Pa YA SKF Yöeki eli n 2 ha *& Dış Siyasa: W AA - Giornale d'ltalia, Montreux muahe- desi ve korsanlık... Yazani Şekip Gündüz Bizi ltalyan gazetesi, Montreux mu- ahedesini, İtalya - hükümetinin niçin imzalamamış bulunduğunu izaha lü- zum görmı.fîş. Giornale d'italya adını taşıyan bu gazetenin — Türkiye — Cumhuriyeti hükümranlık haklarına taallük eden bir siyasi vesika etrafında fikir beyan etmiye hükümeti tarafından ne derece mezun addedilebildiğini kestir. meye çalışmak beyhuüde bir zahmete girmek olur. Biz burada boğazlardan ve boğazlar mukaâvelesinden böyle çok küstah bir tarzda bahsetmek cüretini göstermiş bulunan bir kaleme ancak nefretleri- mizi bildirmekle mukabele etmek vazi- yetindeyiz, Giyornale d'İtalya'nın Akdeniz kön- feransı münasebetiyle neşretmiş oldu. ğu bu makalede deniliyor ki:: “İtalya Akdenizi korsanlıktan kur. tarmak istiyor, fakat Monterux kon- feransı Boölşevik korsanlarına Akdeni- zin kapılarımı açmıstır. Bundan dola. yıdır ki İtalya boğazlar mukavelena. mesini imzalamamıştır.., “. Buü satırların kısa bir tahlili, bu sa. tırları neşretmiş olmakla İtalyan ga- zetesinin İtalyayı ne garib ve berbad bir vaziyete sokmuş - olduğunu açıkça gösterir. Giyornale d'İtalyanın bu yazı sından çıkarılabilecek mana şudur: “Akdenizdeki korsanlık, İtalyanım Boğazlar mukavelenamesini etme- miş olmsamdan doğmuştur. Eğer Bo- ğazlar mukavelenamesi İtalyanın be- ğenebileceği bir şekle sokulacak olursa İtalya Akdenizde tahrik etmekte veya kolaylaştırmakta veya bizzat idare et- mılcte olduin !norıınlı!ı deıhıl durd'n- i A Tal Vügüri af7t a Itaıya.ıı gazetesın.în aç:kça bu mana. da olan bir yazısını Roma matbuat ve propağanda nezaretinin, verilmiş şöy- le veya böyle bir direktife ne derece uygun addedeceğini öğrenmek cidden merak edilecek bir şeydir. Giyornale d'İtalyanın bu yazısında bize karşı gösterilmiş büyük bir neza. ketsizlik hissedilmektedir. “Montrö konferansı Boölşevik korsanlarına Ak. denizin kapılarını açık bırakmıiştir,, demek Akdenizin emniyetsizliğinde bi. ze menfi bir rol yüklemek demektir. Türkiye Boğazlar mukavelenamesini arsıulusal bir konferansta müdafaa ederken hiç bir devlete hiçhir maksat için en ufak bir imtiyaz ve müsamaha. da bulunmamak dürüstlüğünü göster. mistir. Montreux muahedesinin imza. siyle Tükiyenin istihdaf etmiş olduğu ki tamamlığının, Türk/ vatanma ait emniyet ve müdafaa imkânlarının ek. siksiz ve emrivakilere imkân vermez bir kiymete yükselmesiydi. Montreux Türkiyenin böyle meşru bir arzuyu te: muhatap olduğunu ispat emiştir. Mon- trönün Üzerinden geçen on beş ay ise, Türkiyenin bu muahede esasları üze. rinde ne büyük bir hassasiyetle hare. ket etmiş olduğunu da ispat eylemiş. tir. Onun için Montrö, Giyornale d'İtal. yanın fuzuli nasihatlerine ve bu satır- larr yazdıran düşüncelerin muahede. ye