—. Cinayet ve aşk romanı ve ee güne (VE.NO) Laralından türkçeye çevrilmiştir. e CA Pariste tahkikat neticesinde iş ( ina çıkar Fransız polisine bize yar söMesi için rica edeceğiz. Zaten bu bizden ziyade onları alâkadar €- © Müğmafih, tekrar ediyorum: Be ti şüphem bu iki serseri üzerinde Ün tebensiim etti: > Hakkınız olabilir. Fakat bir çok i yanılıyorsunuz, azizim! Bu zannettiğiniz gibi serseri katil Sttildirler, Onlar bilâkis pek iyi tâ kibar iki tarihçidir. Bay Puaro, siz benimle alay edi- i Asli, ben onları şahsen tanırım, bay Arman Düpon, oğlu da bay Düpondur. Az evvel İrandan gel- Orada bütün dünyayı alâkalandı «3 yapmışlar. öan canım! * pasaportlarını alıp baktı. 4 nış varmış, bay Puarol i İeyim ki hallerinden biç belli de — o Meşhur adamlar ekseriya şahsen . Beni kaç kişi adi bir pa- N Kom ri sanmıştı, Çiser güldü: 5 Haydi şunları çağıralım da ba er | 4, Düpon ölü kadını katiyen ta ii, Si, seyyahat esnasında gözü. | # Sey ilişmediğini.. mütemadiyen ; e, nakaşa ettil lerini, yerlerit- | N ea an. yemeğin sonu | I arıyı öldürdüğünü bildirdi. babasının söylediklerin; tastix nakaşalarının ne olduğunu s0- sere: (İç, Yakın şarkın kablettarili çanak j a dair.. dediler. > arkasından © giren fransız j ağ bay Klans'yi, komiser, bira? ,, Yil. Bu muharririn zehirli ol Olar: atan sapanlar, tübler hak N fazla bilğili olduğunu biliyordu. ; k bilgi onda şüphe uyandırıyordu. ha hiç vahşilerin o zehirli diken Miblerden gördünüz mü? Bun "İK ,Beçirdiniz mi? Ayet evet. Mü, e hayretle baktı. Şüphesi vileşti. apre bakış Pransız muharriri | N İn, Pakaş bayım, ben onu hüsnü ni: | tin aldım. Size izahat verebili- | İsa ederim, anlatın.. i : ; $te efendim, Ben bir roman yaz ği b... Mevzuum da cinayet bu a- İ NiPilıyor. 4 öyle mi? iy Şiddetli bir tehdid vardı <7 Klansi telâşla ilâve etti: agzi parmak izi meselesi d . Bunu iyice kavraya bilmem #ehir atılan tüblerden bir tane ti a karar verdim. Eskiden dolaşırken bir antikacı dük. alimi görmüştüm. AL y ressam arkadaşım da onun 7 e,, Parmak izi şekilleri resmetti. «hi, > Tomantmın ismini daihi söy. N « “Kırmızı gülün esraril, ig rseniz ressam arkadaşımın İş- <, *rliyeyim? ” N İğiniz tübü sakladınız mı? iç Bilmem... Evet, evet... Zannede. Sy m, x, “ede o şimdi? Si, Yere koymuşumdur. yere koymuşumdur. de hi, * demek (İstiyorsunuz, bay Ny? Bunu izah eder misiniz? ani... Şey... Nerede olduğunu | diri *demem size.. Ben çok sav- İŞ l Ni zara bu beraber taşıdığınız eş > inde olmasın? | Mhnetmem... Olamar.. Çünkü al- İ kp Deri elime gecmedi. |. « Huhatabını şüpheli © şüpbeli | * sonra gene suallerine devam | t esnasında hiç yerinizden | bir seyahat neticesi Şey, kalletım, kalktım... | — Nereye gittini:? — Çahtalarımın oyanındi (duran muşambamın cebinden bir kitap almağa gittim. — Demek, ölen kadının yanından geçtiniz? — Yok canım... Ha... Sahi... Geç- tim. Fakat ölmezden evvel... Daha ben çorba içiyordum. Birçok sualler soruldu... Muhariir hiç birinin farkında olmadığını, çünxü zihninin soütemadiyen (“cinayet izini saklamakla meşgul,, olduğunu söyledi. — Ne dediniz? Cinayetin izini sak- lamak mı? — Evet... İşte, romanım için. Bay Puaro, ona arıyı görüp görme- diğini sordu. Görmüştü, Hayvanlardan çok sinirlendiği için elinin tersiyle itmiş ti. Onun akabinde de garsonların kah- ve getirdiğini hatırlıvordu. Adresini aldılar, Gitmesine müsaade edildi, Klansi telâşla çıktı. Komiser arkadasına : — Bu herifin hali de şüpheli... » de- di. - Üstelik de şaşkınlığı var... Kendi- | dırmamak için gizli tutulmuştu. Hatta