Dış Siyasa: Giornale d'italia, Montreux muahe- desi ve korsanlık... Yaza Bır ltılyın gazetesi, Montreux mu- ahedesini, İtalya , hükümetinin niçin imzalamamış bulunduğunu — izaha lü- zum görmüş. Giornale d'ltalya adını taşıyan bu gazetenin 'Türkiye Cumhuriyeti hükümranlık haklarına lnnlluk eden bir giyasi vesika etrafında Hkir beyan etmiye hükümeti tarafından ne derece mezün addedilebi'diğini kestir. meye çalışmak beyhuüde bir zahmete girmek olur. Biz burada boğazlardan ve boğazlar mukâvelesinden böyle çok küstah bir tarzda bahsetmek cüretini göstermiş bulunan biy kaleme ancak nefretleri mizi bildirmekle mukabele etmek vazi- yetindeyiz. Giyornale d'İtalya'nın Akdeniz kön- feransı münasebetiyle neşretmiş oldu. Bu bu makalede deniliyor ki:: *“İtalya Akdenizi korsanlıktan kur. tarmak istiyor, fakat Monterux kon. feransı Bolşevik korsanlarına Akdeni. zin kapılarımı açmıştır. Bundan dola. yıdır ki İtalya boğazlar mukavelena. mesini imzalamamıştır.., * Bu satıtlarım kısa bir tahlili, bu sa. tırları neşretmiş olmakla İtalyan ga. zetesinin İtalyayı ne garib ve berbad bir vaziyete sokmuş olduğunu açıkça gösterir, Giyornale d'İtalyanın bu yazı sından çıkarılabilecek mana şudur: “Akdenizdeki korsanlık, Ttalyanm Boğazlar mukavelenamesini imza etme- miş olmsamdan doğmuştur. Eğer Bo- Bazlar mukavelenamesi İtalyanın be- Zenebileceği bir şekle sokulacak olursa İtalya Akdenizde tahrik etmekte veya kolaylaştırmakta veya bizzat idare et mekte oldıh hmıhlı dırhıl durdu- rarir ” İtalyil'ğazetekinik üğikö bu mana- Ga olan bir yazısını Roma matbuat ve propaganda nezaretinin, verilmiş şöy. Te veya böyle bir direktife ne derece uygun addedeceğini öğrenmek cidden merak edilecek bir şeydir. Giyornale d'İtalyanın bu y.md.ı Sovyetler Ibkilâbın ylrmlnci yıldönümüne hazırlanıyor Bütün Sovyetler Birliği, Sovyet in. kılâbının yirminci yıldönümünü, bu hâ disenin ehemmiyeti ile mütenasip bir Bürette kutlulamak Üzere fanliyetle hazırlanmaktadır. (Genç Sovyet ilim adamları arasında da, en iyi ve yüksek ilmi çalışma için bir müsabaka açılmıştır. Muhtelif mü. kâfatlar için, Sovyetler Birliğini teşkil eden 40 cumhuriyet ve mıntakadan B.000 den fazla kişi, çalış —maktadır, Bunların 2500 ü teknik eser ler, TO0 U tibbi eserler, 475 i sosyal i. Tim meselelerine ait eserler, 300 ü jeo. loji eserleri ve nihayet 150'si de fizik eserleri vereceklerdir. Bu genç müsa. bıkların birçokları gimdiye kadar yaz. dıkları eserlerle esasen ilim âleminde mühim yerler tutmuş kimselerdir, Teşrinlevel inkılâbı bayramı esna. sında, gerek Moskova ve Leningradda Ve gerek Federe cumhuriyetlerin bü . tün merkezlerinde, Sovyet musiki sa. natı festivalleri tertib edilecektir. Bu festivaller esnasında, Sovyet kompozi. törlerinin yeni eserleri çalınacak ve temsil olunacaktır. Bunlar arasında, meselâ Kabalevskinin, Romain Rollan. dm eserlerinden muktebes “Kola Bre. ugnon” operası, Yurovakinin dahili harpten bahseden “Opanas'a mersiye'” operası, profesör Gedik'in “Jaköri” Operası ve sairç vardır, İnkılâbın yirminci yıldâönümü müna- sebetiyle Moskova'da amatör ressam. larım eserlerinden mürekkep birinci sergi açılacaktır. Daha şimdiden, bu Bergi için, aralarında çok mükemmelle. ri