imza koymamış olmalarıma rağ- men bütün şartları ile hali tatbikte- dir. Ve bugüne kadar onu imzalamış olan devletlerin en ufak bir itiraz ve şikâyete kalkışmamış olmaları Türki. yenin tatbikattaki muvaffakıyetine en büyük miyardır. böyle betbaht düşünceler neşreden ga. zetelere “meslekdaş gazete” samimi. yetinl göstermenin müsamaha edile. mm ğini tasavvur edemeyiz. Cumhuriyet gazetesinin Ciyornale d'İtalya'ya “mes lekdaş,, diyebilmesini bir kâlem seh. vi, bir dalgınlık addetmeyi tercih ede. riz. Şekip GÜNDÜZ Sovyetler Inkilâbın yirminci yıldönümüne hazırlanıyor - Bütün Sovyetler Birliği, Sovyet in. kılâbınm yirminci yıldönümünü, bu hâ disenin ehemmiyeti ile mütenasip bir sürette kutlulamak - üzere faalıyeue hazırlanmaktadır. Genç Sovyet ilim adamları arasında da, en iyi ve yüksek ilmi çalışma için bir müsabaka açılmıştır. Muhtelif mü- kâfatlar için, Sovyetler Birliğini teşkil eden dÜ cumhuriyet ve mıntakadan 8.000 den fazla kişi, müsabakşlara çalış -maktadır. Bunların 2500 ü teknik eser ler, 7T00 ü tibbi eserler, 475 i sosyal i. lim meselelerine ait eserler, 300 ü jeo. loji eserleri ve nihayet 150 si de fizik eserleri vereceklerdir. Bu genç müsa. bıklarm birçokları şimdiye kadar yaz. dıkları eserlerle esasen ilim âleminde mühim yerler tutmuş kimselerdir. Teşrinievel inkılâbı bayramı esna. sında, gerek Moskova ve Leningradda ve gerek Federe cumhuriyetlerin bü . tün merkezlerinde, Sovyet musiki sa. natı festivalleri tertib edilecektir. Bu festivaller esnasında, Sovyet kompozi. törlerinin yeni eserleri çalınacak ve temsil olunacaktır. Bunlar arasında, meselâ Kabalevskinin, Romain Rollan. dm eserlerinden muktebes “Kola Bre- ugnon” operası, Yurovskinin dahili harpten bahseden “Opanas'a mersiye”- operası, profesör Gedik'in operası ve saire vardır. İnkılâbın yirminci yıldönümü müna- sehetiyle Moskova'da amatör ressam- larım eserlerinden mürekkep birinci sergi açılacaktır. Daha şimdiden, bu sergi için, aralarında çok mükemmelle. ri bulunan bine yakın tablo ve heykel “Guhlisür (Ta.ns) ' YKS < y HĞÜ ea Jıı İi L edaldl sak a “Jaköri” | Bursa ve Gemlikte Kurtuluş bayramı Dün sevinçle tesit edildi Bursa, 12 (Hususi) — Bursanın dün kurtuluşunun 15 nci yıldönümü idi. Bu yıldönümü, Bursalıların 've her ta- Taftan gelen halkın coşkun tezahüratı ile tes'id edildi. Şenlik gece gündüz devam etti. Gemliğin kurtuluşunun 15 nci yıl - d&ıümü de dün kutlulandı. İş bulma idarehaneleri Iş dairesi tarafından tescil edilecek İş Dairesi, iş yerlerinin tescilinden sonra, İş Kanununun mer'iyet mevkiine girmesinden evvel kurulup ta şahıslar, hususi veya mesleki teşekküller tara- fından idare edilmekte olan iş bulma ldırehınelerının de kontrol edilebilme- si için bunların tesciline karar vermiş. tir. Esasen İş Kanununun 66 ıncı mad- desi bu"gibi müesseselerin tescilini âmir bulunmaktadır. İş Dairesi şimdiye kadar kanunun Neşrinden sonra vücudâa getirilen iş bul ma ıdarehanelenm tescil etm'ştir. Şimdi dığerlen de İşmıresıne birer beyan- name vererek vaziyetlerini bildircek- lerdir. 