Biliyor musunuz? Garip bir başlık Bu gördüğünüz garip başlık Havayen adalarında, mercanla rm bulunduğu yerleri ziyaret etmek için deniz dibine iner ken giyiliyor. # * » Amerikalı büyük şirket direk törlerinin dakikaları © kadar kıymetlidir ki, bir dakikayı bile kaybetmek istemezler. Hatta 6tf bu yüzden, Amerikan 1o. kanatlarında buna benzer sah- neler çok görülür, Genç bir adam lokantaya ge- lerek masasına oturur ve ye- mek ısmarlar. Yemek - gelir, fakat genç adam buna dokun- maz, Bir kaç dakika sonra, gö- bekli şirket direktörü içeriye girer,bunun üzerine delikanlı yerini ona terkeder. Direktör Oturur, alelâcele yemeğini yer Ye parayı: vermeden çıkıp — gi- der. Hesabı delikanlı Börür, E. ıîu.-ı onun bütün vazifesi Tmü- düre vakit k.ııand:ımııkr:r Bazı Macar köylülerinin düğün elbiseleri işte bunlardır. Nota ile şarkı sö » leki bu maymun çok zeki bir hayvandır. i çok sever, O kadar sever kibu tatlı mey- bassa muz ye: venin hatırı için nota ile şarkı llk tahtelbabir Tlk tahtelbahir torpil şeklin Ğ2 yapıldı ve bunun, B Ka hiti Kebiri 28 saatte katetme- si beklendi. Tabil daha ilk tec Tübe, hiç bir netice vermedi. Si öp 5 Şu gördüğünüz kocaman ma bet, Vaşingtondaki — kilisedir. Bunun inşasından evvel yapı- lan müsabakaya hirçok mimar- lar girmişlerse de, müsabakayı, bir fizik Âlimi , kazanmış- ve - kilise onün plânları üzerine in- Amerikalı Gangsterlerin ne korkunç adamlar — olduklarını birçök defalar duyup okumuş supuzdur. . Geçenlerde Nev- yorkta vuku ulan bir hidise, bu haydutların ne yılmaz a- damlar olduklarını bir defa da- ha göstermiştir. Üç gangster, tiyatroya gele- rek kasayı olduğu gibi alıp gö- türmüşler, fakat bir türlü aça- mamuşlardır. Bunun Üzetine iç- lerinden biri, hiç çekinmeden, birkaç saat sonra tekrar tiyat- roya gelmiş ve kasacıyı tehdit ederek kasanın anahtarını da almış ve geri dönerek rahat ra- hat kasayı açmıştır. Bil- söylemeğebile alışmıştır. Onu çkası söylerken görüyorşunuz. ae Çözeerii Şen Fıkralar Şoförlük imtihanında Otomobil kulanmak — ehli- yetnamesi için yapılan imtihan da: — Meselâ, şantte 60 xilomet relik bir süratle yokuş aşağı i- mnerken, frenlerinizin ikisi de bozuluyor.. Ne yaparsınız? — Derhal yere iner yolun ke narındaki büyük taşlardan bi risini alır ve tekerleklerden birisinin altına koyarım. Elbisecinin yapacağı tashih Elbisecide: — İşte 25 liraya mükemmel bir elbise.. Üstelik istediğiniz tastihatı da parasız yapatım. — Pek âlâ, şu halde bunu alryorum. Yalnız vaaddettiği niz tashihatı etiketin üzerinde yapın. Yani 25 lira yerine 15 li şa yazın. Işten çıkmamış mı ? Yazihane sahibi, iş —arayan bir hademeye: — Demek ayni ticarethane de 7 gene çalıştınız. Şu halde ne diye oradan ayrıldınız? Si zi işten mi çıkardılar? — Hayır bayım!.. Afietti- lerl.. &. K * Mahkeme - reisi ai Dir şahidi - istic , — Yap ediyor: — Ateş edilir - zen orada bulun- düğunüzü söylüyorsunuz, Pek Alâ vaka mahallinden ne kadar mesafede bulunuyordunuz? —- İlk ateşte, katilden 25 metre mesafedeydim. — Ya ikinci ateşte? — Şey... Ölçemedim.... — Takriben söyleyin.. — Takriben 500 metre me- safede, Gağcılara bakın! İki dağ sporcusu, Bursadaki bir otelin sahibine mürakaat e- diyorlar: — Yarın sabah, Uludağın en yüksek zervesine çıkacağız Bu gece kalabileceğimiz bir oda nız var mı? — Eyet. Dördüncü katta bir oda var fakat — âsansörümüz yok!. — Asansör yok mu? Dört kat merdiven çıkmak doğrusu tahammül edilmez!. Bu ne bi çim otel?.. * , Bayram münase- betiyle, — babası, 'küçiik Ahmede Diraz parâ& ver - mek istiyor. Fa- katayni zaman- gda, onun para hakkında bir ma- lümatı Olup olmadığını anla- mak için cebinden bir liralık kliğıt para ile bir 25 lik made- ,,ş ?.