| £ . £ î ; ı | B İ ı B 'Xış nfnî; ŞRİN —— 1087 —Bmı .. _m“ -. .. : "%W Ötedi enberi bi K c bir mütcarifedir: önik & j Sök bilirp — © Mi, çok yaşayan mr ;"Çok Tn N, itira: . Safilır. ge bul etmez” bir hakikat kati diye dra meselâ işte aksini Üvvetli delil: * Sök iptidaf insanların eve özebeli, Babıder Zi ee Üiraat devri j İMtanlar h. devrine geçtikten sonra, tekimi :ı” Yerde kalıyorlar ve daha a 'Yorlar, medeniyet kuruyor» : ziraatçiler hep akat göçebelerden a " avareler, sürtükler dikkat K Boktaya tem: M İyi bilir? Büfa kuvvet, eıküz ettirenler- sürate gayret dö- akdr STan neslin bilgisi muhakkak Dimek ki, "çor ğ ah ki, "çok gezen, çok yaşayan- a milümat » nazâriyesi in) mdi ona (Av İtmeş,, U diyeceğiz?,. diye bir : Miştim. Bu da yi tenkididir. Ytsavan an & Bi ıöı:,,î." €lbette daha çok bilir. idd Ü “ihtiyı b Ü)ıen“'hîın - yarlamağa başladı ir Makam tutturacak!,, diye ala- Ey bu nt atalar sö- Tallinden bahsedecek. e Y satırları okuyan! ©e ., * Yüdana len; &tmamak elbette senin İ Afiine Ha N H *Üllen * lî-ııivınîn bile ihtiyarlık önünde- Yarkı Emek h 1* kemal, fazl olduğunu », Flnn :;;-:"dh menfaati İktizas: Tmedhi yei” daha brğa H pin, SEaçliy, ü tundür. Zira şimdiden iyi bilmişler. ki " d.dı—:e eserler yazmış- R ;ch Y inşanlar — “gençlik, U, _'“'l“fmuılar. gençliği lâr ea Üstün saymağa çalışryor Meş, tle . Ürcü Yüğar —n;ud“ii:. Hmaktadır, görmektedir, Ş nakta r'* Rezmekten ziyade çok ; t © Sök görmektedir. Ay- Strden a TU CClif seferl .1.. e €tler, uzun uzun " fikiş _ı._:dî_"]'"“ “kanuniyetine,. t İN di ebilmekte “bunlar olağan Rah “yebilmekte, , ldenel " İ tay gibi '.q:_!lm Adımlarla, ibl €i köprü başına elâllenmemek B dayı,, Sök ayıları atlattık- demeğe insanın ağıt İ Y Hyarlık, üre, «& âh ır.L_.n—('.'m'"“"':k* Bgeçirmişlik.. _“'ıhhıarlık.. I î: d: Harşeuk çatoe pi enburg gibi Tn tü Bibi, “uzo A, g gibi, Bi *Ne TMütlu m:h—- Mimar , Sinan Y Salil Goği, © ipe önme) KS tit eeei İiği hi a servetini, İlğinı Ceğll de, genç- iğ BOSeT SİMİŞ, özlem $ (Vâ-Nü) N Si hatg, i kedi .(lfcna Rüme, X Rveş ) T siniz g, S'ye) — Her """'vı Pıuya.nğ *Ö mip ki 1 Tn Harın Nlıu,;,'nm Onlar olmasa ©N Hasıl kalka. hipiri,,| | Öğle güneşinin ortalığı yakıp vurduğu bir saatte, foto Âliyi çağır - Gm. Röportaj yapmak için sokağa çı- kazağımızı söyledim. Bu sırada yanurda | auran, bizim HABER'in ressamı Saffet Sakabaş: — Bugiün ben de gelmek ist'yorum, | sizinle.. dedi. Cok sevdiğim arkıdaşımın tekiifini ma, Biraz son- memnuniyetle kabul ra üçümüz sokağa çıkmıştık. O gün, günlerdenberi' serin g'den hâvi birdeni bire Öyle 1sıhmış, ki, yazın ortasında oltatt, güneş etrafı bu- vuramazdı. İşte bunun için pek eyip, aaya yakın bir yerlerde dolaşmağı tercih e*tik. öyle 1sınmiıştt kadar urzaklıra g Mahmutpaşa ordum. Arka - hepe? de | — Zaten ne vakittenberi iwarını görmek İsti ve daşlarıma fikrimi söylel münasip buldular 'Yeni postanenin ar- kasındal? yoldan Sultanhamamına çıka rak biraz sonra Mahmutpaşa yokuşu - nun altına vardık. Seneler var, ben Mahmutpaşaya ge- memiştim, Eskiden burayı karmakârı- Şık, yolu binbir işporta kapatmış. her taralırı seyyar satıcılarla dolu bir yer bilirdim., Bit zamanlar, Mahmutpaşadaki $aâ- tıcıların gürültüsünü Sultanhamamdan işittiğim — olmuştu. Fakat hayret-- Bu seler yürüdüğümüz cadde. tanki Mah- mutpaşa caddesi değildi. Sessiz, sadasız seyyar satıc'sız. sergisiz bir Mahmut - | paşayı doğrusu akıl ıh-nıyarr!uı Kendi kendime: “Belki, dedi zide vaziyet değişir.. İ Fakat gene yanılmışı Bir biştan | bir başa yürüdüğümüz Mıhmutşâ“ y D da, eski pünleri batırlatan hiçbir şey | yoktu. Mahmutpaşanın tam bir Şark m, ile- | ) Vahmutpaşada tanesi 15 kuruşa sa. Mahmulpaşa caddesinden bir görünüş.. İstanbul konuşuyor ! .