27 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

27 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cin At açt AYEt ve aşk romanı TÜ AA 0 b ;,"llııcı kısım Ğ Tİrmek üzere geldiğini haber li“*’hııı,u Aitlinen — garsonlarında öti giren yaĞ, hayretle baktı. Zira Süa ça SA boylu ve uzun £ "'.""" tayyarenin yoku- :’(hu..,.:'"“- Bâyet nazik bir eda _ et K De devam etme- î*— ıl&h.ı-. bir h:f:l:::n: N'hmhn hm bııd““n'ılıı.l'hvııuııbu treci Ö T Ye etti; ae ":::lm'_"ıüimiu_.. Ba- bir haçı? Sürüyordu: Yol harikülâdelik olmadı h c—”_nm' şekilde o n keşfine kadar İ ha Tübr İteher; * dikenh, *Te be, ; Va dedi, OT Yahei silâh. kağnlakknız çaç K * düğürne Madam! . dedi Nazarlarla baktı; oe TİNİ Pek beğen- mişti. - bir İngiliz bu silâhları asla kul- lanmaz. — Hakkınızvar, efendim. — Biliyor musunuz, bayan Mitchel, ben sizin İngilterenin ne tarafından gel- diğinizi tahmin edebilirim. — Dorse'den, efendim. Ben Bridport taraflarında doğdum. — Emindim bundan... Orası, dünya- nn en güzel köşelerinden biridir, — Değil mi? Oranın yanımnda, Lond ra hiçtir. Ailem iki asırdanberi Dorse- de otururz. Damarlarımda Dorse kanı ak- maktadır. — Görülüyor, madam. Puaro, yeniden erkeğe döndü. — Size bir küçük sual sorrçak isti- yorum Mitchet. Adam, başını salladı: — Bildiğim her şeyi söyledim. Bu- nunla sizi temin ederim. — Alâ, alâ... Ehemmiyeti yok esa- sen bunun.... Yalnız madam Jizel'in ma- sasında bir kargaşalık var mıydı? Önü anlamak istiyorum. — Ne zaman? Bu bayanın hareket etmediğini farkettiğim zaman mı? — Evet.. Kaşıklar, çatallar, tuzluk... Yahut da başka şeyler yerlerini değiş- tirmiş miydi? Yerlerini değiştirmiş miy- diler? — Masanın üstünde yalnız kahve fincanı vardı. Diğerleri kaldırılmıştı. Binaenaleyh, hiç bir fevkalâdelik dik- katimi celbetmedi. Belki de dikkat et- tem İâzımdı. Lâkin o kadar şaşkına Gönmüştüm ki... İhtimal! polisler birçok teferruatım daha ziyade farkına varmırş- lardır. Zira tayyareyi adamakıllı araş- — Hoş, ehemmiyetli bir şey değil ya.. Fırsat düşünce, azkadaşınız Davise gey sAylemek isterdim. " — $imdilik sabah postalarında vça. lışryor. Sekizi kırk beş postasında va: zife alryor. — Bu iş onu pek heyecanlandırdı mı? — O gençtir, efendim, malüm ya... Kendisine bol bahşiş vererek macerayı anlattırıyorlar, O da bundan hoşlanıyor. — Sevgilisi vardır, değil mi? - di- ye Puaro sordu. - Onun böyle bit tü- rümde lemi geçmesi, sevgilisini fevkalâ- de heyecanlandırmıştır. Madam Mitchel bavadisi yetiştirdi! — “Taç ve tüy” hanının sahibi olan ihtiyar Conson'un kıziyle flört ediyor. Ciddi bir kız. Kafası, omurzları üzerin de sapasağlam duran sıhhatli bir mah- lük. Nişanlısının bu İşte ismi zeçmesin- den hoşlanmadı. Puaro, kalkarak: — Akıllıymış. Hoşlanacak şey de- gildir bu. Verdiğiniz mallmattan dola- yı size çok teşekkür ederim Bay Mitehel size de bayan Mitchel... Rica ederim ar- tık