Yaran: Boğoman Tehliryan — Çeviren: B.Ş. Taşnak komitası Istanbuldaki mesi ir enaralli İK vasıtasile bana yeni talimat göndermişti — Olamaz, bu gece muhakkak siri bekliyor. — Rahatsızım, derhal yatmak ihti . İlar nazarı dikkati celbetmezdi. Bu bina - yacmdayım. Otomobille gideceğiz, yorulmazsınız. — Rica ederim, fazla İsrar etmeyiniz. Bu işi yarına bırakalım. — Vallahi ben bu hususta bir karar verecek vaziyette değilim. — O halde telefon ediniz ve vaziye- ti bildirerek mülâkatın yarına tehirini tarafımdan rica ediniz., Delikanli: bu teklifimi kabul ederek telefon odasına koştu ve beş dakika sonra gülerek odaya girerek: — İşiniz oldu, dedi. Arkadaş Hraç yarn sabah saat 1l de sizi bekliyecek- tir, — Nerede? — Siz merak etmeyin.. Ben sabah - İeyin gelir, sizi götürürüm. Delikanlı benden ayrıldıktan sonra bu yeni vaziyeti tetkike başlddım. E- rivandan hareket ederken İstanbulda kimse İle temas etmemeği sıkı srkr ten- bih eden hocam neden daha Ilk günden beni fırkanm İstanbuldaki Omesul a- damiyle temasa sokuyordu?, Her halde Erivanda mühim hâdise - ler cereyan etmişti. Fakat bu takdirde bile benim hüviyetimin meydana çıkma sr bir fayda temin etmezdi. Olsa olsa İstanbulda halli lâzemgelen bir iş zühur etmiş olabilirdi. Komitenin İstanbuğaki mesul murah hasr Hraç ile İstanbuldaki icra komite- si azası arasında bazı ihtilâflar mevcut olduğunu biliyordum. Bu meyanda E- rivanın Hraçı tuttuğu için İstanbulda- ki erkânın Hraçı çekemedikleri, hattâ ona verilen vâsi salâhiyeti protesto et- tiklerini biliyordum. Bizzat Hraç bun - ları mahrem bir raporla bize bildirmiş, biz de bunlara kulak asmamasını ve her şeye rağmen İstanbulda yegâne mes'ul olarak işine. devam etmesin icabında İstanbuldaki İngiliz ve Ameri- kan makamatından da yardım görece- ğini bildirmiştik. Erivandan ayrıldığım sırada vaziyet bu şekli arzediyordu. Hocam Hampar- sum bütün bunlardan benim haberdar olduğumu bildiği halde İstanbulda giz Ji hayat yaşamamı bana israrla tavsiye etmişti, Halbuki biraz evvel okuduğum tel « gral evvelki kararların bozulduğunu ve yepyeni bir vziyet karşısında bu- lunduğumuzu ihsas ediyofdu. Bu düşünceler arasında uyudum. Sa. bahleyin uyandığım zaman henüz miş bet bir karar vermiş bulunmuyordüm. Hocam bana ayrıca direktif vermiş ol- saydı ben de ona göre hareket ederdim. Halbuki bu müphem vaziyette ne yapa cağimı bilmiyordum. Kahvaltı ederken kendi kendime yeni bir formül buldum. Hraçla görüşürken herhangi bir taahhüt alta girmiye - cektim, hozamm ergeç bana direktif göndereceğinden emin o bulunduğum için, vakit kazanmıya calrşacaktım. İs tanbuldaki adresimi bilmediği için hoca mın beni vaziyetten haberdar çdemdjiği muhakkaktı, Bu şerait altında belki de Hra çvastıasiyle bana direktif gönder. Saat 10 da Garo Tatulun haber geldi verdiler. Delikanlı beni görür görmez katırımı sı geceyi nasl ge- girdiğimi öğrenmek istedi ve: — Daha vaktimiz vardır, terseniz çıkalım, dedi. Hava almıya ihtiyacım olduğu icin de Yikanlının bu teklifini kabul ettim ve biraz sonra Yüksek kaldırımdan Bey- oğluna çıkıyorduk . 37 numaralı binanın esrarı İstanbulda geçirdiğim müddet zar fmda Taşnak fırkasınım mes'ul murah hasr Hraçla yakından teşriki mesai etti- i hemen hemen kimse bilmiyordü. fakat is - geze gere gideriz... Hraçın yerleştiği binada o kadar iyi tertibat alınmıştı ki, hariçten zerre ka - da cereyan eden bâdiseleri daha iyi an- laşılabilmesi için, gerek binanın dahili tertibatr, gerek orada faaliyette bulunan Jar hakkında bilâhare elde ettiğim malü- matı burada kısaca anlatmak istiyorum İstanbula ayak bastığım günün ferda- sında Hraçı makamında ziyaret ettiğim zaman bu binanm esrarengiz mahiyetini ben He anlayamamıştım. Beni 37 numa - ralı binaya götürmiye memur olan Garo vakiâ Kabristan sokağının esrarengiz mahiyetine işaret etmişti, fakat o daki - kada bana vetilen izahatı tahlil edecek vaziyette bülunmüyordum. Vazifem icabı olarak Hraçla teması sıklaştırdıkça 37 numaralı binanın bütün esrarına vâkıf olmuş bulunuyordum. Aylarac devam eden sık: bir teşriki mesai neticesinde elde edilen bu malü - mattan sırası geklikçe bahsedilecektir. Ancak, mütareke devrinde geceli gündüz Tü devam eden faaliyetlerin merkezini teşkil eden Kabristan sokağındaki 37 numaralı binaya İruş bakış: bir nazar at- fetmek lâzım geilyor , Gelecek sayfalarda görüleceği 37 numaranın şayan: dikkat sakinlerinden bulunan bir Fransiz kadını ile tesis etti- Zim dostluk sayesinde, frrkanın merkezi umumisinde evvelce cereyan elen hâdi- seleri de olduğu gibi tesbit etmek : nr hasıl olmuştur, Fransız kadınma ait olan kısımlar bizzat kendisi tarafından bana anlatı) « (m:$ olmakla hemen hemen aynen bura- ya nakledilmiştir. Bu kadının bana verdiği malümatın tamamile doğru olduğunu hâdiseler bilâ hare isbat ettiğinden doalyıldır ki, sözle- rini aynen kaydetmekte bir saniye bile tereddüt etmedim. Bu satırları yazar- ken, daha İstanbula ayak bastığım ilk günden itibaren bana büyük yardımlar- da bulunan bu fedakâr Fransız kadınına alenen teşekkürlerimi bildirmeği bir borç bildim. İ Şimdi gelelim asıl hâdiselere : i Taşnak komitesinin İstanbuldaki | mesvl murahhâsı henüz otüz beş yaşın | | Güzel Türkiyeden Manzaralar daydı. Komite muhitinde büyük bir nü- fuzu vardı. Merkezi icra komitesinin kararlarını tatbike memur olduğu için geniş salahiyet sahibi olan Hraç ayni za manda Taşnak fırkasiyle İstanbuldaki İngiliz, Fransız ve Amerikan işgal kuv vetleri arasında irtibatı temin ediyor- du. Tahtr emrinde şehrin her tarafında ağ kurmuş fırka teşkilâtından başka ted hişçiler, fedailer ve yüzlerce istihbaratı memuru bulunan bu genç komiteci, mü- tareke devrinde İstanbul Ermenileri a- rasında küçük çapta bir diktatörlük kur muştu. Beyoğlunda, Kabristan sokağında 37 numaralı binanm üst katında yerleşmiş bulunan Hraçın odasına, komitenin mer kezi umumisi azasından ve parmakla sa yılacak kadar miktar: az olan emniyetli adamlarından başka kimse giremezii. Amerikan sefarethanesinin tam Xar - şısına düşen bu binanın alt katında Taş- nak fırkasmız nâşiriefkârt bulunan Ca ğadamard gazetesinin mürettiphanesi, birinci katında da bu gazetenin tahrir ve idare heyetleri yerleşmiş bulunu - yordu , Binanın üçüncü katında dr Kilikya a- dında bir kitapçı dükânk: vardı. Taş - nak fırkası erkânmdan Ağop Serkis » yanın idaresi altında bulunan bu kü - tüphanede münhasıran Ermenice kitap lar satılmaktaydı. Zahiren kitapçılık yapan Agop Ser - kisyannın yazıhanesi hakikatte komi tecilerin gizli toplantı odas; idi. Kitap almak maksadiyle Ağobu ziyaret eden komite-iler, kitap yerine talimatlarını alır ve kimsenin nazarı dikkatini celbet meden oradan ayrılırlardı . Binanın dördüncü katını Bayan Hen: e adında bir Fransız kadını iş- gal etmişti. Dişçi olduğu kapısındaki ufacık ta- belâdan anlaşılan bayan Henrictte uzun boylu, mavi gözlü, sarışm bir Fransız dilberi idi. (Devamt var) Sinop ” “Şikâyetler, temenniler: e iki dilek Şehrin sokaklarından memnun olan bir İstanbullu yoktur denilse hiç de mübalâğa edilmiş olmaz sanırız. Fil hakika parke döşeli birinei sınıf cad. deler üzerindek! apartımatlarda otu “mecburdurlar. Çünkü bozuk kaldırımlı veya büst tün a z sokaklarımı; rinin basına gitmey her gün bir mii ihtiyaçlarını, dertlerini a. lerini gözlere vuran Uçüneü sayf ai. zın orta sütunlarındaki yazılarda 80 kakların bozukluğundan, kaldirımsız - lığından, çamurdan veya tozdan Yanılmamış bir gün geçmiyor İşte size bir tane daha 'Tophanede oturan okuyucularımız. dan bayan Emine bize yolladığı bir mektupta diyor ki: “Tophanede Boğazkesen yokusunun hemen alt tarafından başlayıp Ağaha. mam;nı katederek Beyoğlunda İstik - lâl caddesine ulaşan Türkgücü soka . ğında oturuyorum. Bu sogkak Topha. n8 ve civarını Beyoğluna bağlıyan en kestirme yoldur. Beyoğlundaki 12, 81 ve 29 uncu mekteplere giden ros talebe kışm her gün bu sokaktan ge. çerler. Bu çocukların hemen hepsi de fakir ailelere mensupturlar. Ye yağınca veya karlar erimeye basla - yınca bu sokak bir çamur deryası ha. lini alır. Düşenin, kalkanın, ayağı ka- yanın ve yüzü gi çamurlara bula - nanm haddi ve hesabı yoktur. 12 nel mektebin etrafı kaldırım döşendi. Fa. kat mektepten Uç metro ayrılınca kal. dırım biter ve çamur deryası başlar, Bilmem ki bu kaldırim çocuklarım ü- zerinden rahat geçmeleri için mi, vok sa sadece mektebin etrafmı güzelleğ. tirsin diye mi yapılmıştır? Benim ço. gum yok. Fakat kış mevsiminde e. vimin önünden geçen çocukların yü . rekler acısı hallerine dâyanamadığım için yazıyorum, Yaz mevsimi bitme - den bu sokağa kaldırım dösense her gün birçok insanlar, çocukların ça . murlara yuvarlanmalarınm önüne ge. çilmiş olacaktır. Belediyemizden her şeyden evvel bunu bekliyoruz.,, Bu da bir başkası: Üniversitenin yan kapısmdan Boz. doğan kemerine inen Kaptanpasa k muz da söyle dert yanıyor: “Oturduğumuz sokak adetâ bir pa, sa'dır. Bir taraftan Unkapanı, Vefa, diğer taraftan Saraçhane ve Falih semtlerini Üniversite bahçesinden ge. cerek en kısa yoldan Mercana, Sul . tanhamamına ve civarına bağlıyan 60. kağımızdan günde binlerce kişi geçer. Bilhassa sabah ve aksamları ise bas. lama ve paydos saatlerinde hu sokağ; âdetâ bir insan seli kaplar. Üni ite kapısından baslıvarak bu sokağın bir yani boyunca Bozdoğan kemerine ka. dar uzanan besine! ve altıncı ilkmek - teplerin bahçe duvarı ve beşinci mek tebin bu sokağa acılan yan kapısı di. binde ve önünde yüzlerce çocuk bulu. nur. Bu sokağın senelerdenberi bir kerecik olsun tamir yüzü - görmiyen amavut kaldırımları o kadar bozul - muştur ki, burada yürümek için ade. tâ tanbaz.olmak lâzımdır. Eğer bu de recede meharet sahibi değilseniz, bil. hassa geceleri zifiri Karanlıkta düşüp kolunuzu veva bacağınız, kırmak iş . ten bile değildir. Bu bozuk kaldırımlı tebi sokağında oturan bir okuyucu l Faruk Nafiz Çamlıbe Senenin en güzel ve en içli şiirini Boğaziçi Mecmuasi” a Eylal sayısında okuyu” Her yerde 10 hu m Abidin Daver, Salâhaddin Güngör, Ihsan a 1 ve bir çok nefis resimler vardır. Ç Sömermeriii a ea” inhikapla muvaffakiye” teğinden eminiz. şurı uzat Ü tep talebesi pa he sitelilerin gözleri önün eyi g ki > devamına göz yummak pim af” doğrudur” x 1“ a yvrama yerin? yasi be konması orasını bU girl çi e olmaktan, vizi w ilileten kurlarscakÜ” iaeret a kışm binlerce VE ik atla şinin her gün bin müşkül”. aldırımlarının EN çe bozuk olanı ve Bozdoği? ami İ km olan kısımları birs” a inanmız ki, binlerce işinin bura” lecektir. Öyle sanıyorU” öl gir. > beş amele üç günd€ tamir ti N lediyemiz bari böyle xülfe ” kat faydası geniş ai ie mamlayıverse.. ait iyi İşte, İs WE . yolların - atik ? £i daha yukarıya kayd” geti 5 nin bu dilekleri yerin€ yi ai imkânmi bulabilmesini lim hir tayin ar Üsirlidar Kadıköy “ rabhas azası N cmeddi disi aralığına yeçi tidar iramvaylarınn Amil © idare in valisine uzatılmasında ee a Sahirir. Sümerbank eee a mamnt memnuniyetle Ki ie yine yeni y yale ayıya Ki er Wermeddin Sal takiyet dilerkesi 8 gelirken oğtu Capla 1çinde © k arkas” e bir yak yr pıpmnsı cxnaymda, geçirdiği y* da kendisine geçmiş o” ri şma yolun e korna seslerine Teğmen Ü ye. tirmiyen araba, otor np e gi sırada sapmak istem” Otomobilin #n çamı 5 okun yaraladığı hayvan İ dığı için kan zayi etm? .. Toruhlm Kemal değeri zattır. Anadolu yakss©” i yolunda başlıyan P* m şi JpaRE rca add” | Istanbul Anka, pal ge Postu kutuna» Bu! 0418 ito ga e gerer 19nvi 437 Idare, Hân Senelik 6 aylık 3 aylık V aylık