buluran bine yakın tablo ve heykel seçilmiştir. — (Taas) A A, . tir. Onun içim Montrö, Giyornale d'ltal. yanın fuzuli nasihatlerine ve bu Batır. larr yazdıran düşüncelerin muahede. ye imza koymamış olmalarıma rağ. men bütün şartları ile hali tatbikte. dir. Ve bugüne kadar onu imzalamış olan devletlerin en ufak bir itiraz ve şikâyete kalkışmamış olmaları Türki. yenin tatbikattaki muvaffaktyetine en büyük miyardır. Bu vesile ile Cumhuriyet refikimize böyle betbaht düşünceler neşreden ga. zetelere “meslekdaş gazete” samimi. y!thl göstermenin müsamaha ıdılıı_ v ai tainide G Ti m tasavvur edemeyiz. Cumhuriyet gazetesinin Ciyornale d'İtalya'ya “mes lekdaş,, diyebilmesini bir kâlem seh. vi, bir dalgınlık addetmeyi tercih ede. Tiz. —ğyornale dltalyanın bu yazısıda —— Şekip GÜNDÜZ. — Bursa ve Gemlikte Kurtuluş bayramı n: Şekip Gündüz bize kargı gösterilmiş büyük bir neza- ketsizlik hissedilmektedir. “Montrö konferansı Bölşevik korsanlarına Ak. denizin kapılarını açık bırakmıştır., demek Akdenizin emniyetsizliğinde bi. ze menfi bir rol yüklemek demektir. Türkiye Boğazlar mukavelenamesini arsrulusal) bir konferansta müdafaa ederken hiç bir devlete hiçbir maksat için en ufak bir imtiyaz ve müsamaha. da bulunmamak dürüstlüğünü göster. Miştir. Montreux muahedesinin imza. siyle Tükiyenin istihdaf etmiş olduğu maksat, Türk topraklarının, Türk mül- ki tamamlığının, Türk/ vatanına ait emniyet ve müdafan imkânlarının ek. Siksiz ve emrivakilere imkân vermez bir ktiymete yükselmesiydi. Montreux Türkiyenin böyle meşru bir arzuyu te: min edebilecek arsıulusal bir emniyete muhatap olduğunu ispat emiştir. Mon. trönün Üzerinden geçen on beş ay ise, Türkiyenin bu muahede esasları üze- rinde ne büyük bir hassasiyetle hare. ket etmiş olduğunu da ispat eylemiş. Dün sevinçle tesit edildi Bursa, 12 (Hususi) — Bursanın dün kurtuluşunun 15 nci yıldönümü idi. Bu yıldönümü, Bursalıların ve her ta. Taftan gelen halkın coğkun tezahliratı ile tes'id edildi. Şenlik gece gündüz devam etti. Gemliğin kurtuluşunun 15 nci yıl . dönümü de dün kutlulandı. idaîegglr:gfer' l Iş dairesi tarafından tescil edilecek İş Dairesi, iş yerlerinin - tescilinden sonra, İş Kanununun met'iyet mevkiine girmesinden evvel kurulup ta şahıslar, hususi veya mesleki teşekküller tara- fından idare edilmekte olan iş bulma idarehanelerinin de kontrol edilebilme- Si iç'n bunların tesciline karar vermiş. tir. Esasen İş Kanununun 66 ıncı mad- desi bugibi müesseselerin tescilini âmir bulunmaktadır, İş Düiresi şimdiye kadar kanunun neşrinden sonra vücuda getirileh i: iş bul ma idarehanelerini tescil etm'ştir. Şimdi diğerleri de İş Dairesine Hru beyan- name vererek vaziyetlerini — bildircek- lerdir. Bu beyannamede —müsssesenin çalışma tarzı, kuruluşu ve eldeki işe hazır işçi miktarı da kaydolunacaktır. Beyannameler toplandıktan — sonra iş müfettişleri müstahdemin idarehane- Terini Gıkı bir köntrole tâbi tutacaklar - dır.” Atatürkü dinlerken... Vatan ve hü Yaz Osmanlı imparatorluğu — devrinde Beşinci Ordunun merkezi Şamdı. O. raya Askert Akademisinden yüzhışı guıkamuş İki adam — sürülmüştü. Hiri Mustafa Kemal, diğeri Mülit (1).. Bunlar Şamda 20 1mcü — ve 30 uncu süvari alaylarında stajyer idiler. O devirde her sene — Havranda binbir mesale kbat olunurda. 