- HABER — Alişam postası © IN Attın ka e e Temizlik vergisi ödeyen Istanbullular sokak- ları süpürmeğe mecbur mu ? ş ÖN İsvan hulösasi: 1014 srnagt ” ear ağir an mec Dün şehir meclisinde azadan biri bu suali a el, e e Şe sordu, fakat cevap alamadı dosta Gaç, MN Meştur tayyareci Roland Tamaş bir lokantada buluşuyorlar, onlara: “Herkesi © hayrete yasak Hr âletin — tecrübelerini kep A Meşgul balunduğumu anla, Dew, 2 İlel; tüyyarelerde, perva, ? ale; etmek o imkânını * iYercektiy.. iki kardeğ hayret ediyorlar fakat Ellere şöyle diyor: ear e ZÜğ ve tehlikeli bir te. Bayılır Amd, söenöle basittir... Me ântak pezvaheyle mitralyö- ta ayyy, aAyon Bunu elde etmek ie tereddüt ifâde eden “bir Sordu a ce bir. mu dece bü, azizimiVe bu mesele ai bitmiş gibidir! 1. gizliyemedi: muvaffak olursan, Şa iş bir sey olur! Era, eğe giratma, çekingen nazarlar 2 > ii Bu kadar yüksek sesle ko- Kati; iç” di. Erkâhiharbiye, bana dik- k, am: tavsiye etti; Alran- Ms allen haberdardır 've bir ML tay, istiyorlar. Esasen, düz İalyig,? İalarini takdir etmek fırsatını Bay el keridilerini bu yeni usulle bir böle Estriarı hiğbir Şey an- yay 2 kadar büyük bir:dehşet kane ki tayyareme: “cehennemi Kl Adını verdiler! Sonraları, tay- İSİFİR. etmeden beni ele 'geçir- rini alınış. olacaklardı ki; “bu sein beni kendi hatlari üzeri- nmeğe mecbur etmek için, ellerin- kaş tün en ber Stag, “on Evvel, vie üç “Albatroş, vam lde. İkisini indirdim, üçüncü. Diğ, kaçmakta aslâ tereddüt et Ağah N a takdir ve heyecanla: “ ve *mmej( dedi. Eğer muvaffak “e €ğer muvaffak ölürsün, öy- ü ad ki, hava Kürtüllirbelz Yük bir hava kuvvetleri üzerinde bü- et elde ödecektir. Sen de: N kay, ilinin İki; hafi hazırda, bir-v. » Müş takip ettiği bir tayyare Li takim haş Üzerine ateş etmesine w Moe İcat tamam'le bittiği ve mitralyözün senkronizasyo- im #dildiği zaman, pilot yalnız iş, errünein kırmak ve düşmek v Maruz kalmadan, önüne do; red ve etek £ > Ve -zariş gen; bir kadın | Ba nen arasından atöş etmek, “ği b m değil, Deperdussinin düşün- Yi agi * Seydi. Fakat, isten ilen etiler künatlar da böyle bir yağmura kiş iy. < *demiyordu, Havada yapı: Ne m ölmüştü, yeyi Yapıyorlar. Bundan bir felâketl€ neticelen- eş atlar kopmuş. tayyare düşe Alhdenizi ilk defa öğün eli Piünaz paye Roland Garros, 1918'de vir hava harbinde ölmüştü... Hatıralarım anlatan: Mart Rişar Fransanın en meşhur kadın casusu —2 | | boşalıyor ve ancak birkaç müşteri, hi- kör içerek gevezelik ediyordu. Garros başmı çevirdi. Çok güzel ve çok zarif genç bir kadın, yanımızdaki masaya oturdu. Garros, göz ucile, kadını kardeşime işaret ederek, yavaşça şöyle dedi: — Başka şeylerden konuşursak. her halde da'a iyi olur! Jan, hafif bir hayretle fısıldadı; —Ne o: Yoksa casus mu? Garros müuammak bir tebessümle gülümsedi ve bize doğru eğilerek; — Gatip şeyl dedi, Bana öyle geli- yor ki, bu kadını daha evvel bir yerler de görmüştüm. Fakat nerede? Bunu bir türlü hatırlamıyorum.. v Bakişları mütemadiyen bü meçhul kadına doğru dönüyordu. Birdenbire alçak bir sesle: — Anladım, diye mırıldandı. Viyana dâ, beynelmilel tayyare vnüsabakaların da öna bir berda Tastlârıştım. Yanında çok güzel ve genç bir arkadaşı vardı ve öyle hissetmiştim ki, beni! gözetliyorlar, Ağabeyim! — Şu haldi! Gidelim? "Diyerek elile gârsonu çağırdı Hesabı gördü ve çıktık. Çaddede ağır ağir dölaşmağa başla- dık. Gârro düşünceli görünüyordu. — Beni gülün; bulacaksınız ama, dedi, bana casuslardan ve bilhassa ka- dın çasuslardin o kadar bahsedildi ki, fena hâlde