'Bu beyannamede müessesenin çalışma tarzı, kuruluşu ve eldeki işe hazır işçi miktarı.da kaydolunacaktır. . Beyannameler toplandıktan sonra iş müfettişleri müstahdemin idarehane- lerini Bıkı bir köntrole tâbi tutacaklar - maksat, Türk topraklarının, Türk mül. |* min edebilecek arsıulusal bir emniyete | Bu vesile ile Cumhuriyet refikimize | ya. meslekdaş gazete bulunaâîleee. " mandanı Bay Lütfidir.. Mustafa Kemal HABER-——mğamposfan Atatürkü Osmanlı imparatorluğu — devrinde Beşinci Ordunun merkezi Şamdı. O. raya Askerl Akademisinden yüzbaşı çıkmış ikl adam — sürülmüştü. Biri Mustafa Kemal, diğeri Müfit (1).. Bunlar Şamda 29 uncu Süvari alaylarında stajyer idiler. O devirde her sene mesele lcat olunurdu. 1905 te Havran meselesi “Emvali Mağsube,, (*) a- diyle ortaya atılmıştı.. Oraya bir or. du gidecekti. Hakikatte böüyle bir me gele var miydı, yok — muüydü, bunun izalımı ve mühakemesini — şimdilik bırakalım. Müfidin Mustafa Kemale müracaatı Şamın iki odalr, basit bir evinde — oturan Mustafa Kemale, çok sevdiği kahraman ar, kadaşı Müfit müracaat ediyor: — Haberin var mı, gidiyorlar? Mustafa Kemal soruyor: — Kim? Nereye? — Bizim staj yapmakta olduğumuz alay. lar.. — Nasıl olur? Benim bundan — haberim yok, ve bu olamaz.. — Gidiyorlar, hem bu akşam.. İki arkadâş atlarıma biniyorlar, — evvelâ Mustafa Kemalin staj yaptığı 30 uncu süva. ri alayı kumandanının yanına — gidiyorlar, Mustafa Kemal alay kumandanma soruyor, — Alaymız bir vazife almış — gidiyor. Bu alay içinde kumanda etmekte olduğum bir bölük var; benim de beraber, gitmekliğim tabil değil mi? Niçin bana haber verni-i. Diz? Kumandanın cevabı: — Siz bu alayda stajyersiniz, Kumanda et tiğiniz bölüğün asıl kumandanı bölüğün ku. mandaşmı almıştır, Siz erkânıharp zabitisi, niz; böyle çetin işlere — gelemezsiniz. Ben sizin Şamda kalmp Istirahat etmenizi tercih ettim. Maaşmız verilecektir, merak — etme. yiniz, Mustafa Kemalin aldıiğı bu cevap, pek ta. dan alacağı cövabır aynı olacaktı. İki arkads.ş boynu bükük çıkıyorlar Müfit şu mütaleada bulunuyor: — Süvari fırkası kumandanına şikâyet etmek:.. Mus. tafa Kemal bunâ lüzum görmüyor: — Müfitçiğim, diyör, buflar ö kumandan. la beraberdirler. Ona müracaatten — bir şey çıkmaz, Ordu kumandanma gidelim. — Baelki ondan da bir şey çıkmaz; fakat hiç değilse şikAâyetimizi umumlileştirmiş oluruz. İki arkadaş mutabık kalıyorlar. Ordu kumandanı müşir Hakttı paşadır, Müracaat usulsüzdür İki erkânrharp yüzbaşısı, doğrudan doğru. ya, müşir Hakkı paşanın resmi makamının kapısına gidiyorlar ve yavori: vasıtasile mü. şir paşayı görmek