ç aa A LLA - Mahmutpaşa esnafı | «Dükkânlar, akşamları nasıl muayyen saatte kapanıyorsa, sabahları da öylece aynı saatte açımalıdır,, diyorlar Yazan : Haberci Mahmutpaşa esnafı Haberel ile konuşuyor... pazarı olan eski halinden, bugün, dük- kâncıların kapı önüne çılıp: — Büyürun - bayan! — Bizde var. iyisi ,77 Bayımı bir kere - de buraya bakı da öyle geçin.. Ve Nlâh, çağırma! mamıştı. Mahmutpaşa, artık, kellifelli bir çar- şt olmuştu. Caddenin iki tarafına dizil- miş ekserisi vitrint'z dükkânlardan bi- risinin kapısında duran esnaflarla kö- nuştum.. — Evet, diyorlardı. Evvelâ sergileri, sonra seyyar satıcıları kaldırdılar, diye - müşteri rırıdan başka bir hatıra kal - — Peki, bu dükâncılar için iyf olduz tabil.. — Ne gezer beyim, asıl zararı biz gör dük.. E — Aman nasıl olur?. — Çok tabile Mahmutpaşaya koşan müşterinin çoğu, sergilerin, seyyar es- nafın ucuzluğuna gelir, oralarda ara - dığını bulamayınca da bizim dükkânlara dolardı. Sergiler kalktığı zaman burası müşterinin yarısını kaybetmişti, Son de fa seyyar kaldırıldıktan <inin büyük bir kısmı daha, artık Mahmutpaşaya uğramak oldu, kalabalık azalınca tabil b'zim işler de bozuldu.. Bu sırada bizim Saffet, bir seyyar a-ter bulmuş bir şeyler konuşuyordu. Döndüm. baktım, genç Wir çocuk eline çok fanzi almış, arkadaşıma bir yığrn lâf anlatıyor, & tarafa — baktığımı görünce Saffet izahat verdi: — Tnan'lır şey. değil, birader, koca teikonun tanes'ni 15 kuruşa satıyor. sudan ucuz, doğrusu. Dükkâncılara döndüm: esnaf sonra — Hani, dedim, seyyar - satıcılık memnu idi. O zaman izah ettler: — Böylesi değil, büyük — işportaları yol ortsaına koyup bağıra bağıra satış vanmak vyaşak.. Daha yukarılara doğru çıktık.. Büra- da görüştüğümüz dükkâncılar da şöyle dert yandılar: — Dükkânların kapanma saatlerini tahdit etiler. Bundan çok memnunuz . Fakat ne olur, şu açılma saâtlerini de tahdit etseler.. Size samimiyetle töyle- yebiliriz ki, burada sabahları saat beş- te, altıda dükkân açan arkadaşlarımız var. Halbuki, dükkânlar gabah saat ge- kizde açılmalı.. Akşem da yedide kapan- malidır ki, biz de insan gibi yaşamak imkânını bulalım. Rekabet bu şekli a- Jınza, mecbur oluyoruz, hepimiz cabah karanlığında evlerimizden çıkmıya .. Sonra bir derdimiz de şu pazarlık u- sulü dünyanın hiç bir yerinde yoktur. Burada sözlerini kestim: — Buna, dedim, müşteriden ziyade siz sebep oluyorsunuz. — Yok, yok, diye itiraz ettiler. Me « Mahmutpaşanın hiç durmadan &Mn Acı çeşmesi | | İ : 124 sene evvel bugün Napeoelyon Layipzig'de yirmi beş bin askerini mahvetti ve teklif edilen sulhü kabul etmiyerek Fransayı yabancılara işgal ellirdi. Fakat,, 16 birinciteşrin günü, Fransa imp çesi Mari Antuvanet idam edilmişli. Kocazı on altıncı Lulinin idamından yedi ay sonra 1708 yılt 16 birinciteşrin günü, M0: — sene evrel bugün idam edileri kraliçenin — başmin giyotin ile ketilmesini geçen sene — bugün günü gününe tarih sütununda anlatmıştım Buğün, gene Fransa tarihinden —1 evvel bugün, 1813 yılı teşrin günü vukubulan tarihin meşhur bir hâdisesini kay dedeceğim. Napolyon, Moskovayı ate boğduktan sonra tutunamamış, ordusunu yollarda mah. vederek dönmüştü. Büyük ve eşsiz