ırı gıkarıyor Ve bir tanesi- ni intihap etmesini söylüyor. Küçük Ahmed de hiç tereddüt etmeden cevap veriyor: — Babacığıma şu madenil pa- rayı, bü kâğet parçasının içine sar da bana öyle ver.... Kaç yaşında ? Mahkemede : Reis — Yaşınızı söyleyin bayan. Unutmayın ki, doğruyu söyliyeceğinize dair namusu- NUZ ve gerefiniz Üzerine söz verdiniz|. Şahid bayan — Pek âlâ, şu hâlde yirmi yaşım ve... On beş senem var, * M Hikâye: ha Hint sarayının esrar! Meşhür Fransız — gazetesisi - Jan Rangluâ gerek, Landrada tanışmış olduğu — Bahavalpur mihracesinin davetine icabet etmek, gerekse, Hin distan hakkında gazetesine bir rü. Portaj yapmak makandile Haydar. abada gelmiş ve oradan da trene binerek Lahora bareket etmişti. Mihrade tarafından — idare edilen mıntakalara gelince, oradaki sela. let ve halkın 1ztırabi gazateciyi hay rete düşürdü: — Garip geyi . diye mırıldandı, balbuki ben mihracenin gayet âllce nap bir adam olduğunu ve tebaala. rına katiyen eziyet etmediğini bir gok defalar duymuştum.. Acaba bana nur yanlış anlattılar, yoksa, doştumuz idare şeklini — değiştirdi mi? * Güazeti başka sürprizler de bektiyordu. Mihracenin sarayma gel diği zaman dostunu çok ihtiyarla. mış buldu, Üstelik mihrace yazete. Ciyi de pek tanımadı. Fakat nihayat batırladı ve önâ karşı nazik ve se. vimli davranmağa başladı. Manma. fih gayet düşünceli, meşgul ve he. yecanlıydı. P. , o Akşam yemeğinden sonra, Jan Rangluayla mihrace, karşı karşıya geçerek kahvelerile sigaralarını iç. tiler ve gazeteci, yalnız kalmaların dan istifade derek, ona niçin müte, esir. olduğunu © dü göyle çevap verdi: — Bir şeyim yok, dostum, emin olabilirsin!.. * — Hayır, dostum, görüyorum ki 80 nderece hayecanlısın, her zaman mütebeaaim olan çehrende, sıkıntı okunuyor. Belki beraberce bir bal güresi buluruz anlat derdini.. Bana Bördü, * WÜmüÜn Yök mru ? — Sana tabit ittimadım var, fakat bundan artık bahsetmiyelim, dos. tüm.. Bu sözler üzerine mihrace ayağa kalktı ve sigarasını bitirmek üzere olan gazeleciye göyle dedi: — Bana müsande et, birâz sonra tekrar gellrim! Mihrâce, uzun aârmlarla odadan dişarıya çıktı ve Jan Rangiua, tam bu strada yanından geçen ve ceki denberi tanıdığı hademeye şöyle sor du: — Böyle bakalımı Roma, efendin böyle nereya gidiyor? Hintli biran tereddüt etti ve son. ra, efendisinin hu ecnebiye derin bir itimat beslediğini nazarı itibare ala rak, cevap verdi: — Rfandim yeraltındak! dalrele. re gidiyor.. Esasen her gün, aynı saâtte hep oraya gider. — Teşekküir ederim, Roma. Gazeteci, Hinditnin uzaklaşması. mr bekledi ve sora YAVAŞ yavaş ayağa kalkarak odadan çıktı, Öğ. leden sonra sarayın plânlarını tet. kik ettiği için, yeraltr geçitlerine nereden inildiğini biliyordu. Biraz sonra, yarı açık duran de, mir bir kapının öcüne geldi ve kimsenin kendisini takip etmediği. me emin olmak için biran dırakladı fakat, yeraltı geçitlerinde İlerliyen mihracemin ayak seslerinden başka bir şey duymadı. Bunun üÜzerine hiç tereddilt etmeden, sesizce fakaft hiz H adımlarla ayak seslerinin geldiği istikamete doğru yürüdü — ve biraz BonTA, Oh ietre kadar "leride yürü. yen mihraceyi gördü. Mikrace, elindeki meşalenin iyığı altında bir hayl! yürüdü ve içinde Boda (Rind mabüdu) nun heykeli bulunan büyük bir mağara İçinden geçtikten sonra, dar bir korldora girdi ve cebinden kocaman bir anah tar çıkararak, sağdaki bir kapıyı açtı. Jan Rangiua, merakle mirildan. di — Bu körkunç yerlerde acaba ne yapacak ?.. Mihracenin höcreye girmesini bekledi ve soara yavaşça ilerliye. rek yarı açık dürün kapıdan gizlice baktı. Mihrace — öradaydı/ Fnkat yalnız değildi. Kolları