istediklerini arzediyorlar. Hiç vaki olmamış bu hareketi — müşir paşa çok küstahane telâkki ediyor ve onları ko. Ruyor. Sokak ortasında kalmış gibi bir vazi. yette iki arkadaş artık biribiriyle könuşamır.. yacak kadar müteessirdir. Nihayet Mustafa Kemal, Müfide:; — Biz de gideriz, Diyor. Müfit sörüuyor: — Nasıl? ; — Olduğumuz gibi.. Yani şimdi atlarımıza binmiş bulunuyoruz; emirber neferlerimiz de var. Havrana giden kuvvete, olduğumuz gi. bi iltihak ederiz, — Bu olur mu? — Niçin olmasın ? Ve, Mustafa Kemalin dediği gibi, Bidiyor. lâr. Şam - Şemiskin yolu üzerinde İki süvari alayı, birçok topçu bataryaları ve esterli piyade taburları, büyük bir kuv. vet halinde, yürüyorlar. Bu kuvvetlerin ku. va Müfit, ellerinden alınmış olan bölüklere ilti. fat etmiyerek, atlarını bu kuvyetlerin başı. nım yanma sürüyorlar ve: “Biz de beraberiz efendim,, diyorlar. Hentiz bu iki adamı ta, nmmamış olan kumandan onların yüzüne bak mamakla ve sadece selâmlarını iade etmet, le iktifa ediyor. Başka konuşma yoktur. Küuvvetler, o günün akşamı — Şemiskinde çadırlı ordugâhta, son neferine kadar yerle. şiyor. Yalnız açıkta ve aç kalmiş iki adam ovar: Mustafa Kemal ve Müfit. Onlarla kim. se mMmeşgul değildir. Yalnız gece — yarısına doğru onlarım emirber neferleri büyük bir âlinecablıkla bu iki arkadaşa kendi evlerini teklif ediyorlar. gu ev, neferlere tahsis olun müş çadırdır. Neferler: "Biz açıkta kalalını, ziyani yok, &iz çadıra buyurunuz,, diyorlar, Biraz sonra da daha büyük bir ülüvvdeenap İle bu iki arkadaşa içerlerine saman doldu. rulmuş iki çuval getiriyorlar ve bunlari ya. tak diye yere seriyorlar. Ertesi gün süvari 30 uncu alayın kumandanlarından bir yüzbaşı bölük geceyi aç dınlerken... SAA Vâtan ve hurrnvet Yazan: ve 30 ünca | Havranda binbir. OB | yafeti veriyor. , leri söyledi: geçirmiş olan Mustafa Kemal ile Müfidi ken. pll’ı, Afet Türk tarih kurumu asbaşkanı ÇORUM 'L!itji Müfid Özdeş Dr Mustafa Cantekin KIRŞEHİR di cadırına davet ediyoör, onlara bir çay zi. Bu yüzbaşı vaziyeti ve bunu icap ettiren ve idame ettirmekte olan adamların — gizli noktal nazarlarını senelerdenberi devam &. den tecrübesi sayesinde biliyordu. O, Musta. fa Kemal ve Müfide şu teklifte bulunuyor: — Arkadaşlar, görüyorsunuz ki bize asla kumandanlık vazifesi vermiyeceklerdir, Bu. nun sebebleri vardır. Fakat bana hususi hir vazife verilmiştir. Eğer siz bu — vazifemle bana köntrolör olmak isterseniz ben — bunu temin ederim. Yalnız şimdiden söylemeliyim ki bu kontrol neticesini kimseye bildirmiye. ceğinize dair bana namusunuz üzerine temi. nat vermeniz lâzımdır. Mustafa Kemal, Müfidin yüzüne baktı ve kendi kendine, şöyle bir muhakeme — yaptı: “Bu adamın yapacağı şey, belki netice itl. bariyle söylenmemek icap öden — hicaplı bir. şeydir. Hiç bir şey yapmamaktan ise bu iİn. sana