1908 te Hlavran meselesi “Emyali — Müğsabe,, (*) a- diyle ortaya mtılmıştı.. Oraya bir vr. du gidecekti. Hakikatta böyle bir me mele Var müydi, yok — müydü, bunun kzabumı ve mühakemesini — şimdilik birakalım. Müfidin Mustafa Kemale müracaalı Şamın iki odalr, baslt bir evinde — oturan Mustafa Kernale, çok sevdiği kahraman ar. kadaşı Müfit müracaat oediyor: — Haberin var mı, gidiyorlar? Mustafa Kemal sorüyor: — Kim? Nereye” —- Bizim staj yapmakta olduğumuz alay. lar. — Nasd olur? Bentm bundan yok, ve bu olamaz. — Cldiyorlar, hem bu akşam. İki arkadaş atlarına biniyörler, — evvelâ Müuslafa Kemalin staj yaptığı 30 uncu süva. Ti alayt kumandanımın yanına — gidiyorlar. Mustafa Kemal alay kumandanma sorüyor. — Alaymız bir vazife almış — gidiyor. Bu alay içinde kumanda etmekle olduğum bir bölük var; benim de beraber, gitmekliğim uıu değil mi? Niçin bana haber vermi-i. baberim Xunındı.nıı sevabı: — Sirz bu alayda stajyersiniz. Kumanda et. tiğiniz bölüğün asıl kumandanı bölüğün ku. mandasmı almıştır. Siz erkânıharp zabitisi. niz; böyle çetin işlere — gelemezsiniz. Ben #izin Şamda kalp latirahat etmenizi tercih ettim. Maaşmnız verilecektir, merak — etme. yiniz. Mustafa Kamalin aldiğı bu Gevap, pek ta. Ka aK R Iki arkadaş boynu bükük çıkıyorlar Mürit şü mütalanda bulunuyor: — Süvari fırkası kumandanına şikâyet etmek.. Mus. tafa Kemal buna lüzüm gürmüyor: — Müfttçiğim, diyör, bunlar 6 kumandan. la beraberdirler. Ona müracmatten — bir şey Çıkmaz, Ördü kumandanma gidelim. — Relki Oondan da bir şey çıkmaz; fakut hiç doğilse #ikâyetimizi umumtleştirmiş oluruz. İkl arkadaş mutabık kalıyorlar. ÖOrdu kumandanı müşir Halâltı paşadır, Müracaat usulsüzdür İki erkânıharp yüzbaşası, doğrudan doğru. yAa, müşir Hakkı paşanm yesmi! mekarmının kapısına gidiyorlar ve yavert- vasıtasile mü. şir paşayı görmek iştediklerini arzediyorlar. Hiç vaki almamış bu hareketi — Mmüşir puşa çok küstahane telâkki ediyor ve otları ko. #uyor. Sokak ortasında kalmış gibi bir vuzi. yette iki arkadaş artık btribiriyle konupamı, yacak kadar müteeesirdir. Nibayet Mustafa Kemai, Müfide: — Diz de gideriz, Diyor. Müfit sörüyor: — Nasıl? — Olduğumuz gibi.. Yani şimdi atlarmmıza Binmiş bulunuyoruz; emirber nefarlerimiz da Var. Havrana giden kuvvete, olduğumuz gi. Bi ftihak ederiz. — Bu olur mut — Niçin olmasın ? Ve, Mustafa Kemalin dediği gibi. gidiyor. lâr, Şam - Şemiskin yolu üzerinde İki süvari alayı, birçok topçu bataryaları ve esterli piyade taburlurı, büyük bir kuyv, vet halinde, yürüyorlar. Bu kuvyetlerin ku. mandanı Bay Lütüdir.. Müstafa Kamal — ve Müfit, ellerinden alınmış elan bölüklere fiti. fat etmiyerek, atlarını bu kuvyellerin haı, nın yanma sürüyortar ve: “Biz de beraheriz efendim,, diyorlar. Henüz bu IKi adamı ta, Hunamış otan kumandan onların yüzüne bak mamakla ve sadece selâmlarını Jade etmek, Ve iletifa odiyor. Başka konuşma yoktur. Kuvvetler, © günün akgamı — Şemiskinde gadırtı ordugAhta, san Heferine kadar yerte. Biyor, Yulnız açıkta ve aç kalmniş iki adam var: Mustafa Kemal ve Müfit. Onlarla kic. »e Meşgül değildir. Yalnız gece — yarısma doğru onların emirber