Beti. İ we padişah olduğunu bildirmeğe gönderilen sinde tübün mevcut olduğunu unutma- malı! — Şaşkınlığı. belki sizin sert mus” melenizden ileri gelmiştir. — Doğru söyliyen bir adam hiç bır zaman şaşırmaz. Mavi süveterli o Norman Gel; içeri girdi. Adresini verdi. Shepherd's cadde sinde dişçi imiş. Pine'den geliğini söy- ledi. Dişçiliğe ait bazr alâf ve edevatı tetkik için Pariste birkaç gün kaldığını söyledi. Ölmüş kadını berhayatken görmemiş. Seyahat esnasında Onun da bir fevkalâdelik dikkatini celbetmemiş. Zaten kadına arkası dönlükmüş. Bir ke- re kalkmış. Lâvaboya gitmiş ve tekrar yerine oturmuş. Kompartımanın arka tarafına asla geçmemiş Arının da far- kında değilmiş; Ondan © sonra telâğçı borsacı biy Rider geldi. Acele içindeydi. Uzun Parise geldiğini o da ölen kadı tanımadığını, kompar- umanda kadının önünde oötürmasma rağmen arkası dönük olduğu için ka- dını göremediğini, kendi taraflarına doğru garsonlardan başka kimsenin gel mediğini, Fransızların mütemadiyen çe- ne çaldıklarını, yemeğin sonuna doğru | arıyı öldürdüklerini, vahşilere mahsus zehir alâtını ömründe görmediği için bunun ne olduğunu bilmediğini söyledi. O esnada kapı vuruldu. Bir polis, muzalferane bir şekilde içeri girdi. — Bakın bayım, ns bulduk! - di- ye komisere mendille sarılı bir tey v- zattı, Gelen polis dedi ki: — Üzerinde parmak izleri zuhur et- mesine rağmen bay muavin bunu getir- memi söyledi. Mendili açtılar ve iptidaf o memle- ketlerde yapılmış bir tüb gördüler. Bay Jap, hayretle: — Ne girip... bir şeyin mevcut olabileceğini de hiç ummazdım, Rider, merakla baktı, — Cenubi Amerikada böyle geyler kul landıklarına dair birçok hikâyeler oku- muştum, Fakat bunu ilk defa görüyo- rum, Tayyarede böyle bir âleti kimse- nin kullanmadığına e m, Kömiser polise sordu: — Nerede buldunuz bunu? — Koltuklardan birinin . arasında saklıydı efendim. — Hangi numara? — 9 da efendim. Puaro: — Ama da garip! - dedi. (even var) ka adi e Allah allah... Böyle ei — Şu komerimi de deler misiniz? BR GsnisTARik 371 sene evvel bugün Selim Istanbula gelerek tahta geçti ve aynı gün 2000 altın dağıttı 1566 yılı 24 eyldl günl 371 sene evvel buğün Sultan Sellim Üsküdara gelerek İstanbul muhafızı İskender paşaya geldiğini bildirdi. İstanbulun bir şeyden haberi yoktu. Hal, İ bulei ordusunun başında sefere çıkan padişan | Süleymen ölmüş ve oğlu padişah olmağa gel. İ enişte, Ba hnber, Ulümü bir heyecan uyan. Yaman, yolda her yerde Şöyle diyordu: — Marp devam ediyor, Padigahımız Siketi zaptetmedikten sonra dünmiyeceklir. diyor. du, Masmafih İstanbul değil, harp eden ordu bile padişalın güldüğünü duymamıştı Ve. zirlâzam Şokullu Mehmet paşa herhangi bir teessür ve KArKAŞalığa sebebiyet vermemek için Süleymanın ölümünü gizli tutmuştu. Selimin Usküdardan İstanbula baber gön. dGermesinden İstanbul muhafızı bir şey asla. yamadı. Selim ikinci defa haber gönderdik. ten sonra Bostancıbaşı, saray ağası ile bera. ber yeni hükümdarın kabulü için lâzım gelen daireleri hazırlatmağa başladı, Kadirgal hümayun hazırlanarak denize indiriias ve Üsküdardaki Mihrimah sarayının önüne geldi, Selim mirahuruna saraya çüvlarak yerde beklemsaini emretti. Kendisi de kadirgai kü. mayına bindi, Kadirga denize henüz açılmışiz Kız kule, sinden toplar atılmağa başladı. Bu toplar, Sultan Süleymanın öldüğünü ve yeni padişa. bın tahta geçtiğini bildiriyordu. Selim karaya ayak basımça, sarayın ağeti Üzere bostancıbaşı yaklaştı. Ata bindirmek için koltuğuna girdi. Fakat Selimin mirabu. runa derhal bastancıbaşının üzerine atılarak