üzülmeyiniz. Polis hafiyesi dışarı çıktığı zaman, Mitehel karısına dedi ki: — İstintak dairesindeki abdallar bu- Nu türüm İşlemekle itham ediyorlar, Bense ondan gizli tahkikatla uğraşıyor diye şüpheleniyorum. Madam Mitehel: — Eğer sözlerime inanırsan, bu işin altında bolşevizm var. Puaro, tayyaredeki diğer garson Davisi görmek arzusunu ileri sürmüş- tü. Hakikaten de, bu iş geçikmedi. Bir kaç saat sonra “taç ve tüy, hanında buluştular, Davis, kendinden evvel Mitchele so- rulan suallere cevap vermek — mecburi- yetinde kaldı. (Devamı var) l HABER — Akşam Dostan Bunları Biliyor musunuz? Kediler Solak mıiıdır ? değil midir ? Tenha bir caddenin hangi tarafında daha fazla kedi bulunur ? Etrafımızda, yanrmızda, beraberimizde o. lan geyler hakkındaki malâmatımız me ka. dardır? İyte, boğ bir zamanımızda SİZi meş. gul edebilecek faydalı bir eğlence. — Dalma muhitimizde oldukları için dikkat etmediği. miz şeyler o kadar çoktur ki.. bunları zaman zaman ortaya koyarak fıikrt bir idman yap. mak istiyoruz. Her yazımızda bir mevzuu ele — alacağız. Yalnız bugünkü mevzua başlamazdan evvel umuml olarak dikkatsizliğimizin — derecesi hakkında evvetü nazarı dikkatinizi çelkmek istiyoruz. Size bir sual: Yeleğinizde aç düğme var? Borumuza cevap — vermediniz. — Halbuki hergün elleriniz mihaniki bir surette o dülğ. meelari Niktemektedir. Bunli sorduktan sonra cevap — verebilmek üzere ben de 0 düğmeleri saymak mecburi. yetindeyim, Diğer bir sual; Ağzınızda sağlam Kalmış kaç dişiniZ vardır? Kğer yaşınız kırkâa yak. laşmış ise Iddla edebilirim ki bu suale de der hal cevap veremiyeceksiniz. Halbukl sizi günlerce uyutmıyan diş ağrı. larınızı düşünerek derhal sağlam dişlerinizi söyülyebilmeliydiniz.. , Buanlieri uzatmağa lüzüm — gürmeden bu. günkü asıl mevzua geçiyorum. Bugün kedi. ler hakkındaki bilgilerimiz! muayene ve kon trol edeceğiz. Her wuali, —okuduktan sonta tütden ozün Cevabını düşününüz ve sonra ce. yaba geçiniz. 1 — Kediler solak mıdır, değil midir? Cevap: Kodiler her iki ön — ayaklarını da kullanırlar. Fakat daha fazin solak otmak istidadındadırlar. Fhemmiyoti! hücumlarını sol ön ayaklarile yaparlar. Ve kızdıkları va. kit de solak olurlar, 2 — Bir dişi kedi kaç günde doğurur? Cevap: 55 . 56 günde, 3 — Bir kedi yavrusunun kaç günde göz. leri açılır? Bu, malfmdur ama, gene yazıyoruz 9 gün de, & — Bir kedi kaç sene yaşayabilir? Cevap: Kediler umumiyetle 12.15 sene ya. şar. B — Kedliler kaç senodenberi memleketi. mizde mevcutlur? . BU auml KIT Cövabi — hakikates güç. İlk batıra gelecek şey kedilerin bidayettenberi mevcut olduklarıdır. Fakat öyle değildir. Av. Tupada ehli kediler ortaçağlarda rörünmeğe başlamıştır. Bundan evvel ehit kedi, Avrupa. da çok nadirdir ve kaymetli tir hayvan ola. zak tanınındı. Kurunu ulâ dediğimiz ilk za. Ehli kedilerin çoğumm Mismrdan geldiği zan. nedilmektedir. Kediler Mizırda Allah olarak tanılırdı. Hattâ Mrsırda Buübaste ciyarmda Binlerce kedi Mumyasına rastlanmıştır. Mı. sırlıların Bazt HAheri kedi başlı idi. Memleketimizde de ehli kedilerin sonradan türedikleri muhakkaktır. 