“Sgzen 99) edoye pue purg eTi söczez mewdayod ayı güN gçe Ç PROZ SiYI SROD YETM NOX O zajdood yit Ppopmol3 arr azunuRAtd J â ğ g 3 : R 3 3 3 - ö ' g £ £ gi 2 $ j âî . ği KA ,>Şş E y H B 8 £ â: H H H İ ZB Z ğâ ğî ğ ç Bi s kisis REş: ğ 3 sERİR & z EdEsf 3 C Eoğ ddi LEŞ Sir, 3 G âğğâî İ e HE î,.ı ğ & Epiği © Biy a îg ş Elı% W Wlllmıhlhkl“m kadar erzak ile oldukça - zengin mpbhhıvmnıılmurlık ve biz pek güzel de olmasa bile hemen — Aman, dedi. Bir parça et yemeğe © kadar ihtiyacım var ki.. Semiz olan Landriyi bile 1sırmamak için kendimi zor — Aman efendilerim.. Bundan vaz- geçiniz, benim etim ham serttir, hem de tatsızdır. — Hepsi gülüşüyorlardı. Landri oda- dan süratle çıkarken dedi ki: -uııynmıyıı'ıouııruuı ve güzel bir yemek GnnPııPutndnlyııınklsrlınnı- yacaksınız. Pardayanla Valver odada yalnız ka- İmca gövalye dedi ki: — Kim bilir belki de burada bir hü- cuma maruz kalırız, etrafı bir dolaşı- lem da lüzumunda kendimizi nasıl mü- dafan edeceğimizi kararlaştıralım, “ Haf tarafı güzelce kontrol ederek bütün evi gezdiler ve nihayet yine gö- valye su teklifte bulundu: —Haydi simdi mahzenlere inelim Konsuneri sokağa giden bir yeraltı yo- lu varmış onu da görelim Bu yolu da cabuk buldular, burası Konsuneri sokağına giden bir yeraltı yolu varmış onu da görelim. L :Z)isSdoz5öz pamojoo TAMLIZIP J0 SAŞEd ONY YESU 9PI 908 UUD NOK 'MOP F 3F, FETEŞ : ğğgî H ğ“:îğ £ yi çit ğiîî BAH £ #a S DİRELRN İ EİRGER Ve K ;E EEK E î : îgî-'îğ %ğ Ha 194001 296 üpunsap — TKUNĞOK UND KKoeentir g preyyeam Tz oozaş — drpaige£ıık ge UEpX KUŞ oDaRGOK KUN 1Kedodo I9 PPEPUMOY UAÂSA UYAKL “PREDERLLEK OÇAÇ VUĞNUNLA YA grver CApUz “TUYSERESNLU VPO A PÇUPRAPUO'T — YEÇBA JİG WENNTEĞ UPRA UnT ng Ep NOKİZLANII YAPatANE YOS YUORSIPOUUUZ — ZISHAZDA HOZLİPONİ *OĞLLA VADA UPUUEAYA 'Opfey zacamnSnpanıo epzrurspo 'T “A3 9üse Söğ ÇuLITK vepuney 'Apamumünp taey tun3 ey unüng “rpdoĞ g Fa1Key TÜRKeĞ NOĞ VAYEYİNEH — “eoyayyed yit Bramloyan) a)0Y3 SaAL98 put döyü LA are KYÜtYEYERE OtLI, “ELOYUNCD aUT) wo #Bayı #NOLTLA 9iğ 73 YOOT PMOYS NoK “TüNyJaLOS Ana, ©1 SURUNM ŞOU ade NOK — J7 “dayyowe 03 yudlUNYTUĞAP vU0 tao17 gnoğge DupaputMm HoOU-dAYJE dU7 HE Ppusde LHOK *f ©Juy 03 “JoRMOK Kofus YEPM NOK JI *aI0YE İLE V ST DH “syoog “spoo3 Aduuz 'Saa0ı3 £ng puw döjünco döIyoue O7 du0 CÜY O UY NOK 'Suyo3 pus Suyuzoo Kpumysuco at BAOYEŞA AU “UŞM dU UT “MOPULM E9STUOSEGYOI V AIOJİG TU SM MON *aSunoj 10 opmguısar aAĞlLEY V OYUZ OS AM “WWdU) J0 9UD UT a —30 PARDKAYANIN KIZI nı-ıün Beçersek kimse farkına Vara. nuüınmıı—. birkaş saat evvel penceresinden girdikleri odaya — çıktı- lar. Henüiz gündüz. olmakla beraber pencerenin kepenklerini sıkıca — kapa- mışlardı, küçük bir mum yaktılar. Valver dedi ki: — Döğrusu mösyö gizi tebrik ede. rim. Mösyö 1ö Dük Dangolemi zarla. mağa ve taç