K Tei 5 . ğ dt HABER — AKşam posfasr âç * . — YATIMIN: N eati bi ni Bit vi A0 Hİ KN _ , $k ve macera romanı — Si —İ19 — — Nakleden: (Vâ-Nü) 4| —;:%Gd —Ne olursa olsun, bir ışık elde 1 ;Mq. emedim, etmeliyim. Gelen misafirin yüzünü göt i ımü:':'_üm Bözüm sarılıydı. meliyim, B 'h'du_ Hllü tesadüflerinden bahs- Rüştü bey cigara içiyordu. Demek ©- * buki kız, geceyi söylemek | nun odasında kibrit vardı. Araştırırsa ıj "% ÜT bulacaktı. Fakat yalnız kibrit ışığı ye p " tlini kendi yanağına götüre- | tişmiyecekti. Bir de mum edinmek lâzım h KM, geliyordu. Her halde ahırda mum bulu- | ah"t İ mi? - dedi, nacak. Hiç bir gün bu kadar katiyetle A, B. Batar düşünmediği için akıl etmemişti. Fakat İ 'lu:ü mı? şimdi ne bahasına olursa olsun görme Bi; “Enam gibi, kocasmına doğru ' 'a Uzatarak, birkaç kere .__İm_. p, Püayene etti, Tlhü Tça gibi batıyor. N Merttir. Vi i %Zs%î'lııe ıizııı:ı_e elle bir şey an W 1 Ööpsem., Ş bar Çi ıN_hqh'mİPlîn Nermin! Ne tuhaf IN&:;?;I bir adam beni öpmedi N baka edi, karşısındaki aynada y | Tak biran meşgul oldu. T ediyordu. Merak ediyorum. y a) Büldü. Dl:ı fazla çekinmekte de ma larını uzatıp — kızcağı ğ.:::ufnndan öptü. Ve saka ttirmek için yanağını ha 4 &k“&îh ça - * 1 ğ hwı kül kesilmişti. ! Yanaşmağa y y batar, | D W &P Kağa %a_ A':l'dığmi kızcağız hatırlı Si üktr :t' Sarhoş gibi olmuştu. Zaman başı dönüyordu. Mustu? Bu, ne demekti Yİ Tuyasında mt görmüştü? İap. 9 Birmek cesaretinde bu :r İ;M % bî!:dı. Yatağının üzerir'e op LT şey yapmağa — kudreti İek ı:Hl_dı kırılmıştı. Bu mese M için nahak yere beynini H ; iÜl ıl;-n bir şey varsa, O da, ' M *nmişti. Gündüzün çift | & v"'tlıamışu. Zaten civarda ”“Jtı p " i-'!ştü beyden başkta er kh“'*'l Uzi dün akşam odasına Nİ al :W:ÜUĞunu iddia ediyordu, ı&y -t"lü LN her Noktadan mütaleaya ça Rüştü bey değildi. Bu, MA a ht k%, Kizli., — M Ni ol SURF - — — —— iki kişi olamaz. Kocam )İeîen erkek. Acaba sa _ * Fakat bunlar mevcut M,:% a ğinı tuttum. Kı ı;*ğuuyordu. Binbir hüküm Tinde karar kılamıyordu. , aklı iki erkeğin mevcü !'te huord“- *l% 8€ce gelen misafirin sesi Ö, H%koc&smm sesine benze Ki tetli 0' ne kadar coşkun, ne J ıui“k Ydi. Halbuki Rüştü bey w ıı.i“;e sakindi. Mb'y onu bu kadar sev B E'-l kadar buz gibi dav böyle hararetli olabilir F & Ün , t ı:rîî:e bu erkekten — kacışı | kı,.:mrlee dayanıyordu. Lâkin Vere, — Tağmen Nermin bir bi ;:“iyordu. O zaten irade zdı, İZahat istemenin boş ola Tdu. Zaten dün de mese tle e. i“tdiği zaman ne ka Vap vermişti . l IZI Ürpertti. *"“'mq"ı :t:md;; (Karı koca arasın NN"Ü(" beğ"eyln ederse gündüz Sedilmez) dedi. Bu ne İsteği AYrıca bir akşam gelmiş îh_ay, ne şekilde olursa ol " Fakat her halde çift bozmamak şartiyle, 'ar, Hddetle yağıyordu Uzün * Uzun daldı. Düşündü. | Dbire ş ğe, anlamağ, bu müthiş hakikatı mey dana çıkarmağa karar vermişti. Kurduğu plânr tamamiyle tatbik etti. Usullacık sağı solu araştırarak mu- mu da buldu kibriti de tedarik etti. Bun ları odasında gizledi. Ve gene karanlık- ta meçhul misafirini beklemeğe karar verdi. İşte bu sayede, o, çiftliğin esrarını keşfedecekti. | Köşkte başka bir şahsiyetin mevcu- diyetine hüküm verdikten sonra, Ner- min birçok hâdiseleri hatırladı: Terzi- nin bahsettiği gece süvarisi, kütüpha- nede hissettiği çıtırtılar ve o aksırma sesi, Binanın kapalı durmasına rağmen perdeli olan bir kısmı.... Muhakkak orada biri yaşıyordu. Bu adamı, herhalde Rüştü bey ta- nıyordu. Zaten bu genç yaşta kocası ne diye buralara gelip bu çekik hayatı yaşamıştı? Nermin biribirini takip e- den bu binlerce sualin hiç birine cevap bulamıyordtn Nihayet akşam oldu, : Geç vakit, ses sada kesildikten son- ra, daimi misafirinin yaklaşan ayak se- sini işitti. Kalbi çarparak, kapısının a- çıldığını duydu. Odanın içinde dolaşanı bu gölgeyi gördükçe, Nermin güçlük- le kendini zaptediyordu. Avazı çıktığı Kadâr "İmdat?,, diye' bağırmak istiyor, fakat büyük 'bir irade'sarfiyle kendine hâkim oluyordu. — Nerminciğim.... Bu akşam da sizi rahatsız ediyor muyum? Gelmek için. çok tereddüt ettim. Fakat sizi yanımda hissetmek arzusu © kadar kuvvetliydi ki, dayanamadım. Kızcağız boğuk bir sesle: — İyi ettiniz! - dedi. Karşısındaki erkeğin — mütereddit ve nazik konuşması, Nerminin yüreğini yumuşatmıştı. Hattâ belki aldanmış olduğunu bile düşünüyordu. Ah, ne olurdu? — Bu tatlı söyliyen erkek kocası olsaydı... Fakat kimbilir, ihtimal oydu. — Neredesiniz, sevgilim? sözleri — Burada.... Tuvalet — dairesine yakın. ” — Gene oraya kaçıp — kilitlenecek misiniz? — Hayır, yanıma gelebilirsiniz. Hem söylüyor, hem sinirden gözle- rine yaşlar dolduğunu hissediyordu. Bu oynıyacağı oyun, onun doğrulu- ğunu isyan ettiriyordu. Sahtelik yap- mak hiç hoşuna gitmiyordu. Fakat ayni zamanda parmakları, kib- rit kutusiyle mumu sımsıkı tutuyordu. Erkek yaklaşmıs, genç kızı, kolları arasma sarmağa çabalıyordu. Nermi'n şimşek süratiyle geriliyerek kibriti çaktı. Bir an, karşısındaki afalladı. Tereddütten istifade ederek, Ner- min, mumu yaktı. Erkek, hışımla geriye atıldı. Hafif aydınlığın içinde Nermin, karşısında- kinin kocası olmadığını farketti. Bu- na rağmen, erkek yüzünü kapatarak bir , &ilmaz derecede manevi bir kuvvete |bulunuyordu. 1776 yılında İstiklâl beyanna. ” NUÜ Amerika Birleşik Amerika devletlerinin istiklâl temeli atıldı Vaşington her işte muvat]ak oluyordu 163 sene evvel Amerika Cumhur. reisi Ruzvelt ve Vaşingtondaki par lâmento binası 1774 yılı Ö eylül günü 163 sene evvel bu. | gün Amerikanın Filâdelfiya şehrinde büyük bir kongre toplandı. Bu kongre, müstemle. keler mebusları tarafından yapılıyordu. Çün kü henüz Amerika istiklâlini kazanmamış. tı. On üç müstemlekeden ibaret “yeni İngil. tere,, idi. Bu köngrenin verdiği karar şuydu: Müz. temlekeler vergi verip vermemekte serbest. tir. Bu hak kendilerine aittir. İngiliz asker. leri sureti kat'iyede uzaklaşacaklardır. Bu mühim, hem de çok mühim bir hâdi. seydi. Verilen karar “ya istiklâl veyahut ö. lüm,, demekti. Müstemlekelerin vergi verme dikten başka İngiliz askerlerinin de çekilme sini istemeleri, herhangi bir şiddete — karşı durabileceklerini açığa vuruyordu. Bu karar Amerika harplerini doğurdu, Müstemlekeler mebuslarının bu kararı ver melerinin sebebi vardı. İngiltere 1765 ve 1767 de müstemlekelerden vergi almağa başlamış ve bu hareket bütün müstemlekelerde de. rin bir hoşnutsuzluk tevlit etmişti. Gittikçe artan hoşnutsuzluk, İngiliz mallarma karşı boykot yapmakla açığa vuruldu. Her taraf. ta: — Haklarımız kabul edilmedikçe İngiliz malr almıyacağız.. Tehdidi yükseliyordu.1773 yılında Londradan Bostona gelen 342 sandık çay halk tarafın. | dan denize döküldü. İşte bu hâdişelerden son ra müstemlekeler köngresi toplanarak şid. detli kararını ilân etti. Bu Amerika istiklâlinin doğması için atı. lan bir adımdı. Harp başladıktan ve “şimali Amerika birleşik kolonileri konfederasyonu,, kurulduktan sonra —ordunun — başına meş. hur kumandan Vaşington getirildi. Başkumandan, büyük muvaffakiyetler gös termekle beraber bir netice elde edilemiyor. du. Fakat Vaşington galip gelmek için sar. sahip mesi neşredildi. Vaşington bundan sonra Âmerika Birleşik devletlerine muntazam bir idare şeklini veren o09 Üç maddelik bir ittihat misakı tanzim et. ti. Bu misak on üç devlet tarafından biribi. rini müteakip imza edildi. Bütün dünyada meş'um sayılan “13,, Ame., rika için hayırlr olmuştu. 13 madde ve 13 devletin imzası, 13 müstemlekeyi istiklâle kavuşturdü, Maamafih bu birinci kanunuesa, si ancak 1787 yılma kadar devam etti. Bazı noksan tarafların düşünülememiş — olması, ikinci ve esaslı bir kanunuesasinin tanzimi. ne lüzum gösterdi, Gene Filâdelfiyada Va. şiİngtonun reisliği altında toplanıldı. Fakat bu sefer birleşmek istiyenlerle birleşmek is. temiyenler de vardı, Fakat Vaşington, bu Müzakereleri de muvaffakiyetle sona erdir. di ve müstakil Amerikanın temeli atıldı. Niyazi Ahmet loşluğa gizlendi. : (Devamı var) - Tonton amca âşık Suvare elbisesi Seniha ile Cafer Bey, on senedenberi, biri. birlerinden ayrılmış bulunuyorlardı. Kızları Selma, talâkın son gününü iyice hatırlıyordu. O zamanları daha pek küçüktü. Fakat her. günkü kavgalar zihninde — silinmiyordu. Bu ayrılış, patırtıların önüne geçmişti. Şimdi Seniha, zengin bir tüccarın karısıy- dı. Gayet lüks hayat yaşıyordu. Hesapsız pa ra sarfediyor, davet, ziyafet içinde günleri geçiyordu.. Caferse, aksine, muntazam bir çalışma ha. yatı yaşamaktaydı. Az kazandığı kızı Selmayı büyütüyordu. Çocuk ona kalmıştı. Fakat Seniha kıziyle daima meşgul olmuştu. Haftada bir iki kere Selma, Annesinin evine gider, orada, o şık apartımanda kalırdı. Selma, iki tarafm alınganlıklarını uyandır mamak için nekadar itina ederdi. Fakat se. neler geçtikçe ve kendi büyüdükçe baba ve annenin İzzeti nefislerini kıran binbir ufak hâdiseler olmağa başladı. Genç kız sporcu, sıhahtli, çoök güzel bir insan öluvermişti. Annesinin muhitinde her. kes onu takdir ediyordu. Kadınsa, yavrusu. nun bu muzafferiyetinden dolayı gurüur du. yuyor, onu daha sık, dahâa çok yanında gör.- mek istiyordu. O sıralarda cereyan eden bir hâdise, Cafe. re kendi dunluğunu hissettirdi.. Filhakika o, meseleyi, feci görmekte mübalâğa etmişti. Fakat sinirleri o kadar bozuktu ki.. Seniha, kıziının ön sekiz yaşına; basmasını tesi't etmek istiyordu. Kocası zengin tüccar R. Rasih, bu hususta karısına — büyük bir kredi açmıştı. Davetin pek şahane olmasını istiyordu. Selma, kendisi için yapılan bütün bu mas. rafı ve hazırlıkları seyretmişti. Nihayet bek lenen akşam geldi. Davetliler, çalgı, muaz. zam bir söfra, çiçekler, herşey mükemmel! Kızcağız hazırlanıp giderken, babası onu hayranlıkla seyretti. Küçük bir terziye bin zahmetle diktirttiği organdi elbise Selmaya ne kadar yakışmıştı. ! Ertesi gün öğle vaktine doğru, B. Cafer, kızın odasına girdi. Gülerek: — Haydi, tenbel! Yemek saati oldu. Kalk! - dedi. Genç kız, gerilerek uyandı. Güzel kafası, yastıkların içine gömülmüştü. Sırma saçları buükle bukle dökülüyordu. — — Birden gecenin eğlenceleri gözünün önün. de tecessüm etti: Dans, yemekler, içki.. Son derece geç döndüğü aklmna geldi.. Te. lâşla babasına sordu: — Beni beklemedin yâ".. — Yok canım! Niçin bekliyecekmişim! Üzülmesin diye yalan — söylediğini, Selma anladı. Ve müşfik kollarının arasma sokuldu. Cafer Bey kızını her zaman öperdi. Fakat bu sabah her nedense gayrlihtiyari geriledi ve iskemlenin Üstündeki elbiseye baktı. Selma bu hareketin manasını anladı. Ora. da yayılı duran, gayet ağır kumaştan ve pek usta bir terzi elinden çıkma, bir akşam tu. valetiydi, Genç kız,babasma meseleyi anlatmak iste. di.. Lâkin erkeğin izzeti nefsini — kırmadan nasıl söyliyebilirdi ki, annesi Rgiydiği basit tuvaleti kendisine lâyık — görmemik ve ona o gece için bu şık elhiseyi hazırlamıştı. Baba, kızımın tereddüdünü hMissetti ve lA. fı değiştirmek iştiyerek, işlerinden uzun u. zun bahsetti. Bir müddet şundan bundan könüştuktan sonra Cafer ayağa kalktı. Elbiseye yaklaştı. Parmağile dokundu. Fakat hiçbir şey söyle. medi, Yalnız rengi uçmuştu. Boğuk bir sesle; — İşim var, aşağıya ineyim! - dedi. Genç kız, babasını çağırdı. Opü teselli e. decek bir izahta bulunmak istiyordu. — BSenin yaptığın elbiseyi lekeledim de... Bunu bana iğreti verdiler.. Birazdan yollrya. cağım. Bu sözler, erkeği kandırmamıştı. —Fakat bir şey söylemeden çıktı. Selma, yalnız kalmca, ağlamağa başladı. Zaten yorgundu. Sinirleri bozuktu. Ne yapa. cağını şaşırmıştı.. Babasınım almganlığı gün den güne artıyor. Annesi isşe üstüne o kadar düşüyordu ki, Adeta babasından ayrılıp ken. disiyle yaşamasını teklif ediyor. İkisinin arasında, zavallıcık ne yapacağını bilmiyordu. Cafer, ihtiyarlamıştı. Bu bedbaht bir er. kekti. Onu ne zahmetlerle büyütmüştü: Bü. tün hayatını kızma vakletmişti. Tahsilini ruhunu, her şeyini, bir kuyumcu gibi işlemiş, bir artist gibi halketmişti. Daima çalışmış ona, hayatın sıkıntılr taraflarını bhis bile et. SYi h ıîî_fır vermiş gibi ye parayla | tirmemişti. Rahatımı bütün manasile temin etmişti. Annesi de şayanı takdirdi. Çünkü o da kı. zı hiçbir zaman terketmemiş, daima meşgul olmuştu. Hele o yaştaki — kadınlar gibi, — anne kız arasındaki rekabetler korkusile — Selmayı muhitinden uzaklaştırmağa kalk. mamış, bilâkiş onun güzelliğiyle, gençliğiy. le iitihar etmişti. Kızcağız oraya gitmez mi bin bir ikram