menetmek İatedi, Yeni padişah mülâyim bir tarıma bostancıys: — Ağa, sen onun sözüne bakma, o sarayda terbiye olunmuş değildir. Usul bilmez. Sen öne geç, bize vol göster. dedi, Sarayın önünde kap! ağası Selimi atmdan indirdi. Genç padişah sarayda ilk defa hem. şiresi Mihrimab sultanla karşdaştı. Mihri, mah ağlayarak kardeşini kucakladı ve biraz , sonra: — Rimdi, dedi sell “masrafların olaca Hazineyi açtırıncaya kadar sana elli bin a). tm ikraz edeyim. diyerek kardeşine 59 bin altın verdi, Müftü, İstanbul kadısı, defterdar, birer bi. rer saraya geliyor Yeni Padişahım elini öpü. yorlardı. Ru işler bittikten sonra Selim hazırlandı. Eyübe gidilecek, türbeler ziyaret edilecek, fukaraya para dağıtılarak halkın memmuni. yeti celbedilecekti, ... Selim aynı gün, 371 sene evvel bugün İs. Lanbula girip tahta oturduktan sonra yaptı. £t bu ziyarette her türbeye uğradıkça fuka, raya otuz bin akçe (MİT yüz altm) dağıt. mnaştı. Ziyaret ettiği türbeler Patibin, ikinci Be. yazdın ve birinci Selimin türbeleri idi. Niyazi Ahmet Tonton amca Stratosfere çıkıyor : yere... Müvazzi, kapıcmız locasmı açtı. İçeriye masanm Üstüne, bütün kiracılara git mek tupları koydu. 65 aumarslı evin kapıcı dalresinde karı koca, kızdan mürekkep bir aile oturuyordu. Koca, kaloriferi yakmakla meşguldü. Kadın bir sveter örüyordu. Mektuplar göz attı. — Bema! — diye seslendi. Tabakları topiryan kır — Ne var, ahbe? — Al şu mektupları yerlerine götür. Faka: ayırdığı sırada bir tanesi Üzerinde durdu: — Ab gu postacılar ab... Hele bizim müvezzi mutlaka yanlış yapacak. 53 puma | ranmdaki buraya betirmiş... Eh, dursun.. Hemen şimdi götürür, yerine teslim ederim Kız Esma, katları dolaştı. Kapıcı 0 sırada bir kiracı tarafmdan çalman zile baktı. Mek tabu, yün yumağınmn altma bırakarak, dışı nda bir müddet meşgul oldu. ... Komşu evde, bayan Mürşide bekliyordu Uyandığındanberi bekliyordu. danheri., diyoruz. Fakat, bu, sözün gelişidir. Çünkü 0 gece, güzüne uyku girmiş değildi Görü saatten ayrılmıyordu. Evin içindeki gürültüleri kulagı!le takip ediyordu. Hismelçi, mutfakta, kahvaltıyı Büzırin makin mezguldu. Şimdi nerede İşe getirecek t. Mektubunu da kahvaltı ile beraber geti recekti şüphesiz. ı O mektubu daha şimdiden eline almış, © kumağa başlamış gibi bir tahassüise kapılı yordu. Vücudu sevincinden sarsilıyordu. Bugün kaçacaklardı. Kaçışlarınm ne $$ kilde olduğumu, Aşdı ons bu mektubunda bildirecekti, Günde postacı, apartmanlarına üç kers uğradı. Mektubun birinci postadan Çi - kacağına emindi. Çilnkü, Aşıkile, postaya veriliş zamanını kararlaştırmışlardı. e Her halde öğleye kalmazdı. — Oh artık bu hayattan, bu abus koca. dan, bu yeknasaklıktan kurtulacağını! . diye seviniyordu. Kalbi çarparak, kulağı bekledi. kirigte, bekledi, ... 55 numaralı evde, kapıcı kadın kulübesine döndüğü vakit, ateşin söndüğünü gördü, Ken disini çağıran kiracıya küfürler yağdırarak. mangalı tekrar vakmağa başldı. Tencereyi oturttu. Sonra, hem yemeğe nezaret etmek, hem de sreteri örmek için, yün yumağı elipe aldı. Mektup gözüne ilişti. — Esma. Bema. diye seslendi. — Ne var? — Haydi şu mektubu da 53 numaraya gö. tür, .— Peki, Kız, elinde mektup, dışarıya çıktı Lâkin, orada, fabrika arkadaşlarından Kikiye rast. landı. — Nereye? — Seni almağa geliyordum. Sinemaya, Paranı ben çekeseğim... — Ah, ne iyi etin. VW Friç Yar, deği mi? Bır, Annesinin yanına koştu (İzin Jatedi, İrini koparınca hemen fırladı. Ancak sokağm öte târafma vardığı vakit elinde bir mektup olduğunun farkına vardı. — ! Akşam üstü, dönüşte veririm. ayi dap. Va mektubu attı cebine? Bu müddet zarfında, boğazı Lıkanarak, ş&- kakları asabiyetle alarak komşu bayan, pen cereden sokağa bakıyordu. Na sevgilisinden hususi bir haber, De de postayia mektup... Müvezsi, öğle servisini de yapmıştı işte. ... Esmanın arkadaşı kendinden büyüktü. Bir de sevgilisi vardı. Üçü beraber sinemaya git. tiler, Sonra da pastacıda birer pasla yediler. Ikramlar hep delikanlıdan! Yolda yürürlerken, Bsmu onlara arkala, rından bakiyordu. Kollarımı biribirlerinin be. line sarmışlardı, Öyle mesuttular ki, Kendi de bu manzaradan sandet duyuyor. du, Bu heyecan ve saadetinden, alı alma, mo. ru moruna eve döndü, Ancak o zaman, ge. ciktiğinin farkma varıyordu. Koştu. Terini silmek için, mendilini cebinden çıkardı. Yine parmaklarına mabut mektup rastladı. — Birazdan götürür, veririm! , diye dü, şündü. Fakat 53 numaralı evin önünde tir kala. Gk) İZİN 2 iU pe Pl Hiç yoktan “Uyandığın | balık biriirtiğini görünce, oradakilerden bir. ne sordu: — Ne var? Ne olmuş? — Ne olacak? Zıvanası bozuk kadının biri kendini kaldırmış, pencereden aşağıya fir. tatmış. Nakleden: Hatice Süreyya Artık dişler de boyanıyor Bunları giyilen elbisenin rengine uyduruyorlar Ayak tırnaklarını kırmızıya boyamak mo. dası evvelâ Fransadan çıkmıştı. Bu işlerde yaratıcılık ruhunu bakkiyle muhafaza eden bu millet şimdi de ve en son moda olmak ti. zere dişleri toyamayı moda haline sökmüş. tur. Dişler giyilmiş elbisenin o ayakkapların yahnd da tırnakların rengine uymak şartfle yeşli, kırmızı, kahve rengi yahud da ten ren. gine boyanmaktadır. Yeni neşriyat Faydalı bir esere Çocuklarımızın istidatları Pascal der ki: “Hayatta kendine bir mes. lek seçmek en önemli bir şeydir, Oöyleiken bu Iş rastgele yapılmaktadır... Fühakika bir çocuğun Uk veya orta tahsilinden sonra ka. billyetlerini denemek, onun muvaffak olabi. leceği bir mesleki seçerek istikbalini temin etmek bakmımdan çok mühimdir. Fransanın Strasbourg tıp fakliltesinde o Profesör Paul Chavigny'nin bu hususta çocuk © velilerine yel göstermek için yazdığı eser bu Döktadan gok mühlm ve o nisbette faydalıdır. “Çocuk. larımızın iatidatları,, isimli (oOolan bu eser, Gelenbevi orta okulu türkiçe öğretmeni Mus. tafa Işıksal tarafından dilimize (çevrilmiş ve kitap halinde bastırılarak “İnkdâp kü. tüphanesi,, vasttaslle ucuz bir fiyat Uzerin, den satışa çıkarılmıştır. Yavrularımız kabiliyet ve ( istidatlarını, bayatla hangi işi ve mesleki daha İyi.yapa.. bileceklerini anlayarak onlara daha mesut bir istikbal hazırlamdk istiyen bütün çocuk velilerine, bütün öğretmenlere bu kitabı ha, Türetle tavsiye ve dilimize böyle frydalr“bir 'T.B.K. İstanbul bölgesi başkanlığından: 1 — İzmirde yapılan beşinci Balkan güreş şampiyonasma iştirak eden milli takımımız bu yıldn Balkan şampiyonluğunu kazanmış. tır, İzmirden Ankara vapürile hareket eden takımımız diğer misafir Balkan güreş takım larile beraber bugün (72—0—057 çarşamba) saat 16 dn İstanbula muvasajat (o edecektir. Sporcularımız rıhtımda tezahüratin karşı'ı nacak ve şehir bandosu bu tezakrata iştirak edecektir. Klüplerimizi ve şehrimiz sporcuların: bu merastmde bulunmağa davet eğerim. 2 — Istanbula gelen güreş ekipleri arasın, da 26 ve 28 eylül 1037 günlerinde İstanbul . Atina, İstanbul , Belgrad ve Zağreb mubte. Ut takımları karşılaşması yapılacaktır. Bü maşların programına ait tafalat ayrı, ca ilân edilecektir. Kemal özsan Üroloğ . Operatör Bevliye mütehassısı Karaköy — Ekselsiyor mağazası yanında. Her gün öğleden sonra ; den Se kadar: Tek: 41735 i ak mimik a