| 24 EYLÖL — 1937 o HABER — Akşam postası Adliye Vekili ile mülâkat Hafif cezalılara Cumhuriyetin 15 inci yıl dönümünde AT varmı ahkümlar arasında en kolay lah edilebilenler katillerdir (Dün güzüde bir münevver olan Adliye Vekilimiz Saracoğlu Şükrü ile konuşmak fırsatım elde ettim. Muhterem vekil, sorduğum muhte- ç ME sunllere cidden büyük bir dik- kâ'le etraflı cevaplar vermek neza gösterdi. Muhaveremizi ay, Den neşrediyorum.) Ceza evlerindeki ıalâhatın seyrin- Memnun musunuz? Son derece memnunum. “Elde e SM İlk neticeler atılan adımın doğru- e” isbat etmiştir.,, diyebilirim. Kada idakta olsun, Edirnede olsun, Mi olsun, eski sistemden çekip al. her mahküm, geçen kısa zamn Yü, ize tahminlerimizden üstün bir |, ve tekâmül göstermiştir. Ben öy- um ki, vekâletin ceza evlerin- ik başladığı yeni sistem bizim İş, evların umumi seciyesine çok da- undur, N “> İmralı, Edirne ve Zonguldakta Dahiküm bulunduruyorsunuz? > Takr'ben 1000 kadar. Bunları ayırırken kullanılan meto. Wu buluyor musunuz? 5 Sualinizle neyi istihdaf ettiğinizi dım. Breemek istediğim şey şudur, “ns: İyi hatırımda kaldıysa vekâ- tecrübe için yaptığı seçmede hep pe mahkümlarız: tercih etmiş- > Evet, efendim. Bilhassa katil suç- | a min ediliyor? Hatit suçlular h Vekil gülümsedi: yır.. Bu tecrübe onlara da teş- ire İyi neticeler alınamaması vi sebep göremiyorum, Yalnız ha- bir mahküm, üzerinde uğraş- iş, Saman birakmaz. İki, üç beş ve iyik cezası olan bir mahküm tem iz yola girmek üzere iken et müddeti bitmiş olur ve e. " Şekar, Bunun için, ceza müddet i, vevi tecrübelere imkân ve zaman üye mahkümları ayırmayı doğ- ştuk, kümlar arasında ne nevi cü - bulunmuş olanlar daha ko - salâha sevkedilebiliyorlar? İken li, km pisikoloj'si iy lüyret ettiniz değil mi? Bakınız Müşahedemi anlatayım. Mem- tir çok ceza evlerini dolaştım. İstanbulda, Ankarada, Edir - Haha bir gok yerlerde mahküm. Piğım temasta aldığım netice Cinayet işlemiş olanlar cürüm- kodu zaman hiç Saklamıyor. Mv “Falan öklür- #tilân: bıçakladım,, “bana - şöyle Va beynime sıçradı, çektim ta- i. deyiveriyorlar. Fakat bir üz ki bri sualinizi uzun üm bırakıveriyor. kadaş senin cürmün ne?., P yok. İ Sylesen e canim! A Paraya geldin?.,, Ye istarınız karşısınila dayana kızatıyor, boynunu bükü. İE bir sesle; araya uğradım efendim..,, a İl yor. O zaman ceza evi direk- p Daşgardyana soruyorsunuz, ını tetik edip anlıyorsunuz ya yankesicidir, ya hırsız- mİ goymuştur, ya kitmarha- »$tir, yahut kaçakçılık yapmış. ekseriya sabıkalı oluyor- | tetkikler göstermiştir ki ye- Ne yaptın? Mi il İç Hafif cezalılar üzerinte bu tecr. faydah bir netice veremiyeceği | İmralı ziraat ri hırsız, yeni yankesici, yı kötü a dam,, yetişmiyor. Hep eski sociğtönin döküntüleri bazı vak'alarila bir an'anc, bir itiyat gibi, baz: vak'alarda da bir gedikli, bir san'atkâr g'bi bu “satıh altı,, işlerde devam edip gidiyorlar. Bunları cemiyete kazandırmağa (o çalışmamak doğru olacağı iddiasında değilim. Fakat yeni sistemin tecrübe devresinğ bunlara hasretmek hatalıdır. Demek oluyor. ki bizim ceza evlerimizde bulunanlarm gözlerinde cürümleri ikiye ayrılıyor: 1 — Ayıp cürümler, 2 -— Ayıp olmıyan cürümler, Cürümlerde böyle bir teirik yapabil. mek az çok bir cemiyet ahlâkma delâlet der. Ahlâk notion'u olan bir mahküm, neden suç işlemiyecek bir seviyeye yükseltilemesin? Hapishane müdürlerinin ehemmiyeti fazlalaşıyor — Yeni sistemde en mühim rol oyna- yacak olan veya oynayan devlet unsuru kimdir? — Ceza evi direktörü. Vekâlet ye- ni çeza evlerine ne kadar mükemmel direktörler temin edebilirse, bu sistem- den o derece fayda temin edebileceği" mize inanıyorum. — Yeri sistemin ceza evi direktö. ründeki bariz vasi sizce nedir? — Temiz insan olması. Otoriter olması. Fakat bu otoriteyi cebir ve şid- detle değil, kendisini sevdirerek, be- ğendirerek kurması ve mutlaka telkin kuvvetini haiz olması. Bugünkü ceza evleri direktörlerimiz arasında bu yasıf- ları haiz olanlar yok değildir. Gardiyanlar — Gardiyanların bu nevi terbiyede muayyen bir tesir ve vazifeleri yok mu. dur?, — Belki pek çok, belki pek az. Fa- taza bizim İmralı müessesemizi ele alı- nız. Orada ancak iki gardiyan vardır ve bunların biricik vazifeleri mahküm- ların hariçle temasına mâni olmaktan #barettir, Tecrübemizi o genişlettikçe gardiyan mahkümun içinde de yarata. cağız. Şimdi 1000 mahkümu kurtarmış bulunuyoruz. Vekâletin emrinde her yıl, yeni tesisata sarfedilmek üzere 130.000 lira vardır. Bunu tecrübemiz- den kuvvet aldıkça sarfederek 8,000, 10,000 mahkümu kurtarmak yoluna gi- receğiz, Zaten elimizdeki mahküm ye- künu 18,000 kişiden ibarettir. Cinayetler bizde neden çıkıyor Buraya gelince, vekile $4 suali sor. dum$ — Bizim cemiyetimizdeki cinayetle - rin sebepleri nelerdir?. — Güzel br esasa tersas ettiniz. » dedi. « Ceza evlerinin ıslâbıma karar verirken “acaba vekâlette bu esas etra. fında bir tetkik yapılmış midır?,, diye de düşündüm. Fakat yaptığım araştır- ma müsbet netice vermedi. Elde mev- cut statistik malümat vekâlete ait bir ihtisası ifakle etmiyordu. Faraza mevcut statistikler bize “İlân vilâyette bir metre seksen santim firtifamda kaç va- tandaş olduğunu,, “bu yıl işlenen et. rümlerin geçen yıllara olan nisbeti, , son on yılda esmerlerin mi, yoksa sarışmların mr: dâha çok evlen, diklerini tetkike (imkân vetiyor - du. Fakat o cinayetlerin (o sebepleri erafmdz en ufak bir çalışma hissolun- muyordu, Bunun üzerine vekiletin ih- tisası dahilinde bir statistik çalışması tanzrimine karar verdim. Bu statistik, bizi cinayetlerin sebepleri üzerine gö- türürse, “cinayetler doğuran iktisadi ve içtimai sebepleri, ortadan kaldır. mak süretiyle cinayetleri daha ziyalle azaltmak mümkün olacaktır. Daha zi- yade azaltmak diye kullandığım kayıt- tan maksadım, refah seviyesinin artma. & ve köylünün toprak sahibi olması nisbetinde cinayetlerin azalmakta oldu- ğunu söylemektir. Düşününüz bir ke re. .Bizde mürettep cinayetler pek na- &rdir. Ekseriyetle cinayet incir çekir. deği Holdurmaz şeyden çıkıyor. Faraza bazı köylerde tarlaların sulanması me- selesi bir belâ. Demek ki tarlayı sula. mak için kolaylık gösterdiğimiz anda 6 köyde bu nevi cinayetlere sebep kalmı- yacak.. Adliye bütçesinde maaş faslı Kıymetli vekilimizi bir kayli yormuş. tum. Sözü burada kesmeği dişlindüm. Fakat bir müddettenberi kafamı kurca- ayan bir mevzua temas etmekten ken- Mimi alamadım: — Geçenlerde .. - dedim - gazetenin biri size atfene Alliye Vekâleti büt- çesinin diğer vekâletler bütçelerine na- zatan vasati yüzde 40 üz maaş tevzi et? tiğini yazmıştı. Hâkimlerin ve adliye memürlarınm maaşlarını şöyle bir göz- den geçirmek bu iddiayı haklı göster- mez. Halbuki o gazete vekâletin buna dayanarak maaşları çoğaltmak imkân. larını arayacağırldan da dem vuruyor. du. Şöyle cevap verdi: — Doğru söylüyorsunuz. Bizim büt- çeden maaş alanların diğer bütçelerden maaş alanlara nazaran geri bulunduk. larını iddja etmek yanlış bir harekettir, Vekiletin hâkim ve memur maaşlarmı yükseltmeği düşünmesi için böyle bir sebep