hicap veren meselenin mahiyetini anla. mak kendisi ve arkadaşı için -bir kazançtır. O, bu tecrübeyi yapabilmek için en nihayet bir adamı kusürlarımndan dolayı affetmiş o. lacaktır. Bir aâadamın kusurunu-ele geçirmek için yaprlabilir bir. fedakârlıktır. - Mustafa Kemal bu mülâhaza, ile ona söz verdi; unt de kendiııine uuhak etti Şamdan çıkan mürettep buyük kuwet sanki bütün Havranı sömürecek gibi, terti. bat almıştır. Havran müuhtelif- - mıntakalara ayrılmış, her mıntakaya bir kuvvet tahsis. olunmuştu; bunların vazifesi o mmtakâada..i köyleri soymaktı. İlk Havran köyünde Mustafa — Kemal ve Mürit, bölük kumandanının misafiri olmuş. lardır. Köy odasında, piliç iczzartmaları vu diğer nefis yemekler yeniyor. Ertesi sabah Mustafa Kemal, yüzbaşıya şu teklifte bulu. nuyor; “Seyahatimiz esnasında — müşterek | - masraftan hissemize düşeni hemen mi vere. lim? Yoksa en sonunda tediye etmek üzere bir defter mi tutarsıhız ?,, O, defter tutmak uşulünü öyle yapıldı. . Havranlı köylüler, hergun ve har gece, bir takım insanlar ve bu iİnsanların bindiği hay. vanlar tarafından, yiyecek itibariyle, mahve, diliyor, bu kâtf değilmiş gibi 0 insanlardan oön senelik vergi isteniliyor, herkes küdretine göre bir veya beş mecidiye, bir veya iki lira vererek kendini kurtarıryordu. Bölük kuman- danı bu işte son derece meharetli bir adam., dr, Havranlılâarın Osmâanlı imparatorluğuna asi olduklarını ve-bu adamları mahv vö kah.* retmek lâzım. geldiğini bir hüküm olarak tatbik ediyordu. Mustafa Kema.l ve Müfit bu hükmün yanıqııgmı. yerinde ve :özlerıy le, görüyorlardı. İki ayrı düşünce: Biri-para toplamâk ve bu parayı paylaşmak- düşüncesi; - para toplama mezalimine isyan etmek düşün Cesi.. ğ tercih etti ve Kumeytarada Mustafa Kemal ve Müfit, Ösmânlılık namı altında yaprlan bu'büyük haydutluğun ne ol. duğünü anlamışlardır.' Bunu yapanlar haki. |- katen haydüt insanlardı. Bu hakikati anla. dığı dakika, Mustafa Kemal, Müfide şu &öz. — Hatırlar mısın Müfit, Şamdan bu kuv. vete iltihaka karar — verdiğimiz — dakikada karşıma bir süvari mülşzlnîl._çıkmışü, - ba, na: “Beyim, size bülyük hürmetim — vardır. Bu ıdere_ gitmemenizi tavsiye ederim,, de. . mişti. Ben sormüştum: “Niçin? Süvari mü. lâzimi şu cevabi - verml;tl "I-Işyıtmız tehli. keye giröhilir de, ohnun için,, Ben bu adama tekrar: NI_çln? Adadinı O bana: “Seni öldü. rürler. Bilmezsiniz've. — düşünemezsiniz be. yim; bugün bütün Süriye ordusuna — şamil bir müşterek menfaat vardır; siz bu menfa. ate mani olacak g-ı'ht karüauyorsunuz bunu kimse kabul etmez; hâyatmız mevzuubahs, tir.,, cevabint vehıüşti İşte Mustâfa Kemali bu seyahate sevke, den âmil ö adaniın müıınıma sözleri olmuş. tu, © Kümeytara fordugâhı Kupeytıı-ı. Oımışlı Türkleri tı.ulındnn Türk cçrkezlerlnln poturup yerleşmelerine tah çen sefer ona cevab : kim ?,, Benden başka kım”y.' dd ga pek alışık olmaşa gerek- | lük çocuğa” -doğmuş, adının belki /da tanımmamış olmas! K diğeri bu- |- — Şi fallarike "f,ıu da göndermişler, yine bana “çatan” bir da bay Cihad Ömer T“nw B kabalık olurdu. Fakat eobm.oıuüm' kabalığı göze almağa ©© ; demlşw demiştim; daha dOG"""B cünkü o yazımı koleksi Ö W madım, o sözlerimi de © ger'in yazısından âli < Yine susmayıp CEVE' ö ki Genç meslekdaşım beni - ü dığını, hattâ "asablînm sanıyor. Beni öyle tasâ hoşuna gidiyorsa varsın ”—ıe I'b;. g'lîl Shl ,ıı , “ga &. N N Ce B v y rA a%â ets'n. O kadar hiddet de benim için: “Berna i , çücük bir örneğidir,, îî:ı“ ı;uk Ğ , kendimi “büyük” bulur, yılmağa tahammül ed'm;'::ş; Bu bay Cihad Tunçer bbyle gey M mıyor; tanısaydı benim kızmıyacağımı bilir Ve benim 15635 Shaw mukallidi — oldu mezdi. büsbütün tanımaz değil rini okudum; fakat öyle a ğım, eserlerini kendim iç muhi |h Zaruri bir gıda saydığım T ”kym' Ö' İ den değildir. Kıymetini. a. kâr etmiyorum; hattâ P duğunu söyliyenlere d€ h bir mahzüur görmem, bir takım yanlış, wırll bir nevi ftaassubun yıki met etmiş adamlafda-ndm hürmete hak kazanmı? nim daima okuduğ'llm dığım, taklide kalklşu lerden değildir. Bay benim kimleri taklid eti bilir; onları kendisine bt yeceğim, Arasm bulmln-" Kendisine cevab ve değildir. Bir cümlesi mechur etti; diyor Ki: da ne oluyor, ben .,,,;.ına' mı?” bilmiyorum; fakat , “ lerin çoğu, bir yaşa vardıkt kendilerini dev ıyn“md" ör | cevab vermiezi bunwıguı-uı'hl&ı'ı’h"ç'm“İıı madı, Bay C. 'nmçer'înww,f ası bİF — etmez. Öteden ber! harrir ne derece alâkayâ ha dün yazmağa W kadar şayandır, Geçen Sefef bunun için cevab W yine o düşünceyle cevab Fakat kendisinden ;:"W için ona bir nasihat ,.pıl'ı" ' ret” ten çekinsin; hak&ri , gi n zükse bile bir şey if'—d’ede,inı sene sonra bunu disi de anlar ve o zşm ki mahcub olur. YoK sonra da yine ha.lli!ll'ed"3 nun ayıp oldugunu sine cevab *ıreı'diğîme narım, Şimdi lch“':“'lEl miş”-ölan bir genç nı mak 'istedim, işte ok ri üzerime almadlğlâî' gl ddet , etmiyorum, onlar b“ avare- dolaşıp konacak i».ölüp cağı için birer balon [îb Ç bolur, ATA LA P e z gg“—ıı: F Kumeytara ordusâhy,,m Obaşladılar. Bir aralık ”"K.mıl Bis. edllmiş hir köydur 0 köy ve, clvumdı Dd n YK sükle T a * bir ordugâh kurulacakt?: ugl M ve Müfidin nasıl adamlar WM tı. Ordugâhın kı_ırulm’:zı, yi edildi; iki arkadaş bu V tiler. Orduğâh Kuneytaranın tu. Oranın çerkez Türk! perver davrandılar Ki P pıyorlar, misafirlere yorlardı. Bir gün, KUY şöyle bir haber sıld’ ördugAhı basacaklar Kemale kadar ıntlkll etuu mişti: Vaziyeti gidip Bunun üzerine Müfld el,, dedi ve iki arkadafı fmrber neferi olduB" nııld' leri atlariyle garp İStİ kleri © erl"“ Çerkef çati yetler lardan indiler; M tünden karşıdaki (W ;_ ha ÜÇ(1) Kırşehir saylav? y,. | fı) Talan M _- ; l