kuşkulanmağa başladım! Bir müddet sustu, sonfa devam et ti: — Bizim vanımıza oturmuş olan kâ- dın, “o,, değil mi diye düşünüyorum. “Jan, tecessüsle sordu: —"0.. dediğin kim? — Altın tulgal sarışın kadın! Jan gülerek bağırdı: — Altın Tulgar sarışın kadın mı? Yani apâşlar kraliçesi mi? — Hayır. Apaşlar kraliçesi deği) fa kat casuslar kraliçesi! Ondan bahsedil — Doğrusu hiç duymadım! — Şu halde pek yakında, ondan böhs edildiğini duyarsın, çünkü, söylendiği- ne görti senin mmtakanda bulunuyor. — Sent - Polde'mi? — Evet! e Almanlar Kesabına m a — Evet! Frarisânın şimâlindeki Al Man teşkilâtlarının hepsini, bu kadm idare ediyor. Yaman bir kadın...» — Güzel mi? “ — Söylendiğ'ne bakılırsa, şok güzelmiş. « Jan gülerek: v5 Eh, dedi, madem ki vaktile güzel miş; demek artık tehlikeli “bir - #adın vaktile | adasmida - kasırga Belçikalı mütcahhitle evlenmiş, Alan lar, böylece, onun Sayesinde, Fransa ve Belçikatın yaptıkları bütün sipariş lerden haberdar ediliyorlardı. Ağabeyim acı bir tebessümle: — Fena değil? Diye “mırıldandı, — Varifesini, akillara * dürgünlük verdek bir muvaffakiyete başardığı temin ediliyor. Harp esnasmda, fabri- kayı, kocasını. Ve imalitm bütün #r- larını ele vermiş! Zavallı kocası . tees- süründen deli divane olmuş. Jan heyecanla sordu: — Ve bu kadının, benim mtakam- da çalıştığını sövliyorsun, öyle mi? Garros bir kahkaha atarak bağırdı: , — Ha şörle!.. Bakıyorum adeta he- vecana düştün! A'man casusları arasında telâş Başka şeylerden köruştuk “ve'artık ne altın tulgalı sarışın .casüs,. nede pervane aramadan “atış mevzubahs ol- du. O gece, erime-dönünce, Alman - ca- sus -teşkilâtlarının,-Garrosın — anlattığı pervane arasından atışm sırrını keşiet- mek âlzere, beni'bir vasrta ittihaz etmek istediklerinde şüphem kalmadı. Bilâhare öğrendiğim birçok şeyleri ve, ezcümle, Roland Garrosın bize tec- rübelerinden bahsederken, ' bütün Al man casus şebekesihin, onun peşinde bulunduğunu, © zamün bilmiyordum. General Falkenhayn. Flândrdeki “Al- man hava filolarına bir tebligat yapa” rak, “cehennemi tayyare,, yi tahrip et- meğen yakılayacak olan tavyardsilere en büyük ikramiye ve mükâfatların ye- rileceğ'ni bildirmişti. Garrosın menki- beleri Alman erkânıharbiyesini &on derece endişeye düşürüyordu ve umu- mi karargâh, pervane arasından ateş sistemini keşfetmenin çarelerini ataş” tırmak üzere, hususi bir komisyon teş- kil etmişti. Düşman, senkronizâsyon tertibatı nm bütün aver tayyarelerine teşmil eği leceğini öğrenince, Umumi karargâh; büyük mikyasta bir faaliyet plân: hazır ladr, Ve. böyle vaziyetlerde adet olduğu while; Ber şeyden evvel, câsus teşkili tuna müracaat eğildi. Benim için, sergüzeşt dolu bir hayat başlayacaktı. (Devarm var) Mütbiş bir kasırga Manille 17 (A.A.) — Bugün Luçon tahribat © yapmış ve Kenivorth adındaki İngiliz gemisini sahile atmıştır. n Manille'in büyük bir krs su altında kalmıştır. 3,000 İtişi melcesiz kalmıştır. Şimdiye kadar 5 kişinin telef olmuş ol- İd iy n tecrü- erine az ğ —ü değildir. ğu bildirilmektedir. iü di senkronizasyon bii be | — Buna güvenme. Hâlâ güzkiriş. leme ii ! dedi “Mermiletin |; Gayet zarif, son derece gık ve tam ma- Satılık ii e yayla pervanenin ârasın | nağile bir eğlence kadını. — Nereden 'erktı bu kadın? — Betl'nin “lüks fahişe... lerinden biri olduğu . ve bundan “bir hayli sene övvel, Alman casuâ sebrkesine intisap ettiği sövleniyor. Hatta seflerinin emri sa eşini evvel, Fransa ve Belçi- | yokuşunda 44 — 2 numarada OFoto kaya harp malzemesi satan, zengin bir | Âliye müracaat « veye zi di; a i dk Mağ ve geriye kâlân yüzde $ Miyg,. <8 büyük bir tehlike teşkil et Sn tertibatmi tetkikile meş- Bilip, i ye Sayede pervanenin ârasmdân urunler. sl kanatların e eyer. 1 Lokantanın salonu motosikiet Standart marka, beş beygir kuvvetin. de çok az kullanılmış bir motosiklet diğini hiç duymadın mı? | 350 Yraya satılıktır. İstanbul Cağaloğlu Şehir meclisi dün saat onda toplanmış, u. mum! meclisin başlaması münasebetile Rei. #lcumhur Atatürke çekilen tazim talgrafına gelen cevap okunmuştur. Cüzdanları olsuyan ve yahut zamanmda muayede olmıya gelmiyen — müstahdemleri kullananların da cezalandırılmaları yolunda. ki belediye iktisat müdürlüğünün tekiifi, sık hiye ve mülkiye ercümenlerinde incelenmiş, emçümenlerin müstahdemlerin tediye olun. malarını, istihdam edenlerin cezaladdır(İmAsi na mahal olmadığını bilüirtü müşterek ka. rar: kabul edilmiştir. Karaağaç soğuk huvs depolarında yumur. ta, sandıklarından alınan ücretin 226 kuruş. tan ikiyüza indirilmesine karar verilmiştir. Bundan sonra yeni belediye talimatnamesi. nin müzakeresine başlanmıştır. Talimatna. menin “umumi yerlerde göğetilecek (geyler, cümlesi okununca azadan Abdülkadir “şey, kelimesine itiraz etmiş, kanuni ahkâmı taşı yan tatimatnamede “gey,. kelimesinin yeri olmıyacağını . söylemiştir. Faruki bu noktaj nazarı omüdafaa ederek (yerine “nokta, kelimesinin kullandmasmı teklif etmiştir; Talimatınmeyi hazırlayan komisyon namı pa Galip Bahtiyar, “şey, keltmesinin yerine kopacak daha müşasip bir keiime bulama, dıklarını, ba kelimenin talima'neme hüküm. eri arasma giren birçok işleri gösterdiğini söytlyerek, bu kelimenin £ kaldırimamasını istemigtir. Avni Yağız, “şey, kelimesinin bir aciz 1. #adesi demek olduğunu söylemiştir. “Şey, kelimesi Üzerinde yarım saat münakaşa edil Dış siyasa e Bm m a İngiltere ve Fransa karşısında Italya ve Almanya me Baştarafı 2 incide Hava kuvvetlerine gelince; Lord Straboigi İngütere ve Pranaaam biç olmazsa, ,Jtalya ve Almanya kadar tayyareye #abip olduğu. mu, yani bu noktada iki zümre arasında mü. sayst balunduğunu iddis ediyor. Fakat bu meselede çok ehemmiyetli olduğu söylenen Sovyet hava kuvvetlerini de hesaba katmak icap etmektedir ki Almanya ve ( İtalyânm karşılaştığı zümre silâh bakımından kendi. lerine kat kat fatletirler demektedir. Sirabolgi büyük barpte İngiliz Akdeniz filosunu İdare etmiş bör adam salâhiyetiyie diyor ki eğer bugün bir muharebe çıkacak ©. lursa, İtalyanın, İspanyada, Trablusgarp'a Ya Habeşistandak! yarım müyon asker, er. Üyeç, esir Ralinde İngiltere ve Franaanın eline "düşecektir. Strabolgi; sulh için en büyük ü- midi, İtalyanın, anavatandan ayrı ve ddets , yebin halinde Afrikada ve İapanyada yarım milyon asker bulundurmasında görmektedir. Strateji bâkmımdan İtalyadın (o vaziyel ne dereceye kadar kuvvetli ve na © dereceye kadar zayıftır? Buraamı kestiremeyiz. Çün. kü bu, bir iMtisas meselesidir. e Fakat iki ximrenin deniz kuvvetleri arasındaki muka. 'yesede bir hata olduğunu (Zannetmiyoruz. Bu itibarladır ki İngilterenin daha geniş me. suliyetler ve vazifelerie karşılaştığı hesaba katlsa dahi, İtalyanin ve Almanyanm bu kuvvetleri karşılaşmaya cesaret edebilecek. lerine de ihtimal veriismez. Hakiket gudur ki Almanya, son seneler içinde silâlanmış olmasına rağmen, 1914 seğesinde tüyük harp başladığı xralârdaki vaziyete nazaran DU. gün daba çok zayıftır. (Ulustan) A.Ş. ESMER Nobel mükâfatları Stokholm, 12 (A.A.) — Nobel Fizik mükâfatı, Novyorklu Dawisson ile Lon idralı Thomson arasında taksim edilmiş. tir. Nobel kimya mükâfatı, Zürihli Kar- ler ile Birmingham Haworth arasında taksim edilmiştir. Akademi 1937 edebiyat Nobel mükâ. fatını Fransiz muharriri Roger Martine vermiştir, Evienme İktısat Vekâleti teftiş heyeti reisi Bay Hüsnü Yamanın kızı Bayan Nüz- hetle Bay Sait 'Törehanm evlenmeleri dün akşam Tokatliyanın hususi salo. nunda kutlulanmış ve bu törende iki taratın aile dostları ile bir çok tanm - mış zatlar bulunmuştur. Yeni yuvaya bahtiyarlık dileriz. & miş, fakat gene işin içinden çıkılamıyarak “gey, yerine konacak kelimenin o sonradan tayinine karar verilmiştir. Birinci madde ev, apartman, dükkân ve mağaza sahiplerinin kapılarının önü ve yaya kaldırımlarmı temiz tutmaları ve süpürme. lerine dardı. Hamdi Rasim, halkın temizlik vergisi verdikten sonra tekrar sokakları sü, pürmeye mecbur adlimesinin doğru olamıya cağın: söylemiş, Feridun Manyastan, belediye nin sokakları temizlemeye mecbur ölup ol, madığını sormuştur. Feridun Manyas buna cevar veremiyeceğini bildirmiştir. Madde #ynen kabul odilmiş, vakit ilerlediği için pazartesi günü toplanılmak Üzere içti. maa nihayet verilmiştir. Istanbul konuşuyor Baştara: 3 üncüde yerinden tek bir kelime fırladı, kaçtı, Şaşa kalmıştık. Biraz ötedt başka çocuklar oynaşıyor Jardı, Bizi görünce yanımıza koştular. Arkadaşım deminki kızın garpi vazi- yetini sordu; — Annesinden dayak yemişti de? Şeklinde izah ettiler, Çocuklardan b rinin elinde Üzerine sarı yiğ sürülmüş kocaman iki dilim ekmek vardı. e sarılığı o kadar tuhafıma gitmişti &i gayri ihtiyari eorklum; — Ne yüği o kizim?. — Yemek yağı amda. © Zavallı yavru ,kimbilir ne cins bir yağı tereyağ hesabına çiğ çiğ yiyordu, Her halde bunu bile bulamamış olan di. ğer çocuklar ise, talihli! arkadaşlarına hasetle bakıyorlardı, Etralımızı alan çoçukların hepsi mektep talebesiydiler, Başlarındak” ketten kıyafetlerinden bu anlaşılıyor - du, Yavrularını, bütün sefalet içindeki hayatlarına rağmen, okutan ebeveyn - lerin ne işlerle hayatlarını kazandık lâtını öğrenmek istedim. Hepsine te. ker teker sordum: — Seyyar yemişçi! — Arabacı!, — Sucu! Bütün bu cevaplar, burada oturanla- rın hep yıpratıcı ve az kazançlı işlerle uğraştığı da gösteriyordu. Han odalarından birisini; açık duran kapısından şöyle bir seyredelim dedik., Aman efendim, aman. Bu odada neler yoktu. Yataklar, iskemleler, masa, man- gal, tencereler, çamaşır leğeni, hepsi, hepsi bir odakla, bir arada duruyordu... Yatak adedine göre hiç te öyle pek büyük olmıyan bu odada en aşağı, 5 nü. #uslu bir ailenin oturduğu anlaşılıyor . du, Bu odanm önünden ayrıldıktan son ra, iki kalına rast geldik. Bize şöyle dert yandılar; — Evvelâ suyumuz yok ondan şikâ- yetçiyiz. Düşünün bir kere, bu kadar insanın bir arada turduğu bir yerde su olmaması ne büyük noksan ve pislik se- Sonra hepimiz bu - kötü “odalar için Evkafa düyna kaklar kira veriyoruz. Halbuki bir çivi çakıp, ulacık bir tamir yapmak, hana biraz olsun bikmak iste. miyorlar. Doğrusu hepimiz Evkaftan şikâyetçiyiz.. Onlar böyle anlatırlarken, koridorun her tarafına, bir çok teneke kutular a. sılmış, olması Sâzarı dikkatimi celbef- mişti, Bunun sebebini kadına sormağa hazırlanırken birdenbire kendim bul» düm, Kutuların hepsi de kumrular için ya. va olarak yapılmıştı. Bu zararsız ve munis hayvancıklar için uğraşıp, öze » nerek böyle yuvalar hazırlamış olan han halkı, biç şüphe yok ki çok iyi kalbil insanlardı. HABERCİ YARINA: Taşhonda gecesi kırk paraya oda kiralâyanlar var..