aramağa İhtiyacı yoktur. Vekâ, let kendi mensuplarının refah seviyele- rini daima düşünmek ve buna çalışmak hedefindedir. Hükümet zammı makul görünce, iktesadi şartlara bakarak böy- Te bir Jüzüma aks) erdirdikçe daima im- Tarih Kurultayında Dün de çok mühim tezler izah edildi İkinci tarih kongresi dün de profesör Pit, | tardın başkanlığı altında toplanmıştır. BU. yük Önder Atatiirk kongreye yüksek huzur. İarile şeref vermekteydiler, Geçen celsenin zabtı (o okunduklan sonra başkan profasör Menghine söz o verdi. Bu profesör milâttan önce üçüncü bin yılda A. zadolu ve Avrupa medeniyetinden bahsetti. Türkler ve İslâmiyet b sonra kürsüye gelen profesör Şem aa “İslâın dünyasın inhitatr o sebebi Bek tstilâar mudır?,, mevzulu tezini oku. İnt Şemseddin, retialüman garkta bü yük bir hizla yürüyen timin zmütenkip amir. Jarda duruşunun Salçuk istilâsnın o neticesi olduğu bakkmdaki iddiaları misallerle Ger. hetti İsitn devletini kuran ve İslâm hükümet, lerinin başında bulunan birçok isimlerin Türk olduklarını vesiknlarla isbat eden © profesör Şemseddin bunların ilmi ne suretle (o himaye ettiklerini anlattı. Daha bir çok ilim hare. ketlerini uzun uzadıya izah ettikten sonra Türk istlâsmın İslâm dünyasını Inhitata sü. rüklemediğini, eksi iddiada (bulunanların garâzkirana mütaleslar ileri sürmüş olduk. larını İparet ederek Selçuk devletinin kuru. luşundan iki sene evvel 108 de ölen Abdil, kahir Bağdadinin ifadesi ile biribirini tektir eden T2 mezhep bulunduğunu söyledi. Profesör Türklerin. İslâmiyet mami mâfiz olduklarını rikrettikten o senâ sözlerini şöyle bitirdi. «— 'Türk tarihi düne kadar bizzat Türk. ler tarafından yazılıp midafaa edilmediğin. den yalnız müslüman dünyası için değil bü. tün beşeriyet için bir yükselme hız olan Sel çuk istilâsı, yabancılar tarafından bir falâ. ket Amili gibi gösterilmiş ve | bazıları say. dığım hakiki neticeler ihmal edilmiştir... Felsefe “tarihinde Türkler Profesör Şemseddinden sonra kürsüye ge. len Von Aster “Felsefe tarihinde Türkler, mevzulu tezinde garp felsefesinin bazfanzıç. larının ilk'defa küçük Anya sahillerinde gö. ründüğünü, bununla beraber bü © sahillere Silmerlerin miras intikal etmemiş olsaydı sisronomik tasavvurların kurulmasına im, kân bulunmıyacağını söyledi.” üzerinde | Profesör sözlerine şöyle nihayot verdi: “— Garp tabiat üzerinde imi ve © teknik hâkimiyetini teala eti, halbuki, şark, rubun enginlerine karşı garptan daha kıymetli vs daha derin bir anlayış gösterdi, Buğün bu 1. kl tarafı birleştirmek icap eder. Bu hususta ehemmiyetli bir rol oynaması mukadder 0. lah bir millet varan 6 da 'Türk milletidir., Türkle ve antropoloji Bundan sonra Bayan Marguerite Delen. bavh “Türklerin antropolojik tarihlerine da. ir vesikalar., mevzulu bir tez izah etti. Prolesör Bossert kürside Bundan sonra başkan, profesör o Boschun msalesef hasta olduğunu ve kongrede bulu. namadığın: söylemiş ve sözü profesör Boa. serte vermiştir. Pröfesör Bossert "tabı (o sanatinin keşfi, mevzulu tezinde tabı sanatinin prensipli ve tabi olduğu şartları gösterdikten sonra Çin. lilerin ve Uygurlar tabı hakkındaki buluş, Yarını izah etmiş, Phaiston diski O üzerinde incelemeleri anlatmıştır. Kongrede bugün Kongrenin bugünkü Programı şudur? Prof. Gabriel: Selçuk mimarisi. Prof. İ. Hakkı XIV, ve XV. asırlarda Anadolu beyliklerinde toprak ve halk idaresi, Prof. Moravezik: Türk tarihi bakı « mından Bizans kaynaklarının ehemmi- yeti, Prof. H. Valleös: Ön Asyanın ırk ta, rihi, Prof, Aliöldi: Nomadlarda çifte kral ık, Prof, Raşony: Erdeldeki Türklüğün orta çağdaki izleri, Comte Ziçi: Macar kavmının menşe- ine 'dair Prof, Şevket Aziz Kansu: Selçuk ik bakkında SER bir Sabiha “Gökçen Bir Türk kuşu filosiyle Cenup vilâyetlerinde 2000 kilometrelik büyük bir turneye çıkıyor Altı tayyareden mürekkep bir Türkkuşu filosu cenup vilâyetlerimiz Ozerinden o 2000 kilometrelik bir uçuş yapacaktır. Filo giderken Ankara Konya Karaman. Si. lifke - Blersin . Tarmıs . Adana . Osmaniys, « Yevzipaşa » Gaziantep » Birecik . Urfa « Diyarbekir, yolunu takip ederek, Diyarbe, kir - Kayseri yoluyla Ankaraya dönecektir, Filoda önyüzbaşı Zekinin idaresinde baz. retmen Sabiha Gökçen, Naciye Toros, Yel dız Uçman, öğretmen Tevfik Aytan, Muaz. mer Öniz, Sair Payav, Hilmi Orbay ve Musa Gürel, başmakinist Ferit, makinist Enver ve Suat bulüncaktır, Diploma alan 18 genç Ankara 23 (A,A,) * 'Türkkuyu motörlü tay yare karıpının 18 genci imtihanını muvaffa. kârları aramış, bulmuş, temin etmiş ve bunu yapmıştır. (*) Bir af ilân edilecek mi ? — Cumhuriyetin on beşinci yıldö - nümünde hafif cezalılara yapılacak bir aftan bahsediliyor. — Henüz böyle bir tasavvurdan ha- berdar değilim, Bir gazetede mi oku- dunuz?. — Hayır. .Yalnız on beşinci yıldö - nümünün onuncu yıldönümü gibi neşe ve Mebdebe içinde tes'it edileceği söy. leniyor, Sonra 1938 ilkteşrin ayının 40- nuna doğru Ankarada serg# açılacağı" na da'r rivayetler de var. — Evet.. Bütün bunlar yanyana ge. ince hükümetin onuncu yılda olduğu gibi bir af ilin edeceğinede ihtimal verilebildiğini söylemek (istediğinizi anlıyorum. Şiriklik bir şey yok. Vekil Saracoğlurldan, olgun ve mü. nevver bir insanla tanışmış olmanın neşe ve gururunu duyarak ayrıldım. Nizameddin NAZİF “OYAĞiiye vekilinin bu sözleri vekhletin ma Aşlara umumi bir zam yapmak vaadinde bu, umduğu suretinde tefsire müsalt değidir HABER kiyetle vererek 20 eylâ! çarşamba günü tu, rizm , pilot brövelerini alnuşiardır. Bu genç lerin İsimleri şunlardır: Naciye Toros, Yıldız Uçman, Ahmet GüL sen, Novruz Ergök, Abdullah o Karacaoğlu, Ahmet Arıkan, Dursun Çelik, Mazhar Du. ruman, Şinasi Kavlak, Abdullah Ertur, E£. ten, Tahir Yalçın, Korkut Bayülken, Niyazi Özgönül, Musa Gürsel, İbrahim Altay, Necip Tulgar, Yılmaz Can. Inönünde 7138 uçuş yapıldı İnönü, 23 (A,A,) — Türk hava Kurumu yarbaşkanı Feridun Dirimtekin beraberinde hâva mfisteşar: Albây Celâl Yakal, maarif müsteşarı Rıdvan Nafiz olduğu balde tay, yare ile baraya gelmişler ve kampın faali, yetini gözden (o geçirmişlerdir. Bu sırada Türrkuşunun başliğretmeni Sabiha Gökçen de kendi tayyaresile İstanbuldan © gelerek büyük bir sevinç ve sevgi ile karşılanmıştır. İntnlinde bugüne kadar (o 61 kişi (C) 182 Kişi (B) brÖvesi almaya muvaffak olmuşlar. dır. 18 temmuz akşamma kadar yapılan w. çüşların sayısı 7128 aşmaktadır Bugünlerde yelken uçuşuna müsait rüzgürlar © esmekte olduğundan (C) brövesi şayısınm artması beklenmektedir. Yüksek bröve alan talebe, ler melrteplerine dönmiye başlamışlardır. Dil bayramı hazırlıkları Şehremni halkevinden; 1 — 70—8—087 pazar günü (sant 18 d9 radyomuz Arkara ve İstanbul radyolarına ayar edilecek ve dil kurumu sdma Ankâra, dan verilecek olan konforans dinleneosktir. 3 — Gece saat 21 evimiz £ salonunda dil şenliklerine devam edilecektir. Programımız aşağıda ayben yaztindır. 1 — İntikidl marşı ve açma sözü, 2 — Türk dilinin hususiyetleri ve Gi çalış 4 — Birinci ve fotağraların pröjeksiyonla göstermesi, 5 — Mubtelif eğlenceler, Davetiye yoktur. Herkes gelebilir, -