kuman, dân Parise mütenekkiren gelerek — felâket haberini getirince, binlerce aile — mate bürütdü. Şanlı bir zafer be ken başa ge len âkibet ordu erkânını olduğ'u kadar bütün mallleti sonsuz bir keder ve teessüre uğrat. maiştı. Mareşallar mevcut kalan arduyu Alman. yaya getirdiler. Fakat bu ordu gidenlerin mandâ bir hiçti ve hemen hepsi de hasta ve yaralı bulunmaktaydı. Napolyan Ümit ve neşesini kaybetmemişti. Gene yeni bir orda tanrimine başladı. Baha. ya bu mağtübiyotin acısını kat kat fazlasite çıkaracağını vaadetmeğe başladı. Büyük kumandanın mağlübiyeti, o vakte kadar onunla dost geçinenlere fakat bu dost luğu zoraki muhafasa edenlere cesaret ver. d, İlk önce İsveç ve Prusya Bonra Napolyonun katnpe paratoru ve Bavyera kr Rusya çarı ile birleşerek ilânı harbettil .Ba ordusu İspanyada da muvaf! lamamıştı. İapanyollar bütün Pi lerini hudutl. istilâ oden F uğramak Üzereydi. Çi gibi hareket etmeğe hazırlanıyordu. sene 6 ya kralla YT a kovmuşlardı. İtalyayı Napolyon, Sazsonyayı merker haline ge'ti. rerek müttefikleri durdurmak için harç geçti. Fakat Frananda asker — kalmamıştı. x en doküz ya. Orduda harbedenler on şında gençlerdi. Bu talimsiz gençlerin vetli ordularla çarpışması ne temin c di.? Birkaç küçük muvaffakiyotton üç gün bütün giddeti İle devam eden Laypzig müuharebesi 124 sene evvel bugün çok #fect bir gekilde nihayet buldu. Napolyon — gene mağlüp olmuş ve yirmi beş bin askerini kay. sonza betm En kuvvetli müdafaa vasıtası olan topların iki yüz ellisinin de dü; ı polyonu hiçbir şey yapamaz hale — getirdi. Şimdi ordular Frankfurt ve Mayans Ne Ticet ediyorlardı. On beş senedir bütün Avrupayı dâbi muharibin artık yıldımı sönmü nü bütün milletler anlamağa başladı. Laypzig hezlimeti, Fransızlara Almanyayı da kaybettirmişti. Müttefik milletler Frankfurtda toplanarak hir karar vermek için müzakerelere giriştik. leri vakit Avusturya imparatoru damadının büztütün sukut etmemesi için — çalışmağa başladı ve müvaffak da oldu. Fransa, tabil hududu olan Pirene, ve Alp ve Ren arasımdaki toprağa razı olacak ve bu süretle sülh aktedilecekti. Bu teklifi kabul etmek üstüste gelen fe. Mektlerin devamına set çakmekti ve başkıa çare ös yoktu. Fakat mağrur Napolyon: — Hayırı dedi. Ben hiçbir vakit bu teklifi kabul edemem. Bundan sonradır, Ki müttefik — devletler beş yüz bin kişilik bir ordu ile Fransı üse, Tine yürüdüler ve Parisi işgal etliler. Taley. ran Napalyonu takat etti. Fransa tahtına oc altmer Lulnin kardeşi on sekizinci Lul kral Bân edildi. man eline düşm yi titreten Bu. Niyazi Ahmet ——— sele bildiğiniz gibi değil çartık buranın bir kere ismi çıkmış, müşteri öyle alış- mış, Öyle istiyor, biz de mecbur oluyo « ruz. Çekişe çekişe pazarlık cderek fiyat söylemeğe.. ba- Biraz daha yukarılara, yokuşun şında hiç durmadan akan, Üüç acı çeş- Mnenin bulunduğu yere kadar çıktk. Buradali esnaflardan bir kısmımın “iş- lerin pek iyi gitmemesinden. Mahmut- paşada, alış veriş'n yalnız aybaşları başlayıp ayın onuna kadar devam etti- Üi ayın diğer yirmi günü dükkânların tamamen boş oturduklarından şikâyet ettiklen'ni dinliyordum. Karşımda birdenbire peri; kıya « fetli bir adam belirdi. benimle konuşan- Jarm hep birden sözünü kesti: — Bay, dedi, ben eski bir seyyar-sa- tıcıyım. Bu caddede senelerce çalışıp ekmek yedim. Fakat artık aç ka'mağa mahkümum. Belediye bizi menetti. Bu- nu anlıyorum amma, benim anlamadı - ğim başka bir şey'var, HABERCİ (Devamı 15 inoidey