ve tahttan Vazgeçirmeğe muvaffak oldunuz. Bu suretle madam Fausta ile mücadele nihayet bulmuş demektir. Sizi tekrar tebrik ederim, Pardayan gülerek cevap verdi: — Telâşa hacet yok mösyö.. Vakıa bu darbe Fausta için mühimdir. Ondan başkası buna tahammül edemezdi. Fakat o.. Siz onu benim kadar bile- mezsiniz.. O kavgadan vazgeçmez. — Fakat efendim, bügün artık onun elinde tahta çıkarılacak birisi yok ki.. — Başka birisini bulamaz mı? Me- selâ: Vandum, Konde Kıj ve hatta Konçini.. Fausta bunlardan birine ka- rar verdi mi iş tamamdır. Hem belki de sırf İspanya kralı için çalışır, Bel- ki de kendi hesahma.. Hiçbir fikir beslemeden yalnız fe- nalık etmek için gayret etmesi ihti- mali de vardır. Bana inanınız.. Genç dostum; bu kadın fenalık yapmaktan zevk duyar, Biz ondan sakınmalıyız.. Bu sırada kapı açıldı ve Landri Ko- - könar gözütkü. — Eefendilerim.. Etler hazırlanmış- tır. Yemek odasına teşrif ediniz. Pardayan, Landrinin sesini taklit ederek: — “Efendimin eti,, derken ağız do- Tusu söylüyor, diye güldü. Valver de Uı_hhk;lııyııuın. S İNGİLİZCE EGZERSİZ ZISHAZDAU HOZÜİLONE ğsğ 'ı.d $ g " ğâ . LH £ orMd4N300i | * 33 ââ c—.-â Disb ji P 0 gp 3 | 53 ; dn ie Filş 5 &34 â%, Bd ea ( giçgili âgâ;.ğöşââıâ îşğâl'ğl'li üÜLri Ingilizce egzersizleri : l' A street in Istanbul İstanbulda bir cadde « Resimler Üzerinde ve 1000 kelime ile tertip ettiğimiz 90 dersi geçen dersimizde bitirmiştik. Bu dersten itibaren 9) derste gördüğümüz 27 muhtelif mevzu üzerinde egzer. sizler yapacağız. — Dediğiniz doğru. Kendi hissesini istiyor demektir - dedi, — Neden hisse istiyor? Etlerden mi efendilerden mi?. Landri son derece ciddileşmişti. Yer- lere kadar eğilerek: — Etlerden mösyö şövalye.. Yalnız etlerden. Yalnız gunu da söyliyeim ki Doksan ders süren çalışmamız esnasında birçok keli. meler, gramor kaideleri ve tabirler öğrendiniz. Bu öğren, diğiniz malümat ile istediğinizi, hemen hemen tamamiyle ifade edebilirsiniz ve okuduğunuz bir parçayı az çok an, Tarsınız. 4 — Where do the buses stop? SİBİE â% ğîğğğg ll Bu suretle, ogzersizler hem şimdiye kadar öğrendi rinizi tekrar etmenize, hem de bu öğrendiklerinizle Bu egzersizlerimiz şimdiye kadar yapabileceğinizi anlamıya yarıyacaktır. lzrleyıpıhmktır.oımtkkl.dnwı mevzuu, içinde geçen bütün ingilizce kelimelei r'n tertibindeki kaideleri, tabir ve tı lerimizde görmüş olduğunuz için, kolaylıkla yacak ve tercüme edeceksiniz. Yine ayni şekilde, ce parçayı İngilizceye çevireceksiniz. — On the other g'de af the road, near the tram Statıon. — Tabil (söyliyeyim): İstiklâl Caddesini geçin, bü. Vük bir meydan göreceksiniz. — Caddenin öbür tarafında, tramvây dıırıiışuı ya.., nmda. — Bir şey değil efezâim. B — Otobüs veya #yanevay var mı? — Otobüs de var, trtmvay da. & — Otobüsler netede duruyor? — Only a few minutes. “Yukardaki ingilizce muhkaverenin türkçesi şuduer: 1 — Affedersiniz, bana Taksime giden yolu söyler mi. Biniz (Taksime nereden g deceğim)? 