görür, nazlandırılırdı. ÂAnnesinin kocası da onu nasıl memnun edeceğini bilemezdi. Fakat iş öyle çığırından çıkmıştı ki, her iki tarafın kıskançlığı kızı harap ediyordu. Selma kalktı. Terliklerini giydi. Tam bu sırada babası eşikte göründü. — Yavrum! Sana bir şey — söyliyeceğim. Düşündüm, taşındım. Seni, ne kadar sevdi. Eimi bilirsin. Fakat bu hissiyatım senin ha. yatım üstünde bir bâr olmamalıdır. Biliyo. rum ki orada daha rahat, daha zengin bir hayat yaşıyacakam. İstikbalin parlak olacak, Senin yaşında bir genç kız için benimle ümür sürmek keyifli bir şey değll. Sana lâyık olan benim diktirdiğim biçimsiz elbiseler midir? Hayır! Böyle ağır, güzel kumaşlardır. İşte onun için yavrum, Menfaatini düşün, Tercih edersen annenin yanında — otur. Emin ol ki sana asla gücenmem. Selma, hayretle babasına bakıyordu! Boy. nuna atılıp onu öpmek, o hazin yüzü, ağar. mış saçları okşamak istiyordu. Az kalsın An, nesi de ondan böyle bir vaad kopartacaktı.. Fakat Selma, zavallı babasının ne — kadar yapyalnız kalacağını düşünerek içi sızladı, Erkek ona: & p — Ben kendimi feda ediyorum. Sen beni düşünme! — Rahatıma bak! — demek İsti. yordu. Fakat genç kız derhal kararını verdi! Ha men elbiseyi bir paket yaparak, bizmetcçiyi çağırdı. Annesine iki satır bir şeyler karala. dı. Yolladı, Gözlerinden yaşlar akıyordu. Fakat içinde hiçbir nedamet yoktu. Nakleden : Hatice Süreyya Trakyada sergi We panayırlar Tekirdağ, 4 (Hususi) — 26 eylül pazar günü — Çoörlir*»merkezinde-: bir ehli hayvan sergisi açılacak Ve beğeni- len hayvanlara 1400 liralık — mükâfat dağıtılacaktır. Çorlu sergisi, at şubesinden taylar, saf, yarımkan Arap ve Nonyüs yarım kanlarla, sığır şubesinden — boz ırka mensup hayvanlara mahsustur. Bu hay- van sergisinde kısraklar için 14, taylar için 13, boğalar için 6, inekler için 14 mükâfat ayrılmıştır. Sergide derece kaz hayvanlar sergi yerinde üç gün halka teşhir edilecektir. İstiyenler sergiden damızlık hayvan mübayaasın- da bulunabileceklerdir. Bu yıl Malkara panayırı beş gün devam etmek üzere 21 Eylülde açılacak tır. Panayırda hayvanlar ve tüccar eşyer üzerine müuamele yapılacaktır. Panayır- da ayrıca gece müsamereleri ile pehli- van güreşleri tertip edilecektir. SEREESEE SEREEERİETETİSERENETENETETEETEEREÜEERETENN DSN Ç Lisan derslerimizin geçmiş formaları Gazetemizde neşredilen lisan derslerinin geçmiş formalarının iki kuruşa idarehanemizden te- ? Bazı okuyucuların, birkaç gün İ evvelki formaları istemelerinden işin yanlış anlaşıldığı neticesine vardık. Uzun zamandanberi de- vam eden ilânlarımızda bu gibi de ancak gazetemize abone ola- caklara verileceği — yazılmıştı. Keyfiyeti bir daha tavzihe lü- zum görüyoruz. P İRSSOEESETEETETEETENEESNENEEEELESENNECENELLESESA GSNT (ü eT T — İ vARETAMMETTE T T DER S OKTOÖR Necaettin Atasagun Her gün sabahları sekiz buçuğa akşamları 17 den 20 ye kadar Lâle li tayyare apartmanları ikinci daire 3 numarada hastaların; kabül eder. Cumartesi günleri 14 den 20 ye ka dar hastalarını parasız, Kurun, Ha ber okuyucularını dakupon muka- bilinde muayene eder. , B LACERİ