neferleri büyük bir Alnocablıkla bu 1K arkadaşa kendi evletini teklif ediyorlar, (Bu ev, neferlere tahsis olun muş çadırdır. Nöferler: “Biz açıkta kalalısı, ziyani yok, &iz çadıra buyurunuz.. — diyorlar. Biraz sonra da daha büyük bir ülüvvücenap He bu iki arkadaşa içerlerine saman doldu. Fulmuş iki çuval getiriyorlar ve bunları ya tak diye yere sortyorlar. Ertesi gün süvari 30 uncu alayın — bölük kumandanlarından bi> yüzbaşı — geceyi aç geçirmiş olan Mustafa Kemal ile Müfidi ken Friye't ân: Pr.Afet- | Türk tarih kurumu asbuşkanı KIRŞEHİR ÇORUM 'Lı'ı!/ı Müfid Özdeş Dr Mustafa Cantekin di Çadırına düvet ediyor, onlaran bir çay zi. yafeti veriyor, Bu yüzbaşı vaziyeti ve bumu icap ettipea ve idame ettirmekte olan adamların — gizli noktal nazarlarını senelardenberi devam e. den tecrilbesi sayesinde biliyordu. O, Musta. fa Kemal ve Müftde şü teklifte bulunuyor: — Arkadaşlar, görüyarsunuz ki bize asla kumardanlık vazifesi vermiyeceklerdir. Bu. 'nun sebebleri vardır. Fakat bana huatsl hit vazife verilmişür. Eğer siz bu — vazilen w bana köntrolür olmak isterseniz ben — bunu temin ederim. Yalnız şimdiden söylemeliyim ki bu kontrol neticesini kimseye büldirmiye. ceğinine dair bana naMUMNNUZ Üzerine temi, nat vermeniz lâzımdır. Mustafa Komal, Müfidin yüzüne baktı ve kendi kendine, göyle bir muhakeme — yaptı: “Bu adamın yapacağı yey. belki metice Iti. bariyle söylenmemek icxp ödea — hicaplı bir geydir, Hiç bir gey yapmalnaktan ise bu İn. sana kicap veren moeaetanin mahiyetini antu. mak kendisi ve arkadaşı için bir kazançlır. ©, bu tecrübeyi yapabilmek için en nihayet bir adamı kusürlarımdan dolayı affetmiş o. Jacaktır, Bir adamım kusurunu ele geçirmek için yaptlabilir bir fedakârlıktır. & Mustafa Kemal bu mülübuza ile opa süz verdi;. MUÜE de kendisine iitihak etti. Havram köylerinde gâsp'' * Şamıdan çıkan mürettep büyük * küvvet sanki bütün Havtanı sömürecek gibi,' terti. bat almıştır. Havran muhtelif — zamtakalara Ayrılmış, her mıntakaya bir kuvvet tahals | olunmuştu; bunların vazifesi © mmtakadı.i küyleri soymaktı. fik Havran köyünde Mustafa — Kemal va Müfit, bölük kumandanının mizafiri olmuş. Tardır. Köy odasında, piliç ızartmaları vu diğer Nefis yemekler yeniyor. Ertesi sabah Muatafa Kemal, yüzbaşıya gu teklifte bulu. nuyor: “Seyahatimiz esnasında — Mmüşterek masraftan hissemize düşeni bemen mi vere, Um? Yokse en sozunda tediye etmek Üzere bir defter mi tutarmnımı *,, O, defter tutmak usülünü — tercih etti va öyle yapıldı. Havranlı köylüler, hergün ve her gece, bir takım insanlar ve bu İnsanların bindiği hay. vanlar tarafından, yiyecek iübariyle, mahve, diliyor, bu kâfı değilmiş gibi o Inzanlardan On senelik vergi isteniliyor, herkes kudretine göce bir veya beş mecidiye, bir veya (İki lira vererek kendini kurtarıyordu. Bölük kuman danı bu işte son derece mebaretli bir adam. dı. Havranlılârın Osmâanlı imparatorluğuna a«i olduklarını ve bu adamları mahv ve kah. retmek lâzam geldiğini bir hüküm — olarak tatbık ediyordu. Muşlafa — Kamal ve Nüfit bu hükmün yııılılı*ıru :ırhdı ve ıııımy le, görüyorlardı. İki ayrı düşünce: Biri-para toplamak . ve bu paruyı paylaşmak düşüğcesi, - diğeri bu pura toplarna mezalimine İşyan etmek