2 — Çok teşekkür ederim, - B — How long will it take me? PARDAYANIN KIZI ğ Bez XXAXAXVI İSPANYA mı.mm FEVKALÂDE Oıün,hı#h'll ve kraliçeye takdim olunacak ve İspanya kralı Fi- lip tarafından memuru mahsus olarak * gönderildiğin: e dair olan mektubu ve- recekti. Bir sefirin kabulü saray için de gehir ve halk için de mühim bir şey burada çok konuştuk, yemekler soğu-| di. yacak. dedi. Yemek odasına indiler, sofra çok büyüktü, yemekler de iyi yapılmıştı, nefis bir koku bütün odaya dağı- mışti. Pardayan tabaklara kokladı ve yarı ciddi bir tavırla: — Yemeklerin kokusu pek çekile- cek gibi değil dedi. Kendisini tebrik etmelerini bekli- yen Landri bu sözlerden adela - sihir- Jenmişti. Pardayan onun bu balini gö- Tünce dayanamayarak kahkahalarla gülmeğe başladı. Buna Ode dö Valver de iştirak etti. Cesur Landri efendile- rinin sevinmesi Üzerine bütün sinirleri geçmişti. Pardayan uzun uzun güldük ten sonra dedi ki; — Haydi sofraya oturalım. Bu güzel ve Jlezzetli oldukları duruşlarından belli olan yemekleri hemen midemize indirelim. Fakat şu var ki; bir taraftan gene- Mmiz oynarken, diğer taraftan da göz lerimiz tetikte, kulaklarımız — kirişte, silâhlarımız da elimizda olsun. Şunu unutmamalıyız ki Pausta bizi - kollu- yor, bizi avlamak için dört gözle fır- #at bekliyor: bir gün birdeabire üze- rimize hücum edecek — ve bizi unck Y g 4ea DA yapmak JAsımaa. yapacı Bu hal Luvre gitmek için sokaklar. dan geçecek kafilenin debdebesine bağlı bir mesele idi, İspanya kralının fevkalâde Bsefiri- nin kral tarafından kabulü, gerek 8a- ray ve gerekse gehir için gayetle ehem miyetli bir mesele idi, sekiz gündenbe- ri herkes bundan bahsediyordu. Çün- kü İspanyalı memur, bir kadımdı; bu dö Soriyentes olduğu rivayet ediliyor- du. Bu rivayetleri Fausta büyük bir meharetle etrafa yaymıştı. Sarayda, bu kadının emsalsiz güzel- liğinden, sihirli tavırlarından, fevka- lâde zekâsından ve hesapsız parasın- dan bahsediliyor, İspanyanın böyle bir sefir göndermiş olması memnuni- yeti mucip öluyordu. Fausta, Fransaya büyük bir muhabbet gösteriyor, İspanyoldan ziyade bir Fransız gibi hareket ediyor bu halile bütün Fransız büyüklerinin ruhunu okşuyordu. Krallar gibi para sarfetmesi, fakirlere karşı olan el açıklığı, yüksek kimselerde pek gö rülmiyen civanmertliğinden her ta- rafta bahsediliyordu. Velhasıl bu kadın haftalardanberi bütün Parisi meşgul etmişti. Şehir ve saray onun kabulünde yııılu.—ık fuı- - İ kalide hazırlıklarla meşeuldü. — — Şimdi, ilk egzersizimize başlamadan evvel, en son Gderste türkçöye çevrilmek üzere verdiğimiz parçânın ter, M YWT L Y YY Y Y S 5 — (Taksime gitmek) ne kadar sürer?