Japonya, Sovyetler — Amerika, Ingiltere Alaturka musiki iğneli fıçıda ! ve Çin... Yazan: Şekip Gündüz İngiliz bayrağını taşıyan bir otü. ( kalması cihan sulhünün ne büyük bir mobilin içinde bir İngiliz elçisini kurs şunlıyan Japonlar dün gecedenberi bir İngiliz notasma muhatab ol. muş bulunuyorlar. Londradan akse . | den yarı resmi haberler, bu notadaki esasların, kralın reisliği altında yapı. lan fevkalâde bir toplantıda tesbit e- dildiğini ve notanin gerek yazılışı, ge- rek umumi havası bakımından çok #iddetli olduğunu bildiriyor, “Tecavüze başlamış” ve “arslulu. sal sulhe en ufak bir saygısı olmadı. ğını birçok vesilelerle ispat etmiş, olan bazı devletlerin, “şiddetli” ve “şiddetsiz” notalara ne 'derece kulak astıkları malimdur. Bu devletler notaları, silâh kullanmak istememenin veya silâh kullanabilecek bir kuvvet ve vaziyette bulunamamanın, dahâ doğrusu aczin ve zaafın bir vesikası gibi karşılamaktadırlar, Bugün açıkça anlaşılmıştır ki, mü. tecavizi ilzam eğecek biricik mantık vurmaktan ibarettir. Mütecaviz bir ze. hirli Kobra, ve bir kara engerek, bir ungıraklı yılandır ki ancak motörlü be taryaların trampete ateşleri ile daki- kada 1200 mermi atan tayyarelerin pervane uğultuları ile mestolur, gaş. yolur, uyuşur. Ve bu uyuşuk halinde bu mel'un hayvanm başını mutlaka tank tekerlekleriyle ezmek lâzımdır. Icabında dalyanlarını kaldırıp #a- billerini mayın tarlası haline #okamı. yacak olan, attığı her torpili müteca. viz devlet zırhlılarma isabet ettirecek deniz subaylarmı bol bol yetiştireme,. miş olan milletler istedikleri kadar “şiddetli nota” lar yağdırmış olsun. lar kıyıları mutlaka tehdit altında dır. İcabında - sülünlerini;* kekliklerini, karga ve kartallarını yuvalarına tıkıp bavalarmı son sistem hücum ve bom. ba tayyareleri ile dolduramıyan ve bu tayyareleri canla başla kullanacak barb adamlarından mahrum bulunan milletler istedikleri kadar bol ve zeki diplomat yetiştirmiş olsunlar havala. Tı mutlaka tehdit altmdadır, Havada ve denizde tecavüzü uçak, denizde te, cavllzü vatan sevgisi, zekâ, bilgi, cür. et ve torpil ve vatanda tecavüzü dai- ma ve mutlaka süngü defeder. “Tecavüz” öyle bir siyasi meseledir ki bununla uğraşmak dış sıyasa ba, kanlıklarının vazifesi olmaktan çık, miş, hâdiseler ve tecrübeler bu yeni Mete karsı tedbir almayı ve uğraş- mayı sadece yüksek erkânharbiyele. rin işi, vazifesi ve hitisası baline sok, derilmiş sayısız notalardan farklı bir akis yapabileceğini sanmak hata olur kanaatindeyiz. Londra kös dinlemiş bir tecrübeli metropol edası takınmış olan Tokyo. nun burnunu kırabiliyor mu? İşte mesele bundadır, "Tokyo kabineleri dünya buranın ortadan kalkması için gösterilen hiç bir gayrete iştirak etmemişlerdir. Bi. lâkis dünya buhranı, ne zaman hâd bir şekil göstermişse, Tokyo Yar kuy. vetiyle bunu şiddetlendirmeye çalış. mış ve daima meşru olmıyan temayül, leri lehine bu vaziyetten istifadeye