat kat faiktirler demektedir. Strabolgi büyük harpte İngiliz Akdeniz filosunu idare etmiş bir adam salâhiyetiyle diyor ki eğer bugün bir muharebe çıkacak o. lursa, İtalyanın, İspanyada, Trablusgarpta ve Hı.beşlıpanda.ki' yarım milyon asker, ©r. Üğgeç, esir halinde İngiltere ve Fransanın eline 'düşecektir. Stfabolgi, sulh için en büyük Ü- midi, İtalyanın, anavatandan ayrı ve Adeta rehin halinde Afrikada ve İspanyada yarım Btrateji bakımından İtalyarım — vaziyeti nö dereceye kadar kuvvetli Ve ne — dereceye kadar zayıftır? Burasımı kestiremeyiz. Çün. kü bu, bir ihtisas meselesidir. — Fakat iki zümrenin deniz kuvvetleri arasındaki müka. yesede bir hata olduğunu — zannetmiyoruz. Bu itibarladır ki İngilterenin daha geniş me- suliyetler Ve vazifelerle karşılaştığı hesaba katılsa dahi, İtalyaniın v Almanyanm bu kuvvetlerle karşılaşmaya cesaret edebilecek. lerine de ihtimal verilemez. Hakikat şudür ki Almanya, son seneler içinde silâhlanmış ı olmasına rağmen, 1914 senesinde büyük harp başladığı sıralardaki vaziyete nazaran bu. gün daha çök zayıftır.. (Ulustan) A, Ş. ESMER Nobel mükâfatları Stokholm, 12 (A.A.) — Nobel Fizik mükâfatı, Novyorklu Dawisson ile Lon idralı Thomson arasında taksim edilmiş. tir. j Nobel kimya mükâfatı, Zürihli Kar- ler ile Birmingham Haworth arasında taksim edilmiştir. Akademi 1937 edebiyat Nobel mükâ. fatını Fransız muharriri Roger Martine vermiştir. Evlenme İktısat Vekâleti teftiş heyeti reisi Bay Hüsnü Yamanın kızı Bayan Nüz- hetle Bay Sait Törehanın evlenmeleri dün akşam Tokatliyanın hususi salo. nunda kutlulanmış ve bu törende iki tarafın aile dostları ile bir çok tanın - mış zatlar bulunmuştur. Yeni yuvaya bahtiyarlık dileriz. , miş, fakat gene işin içinden çıkılamıyarak “gey, yerine konacak kelimenin — sonradan tayinine karar verilmiştir. Birinci madde ev, apartıman, dükkân ve mağaza sahiplerinin kapılarının önü ve yaya kaldırımlarımı temiz tutmaları ve süpürme. lerine dairdi. Hamdi Rasim, halkın temizlik Vergisi verdikten sonra tekrar sokakları sü. pürmeye mecbur edilmesinin doğru olamıya cağını söylemiş, Feridun Manyastan, belediye nin sokakları temizlemeye mecbür olup ol. madığını sormüştur. Feridun Manyas buna cevar veremiyeceğini bildirmiştir. Madde aynen kabul edilmiş, vakit ilerlediği için pazartesi günü toplanılmak Üzere içti. maa nihayet verilmiştir. İstanbul konuşuyor Baştaraı 3 üncüde tek bir kelime söylemeden, yerinden fırladı, kaçtı, Şaşa kalmıştık. Biraz ötede başka çocuklar oynaşıyor Arkadaşım deminki kızm garpi vazi- yetini sordu: — Ânnesinden dayak yemişti de! Şeklinde izah ettiler, Çocuklardan bi rinin elinde üzerine sarı yağ sürülmüş kocaman iki dilim ekmek vardı. Yağın sarılığı o kadar tuhafıma gitmişti ki gayri ihtiyari sorldum; * . — Ne yağı o kızim?. — Yemek yağı amca.. — Zavallı yavru ,kimbilir ne cin€ bir yağı tereyağ hesabına çiğ çiğ yiyordu; Her halde bunu bile bulamamış olan di. ğer çoçuklar ise, talihli! arkadaşlarına hasetle bakıyorlardı. ketten kıyafetleriniden bu anlaşılryor - du. Yavrularını, bütün sefalet içindeki hayatlarına tağmen, okutan ebeveyn - lerin ne işlerle hayatlarını kazandık larını öğrenmek istedim, Hepsine te, ker teker sordum: — Seyyar yemişçi! — Arabacı!. — Sucu! — Seyyar zerzevatçıf. — Rençber!.. Bütün bu cevaplar, burada oturanla- rın hep yıpratrcr ve az kazançlı işlerle uğraştığımıır da gösteriyordu. İ Han odalarından birisini; açık İduran kapısından şöyle bir seyredelim dedik.; Aman efendim, aman. Bu odada neler yoktu. Yataklar, iskemleler, masa, man- gal, tencereler, çamaşır leğeni, hepsi, hepsi bir odalda, bir arada duruyordu... Yatak adedine göre hiç te öyle pek büyük olmıyan bu odada en aşağı, 5 nü. fuslu bir ailenin oturduğu anlaşılıyor . du. Bu odanın önünden ayrıldıktan son ra, iki kaldına rast geldik. Bize şöyle dert yandılar: — Evvelâ suyumuz yolç ondan şikâ- yetçiyiz. Düşünün bir kere, bu kadar insanın bir arada turduğu bir yerde su olmaması ne büyük noksan ve pislik se- bebidir. Sonra hepimiz bu kötü odalar için Evkafa düyna kaldlar kira veriyoruz. Halbuki bir çivi çakıp, ufacık bir tamir yapmak, hana biraz olsun bakmak iste, miyorlar. Doğrüusu hepimiz Evkaftan şikâyetçiyiz.. Onlat böyle anlatırlarken, koridorun her tarafına, bir çok teneke kütülar &. sılmış, olması #azarı dikkatimi celbet« mişti. Bunun sebebini kadıma sormağa hazırlanırken birdenbire kendim bul « dum, Kutuların hepsi de kumrular için yu. va olarak yapılmıştı. — Bu zararsız ve munis hayvancıklar için uğraşıp, Öze « nerek böyle yuvalar hazırlamış olan hanı halkı, hiç şüphe yok ki çok iyi kalbli insanlardı. HABERCİ YARINA: Taşhanda gecesi kırk paraya oda kiralâyanlar var.. : lardı, Bizi görünce yanımıza koştular, Etrafımızı âlan çoçukların hepsi de. mektep talebesiydiler, Başlarındak: kas — |

Bu sayıdan diğer sayfalar: