" ği ems ii , eti iireğiee he EZE Kİ MlirleişEripiR Sa riMtiaii Ez > i BE meöEri J gi “ap ES ee iilrrini 53 ielriğer PER iy İRİ İRLİDİM ei ani SİMİİpİ, iğE-g iştapi 3 Srira Marş zn ğe ğili ik Me, bap Eiki iğ menin anne pie ii işe 2ESE ş. İNE ER İş 2 epin e pijli ham pili ia ğe geçi LE e Ji ir: Mrsrlış iii ib iri 2'i İH LELE j bali gi NE ii 5 a 7 N PARDAYANIN KIZI.. ti ge Piyet verici, hem de tehlikeliy. |, Kausta Pardayanm sözünü kesti; Kn bl ke «| Party gök da bar EE hi kavganın odadan çıktıktan son. dağ ağına emin bulunuyordu. Oda. Pangşe niş koltuklardan birine oturan ON dük Dangolemi'yanmdaki ve iy ann da karşıdaki koltuklara 0. Kapıyş Fardayan koltuğa oturdu, yüzü Yağ ye doğru döndü. Münskaşayı ev. b açtı, hiçbir gey saklama. iü Börmiyen bir adam tavrıyla: | nı haşin ki madam, ihtiras denilen | hastalıktan halâ kurtulama - Ma Sizin için çok fena bir gey. Miran Fransaya gelip de burada bu. | dük Dangolem cenabları hesa - | Neyi, üçüncü Las gibi bir çocuk j niz, : vaktiyle üçüncü Hanriye yap | diy, ka etmeniz ne garib! O va. || © Saz ş< 96 Giz herabma çalışıyordu - | ükat sonunda o da, siz de İsti. ya... Evet madam, be. Şövalye, bunun sebebini söy j 4 yi, SİN için fena mı? Rica ederim, 3 İ ma tekaide lâyık görmek b şimdi mücadeleye atıl - Ming Piriyetindeyim. Vaktiyle GL ii €tÜğiniz zaman uğraştığım vi de çabalamağa başlıyaca “agla # tihniniz yorulmak bilmiyor, fakat ben madam, ben fakir ve betbahtım. Şimdi altmış beş yaşındayım, baksanıza ar. tik ihtiyarladım. Vücudum berbat, ak m zayıf. Adetâ eskidim, boşaldım, velhasıl bittim madam. Hem biliyo - rum, bu defa bir lokmada beni yuta. caksmız. Yaptıklarmıza fena dersem yalan mı söylemiş olurum? Pardayan onlarla alay ederken o ka. dar sertlik göstermişti ki, Fausta ile Şarl Dangolem ister istemez takdir et! tiler. Fausta dedi ki: geldiniz, ve beni mağlüp da ettiniz. Bütün ümitlerimi yıktınız. Dikakt ©. âiniz mösyö şövalye. İtiraz veyahut da şikâyet etmiyorum. Kıymetinizi da. ima takdir ederim. Ru suretle hareke. tinizl de hoş görürüm. Fakat anlıya - madığım bir şey varsa, o da ben Gizl himaye ederken siz aleyhimdeydiniz. “a hakkımızdan geldiniz. Bugün ise ğin nl Tm ilgi si d EŞ i zi ei gri ağ iş N. İİ İG İş .i £ dil ş ii 4 3 Sİ, aşitğl mi giği 21, ri » si dikişi Ep BASE İşçi GadğE » Zİ » ikizi eği $3İE EE E api EisİİiRO gar Ea 4ğ8 irem ppi lr dn NE e Eğgiii İsi? En 32i5 İşileğiğik baki iii dia 8 ATM: Sen: le pak i ; en Yi Mgs) elli, " 2? : 3 5 İli ? İ—BE işi tmilakdışimn RR şiş eğe 1 ii N Hi la and elin meli Se, Ğİ a azükO3 ; MOR kişi 33 RE sed ği MzEkiik ila diş mi2 e Pk VERİ Açdeddiş öö3vdd8 âli E PARDAYANIN KIZI ız! i 4 i , lıktan bağırtacak bir haber almış ol. duğunu imkânı yok anlıyamazdı. Dal. baranın da sükünetle teslim ettiği mek tup yine dev cüsseli muhafız tarafın. dan yazılmış bulunuyordu. Bu mek - tupta şu satırlar vardı: “Adamın birisi Lagorel parolasmı vererek küçük kapıyı vurmuş ve İçe. Tİ girmiştir. Bu adam Lanâri olmadığı cihetle hususi odaya götürülmüştür. Kendisi bu odadayken derhal bana ha ber verildi. Ben de koşarak odaya git- tim, orada kimse yoktu. Konaktan çıkmasma imkân olmhdığından kendi. $ini aramıya başladım ve nihayet bul. dum, Sizin ne konuştuğunuzu dinle - mek için bu odanın yanındaki küçük dolaba saklanmıştı. Kendisini oraya kapadım ve lâzımgelen tedbirleri al - dım. Bu meçhul adam mantosu ile yü zilnü tamamen örtmüş olduğu halde muhafızlardan biri onu tanıdığını id. dia ediyor: bu adam Şövalye dö Par. dayanmış.,, Bu kadar mühim bir haberi sakin tavrmı bozmıyarak okuyabilmek ve ayni tavrı muhafaza edebilmek için in san ancük Fausta olmalıydı. Maama. fih o da bu fena haberi veren mek. tubu parmakları arasında buruştur . maktan kendini menedemedi. Yeğâne heyecanı bu oldu. Bir nşiiddet daldı, düşündü. Dük Dangolem Faüstanm neler düşündüğünü anlıyamazdı. Sırf bir lâkırdı etmiş olmak için; — Ne o prenses, fena bir haber mi aldınız? - dedi, Fausta hep ayni sükünetiyle ve ha- fifçe gülerek: — Daha bir karar veremedim. Dedi. Maamafih zeki Pardayan işi anla. mıştı. Fausta iri yarı muhafıza dö. nerek: — Pek âlâ, şimdi gideceğim, dedi. Ve ayni zamandaki bakışıyla her geyin hazırlanmasını emrediyordu. XXVI FARDAYAN VE FAUSTA Fausta ayağa kalktı. Kendisine has olan özametli yürüyüşüyle Pardaya - nm arkasında bulunduğu kapıya doğ. xu İlerledi. Şövalye: — Vay canma, neden buraya geli. yor. - diye düşündü. - Yoksa burada olduğumun farkına mı vardı? Fausta ve Dalbaran rollerini o ka. dar güzel oynamışlardı ki, Pardayan ele geçeceğini o ana kadar anlıyama - mıştı. Faustanın kapıya doğru yürü - mesini bile tesadüfe hamlediyordu. Ya kalanmamak için geriledi, çevik bir hareketle girdiği kapıya doğru seğirt. ti. Kapıyı yokladı, kilitli görlince ya. yaşça mırıldandı: — O, kapıyı dışardan kapamışlar, halbuki hiçbir şey duymamıştım. Fazla heyecana düşmemişti. Kendi » sine mahsus alaycı gülüşüyle: — Artık anladım, yakalandık demek tir. Şu dev gibi herifin Faustaya ver. diği kâğıtta mutlaka benim burada ol. duğum haber verilmiştir. Şimdi kur.- tulmak için ne yapmak lâzımsa onu yapmalıyım. Bunları bir anda düşünmüştü. Der hal döndü, önünde durduğu kapıya yüzünü çevirdikten sonra, daha kolay hareket edebilmek için mantosunu ge. riye attr, kılıcının da kmı içinde iyice hareket edip etmediğini Kontrol etti, İçinden “cenkleşmek lâzımgelecek,, di. yordu. Fausta kapının önüne kadar gelmiş. ti, Kapıyı ardma kadar açtı, Küçük o. laa Dalı lke . “Ne şartlar yapacaklımz siz?,, Şeraitiniz nedir? Avoir; avuar — malik olmak - Voulez.vous me permettre de lui passer un coup de tâ, 1&phone?