dilştin cesi.. R Kumeytarada. Mustafa Kemal ve Müfit, Ösmünlılık namı altında yupıları buü büyük haydutltiğun ne ol duğünü anlamışlardır.' Bunu yapanlar haki. Kattır haydut insanlardı. Bu hakikati anla. dığı dakika, Mustafa Kemal, Müfide şu söz. leri söyledl ; — Hatırlar mesın Müfjt, Şamdan bu kuv. vete İltihaka karar yerdiğimiz. — dakikada kargıma bir süvari müÜlAzimi çıknuştı, . ba. na: “Beyim, âize büyük hürmetim — vardır. Bu sefere gitmemenlri tavsiyae edarim,, de. mişti. Ben sormuştum ! “Niçin? Süvari mli. Jâzimi çu Bevabi vermişti; “Hayatınız tenii. keye girobilir de, etun İçin,, Ben bu adama tekrar: Niçin? dedim. O bana “Beni öldü. rürler. Bilmezsiğis we — düşünemezsinla be. yim; bugün biltün Sutiye ordusuna — yamll bir müşterek menfaat vVasdır; siz bu menfa. ate mani olacak gibt körünüyorstunuz; bunu kimse kabal etmez, hâyatınız. mevzuubaha, tir.,, cevabinı vekmmİşli. İşte Mustâfa Remdli bu seyahale sevke, den âmil © adamın meüsrrrane sözleri olmuş. b Kuümeytara -ordugâhı Kupeytara, Ormanllı 'Türkleri — tarafındağı. Türk çerkezlerinin pturup yerleşmelerine tağ nis editmiş bir köydür.. O köy ve. clvarında | çen sefer ona cevab yine bana “çatan” bir da bay Cihad Ömer kabalık olurdu. !'ıht w kabalığı göze almağa W demiştim; daha günkü o yazımı )mıekıl!u 0. madim, o sözlerimi de AY ger'in yazısından Yine susmayıp cevab Genç meslekdaşım beni dığını. hattâ “âsabımif sanıyor. Beni öylı M hoşuna gidiyorsa varsın ets'n. O kadar hiddet M de benim için: " ”U- çücük bir ıımğiaur;;“l dl”:' ” kendimi “büyük” bulur, yılmağa tahammül eauı::; vrh Bu bay Cihad Tunçer İZLi, Miyor; tanısaydı benim kızmıyacağımı bilir VE N" Shaw mukallidi - oldi mezdi. Meşhur - İl büsbütün tanımaz rini okudum; fakat öyle den değildir. Ki kâr etmiyorum; hattâ bir duğunu söyliyenlere de bir mahzuür görmem, Zaten bir takım yanlış, nrlfı' bir nevi taassubun met etmiş ıdımhldl’dm ”vf hürmete hak kazanmıştir. nim dalma okuduğum, uıw dığım, taklide kalkıştığım lerden değildir. Bay Cahid benim kimleri taklid ML: bilir; onları kendisine ben € yeceğim, Arasın bulsum-- | li Kendisine cevab değildir. Bir cümlesi mecbur etti; diyor Kİ? da: ne oluyor, ben kimim, kim?,, Benden mı?” bilmiyorum; ğn pek lııgıî olmasa lerin çoğu, bir yaşa h kendilerini dev ynıım“ Ş luk çocuğa” cevab vermezler bu nevi gürur hiç bir zamar, madı. Bay C. Tunçer'in â.— ıae'ık Ki zükse bile bir şey sene sonra buru ümid disi de anlar ve o zamâf ki mahcub olur. YoK sonra da yine hakâ'! nun ayıp olduğunu sine cevab verdiğime narım. Şimdi kızma! miş” ölan bir genç M mak 'İstedim, işte O ri üzerime almadığım etmiyorum, onlar avare dolaşıp w cağı için birer balon bolur. $ A & S _%ğ * ç Taybt îğ AM Va bir ordugâh kurulmcakt oldağt çe ve Müfidin nasıl adaralkf &. ::ıduınm W edildi; ikt arkadaş bu Ordugak Kumylıf';:' tu. Oranın çerkez TÜFİ perver dayrandılar KY y piyorlar, mhnr!rıerı yorlardı. Bir gün. “""::ııl şöyle bir haber geldi I'l ordugühr basacaklıfe İN o, Kemale kadar in! ı.'J mişti. Vaziyeti gilip Bunun üzerine MüCde? gel ddi ve Del mirber neferi olduğu Jeri atlariyle garp | baştadılar, Bir aralik lardan indiler; Mi Yinden karşıdaki wıi* * h * V(0 Kürgekir (*) Talan edilnikş