Yazan: Soğoman Tehliryan — Çeviren: &.Ş. HABER — 'Akşam postas — İktibas ve teretime hakkı muhfuzdür — Müdüre: Hademe beni dışarı atmağa kalkışırsa onu da seni de buracıkta gebertırı__m dedim | Bütün nezaket kaidelerini bir tarafa bırakarak kapıyı vurmadan — müdürün odasına gitllim ve masasına doğru iler tedim. Müdür, karşısında hiç tanrma- dığı bir adam görünce hiddetle gözle- | rini açtı: — Sen kimsin ve nı giriyorsun? diye sordu.. Cevap vermediğimden cesaret alarak tat — Derhal dışarı çık! diye kapıyı gösterdi. Bu esnada ben, karşısında heykel gi- bi durmuş set çıkarmıyor, beni adama- kallı tahrik etmesini bekliyordum, İşin farkında olmryan müdür ayağa kalktı ve birar evvelki emrini bu sefer daha giddetli bir şekilde tekrar ederek: — Derhbal klışarı çık! dedi. 'Titremiye başlamıştım. Daha urun müddet kendimi tutamadım ve dişleri - min arasından bir fiske gibi çıkan şu kelimeleri müdürün yüzüne fırlattım: — Fiç bir kuvvet beni buradan dı - şarı çıkaramaz. — Ben seni buradan dışarı atmarımı yolunu bilirim, diyerek zile bastı. * Ben: — Sizinle hususi görüsmek istiyo - rum, dedim. çağırtdığınız hademe, beni buradan dışârıya çıkarmıya kalkışırsa onu da, seni de buracıkta öldürürüm... Bunu söylerken elimi de tabancama götürdüm, Bu hareketim beklediğim tesiri yap mış olacak ki, müdür içeriye giren ha- demeye: — Bize iki çay söyleyiniz! diyerek o nu savdı ve masasının başına geçerek karşısıridaki koltuğu da bana gösterdi: Wer ihtimale karşı ayakta durmayı tercih ettim ve söze başlıyarak, kim ol- umu, ne istediğimi kısaca anlattık- ten sonra: — Paralarımı âlmadan buradan git- mem, dedim.. Birdenbire yumuşamış görünen mü- dür hemen atıldı: — Bilm'yorum, haklısınız.. Sizi tanı- madığım halde, dün akşam Erzincana telgraf çektim. Bugün, yarın muhak . kak cevabı gelecektir. Maamafih para- ya ihtiyacınız varsa, size bir miktar a- vanıs vereyim. — Bu sözleri daha evvel muhasebe. cinizlden de itg'tim.. Yeni bir diyeceği. niz var mıdır?. — Ne gibi yeni bir şey istiyorsunuz? — Paralarımı tamam olarak buğgün veriyor musunuz, vermiyor musunuz? — Niçin vermiyelim? Cevap gelir gelmez derhal ve tamamen vereceğiz.. — Arizim bu komedyayı bir tarafa bırakalım.. Benim kimse ile uğraşacak vaktim yok, Paralarımı derhal isterim, — Ben nâasıl veririm? — Muhasebeciyi çağırır ve emreder- siniz.. — Mes'ul olurum.. Bu cevap üzerine tabancamı çıkar - dım ve müdürlün yüzüne tevcih ederek: — Şimdi muhasebeciyi çağırıp icap AKŞAM POSTASI . İDARE EVİ; Iİstanbul Ankara Caddesi Puntu kultunu c İslanbul 214 Telgrat aaresi: istanbul HABER Yazı ıglnrölelnlnnu 2387? dare, Wâr” 24310 ABONE ŞARTLARI Türkiye Kenebi Senelik — 1400Ke. — 2700 Ke. $ eylik — 720 . 1420 , Bayık — 400 . —— 800 2 Daytık — B0 Ş 300 2 ,Sahibi ve Neşriyat" Müdürü: Hasan Rasim Us Barıldı er CVAKIT) Matbaası e cesaretle buraya eden emri vermezsen seni burada ge » bertirim., Müdür, şayanı hayret bir soğukkan- hlıkla zile bastı ve içeriye giren muha sebeciyet u hazırla- ; — Bu arkadaşın kâğ rr, acele işi olduğu için p: di he iyeceğiz. Mes'uliyeti ben de ediyorum. Muhasebeci müdürü — selâmlıyarak dişarı çıktı. Az sotra Kapı açıldı. Dört beş polis içeriye girdiler ve bir harekette bulunmıya vakit bırak - madan beni yakaladılar herhangi Polislerden biri üzerimi aradı. taban camı, sustalı bıçağımı, ceplerimdeki ev rakı masarım Üzerine koydu. Ötede, müdür de polis komiserine şu şikâyette bulunuyordu : — Bu adamı ilk defa olarak görüyo- rum. Hususi bir iş için görüşmek - iste- diğimi söyliyerek odama girdi ve taban casını çekerek tehdit ile para istedi... Vakit kazanmak Üzere kendisiyle pazar lhığa giriştim, bu müddet zarfında da hademe vasıtasiyle sizi çağırttım Meğer, iki çay söylemesi parola imiş.. . Müdürün bu uydurmalarını protesto etmek istedim.. Pakat beni susturdular. Nihayet zabıt varakası hazırlandı. Mü- dür, muhasebeci ve hademe zaptı im - zaladılar. Karakolda beni isticvap eden - polise Yukarda muhtelif rerimlerini gör. düğünüz Ann Millers adındaki San. fransiskolu meshur dansöz bir daki, | kada ayağını 189 defa yere vurmak | suretiyle bir dans rekoru kırmıştır. | Bunun üzerine dansöz Holivudda mü- ! gu gibi analttım ve * ya alacağımı istemeğe gitt mi söyledim. Makbuz istediler. Mak « “Millü büro,, muhasebecisine ver- kızdı ve: buzu diğimi söyleyince poli ik mu zannediyor - n parasını — Sen bizi sun? Hiç den elindeki makbuzunu borçluya verir mi? Ne ise bunları artık mahkemede an latırsın, dedi Artık nezarethaneye bile atılmış bu- lunuyordum. Hapishanede pazarlık Hapisaneye girişimin üçüncü günü bir ziyaretçin'n beni görmek istediğini tahsil etme - haber verdiler, Bilhassa son hâdiseler- den sonra artık kimseye itimadım kal- | madığından kimseyi görmek istemedi - ğimi bildirdim. Biraz sonra elime bir kâğit uzattılar, Gayrühti daha ilk satırını okur ol — Gelsin! Gelsin! diye bağırdım. i açtım ve az: Mektup, Erzincanda mektep müdür- | lüğü yapan hocam Dersimli Hampar - sumdandı ve şu satırları ihtiva ediyor- du: “Azizim Sogomon, Ük bir haksızlığa kurban olduğu- Nu Öğrenir öğrenmez seni ziyarete gel- dim. Merak etme, ben buradayım, — le- kelemek istedikleri temiz namusuna el sürdürmiyeceğim.,, Hamparsum (Devamt var) şimdi Ann Millers müstear ismiyle A, merikada büyük bir tir. göhret kazanmış. | | 1 Nevyorktan yazılıyor: Nevyorkta yeni bir “Opera cina yeti,, oldu, Bu cinayetin güzel çar- pan tarafı, yalnız opera binasının dans salonlarında olmasından de ğildir; cinayet, 700 kişinin burnu- nun dibinde vukua geldiği halde Kirmse- taralindan görülmemesnde : | dir. Manhattan opera binasının dana salonunda 700 kişilik bir ziyafet ve riliyordu. Erkekler simokinlerini, ka dınlar büyük tuvaletlerini giymişler- di. Mükellef sofranın yanıbaşında a- yağa kalkıp kısa nutuklar - söyliyen mebuslar, hâkimler, milyonerler, meşhur müellifler göl ü Bustrada büyük salonun bir köşe sinde birden kargaşalık oldu. Şişeler bardaklar kırıldı. Birkaç kadın çığrı- şarak fırladılar. Fakat çok sürme- den salonun o köşesindeki nizam ia- de enildi. Sesler kesildi. Muzik bü- yük bir zevk ve ahenkle bir tango havası çalmağa başladı. Çiftler, par- lak dans sahasını, iyi kurulmuş bi- rer makine gibi ağır ağır ve çalımla dolaşmağa başladılar. Bicir bicir ko- nuşuyor, gülümsüyorlardı. Kadeh- ler şıkırdıyor, herkes kendi keyfinde eğlenceye devam ediyordu. Ancak uzün bir zaman sonra- dır ki, davetliler, burunlarının dibin de dünyanın en vahşi cinayetlerin- den biri olduğu halde bir şeyi görme diklerinin varkına vardılar. Geçen gün Nevyork cinayet mah kemesinde, bu esrarengiz operi cinayetinin mesulleri cezasını gör- müştür. Berger isimli 29 yaşında bir genç 7,5 ve Klar isimli 31 yaşın daki diğer bir delikanlı 10 sene hapse mahküm olmuşlardır. “Eararengiz yeni opera cnaye- ti., mMühakemesi bitinceye kadar Nevyork halkı, âdeta — meşhur bir polis romancısının kitabını okuyor- muş gibi heyecan içinde kalmıştı. Fevkalâde itina ile simokinler gi- yinmiş adamlar meclisinde bir cina- yet vukua geliyordu. Harikulâde bir müzik... 700 kişi davetli.... Herkes eğleniyor.... Bununla beraber, yapı- lan cinaveti yapanlardan başka kim- se bilemiyor.... Öldürülen adam Sisero isimli bir delikanlıydı. Hâdisenin hemen aka binde bir nöbetçi polis, onu ce- sedini dısart alıvermiş. ve kimseye retik verilmemişti. Lâkin, vaziyet müdiriyete telefon edilince, ziyafetin bitmesine mey- dan kalmadan polis müfettişi Der- mot içeri girdi. Birkaç dakika son- ra danse salonlarının bütün kapıları- nm kapamasını emretti. Sonra mu zikanın trampetelerini devamlı cal- dırarak, bütü orada eğlenenlerin, yerli yerine oturmasını ilân etti Dans salonunun köşeside gürül. | tü olduğu zaman, herkes nerede o- turuyorsa, oraya oturacaktı Bundan sönra polia müfettiş Dermot elinde bir plân olduğu halde salonu bastan basa dolastı. Ve her İHApt. nıma nakletmit” & T 20 AĞUSTOS — İSİ 700 kişinin gozu' önünde ÖLt Kimsenin göremedi? müthiş cinayet Nevyorkta halkı çok merf landıran bir cinayet davası neticelendi ! ak” 4 b f masadaki şahısların b"' lerini ve &.ıntı!lam ı yaz' rd 5..103'“ ğ1 yukarı sabaha kadı $U ilk ışıkları pı-nır*ıele.rde iî başladığı sırada cinaye 'n Wt diği köşeden, altı kişini “iŞ duğu meydana çıktı. şşan ıic“_ Birkaç saat sonr. S1 l lundu. Bu üç kişi soTgUY Jart . Cinayetle-ilâkasıolmadlk& Gi dığından serbest biraki d:" ve lanlardan Gabriyel Klar'isimli iki kardesle üç ger bulunamıyordu. Bu evlerine d'onmüşlcrjh İki gün sonra, vukat, :abılıyn ıııiırnC”l':d lerinden Berger ve n nerede bulunduğunu ledi. Bu iki adam, poli? mak niyetindeydiler: OPGĞ“'» na yakın bir oteldeydiler: yapıldığı geceden beri ©' 'ı' bulunuyorlardı. Jim Bu iki adam polise l“M tan sonra bııcro)'“ “ldu bl' ıw[ kâr etti. Yalnız şidde olduğunu işitmişle. kullanıldığını gormem" Ertesi gün, Hari Klar yariyle polise teslim ©' k çekildi ve 5000 dolar best bırakıldı. Aradan birkaç hafta Berger ve Gabriyel me huzuruna gt"" işe v bu adamların Sıorlo' ,'nı 9öy söker ,nu öYi A ye fırlattığını goıdu gop lardı. Fakat or! nı gören yoktu. Berger: kı,m”d y “—- Siseroyu b'nm' diyordu. Bir başka$i l“" " dığını görmedim. D’:me”h ” çıktıktan sonra Klarr ıd"" bir gezinti yaptık. TcLıç yi b'r,w müz zaman polis b! dı... gisl” Hu garp ifadeden — Ö'bıkrfk suçlu Klara sıra geldi.. iddi | çvt royu biçi nklıınadıil”“ iasın” ye diğer arkadaşının iddi n veriyordu SÜT yler Lâkin, beş saatlik *3iwl!" sonra, jüri, Berger !© çen! 00 'yle rı, saşha taarruz etme af îyıî”' larak yukartda söylt Ü mü yedi buçuk ve oit *eETRNELE A etmiştir. n"? ” 700 kişinin önünde TT ĞE gi R ah aK z "ıK“";Ayd' Dr.Murat Rat! Mum senehanesini Al , he, Tarlabaşı liznlu Pazardan maada hcf:l“u,, g sonra saat ikidef,