Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Yazan: Soğoman Tehliryan — Çeviren: 5.Ş. — İktibas ve tercüme hakkı mahfuzdur — Beyoğlu caddesinden geçerken rehberim bana, poturlu bir un tüccarının kapıcı tara- fından kovulmasına hiddetlenerek Perapalası nasıl satın oldığını anlatıyordu — Şimdi bu dakikada hatırlamıyorum, fakat aramakla her şey bulunur. — Derhal aramaya başlıyacaksınız.... Bugün bu arkadaşın pansiyonu bulun- müuş olacaktır . — Bugünkü işleri ne yapacağız? — Hepsini tehir ddersiniz. Müstacel ve kabili tehir olmıyan işleri 24 saat için Kilikya kütüphanesine havale ediniz. Ben Ağop Serkisyana icap edzn emir- leri verdim. Buradan ayrıldıktan sonra kendisini görür, bugünkü işleri ona devredersiniz. — Kaç odalık bir pansiyon istiyorsu- nuz * i — Bütün bir daire bulmak her halde daha iyidir. Ayni katta başka kiracı bulunmasın, Dikkat ddeceğiniz bir nok- ta daha vardır. Tutacağınız evde fazla kalabalık olmasın ve ev cadde üzerinde bulunmasın... Evin bahçesi ve bahçeye çıkacak bir arka kapısı olması şarttır Paradan yana düşünmeyin.. Konturat filân da istemez, bir sene için kiralar, al t aylığını, icap ederse seneliğini peşin verip, — meseleyi halletmelisiniz -. Pansiyon meselesini hallettikten sonra yeni arkadaş hakkında sizinle ayrıca görüşeceğim. Şimdi siz odanıza ininiz.. Delikanlı nerede ise gelecektir. burada görmesin... Birazdan ben çağırır, kendisine takdim ederim. Bayan Henriette gizli merdivene doğ Tu ilerlerken, komitenin mesul murah - hası: — Bu mülâkatımız tamamiyle ara - mızda kalacaktır. Sebebini sonra size söylerim.. Agop Serkisyana da açılma- yın esasen onun İda haberi yoktur. Fransız dilberi fırka reisine teminat vererek kadife perdenin arkasında kay boldu, Bu esnada Hraçın masasının üzerin- deki kırmızı elektrik ampulu üç defa yanıp söndü. Bu işareti görünce, Hraç masasının üzerinde duran — dosyaları, evrakı kaldırdı ve “geliyorlar,, diyerek büyük bir sür'atle beklediği misafirini karşılamııya hazırlandı . Kabristan sokağın- daki Babıali ! Taşnak fırkasının umumi merkezinde bu hâdiseler cereyan ederken, biz Bey- oğlunda dolaşryorduk. Osmaniye ote. linden ayrıldıktan sonra Garo Tatul ile beraber Galatasarayına kadar çıktık. Oradan İngiliz sarayı önünlden geçerek 'Tepebaşına, oradan da Peranpalas ote- linin önünden geçerek Amerikan sefa. retanesine doğru ilerlemeğe haşladık, Bana refakat eden Garo Tatul önün - den geçtiğimiz binalar hakkında ayrı ayrı izahat veriyor, bana tanıtryordu. Tepebşı bahçesinin köşesini önünce Garo şu izahatı veriyordu: — Şimdi önünden geçtiğimiz bina İstanhulun meşhur Gardenbarıdır. Bir gece inşallah gelir, sabaha kadar eğ - leniriz.. Yoksa eğlenceyi sevmez misi- niz?. Sizi sizi — Doğrusu eğlenceye pek o kadar düşkün değilim.. — Ben de öyleyim, fakat arasrra ar- kadaşlarla beraber eğlenmeği de seve- rim.. Bir gece muhakkak sizi A: bura- ya getiririz. Garo, eğlence bahsini uzatmak iste - mediğimi görünce, izahatına devama başladı: — İşte burası da İstanbulun en bü- yük oteli Perapalastır. Generaller, ami- raller; nazırlar, mebuslar, sefirler her gece buradadır. Ben Avrüpaya gitme- dim amma, bilenler Perapalasın Avru- parıım büyük otellerinden farksız oldu- #unu söylerler. Hem bilir misiniz bu ötel kiminidir? Tahmin edin bakayım?; — Ya bir şirketin veya zengin bir #damın malr olacak,, — Yani otelcilikten anlıyan bir ada- ma ait olduğunu tahmin edersiniz de - ğil mi?, — Tabit değil mi ya.. Meslekten olmı yan adamlar burasını nasıl işletir.. — Buz gibi işletir. Bu otelin sahibi bir uncudur, uncu,, Size bu hikâyeyi de anlatayım, hiç olmazsa vakit geçer. Bodosaki adındaki Adanalı zengin bir un tüccarı bir gün Adanadan gelmiş... Çok zengin olan bu adam İstanbulun en büyük oteline inmek istemiş ve Pe- rapalasa gelmiştir. Kapıcı şalvarlı, üs- tür. başı pis bu adamı görünce ne iste- diğini sormuş, bizim tüccar ise, kemali ciddiyetle müşteri olduğunu, bir kaç gün oötelde kalacağını söylemiş.. Bunun üzerine kapıcı; — Haydi azizim, burası senin yerin değildir.. diyerek un tüccarını bir un çuvalı gibi sokağa atmıştır. Bu haka - reti bir türlü hazmedemiyen Bodosaki bütün işlerini bırakmış, Perapalas ote- linin kimlere ait olduğunu öğrenmiş, bu | adamları bulmus ve istedikleri parayı derhal vererek oteli satın almış.. Bodo- saki ertesi günü artık sahibi olduğu o- telin kapısındar göğsünü gere gere içeriye girmiş ve müdüriyet odasına kurulduktan sonra kapıcıyı - çağırmış- tır.. Olup bitenlerlden haberi olmıyan za- vallı kaprc: yeni müdürü görmek üzere koşa koşa odaya girmiş.. Karşısında iki gün evvel sokağa attığı adamı gö - rünce gözlerine inanmıyarak şaşkın şakın etrafına bakmıya başlamıştır. Bu acınacak vaziyet karşısında Bodo saki kapıcıy: — Şaşkın şaşkım dört yanınma ne ba- kıiyon.. Ben buranın efendisiyim.. İki gün evvel tanışmamış mı idik? Galiba senin hafızan kuvvetli değil.. Hafızası kuvvetli olmıyan bir adam bu otelde kapıcılık yapamaz. — Affedersiniz, sizi tanryamadım.. Kusurumu affediniz. — Burası senin yerin değildir. Bodosaki iki gün evvel kapıcının ken disine söylediği bu sözleri, kapıcının yüzüne fırlattıktan sonra, kapcıryı kov- muş ve: — Şimhi ferahlandım, diyerek otelin idaresini kendi adamiarına terkederek memleketine dönmüştür . Garo Tatul birdenbire saatine baka- Tak: — Hikâyelere dalıp az kalsın rande- devumuzu unutacaktık,. Bereket versin daha on dakikamız var, dedikten sonra ciddi bir tavırla devam etti: — Otelin srrasında, köşe başındaki büyük bina Club Constantinople'tür .. Burasrı kibar sınıfın ve ecnebilerin klü- büdür. Klüp azasının ekseriyetini İn - giliz ve Amerikalılar teşkil eder. Bu bi- nanın da içerisi çok güzeldir. Bir !defa birisini görmek üzere beni buraya gön dermişlerdi, canım bir daha dışarıya çıkmak istemedi, Onun yanındaki beyaz bina da Ame- rikan sefarethanesi, bitişiğindeki bü - yük bina da İngilizlerin karargâhı meş- hur Kroker otelidir. Bunların karşısın- da ve direğinde Fransız bayrağı asılı bulunan bina da Union Française de- dikleri Fransız klübüdür. Biraz sonra, Biz Fransız klübünün bitişiğindeki 37 numaralı binaya gireceğiz.. Orası da bizim karargâhımızdır. Dikkat edersen bu daracık Kabristan sokağı İstanbulun can damarını teşkil etmektedir. İstan- bulu idare eden kuvvetler hep burada size gösterdiğim binalarda toplanmış bulunmaktadır. Asıl Babıâli burasıdır., Şimdi artık biribirimizden ayrılmak za-: manı gelmiştir. Ben sizi terkederek kar şıdaki 37 numaralı binaya gireceğim... (Devamı var) GüzelT ürkliyeden Manzaralar Yenişehir barajı 5 EYLÜL — 1987 ” ——e7ŞŞRr Nazilerden ço da rahat yok ? Dançigde küçük çocukları tabancâ şle tehdit ederek Alman mektepleri"” sevkediyorlarmış Lehistan hükümeti, naziler tarafın- dan idare edilmekte olan Dançig ser- best şehri âyan meclisine, Leh çocuk- larına reva görülen tethiş muamelesine nihayet verilmesi için - bir ültimatom göndermektedir. Söylendiğine göre, Alman gizli po- lisi (Gestapo), mensupları Dançigdeki Leh çocuklarını tabanca tehdidi altında | Alman mekteplerine devama mecbur ediyorlar. Leh hükmeti Dençigdeki umumi komiserine Leh çocuklarının nazileşti rilmesi aleyhine olan ültimatosu verme sini bildirmiştir. Gestapo imliıi ellerinde tabanca- larala, Dançiğdeki Leh evlerine baskın vermiştir. Çocukların odasına girerek yavrucukları yataklarında sabahın altı- sında kaldırmış ve Alman mektepleri- ne gitmeğe zorlamışlardır. Bu haşin hareket E lefet gösteren anne Ve k dilmiştir. Bu yolda bir $© imesi pılmıştır. azîîeşd“m:ı' i İ rin Ne” . eet Dançigdeki Lehle ” çiyas* yart için takip edilen şiddet gü bildiğine tatbik edilmekt reket geçen kânunusanide " De“îî ti ile Dançig senatosu araîlıürcl hak p k deki Lehlerin "siyasi vt k yena alâ rını,, tam manasiyle temımk“d"' anlaşmıya rağmen yapılma me bulunmuş, fakat bunlardan mamıştı. Senatonun naf! katt Grayzer, bu protestoları © mamıştır. Anlaşıldığına göre, © mukabelîi bğmisal "dbırlt" mektedir. Haber, okuyucuları urasımda bir fıkra müsabakası açmıştır. Gönderi. lecek fıkraların kısa ve hiç olmazsa Az işitilmiş olması lâzımdır. Fıkralar, gönderenlerin İmzaları yahut müstear adlarile neçredilecek ve her ay o ay İçinde, çıkacakların en iyilerinden beşine muhtelif ve kıy, metli hediyeler verilecektir . Bize bildiğiniz güzel fıkraları gönderiniz. Evvelden haber versene Hoca ile oğlu bir gün misafirliğe giderler, yemek vakti gelir, Sofranın başına çökerler. Tam yemeklerin orta sında hocanın oğlu bir bardak su içer. Bunu gören hoca fena halde içerler ve hemen oğluna bir tokat aşkeder. Oğ- lu: — Ne yapıyorsun baba, ben sana ne yaptım ? diye sorar. Hoca: — Daha ne yapacaksın, suyu içtin, yemek yiyemiyeceksin, der. Bu sefer hocanın oğlu hemen lâfı değiştirir: — Baba, der, su içersem yediğim ye- mekler aşağı iner. Bu sefer daha faz. la yerim. Bu söze daha fazla hiddetlenen hoca, çocuğa bir tokat daha yapıştırır: — Bunüu bana daha evvelden haber versene? " — ef “ka I. Ş. 5. ' Acemi bülbül Nasrettin hoca bir gün bir bostanın içinde gözüne ilişen bir kaysı ağacına çıkıp kaysı koparırken sahibi gelip çat mış: — Ne ararsın bn ağacın üstünde bre! — Ben bülbülüm! Ağacm sahibi bu sözlere gülerek: — Bülbülsen öt de işiteyim, demiş. Hoca da: — Caf caf cafiii! diye bülbül takli. di yapınca herif sormus: — Sen ne biçim bülbülsün bre! Bül. bül böyle mi öter, Hoca cevab vermiş: — Acemi bülbül bu kadar öter! Şevket Çuhadar Acele etmiş Bir efendi yeni aldığı uşağına: — Bir okka üzüm al, der. Uşak da bir okka koruk alır. Efendi: — Ben sana koruk mu al, dedim? * deyince uşak: — Biraz kalsaydı bu da üzüm ola - caktı. Bâğer acele etmiş, erken kopar. mış. Cevabini vermiş. İ ' Şehremini İsmail K. K. Kira Ev sahibi kiracının kapısını çaldı: — Kiramı verecek misiniz, vermiye. cek misiniz? — Kiranı mı? Para bulsam kendi ki. ramı verirdim. Senin kiranı neden ve. reyim, * 8. Dikolcay : ü Niyeti KÖ; değilmi Mahkemede: Hâkim (hırsıza) -— çalmışsın ? Ku Hırsız — Evet bu süçü işl dım, Çünkü açtım. > kocA — Bir adam açım küzü çalar mı? içil — Bir parçasını l_ce_smek ğım yoktu da onun içİN ga mağa mecbur oldum. Yok! sen HY bozuk değild. — —— y HOL . Kokusuna Hazır cevabın biri bif ahbaplarından birinin * der. Çocuk sıska, sahibi Iâtife olarak SOfT ; — Bu bokbüöceği € Hazır cevab: — Evet, sizin kokunuz bını verir. — Parmaklığı ke—îm;ğp“niâ"'p meden evvel zayıflam memiz lâzimgelecek. İDARE F ca Iİstanbul Ankafe,nv" Postu kutusu ? ':npu? 38 Telgrat adresi: İSİT , #lgg0 t Yazı işleri telefi $ idare, ilân # 4 * 1400 B" ı"ı! cuklaf? edir hükütnc eeillt cl“m Leh hükümeti Dançik 4Y ıînmın“"d' bundan evvel iki defa dahâ . ., bir ülb"ı i reisi deı gl" pükü geliye retil? km“k“."'w” ı ta#'w“;i" —— CAİ TOŞEEŞTETOR KYUZLİ — PANOP Ç )oğaLap BÖX ĞS Ş DN AY geee - çık" T—crer —— UŞAT GÖŞ PAEELLORİ SPETERE ÇECMŞ CEŞE ŞARİŞA GESELEAK OY STf SAŞLERFEŞACAZ gel ODOĞ ILI PİLASIIU Ç 30 FİLAŞMELOI AOS PP MW ZLOİĞU, Ş DU Ü bır[” H L L 6 aylık — 73074 çi 3 aylık 400 : 9” £ aylık 150 l Sahibi ve Neşt ’y;m" Hasan Pâ,î (V Gl.'ı I—I.t_fığf_ye_r___ Ü