6 — Kedilerin gözleri mi daha kuvvetlidir, burunları mı? ş Cevap: burunları. T? — Tenha bir caddenin hangi tarafında Gaha fazla kedi bulunur ? İkl İngiliz bir gün şöyle bir bahse muşlar: Biri demiş ki; bu caddenin ıııî::ı... fından sen, bir tarafından ben b Ben hiçbir kediye mmmnm birçok kediler bulup xana göstereceğim. Ve Filhakika da böyle olmuş. Acaba neden? Çok kediyo rastlayan, caddenin hangi ta- Tafından gitmiş dersiniz ? * Covap: güneşli tarafından, ; 8 — Kedilerin beyıldarı ne 1ş gürür? Covap: en fazla lâmine vazifesi gürlür. 9 — Oynamakda olmastda rağmen bir ke dinin rahatsızlığının İk alâmeti nedir? Cavap: burun ucunun solması, Tam sıhlat te olan kedilerde buruf ucu kırmızıdır. Fa. kat renkleri kül rengi Veya hafif çikglata rengi olan ve siyamavat denilen — kedilerde burun ucu hafif mavidir. 10 — Kodilerin başka mühim hastalıkları “nadir? Cevap: Verem. Kedi veremi Insanlara da geçebilir. anun için dikkat etmak icap eder. Tonton amcanın marifeti | hanım Dünkü —nushadan devam — Ebe nineyi isterim, o dulcuğu is- | temem! diye... Süleymana duyurmadan cbe nir.enin evine salınan iki haberci, soluk soluğa geri döndüler.. — Yok ..Kapısında koca bir asma kilit asılı.. Galiba “Meşebayır,, a ebeliğe git- miş, haberini getirdiler. Kızın anası “Kuzumu o dülcuğun e- line bırakmadansa, ebeliğini kendim yaparım,, diye terter tepinmeğe başla- dı. Elifin ağrıları çoğalıyor, sıklaşıyor- du. Gebe kadın, neredeyse ebesiz Coğu- racaktı.. Süleyman sokak kapısıridan fırlayarak “ebanım,, a koştu.. Konukomşu, şamataya uyanmıs, av- luda bekleşiyorlardı.. Melek odaya girdiği zaman, Elifi kendinden geçmiş yaralı bir dişi kaplan gibi inliyor buldu.. * GEe Süleymana “çocuğun sizlere Zmür, doğar doğmaz, çene ata ata öldü., Elif keridini bilmiyecek derecede baygm,, haberini verdikleri zaman, ortalık iyi- den iyiye ağarıyordu. Süleymanın odaya girişi, Elifin azı- cık kendine gelir gibi olduğu bir ana rastlamıştı.. Benzinde bir damla kan yoktu. O kadar sapsarıydı. Süleyman karısının alevler içinde ya nan elini avuçlayarak: — İki gözüm, çok şükür kurtuldun, dedi. Etif, gözlerini tavana dikmiş, yarı baygın bir halde, dalgın yatryordu. Sü- Teyman köşede sinsi sinsi hıçkıran kay- nanasına dışarı çıkmasını. İşaret etti. Ve o gün bir dakika Elifin başndan ayrılmadı. Akşama >kadar “lohusa,, yı üç buhran yokladı. Bayıldı, limon, soğan koklata koklata güç ayıltabildiler. “Çeneleri gamanu - yöort,, Suleymanın açmak için ağzma soktuğu parmakları kan içinde kalıyor- du., Fakat akşam suları, gelen son buh- ran Elifi aldı, götürdü. Anası “gltti, gitti. Amanın, ne yapayım?,, diye dö. vünürken, Muhtar kaynanasını azarla- dı. Ve Elifin gözlerini