ve ayakları iyice bağlanmış olan bir adam dö. şemeler Üzerinde yatıyordu. Gaze. teci, ba adama dikkatla baktı ve ağzından fırlamak Üzere bulunan bir çığlığı güç zaptetti. Yerde ya. tan bu adam Bahavalpur mihraca. sinden başka - kimse değildi.. Yani hakiki mihraoe!.. Gazeteci gözlerine inanmak iste. medi, fakat ezir, söz söyleyince, 8e ginden de, Londrada tan döstü alduğu bir defa daba anladı. Haki, Ki race sahte mihraceye şöyle d0 — Gidebilirsin sefil.. Hiç kimseye bir gey söylemiyocağim.. — Bahi mi? Şu halde mel!.. Bu sşözler üzerine sahte mihrace, esirinin üterine doğru eğilerek, güp besiz. küvvetll bir uyuştürücü maddeyi ihliva eden küçük biz şişe. yi ona zorla koklattı. Eşir, mukavemet etmek iştedi fa. kat, biran sanra baygın bir balde, yerde, bareketsiz kaldı. Bununu üzecine, sahte mihrace, cebinden çı. kardığı bir kutuda bulunan yeşil bir merhemi, onunu dudakları arasma sürdü. Garoteci, Zayıf ışığın altmda, dos tunun sapsarı kesildiğini gördü. Ne. redayse sahte mihracenin — üzerine saldırasektı. Fakat bunun çok teh doeler — verebileceğini dü- mdece heyecan içinde mu. mükem. gün: rildandı: — Ataba ölecek mif. Fakat tam bu mrada, sahte mih. race ayağa Kkalkarak höcredemi çık. mağa hazırlandı. Bunun Üzerine ga. zeteci hizla uzaklaşarak bir köşede saklandı Sahte mihrace kapıyı nedengse ki. ütlemedi ve çıkıp gitti. O zaman gazeteci höcreye doğru koştu, ka. apıyı İti ve uyuyan mihracenin ya. nına yaklaşarak üzerina ağildi. Har geyden evvel, elektrik Jâmbasını yan karak dudakları araamdaki — yeşil merhemi aild. Sonra şapkasını onun yüzüne dağru zallamağa baş. ladı, Böytelikle, biraz rahat nefem almak imkânmı bulan mihrace, on dakika sezra kendine gelerek göz Terini açtı. &.AM...£ — Vakit kaybetmiyelim doştum.. Düşmanın beni yukarıda — bulama. yınca, belki de şüphelenerek kaçar. — Haklkın var. Çabuük saraya gidelim. Buşıma gelan şeyleri sana yolda anlatırım. Hemen yeraltı geçitlerinden koş. müğa başladılar ve mihrace anlat. mağa başladı. — Bir gece, sarayda herkes uyur ken bana son derece benziyen bir adam, her namisa —muuhafızların göz önünden kaçarak yatak odama girdi ve nuyumamdan istilade ede. rek beni aımaıkı bağladıklan sonra bildiğin bücreye kapadı. O zaman. danberi, her gün muntazaman ya. mIMA gelerek servetimi nereye sak. Tadiğimı sormağa bağladı. Tabil göylemedim.. Bunun üzerine haydut herif, bana çok benzediğinden lati. fade ederek ve benden hiçbir şey Alamayacağını anlayarak, tebaala. rıma ağır vergiler yükleterek, ben. den alamadıklarını onlardan alma. ga başladı. Herhalde, kâfi derecede para top. lamış olacak ki, bugün yanıma gel. di ve banl ön on beş gün uyutacak bir merkemi zorla ağzıma sürdük ten sonra kapıyı açık zap gitti. Tabit ben uıj mad dışarıya çıkabilecek bulamayacaktım. Senit beni kurtardı. Bunu hiçbif unutmayacağım dostumi- İki döst, nihayet seraf Biraz sonra sahte mihretf di Cürmünü itiraf eti Y KgünÜ idam edildi. Jan Rangtuaya gelinci ki uzun ikametinden mihracenin kendisine ettiği Dirçok elmas ve diyelerle beraber Parist Hindistandaki — maceri büyük rağbet gören, bir yazdı. — ŞaHfaf bir şeye dd j ter bakâyım? / — Meselâ.. Bır.çeınl' ,] maklığı. ; şaffaf bir gey d işte size bizim allk bulnmiyan bir harfi Ş Yalnız iki makas dö bu harfi öyle üç parsf rınız ki, parçaları tekrâf ğ zaman meydif | '(M) harfi çıksın. _,İ Bu bilmecemizi hi den birinciye bir ekk"î.!/Y Ti, Üdliö:iye vazo içinde üçüncüye bir briyantifi f okuyucumuza ayrıca İ hediyeler verilecektli ÇOCUK SAYF*’ | Bilmece ka Rakamla gösterilen yerleri şu şekilde boyayın: 0: Beyaz, 1: Açık sarı, 2: Koyu sarı, 3: Açık Koyu kırmızı, 5: Siyah, 6: Yesil.