kalkışmıştır. Bu Japonya milletler arası hukukunun ve hattâ en basit insanlık ve nezaket kaidelerinin dalma dışında kalmak imtiyazından zorla mahrum edilmezse Uzak Şark belâsından dünyanm kur. tulmasına imkân yoktur. Çok elim bir şekilde siyasi bir 474“ ba uğramiş bulunan İngiltere, sapıttı. ğı “İdarei maslahat” ın fena meyva. panyaya ve İspanyadan tekrar Çine wplaması biraz da bu devletin ve bu | | kaybı ise, İngilterenin de güzel ve ba, zan “şiddetli” notalar yazmakta müte, hassıs bir sivil kadroya” tamamiyle askeri olan işleri tevdi etmekteki de. vamlı israrı cihan sulbü için öylece bü- yük bir kayıptır. Uzak Şarktan gelen dünkü haberler iğinde Amerikaya ve Sövyet Rusyaya taallük eden iki haber üzerinde de durmak lâzımdır. Bunlardan Sövyet Rusyaya taallük edeni, yani Çin ile Rusya arasında karşılıklı yardım esası Üzerine yapıldığı bildirilen “an. laşma” gu andan İtibaren Sovyetlerin Çine yardıma başladıkları. nı kabul etmek icab ediyor, Eğer bu Tokyonun uçurduğu bir balon değilse cidden mühimdir, Fakat Sovyetlerin, “Japon tecavlizlerini Çine tevcih ede. rek silâhlı ve kati bir mücadeleyi şah. san kabul etmekten çekinmek” Sure tinde izah ve hulâsa edilen Uzak Şark siyasetinden Vazgeçtiklerini tahmin ettirecek ortada bir delil görülemiyor. Böyle bir vaziyet karşısında Çarlık Rusyası Japonyayı Çinle adamakıllı bulaştırmak ve bir Çin - Japon silâh. Ir mücadelesini Jâpouyanın aleyhine olarak mümkün mertebe uzatmak için elinden geleni yapmaktan çekinmezdi. Acaba Moskova ayni plân üzerinde hareket eder mi? Japonya bugünkü Moskovanın Şark ülkelerine çarlık devrinde olduğundan başka bir siyasa gütmediğine bakılırsâ, buna mispet bir cevab vermek mlrmkündür. Lâkin Sovyetlerin, ancak Amerika ve İngil terenin temayüllerine muvazi bir hat takip ettiğine emin olmadan bu plâna başvuracaklarını sanmak kabil değil, dir. JerinesYaponyanın saygısızlık göster. mesinden fazla hassas olmusa benzi. yorsa da bu hassasiyetin ne dereceye kadar fiili bir mahiyet alabileceği he. müz anlaşılamıyor. Vaşington şimdilik “Çindeki (OAmerikan menfaatlerine saygısızlık yapılmasını tecviz edemi- yeceğini bildirmekle iktifa,, etmiştir. Buna muvazi olarak Amerikan efkö. TI umumiyesinde Japonya aleyhine bir kaynaşma da mahsustur, Fakat bu haasasiyet ve bu kaynaşma 1931 Çin. Japon harbinde de aynen mevcuttu. Ne oldu? : Hiç... Hattâ bir Amerikan filosunun ro. tası Japon donanmasının âteş hattına tesadüf etmiş ve herkesi bilyük bir te, lâş da almiğti. ? Ne çıkmıştı? Hiç... Japon âmirali bildiğini okumakta devam etmiş, salvolarını kesmeye lü- zum görmemiş ve Amerikan amirali sancağa alabanda edip, bagı: “almış ve ates sahasından işti. Bütün bu hâdiseler ve hatıralar Ja. ponyaya karşı bambaşka bir yol tutul. madığı takdirde 1931 Uzak Şark em. rivakiinin 1937'de'de aynen tekerrür edebileceği kanaatini uyandırabilir. Biz Japonyanın çok tecrübe ettiği jestler, politika oyunları ve balönlarla ilzam edilemiyeceğini sanmakta ısrar ediyoruz. Ona yepyeni bir oyun gös. termek lâzımdır, Acaba eski Avrupanın dağarcığına Tokyonun mihengine vurulmamış yep yeni bir oyun var mi? Bekliyelim. Şekip GÜNUZ Ingiliz filosu Limanımıza Perşembe günü sabahı geliyor Amiral Wills'in ;kumandastndaki İngiliz f-losu perşembe sabahı limanı. mıza gelecektir. İngiliz filosu limanımizda beş gün kalacak, bu müddet zarfında ziyafet. ler verilecektir. Bundan başka eğlence- li bir spor programı da hazırlanmız. tır, gefarethanesinde bir ziya. fek ve Moda deniz klübünde de bir ba, lo verilecektir, — Çok aziz arkadaşım Hakkı Süha Gezgine — Osman Cemal Kaygılı Yazan: Musikimiz iğneli fıçıda,, başlığı ile “Kurun, da çıkan © yazında galiba bana da taş atıyordun! Hatta o yazının sonunda atılan taş tamamiyle bana idi. Çünkü daha iki gün önce ayni meseleye dair benim, uzunca bir yazım çıkmıştı ki bu yazıda alaturka musikinin bu gidişle bu ş€- kilde attık bir şey yapamıyacağını söy- lemiştim. Sen diydikun ki “Alaturka musikinin artı” yeni bir şey yapamıya- cağırı, devrini kapadığını" söyliyenler aldanıyorlar. Bunlar, davayı ne sanat, ne cemiyet ne de milli tekâmül bakı- mından incelemeye asla gücü yetmiyen kimselerdir. Bu, sırat köprüsü gibi kotkulu ve dar yolda her'canı istiyen, her aklına esen hora tepemez!,, Eğer "Haber,, deki yazımdan dola- yı bu taşlar bana ise hemen cevap ve- reyim ki ben o yazımda: "Alaturka mu- siki artık yeni bir şey yapamaz,, diye kesip atmamış, bu musiki bu gidiş ve bu şekliyle ve tam manasiyle artık ha- Pp! yutmuş ve onun için bunda yenilik- ler yapmak zâman: bile çoktan gelip geçmeğe başlamıştır. demiştim. Sa- nırsam bu hapı yutma meselesini "Ku- run,, daki yazınla sen de tasdik cdi- yorsun ki yazının serlevhasma şu cüm- leyi koymuşsun : *Musikimiz iğneli fıçıda?,, Senin bü serlevhan için rahmetli tanburi İsak'ın mezarda kulakları çın- Tasın! diyelim mi acaba? Bugünkü musikinin iğneli fıçıda olduğunu söyledikten sonra demek ki ikimiz de bir. noktada tıpatıp birleşi- yoruz demektir. Hattâ yalnız “ikimiz değil, yeçende, i © Müsikümiz. Başlığiyle bir yazı yazmış olan çâziz dostumuz Kemal Eminle birlikte üçümüz de birleşiyoruz. Demek, bugün ortada katiyen inkâr edilemiyecek bi? gerçeklik var ki o da alaturka musiki, yukarıda dediğim gibi, tam manasiyle hapı yutmuştur! Gelelim şimdi bunun yeniden can. lanıp, dirilip (o parlaması, yükselmesi meselesine... Sana gayet samimiyet ve salletle sorarım: Bugün artık "iğneli fıçıda, yahut “mezbahada,, dediğiniz şu bizim ala: turka musiki eski gidişatmı, şeklini, bi çimini, âdetini, usulünü; kaklesini, gö- zeneğini bozmadan ve alât. edevatını hiç bozmüdan, hiç değiştirmeden, oldu- ğü gibi kendini bu "iğneli fıçı, dani bu "mâzbaha,, dani nasıl kurtarıp diri- lir, canlarır, parlar, yükselir? Lütfen şunu baha izâb eder misin? Ama da. rılma, ben bu ciheti sana candan bir dostça aziz bir arkadaşça Soruyorum. Meselâ edebiyatta gazel. > şarkı, müstezad, murabba, rübai tahmis, mü seddes falan gibi şeylerle ve bunlarla birlikte yürüyen nesir tarzmdan yeni biçim manzumelere, hikâyelere, Toman- lara, tiyatrolara, tenkitlere nasl (geç- mek gerekti ve nasıl gectikse ben, #m- sikide de öyle yapmalı diyorum. Eğer vaktiyle övle yapılmasaydı, edeb'yatrmız da mus'kimiz gibi olduğu yerde sayıp kalsaydı Recai zade A- raba sevdası, nı, Halit Ziya "Mavi si- yah,, ınr. Fikret “Rehab şikeste.. sini Raruf "Eylâl,; ünü Yakup Kadri "Bir serercam. , "Nur baba,, snr “Hü küm gece,, sini, Halide Edip "Sinekli bakkal, mı Reşat Nuri "Çak kuşu, "Dudaktan kalşe., sini ve tiyatroları, Mahmut Yesari kendi roman ve tiyat- rolarını ve hele büyük üstad Hüseyin Rahmi bambaşka biter âlem olan o e#- siz römanlarmı eski kalıplar, çerçeve- , 7 şekiller, görenekler içinde zor mey- dana getirebilirlerdi. İşte benim demek istediğim budur. Meselâ "Senfoni,, ki musikinin yüksek e Haberde Alle Üleler, savaşlar, Elektrik şirketi buldaki arkadaşlarımla den de uzun uzun bel larmı pek nadiren ok : mek isterdim, ne yapay her zaman ele geçiremi! V Bilirsin ki Adana ve Ke b Eim kimselerin hemen verim. "Höle sınıf arkadaşla © ni dalma muhabbetle oldi ist dan geçen yıllar (on ; mi?) bazı isimleri, unit Me çehreler, artık elbette çeyri” ğim kadar öğ olalı Tâ gözümün önündedir. iu “Nurullah Atag'm kuyruki ZİZİM Nevzad, ye” Kr Didi iy romantlır, başlı Büşina birer âlem olan bu senloniler ayarında Türkün ruhu- nu söyliyen bir Türk eseri yaratmak ve çıkmak için âcaba bizim eski makam ve usullerimiz ve çalgılarımız kâfi mi- dir, değil mi? Mesele işbe budur. Eğer bizim bu gün artık tamamiyle hapı yutmuş bir duruma düşmüş olan alaturka musiki- nin çok eskiden beri sürüp gelen ma- | hikâyesi" (1) adlı Yağa işin ; r kam ve usulleri, çerçeve ve biçimleri ve yalnız bana dair old! olduğ ye çalgıları söüsikide hikâye, rordm, &- ve ak ani yatro icat etmeğe ve onları hakkiyle | alâka ile okudum. başarmağa ra bunu bana ge hosüma gitti. Sy, Çe tın, ispat edin, ben de bilmediğimi 5ğ- | ven bir gey öğretmeyip yi venip sizlere teşekkür ederek eski söy- | kım geyler öğrettiği “e iynât Bi bir adam'isem ne mut damdan öğtenebileceğimi” ye seyler işte o ne olduğu bir e diri edilemiyen “birtakım “Talihsiz yıldız” adif Yil memişsin, Olabilir. O 37 fena; çok manasızdır. hiç niyetim yok; eşi zete koleksiyonunda © zmn, bunu yapmağ& üyoniyd kat sana bir sey söyliyeyi” 0 yi çoğu ve muharrirlefin e i gibi sen de, “fıkra” deni. lik kısa yazıları ' ol sun. Emin ol ki aşağıda * rimi bir yazımı mü muhaffife” bulmak lediklerimden cayayım? Ben demiyorum ki b rın çok değerli bir musiki ustası çıkıp da: a ar a a e 2 “Ey könca dihen harı glem canıma geçti Yahut: “Hayali yöre değme girye dursun, Ayarında yeni yeni şeyler besteli- yemez. Vaktiyle bü harikulâde güzel şeyleri besteliyen babalarımız, dede: lerimiz gökten zenbille inmediler ya: elbette gene onlar gibi içinde gerçek musiki şulesi yanan biri çıkar, belki de Hunlardan daha âlâsm: yapabilir, Lâ- kin böyle bir küçücük parça ne kadar detek » beriim de BÜ bf güzel, ne kadar'nefiş olursa olsun bü değilim: be: Eni günün ifadesi olabilir mi? ra yazncağımı hiç ha! i zi z ğim günlerde bile öyle © Diyelim ki böyle bir parça yapılma Hiç biz fikre muharririni sın da ayni kuymette, yahut daha yük- sek kudrette dalla büyücek. parçalar yapılsın. Fakat, çalış, söyleyiş. târzla- rı, kalıplar biraz değişmedikçe; biraz genişlemedikçe, ve o yüz <ell'den fazla makam bağları çözülüp yaylar, muztaplar, hançereler setbestleşmedik- çe bilmem ki istenilen meydana gele- bilir mi, yani eski tabirle matlüp basıl olur mu? İş, dediğim gibi hikâye, roman, ti- yatro ve saire işidir. Yoksa sadece küçük küçük manzumeler ve şiirler işi olsaydı, mesele yoktu. Hikâye, roman- da, tiyaroda ise neler, neler, ne vaka“ lar, ne maceralar, ne âlemler vardır. Doğuşlar, yaşayışlar, ölüşler, aşklar, ihtiraslar, delilikler, yangınlar, zelze- tufanlar, o ktyametler ve sonra bayramlar, seyranlar, şenlik- ler, festivaller, kermesler, karnayallar, panayırlar ve daha neler de neler var! Acaba diyorum. bizim bugün "İğ neli fıçı, veya "Mezbaha,, da bulunan nt arasıra, tesadüf kabilinds? caz değildir. Bir «fikre lari bir müddet ” blm Se olursun, liğe mazsın, Onun yazısını gezdirdiğin gün c hemen hiç bir üzerinde fikir yürütüyor” iğ Fıkra muharriri kari ge : bab” dır: her gün yer Bi olduğumuz bir ahbab. Bİ” gss gün aklından geçeni yi we şumuza gider, bazan ) g “Bugün bize bir şey 20lik edip gitti, diye paran vi baba darılır mıyız?.,. F** olasi bizimi içiri böy bir ahba. ii vi gayesine Erem. a SEE kahvesi veya akşam Hiç Sr okunur, tiryakiliği var gu sa bir miiddet her gün © alaturka musik'miz bu. işkencehanc. | Sina, fıkra muharririni. oy lerden kurtarılıp ona eski şartlar aj. | Hr. Sen de benim bü rğbe e Bi tında yeni bir güzellik verilmeğe başla, | bir hafta. on gün hear ag p mursa o, bu dediklerimi" bize" tamimiyiz” | pe beğenmezsin; belki eg Ye duyurabilir mi? İşte, benii söylemek | müm daha ağır olar. ke köt 0 zaman içlerinde alip onun üzerinde | fik” doğru olmadığını anlarsın Benim de'sana bir Frenk isimlerinin imlâ”? ve anlamak istediğim bu! Yoksa: "Bu, sırat köprüsü gibi kor- kulu ve dar yolda,, bizim ne hora tep- tiğimiz var ne de çifte telli oynadığı > miz! & ti nim adımı da daimi “ “Atacın değil, Ataç'a Adana'nın toprağını rk Yeni bir mesele için mabkemeye verildi Elektrik şirketindeki yolsuzlukları. Sujistimal tahkikatın da bitirerek müddelumumiliğe vermiştir. 4) BD a diploma alı 7 İlk kadın tayyareci” a Gökçene bugün saat 17 yi de tayyare mektebinde Mir Pi vi Toma verilecektir. Gecö "tip edilmiştir, Bu baloy*” Te zabitleri çağrılmış” z Atatürkün hemşiref gr ii müfi oi pda müdektişi general <i*mislendir, ei dead ği. İğ e