kapamak için iğikliği zaman, göz pınarlarında daha kurumamış, yaşlar ışildryordu. Gözle - ritden sür'atle yuvarlanan iki damla yaş, ölünün henüz soğumayan yanakla- a düştü.. T Bütün köy “Lohusa Elifin ölümün- de,, bir suç buluyor, bunu da “Melek,, e yüklüyordu. “Ebanım,, köyün miyop gözlerinde © kaklar küçüldü. o kadar Her ağızdan bir söz çıkryor ve Sü - Teymanın kulağına kadar geliyordu. E- banımın, Elifi kasten öldürdüğü Muhta rın kulaklarına ©o kadar çok geldi ki, meredeyse, dün bir sur gibi önüne durduğu, koruduğu ve temiz bildiği kadından sündhelenecakti. Elif, duvaklarla düşünde görneğe başlamıştı. Islak gözlerini kendine dike- rekt — Ebanım sana baygındı Süleyma - nım,. Beni ortadan kaldırıp sana var - mak icin öldürdü. diyordu. Bu düşü, avnen Elifi seven birkaç karlın da Förmüştü.. Süleyman, her gün, “Elif ve Ebanı- ma,, dair bir düş görüyordu. Artık ge - celeri bu rüyalarla haşirneşir ola ola, J üykü uyumaz bir hale Belmişti.. Ona, ihtiyarlar “oğlum,, bu sana ra- hat vermez gayri.. Git, hakkını arı za- vallının.. Ne olsa nikâhın altındayken öklü.. Karındır,, diye öğüt verdiler, Silleyman ne yapmak lâzım geldiğini kestiremiyor, fakat gün Beçtikçe eba - numin süçlü olmasınayavaş yavaş İnan- mağa başlıyordu. Ebanım, karısını bile bile öldürmese, Eli böyle tel duvaklarla kendisinin ve bildiklerin — rüyalarına girer miydi? “Allah,, yarın bunun hesabmı kendisin- den soracaktı.. s * » * Bir hafta sonra kasabadan gelen iki Jandarma Ebe hanımın — kapısını çaldı ve mustantiğin “tevkif müzekkeresi,, ni gösterdiler.. (Melek) in bütün çarpın- malarına rağmen ne Muhtarın, ne köy- lülerin kanaatleri kıl kadar yerinden oynamadı.. Hürmüz teyze, başı açık sokağa fir- lamış, “Bırakın,, diye bağırıyor, git « tikçe büyüyen kalabalık kapr önüne yi ğilryordu. Jandarmalar Ebanımı zorla köyden buklukları bir arabaya bindirdiler.. Meraklı kalabalığı, arabayı bir müd- det atkip ederek dağıldı.. “Melek,, in kafasında bir beyelân vardı. Büyük dağ parçaları halinde ha- tıralar biribirinden ayrılıyor, biribiri üzerinden ağır ağır kayryordu. İki jandarma, kadına ayni erkek ar- zulariyle bakıyorlardı. — Araba' köyün son evlerine vardığı zaman kafasındaki heyelân büsbütün arttı.. Karanlık bir rüya yaşaklığı bu köyü görmemek için slak gözlerini sımsıkı yumuş, elleriyle kulaklarını tıkamıştı. Kulağına gebe kadın iniltileri, yeni doğ müuş gevrek çocuk ağlamaları geliyor ve araba tozlu yollardan ağır ağır karaba- Ya doğru yürüyordu. Mustafa NİYAZI u ON AKŞAM POSTASI! İDARE'EVI;" Istanbul Ankara Caddesi Posta kulusa 1 'Telgraf aocoresi: Yazı işleri telefonu ; Wdare, ilân ” ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi 1400 Kır. — 2.700 Kir. 730-, 14530 ,0 400 » 800 , 180 , — 300 » Sepvlik 6 oylık B aybık 1 eylik Sahibi ve Neşriyat!Müdür. 5.31 Hasan Rasim Us' Basıldığı ırr»ıvuıırı Mafbaası

Bu sayıdan diğer sayfalar: